01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 23 MART 2007 CUMA 6 Organ naklinde yeni gelişme ? İstanbul Haber Servisi Türkiye ve dünyanın organ nakli konusundaki en önemli 200 doktoru geçen hafta İstanbul’da Hyatt Regency Otel’de yapılan “Transplantist” toplantısında bir araya gelerek Avrupa ülkeleri, ABD ve Türkiye’deki nakil sayıları, kadavra ve canlı nakil, doku ve kan uyumu olmadan yapılan organ nakillerine ilişkin son gelişmeleri değerlendirdi. Organ Nakli Koordinatörlüğü Derneği (ONKOD) tarafından düzenlenen toplantıda konuşan Sağlık Bakanlığı Böbrek Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Alper Demirbaş, kan grubu uyumsuzluğu bulunan hastalara da önümüzdeki aylarda nakiller yapacaklarını ifade etti. SAĞLIK Dr. Seke, diyet ve spor aksatılmadan akupunktur ile ayda 4 ila 8 kilo verilebileceğini söyledi BİR BAKIMA SERVER TANİLLİ Fazla kilolara akupunktur SİBEL BAHÇETEPE Irak İşgali 4 Yaşında... Irak işgali, her yönden derslerle doludur. Başta da, yalanlar üstüne kuruldu: Saldırıdan önce Bush yönetimi, Irak’ta kitle imha silahları tehdidinden, El Kaide üslerinden dem vuruyor; gelecek için umutlar dağıtıyordu: Saddam rejimi devrilince, tüm bölgeye demokrasi dalga dalga yayılacaktı. Onun diliyle dominolar teker teker devrilecekti. Bu yalanın yürüyüşünden, hepimizin bilgisi vardır. 21 Mart 2007 günlü gazetemizde, Ergin Yıldızoğlu’nun “Yangının Ortasında” adlı yazısı da hepimize yararlı olacaktır. ? Gerçekten, Saddam rejimi, dünyanın ateş gücü en yüksek ordusu önünde devrildi; ama bütün Irak halkı ezilirken, bütün bölge halkları da sarsıntı içine düştü. Ölü, yaralı bir milyona yakın bir yekun! Demokratikleşme bir yana, radikal İslam güçlendi, tarihsel dini düşmanlıklar yeniden alevlendi. Olan biten, insanlık adına silinemez bir yüz karasıdır... Demokrasi bir yalandı, petrol uğruna bir cinayetti. Başka örnekleri bir yana, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), bir “emperyalist devlet”tir. Haysiyetli bir insan, ondan bahsettiğinde, bu sıfatı esirgememeli. Ve bizler de, emperyalizmi çok önce tanıdığımızdan, ABD’nin yanında, dolayında olmamalıyız. Özellikle, bundan sonra... Gazetemiz okurları, son bir yıldır Ortadoğu için dolaştırılan uyduruk bir haritayı iyi hatırlar. Geleceğimizi, durup durup zehirleyecek bu harita olacaktır. Ortadoğu halklarının arasına sokulmuş ve altında emperyalizmin imzası olan bir nifaktır, bu. Dikkatli olmalıyız. Yıldızoğlu’nun söyleyişiyle, “ABD bölgeyi iki ucundan birden yaktı, ateş hızla ilerliyor. Türkiye ise tam ortalarda bir yerde...” ? Irak işgali ile beraber, bir nokta beni pek rahatsız etti. 1970’lerde Vietnam, ABD’nin saldırısına uğrayınca, bütün dünyada ve özellikle de aydın cepheden büyük tepkiler görüyorduk. Bu, bir sonuç da verdi. ABD’yi yargılamak için uluslararası bir aydınlar mahkemesi kuruldu. Başında ünlü İngiliz filozofu Bertrand Russell vardı. Onun yanı sıra Fransız filozof JeanPaul Sartre’ı görüyorduk. Daha başka saygın aydınlar yargıç olacaktır. Bize ayrıca onur veren bir isim Mehmet Ali