01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23 MART 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA DÜNYA SU GÜNÜ 22 Mart Dünya Su Günü kuraklık tehdidinin gölgesinde kutlanırken, uzmanlar Türkiye’nin belirli bir su politikasının olmadığını, önlemlerin sözde kaldığını söylüyor 2 2 M A R T D Ü N Y A S U G Ü N Ü ERDOĞAN ANTALYA’DA KONUŞTU 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT 22 Mart Dünya Su Günü’nde suların kirlenmesine seyirci kalındığı, ekolojinin ekonomik gerekçelerle yok edildiğine dikkat çekildi. ‘Kirlettikçe daha az kazanıyoruz’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Dünya, 22 Mart Su Günü’nü kuraklık tehdidinin gölgesinde kutladı. Uzmanlar Türkiye’de de belirli bir su politikasının bulunmadığını, önlemlerin sözde kaldığını vurguluyor. Ege Üniversitesi Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve Peyzaj Mimarlığı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ümit Erdem, suların kirlenmesine seyirci kalındığını belirterek ekolojinin ekonomik gerekçelerle yok edildiğine dikkat çekti. İnsanların teknolojik kolaylıklar ve bunların oluşturduğu refahtan vazgeçmediğini kaydeden Erdem, ülkenin su döngüsünün bozulduğunu söyledi. ‘Sularımızı doğru kullanmıyoruz’ Müsteşar Beyin Hastalık Mazereti Yargıtay’ın 23, Danıştay’ın 6 yeni üyesi “dün de” seçilemedi. Çünkü Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, “dün de” toplanamadı. Ve çünkü, Adalet Bakanı Cemil Çiçek ile Bakanlık Müsteşarı Fahri Kasırga, yapılmasını istemedikleri üye seçimlerini engellemek için, “HSYK’nin toplantısına” katılmadıkları gibi, müsteşar vekilini de göndermediler... Yürütme erkinin, yargıya karşı başlattığı bir tür engelleme ya da boykottur söz konusu olan. HSYK Başkanvekili ile seçilmiş üyeleri, salı günkü ilk toplantı için çoğunluk sağlanamayınca, Adalet Bakanı’nın yurtdışında olmasına sessiz kalmışlar; ama Müsteşar Kasırga’nın yasal görevini mazeretsiz olarak yapmayışını bir tutanakla saptamışlardı. İlk toplantıya katılmayış nedenini, bütün bir içtenlikle, HSYK’nin çalışma gündeminde bulunan seçimler konusunun, Adalet Bakanı’nca belirlenmediği gerekçesi olarak açıklayan Kasırga, dün öğleye doğru gönderdiği bir görevli marifetiyle rahatsızlandığı için hastaneye gideceğini söylemiş. Sayın Kasırga’nın, öğrencilik yıllarında, dersini yeterince çalışmadığı sınavlar için ailesinden hasta olduğunu söyleyerek mazeret tezkeresi yazmalarını isteyenlerden olup olmadığı bilinmiyor. Bir gün önce, yargı bağımsızlığının güvencesi olan bu anayasal kurumun gündemini Adalet Bakanı’nın vizesiyle sınırlandırmaya kalkıştığı için, önceki geceyi uykusuz ya da kâbus görerek geçirmiş olabileceği varsayımıyla “vizite”ye çıkmak istediği de düşünülebilir. Düzenledikleri bir tutanakla dünkü oluşumu tespit eden HSYK üyelerinin ortak açıklaması, bakanlık müsteşarının sağlık sorunları nedeniyle toplantıya katılmadığını bildiren mazeretini göz önüne alan ve bu nedenle de kılıçları tamamen çekmek istemeyen bir söylem içeriyor. Müsteşar hakkında, Yargıtay Birinci Başkanlığı’na suç duyurusu yapılıp yapılmayacağının kurulun değerlendirmesi sonunda netleşeceği belirtiliyor. Tarım alanları, plajlar oluşturmak adına bataklıkların yok edildiğini anlatan Erdem, “Yağışı getirecek çalışmalar yok. Giderek yağış düzenini azaltan bir sistem içindeyiz. Bu kısırdöngü küresel ısınmaya neden oluyor. Sularımızı doğru kullanmıyoruz. Havzalarımızı ölüme terk ettik. Arıtma tesisleri yapmadık. Ekonomi, suyu kirlettikçe daha az kazanacağını bilmiyor” dedi. Ülkenin ciddi bir su politikasının bulunmadığına dikkat çeken Erdem, şunları söyledi: “Türkiye su konseyi kurulmalı. Devlet bu konuda bir an önce önlem almalı. Bir su politikasının oluşturulması, su kayıplarının önüne geçilmesi gerekir. Organize sanayi bölgeleri arıtma sistemlerini bir an önce oluşturmalı. Vahşi sulama yerine damlama sistemine geçilmeli. Bir maden için bir orman, bölgenin su yapısı feda edilmemelidir.” ‘Sulak alanlar yok edildi’ ‘Bilimsel olarak su zengini değiliz’ GÜRSU KUNT Ege Doğa Derneği Sulakalan Koruma Koordinatörü Ortaç Onmuş da, ülkedeki sulak alanların yok edilmesinin kuraklığın başlıca etkenleri arasında olduğunu söyledi. Ülke genelinde 95 sulak alanda yaptıkları sayımda 1 milyon 650 bin su kuşuna rastladıklarına dikkat çeken Onmuş, “Dünya ölçeğinde yapılan sayımların Türkiye ayağını gerçekleştirdik. Bu yılki sayımda 95 tür su kuşuna rastladık. Tüm dünyada bu rakam 170’tir. Bu ülkemizin bulunduğu konum açısından çok önemli. Ancak gözlemimizde ülke genelindeki sulak alanlarda büyük kuraklık yaşandığını gördük” diye konuştu. ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ Susuzluktan 1.6 milyon insan öldü CENEVRE/ROMA (AA) Dünya Sağlık Örgütü (WHO), temiz ve hijyenik su yokluğundan dünyada, yılda 1.6 milyondan fazla insanın öldüğünü bildirdi. BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) düzenlediği uluslararası konferansta ise 1.2 milyar kişinin şimdiden suyun az olduğu bölgelerde yaşadığı, 500 milyon kişininse kısa vadede su kıtlığıyla karşı karşıya kalacağı vurgulandı. WHO Genel Direktörü Margaret Chan, önceki gün yayımladığı bildiride, ölenlerin yüzde 90’ını çoğunu gelişmekte olan ülkelerdeki beş yaşın altındaki çocukların oluşturduğunu belirtti. ? ? ? ? ? ? ? Suların kirlenmesine seyirci kalmamalıyız Sularımızı doğru kullanmalıyız Su havzalarımızı ölüme terk etmemeliyiz Su kayıplarının önüne geçmeliyiz Türkiye’de su konseyi kurulmalı Organize sanayi bölgeleri arıtma sistemlerini bir an önce oluşturmalı. Vahşi sulama yerine damlama sistemine geçmeliyiz ANTALYA İstanbul’da 2009’da yapılacak Dünya Su Konseyi öncesinde, toplantıya hazırlık anlamı da taşıyan “Nehir Havzaları Yönetimi Uluslararası Kongresi’’ Antalya’da başladı. Küresel ısınmayla birlikte tüm dünyayı tehdit altına alan susuzluk ve su yönetimi kavramlarının yabancı konuklarla birlikte görüşüldüğü toplantıya katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin sanıldığı gibi su zengini bir ülke olmadığını söyledi. Açılışta ve ilk bölümün sonunda AKP’nin “Beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkısı çalındı. Bütün dünyada küresel ısınmadan kaynaklanan endişeler olduğunu ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu coğrafyada su kıtlığı ile karşı karşıya olduğunu bildiren Başbakan Erdoğan, “Herkes Türkiye’nin su zengini olduğunu düşünüyor ama bilimsel olarak öyle değiliz. Mevcut imkânları iyi değer ‘İnsanlar güvenilir olmayan su içmeye mecbur kalıyor’ Su elde etmenin nadir olduğu durumlarda, insanların güvenilir olmayabilen içme suyu kaynaklarına gitmek zorunda kaldıklarını belirten Chan, insanların yıkanmak, çamaşır yıkamak ve hastalıklardan korunmak gibi temel hijyenik ihtiyaçları için bile yeterince su bulamayabildiklerini vurguladı. FAO’nun Roma’daki merkezinde düzenlediği uluslararası konferansta da 1.2 milyar kişinin şimdiden suyun az olduğu bölgelerde yaşadığı, 500 milyon kişininse kısa vadede su kıtlığıyla karşı karşıya kalacağı vurgulandı. FAO Genel Müdürü Jacques Diouf, 2025’e kadar dünya nüfusunun, su kıtlığının yarattığı şartlara maruz kalma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. FAO’nun rakamlarına göre: ? Günlük içme suyu ihtiyacı kişi başına 24 litre. ? 1.1 milyar kişi günlük temel ihtiyaçlarını karşılamak için temiz su bulamıyor. ? 2.6 milyar kişi uygun su arıtma sisteminden yararlanamıyor. ? Her gün 3 bin 800 çocuk içme suyu ve hijyen yetersizliğine bağlı hastalıklar nedeniyle ölüyor. lendirmeliyiz. İçme suyunu park bahçe sulamada, araba yıkamada kullanıyoruz. Oysa dünyada ileri teknolojiler kullanılarak su 5 kez dönüşümlü kullanılıyor. Bizim gibi Akdeniz, Karadeniz’e boca etmiyor. Su potansiyelimizden akıllıca istifade etmeliyiz. O zaman bizler su zengini olarak nitelendirilebiliriz” dedi. 5. Dünya Su Forumu Genel Sekreteri Prof. Dr. Oktay Tabasaran, Dünya Su Konseyi öncesindeki toplantının önemine dikkat çekti. DSİ Genel Müdürü Veysel Eroğlu ise hidroelektrik santrallarının bir an önce hizmete alınması gerektiğini ifade etti. Dünya Su Konseyi Başkanı Loic Fauchon da 2 milyar insanın musluklarını açma şansının olmadığını anlattı. Durumun acil olduğunu dile getiren Fauchon, “Bunun 3 önemli nedeni var. Birincisi demografik büyüme, ikincisi giderek ağırlaşan kirlilik. Özellikle fakir ülkelerin kentlerinin büyümesi sıhhi bombalara dönüştü. Gerçek saatli bomba gibiler. Üçüncü neden iklimsel gelişime bağlı” diye konuştu. Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe de ülkemizdeki suyun yüzde 16’sının içme ve kullanma suyu olarak, yüzde 12’sinin sanayide, yüzde 70’nin de tarımda kullanıldığını belirtti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler enerjide olduğu gibi su güvenliğinin de ele alınması gerektiğini savundu Kongreye ABD, Çin, Japonya, Almanya, Özbekistan, Hindistan, İran gibi dünyanın 65 ülkesinden 800’e yakın bilim adamı, araştırmacı ve uzman katıldı. Bu yeni krizin sorumlusu kim? Ülkenin onca sorunu yetmiyormuş gibi, gittikçe büyüyeceği sezilen bir de “yargı krizi”nin ilk günlerini yaşıyoruz. Diyelim ki Cumhurbaşkanlığı seçimi için her gün biraz daha gerilmekte olan ortamın oluşumunda Başbakan’ın yanı sıra muhalefet partileri ve medyayla bazı sivil toplum kuruluşlarının da sorumluluğu vardır. Ya, bu yeni doğan krizin sorumlusu ya da annesi kimdir? Özellikle ana muhalefet partisi, bu konuda henüz gereken adımı atmış değil. Türkiye Barolar Birliği ve il baroları da siyasal erkin, HSYK’ye yönelik planını mesela Pakistan’da Devlet Başkanı Müşerref’in Yüksek Mahkeme Başkanı İftihar Çaudri’yi görevden alması üzerine başlatılan eylemler türünden adımlar atacaklarını söylemediler. Haberi Yeni Şafak’tan almalı Bizim kamuoyumuzun Cumhurbaşkanlığı seçimine kilitlendiği için yeterince ilgilenmediği Pakistan olayından, dün AKP yanlısı Yeni Şafak söz ediyordu. Öteki gazetelerimizin hemen tümünün sessiz kalmayı yeğlediği Çaudri olayı için, Erdoğan’ın dünürünün gazetesi, Pakistan’da binlerce avukatın protesto gösterileri yaptığını, 9 Mart’ta gerçekleştirilen görevden alınma işleminin hukukçuları, muhalefeti ve çok sayıda Pakistanlıyı ayağa kaldırdığını yazdı dün. Ve Müşerref’in siyasi yaşamının en büyük siyasi kriziyle karşı karşıya olduğunu bildirerek, Pencap eyaletinin başkenti Lahor’da 3 bin avukatın hükümet karşıtı sloganlar atarak gösteri yaptıklarından ve duruşmaları boykot ettiklerinden söz etti. Yeni Şafak’ta, Müşerref’in anayasa gereği bu yıl Genelkurmay başkanlığını bırakması beklendiğini, göreve devamı için en büyük engelin “anayasayı uygulayacak olan hâkim Çaudri olduğu” da yazıldı. Müşerref’in engelleri tek tek aştığı söylendi. Öyledir. Otoriter devlet başkanları ya da bu tür makamlara gelmeyi akıllarına koyan, ama orada istediklerini yapmalarını önlemek isteyenlerin olduğunu bilenler için her şeyden önce, o engeller tek tek aşılmalıdır. Bizimkinin yapmak istediği de başka bir şey değil ki... ??? Dileyelim ki Fahri Bey, salıya kadar sağlığına kavuşsun ya da Adalet Bakanımız, bugünkü görevinin geçici olduğunu, bir gün yeniden avukatlık cüppesi giymek isteyebileceğini unutmasın... Faks: 0 212 677 08 21 obirgit?ekolay.net Gecekonduda yetki TOKİ’ye geçti ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gecekondu Yasası’nda Bayındırlık Bakanlığı’na verilmiş olan hak, yetki ve görevlerin Toplu Konut İdaresi’ne (TOKİ) devredilmesini öngören yasa tasarısı, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Yasa ile belediyeler TOKİ’nın izniyle gecekondu ıslah ve tasfiye sahalarındaki özel arazileri kamulaştırabilecek. Sakka’nın avukatı için iddianame ? İstanbul Haber Servisi Louai Sakka’nın da aralarında bulunduğu bazı El Kaide terör örgütü üyelerinin avukatlığını yapmasıyla tanınan Osman Karahan hakkında, tarihi eser gasp eden bir kişinin kaçmasına yardımcı olduğu iddiasıyla iddianame düzenlendi. Savcılık tarafından hazırlanan iddianamede, Karahan’nın gasp olayına karıştığı belirlenen Ahmet Gündüz’ü yakalamaya gelen polisleri engellediği iddia edildi. Ziraat mühendisleri yargıya başvuracak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO), Resmi Gazete’nin önceki günkü sayısında yayımlanan Ankara Toprak ve Su Kaynakları Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nün kaldırılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararının iptali için yargı yoluna başvuruyor. ZMO Başkanı Gökhan Günaydın, küresel iklim değişikliği yaşanırken AB’ye uyum amacıyla “kurulacak Kırsal Kalkınma Ödeme Ajansı’na yer temini” gerekçesiyle enstitünün kapatılmasını, “Türkiye’ye özgü bir çarpıklık” olarak nitelendirdi. Günaydın, toprakbitkisugübre ilişkileri, tarımsal ekonomi gibi konularda araştırma çalışmaları yürüten ve 1962’de kurulan enstitünün, Rusya Tarımsal Bilimler Akademisi üyeliğine seçilen tek Türk araştırma enstitüsü olduğuna dikkati çekti. Demirel: Dünya bizlerden şikâyetçi ANKARA (AA) “Dünya Su Günü”nde Türkiye’nin su açısından zengin bir ülke olmadığına dikkat çekilerek ve su kaynaklarının verimli bir şekilde kullanılması gerektiği belirtildi. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, “Yüzde 20 faiz ile para alacaksınız. Bu parayla gaz alacaksınız, elektrik üreteceksiniz ve bu kadar su da boşa akıp gidecek. İsyanım bunadır’’ derken gün nedeniyle açıklama yapan meslek odaları ve dernekler de su sorununa karşı acil önlemler alınması gerektiğini vurguladı. Dünyadaki nüfus artış hızına da değinen Demirel, “Dünyanın insanoğlundan şikâyeti var’’ dedi. Demirel, Türkiye’nin su kaynaklarının iyi kullanılması konusundaki görüşlerini belirtirken “Suyun kıtlığı olur mu? Olur. Kirletirseniz suyu kullanamazsınız. Suyu kirletmeyecek tedbirleri almak zorundasınız’’ diye konuştu. İstanbul’a ‘çamurlu su’ yağdı ? İstanbul Haber Servisi İstanbul Meteoroloji Bölge Müdürü Mustafa Yıldırım, kentte dün sabah, havada biriken egzoz gazı, duman, toz gibi kirletici partiküllerin etkisiyle “çamurlu su” yağdığını kaydederek bunun normal bir durum olduğunu kaydetti. Yıldırım, İstanbul’da çok fazla etkili olmayacağı tahmin edilen yağmurun Marmara Bölgesi’nin batısında 3 gün daha devam etmesinin beklendiğini bildirdi. THY uçağında arıza ? SAMSUN (AA) SamsunÇarşamba Havaalanı’ndan Samsunİstanbul seferini yapması gereken TK 571 sefer sayılı THY’nin “Çorum” adlı uçağının motorunda teknik bir arıza meydana geldi. Uçakta bulunan 117 yolcu indirilirken tüm uğraşlara rağmen arıza giderilemedi. Bunun üzerine yolcular THY’ye ait 2 ayrı uçakla İstanbul’a gönderildi. CUMHURİYET 07 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear