26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1 ŞUBAT 2007 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 10 ÇOCUK TEDAVİ ALTINDA 3 Turhan Selçuk SÖZ ÇİZGİNİN MEDYA NOTU EMRE KONGAR Bir haftada 4 çocuk öldü RECEP KAPUCU ERZURUM Tekman ilçesine bağlı Karlıca köyünde son bir hafta içinde 3’ü aynı aileden 4 çocuk öldü. 10 çocuk da köy yolunun açılmasıyla birlikte Erzurum’da tedavi altına alındı. Çocuklarda üst solunum yolu enfeksiyonu tespit edildi. 90 haneli olan ancak nüfusu bine yaklaşan köyde bir haftada Berivan Yıldız (3), Gamze Yıldız (1), 7 aylık Ziya Yıldız ile Murat Özel (1) öldü. Muhtar Yusuf Özel, “Erzurum’a getirmek için karlı yolları aşmaya başladık. Ama yaklaşık 5 kilometre götürebildik. Çocuk yolda öldü” dedi. Erzurum Valisi Celalettin Güvenç de, “Daha önce hastalık dolayısıyla ölen çocukları haber vermediler. Bunun üzerine hemen harekete geçerek kaymakamlığımız yolu açtırdı ve sağlık ekipleri köye ulaştı” diye konuştu. Sağlık ekiplerinin incelemesinden sonra yüksek ateş ve kusma belirtileri gösteren 10 çocuk da önce Tekman Sağlık Ocağı’nda tedavi altına alındı. Acil Servis Ana Bilim Dalı Başkanı Yrd.Doç.Dr. Şahin Aslan çocuklarda üst solunum yolu enfeksiyonu tespit ettiklerini belirterek “ 1 çocukta da zatürree tespit edildi. Başka bir hastalık yok” diye konuştu. Yarışma Programlarına Okur Yorumları Sevgili okurlarım, yarışma programları konusundaki yazıma yolladığınız yanıtların çokluğu ve derinliği beni gerçekten şaşırttı. Sayıları birkaç yüze ulaşan yanıtlar hem köşeme gösterdiğiniz ilgiyi, hem de konuya verdiğiniz önemi gösteriyordu. ??? Gelen yanıtların hemen hemen hepsi konuyu olumsuz değerlendiren yorumlardan oluşuyordu. Hatta okurlarımın bir bölümü, beni, “İnsanların, özellikle de gençlerin sanatsal becerileri yoluyla sınıf atlamaları ve toplumda yükselmeleri olanağı çok güzel bir toplumsal özellik. Bu özelliği vurgulaması ve geliştirmesi bakımından bu programları olumlu buluyorum” sözlerimden dolayı eleştiriyordu. Onlara göre, bu programlar gençlere böyle bir olanak sunmuyor, üstelik tümüyle izleyicileri ve dolayısıyla toplumu yozlaştırıcı etki yapıyorlardı. Aslında böyle düşünen okurlarım, bence de pek de haksız sayılmazlar. ??? Olumlu gibi görünen iki yorumdan birini yazan Özlem İnan adlı okurum mektubuna şöyle başlamıştı: “Yarışma programları hakkında düşündüklerime gelince; yetenekli gençlere fırsat kapısı açmasından ve onlara iş imkânı sağlamasından dolayı iyi. Özellikle buz dansı yarışması yapılmasına sevindim, çünkü şarkıcı türkücü olmak daha kolay ama böyle spora yönelik bir şeyler daha önce yapılsaydı gençler özenirdi ve ülkemizi temsil edecek daha fazla isim olurdu. (Bu arada Türk buz patencilerimiz maddi sıkıntılar içerisindeydi, inşallah şimdi daha fazla sponsor bulabilirler.) İnşallah o programdaki ünlü isimler yarışmayı kazandıkları zaman genç sporcularımıza da yardım ederler.” Bu başlangıçtan sonra değerli okurum, Türkiye’nin bu konudaki en önemli sorunlarına, “Eğitim” ve “İşsizlik” konularına değinerek şöyle diyordu: “Türkiye’de mesleki yönlendirme eksiği var. Çok az insan tatmin edici bir iş bulabiliyor. Geri kalanı da işsiz geziyor, kazanamayacağını önceden bildiği sınavlarda ve yarışmalarda zaman harcıyor. Bu arada da kuaförler, tamirciler ve diğerleri de kendilerine çırak bulamamaktan şikâyet ediyor. Çünkü popkuaför veya çırakstar yarışmaları yapılmıyor, öyle meşhur olunamaz biliyorlar...” Bence değerli okurum İnan, konunun can damarına dokunmuş eleştiri satırlarında. Asıl sorun toplumun eğitim sisteminde yatıyor tabii. ??? Değerli okurum Ceyda Baloğlu sadece yarışma programlarına değil, Türkiye’deki sanat ve edebiyat ortamına da kötümser yaklaşanlardan: “Bence yarışmaların güzel bir amacı olmalıdır. Yarıştıkları konuların sanat olduğuna inanmıyorum ve bu yüzden bu yarışmaların çok gereksiz olduğunu düşünüyorum. Reyting avına çıkmış televizyonların yapamayacakları şey yok. Ben gerçekten acıyorum avlananlara. Çünkü kendilerini küçük düşürmekten başka bir şey yapmıyorlar… …Ben Türkiye’de sanat olduğuna inanmıyorum (Edebiyat haricinde. Gerçi, kaç Ermeniyi kestiğimizi, kaç Kürt’ü öldürdüğümüzü konuşanları saymıyorum). Varsa bile ben göremiyorum. Görmeyi çok istiyorum. Edebiyat ve müzik, benim hayatımın vazgeçilmez iki unsuru. Ve benim hayatım buna göre şekilleniyor. Kimin şair, kimin yazar olduğunu biliyorum. Ama kimin müzisyen olduğunu bilmiyorum….” Değerli okurum Baloğlu da sorunun “sanatedebiyat ortamı ve medya” yönüne değinmiş; müzik alanını da acımasızca eleştiriyor ama çok da haksız diyebilir miyiz kendisine. ??? Konu derin ve uzun. Haftaya devam edeceğim. ekongar@cumhuriyet.com.tr; www.kongar.org “İNSAN, İNSANIN KURDUDUR” TBMM Komisyonu’nun YİBO’lardaki cinsel istismar olaylarıyla ilgili hazırladığı raporda ilginç öneri ‘Evli eğitimci atansın’ ACARİSTANBUL Bakanlık yargıya gidecek ? Orman Bakanlığı, Beykoz Belediye Encümeni’nin Acaristanbul villalarının yıkımıyla ilgili dosyayı bir hafta inceledikten sonra Danıştay’ı bekleyeceğini açıklamasına tepki gösterdi. ANKARA / İSTANBUL (Cumhuriyet) Çevre ve Orman Bakanlığı, Beykoz Belediyesi Encümeni’nin Acaristanbul villalarına ilişkin kararının hukuka aykırı olduğunu, kararın iptali için yargı yoluna gidileceğini bildirdi. Yazılı açıklamada, Beykoz Belediyesi Encümeni’nce, “Serdaroğlu Özel Ormanı’ndaki Acaristanbul villaları ile ilgili yapılacak işlemin Danıştay’dan gelecek nihai karara bağlı olduğu kararına varıldığı’’ anımsatıldı. Açıklamada, “Özel orman olması nedeniyle Bakanlıktan izin alındıktan sonra yapılaşmaya gidilmesi gereken söz konusu yerde, belediye tarafından, Bakanlığımızdan izin alınmadan yapı ruhsatları verilmiştir’’ denildi. Bakanlık izni olmadan verilen yapı ruhsatlarının iptali için TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Şubesi’nce İstanbul 3. İdare Mahkemesi’nde açılan davada, ruhsatların iptalinin kararlaştırıldığı anımsatılan açıklamada, Beykoz Belediyesi’nin bu kararın iptali istemiyle açtığı davanın da reddedildiği vurgulandı. Encümenin kararında belirtilen gerekçelerin ve bu gerekçelere göre verilen kararın “yasal dayanağının olmadığı’’ belirtildi. Bilindiği üzere Serdaroğlu Özel Ormanı’nı katlederek ruhsatsız bir şekilde yapılan Acaristanbul villalarının yıkımı ile ilgili dosyayı bir hafta süreyle inceleyen Beykoz Belediye Encümeni, önceki gün yapılan toplantıda varılan sonucu açıkladı. Encümen, Acaristanbul ruhsatlarının iptaline ilişkin Danıştay’a yapılan temyiz başvurusuna dair nihai kararın beklenmesine ve bu karar gelinceye kadar da dosyanın İmar Müdürlüğü’ne iadesine karar verdi. Encümen, 138 villanın yıkılıp yıkılmayacağını Danıştay’ın kararından sonra belirleyecek. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Okullardaki Şiddeti Araştırma Komisyonu’nun Tunceli Hasan Âli Yücel Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’ndaki (YİBO) cinsel istismar iddialarıyla ilgili olarak incelemelerde bulunan üyeleri, bu okullara yönelik çeşitli öneriler getirdi. Alt komisyonun raporunda, “YİBO’larda görev yapacak öğretmenlerin tercihen evli olmasına özen gösterilmeli, kız ve erkek öğrenciler için birer öğretmen yeterli gelmediği için öğretmen sayısı artırılmalıdır” önerileri yer aldı. TBMM Okullardaki Şiddeti Araştırma Komisyonu’nda oluşturulan alt komisyonun raporunda YİBO’lara ilişkin yer alan öneriler şöyle: ? Raporda 1. ve 3. sınıf öğrencileri için SHÇEK’te olduğu gibi bakıcı annelik sisteminin devreye sokulması, kız ve erkek öğrenciler için birer öğretmen yeterli gelmediği için öğretmen sayısının artırılması gerektiği belirtildi. ? YİBO’larda çalışacak öğretmenlerin tercihen evli olmasına özen gösterilmelidir. Öğretmenler, travma, çatışma, baş etme, sorun çözme ve iletişim becerileri konusunda eğitim almalıdır. ? YİBO’larda görev yapan öğretmenlerin özlük hakları iyileştirilmelidir. Bu okullarda görev yapacak öğretmenler, en az 5 yıllık öğretmenlik deneyimine sahip olmalıdır. Yöneticiler, bu okullara sınavla görevlendirilmelidir. ? Etütlerde kız ve erkek öğrenciler için birer öğretmen yeterli gelmediği için öğretmen sayısı artırılmalıdır. Belleticiler için aylık 48 saatlik ek ders ücreti ödenmektedir. Ek ders ücretinin miktarı artırılmalıdır. Belletmenler, okulda görev yapan öğretmenlerden olmamalı, ayrı belletmen kadrosu ihdas edilmelidir. ? 1. ve 3. sınıf öğrencileri için SHÇEK’te olduğu gibi bakıcı anne EN AZ 5 YIL DENEYİM BAKICI ANNELİK SİSTEMİ lik sistemi, devreye sokulmalıdır. Yatılı okulda görev alacak öğretmenlere özel eğitim verilmelidir. ? Eğitim fakültelerinin ders programlarında, bu okullarla ilgili dersler olmalıdır. YİBO’lardaki öğretmenler için kriterler konmalıdır. ? Hasan Ali Yücel YİBO’daki olaydan sonra öğrencilerin psikolojik olarak desteklenmesi için hazırlanan ve uygulanmasına başlanan psikososyal destek programı, hazırlayanlar tarafından uygulanmalıdır. ? Sanık ve mağdur öğrenciler ile ailelerin psikolojik ve psikiyatrik desteklerinin Elazığ Ruh Sağlığı Hastanesi ile Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi psikiyatri elemanlarınca acilen yapılması sağlanmalıdır. SOSYAL GÜVENCE YETMİYOR Borçla doğan ikizler iki gün rehin kaldı ŞULE KÖKTÜRK “Öğretim üyesi farkıprim ücreti” adı altında üniversite hastanelerinde hastadan istenen paralar, yurttaşı mağdur ediyor. Muayenede 200 YTL ’ye kadar, ameliyatlarda ise 10 bin YTL ’yi bulabilen ücretleri ödeyemeyen yurttaş çare arıyor. Hastanın Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu ya da BağKur gibi herhangi bir sosyal güvenlik sistemine bağlı olması da bir şey değiştirmiyor. AKP’nin sağlığı ticarileştirme politikaları, yurttaşları mağdur ediyor. Birçok yurttaş muayene, ameliyat gibi uygulamalarda istenen söz konusu ücretler nedeniyle sorun yaşarken İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde, ikiz bebeklerini erken doğumsezaryenle dünyaya getiren anne Ayten Palaoğlu’nun yaşadıkları Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın “hastanelerde para ödenmediği için rehin kalma olmayacağı” yönündeki sözlerini yalanlıyor. Kİ GÜN SÜREN ÖZLEM... 20 yıldır bebek sahibi olamayan anne Palaoğlu (40), tüp bebek tedavisi yöntemiyle hamile kaldı. Kronik hipertansiyon, glokom gibi hastalıkları olduğu için bebekler, 19 Aralık 2006’da sezaryenle alındı. Erken doğum olduğu için bebekler kuvöze konuldu. Palaoğlu, “öğretim üyesi farkı” adı altında 8 bin 560 YTL ve depozit tutarı 159 YTL olmak üzere, kendilerinden istenen toplam 8 bin 719 YTL ’yi ödeyemediği için hastanede rehin tutulan bebeklerine 2 gün kavuşamadı. Gazetemizin olayı kamuoyuna aktaracağını öğrenen hastane yönetimi ise aileyle 3 bin YTL ’ye anlaşarak bebekleri taburcu etti. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halil Yanardağ ise “hiçbir hastayı rehin tutmadıklarını” ileri sürdü. ‘Şu Çılgın Türkler’ sahnede azar Turgut Özakman’ın satış rekorları kıran “Şu Çılgın Türkler” kitabından uyarlanan “Şu Çılgın Türkler Operası” ilk kez Kadıköy’de seslendirildi. Önceki gece Caddebostan Kültür Merkezi’nde Kadıköy Belediyesi’nin sponsorluğunda özel bir gece düzenlendi. Genel sanat yönetmenliğini Sedat Öztoprak, orkestra şefliğini ise Çetin Işıközlü’nün yaptığı opera, 2 ayrı başlık altında izleyenlerin beğenisine sunuldu. Opera, izleyenler tarafından dakikalarca alkışlandı. Gecenin sonunda sanatçılar tarafından hazırlanan sürpriz kapsamında da, ellerinde Türk bayrağı ile sahneye çıkan 36 ilkokul öğrencisi hep birlikte Şu Çılgın Türkler’i söylediler. (Fotoğraf: ALİ AÇAR) Köpeğin cinsine göre eğitim ? İstanbul Haber Servisi İrfan Bingöl tarafından 2003’te hizmete açılan Dogland Club, köpeklerin eğitildikten sonra sahiplerinin yanına döndüğü bir köpek çiftliği. Dogland Club, Kumburgaz’da 9 bin metrekare alanda yer alıyor. Burada, 3 açık 1 kapalı eğitim alanı ile 75 köpeğin barınabileceği kapalı mekân var. Çiftlikte, eğitimli köpek satışı, köpek pansiyonu ve veterinerlik hizmeti de veriliyor. Ayrıca güvenlik firmalarına eğitimli köpek de temin ediliyor. Konaklamada bir köpeğe ortalama 10 metrekare alan düşüyor. Eğitim fiyatları ise köpeğin karakteri ve durumuna göre değişiyor. Dogland Club dizilere, filmlere ve reklam filmlerine köpek casting hizmeti de veriyor. Y DANIŞTAY BEKLENECEK Buca’da ayrımcı merkez AKP’li belediye yalnızca kadınlara yönelik tesis açıyor, belediye başkanı isteğin kadınlardan geldiğini söylüyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) AKP’li Buca Belediyesi, sadece kadınların yararlanabileceği, içinde spor ve kültürel işlevlerin bulunduğu tesis yaptırdı. “Buca Belediyesi Kadın Aktivite Merkezi’’ adıyla 8 Mart Kadınlar Günü’nde açılacak tesisi savunan Belediye Başkanı Cemil Şeboy, “İstek doğrudan kadınlardan geldi. Gönüllerince baş başa geçirebilecekleri bir yer oluşturduk. Ayrımcılık söz konusu değil” dedi. Şirinyer’de eskiden belediye imar müdürlüğü olarak hizmet veren binanın dönüştürülmesiyle açılacak tesiste, internet bölümü, kütüphane, yüzme havuzu, kafeterya, oyun salonu için kullanılabilecek çok amaçlı salonlar, güzellik salonu ve sauna bulunuyor. Kadınların daha rahat hareket edebilmeleri için bu merkezi oluşturduklarını öne süren Şeboy, Buca’daki merkezin, İstanbul Bağcılar’da sadece kadınların gidebildiği parkla karıştırılmamasını istedi. Şeboy, “Bizim merkezimiz kapalı. Nasıl yaşlılara yönelik huzurevleri varsa, kadınlara yönelik de bu mekânı oluşturduk” diye konuştu. İ Akkiraz’dan türkü ziyafeti ? İstanbul Haber Servisi Kartal Belediyesi’nin “Kartalite Projesi” kapsamında düzenlediği Sabahat Akkiraz konseri yoğun ilgi gördü. Kartal Hasan Âli Yücel Kültür Merkezi’nde ücretsiz olarak gerçekleştirilen konserde halk müziğinin özgün sesi Akkiraz, “Değme Tabip, Coş Deli Gönül, Ya Ali, Ben Beni, Dost Dost, İnsana Muhabbet Duydum Duyalı, Bir Gerçeğe Bel Bağladım, Haydar Haydar, Bugün Bize Pir Geldi, Zülfü Siyah” türkülerini seslendirdi. CUMHURİYET 03 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear