Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 10 TEMMUZ 2007 SALI 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI A A A A A A A A B 32 35 35 33 38 38 39 39 30 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya B B PB PB A A A B A 30 29 27 27 33 32 32 28 36 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars A A A A A A PB PB PB 36 33 38 39 40 39 27 28 26 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun doğu kesimleri parçalı bulutlu, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı yurdun iç ve doğu kesimlerinde 2 ila 4 derece artacak. Rüzgâr; genel olarak doğu ve kuzeydoğu, yurdun güney kesimlerinde hafif, ara sıra orta kuvvette esecek. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y Y Y Y Y Y Y Y Y 18 17 23 20 18 17 16 21 23 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y PB Y Y Y Y A Y 19 20 30 19 32 34 24 32 15 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y PB Y PB Y PB Y A A 22 34 32 42 26 36 23 36 38 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada soktuğunu yeterince, hatta inandırıcı biçimde anlatamadığı için bu propaganda halk mantığında yer tuttu. Çoğu yerde, sokakta, kahvede konuşanlar cumhurbaşkanını halkın seçmesine muhalefetin engel olduğunu söylüyor. RTE ile Gül, cumhurbaşkanını halkın seçmesine ikinci önemli engel olarak Anayasa Mahkemesi’ni gösterdiler. Meydanlarda Yüksek Mahkeme’yi yuhalattılar. 367 oy koşuluyla ilgili kararıyla hukuksal ilkeleri göz ardı ettiğini ve Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesinin böylece engellendiğini savundular. Yüksek Mahkeme’nin 367 kararını siyasal bir davranışın eseri olarak tanımladılar, tanıttılar. Ünlü ikili, Yüksek Mahkeme’nin cumhurbaşkanını halkın seçmesini öngören anayasadaki değişiklikler paketini de aynı tutkuyla, aynı mantıkla nasılsa iptal edeceğine inandığı için muhalefet kadar Anayasa Mahkemesi’ni de suçladılar. Her kurum, her siyasal görüş suçlu, sorumlu! AKP’ye egemen olan zihniyete göre, başkentte siyaset ve yargı birlik olmuş, dindar bir cumhurbaşkanı seçtirmeye çaba gösteren AKP’yi engellemek için her fırsatı kullanıyor, aleyhte kapanlar kuruyor! Dayandıkları tek konu, halka cumhurbaşkanı seçtirmemek! ??? Ne ki, bu mesnetsiz dayanak birden iflas ediverdi. Anayasa Mahkemesi, RTE ile ikizi Gül’ün gerçekleri saptıran yalanlarını yalanlayan bir kararla, cumhurbaşkanını halkın seçmesini sağlayacak referandum yolunu açıverdi. RTE, kampanyanın temel direğinin çökmesi karşısında fazla konuşmadı. Velakin halkı partilere, Anayasa Mahkemesi’ne kışkırtmakta bir numaralı rol oynayan müzmin cumhurbaşkanı adayı Gül, bir kez daha sırtında yumurta küfesi olmadığını belgeleyiverdi. Abdullah Bey, “...Tüm olanlardan Anayasa Mahkemesi üyeleri de rahatsız olmuş… Hukuka göre hareket etmenin, mahkemenin prestiji ve Türkiye’nin yararına olacağını fark etmişler…” diye buyurdu. Bu söylemiyle Gül, Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararını verirken hukuka göre hareket etmediğini ama… meydanlara bakılırsa halk kendisini mutlaka cumhurbaşkanı görmek istiyormuş ya, son kararı ile prestijini kurtardığını söylüyor. Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararı siyaset yapıyor, hukuku dışlıyor, ama Gül’ün lehine gördüğü son kararı hukuksal kurallara uygun buluyor. Mantık bu, kafa bu kafa! ??? Propagandaya geldi mi başka konuşmakta, uygulamalar yapmakta AKP’den daha usta bir parti, RTEGül gibi bir ikiliyi demokrasi tarihimiz görmedi. Esnaf oğlu ve babası sakallı olduğu için adaylığına karşı çıkıldığından söz ediyor. Fakat AKP’yi yakından izleyen Ruşen Çakır, Vatan’da Gül’ün bu söyleminin ne denli aldatıcı olduğunu, tersine propaganda yapıldığını yazıyor. “AKP’nin Doğu’da (not: gelen bilgilere göre hemen her yerde) hep Cumhurbaşkanlığı konusunu işlediğini” belirterek Gül’ü yalanlıyor ve tabii AKP örgütünün işlediği gibi, “Anadolu’da çok sayıda insan, Gül’ü dindar, eşi tesettürlü, babası sakallı, yani kendileri gibi görüyor. Ona yapıldığını düşündükleri haksızlığı kendilerine yapılmış görüyorlar” diyor. Böylece, AKP ikiyüzlülüğü sergileniyor. ??? Seçim bildirgelerine göz atarsanız Gül’ü tarife gerek olmadığını görebilirsiniz. İmam hatip eğitiminden, kamusal alanda türban yasağından tek sözcük yok. Laiklik, Atatürk devrimleri gibi ulusal sorunlar hasır altı. O biçim icraat renkli, kocaman harflerle. 1.2 milyon aileye ücretsiz kömür… yoksullara bayramlarda 330 milyon YTL… 78 aşevinde her gün 70 bin kişiye sıcak yemek…vs. Devletten beş kuruş almadan bu icraatın nasıl işlediğini merak edenler, Milliyet’te Meral Tamer’in birkaç gün önce köşesinde verdiği bilgileri okumalı. “Yozgat’ta 85 bin, Ankara’da 350 bin ailenin bu yardımlardan düzenli yararlandığını” belirttikten sonra “müthiş bir ağ” dediği “mekanizmayı” açıklıyor: “… AKP’li belediyeler ihaleleri kendi yandaşlarına veriyor, ancak karşılığında ‘ortak havuza’ bağış yapmasını istiyor. Ayrıca inşaat yapılacak arsalara, son dönemde ayyuka çıkan hukuk dışı imar değişiklikleriyle sözgelişi 2 emsal yerine 5 emsal veriliyor; arsanın değeri bir anda 23 katına çıkan arsa sahibi de tabii havadan gelen paranın yarısını seve seve ‘ortak havuza’ atıyor… …Havuzda toplanan paralar kesinlikle kayda geçmiyor tabii…” Ana muhalefet “olaya doğru teşhis koyuyor… ama…” tezgâh çalışıyor. Ortak havuzda toplanan paraların ne kadarı halka, ne kadarı başka ceplere gidiyor? Bu nokta elbette karanlık. AKP ile soygun, yolsuzluk düzeni devam eder. Zira bu kadro bu işlerde mahir. Minareyi çalanlara kılıfını da hazırlıyor… Talabani’den yine tehdit Kürdistan Yurtseverler Birliği, Türkiye’nin Kuzey Irak’a 1 milyon askerle girmesi durumunda bile direneceklerini ve Türk ordusunu yeneceklerini ileri sürdü Dış Haberler Servisi Irak Devlet Başkanı Celal Talabani’nin liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin resmi sitesinde yer alan bir haberde “Türkiye’nin Kürdistan bölgesine girmesinin kolay olacağı, çıkmasının ise tabutlarla olacağı’’ ifadesine yer verildi. İnternet sitesinde yer alan haberde, sokaktaki “çok sayıda polis, peşmerge, genç, yaşlı, kadın ve sivil toplum kuruluşu temsilcisiyle’’ yapıldığı öne sürülen röportajlarda “Türkiye’nin Kürdistan ve Kerkük’ü işgal etmesi için en az 8 milyon Kürt’ü katliamdan geçirmesi gerekiyor. Bir milyonluk askerle bile girse, hiçbirisi sağ çıkmayacaktır. Kürtler bu konuda hazırlıklıdır’’ denildi. şı tutumunun net olduğunu ifade ederken “Daha önce de sayısız sınır ötesi operasyon düzenlendi. Bunların hiçbiri sorunları çözmedi. Bugün de sınır ötesi bir operasyon için karar alınsa yine sorunları çözmeyecektir’’ dedi. Türkiye’ye sorunların çözümü konusunda diyalog yolunu kullanması çağrısı yapan Sermami, Türkiye’nin sınır ötesi bir operasyona kalkışması durumunda, Kürtleri, merkezi Irak hükümetini, ABD’yi ve diğer işgal güçlerini karşısında bulacağını öne sürdü. Türkiye’nin sınır ötesi operasyon düzenlemesine karşı görüş bildirenler arasına Irak Hükümet Sözcüsü Ali Debbağ da katıldı. Debbağ şunları söyledi: “Irak’a yönelik herhangi bir askeri operasyon ülkedeki durumu daha da istikrarsızlaştıracak. Bu yüzden Türk yetkililerden Irak’a operasyon düzenlenmesi planından uzak durmalarını istiyoruz.Aksi takdirde Türkiye bütün Iraklılar tarafından çok sert bir karşılık alır.’’ GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ‘Diyalog denenmeli’ Kuzey Irak’taki Kürt parlamentosu Hukuk Komisyonu Danışmanı Tarık Cevher Sermami ise Kürdistan Bölge Parlamentosu’nun, Türkiye’nin olası bir sınır ötesi operasyonuna kar AKP’Yİ ELEŞTİRDİ Baydemir Roj TV’de Dış Haberler Servisi Türkiye’nin kapatılması için birçok kez girişimde bulunduğu terör örgütü PKK’nin yayın organı Roj TV’nin stüdyo konuğu olan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Diyarbakır’dan Ankara’da üretilen siyasete bakıldığında “akıl tutulması’’ değerlendirmesi yapıldığını belirtirken terör örgütü PKK’yi “silahlı Kürt muhalefeti’’ olarak niteledi. Roj TV’de önceki gün yayımlanan bir programa katılan Baydemir, son gelişmelerin bölgede yakından izlendiğini belirtti. Baydemir, “AKP’nin basiretli olmayan tutumunun bugün ortaya çıkardığı tabloda önemli rol oynadığına inanıyorum. Eğer 2005’te Mersin’deki bayrak provokasyonunda, Şemdinli’de hükümet, olması gereken reaksiyonu ortaya koyabilse, Yüksekova’da söylenen haklı söylemin, Diyarbakır’daki konuşmanın arkasında durulabilseydi emin olun ‘edarbe’ olmazdı. Sayın Erdoğan Türkiye üst kimliğinden söz etti. Bugün adeta tekliyor Sayın Başbakan. Bugün Türkiye’de yurttaşlar arasında güven bunalımının arttığını görüyorum’’ diye konuştu. Irak Dışişleri Bakanı Zebari Bağdat’ta basın toplantısı düzenledi. (AP) Zebari: Gelin konuşalım Dış Haberler Servisi Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, Türkiye’nin Irak sınırına 140 bin asker yığdığını savundu. Bağdat’ta basın toplantısı düzenleyen Zebari, PKK konusunda “Türkiye’nin meşru endişelerini anlıyor ve bu konunun müzakere edilebileceğini düşünüyoruz” ifadesini kullandı. En mükemmel çözümün Türk ordusunun sınırdan çekilmesi olacağını öne süren Zebari, “Ortak bir TürkiyeIrakABD güvenlik komitesi var ve bu, iki ülke arasındaki tüm konu ve sorunların çözümü için uygun bir organ. Bu komitenin faaliyetlerine ev sahipliği yapmaya hazırız” dedi. ABD, Zebariye katılmadı ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sean McCormack ise günlük brifinginde, Türk ordusunun Güneydoğu Anadolu’da PKK’ye karşı geniş çaplı operasyonlar düzenlemesinin olağan olduğunu belirterek Zebari’nin, Türkiye’nin sınıra “asker yığdığı’’ yönündeki eleştirisine katılmadıklarını ortaya koydu. Pentagon Sözcüsü Bryan Whitman da, Ankara’nın, PKK’ye yönelik kaygılarının meşru olduğunu, ancak operasyona karşı olduklarını yineledi. sol bir derginin çıkacağına ilişkin ilanlar başladı. Dergi çıktı, ilk sayı bayilerde... O da ne... En az 34 yerinde Cumhuriyet gazetesine her dozdan eleştiri! Dayanamadım, sorumlulardan birine bunun nedenini sordum... Verdikleri yanıtlardan biri şuydu: “Ne yapalım... Biz de okurumuzu Cumhuriyet gazetesi çevresinden sağlayacağız!” Dergi çok yaşamadı, ama bu anım ne yazık ki daha sonra da karşılaştığımız pek çok olay nedeniyle yaşamaya devam ediyor! ??? Köşe yazısında peşrev olmaz; ana konumuz 22 Temmuz’a giden yolda CHP karşıtlığını solculuk olarak ilan eden ‘solcular’... Görünen o ki, onlar da “Bize gelse gelse, CHP’ye oy verebilecek kesimlerden oy gelir, o zaman yüklenelim CHP’ye, ne çıkarsa” diye düşünüyorlar! Yeri geldikçe vurguladığımız bir gerçek var: Demokrasisi rayına oturmuş ülkelerde siyasi yelpaze; merkezin sağındaki ve solundaki partilerle her iki kesimin biraz ötesindeki partilerden oluşur. Bu yelpaze iyi oluşmazsa, siyaset deyim yerindeyse kepaze olur! Türkiye’de ne yazık ki, CHP’nin solunda güçlü bir hareket öne çıkmadı. Elbette kendi çizgisi içinde yoluna devam eden, hatta çizgisinden milim ödün vermeyen sağlıklı hareketler var. Ancak Türkiye’yi yönetmeye soyunma, seçmenin hatırı sayılır bir dilimini arkasına alma bağlamında bir çizgiden söz ediyoruz... Genel başkan sultasından halka inmeinmeme tartışmasına kadar CHP’ye yönelttikleri her eleştiriyi kendileri de hak eden bu partiler, yerine göre bağımsız adaylar da çıkararak 22 Temmuz kervanına katıldılar. Propaganda stratejilerinin merkezine de CHP’yi oturtup yollarına devam ediyorlar. ??? Oysa bunu yapacaklarına şöyle bir yol izleseler: 1 Fazlasıyla sahip oldukları beyin gücünü, solun içindeki yelpazeden pay almaya değil de toplumun öteki kesimlerini sola çekmeye harcasalar... 2 Ürettikleri projelerle ve halka ulaşma yöntemleriyle CHP’yi tedirgin edecek noktaya gelseler... 3 Kangrenleşmiş sorunlara sözcüğün tam anlamıyla başka bir seçenek oluşturabilecek çözümler önerseler... Hem sol yelpaze genişleyecek hem de kendilerinin siyasetteki ağırlığı daha da artacak. CHP’nin solunu besleyecek damarlarda da tıkanıklıklar var. Ancak buna karşın 22 Temmuz’a giderken bu hareketlerin izlediği yol bize göre sağlıklı değil. CHP, 22 Temmuz için Türkiye’nin bütünlüğünü, laikliği, halkın gündemini ön plana alan bir çizgi oluşturdu. Günümüz koşullarında merkeze de hitap etmeyen sol partinin gündemine alabileceği en geniş yelpaze budur. Alman sosyal demokratlar, ezeli liderlerinin söylemiyle şuna inanır: Bir kişi 20’sinde komünist, 30’unda sosyalist, 40’ında sosyal demokrat olur... Bu sözün Türkiye koşullarında geçerli olup olmadığı ayrı tartışma konusu. Ancak şu saptamanın tartışma götürmez bir gerçek olduğunu düşünüyoruz: Sol, kavgada önceliği kendi içindeki yelpazeye verirse küçüldükçe küçülür... Hatta bazen pusulasını iyice kaybeder, şeriatı bile demokratikleşme ilan etmeye kalkar! ankcum?cumhuriyet.com.tr Türkiye’yi bölünmüş gösteren harita açan Yunan öğretim üyesi yanlış anlaşıldığını ileri sürdü Pejak lideri ‘Ümithan’ öldürüldü ? TAHRAN (AA) İran Devrim muhafızlarının, ülkenin kuzey batısında yaptıkları operasyonlarda, terör örgütü PKK’nin İran’daki uzantısı olan Pejak’ın bölgedeki 12 grubunun lideri “Ümithan” adlı teröristi öldürdüğü bildirildi. Geniş bir bölgede yürütülen operasyonlarda 4 terörist de sağ yakalandı. Pejak terör örgütü, Türkiyeİran sınırındaki dağlık alanda faaliyet gösteriyor. Mazis: Art niyetim yoktu ATİNA (AA) Yunanistan Savunma Bakanlığı tarafından geçen hafta düzenlenen bir seminerdeki konuşması sırasında Türkiye’yi bölünmüş gösteren bir harita açan Prof. Yannis Mazis, “dost, komşu ve müttefik Türkiye’yi gücendirmek gibi bir niyeti olmadığını” söyledi. Atina’da geçen hafta gerçekleştirilen, “Kriz Yönetimi Atina 2007’’ adlı seminerdeki sunumu sırasında Türkiye’nin Güneydoğusu’nun “Kürdistan’’ olarak gösterildiği bir harita açarak değerlendirmelerde bulunan İyonya Üniversitesi öğretim görevlilerinden Prof. Mazis, yaptığı açıklamada, “hiçbir art niyet” taşımadığını söyledi. Mazis, sunumunda Türkiye’nin PKK konusundaki endişelerini paylaştığını vurguladığını belirterek “Bu argümanlarımı akademik anlamda sergilemek için internette dolaşan ve basında da yer almış olan bir haritayı kullandım...Türk askeri ataşe tarafından anlaşılamadığım için üzüntü duyuyorum’’ dedi. ‘Resmi tezimizi yansıtmıyor’ Öte yandan, Türkiye, bölünmüş harita konusunda Yunanistan Dışişleri Bakanlığı nezdinde girişimde bulundu. Türkiye’nin Atina Büyükelçisi Tahsin Burcuoğlu dün Yunanistan Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Haralambos Rokanas’a Türkiye’nin söz konusu olaya ilişkin tepkisini iletti. Yunanistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Yorgo Kumuçakos, dün yaptığı yazılı açıklamada, “Kişisel bilimsel teoriler ya da görüşlerin Atina’nın resmi tezlerini ifade etmediğini’’ bildirdi. Asılsız bomba ihbarı korkuttu ? TRABZON (Cumhuriyet) AnkaraTrabzon seferini yapan THY uçağına bomba konulduğu yolundaki ihbar panik yarattı. Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafiz Özak’ın da bulunduğu THY’ye ait AirBus tipi uçak Ankara Esenboğa Havalimanı’ndan Trabzon’a gitmek üzere 83 yolcusuyla dün saat 20.30’da havalandı. Uçağın, kalkışından bir süre sonra bomba konulduğu yönünde ihbarda bulunuldu. Trabzon’a iniş yaptıktan sonra Bakan Özak’la birlikte yolcular hızla uçaktan uzaklaştırıldı. Yapılan aramada şüpheli bir duruma rastlanmadı. / IŞIL ÖZGENTÜRK ? Baştarafı Arka Sayfada az petrol demek, daha az ağaç kesimi demek oluyor. Ve dünya böylece daha az ısınıyor. Ben böyle “nasıl daha az yakıt kullanabilirim, nasıl daha az su kullanabilirim” diye kafa yorarken çevremde pek çok kişi de aynı durumda; sebze yıkanan sular daha sonra tuvalete dökülüyor, arabalar sadece siliniyor, elde bulaşık yıkamak yasak, evet bazıları böyle yaparken, hemen yanıbaşımda bir yıkama istasyonunda şakır şakır arabalar yıkanıyor, varoşlarda her evin önünde yeni yıkanmış en az beş halı ve sitelerde hiçbir önlem alınmadan sulanan bahçeler. İnsan gerçekten öfke duyuyor. Benim şimdiden iki vukuatım oldu: Birinde bahçeyi geçtim, sokağı sulayan bir kapıcıya sordum; “Bu su şehir suyu mu?” “Hayır abla” dedi, “kuyudan.” Aynı anda kapıdan apartman sakinlerinden biri çıkıyordu, müdahale etti: “Biz de kuyu yok ki...” Ben, “O zaman lütfen daha az sulama yapın; çiçeklerin, ağaçların altı artık su alamayacak biçimde şişmiş, görmüyor musun” dedim. Vay öyle mi, aynı anda apart El İnsaf! man sakini bir cengâver kesildi ve bağırmaya başladı: “Sana ne? Bu suyun parasını biz veriyoruz!” Öbür vukuatım güzel, sakin bir sitede, bahçıvan kardeşle, hava iyice kapalı, belli ki, biraz sonra gürültülü bir yağmur gelecek, ama işgüzar bahçıvan kardeşimiz eline hortumu almış, çimleri sulamıyor, adeta suya gömüyor: “Yahu” diyorum, “az sonra yağmur yağacak ne diye çimleri suluyorsun, daha sonra yaparsın. Su bitiyor.” Gene aynı yanıt: “Bizim su yandaki dereden geliyor, onun suyu bitmez.” “Biter öyle bir biter ki...” diye üstüne basarak yineliyorum, “Tövbe, tövbe” diyor, “Allah’ın işi bu, kul kısmı anlamaz, bu su bitmez!” Tartışmayı kesiyorum, az sonra şakır şakır yağmur yağıyor. Bunlar küçük vukuatlar, şimdi asıl canımı sıkan konuya gireceğim. Bu ülkede Başbakan da dahil çok fazla Fenerbahçe taraftarı olduğunu biliyorum, Fenerbahçe Kulübü’nün çok parası olduğunu da biliyorum, ama böylesine bir israf ve her şeye sahip çıkma tavrı; doğrusu bu çok fazla oluyor, daha doğrusu pek çok kişiye fazla geliyor. Malumunuz bu yıl Fenerbahçe Kulübü 100. yılını kutluyor. Helal olsun, şampiyon oldular, Kadıköy kilitlendi, şampiyonluk sonrası kutlama yapıldı; gene Kadıköy, Bağdat Caddesi kilitlendi. Bu gösterilerde inanılmayacak kadar çok havai fişek kullanıldı; kimse yaşlıları, çocukları düşünmedi, korkan, deliler gibi sağa sola uçan kuşları saymıyorum. Cadde sadece Fenerbahçelilerin oldu ve o gecelerde yakınlarından biri kalp krizi geçirenler ne yaptı bilmiyorum. Bir arkadaşım hiç üşenmemiş sadece harcanan havai fişek parasıyla neler yapılabileceğini hesaplamış. Bir çocuk yuvası baştan sona mükemmel bir biçimde döşenebilirmiş. Diyebilirsiniz, “Sana ne? Kulübün parası var yapar!” Ben de sizi kolunuzdan tutar, Bağdat Caddesi’ne getiririm ve Fenerbahçe Kulübü’nün bitmek bilmeyen 100. yıl kutlama şenlikleri nedeniyle hafta başı itibarıyla Bağdat PKK’DEN YİNE MAYIN TUZAĞI Şırnak’ta 1 şehit ŞIRNAK (Cumhuriyet) Şırnak’ın Uludere ilçesinde yola döşenen mayının PKK’liler tarafından uzaktan kumandayla patlatılması sonucu er Süleyman Yılmaz şehit oldu. Bölgede operasyon başlatıldı. Şırnak’ın Uludere ilçesindeki PKK’li grupların yoğun olarak bulunduğu Besta bölgesinde güvenlik güçleri operasyonlarını sıklaştırdı. PKK’liler, ŞırnakUludere karayolunun 25’inci kilometresinde bulunan Kurutepe mevkiinde arazi aramatarama çalışması yapan askerlerin geçişi sırasında dün, daha önceden yerleştirdikleri mayını uzaktan kumandayla patlattılar. Patlamada er Süleyman Yılmaz şehit oldu. Yılmaz’ın cenazesi bugün düzenlenecek törenin ardından Hatay’a gönderilecek. Caddesi’nde Şaşkınbakkal’dan Caddebostan’a kadar her yirmi beş metrede bir kurulan ve ancak şeyhlikle idare edilen bir Arap ülkesine yakışacak ışıklı taklarını gösteririm. Bunların ne biçim bir şey olduğunu gözünüzde canlandırmanız için, Akmerkez’in kapı önü ışıklı süslemesine bakınız. Aynı ışıklı süsleme Fenerbahçe Stadyumu’nun önünde de var, ikisini de bir İtalyan firması yapmış; İtalyanların bu denli zevksiz olduğunu düşünmüyorum. Muhtemelen o kadar çok para gördüler ki bizi bir Arap şeyhliğiyle karıştırdılar. Bu süslemelerde kaç ampul yanıyor ve neden bu gösteriş? Dünya “Live Earth” konserleriyle yerinden oynarken, küresel ısınma artık çocukları bile korkutmaya başlarken, bu israf neden? Spor kulüplerimizin çok parası olabilir, ama burası sporcuların kaç para alıp kaç para vergi ödediklerini bilmediğimiz, yoksulluk sınırında yaşayanların yüzde 25’i bulduğu bir ülke, bu paralarla kaç okul, kaç yurt, kaç spor alanı yapılır, hiç düşündünüz mü? Ayrıca düşünüyorum Kadıköy sadece Fenerbahçelilerin mi? Katoliklerin şaşırtan tutumu ? MELBOURNE (AA) Avustralya’da Melbourne kentindeki St. Peter the Apostle Katolik ilkokulu, soyadı “Hell” (Cehennem) olan bir öğrenciyi kaydetmeyi, din derslerinde sıkıntı yaratacağı gerekçesiyle kabul etmedi. Öğrencinin babası Alex Hell soyadlarının Avustralya kökenli olduğunu belirterek “1407’de değiliz, 2007’deyiz. Artık karanlık çağda değiliz” diyerek şaşkınlığını dile getirdi. Biricik annemiz YURDUŞEN VURAL’a Can verdin bize, Hem de en yüce sevgini. Ayırmadın gözünü üstümüzden, Sardın bizi kanatlarınla. Bir yıl geçti aradan, Yokluğuna dayanamadık. Rahat uyu anneciğim, Seni hep yaşatacağız. VURAL AİLESİ CUMHURİYET 08 K