Catalog

SAYFA CUMHURİYET 16 MAYIS 2007 ÇARŞAMBA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI B B B B B B B B B 28 30 27 30 35 35 35 35 20 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya B B B B B B B B B 18 19 19 20 27 29 26 25 28 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars PB PB PB PB Y Y Y Y PB 29 27 27 30 25 25 17 16 18 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun doğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Doğu Anadolu’nun güneydoğusu ile Güneydoğu Anadolu’nun doğusu sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı yurt genelinde 1 ile 2 derece artacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Y 14 Helsinki B 17 Stockholm PB 15 Londra Y 18 Amsterdam Y 19 Brüksel Y 16 Paris Y 16 Bonn Y 12 Münih Y 11 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y B Y PB PB Y B Y 17 29 24 17 33 29 26 32 15 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı B PB PB PB B PB B PB PB 20 24 28 34 19 31 25 32 32 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada miting yapsa aynı kalabalıkları toplayacağını” söylüyor. Ama inandırıcı değil. Batı da artık bu sözleri inandırıcı bulmuyor. Avrupa ve ABD basını son mitingleri acaba neden “kökleri İslamda olan hükümete karşı şimdiye kadar düzenlenen en büyük laik protesto” diye niteliyor? Ya da Batı basını niçin “yüz binlerce Türk’ün, otoyolları boğarak, gemileri doldurarak İzmir’e geldiğini ve proİslamcı iktidar partisine karşı dev bir muhalefet gösterisi yaptığını” vurgulamayı ön plana alıyor? İzmir AKP milletvekilleri miting yapsalar aynı kalabalığı toplayacaklarını iddia ediyorlar. Buyurun işte hodri Gündoğdu Meydanı! Yapay birtakım düzenlemelerle değil. Laik Cumhuriyete sahip çıkarmış gibi görünüp bıyık altından gülerek değil. Erzurum’da olduğu gibi bayrak sallayarak değil sadece; AKP kadrosunun en başta RTE ile Gül’ün ve tabii Arınç’ın laik Cumhuriyete gerçekten inandığını kanıtlamaları koşuluyla.. toplayın, taşıyın yandaşlarınızı meydanlara... Beş yıla yakın bir zaman diliminde sürekli laikliğe sahip çıktıklarını söylediler. Ama anayasadaki laiklik tanımını değiştirmeyi amaçlayan sözleri ile laik eğitime, sosyal yaşama vurdukları darbeler, söylemlerindeki içtensizliği, ikiyüzlülüğü ortaya koyuyor. Halk; AKP’nin takıyyeci, ikiyüzlü, yalanlarla toplumu uyutma çabalarını yutmadı ve Ankara’dan başlayarak.. nihayet İzmir’de patladı! ??? Çeşitli yanıltıcı irdelemeler, olayları iç yüzünden farklı bir yörüngeye yöneltme çabaları, daha sonraki günlerde haksızlığı haklı gibi göstermeye yönelik hazırlıklar.. gırla! Örneğin Kuzey Irak’a operasyon sorununda umut dağın ardında mı? Zira, ABD Büyükelçisi Ross Wilson’un son demecindeki kimi cümleleri, umudu dağın ardından düz ovaya indiriyor. TSK’nin sınırlarımız içinde yuvalanan PKK’ye karşı başlattığı mücadeleyi ABD destekliyormuş, lütfetmişler ve lakin umudu kışkırtan bir cümle sıkıştırıyor araya: “Türk güvenlik güçlerinin (PKK’ye karşı) arama, takip ve yenilgiye uğratma çabasına daha çok destek vermenin yollarını aradıklarını” söylüyor. Medyamız cümledeki “takip” sözcüğünü operasyona ABD’nin izin vereceği anlamında yorumlayınca, insanın “Yarabbi; bu bir değil, beş değil, on değil, sayısız kaçıncı yalan” diye sorası geliyor ve: Artık halkımız şu gerçeğe inanıyor: Siyasal varlıklarını sürdürmek için muhtaç oldukları dış desteği yitirmemek için ABD yalanlarına ancak Gül Abdullah’la “kardeşi” RTE inanabilir. ??? Aday adaylarının telaşı… Adaylığı cebine koyan kimilerinin rahatlığı.. solda birliktelik arayan toplumdaki anlamlı bekleyiş.. DSP’deki koltuk kavgası.. türlü çeşit öneriler… Örneğin CHPDSP seçim birlikteliği olumlu sonuç vermezse, sorumlu aranacağı yerde; iki partinin seçmen indindeki gücünü mevcut verilere göre (örneğin 1999 ve 2002 gibi geçmiş seçimlerin sonuçları ve son aylarda çeşitli anketlerin ortaya koyduğu gerçekler dikkate alınarak) oy gücünü tartışmak ve koltuk kavgasında buna göre, haklıyı haksızı tabii Baykal veya Sezer karşıtlığının etkisi altında kalmadan saydam biçimde ayırt edebilmek gerekmez mi? Genelde haberler ve yorumlar DSP’nin birleşmeyi yokuşa sürdüğünü yazıyor. Oy gücüne son örnek, son anket ise; (15.05.07 tarihli) Vatan’a göre, DSP yüzde 10’a yaklaşamıyor bile. ??? Toplum istiyor, öyleyse sen bana mahkumsun! Böylesine ucuz bir mantık ve partiye kendinden menkul güçler (oylar) vehmederek karşı tarafı sıkıştırmak ve mantık ötesi kimi isteklerle daha fazla koltuk elde etmeye çalışmak… …DSP’yi, onun birleşmeden sonra CHP’ye oy vermeyi içine sindiremediğini açıklayan genel başkanı Sezer’i ve (çevresindeki masum kimi muhterisleri) değil de Baykal’ı ve CHP’yi sorumlu tutmaya hazırlanmak acaba mantığa, sağduyuya ne kadar uygun düşer? ??? Papa’nın savaşta Nazilere karşı savaşan müttefiklere destek verdiğini söylemişler Sovyet lideri Stalin’e; “Kaç askeri var?” demiş. DSP’nin sürdürdüğü koltuk savaşımı İkinci Dünya Savaşı’yla ilgili bu öyküyle benzeşiyor. Ecevit’li dönemlerde DSP oyları yüzde 22’lerden yüzde 1’lere düşmüş. Anketler ortada iken olası seçim sonuçlarıyla bağlantılı olarak: CHP, DSP’ye “Kaç askerin var” diye sorabilir… DSP, CHP’ye sorabilir mi? ‘Laiklik ve din araçtır’ Kişinin değil devletin laik olabileceğini ileri süren Başbakan Erdoğan ‘Laik bir devleti savunma anlamında ben laikim, İslamın karşısına koyduğunuz anlamda değilim’ dedi BERİVAN TAPAN/ SİBEL BAHÇETEPE ÖĞRETMEN KİTAP DAĞITTI ERDOĞAN: ORDU BANA BAĞLI Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanlığı’nın 27 Nisan’da yaptığı açıklamanın sorulması üzerine “ordunun Genelkurmay’a, dolayısıyla da kendisine bağlı olduğu’’ yanıtını verdi. Erdoğan, “Ordu, başbakana bağlıdır, demokrasiye inanıyorsak, burayı tespit etmemiz lazım.Anayasamızı demokratik, laik, sosyal hukuk devletini önemli buluyoruz. Taviz vermeyiz. Ordumuz bu güvenceyi sağlamakla yükümlüdür” dedi. Hilton Oteli’nde gerçekleştirilen Uluslararası Basın Enstitüsü Dünya Kongresi ve 56. Genel Kurul Toplantısı’nın kapanış oturumunda konuşan Erdoğan, Türk ve yabancı gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Demokrasi, laiklik ve din gibi ortak değerler üzerinden siyaset yapılamayacağını söyleyen Erdoğan, “Laiklik, yaşam biçimlerimiz için güvencedir. Din üzerinden siyaset yapılamayacağı gibi laiklik üzerinden de yapılamaz’’ dedi. Kendisinin laiklik anlayışının sorulması üzerine Erdoğan, “Laik bir devleti savunma anlamında ben laikim, İslamın karşısına koyduğunuz anlamda değilim. Kişi laik olmaz, devlet laik olur. Bir kişi laik devleti savunma anlamında laikim diyorsa o da eyvallah, ama bunu İslam karşıtı olarak getirdiğinizde yanlışa düşersiniz. Laiklik din değildir. İslam dindir. İslam ve laikliği aynı terazide tartamayız. Demokrasi, laiklik, dinler bir araçtır. İnsan mutluluğu için’’ dedi. İSTANBUL “Demokrasi, laiklik ve dinin” amaç değil “insan mutluluğu’’ için araç olduğunu söyleyen Başbakan Tayyip Erdoğan, laiklik anlayışını, “Laik bir devleti savunma anlamında ben laikim, İslamın karşısına koyduğunuz anlamda değilim; kişi laik olamaz, devlet laik olur’’ diye tanımladı. Cumhuriyet mitinglerini de değerlendiren Erdoğan, “Fransa’daki kitlesel gösteriler olduğunda kimse kaç tane Fransa olduğu sorusunu sormuyor. Ancak bizde demokratik olgunluk içinde taşkınlık ve şiddete yönelmeden bir miting yapılınca ‘iki Türkiye var’ diyorlar. Bunu kabul etmek mümkün değil” dedi. Öğrencilere psikolojik cihat çağrısı SEDAT KURT ‘Bindirilmiş kıtalar’ çarkı Cumhuriyet mitinglerine de atıfta bulunan Erdoğan, Ankara’daki mitingi değerlendirirken “bindirilmiş kıtalar’’ söylemini değiştirerek “Fransa’daki kitlesel gösteriler olduğunda kimse kaç tane Fransa olduğu sorusunu sormuyor. Ancak bizde taşkınlık ve şiddete yönelmeden miting yapılınca ‘iki Türkiye var’ diyorlar. Bunu kabul etmek mümkün değil.Türkiye demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Öyle de kalacaktır. Mitinglerin ortak paydası budur. Mitinglere bakılınca siyasi muhalefet sorunu, boşluğu olduğu sonucu çıkarılabilir. Ama kimse Türkiye’de kamplaşma yaşandığını düşünmemeli’’ diye konuştu. Diyarbakır’da terör örgütü üyelerinin döşediği mayının patlaması sonucu şehit olan Piyade Tankçı Teğmen Halit Demiröz ve Piyade Uzman Onbaşı Suat Özcan’ın aileleri gözyaşlarına boğuldu. Şehit Özcan’ın eşi acı haberi aldıktan sonra sinir krizi geçirdi (Sağda). (Fotoğraf: AA) DENİZLİ Eğitimİş Sendikası Denizli Şubesi yöneticileri, Yeşilköy İbrahim Cengiz Yatılı Bölge Eğitim İlköğretim Okulu öğrencilerine dağıtılan “Dinin Direği Namaz” adlı kitapla psikolojik cihat çağrısı yapıldığını bildirdiler. Namazla diriliş seferberliğine çağrı yapılan kitapta, “Allah ve namaz yolunda ölmek”, “aslolanın cami merkezli bir hayat tarzı olduğu” gibi ifadeler yer alıyor. Kutlu Doğum Haftası çerçevesinde düzenlenen tartışmalı etkinliklerle gündeme gelen Denizli’de, bu kez Eğitimİş Sendikası yöneticileri, farklı bir konuya dikkat çektiler. Yeşilköy İbrahim Cengiz Yatılı Bölge Eğitim İlköğretim Okulu öğrencilerine Kutlu Doğum Haftası’nda dağıtılan dini kitapla, psikolojik cihat çağrısı yapıldığı belirtildi. Okulun 6, 7 ve 8. sınıf öğrencilerine, okulda müdür yardımcılığı görevini de yürüten din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni Mehmet Yıldız tarafından dağıtıldığı belirtilen kitabın içeriğinde, ilköğretim çağındaki çocukların kaldıramayacağı ağır ifadelerin bulunduğu vurgulandı. Gülen’den alıntı yapılmış Namaz Gönüllüleri Platformu tarafından Ak Kitap ve Akit Pazarlama Yayınevi’ne bastırılan 186 sayfalık kitabın içeriği oldukça dikkat çekici. “Sizleri dünya ve ahiretinizi kurtaracak bir seferberliğe çağırıyoruz. Namazla diriliş seferberliğine… Gelin millet ve ümmet olarak hep birlikte namaza koşalım, kıyama, rükuya, secdeye sarılıp namazla dirilelim ki, gerçek kurtuluşa erelim” gibi çağrıların yapıldığı kitapta, namaz kılmayanların müşfik, camilerin ümmet olarak hayatın vazgeçilmez bir parçası olduğu, cami merkezli bir hayat tarzının benimsenmesi gerektiği öne sürüldü. Fethullah Gülen gibi birçok cemaat, liderlerin sözlerinden alıntılar yapılan kitapta, şiddet, ölüm ve korku içeren ifadelere de yer verildi. Süresi dolmuş cumhurbaşkanı... Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine ilişkin anayasa değişiklik paketinin çok kısa sürede TBMM’den geçerken seçim barajına ilişkin hiçbir girişim yapılmamasının sorulması üzerine Erdoğan, kaçamak yanıtlar verdi. Erdoğan, “Yüzde 10 barajını benim iktidarım koymadı. 1987’den bu yana, bu baraja muhalif olanlar nerdeydi? Tek partili dönemler ülkemizin lehine de oldu.... Şu anda süresi dolmuş bir cumhurbaşkanı ile Türkiye idare ediliyor. Buna hoşgörüyle bakıyorsunuz, milletin seçeceği cumhurbaşkanına olumsuz bakıyorsunuz. Oksijen çadırından milleti kurtarmamız lazım’’ diye konuştu. Erdoğan, TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın “Dindar bir cumhurbaşkanı seçeceğiz’’ yönündeki sözlerini de görmezden gelerek bazılarının “Biz söylemiyoruz ama istediğimiz cumhurbaşkanı profili şu olacak’’ dediğini belirtti. Diyarbakır’da iki şehit DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Güneydoğu’ya yaptığı yığınak devam ederken Diyarbakır’ın Dicle ilçesi kırsalında mayın patlaması sonucu 2 asker şehit oldu, 4 asker de yaralandı. TSK, havaların ısınmasıyla sığınaklardan çıkarak ve sınırdan geçerek ülke içinde terörist saldırı hazırlığına karşı binlerce askerle operasyonlarını sürdürüyor. Diyarbakır’ın kuzey kesimindeki Dicle, Lice ve Kulp ilçelerinin dağlık bölgelerinde faaliyetlerde bulunan güvenlik güçleri, PKK’nin döşediği uzaktan kumandalı mayın tuzağına düştü. Teröristlerin mayını patlatması sonucunda, Burdur nüfusuna kayıtlı Piyade Tankçı Teğmen Halit Demiröz ile Piyade Uzman Onbaşı Suat Özcan şehit oldu, 4 er yaralandı. Şehit Özcan’ın Malatya’da Demiröz’ün ise Burdur’da toprağa verileceği öğrenildi. Öte yandan Şırnak’ta da PKK’liler güvenlik güçlerine saldırı düzenlendi. Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Şırnak ili merkez ilçesi dağlık arazi kesiminde arama ve tarama faaliyeti yapan güvenlik güçlerinin geceleyin işgal ettikleri mevzilere, bir grup terör örgütü mensubu, havanın aşırı yağışlı olmasından istifade ederek hafif silahlar ve el bombalarıyla saldırmışlardır. Olayda can ve mal kaybı meydana gelmemiştir” denildi. Bu arada uzun aradan sonra Diyarbakır Tren Garı’nda da askeri araçların yüklü olduğu katarlar görüldü. Vagonlara yüklenmiş uzun menzilli namlularıyla dikkat çeken zırhlılar ve tankların, Batman ve Kurtalan üzerinden operasyon bölgelerine gönderileceği öğrenildi. Eğitimİş harekete geçirdi Kitapta, “Eksi 20 derecede, Çeçen mücahidin arkasında bombalar düşerken namazına devam etmesi, namazın insanı, Allah yolunda canını bile feda edebilecek bir ruh zenginliğine ulaştırabileceğini gösterir…” cümlelerine yer veriliyor. Eğitimİş Denizli Şube Başkanı Dikmen Onat, Talim Terbiye Kurulu’ndan geçirilmeden dağıtılan kitapla ilgili acil harekete geçilmesi çağrısı yaptı. Onat, kitabın dağıtımına kimlerin izin verdiğinin açıklanmasını istedi. İl Milli Eğitim Müdürü Ekrem Ekici, kitap örneği istediklerini, gerekirse Mehmet Yıldız hakkında soruşturma başlatılacağını duyurdu. HÜKÜMET ISRARLI Cumhurbaşkanı, halkoylamasının iki iktidar gücü yaratabileceğini vurguladı Sezer: İki sandık zor FIRAT KOZOK Rektör atama yasasında rötuş ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yeni kurulacak üniversitelere rektör atamasında tek başına söz sahibi olmak için YÖK’ü devre dışı bırakma girişimi Anayasa Mahkemesi’nden dönen AKP hükümeti, yasada “rötuş” yapmak zorunda kaldı. Yeni kurulacak 17 üniversitenin de aralarında bulunduğu yeni kurulacak üniversitelere rektör atamasını yeniden düzenleyen ve YÖK’ü aday belirleme sürecine dahil edip Milli Eğitim Bakanlığı’nı devre dışı bırakan yasa önerisi, Milli Eğitim Komisyonu’nda kabul edildi. Öneriye göre yeni üniversitelerin rektör atamasında YÖK, başvuran profesörler arasından 6 adayı belirleyip Bakanlar Kurulu’na bildirecek. Bakanlar Kurulu, aday sayısını 3’e indirip Köşk’e gönderecek. OTOPSİ SONUCU BEKLENİYOR CUMHURBAŞKANI FAZLA MESAİDE Normal şartlarda görevini bugün yeni bir isme devretmesi gereken Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, AKP’nin dayatması ve cumhurbaşkanı seçimini kilitlemesi nedeniyle zorunlu “fazla mesaiye” başladı. Sezer ailesinin, eşyalarını gönderdikleri ve yeniden düzenledikleri Gölbaşı’ndaki evlerine taşınması planları da şimdilik ertelendi.Yeni cumhurbaşkanının belirlenmesi için iki seçenekli bir süreç yaşanacak. Sezer’in geçen cuma kendisine iletilen ve cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini öngören yasayı incelemek için 15 günlük süresi var.Yasayı iade etmesi beklenen Sezer’in, Meclis’in yasayı tekrar göndermesi durumunda düzenlemeyi referanduma da götürme yetkisi var. Hükümetin, ısrarından vazgeçmesi durumunda da Cumhurbaşkanı, erken seçimlerden sonra belirlenecek yeni Meclis tarafından seçilecek. Bu sürenin sonbahara kadar uzayacağı belirtiliyor. Öğretim üyesi odasında ölü bulundu BALIKESİR (AA) Balıkesir Üniversitesi (BAÜ) FenEdebiyat Fakültesi Kimya Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Sebahat Akın (55), fakültedeki odasında ölü bulundu. Derse gecikmesi üzerine Akın’ın odasına giden öğrenciler, öğretim üyesini yerde buldular. Öğrencilerin durumu fakülte yetkililerine bildirmesi üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri, Akın’ı Atatürk Devlet Hastanesi’ne kaldırdı. Akın’ın, yaşamını yitirdiği belirlenirken Balıkesir Cumhuriyet Savcılığı’nın olayla ilgili soruşturma başlattı. Akın’ın ölüm nedeni yapılan otopsi sonucu belirlenecek. Akın’ın ölüm haberini alan, aynı fakültede öğretim görevlisi eşi Metin Akın fenalık geçirdi. Balıkesir Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (BAÇEV) Yönetim Kurulu üyesi Metin Akın, kaldırıldığı Atatürk Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındı. ANKARA Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine yönelik anayasa değişikliğinin kapsamlı yasal düzenleme gerektirdiğini, altı doldurulmadan atılacak bir adımın iki farklı iktidar gücü yaratabileceğini söyledi. Sezer, Köşk’e çıkacak ismin görev süresiyle ilgili olarak da, “Cumhurbaşkanı, görevini ne zaman bitireceğini bilmeli, bitirdiğinde de gitmeli” dedi. Sezer, “22 Temmuz’da yapılacak seçimlere iki sandığın yetişmeyeceği” görüşünü paylaşarak veto imasında bulundu. Sezer, 59. kuruluş yıldönümünü kutlayan Türk Mühendisleri Derneği Başkanı Bülent Gürsoy ve beraberindeki heyeti Köşk’te kabul etti. Basına kapalı görüşmede, Gürsoy ve beraberindekiler Sezer’e yaptığı çalışmalardan ötürü teşekkür etti. Edinilen bilgilere göre, görüşmede, Gürsoy, Sezer’e Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu’nun tartışma yaratan sözlerini anımsattı. Sezer de, Tuğcu’nun yanlış anlaşılan açıklamalarını düzeltmesinin olumlu olduğunu belirtti. ‘Cumhurbaşkanı gidiş tarihini bilmeli’ Görüşmede, cumhurbaşkanının 5’er yıllığına iki dönem üst üste halk tarafından seçilmesine yönelik yasa da gündeme geldi. Hükümetin yaptığı düzenleme lerin aceleye getirildiğini belirten Sezer, mevcut şartlarda cumhurbaşkanını halka seçtirecek bir düzenlemenin devlet içerisinde iki ayrı iktidar gücü oluşturabileceğine işaret etti. 5 artı 5 formülünü de eleştiren Sezer, “Bir kişi gelsin, 5 ya da 7 yıl görev yapsın. Bitireceği zamanı bilsin, bitirdiğinde gideceğini bilsin” dedi. Görüşmede Gürsoy, erken seçim kararı ve Cumhurbaşkanlığı seçiminin er telenmesiyle de Türkiye’nin içinde bulunduğu kriz ortamından çıkamadığını söyledi. Sezer de bu yönde genel bir algılamanın olduğunu ifade etti. AKP’liler, Dinçer’le ‘şeref’ duyuyor Komisyonda, AKP’den milletvekili adayı olan Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, AKP ile CHP’li üyeler arasında tartışma konusu oldu. AKP Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan, Van 100. Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Yücel Aşkın’ın adaylığı için “şeref” diyenlerin, Ömer Dinçer’in partisinden aday olmasına karşı başka ifadeler kullandığını belirterek “Biz de Ömer Dinçer ile şeref duyarız. Adı, tarihi eser kaçakçılığına da karışmış değil” dedi. Yalçınbayır’la da görüştü Sezer, dün ayrıca programında yer almamasına karşın AKP Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ı da kabul etti. Yaklaşık 15 dakika süren görüşmeden sonra Yalçınbayır açıklama yapmadı. CUMHURİYET 08 K