Catalog

19 TEMMUZ 2007 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Bakanlığın koruma altına aldığı ahşap bina göz göre göre yıkıldı. AKP’li belediye alana otopark için ruhsat verdi 3 MEDYA NOTU EMRE KONGAR SEÇİM ARAŞTIRMALARININ BELİRSİZLİĞİ: Boğaziçi’nde ‘tarihe’ otopark AYKUT KÜÇÜKKAYA ültür ve Turizm Bakanlığı’nın İsK tanbul’da “korunması gerekli kültür varlığı” olarak tescil ettiği “tarihi ahşap bina” yıkılarak “açık otoparka” çevrildi. Bakanlığın “izinsiz herhangi bir müdahale varsa ivedilikle durdurulması” talebini içeren resmi yazısı dikkate alınmazken Üsküdar Belediyesi, otoparkın işletilmesi için bakanlığın yazısından 18 gün sonra otopark için “işyeri açma ve çalışma ruhsatı” verdi. AKP’li belediyenin ruhsatı vermeden önce kendisine ulaşan şikâyet dilekçesine verdiği, “Şikâyet konusu edinilen yerle ilgili otopark yapılmak üzere heAlanda tarihi yapıdan geriye sadece yıkıntılar kaldı. Olanaklar ve Olasılıklar Türkiye seçimlere büyük bir belirsizlik içinde gidiyor. Sonuç ne olursa olsun, sürpriz niteliği taşıyacak. ??? AKP de birinci parti olsa, CHP de birinci sıraya yerleşse sürpriz! DP ve GP yüzde on barajını geçerlerse de sürpriz, takılırlarsa da! AKP yüzde 30’un altında kalırsa, sürpriz! CHP yüzde 30’u geçerse küçük sürpriz! AKP yüzde 40’a yaklaşır veya geçerse büyük sürpriz! CHP yüzde 25’in altında kalırsa büyük sürpriz! MHP seçim barajına takılırsa çok büyük sürpriz! ??? Şimdi biraz dil egzersizi yapalım: O kadar çok farklı olasılık var ve hepsi de o denli olanaklı ki, sürprizler olağan görünüyor artık. Yoksa şöyle mi demeliydim? O kadar çok farklı olanak var ve hepsi o denli olası ki, sürprizler olağan görünüyor artık. Eski deyimlerle nasıl söylemeliydim bu sözleri? Mümkünler mi muhtemel, muhtemeller mi mümkün? Yani farklı imkânlar değişik ihtimaller mi yaratıyor, yoksa değişik ihtimaller, farklı imkânlar mı? Bu konuda okurlarımın düşüncelerini ve önerilerini bekliyorum. ??? Yeniden ana konuya dönelim: Neden böyle oldu? Neden kamuoyu, seçimler öncesinde büyük bir karanlık içinde? Neden sonuçlar önceden kestirilemiyor? ??? Çünkü demokrasimiz de toplumumuz gibi azgelişmiş. Çünkü siyasal yapı, medyanın nitelikleri, özel girişimin ahlakı ve ilkeleri, henüz, özerk, bağımsız, meslek ilkelerini ve ahlakını ön planda tutan profesyonel araştırma kuruluşlarının yaşamasına ve gelişmesine izin vermiyor. “İzin vermiyor” diyorum, çünkü bu tür kuruluşlar ortaya çıktı. Dürüst araştırmalar yapıp başarılı sonuçlar da yayımladılar. Ama bir bölümü yaşamlarını sürdüremedi. Bir bölümü ise yaşamlarını sürdürüyor, ama kendilerinden dürüst araştırma isteyen yok. Gerçeği bulmak ve ilan etmek için kendi başlarına dürüst ve nitelikli araştırma yapanlar ise yaptıkları araştırmaları yayımlayacak yer bulamıyor. Çünkü medya, hem yanılma riski olduğu hem de gerçeği, seçim öncesinde kamuoyuna yansıtmak iktidarın işine gelmediği için bunlara yer vermiyor. Daha doğrusu haber olarak yer veriyor, ama sorumluluk üstlenmiyor. O zaman da seçim sonuçlarına ilişkin ölçümler, “bilimsel veriler” temelinde değil, “dedikodu” düzeyinde algılanıyor ve tartışılıyor. Her şeye karşın dürüst ve profesyonelce yapılan ve medyada yer bulabilen bazı sonuçlar ise uyduruk, yapay, propagandaya yönelik araştırmaların sonuçlarının yarattığı kirlilik içinde değerlerinden yitirip, ötekilerle aynı düzeyde görülüyor. ??? Türkiye’de temizliğe siyasetten başlamak gerekiyor. Çünkü siyasetteki kirlenme toplumun bütün katmanlarına, bütün kurumlarına bulaşıyor, hepsini pisletiyor. nüz ruhsat talebinde bulunulmamıştır. Açık otopark olarak yerin hazırlanmasından sonra başvuru olması halinde şikâyet dilekçeniz değerlendirilecektir” yanıtı, tarihi yapının göz göre göre yıkılarak otoparka çevrildiğini ortaya koyuyor. İstanbul Beylerbeyi’nde yaşanan olay Beylerbeyliler Dayanışma Derneği’nin, Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul 4 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’ne yaptığı başvuru üzerine ortaya çıktı. Dernek, Üsküdar Belediyesi’ne gönderdiği şikâyet dilekçesini bakanlığa bağlı müdürlüğe de gönderdi. Dernek başvurusunda, “Beylerbeyi Mahallesi, Araba cılar Sokak, 125 pafta, 755 ada, 24 parseldeki ahşap binanın yıkılarak, parselin otopark olarak düzenlenmeye çalışıldığını” bildirdi. Bakanlığa bağlı müdürlük, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Boğaziçi İmar Müdürlüğü’ne 1 Haziran 2007’de yazdığı resmi yazıda olayla ilgili önemli tespitlerde bulundu: ? Korunması gerekli kültür varlığı Parseldeki yapı, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 19.04.1974 gün 7759 sayılı genel kararıyla korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilmiştir. ? Bir dönemin özgün yapısı İstanbul 3 Numaralı Kültür ve Tabiat Var lıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 04.01.2006 gün 1277 sayılı kararında, “... 775 ada, 24 parseldeki bir kısmı çökmüş olan binanın bir dönemin özgün yapısı olması, ayakta olan kısımlarının yıkılmaması, binanın nüfus ve eşyadan arındırılmasına” karar verilmiştir. Bakanlığa bağlı müdürlük izinsiz herhangi bir müdahale varsa ivedilikle durdurulmasını talep ederken tarihi bina bu süreçte sahibi tarafından yıkıldı. Yılmaz İnşaat’a 19 Haziran 2007’de Üsküdar Belediyesi’nce ruhsat verildi. Yılmaz Otopark, tabelasını cadde üzerindeki ahşap bir binanın üzerine astı. İVEDİLİKLE RUHSAT VERİLDİ! ekongar@cumhuriyet.com.tr;www.kongar.org OKS’ye itiraz için son gün 28 Temmuz ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ortaöğretim Kurumları Öğrenci Seçme Sınavı (OKS) sonuçlarına itirazlar sürüyor. Veliler, diploma notu yanlış girilen öğrenciler için tercihlerin tesliminde son gün olan 28 Temmuz’a kadar itiraz başvurusunda bulunabilecek. İsteyen veliler, 10 YTL ücret yatırmadan okullarına itiraz dilekçesi verebilecek. Kâğıtlar ÖSYM ile aynı kalitede ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) OKS’de “Optik okuyucu hatası’’ iddialarıyla ilgili olarak açıklamalarda bulunan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Eğitim Teknolojileri (EĞİTEK) Genel Müdürü Nizami Aktürk, “Optik okuyucularda hata olması mümkün değil’’ dedi. Aktürk, bakanlığın ucuz kâğıt kullandığı iddialarının doğru olmadığını belirterek “Optik okuyucular, ÖSYM’de kullanılan optik okuyucularla aynı markadır” diye konuştu. ‘2007 OKS bir skandaldır’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) EğitimSen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer, “2007 OKS’nin başlı başına bir skandal olduğu belirterek bunun sorumlusunun Milli Eğitim Bakanlığı olduğunu söyledi. Dinçer, bakanlığın “son beş yıldır hukuksuz uygulamalar, kadrolaşma girişimleri ve yapılan yanlışlarla gündeme geldiğini’’ ifade etti. Türk EğitimSen ise “görevini savsakladığını” belirttiği Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik hakkında suç duyurusunda bulundu. CUMHURİYET 03 CMYK