Aybar da vardı o heyette. Gittiler, o cehennem ortamında mahkeme kurup ABD’yi mahkum ettiler. Etkisi de oldu. ABD, gerisingeri döndü. Ne var ki, Irak işgali başladığında, böyle bir tepki olmadı. Niçin? Vietnam olayında, Sovyetler Birliği ayaktaydı ve mahkemeye cesaret veriyordu. Belki. Peki, Sovyetler Birliği ortadan çekildiğinde, aydın dünyasında da bir kabuğuna çekilme mi ortaya çıktı? Ne olursa olsun, gerçek odur ki, dünya bundan sonra böyle gitmeyecektir: Tef alıp eline, “Tek kutuplu” bir dünya şarkıları çalanlar bilmeliler ki, bu tek kutuplu ezgi kulakları rahatsız ediyor. Şimdi, kulaklar “çift kutuplu” bir dünyaya çevrilmiştir... Hareketsiz bir yaşam, fazla kalori alımı, fast food beslenme tarzı, obezitenin, yani aşırı şişmanlığın dünyada giderek yaygın bir hastalık haline gelmesine neden oluyor. Beslenme ve akupunktur uzmanı Dr. Ayfer Seke, kilo sorununun son yıllarda giderek yaygınlaştığını belirte ? Akupunktur tedavi yönteminin fazla kiloların atımında yardımcı tedavi yöntemi olduğunu vurgulayan Dr. Seke, “Vücudun belirli noktalarına batırılan iğneler ile beyne birtakım sinyaller gönderilir ve kişinin iştahı kesilir. Bu yöntem ülkemizde yalnızca Sağlık Bakanlığı onaylı hekimler tarafından yapılabilmektedir” dedi rek aşırı kilonun sosyal yaşamı da olumsuz etkilediğini söyledi. Kilo yönetimi tedavisinde diyet, fiziki aktivite, davranış, medikal ve cerrahi tedavi gibi yöntemlerin olduğunu vurgulayan Seke, akupunktur gibi yardımcı tedavilerin de olduğunu anımsattı. Kilo sorununun altında yatan birtakım biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörlerin araştırılması gerektiğini vurgulayan Seke, en önemli faktörün fizyolojik faktörler olduğunu, ancak önemli olanın verilen kiloları almamak için bireyin yaşam tarzını değiştirmesi olduğunu anlattı. Obezitenin diyabet (şeker hastalığı) ve kardiyovasküler sistem bozuklukları rahatsızlıklarını da beraberinde getirdiğini vurgulayan Seke, “Modern kentli yaşam tarzı giderek beden aktivitesini geri plana itmektedir. Bilgisayar ve televizyon ekranı karşısında hareketsizlik, şişmanlığın başlıca sebepleri arasındadır. Aşırı kilo, ömrü kısaltan bir hastalıktır ve mutlaka tedavi edilmelidir” dedi. Akapunktur tedavi yönteminin yardımcı tedavi yöntemi olduğunu vurgulayan Dr. Seke, şöyle devam etti: “Akupunktur vücutta bozulmuş dengenin sağlanmasına yardımcı olur. Vücudun belirli noktalarına batırılan iğneler ile beyne birtakım sinyaller gönderilir ve kişinin iştahı kesilir. Bir kişi diyetini ve sporunu yaparsa akupunktur ile ayda 4 ila 8 kilo kadar verebilir. Bu yöntem ülkemizde yalnızca Sağlık Bakanlığı onaylı hekimler tarafından yapılabilmektedir.” Tamiflu bilmecesi... ? ANKARA (ANKA) Kuş gribinin en etkili ilacı olduğu belirtilen Tamiflu’nun yan etkilerinin ortaya çıktığı öne sürüldü. Özellikle gençler üzerinde psikolojik sorunlara neden olduğu belirtilen Tamiflu’nun Japonya’da bazı gençlerin intiharına neden olduğu iddia edildi. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Turan Buzgan ilaçla ilgili herhangi bir araştırma yaptırmadıklarını, ancak yurtdışındaki gelişmelerin takip edildiğini belirterek “İlacın uzun süreli kullanımında böyle bir yan etki görülmüş olabilir” dedi. TECAVÜZ MAĞDURLARI 30 İLDEN KATILIM Şiddet öç almayı tetikliyor ŞULE KÖKTÜRK Dr. Hayden Hekimlerden ‘kartlı’ dayanışma HİCRAN ÖZDAMAR 3 bin hekim eğitilecek ? İstanbul Haber Servisi Türkiye Acil Tıp Derneği (TATD) liderliğinde, ABD George Washington Üniversitesi ve Sanovel İlaç Şirketi’nin katkılarıyla oluşturulan “Türkiye Acil Tıp Eğitim Programı” projesi kapsamında 2 yıl içerisinde acil servis bölümlerinde çalışan 3 bin hekim eğitilecek. Proje ile yılda yaklaşık 37 milyon 460 bin kişinin başvurduğu acil servislerde yetersiz müdahale nedeniyle gerçekleşen her 3 ölümden 1’inin önlenmesi hedefleniyor. Şiddet başlı başına insan bedeninde ve ruhunda derin travmalara yol açarken, insanların en kırılgan noktalarından biri olan cinsellik alanında olduğu gibi zaman kadının ruhunda onarılması güç yaralar açıyor. Cinsel saldırıya maruz kalan kadınların yakın çevresi ile ilişkileri bozuluyor, uzun süreli şiddete maruz kalanlarda ise çaresizlik içinde yaşama riski kaçınılmaz oluyor. İntihara yönelme ve hatta şiddet uygulayan kişiyi öldürmeye kadar varabiliyor şiddet girdabının sonuçları. Türkiye Psikiyatri Derneği Başkanı Prof. Dr. Şahika Yüksel, cinsel şiddetin yarattığı sonuçların en önemlilerinden biri olan öç alma duygusuna dikkat çekiyor. Tecavüz cezasız kaldığı için kadında öç alma duygusu gelişiyor ve eğer kadın bu duyguyla tecavüzcüsüne zarar verirse, bu da kanıtlanırsa, kadın hapiste yatıyor, tecavüzcü serbest dolaşıyor. Ç ALMA DUYGUSU Ö Cinsel şiddetin, korku, kaygı, kaçınma, depresyon ve olay cinsellikle ilgili olduğu için de cinsellikle ilgili kaçınma gibi sonuçlar yarattığını vurgulayan Yüksel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Cinsel saldırıya uğrayan kadınlar, başına bir tehlike geleceği, bir cinsel saldırı yaşayacağı kaygısını duyuyorlar. Yaşadığı cinsel saldırıyı tekrar yaşıyor gibi hissettikleri anlar olabiliyor. Ruh sağlığı etkileri uzun süreli olabilir. Tecavüze uğrayan kadınların 4’te 1’inde, 2 yıl geçtikten sonra dahi, belirgin ruh sağlığı sorunları olabiliyor. Biz bunu tedavi edebiliyoruz.” Tecavüzle ilgili bir başka belirtiye işaret eden Yüksel, “Tecavüz, yüksek oranda, tecavüzcünün ceza görmediği bir durum olduğu için öç alma duyguları gelişiyor. Bazen bu, cezasız kalan tecavüzcüye zarar verme şeklinde oluyor. Ama tecavüzcüye zarar verme durumu ispat edildiğinde, kadın bundan dolayı hapse girebiliyor ve tecavüzcü hâlâ serbest dolaşabiliyor. Kadının, tecavüze uğradığını değil, tecavüzcünün tecavüz etmediğini ispat etmesi gerekiyor” dedi. WHO’nun ikinci danışma toplantısı Antalya’da yapıldı Kuş gribi salgını uyarısı GÜRSU KUNT Bebek Ertan için soru önergesi ? İstanbul Haber Servisi CHP Ordu Milletvekili Dr. Sami Tandoğdu, hastane hastane dolaştırıldıktan sonra 5 günlükken, 25 Şubat’ta yaşamını yitiren bebek Ertan ile ilgili olarak Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Zeynep Kâmil Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde kaç adet kuvöz olduğunu soran Tandoğdu, önergede şu soruya yer verdi “Bebeğin ölümüyle ilgili olarak sorumlular hakkında herhangi bir işlem yapılacak mıdır?” ANTALYA Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Kuş Gribi İnsan Vakalarının Klinik Yönleriyle İlgili 2. Danışma Toplantısı Antalya’da yapıldı. Farklı ülkelerde görülen tablolar, Antalya’da bir araya getirilerek hastalığın resmi tamamlanmaya çalışıldı. WHO Griple Mücadele Programı’ndan Dr. Frederick Hayden, virüsün kendisini değiştirmesi durumunda büyük bir salgın olabileceğini belirterek “Eğer insanlar arasında virüs yayılmaya başlarsa, biriki hafta ya da bir ay içinde tüm dünyaya yayılır. Böyle bir durum halinde, ülkelerle neler yapılabileceği konusunda çalışıyoruz. Ama şunu biliyoruz ki, virüs hastalıklı kuşlarla doğrudan temasla geçiyor. Kuşlarla hiç temasta bulunmamış bazı hasta lar da var. Bu durumun, virüsün şekil değiştirmesinden kaynaklanmış olabileceğini düşünüyoruz” dedi. Kuş gribinin pek çok alt türü olduğunu, hepsine karşı nasıl bir önlem alınacağı konusunda WHO’nün da net olmadığını söyleyen Dr. Hayden, kümes hayvanları için etkili bir aşı bulunduğunu, ancak insanlar üzerinde etkili olacak aşı araştırmalarının devam ettiğini bildirdi. WHO Griple Mücadele Programı’ndan Dr. Nahoko Shindo ise yaklaşık 15 vakada, virüsün insandan insana geçtiğinin düşünüldüğünü ifade etti. Dr. Shindo, “Virüsün, net olarak insandan insana geçtiğini söyleyemeyiz, ama büyük olasılıkla insandan insana geçtiğini düşünüyoruz” dedi. Virüsün kendini hızla değiştirdiğini söyleyen Dr. Shindo, bu durumun da aşı çalışmalarını zorlaştırdığını ifade etti. İZMİR Ülke genelindeki hekimler, İzmir’deki meslektaşlarını yalnız bırakmıyor. 30 kentte çalışan binlerce hekim, Türk Tabipleri Birliği’nce hazırlanan “dayanışma kartları”nı İzmir’de sağlık ocakları çalışanlarına postalayarak onların yanında olduklarını ve mücadelelerine destek verdiklerini vurguladılar. Mavi doktor önlüğü üzerinde stetoskobun bulunduğu, İzmir Saat Kulesi’nin güvercinlerle fotoğraflandığı kartlarda, “Deniz kıyısında bir kent... Kentte bir sağlık ocağı... Sağlık ocağında bir hekim... Meslek aşkıyla dolu yüreği... Güzel İzmir için çarpıyor” yazısı yer alıyor. Kartlara duygularını yazan hekimler, bunları kentin çeşitli yerlerinde bulunan sağlık ocağı hekimlerine gönderiyor. Aile hekimliği pilot kent kapsamına alınan ve çeşitli çalışmaların yapıldığı kentte, meslektaşlarıyla dayanışma ruhunu yaşayan hekimlerin birlik mesajını verdikleri kartlar, posta yoluyla teker teker sağlık çalışanlarının eline ulaşıyor. TTB Merkez Konsey üyesi Mustafa Vatansever, “Şimdi hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh da sağlık ocaklarıdır. Bu kartlar dayanışmanın bir örneğidir” dedi. (Fotoğraf: AA) İstanbul’da organ bağışı arttı ? İstanbul Haber Servisi İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü İstanbul’da 2006’da tüm yıl boyunca 25 olan kadavra donör sayısının, bu yılın ilk 3 ayında 18’e yükseldiğini açıkladı. İl Sağlık Müdür Vekili Dr. Mehmet Bakar yaptığı yazılı açıklamada, sağlık grup başkanlıklarının organ bağışını artırmaya yönelik düzenledikleri kampanyalarla 2006 yılının son 3 ayında 2 bin 687 gönüllü organ bağışı gerçekleştiğini fakat bu yılın ilk 2 ayında da bu sayının 3 bin 954’e ulaştığını bildirdi. 24 Mart Dünya Tüberküloz Günü’nde Heybeliada Sanatoryumu için eylem yapılacak Türkiye’nin verem politikası vahim İstanbul Haber Servisi Dünyada her yıl 89 milyon kişi verem hastalığına yakalanırken, hastalık nedeniyle 22.5 milyon kişi yaşamını yitiriyor. Türkiye’deki istatistiki verilerin gerçeği yansıtmadığını belirten uzmanlar, verem politikasının, genel sağlık politikası ile uyumlu biçimde, verem savaş dispanserlerinin içlerinin boşaltılması, hasta yatak sayılarının azaltılması, uzun müddet yatması gereken dirençli tüberkülozlu hastaların kısa sürede taburcu edilmeleri ya da yatırılmamaları gibi nedenlerle vahim bir durumda olduğuna dikkati çekiyorlar. 24 Mart Dünya Tüberküloz Günü’nde, veremli ve dirençli tüberküloz hastalarının yatabilecekleri hastanelerden biri olan Heybeliada Sanatoryumu’nun hâlâ boş durmasına dikkat çekmek isteyen Tüberküloz Danışma ve Dayanışma Derneği (TÜDADER) organizasyonu ile ada halkı, Heybeliada Sanatoryumu önünde yarın saat 13.00’te “Heybeliada Sanatoryumumuzu ve Sağlığımızı Geri İstiyoruz” sloganıyla bir eylem yapacak. TÜDADER Başkanı Dr. Mehmet Cenk Deliküçük, 2005 Ekim ayında kapatılarak çürümeye terk edilen Heybeliada Sanatoryumu’nun yeniden açılmasını istediklerini belirtti. VEFAT Değerli Büyüğümüz; 60 yıllık Cumhuriyet okuru, Adana kökenli TÜDADER Başkanı Dr. Mehmet Cenk Deliküçük. İSMAİL SEFA ERSOY yaşama veda etmiştir. Merhumun cenazesi cumartesi günü (yarın) Zincirlikuyu Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından Kilyos Mezarlığı’nda toprağa verilecektir. Özel NPİstanbul Hastanesi açıldı ? İstanbul Haber Servisi Türkiye’nin nöropsikiyatri hastanesi olan Özel NPİstanbul Nöropsikiyatri Hastanesi, TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın katıldığı törenle hizmete girdi. Hastane NP Grup Üyesi Memory Center ile İnsani Değerler ve Ruh Sağlığı Vakfı (İDER) tarafından Ümraniye’de kuruldu. Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR Prima internette ? İstanbul Haber Servisi Prima, sağlıklı bebek gelişimiyle ilgili bilgileri anne adayları ve ebeveynlerle paylaşmak amacıyla “www.prima.com.tr”yi hayata geçirdi. ervasızlık, ülkemizde çok yaygın bir tutumdur. Bu sözcük bizim için yaratılmıştır, demek pek yanlış olmaz. Bu sütunlarda tıp alanındaki pervasız davranışlardan sıkça söz ettim. Ne yazık ki, bugünkü Sağlık Bakanlığı da benzer bir tutumu benimseyenler arasında yer alıyor. Güzelim bir ilk basamak sağlık hizmeti modelini yok etmek, sağlık ocaklarını kaldırmak istiyorlar. Böylece çok ihtiyaç duyduğumuz koruyucu hekimlik de göz ardı edilmiş olacak. Kabul edilen torba yasa ile doktor ithal edilecek ve sözde açıklar kapatılarak, hastaneler birer işletme haline getirilecektir. Doğrultu, sağlık hizmetlerinin açıkça adım adım özelleştirilmesidir. Sağlık harcamaları artacak ama sağlık göstergeleri düzelmeyecektir. Sağduyu sahibi ve halktan yana hekimler 11 Mart günü Ankara’da beyaz eylemle bu gelişmelerin karşısına çıktılar, sağlık ocaklarını ve sağlık hakkını P Pervasızlık Örnekleri savundular. Sağlıkta ve eğitimde eşitliği savunmak insan haklarını savunmakla eşanlamlıdır. Her şeyin satılık olmaya başladığı bir ülkede eğitim ve sağlığın piyasada alınır satılır birer meta olmasını önlemek için yaman bir savaşım vermek zorundayız. Ne demektir, daha iyi sağlığa, daha iyi eğitime sadece çok parası olan iyi ödeme yapanların kavuşabilmesi? Bu kabul edilebilir bir şey olabilir mi? Buna ancak isyan edilir. Bir taraftan da tıp teknolojisindeki büyük gelişmeler ile tanı ve tedavi alanında pervasızlık yaygınlaşıyor. Alın size çarpıcı bir örnek: Florya’daki MSK Medical Grup, Bilgisayarlı Frekans Analizi ile bir hasta için bakınız bir kalemde ne tanılara varıyor: 1 Aksonal Nöropati 2Kronik Bronşit 3 Gastrit 4Yüksek Romatizmal Aktivite 5 Anemi. Müthiş değil mi? Bunun ardından tabii tedavi önerileri geliyor. Bu hastaya magnetoterapi ve fizik tedavi lazım. Bu da harika. Söz konusu hasta bir genç kızdır ve Charcot Marie Tooth isimli kalıtımsal bir hastalığı taşımaktadır. Ama hastalarımızın büyük çoğunluğu gibi kendisine söylenenlerle yetinmemekte ve arayışlarına devam etmektedir ve ona türlü çeşitli çareler ve tedaviler sunacak çok yer, çok merkez vardır. PAKET BİTKİSEL PAKET İLAÇ SATILIYOR Bir başka doçent unvanlı pervasız kişi de Adana’da hastalara paket paket bitkisel ilaç satmaktadır. Hediyesi 600 milyon. Hastayı görmeye bile gerek yok, nasıl olsa her şeye iyi geliyor, paketler 600 milyona elden ele hastaya ulaşıyor. Kök hücre pervasızlığının da sadece Sayın Prof. Haluk Deda ile sınırlı kaldığını düşünmeyin. İstanbul’daki büyük ve ünlü özel hastaneler arasında bunu yapanlar var. Ne var ki onlar, Deda kadar cüretkâr değiller. Yaptıklarını pek açığa vurmuyorlar, sessiz ve derinden gidiyorlar, ihtiyatlı davranıyorlar ve iyileşmeden de söz etmiyorlar. O nedenle Anadolu Ajansı geçen günlerde birkaç büyük gazetede gördüğümüz haberlerin bu hastanelerle ilgili olan benzerlerini basına iletemiyor. Bir derin çukurun üstüne karton koyup 5 yaşındaki güzelim kız çocuğunun feci bir şekilde ölümüne sebep olmayı, kanalizasyon çukurunda can veren Tuğçe’yi ve yüzlerce benzerini, basının hiçbir sorgulama zahmetine katlanmadan verdiği uydurma tedavi başarısı haberlerini pervasızlık örnekleri arasında sayabiliriz. Tüm bu olup biten mide bulandırıcı, tiksindirici, utandırıcı olaylar ve gelişmeler karşısında yurtseverlerin pervasızlık içinde kalmamalarını diliyorum. [email protected] AİLESİ BAŞSAĞLIĞI Gazeteci arkadaşımız Mustafa Ersoy’un değerli babası, Adanasporlu eski sporculardan CUMOK üyesi İSMAİL SEFA ERSOY yaşamını yitirmiştir. Merhumun kederli ailesine başsağlığı dileriz. CUMHURİYET ÇALIŞANLARI CUMHURİYET 06 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear