24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 10 TEMMUZ 2007 SALI 18 SPOR Zaferlere imza atan Arçelik, Erdemir, TED Kolej ve Selçuk Üniversitesi ligden çekiliyor ARÇELİK ERDEMİR LINDEROTH KENDİNİ BULDU Spor Servisi Yeni sezon hazırlıklarını İsviçre’de sürdüren G.Saray’da, İsveçli futbolcu Tobias Linderoth, Sarı Kırmızılı kulübün büyüklüğünü içine girince daha çok anladığını söyledi. Linderoth ayrıca G.Saray’da çok mutlu olduğunu ifade ederek “Takım arakadaşlarımın arasına girmek kolay oldu. Beklediğimin üstünde bir arkadaşlık var. Bana çok yakınlık gösterdiler. Burada her şey harika. Gelmeden önce G.Saray’ın çok büyük bir kulüp olduğunu biliyordum. Ancak kulübün gücünü içine girince çok daha iyi anladım. Taraftarın da her yerde ilgisi harika” dedi. Teknik direktör Feldkamp’ın şevkli ve ihtiraslı bir hoca olduğunun altını çizen yıldız oyuncu, “Bütün oyuncularına da bunu yansıtıyor. Her oyuncuyla yakından ilgileniyor. Bugüne kadar bize yaptırdığı antrenmanların da çok faydalı olduğunu görüyorum” şeklinde konuştu. Öte yandan SarıKırmızılıların Carrusca’yı gönderip yerine bir golcü ve Sakaryaspor’un kalecisi Martinez’i transfer etmek istediği bildirildi. G.Saray yeni sezon hazırlıkları çerçevesinde bugün Young Boys takımının ev sahipliğinde gerçekleştirilecek olacak OBICup 2007 Turnuvası’nda Belçika Ligi’nin son şampiyonu Anderlecht’le karşılaşacak. İsviçre’nin Bern kentindeki Suisse Stadı’nda TSİ 19.30’da başlayacak maç D Spor’dan naklen yayımlanacak. Voleybolun gözyaşları ALEV ANAKÖK Voleybol son bir ay içinde en çok konuşulan branşlar içinde önemli bir yer tutuyor. İyi şeylerin yanında, olumsuz gelişmelerin yaşanması, “Bu başarılı sporda neler oluyor?” sorusunun birçok kişi tarafından tartışılmasına neden oluyor. Kulüpler bir yandan yıldız oyuncuları kadrosuna katarken diğer taraftan 2 erkek, 2 bayan takımının ligden çekilme kararları arifesinde olmasının büyük üzüntüsü yaşanıyor. Hele Arçelik ve Erdemir gibi şampiyonluklara imza atmış, Avrupa’da ülkemizi başarıyla temsil etmiş iki kulübün artık “Tamam” demesi büyük şaşkınlık yarattı. Bunlara bir de Ankara’nın voleyboldaki en önemli eğitim kurumu TED Kolejlilerin ve lige yeni gelen bir başka eğitim kurumu Konya Selçuk Üniversitesi’nin geri adım atmasının getirdiği sıkıntı eklendi. Bu arada birçok kişi bu 4 ku T R A N S F E R L E R D İ K K AT Ç E K İ Y O R oleybol camiasını heyecanlandıran olayların başında ise bu sezon kulüplerimizin birçok kaliteli oyuncu transfer etmesi geliyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Arjantin’in Dünya starı Marcos Milinkovic’i, Brezilyalı Sacci’yi, Kolombiyalı Viafora’yı ve yine Arjantinli Gustova Cortis’i transfer etmesine, F.Bahçe’nin bir başka Dünya yıldızı Sırp Vladimir Grbic ve Hernando Gomez (Venezüella), Tomislav Koskovic (Hırvatistan) ile cevap vermesi, Arkas’ın Kanadalı Duerden’i, Arjantinli Gianni ve İspanyol Suela’yla tekrar anlaşıp ayrıca Brezilyalı Aranja’ya imza attırması, Ziraat V Bankası’nın Nemec (Slovakya) ve Barutov’u (Bulgaristan) renklerine bağlaması, Halkbank’ın Hollandalı Jairo Hooi’yi almasının yanı sıra diğer kulüplerin de boş durmaması, bayanlarda Telekom’un Kübalı Augero’yu renklerine bağlaması, Eczacıbaşı’nın Cıtakovıc ile yeniden anlaşıp, eski oyuncu Amerikalı Metcalf’ı geri getirmesi, Güneş Sigorta’nın Samsonova ile tekrar buluşması, Brezilyalı Dos Santos’un Fenerbahçe’ye imza atması, ayrıca Sarı Lacivertlilerin bir Japon, bir Dominikli oyuncunun peşinde olması, doğal olarak tüm voleybol camiasını heyecanlandırıyor. G Ü N Ü N P RO G R A M I FUTBOL (Hazırlık maçı: OBI CUP İsviçre Bern Stade de Suisse/19.30) G.SarayAnderlecht. (Hazırlık maçı: Avusturya Hall Stadı/20.30) BeşiktaşFC Hall. TV’DE SPOR D Spor/19.30 G.SarayAnderlecht. TV8/03.45 UruguayBrezilya. GÖRÜŞ HALİT DERİNGÖR lübün yanına başkalarının da eklenebileceğinin endişesini yaşıyor. Bilindiği gibi, Haziran ayı içinde 2008 Bayanlar Grand Prix Avrupa Kıtası Elemeleri, Erkekler Olimpiyat Oyunları Elemesi ve 2009 Erkekler Avrupa Şampiyo nası Finalleri’nin imza törenleri yapılmıştı. Bu büyük organizasyonların getirdiği mutluluğa bir de Avrupa Şampiyonlar Ligi’ne 3 bayan takımıyla katılabilecek olmamızın başarısı eklenince keyifler iyice artmıştı. Ama Avrupa’nın en büyük kupasına katılacak 3. ekip için “Wild card”ın kullanılışının getirdiği yanlışlık, adeta camiayı ikiye bölerken bu hareket Voleybol Federasyonu Yönetim Kurulu’ndan 2 istifayla noktalanmıştı. Utanç Duvarı İkinci Dünya Savaşı’nda Almanlar Avrupa’yı silindir gibi eziyor. Ne var ki sonuçta “Müttefik Devletler”e yenilmekten kurtulamıyor. Almanya, Doğu ve Batı diye ikiye ayrılıyor. Doğu Ruslar tarafından, Batı da müttefik devletlerce kontrol altına alınıyor. Sovyetler, Doğu Almanya vatandaşlarının Batı’ya kaçışlarına engel olmak amacıyla bir duvar çekiyorlar. Sanırım bu duvara da “utanç duvarı” deniliyor. Detaylarda yanlışlık yapmamak için girmiyorum. Bu siyasal tarihçilerin işi... Bana göre ülkemizde de bir utanç duvarı var. F. Bahçe burnundaki G. Saray Tesisleri’yle F. Bahçe Tesisleri’ni birbirinden ayırıyor!.. Bu duvar yıllardan beri bir türlü yıkılamıyor. Hatta daha da yükseltilmeye çalışılıyor. Bu duvarların içindeki insanların gözlerini kan bürümüş!.. Birbirlerine düşman gibi bakıyorlar. Neredeyse lügatlarından F. B ve G. S harflerini kaldıracaklar!.. Çiçeklerin sarı lacivert ve sarı kırmızı renklerini bile görmeye tahammülleri yok!.. Oysa her ikisi de ulusal savaş zamanı dostluklar kurmuşlar ve bu uzun süre devam etmişti. Zaman zaman her iki kulüp de Atatürk’ün kendi kulüplerinden olduğunu gururla söylerler. Hatta bu konu medyada polemik konusu bile olur. Ne var ki Atatürk’ün en önemli ilkelerinden biri de “Yurtta Barış Dünyada Barış”tır. Sağ olsaydı bu iki güzide kulübün mahallevari mücadelelerine ne kadar üzülürdü. Zaman zaman aradaki düşmanlığı kaldırmak için büyük çaba gösterdik. G. Saray, F. Bahçe dernekleri yanına Beşiktaş’ı da alarak bir federasyon kurduk. Özellikle de ben mikrofona çıkıp her iki tarafın yöneticilerine karşı “Yıkın bu utanç duvarını, üç kulüp de kardeş gibi yaşayalım” diye bas bas bağırdım. Her ay iki kulübün çatısı altında yemek yedik. Olay daha uzun boyutlar kazandı. Beyoğlu’nda bir apartman tutuldu. Ve onun gönderinde Sarı Lacivert, Sarı Kırmızı ve Siyah Beyaz bayraklar birkaç yıl dalgalandı. Özal hükümetiyle görüşüp bu birlikteliği tüm Türkiye’ye yaymak için girişimlerde bulunduk. Ne var ki ülkemizde her şey umutla başlıyor ama öyle bitmiyor. Bu da böyle oldu. Araya birtakım bozguncular girdi. Aslında sporda yöneticiler barış ister gibi görünüyorlar. Ama gerçekte bu böyle değil!.. Onları barış içinde yaşamak pek ilgilendirmiyor. Zaten bu prim de yapmıyor. Kavgadan fayda umuyorlar. Tek amaçları reklam yapmak. Bütün dileğimiz geçen yılki olaylar olmasın. Maç sonrası her iki kulübün F. Bahçe’deki tesislerine bıçaklı tabancalı militanlar yerleşmesin. Evleri sayılan kulüplerine hücum etmesinler. Bayrakları yakılıp yırtılmasın. Olayları yatıştırmak için havaya ateş edilmesin. Avrupa’yı Afrika’yı gezip oradan içi geçmiş futbolcular alıp milyon Avrolar vermek önemli değildir. Önemli olan F. Bahçe G. Saray dostluğunun getirilmesidir. Milyon Avrolar bu yolda harcanmalı. Bütün umudumuz F. Bahçe, G. Saray taraftarları bilinçlensinler ve bu utanç duvarını kendi elleriyle ortadan kaldırsınlar. SAKATLIKLAR CAN SIKIYOR Eskişehirspor Sergen’i aldı, Unakıtan şov yapmaya devam ediyor Fenerbahçe Futbolu bırak, siyasete bak zor durumda NEVZAT DİNDAR HİLMİ TÜRKAY Yaklaşık bir ay kadar önce medyada Alex’in sakatlığıyla ilgili haberler yayımlandı. Haber doğruydu ama her habere karşı alerjisi olan F.Bahçe yönetimi ‘yalan’ yanıtı vermekte geri kalmadı. Sonra Alex F.Bahçe’yle sözleşme tazeledi. Yüzler gülüyordu ama Alex sevinci fazla sürmedi. Brezilyalı, yönetimden gizlediği sakatlığından hayli şikâyetçi olmaya başlamıştı; kasık ağrıları sorundu... Teknik direktör Zico ile futbolcu arasında bir görüşme oldu. Konuşma sonrasında Alex ülkesinde tedavi olmak istediğini iletti. Zico “Bir ay kal, iyileş gel” dedi. Durum, başkan Aziz Yıldırım’a ulaştırıldı, başkan sinirliydi, “Bir ay olmaz 15 gün sonra gelsin” diyerek Brezilyalı teknik adama haber gönderdi. Gidişat gösteriyor ki Alex’in Avrupa Şampiyonlar Ligi ön elemesinde hem de Beşiktaş’la yapılacak Süper Kupa maçında oynaması zor gözüküyor. Futbolcunun sakat olduğu bilindiği halde imza attırmak yönetimin bir yanlışı olsa gerek. Bir diğer sakat da Appiah... Tatil için gittiği İtalya’dan koltuk değnekleriyle dönen Ganalı futbolcunun iyileşip takım arkadaşlarıyla antrenmanlara başlaması da zaman alacak. O da hem ön elemede hem Süper Kupa’da yok. Bunlara ilave olarak Lugano Amerika Kupası’nda, Roberto Carlos da tatilde... Rüştü yeni sezon için iddialı konuştu. RÜŞTÜ ÇOK İDDİALI Y eni sezon hazırlıklarına Avusturya’da devam eden Beşiktaş’ta F.Bahçe’den transfer edilen Rüştü eski takımlarını yeneceklerini iddia ederek, “İlk resmi maçım F.Bahçe’ye karşı Süper Kupa finalinde olacak. Almanya’da kazanıp taraftarımıza önemli bir galibiyet armağan etmek istiyorum. O maçta da en iyi oynayanlardan biri olacağımdan kimsenin şüphesi olmasın” dedi. Rüştü, “Her şey çok iyi gidiyor. Önceliğimiz takım içindeki arkadaşlığı geliştirmek ki bunu da şimdiden başardık. Ertuğrul Sağlam’ı da çok uzun zamandır tanıyorum” diye konuştu. AKP iktidara geldiği günden beri tribüne oynamaya devam ediyor. Turkcell Süper Lig’de ve İkinci Lig A Kategorisi’nde kendisine yakın takımlara her türlü kolaylığı sağlayan AKP, şimdi de transfer çalışmalarını en üst düzeyde gerçekleştiriyor. Son dönemin flaş takımı Eskişehirspor’un Sergen Yalçın ve Coşkun Birdal’ı kadrosuna katması ve bu bölgeden aday olan Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın vaatleri tartışma konusu oldu. 22 Temmuz’da yapılacak genel seçimler öncesi “Diğer takımları nasıl çıkardıysak Eskişehir’i de öyle Süper Lig’e çıkaracağız” açıklamasını yaparak futbolda dönen dolapları adeta itiraf eden Unakıtan’ın, siyasi şova dönüşen Sergen Yalçın’ın transferinde de “Süper Lig’e çıkması durumunda Eskişehir’e Ronaldinho’yu bile getiririm” demesi taraftarın umutlanmasına yol açtı! Gercekleşmesi olanaksız olan bir transfer için iddialı ifadeler kullanan bakanın bu gücü nereden bulduğu merak ediliyor. Evet, seçime kısa bir süre kala Roberto Carlos ve Lincoln transferlerini bile gölgede bırakan Sergen’in gelişi sırasında yapılan gösteri AKP’nin futbolu seçim malzemesi olarak gördüğünü açık bir şekilde gösterdi. Kemal Unakıtan’ın futbola dört elle sarılmasından sonra Eskişehir’e yapılan yardımlar gözden kaçmıyor. Özellikle devlet bankası olan Vakıfbank’ın bir anda 500 bin YTL ’lik yardımda bulunması kafaları karıştırırken Eskişehir’in yine Hakan Şükür ve Ergün Pembe gibi isimleri gündemine alması “Değirmenin suyu nereden geliyor” sorusunu akıllara getirdi. Yapılan yorumlarda, “Unakıtan PETKİM’i satarak mı Eskişehir’e kaynak sağladı” deniliyor. Eskişehir’in art arda yaptığı transferler diğer takımların da tepkisini çekti. İkinci Lig A Kategorisi’nde yer alan birçok takımın bu durumdan rahatsızlık duyduğu ifade edildi. ON CÜMLE / ÇETİN SUSAN 2004 Atina Olimpiyatları’nda 79.51 metrelik derecesiyle çekiç atmada bronz madalyayı kazanan Eşref Apak, beklentilerimizi öylesine yükseğe taşımıştı ki ertesi yıl kırdığı 81.46’lık Türkiye rekoru bile bu yazıyı yazmamı engelleyemedi. Ülke tarihinin “atmalar” dalındaki en iyi atletinden, sadece kamuoyu değil, Atletizm Federasyonu da büyük beklentiler içindeydi. Ve ona Belaruslu antrenör Astapkoviç’le birlikte, Ankara’da sıfırdan üretilen bir tesis ve yurtdışı kamp olanakları sundu. Ancak Eşref’ten beklenen performans bir türlü gelmedi; birçok yarışta ya faullü atışlar ya da düşük dereceler yaptı, öyle ki geçen ay Cezmi Or Yarışları’nda birinci olurken bile derecesi 75.61 metreydi. Bu beklenmedik sürecin objektif gerekçelerini, “Ben artık Eşref’e yetemem” diyerek antrenörlüğünü bırakan Artun Talay’dan daha iyi bilenin olmayacağı düşüncesiyle, kendisinin görüşlerini aldım. Talay, “Sahip olduğu dünya rekoru 21 yıldır kırılamayan Rus Sedik, 1978’de 76 metre ile Dünya Şampiyonu olduktan sonra çok önemli bir ekip tarafından ‘tekniği değiştirildi’ ve 1986’da Eşref Apak’a Ne Oldu? 86.74’lük rekora ulaştı. İşte ben, Eşref gibi ender rastlanacak bir atletin, o ekip tarafından çalıştırılmasını istemiştim” dedi. Artun hocanın sözünü ettiği 7 Rus’tan oluşan çekirdek ekip; stil değiştirecek sporcuların “geçiş eğitim modüllerine” sahip olan dünyadaki yegâne çalıştırıcı kadrosu. Ancak onlarla birlikte olabilmek için gereken, aylık 10 bin dolar civarındaki bir ücret ödemesi, Atletizm Federasyonu’nu yani koca “Türkiye”yi aşıyor anlaşılan (!) Resmi görevi olmasa da Eşref’i keşfedip, bugünlere getiren adamın gözlemleri önemliydi elbette, devam etti anlatmaya: “Eşref, Belarus’ta Dünya Şampiyonu Tikon’un da yer aldığı grupla yaptığı kamplarda, 7981 metrelik atışlar yapıyor; ancak Türkiye’ye dönünce dereceleri düşüyor. Sebebi, oradaki görsel etkilerin ve çalışma ortamının sağladığı pozitif katkı, motivasyon...” Hoca bu saptamasını değişik kanıtlarla destekleyince, durum ilginç bir hal alıyor doğrusu. “Bir yıl sonra olimpiyatlar var. Bence Eşref bir yıl Belarus’ta kamp yapmalı. O zaman 8384 metre bandında bir atış yapacağına inanıyorum. Sorun, zamanlamayı iyi yapabilmekte” diyor Talay. 30 yıldır tanıdığım Artun hocanın dayanaksız konuşmayacağını bildiğimden, son sözü de sürpriz olmuyor: “Dünya rekoruna 1 cm. yaklaşan şu anki şampiyon Tikon’u, bahsettiğim 7 kişiden birisi çalıştırıyor. Eşref’e de bu olanak sağlansaydı, 22 yıllık rekoru tarihe gömen ‘Pekin Olimpiyatları’nın yıldızı’ olabilirdi pekâlâ...” Bana göre de Eşref Apak, atletizmin “Naim”i olma yolundaydı; yani onun açtığı yoldan ilerleyip uluslararası başarılara uzanacak, orta mesafecilerimiz, bayan yüksekçimiz, erkek diskçimiz olabilirdi. Ancak Eşref’teki duraklama, spor teşkilatının ilgisinin dağılmasına ve yatırımların frenlenmesine yol açtı ne yazık ki, tabii şimdilik... www.halitderingor.net, Eposta: halitderingor?hotmail.com 1. KOŞU: F: Zafer (5), P: Kurtbaş (1), PP: Orhanbaba (2), S: Demirberk (7). 2. KOŞU: F: Cihaner (6), P: Serdarsoylu (8), PP: Manruse (3), S: Nihat (5). 3. KOŞU: F: Varan (5), P: Gülözkan (8), PP: Ümidim (10), S: Erenberk (1). 4. KOŞU: F: Smarty Face (15), P: Best To Best (1), PP: The Prate (6), S: Manal (9). 5. KOŞU: F: Sartre (3), P: Cazibeli (4), PP: Kayasu (2), S: Without Risk (9). 6. KOŞU: F: Özipek (3), P: Alpiko (4), PP: Alpha Shine (5), S: Fastest Hero (2). 7. KOŞU: F: Kırdemirkır (2), P: Dilbahar (1), PP: Ezocan (8), S: Özgenalp (5). 8. KOŞU: F: Classical Girl (10) P: Hasan (1), PP: Chance Of ALTILI GANYAN Bakkal History (9), S: İremşey (12). Gü5 15 3 3 2 10 nün İkilisi: 8. Koşu: 10/1. Çifte 8 4 1 1 Bahis: 2. Çifte: 15/3. 10 1 7 3/2 5 8 2 5 8 6 12 9 Bursa’da; 8111274 kombinesini bilenler 4.372,75’er YTL kazandı. CUMHURİYET 18 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear