28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
23 MART 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA ÇANKAYA’YI TEMİZ TUT, TÜRKİYE’Yİ KİRLETME! 17 Hükümet, yargıyı kilitlemiş... “Zincirli demokrasi!” BAKIŞ AÇISI GÜRBÜZ ÇAPAN Gemi Anıl Öçal: “Musa’nın akrabasının oğlunun artık bir gemisi var. Kaçmak için denizleri ayırmaya gerek kalmaz!” Ya ğ m u r E k i m Erdoğan: ‘Millet çık derse çıkarım.’ Millet çık diyor, ama Köşk’e değil, dışarıya... Şüphesiz Nami Tepe: “KKTC Başbakanı ‘Türklüğümüzden şüpheniz mi var’ demiş. Şüphemiz yok! Ne olduğunuzdan eminiz.” “ŞİMDİ kamuoyu imalatı zamanıdır” diyor Bülent Esinoğlu ve anlatıyor nasıl bir imalat yapıldığını: “Seçimler yaklaştıkça kamuoyu imalatı acilleşir. Anket satın alma ve anketlerde çoğunluğun kendi yanlarında olduğu görüntüsünü vermek âdettendir. Ancak, böyle zamanlarda kamuoyu araştırma şirketleri talebin yüksek olduğunu bildikleri için fiyatları yükseltirler. Bir puan yüksek göstermek için talep edilen bedel 40 bin dolarmış. Barajı aştı olarak göstermek için 400 milyar lira istiyorlarmış. Bu kamuoyu yoklamalarını parası olan partiler pardon şirketler yaptırıyorlarmış. Belki burada ‘pardon’ gereksiz oldu; çünkü parti ile şirket arasında fark kalmadı. Yaşadığımız psikolojik savaş yetmiyormuş gibi şimdi de kimin daha milliyetçi, kimin daha dinci olduğunu anketlerden öğreneceğiz. Sanki yaşayarak görmedik. Anketlerin doğru olmadığını herkes bilir. Bilir ama gene de sonuçlardan etkilenir. Çünkü insanlar güçlüden yanadır. Kimi güçlü gösterirsen o güçlü çıkar. Kamuoyu anketlerinin yayımlanmasında ilk sorumluluğu Milliyet gazetesinin üslendiği anlaşılıyor. Milliyet, AKP’yi en milliyetçi parti gösterdi. Bu AKP için değil ama Milliyet için büyük başarıdır! Yağcılık ve sahtecilik artık sınır tanımıyor. Her şey mümkün de Nakşibendilerin partisini milliyetçi olarak halkın önüne koymak mümkün değil. Çıkarcılığın bu kadarına pes doğrusu. İşte halk bunun için iktidar olamıyor. Zenginin parası var; kamuoyu imal ediyor. Halktan yana İmalat partilerin kamuoyu imal etme imkânı olmadığı için seçim kazanmaları mümkün olmuyor. Yani parası olan kazanıyor. Parası olanın da halka yararı olmuyor. Mitinglere parayla insan toplamak, anketleri satın almak, psikolojik savaş için Soros’un yardımına sığınmak, devletin kesesinden kömür ve yiyecek yardımı yapmak, sonunda ‘halkın teveccühü bizden yana’ demek. Böyle demokrasi, böyle seçim olmaz olsun.” Milliyet’in anketi denince... Türkiye’de nüfusun yüzde 5’inin Alevi olduğuna karar vermişler. Alevi düşmanı Osmanlı’nın kayıtlarında bile 20. yüzyıl başında Anadolu’daki nüfusun dörtte biri AleviBektaşi görünüyordu; demek ki buhar olup uçmuşlar. Sonuçta anket çalışmaları için görünen köy kılavuz istemiyor: Parayı veren erdemi de çalar! Dikensiz Gül Bahçesi... Geçen hafta Deniz Baykal ve yaklaşan seçimler üzerine yazmıştım. Ülkenin çeşitli yerlerinden, gerek CHP içinden, gerekse ondan umudunu kesipküsen, ayrılan ve yeni bir umut kapısı arayanlardan çok olumlu tepkiler aldım. Sn. Deniz Baykal’dan ise tık yok. O şimdi Tayyip Erdoğan’ı cumhurbaşkanı olsun diye tahrik etmekle uğraşıyor. O’nun solu birleştirme, dağıttıklarını toplama sorunu da yok. Mayıs ortasına kadar Cumhurbaşkanlığı tartışması ona yetecek gibi gözüküyor. Onun hesabına göre eğer Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olursa; 9 Eylül’de seçim yapılır. Bu arada herkes kendi iç düzenlemesiyle uğraşır. Aslında Deniz Bey’in iç düzenleme sorunu da yok. O zaten herkesi istihdam etmiştir. Cumhuriyeti sevenlerin “onun Kuvayı Milliye önderliğine (!)” razı olacaklarını düşünüyor. Mahalleden öyle görünmese de CHP plazasından dünya farklı görünüyor. Kimse onun partisinin iç işlerine karışmamalı. Bir de formül buldu; anket yaptıracak, hangi ‘sol’ parti öndeyse ona oy verelim kampanyasıyla bu seçimi de muhalefetin başı olarak kurtardı mı, mesele yok... Parti ve parlamento grubu dikensiz gül bahçesi olmalı. O yine bize ‘çiçek’ gibi bir mebus listesi sunmalı. İktidar olması mühim değil, yeter ki sorunsuz olmalı. ??? Hangi ‘sol’ partiye oy vereceğimizi anketlere göre açıklayacaklar kendileri. Ancak aday belirlerken kimlerin olması gerektiğini sadece kendileri bilirler. Tabii o sırada ankete filan gerek yok. O kimi seçtireceğini bilir!.. Kemalist ilkeler çiğnenmeye başlanmış, rejim ciddi sıkıntılar yaşıyor. Dış borçiç borç kar yumağı gibi katlanarak gidiyor. Doğmamış çocuklar borç altına giriyor... İşsizlik had safhada, cinnet getirenler çolukçocuğunu katlediyor... Ekonomi giderek daha da kayıt dışına kayıyor. Çalışanların sosyal güvencesi sıfıra iniyor. Sağlık özelleşiyor, tüm AB standartlı sözde düzenlemelere rağmen vahşi kapitalizmin çarkları işliyor. İlaç vurgunu yetmedi, şimdi tahlil vurgunu da yapılıp devletin sırtına yükleniyor. Hastaya da, hasta yakınını görmeye gidene de ‘tahlil’ yapılıyor adeta! Eğitimde özelleştirme kampanyası Milli Eğitim’in düzeyini düşürüyor. İktidara yakın özel okullar, özel eğitim kurumları, her düzeyde kurslar, devlet okullarında çalışan öğretmenlere ucuza finanse ediliyor. Yani devlet okulunda çalışan öğretmen özel okullarda daha az paralarla çalışabiliyor. İktidarın uzağında duran özel eğitim kurumlarında çalışanlara cezai müeyyideler uygulanıyor. Dolayısıyla iktidar yanlısı özel eğitim kurumları sözde rekabeti kızıştırarak diğerlerini tasfiye ediyor. Belediyeler merkezi hükümetin himayesinde zıvanadan çıktılar. İmar yağması kasırga şiddetinde. Olur olmaz yerlere 35 emsal inşaat izni verilerek kentlerin hem silueti bozuluyor, hem yandaşlara rant sağlanıyor. Park bahçe kalmadı, hepsi imara açıldı. “Gelir elde ediyorum” nidasıyla kentler yaşanılmaz hale getiriliyor. ??? Her yağmurdakarda trafik tartışması yapılan İstanbul’a her gün yeni bir gökdelen izni veriliyor. İstanbul’un mimar Baş(kan)’ı çok iyi bilir ki, plan yapılırken önce ulaşım planı yapılır. Oysa şimdi önce gökdelen planı, ardından da pahalı ulaştırma planları yapılmakta. “Hasan değil basan alıyor!” demişti Karayolları’nın arazisini alan işadamımız! Ne oldu? İETT garaj yerine Araplar para bastırdı. Yani şeyh hazretleri aldı. Zaten oldum olası şeyh eksikliği çekiyorduk! Anormal ‘ur’laşmaları gelişme diye anlatıyorlar. CHP’nin İstanbul dükalığı ise sesini çıkarmıyor. İtiraz edebilirler, mahkemeye gidebilirler, ama nerdee?.. Herhalde onların da işine geliyor ki susuyorlar. CHP’nin bilge(!) genel başkanı durumu anlıyor, ancak bunu da geçiştiriyor. Bütün bu problemleri seslendirmek, bu soruları sorarak AKP’yi önüne katıp halkın önünde kovalamak varken, neden kafayı eşlerin türbanına taktınız Bay Baykal? “Hani” diyorum; “muhtemel kabinenizi açıklayarak seçime katılsanız, yoldaşlık hukukunuzu tebaalık üzerine değil de akıl yoldaşlığı üzerine kursanız, yani önce partiyi ve solu, sonra da ülkeyi derleyip toplasanız” daha doğru olmaz mı? SESSİZ SEDASIZ (!) AB, halkımızı birbirine tanıştırıyor! HABERE göre iki kültür bir araya geliyormuş. Diyarbakır’ın Kayapınar beldesi ile Artvin’in Hopa ilçesi arasında kültür köprüsü kurulmasına çalışılıyormuş. Bu çalışmaya Avrupa Birliği de fon yaratarak destek veriyormuş. Proje kapsamında 150’şer kişilik gruplar karşılıklı olarak birbirlerini ziyaret edecek ve birbirlerinin kültürlerini tanıma fırsatı bulacaklarmış. Ne güzel bir proje değil mi? Aynı yurdun insanları, başka bir yurdun insanlarının verdiği parayla birbirini tanıyacak. Projenin en güzel yanı, gruplara “vize” uygulaması olmaması; ellerini kollarını sallayarak karşılıklı gidip gelecekler. Yuh olsun emperyalizmin bu kadarına! Fakat, projeye alkış tutanlar da var. Diyarbakır Belediye Başkan vekili İlhan Diken “Eğer Kürtler, Lazlar ve Türkler daha erken birbirlerini anlama fırsatı bulabilseydiler 30 bin insan ölmeyecekti” demiş. Diken, Diyarbakır Tabip Odası’nın eski başkanıydı. Dr. Diker’in görüşlerine karşılık Dr. Ali Rıza Üçer’in de bir görüşü var: “Meğer küresel destekli PKK’nin kanlı terörünün nedeni bu türden fırsatların kaçırılmasıymış. Şimdi daha iyi anlaşıldı terörist başına neden af istedikleri. Ah Avrupa Birliği ah! Keşke bu topraklarda yaşayan halkları ‘kültür köprüleri’ kurmak için daha önce fonla besleseydin de başımıza bu işler gelmeseydi.” Oyuncak Barbaros Uzunöner: “İktidarın canı hiç sıkılmaz, çünkü milletin geleceği ile oynuyor!” Tehlike Doğan Kapkıner: “AKP, 23 Nisan etkinliklerini Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasına ertelemeye karar vermiş. Demek ki, tehlikenin farkına vardılar!” Çırağan’da ‘Gökkafes’lerin’ Ne İşi Var? TÜRKSEN BAŞER KAFAOĞLU İstanbul, Beşiktaş’ta bulunan Çırağan bölgesi, tarihi ve doğal niteliği ile son derece görkemli zengin bir müze yapısındadır. Ulu ağaçlı doğal alanları, sarayları, tüm tarihi binalarıyla denizle kucaklaşan söz konusu güzelliklere el uzatılabilir mi acaba? Ama bakın neler oluyor? Beşiktaş’ın Yıldız Mahallesi’nde 62 pafta; 250 Ada; 34353639 olmak üzere 4 parselin imar durumu ile ilgili olarak yapılan, 1/1000’lik Uygulama Plan Tadilatı teklifi Büyükşehir Belediyesi’ne gönderilmiş bile. Asariye ve Müvezzi caddeleri arasında yer alan yüksek yapılarla ilgili olan söz konusu teklifin,1/5000’lik üst ölçekteki planlara uymadığı da bilinenler arasında. 1985 tarihinde bir kişi, satın aldığı bu alanın konut alanı olabilmesi için 1/5000’lik imar planına itiraz etmiş; 17.02.2006 tarihinde Büyükşehir Belediyesi bu istemi onaylayıvermiş. Ancak, bu durumu doğru bulmayan yöre insanları ve tabii adım adım İstanbulumuza kanat geren duyarlı kentliler, Mimarlar Odası, Şehir Plancıları, İstanbul Çevre Konseyi ve pek çok sivil toplum kuruluşu olayın peşindeler. Ulu ağaçların arasından gelip geçerken iki tarafındaki sarayların görünümleri, bizler gibi sanırım pek çok insanı da etkilemiştir. Bu güzel siluetlerin arasından ikiz gökkafeslerin yükselebileceğini düşünmek bile istemiyoruz. Tarihi korumalı alanların içinde sivriltilen bir garabet, bütünsel dokuyu darmadağan edebilir diye üzüntü duyuyoruz. Ayrıca olası bir depremde orada oturanlarca sığınma yeri olarak işaretlenmiş olan bu alanda, on katlı, 27.5 metre yüksekliğinde bina yapımı, Boğaziçi siluetine ters düşen, kötü bir emsal olur düşüncesini bizler de yöre insanları ile paylaşmaktayız. Şehircilik ilkelerine uymayan; altyapı sorununa ve nüfus yoğunluğuna neden olacak. Bir “gökkafes” örneği için, bilindiği gibi yıllarca mücadele verildiyse, bunun anlamı fark edilmeli ve böyle bir yapılaşma ne düşünülmeli ne de izin verilmeliydi. Toplumsal fayda mı, kişisel fayda mı soruları işte böyle zaman zaman karşımıza çıkıyor ve çıkacaktır da. Ama, toplumun soluk alabildiği, huzur bulduğu; ortaklaşa yararlanılan ve geleceğe devredilmesi gereken alanlar üzerinde oynanan oyunlara, yapanlar kim olursa olsun ödün verilmemelidir. 2001 yılında, “kültürel alan”, 2005’te “katlı otopark” olarak ilçe belediyesince onaylanan alanların şimdi de konut alanına dönüştürülme istemini anlamakta güçlük çekmekteyiz doğrusu. Yörede yaşayanlara bir dayatma planlanıyor ve “Ne dersiniz ey semt sakinleri” diye onlara hiç kimse düşüncesini dahi sormuyor. İşi sonradan fark eden söz konusu mağdurlar, aman ne yapıyorsunuz diye ortaya çıkıyor ve mücadele etmek zorunda bırakılıyorlar. Burada, demokratik haklardan ya da yaşanabilirlik bütünlüğünden söz edilebilir mi? Tabii yasal yollar izlenecek ama bizim içi yananlarla birlikte diyeceğimiz şu: “Ey gökyüzüne kâr ellerini uzatıp çevresindekileri umursamayanlar, lütfen ellerinizi üstümüzden çekiniz.” KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak?yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci?mynet.com gurbuzcapan@eksev.org.tr/Faks: 0212 672 71 71 HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN hetiyatrosu?mynet.com BULMACA SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ kurgenc?yahoo.com AÇIKLAMA Sevgili Cumhuriyet okurları, Dün köşemde “Başbakan’ın Oğlu Gemi Almış” başlığıyla yayımlanan yazımda Başbakan Erdoğan’ın oğlu Burak’a 2 milyon 350 bin dolara gemi satan işadamı Hasan Doğan’ın, Başbakan’ın kuyumcusu Cihan Kamer ve Dubai Şeyhi El Maktum ile ortak olarak İETT arazisi ihalesine girdiğini ve bu ortaklığın ihaleyi 705 milyon dolara aldığını yazmıştım... Yanılmışım!.. Meğer El Maktum ihaleye iki şirketle girmiş! Hasan Doğan ve Cihan Kamer’le birlikte ortak olduğu “Emaar Gayrimenkul Gel AŞ” ihale için şartname alan 19 şirketin arasındaymış ancak son anda teklif vermekten vazgeçmiş. El Maktum’un tümüne sahip olduğu Sama Dubai şirketi ise bilindiği gibi İETT ihalesini kazandı. Zorlu Grubu’nun kazandığı Zincirlikuyu Karayolları arazisinin ihalesinde ise bu durumun tam tersi yaşanmış, El Maktum’un Sama Dubai şirketi daha ihalenin başında çekilmiş, Emaar Gayrimenkul sonuna kadar savaşmış, ancak 799 milyon dolara kadar çıkmasına karşın kaybetmişti. Emaar ortaklığı İstanbul Büyükçekmece’de 555 villalık “Toskana Projesi”ni yapıyor. Bilgilerinize... ÜMİT ZİLELİ TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 23 Mart www.mumtazarikan.com 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Konya’nın Hadım ilçesin 1 de bir mağara 2 ve şelale. 2/ Ağzımızdaki 3 dişlerin bir bö 4 lümüne verilen 5 ad... Roma mitolojisinde av 6 cılar tanrıçası. 7 3/ Dağ kekiği... 8 Uğraş. 4/ Bir şeyin esas tutu 9 lan yüzü... Piyangoda 1 2 3 4 5 6 7 8 9 en küçük ikramiye. 5/ 1 GÖ L B A Ş I O Sigorta için ödenen üc2 Ö R Ü K A R I K ret... Hayvanlara vuruH A S lan damga. 6/ Bir top 3 L Ü K S S A R I K I Z luluğu oluşturan birey 4 B 5 A K R U S R A lerden her biri... İnce S A V kum ve çimentoyla ya 6 Ş A H I S S A N İ pılan düzgün döşeme 7 I R A K sıvası. 7/ Karışık renk 8 I S I R A N Y li... Havadaki su buha 9 O K Z A V İ Y E rı. 8/ Giysilerin arka yakasının kirlenmemesi ve yıpranmaması için kullanılan büyük ve devrik yaka. 9/ Kırık ya da çıkık... Hitit. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Halk dilinde ilkbahara verilen ad... Notada durak işareti. 2/ Namaz çağrısı... Düşman. 3/ Eskiden mürekkebi kurutmakta kullanılan ince kum... Yapraklarında çok acı ve ıtırlı bir madde bulunan, hekimlikte de kullanılan bir bitki. 4/ Azerbaycan ve Kars yöresine özgü telli bir çalgı... Yaşanmış olayların anlatıldığı yazı türü. 5/ İzmir’in bir ilçesi... Danimarka’nın plaka imi. 6/ Bireyi yangın çıkarmaya iten saplantılı itki. 7/ Eski Mısır’da güneş tanrısı... Bir yapıyı koruyan ve suların yapıya zarar vermesini önleyen taş kaplama. 8/ Bir çokluğu oluşturan varlıkların her biri... Tarih öncesine dayanan efsane. 9/ “Melâli anlamayan nesle değiliz” (Ahmet Haşim)... İlgi eki. CUMHURİYET 17 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear