24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1 ŞUBAT 2007 PERŞEMBE 4 ALİ SİRMEN HABERLER DÜNYADA BUGÜN Yetkililer, Dink cinayetinde ‘kamuoyunun çok şaşıracağı’ sonuçlara ulaşılabileceğini ileri sürdü Derin Devlet Mavrası Sığ Devlet Olgusu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Kanal 7”ye konuşurken bakın ne buyurmuş: O (yani derin devlet) her zaman olmuş, Türkiye Cumhuriyeti döneminde başlamış bir şey de değil. Ta Osmanlı’dan... Bu gelenekten gelen bir şey zaten, ama bunu minimize etmek, yok etmek, bunu başarmak gerekli. Başbakan Adis Ababa uçağında da derin devleti, devlet içinde çeteleşme olarak tanımlayıp, bunun derinine inmekte yeterli olunmadığını itiraf etmiş. Türkiye’de ne zaman bir siyasetçi derin devletten yakınmaya kalksa, gülmem tutar. Gülme dürtüm, bizim ülkemizde ya da başka devletlerde, hatta gelişmiş demokrasilerde derin devlet olgusunun bulunmamasına inanmamdan değil. 1965 yılında bir doktora öğrencisi olarak Paris’te gazeteciliğe başladığımda ilk karşılaştığım ve yazdığım olay, Fas muhalefet lideri, uluslararası üne sahip Mehdi Ben Barka’nın bilinmeyen, kimlikleri sonradan da ortaya çıkarılamayan kişilerce kaçırılması ve ondan bir daha haber alınamaması oldu. Ben Barka’nın hâlâ cesedi bile bulunamadı. Ama herkes artık biliyor ki, olayı Fas ve Fransız gizli örgütleri birlikte düzenlediler, Fransa’daki yüksek yetkililerin ise bundan haberi yoktu, ne var ki dosya da kapandı. ABD’de Başkan Kennedy suikastını ve ardından gelen seri cinayetleri düşünün! ??? Ama dünyanın hiçbir yerinde, daha doğrusu hiçbir demokratik veya benzeri rejiminde, “derin devlet” kavramı Türkiye’deki kadar sık gündeme gelmiyor, onun arkasına mazeret olarak bu kadar çok saklanılmıyor. Türkiye’de ikide bir derin devlet kavramının ortaya atılmasının nedeni, devletin şeffaflık, demokratiklik, hukuka bağlılık, atamalarda liyakatı esas alan, yansızlık, devlette süreklilik ve sorumluluk ilkeleri konusunda yeterince derinleşememesinin sonucudur. Böylece belirli ilkeler konusunda derinliğine gelişmiş olması gereken devlet sığ kalıyor. Aslında her şey göz önünde, yani herkesin gördüğü devletin mekanizması içinde cereyan ediyor. Bütün bu hususlara dikkat etmeyen, devlet adamı katına yükselemeyen politikacılar, davranışlarının sonucunda ortaya çıkan habaset ile karşılaşınca toplum, topu hemen derin devlete atıyorlar. Tarihimizin en büyük ayıplarından biri olan, ama tek olmayan (Merak etmeyin, her milletin tarihinde birden çok ayıp vardır. Tarih ayıpsız bir destanlar dizisi değildir) Sıvas Madımak Oteli katliamının sorumlusu “derin devlet” mi? Her şey saatler boyunca, herkesin, devletin mülki ve askeri yetkililerinin gözü önünde olmadı mı? Sıvas katliamı, derin devletin değil, her konuda çok sığ kalmış bir rejimin eseridir. ??? Konu son olarak, Hrant Dink cinayeti dolayısıyla gündeme geldi. Hrant Dink cinayetinin derin devletin eseri olduğunu söyleyebilir miyiz? Her şey ortada değil mi? Cinayetin kaç kez bildirildiği, Trabzon’dan gerekli makamlara da iletildiği artık belli olmadı mı? Bu bilgilerin kulak arkası edildiği ve 11 ay boyunca,önlem alınmadığı, gazete manşetlerinde yalanlanamayacak biçimde yayımlanmıyor mu? Devletin yetkili birimleri dışında Trabzon’da birçok kişinin bu cinayetin işleneceğini uzun süredir bildiği, ama devletin bilmediği ya da duymazdan geldiği, artık hepimizce malum hale gelmedi mi? Bizzat Hrant’ın kendisinin tehditlerden yetkili savcılığı haberdar ettiği yalan mı? Bırakınız uzman ya da devlet sorumluluğu taşıyan bir kimseyi, sokaktaki ortalama insan bile, Hrant Dink’in yaşamının tehlikede olduğunu, böyle bir cinayetin Türkiye’ye nelere mal olacağını, önlem alınması, bu gazeteci yazarın korunması gerektiğini düşünemez miydi? Peki söyleyin bakalım, bu durumda Hrant Dink cinayeti ve sonuçları, derin devletin eseri midir, yoksa sığ devletin mi? Derin devlet falan değil, düpedüz, herkesin gözü önünde olan devletin yöneticileridir bu olayların sorumluları. Bırakın derin devlet mavrasını! Sığ devlet olgusuna bakın siz! Soruşturma ‘sürpriz’e gidiyor ? Baştarafı 1. Sayfada ve “denizde damla” olarak niteliyor ve gerekli biçimde değerlendirildiğini belirtiyor. Ankara’daki bir üst düzey yetkili ise kamuoyunun merakla beklediği soruları yanıtlarken, “soruşturmanın üzerine irade ve kararlılıkla gidileceğini” söylüyor. Yetkili, Cumhuriyet’in soruşturmayla ilgili gündeme getirdiği “bilgi kirliliği”nin bazı çevrelerce yoğunlaştırıldığına dikkat çekerken, Dink suikastını “yapan ve yaptıranların tüm bağlantılarının ortaya çıkarılacağını” belirtiyor ve bunun için “bir aylık bir zaman dilimine gereksinim olduğuna” vurgu yapıyor. Yetkili, operasyonda tutuklamaların artacağını, özellikle Hayal, Tuncel ve tetikçi Samast’ın internet ve telefon trafiğinin henüz tam anlamıyla çözülemediğini, Trabzon ve İstanbul’daki ilişkilerinin derinlemesine araştırıldığını ve ilginç bulgulara ulaşıldığını ifade ediyor. Ankara’daki yetkili, “Örgüt var mı” sorusunu, “tam değil” diye yanıtlıyor. Ancak “Bu iş nereye uzanır” sorusuna anlamlı bir karşı Ermeni kilisesi duvarına yazı Samsun’dan sonra İskenderun’daki Ermeni kilisesinin duvarına da boyayla anlaşılamayan yazılar yazıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. Şehitpamir Caddesi ile Şehit Oğuz Yener Caddesi arasında kalan 80 metrelik 52. Sokak’ta bulunan ve 1872 yılında restore edilen Karasun Manuk Ermeni Kilisesi’nin giriş kapısının sağ ve solundaki iki duvarına, önceki gece geç saatlerde ayrı ayrı yazı ve şekiller çizildi. Kilise yakınlarındaki bir işyeri sahibi, caddenin köşesinde üç kişinin beklediğini, bir kişinin de duvara yazı yazdığını gördüğünü söyledi. (AKIN BODUR) taya saçılan siyasi ve idari ilişkilerin nedenlerinin çözülmesi beklenirken, polis aynı günlerde El Kaide’nin kış uykusundaki hücrelerini uyandırmayı yeğliyor! Operasyon zili ne ilginçtir ki, ABD’nin PKK ile mücadeledeki özel temsilcisi Joseph Ralston’un Ankara’ya gelişi arifesinde çalıyor! Ralston’un uçaktan indiği gün gazetelerin birinci sayfalarını El Kaide operasyonu ile ilgili haberlerin süslemesi sokaktaki insana bile manidar geliyor! ‘Deşifre ve karartma’ lık veriyor: “Operasyon çok ama çok ilginç sonuçlara gidebilir. Kamuoyunun çok şaşıracağı bir sonuç da ortaya çıkabilir. Basındaki yayınların çoğu bilgi kirliliğine hizmet ediyor. Suikastı yapan, yaptıran ya da arkasındakilerle ilgili doğru ve kesin sonuçlara ulaşabilmek için operasyon ve soruşturmanın haftalar süreceğini tahmin ediyoruz. Bu işin sonunda sağlıklı bir sonuç alınacaktır. Ucu nereye kadar giderse gitsin, olayın üzerine iradeyle gidiliyor.” Yetkili, “Nasıl bir sürpriz, siyasi mi” sorusuna ise “Konuşmak için çok erken, herkes çok şaşırabilir” yanıtını veriyor. polismuhbir ilişkisi ve ikileminde yaşanan istihbarat karmaşası ile buna yol açan ihmal zinciri en az derin devletin faaliyetleri kadar tehlike içeriyor. Yalnız Erdoğan değil, bizzat bu eylemleri önlemekle görevli kamu yetkilileri ise Dink suikastının ardından İçişleri Bakanlığı’na yoğunlaşan tepkileri azaltmak için dikkat dağıtma senaryolarına başvuruyor! Dink cinayetinde ihmali olduğu iddiasıyla hedef tahtasına konulan ve bir süre önce Trabzon’da görev yapan Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, 7 kentte 48 kişinin gözaltısıyla sonuçlanan bu “deşifre ve karartma” operasyonuyla dikkatleri Dink suikastından uzaklaştırıyor, gündemi biraz olsun değiştirmeyi başarıyor, hem de Ralston’a ABD’nin yıllardır kan ağladığı El Kaide terörüyle Türkiye’de nasıl mücadele edildiğini göstermiş oluyor! Kritik koltuk boş! Dink suikastındaki ihmal, basın ve muhalefetin büyük tepkisini çekerken Başbakan Tayyip Erdoğan, aylardır boş duran Emniyet Genel Müdürlüğü koltuğunu doldurmak yerine, yetkilerini göz ardı edip “derin devlet” karmaşasına sığınıyor. Aslında Hedef şaşırtma Dink cinayeti soruşturmasında or E İçişleri valileri uyardı YLEMLER ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İçişleri Bakanlığı, gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından meydana gelebilecek muhtelif provokatif eylemlere karşı valilikleri uyararak önlem alınmasını istedi. İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Şahabettin Harput tarafından 81 il valiliğine gönderilen genelgede, Dink’in öldürülmesinin ardından ülke genelinde olayı protesto etmek amacıyla çeşitli gösteriler düzenlendiği belirtildi. Genelgede, cenaze merasimi ve gösteriler esnasında meydana gelen gelişmelere tepki olarak toplumun çeşitli kesimlerinde şiddete yönelik hareketler meydana geldiği kaydedilerek, provokasyonların önlenmesi amacıyla özellikle halkın çeşitli amaçlarla bir araya geldiği etkinliklerde istihbari çalışmalara ağırlık verilmesi gerektiği belirtildi. Gündeme gelmesi muhtemel yazılama, bildiri ve pankart türü materyaller üzerinde kriminal tespitlere imkân sağlayacak tarzda görüntüleme işlemlerinin gerçekleştirilmesi gerektiği kaydedilen genelgede, caydırıcı yasal tedbirlerin uygulanması konusunda adli birimlerle yakın koordinasyon içerisinde bulunulması, yasadışı eylemlere izin verilmeyerek provokatif eylemleri organize edenlerin tespit edilmesi gerektiği bildirildi. İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN C İNAYET SORUŞTURMASI Tutuklu sayısı yediye yükseldi ? Dink cinayetinin azmettiricisi olduğu gerekçesiyle tutuklanan Yasin Hayal’in, ifadesinde, Trabzon’daki bombalama olayında kullandığı patlayıcıyı nasıl imal ettiğini bir dakikada anlattığı öğrenildi. Cinayette kullanılan mermileri temin ettiği ileri sürülen Salih Hacısalihoğlu da tutuklandı. İstanbul Haber Servisi Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin Trabzon’da gözaltına alınan Salih Hacısalihoğlu, tutuklanarak cezaevine gönderildi. “Suç örgütü üyesi olmak ” ve “Ateşli Silahlar Yasası’na muhalefet” suçlarından tutuklanan Hacısalihoğlu’nun olayda kullanılan mermileri temin ettiği ileri sürüldü. Azmettirici Yasin Hayal’in de polis takibi altında olduğunu düşündüğü için cinayeti Ogün Samast’a işlettiği ifade edildi. Dink soruşturması kapsamında tutuklananların sayısı 7’ye yükseldi. İstanbul ve Trabzon’da gözaltına alınan 4 şüphelinin sorguları sürüyor. Azmettirici Hayal’i yönlendirdiği ve McDonald’s bombalanması olayının ardından emniyetin muhbiri olarak çalıştığı belirtilen Erhan Tuncel ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle gözaltına alınan Hacısalihoğlu, dün Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi. Olayda kullanılan mermileri Tuncel’e verdiği ileri sürülen Hacısalihoğlu, örgüt üyesi olduğu ve 6136 sayılı yasaya muhalefet ettiği gerekçesiyle tutuklanarak Bayrampaşa Cezaevi’ne gönderildi. Salihoğlu’nun suçlamaları reddettiği ve Tuncel’le iş ortağı aracılığı ile tanıştığını söylediği ifade edildi. re sürekli kendisini ne zaman Çeçenistan’a götüreceklerini sorduğunu söyledikleri belirtildi. Polis takip ediyordu Hayal’in, McDonald’s’ı bombalamasının ardından sürekli polis takibi altında olması nedeniyle tetikçi olarak Samast’ı seçtiği belirtildi. Hayal’in, “Polisin beni takip ettiğini tahmin ediyordum. Trabzon dışına çıktığımı öğreneceklerdi. Bu nedenle takip edilmeyecek birini seçtim” dediği belirtildi. Hayal’in, “Ben bu olayın faili meçhul kalacağını düşünüyordum” dediği, Dink’i gazete ve televizyonlardan tanıdığı, Türklüğe hakaretten yargılandığını bildiği ifade edildi. Hayal’in Dink’i öldürme fikrini ilk olarak Zeynel Abidin Yavuz’a açtığı, Dink’in fotoğraflarını, Tuncel’den aldığı kaydedildi. Öte yandan “muhbir” Tuncel’in olay öncesinde Trabzon dışına çıkıp çıkmadığının tespiti için telefon kayıtları inceleme altına alındı. namikzafer@yahoo.com Kaboğlu’na koruma verilmedi ‘Hrant Dink koruma istemedi’ diye kendisini savunan İstanbul Valiliği, aynı kapsamda yargılanan Kaboğlu’nun koruma istemini ise reddetti ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından “koruma istemedi” diyerek zafiyetini görmezden gelen İstanbul Valiliği, Dink gibi 301. maddeden yargılanan ve ölüm tehditleri nedeniyle koruma talep eden Prof. İbrahim Kaboğlu’nun istemini ise reddetti. Kaboğlu’nun isteminin redededildiğine ilişkin yazıdaki imzanın ise Dink’in avukatının “Dink’i makam odasında tehdit etti” iddiasında bulunduğu İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör’e ait olması dikkat çekti. Eski Başbakanlık İnsan Hakları Kurulu Başkanı Kaboğlu’nun geçen yıl evine “hırsız” girmiş ve bilgisayarı ile bazı belgeleri karıştırılmıştı. Kaboğlu, başkanlığını yaptığı kurulca hazırlanan Azınlık Raporu’nu açıkladığı basın toplantısı sırasında da KamuSen Genel Sekreteri Fahrettin Yokuş’un saldırısına uğramıştı.Çok sayıda tehdit içerikli elektronik mektup ile telefon alan Kaboğlu’nun üniversitedeki odasının kapısına ölüm tehdidi içerikli yazı asılmıştı. Fakülte içinde görev yapan polis, Kaboğlu’na “koruma istemesini” tavsiye etti. Gelişmeler üzerine Kaboğlu, İstanbul Valiliği’ne başvurarak koruma istedi. Yine aynı yardımcı İstanbul Valiliği, Kaboğlu’nun koruma istemini reddetti. Kaboğlu’na verilen yanıtta, “Koruma Hizmetleri Yönetmeliği’ne göre, 26/01/2006 tarihinde toplanan İl Koruma Kurulu toplantısında koruma talebiniz ile ilgili durumunuz görüşülmüş, talebinizin uygun görülmediğine karar verilmiş, karar Vali ‘Olur’u ile kesinleşmiştir” denildi. asirmen?cumhuriyet.com.tr ADD üyesine tehdit mesajları ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Yönetim Kurulu Üyesi Seher Yıldırım, ADD Olağanüstü Genel Kurulu’nda kendisi ile röportaj yapan Vakit gazetesi muhabiri tarafından tehdit edildiğini ileri sürdü. Yıldırım, 2728 Ocak tarihleri arasında düzenlenen genel kurul sonrasında kendisini Anadolu Ajansı muhabiri olarak tanıtan Vakit gazetesi muhabirinin röportaj sonrasında ADD Ankara Şubesi’ne tehdit içeren fakslar çektiğini söyledi. Kaboğlu, Azınlık Raporu’nu açıkladığı toplantıda KamuSen Genel Sekreteri Yokuş’un saldırısına uğramıştı. Hacısalihoğlu’nun babası açıklama yaptı Tutuklanan şüphelinin babası Ali Kemal Hacısalihoğlu, adliye önünde açıklama yaparak “Oğlumun olayla ilgisi yoktur. Tek ilgisi BBP ve Trabzonlu olması” dedi. Cinayetle ilgili olanların oğluyla partide ve işyerinde görüşmüş olabileceğini ifade eden Hacısalihoğlu, “BBP’den Trabzon belediye başkanı adayı olmam nedeniyle bu işi siyasete mal etmek isteyenler olayı saptırmaktadırlar” diye konuştu. Tuncel’i partinin basın açıklamalarında gördüğünü dile getiren Hacısalihoğlu, cinayeti, Trabzon’daki misyonerlik faaliyetlerinin devamı olduğunu söyledi. Dink’in avukatı Erdal Doğan ise olayda ihmaller zinciri olduğunun ortaya çıktığını belirterek “Sorumluların bir an önce görevden alınmasını bekliyoruz” dedi. İP GENEL BAŞKANI PERİNÇEK GENSORU ÖNERGESİ VERİLECEK Hakan Şükür: Dolandırıldım ? ANTALYA (AA) Futbolcu Hakan Şükür, 2004’te Antalya’da kendi adına arsa alımı yapması için vekâlet verdiği müteahhit M.B. tarafından dolandırıldığını iddia ederek savcılığa şikâyette bulundu. Şükür, vekâleti verdiğinden beri M.B’nin kendisinden aldığı yüklü miktardaki paralarla Antalya’da arsa aldığını, ancak arsanın ve ortak yaptırdıkları konutların bir kısmını üzerine geçirdiğini iddia etti. İddialarla ilgili soruşturma başlatan polis, M.B’yi gözaltına aldı. ‘Derin örgütün başında Fethullahçı ekip var’ İstanbul Haber Servisi İP Genel Başkanı Doğu Perinçek; Dink cinayetinin kilit ismi olduğu iddiasıyla gözaltına alınan Erhan Tuncel’in, Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek’in “elemanı” olduğunun ortaya çıktığını belirterek “Emniyet de bu gerçeği doğruladı. Böylece Dink suikastinin Fethullah Gülen ile bağlantılarının ilk kanıtı bulundu” dedi. İP’nin İstanbul İl örgütünde basın toplantısı düzenleyen Perinçek, Dink cinayetinin Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında işlendiğini ileri sürdü. Şemdinli tertibi, Danıştay suikastı, Atabeyler operasyonu ve Dink suikastinın aynı dizinin alt başlıkları olduğunu savunan Perinçek, “Bu uygulamaların arkasındaki ‘derin’ örgütün başında emniyetin içine yuvalanmış Fettuhlahçı ekip bulunmaktadır. Tertiplerin merkezindeki Fettuhlahçı ekip, CIA ve MOSSAD bağlantılıdır” diye konuştu. Başbakan’ın önceki gün “derin devletin dibine inmek’’ten söz ettiğini belirten Perinçek, “Amaç, ‘derin devlet’ perdesi altında milli devleti tahrip etmek” dedi. ANAVATAN: İçişleri Bakanı yine ortada yok ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hrant Dink cinayeti ile ilgili gelişmeler üzerine gözler “siyasi sorumlular”a çevrilirken, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun sorumlulukları gündeme getiriliyor. Anavatan Partisi, önümüzdeki hafta başında Aksu hakkında gensoru önergesi verecek. Anavatan Partisi Grup Başkanvekili Süleyman Sarıbaş, “Demek ki suikastten herkesin haberi varmış. Ciddiye alınmamış. Zaten devlet yönetmeyi ciddiye almıyorlar. İçişleri Bakanı var mı ortada? Şemdinli olaylarında var mıydı, statlarda hadiseler oldu var mıydı” açıklamasını yaptı. Azmettiriciden bomba tarifi Azmettirici olduğu gerekçesiyle tutuklanan Hayal’in, savcılara Trabzon’daki bombalama olayında kullandığı patlayıcıyı nasıl imal ettiğini “bir dakikada” anlattığı öğrenildi. Bomba yapımını 2004’te gittiği Baku’da tanıştığı Çeçen iki kişiden öğrendiği belirtilen Hayal’in Baku’da 9 gün kaldığı, güvenlik önlemleri nedeniyle de Çeçenistan’a geçemediği öğrendildi. Gözaltına alınan diğer şüphelilerin de ifadelerinde, Hayal’in tanıdığı Çeçenle CHP de destekleyecek CHP Grup Başkanvekili Haluk Koç, olayın siyasi sorumlularının da ortaya çıkmasının gerekliliğini vurgularken, “İçişleri Bakanı zaten ortada yok. Anavatan Partisi’nin önergesine destek veririz. Sorumlu idarenin başıdır. Karadeniz’i önce ekonomik olarak çökerttiler. Sonra da olaylar yaşanmaya başladı” diye konuştu. Motorine zam ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Motorinin rafineri çıkış fiyatına zam yapıldı. Bugünden geçerli olacak ayarlamanın, pompa fiyatına yüzde 1.3 oranında yansıması bekleniyor. Edinilen bilgiye göre, motorinin çıplak rafineri çıkış fiyatı metreküpte yüzde 3.15 artarak 628.71 YTL’ye yükseldi. Motorinin pompa fiyatlarını ilgilendiren vergili rafineri çıkış fiyatı ise yüzde 1.33 artarak metreküp fiyatı 1.728,09 YTL’ye çıktı. CUMHURİYET 04 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear