24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 1 ŞUBAT 2007 PERŞEMBE 10 DIŞ HABERLER dishab?cumhuriyet.com.tr Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, Ankara’da Gül, Erdoğan ve Sezer’le ayrı ayrı görüştü Washington Esad’dan Erdoğan’a mesaj ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABD’nin yeni Irak stratejisini açıklamasından sonra hareketlenen Ortadoğu diplomasisi çerçevesinde, Ankara, Şam yönetiminin soyutlanmaması için çaba gösterirken Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a Irak mesajı gönderdi. Esad’ın “Komşu ülke olarak Irak konusunda daha aktif olalım” yönündeki sözlü mesajını, Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim Ankara’ya getirdi. Muallim, başkentteki çalışma ziyareti kapsamındaki temasları çerçevesinde dün ilk olarak Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile bir araya geldi. Edinilen bilgilere göre görüşmenin ağırlıklı gündemini bölgesel konular oluşturdu. Gül ile görüşmesinin ardından Başbakan Erdoğan tarafından kabul edilen Muallim, Esad’ın özel mesajını Erdoğan’a iletti. Edinilen bilgilere göre Irak’ın toprak bütünlüğünün, birliğinin korunması ve Kerkük’ün bütün Iraklılara ait uriye Dışişleri Bakanı Muallim, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a Devlet Başkanı Beşar Esad’ın özel mesajını iletti. olduğu hususunda, ortak görüşlere sahip komşu ülkeler olarak sürece bundan sonra olumlu olarak nasıl katkıda bulunulabileceği görüşüldü. Görüşmelerde Irak’a Komşu Ülkeler Toplantısı’nın Bağdat ya da Kahire’de yapılması da ele alındı. Konuk bakan temasları çerçevesinde Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından da kabul edildi. Türkiye’den ayrılmadan önce açıklama yapan Muallim, Irak’ta güvenlik ve istikrarın tesisi, Arapİsrail çatışmalarının ve Filistin’de akan kanın durdurulması ve TürkiyeSuriye ilişkilerini ele alındıklarını söyledi. Muallim, bir soru üzerine, “Şam’dan Ankara’ya getirdiği mesajın temel ekseninin Irak” olduğunu, görüşmelerde Irak’ın toprak bütünlüğüne tekrar vurgu yaptıklarını belirtti. ABD’nin yeni Irak stratejisini, nasıl değerlendirdiklerinin sorulması üzerine Muallim, bu stratejinin Irak’a gönderilen askeri gücün artırılmasını içerdiğini ve güç kullanımının hiçbir sorunu çözeceğine inanmadığını söyledi. Muallim, Irak’taki Şii S V elid Muallim’in Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile görüşmesinin ağırlıklı gündemini, ABD’nin yeni Irak stratejisi oluşturdu. Sünni, TürkmenKürtArap ayrımının kendilerini kaygılandırdığını, bölgenin istikrarı ve güvenliğinin Türkiye için hayati önem taşıdığını kaydederek, “Ancak Irak’ta öyle bir komplike yapı var ki, bunun üstesinden tek bir ülke gelemez, ABD’nin kendisi de dahil” diye konuştu. Muallim, Suriye, Türkiye ve İran’ın, Irak’ta çözüm için bir araya gelmesi konusunun Ankara’da ele alınmadığını belirtti ve “Bu ülkeler Irak’ın toprak bütünlüğü ve halk olarak birli ğinden yanadır” dedi. Muallim, Suriyeİsrail ilişkilerinin geliştirilmesi konusunda Ankara’dan beklentilerinin olup olmadığının sorulması üzerine, “Suriye’nin politikası 1967’den beri işgal altında olan Golan bölgesinin iade edilmesi üzerinedir ve topraklarımızın kurtarılması konusunda her türlü girişimi memnuniyetle karşılarız” yanıtını verdi. Barışın çok uzakta olduğu şeklinde bir saplantılarının bulunmadığını da belirten Muallim, “İsrail’de şu anda zayıf bir hükümet var. Bu gibi zayıf hükümetler başka başkentlerden aldıkları talimatlarla hareket ederler” dedi. İran’a baskı artıyor Dış Haberler Servisi ABD’nin, Irak’ın Kerbela kentinde 20 Ocak’ta 5 Amerikan askerinin ölümüyle sonuçlanan baskının ardında İranlı ajanların bulunduğundan kuşkulandığı bildirildi. Amerikan NBC ve CNN kanallarına göre, ABD askerlerinin üniformasına benzer kıyafetler giyen silahlı kişilerce düzenlenen bu saldırıyı soruşturan Savunma Bakanlığı, baskının İranlılar ya da İranlılar tarafından eğitilenlerce mi düzenlendiğini anlamaya çalışıyor. Bu konuda gizli bir rapor hazırlayan üst düzey bir yetkili CNN’e, “Baskının İranlılar veya İranlılar tarafından eğitilen kişilerce düzenlenmiş olması muhtemel” diye konuştu. Gizli rapor İran Devrim Muhafızları’nın radikal Şiilere Amerikan ve Irak askeri güçleri konusunda istihbarat sağladığını da belirtiyor. Rapor, ABD’nin İran’a yönelik baskıları artırdığı, saldırı söylentilerinin yoğunlaştığı bir döneme denk geldi. Başkan George Bush, son günlerde, İran’ın Irak’ta yıkıcı faaliyetlere girişmesi durumunda sert bir karşılık göreceği uyarısında bulunmuş ve Irak’taki ABD güçlerine ülkedeki “İran ajanlarını” öldürme veya yakalama talimatını vermişti. Başkan Yardımcısı Dick Cheney de ABD’nin Basra Körfezi’ne ikinci bir uçak gemisi göndermeyi kararlaştırarak İran’a sert bir mesaj ilettiğini söylemişti. (AP) Rumlarla anlaşmayı yalanladı Muallim, “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Doğu Akdeniz’de ikili anlaşma çabalarına” ilişkin bir soruya karşılık, “Suriye’nin gündeminde böyle bir şey yok. Biz ayrıca BM kurallarına bağlıyız” dedi. K UBAD TALABANİ: ABD Kürt bölgesini korumalı Dış Haberler Servisi Kuzey Irak’taki Kürt yönetimi, ABD’nin Irak’taki çabalarının başarısızlığa uğraması olasılığına karşı, Washington’dan Kürtlerin korunacağı yönünde güvenlik garantisi vermesini istedi. Bölgesel Kürt yönetiminin Washington Temsilcisi ve Irak Devlet Başkanı Celal Talabani’nin oğlu Kubad Talabani, Senato Dış İlişkiler Komitesi’nin bir oturumunda yaptığı konuşmada, Irak’ta çözüm sağlanamaması ihtimalinden kaygı duyduklarını söyledi. Talabani, “ABD’nin, muhtemelen Irak’tan çekilmesine de yol açacak böyle bir senaryonun gerçekleşmesi olasılığına karşı, Ortadoğu’da oluşmasına yardım ettiği ender başarı hikâyelerinin başında gelen bizim örneğimizin (Kürt bölgesinin) korunacağına ilişkin güvence istiyoruz” dedi. Y Türkmen lider Ergeç’e saldırı Dış Haberler Servisi Irak Türkmen Cephesi’nin (ITC) Başkanı Dr. Sadettin Ergeç dün uğradığı saldırıdan yara almadan kurtuldu. Aşure törenlerine katılmak üzere dün Kerkük’e bağlı Beşir köyüne giden Ergeç’in yoluna döşenen iki mayın, konvoyun geçişi sırasında patlatıldı. Ergeç saldırıdan yara almadan kurtuldu. Olayın ardından açıklama yapan Türkmen Cephesi lideri, “Güçlü olanlara saldırı düzenlenir. Bizi yolumuzdan döndürmek isteyenler, bu tür saldırılarına devam edeceklerdir ama biz yolumuzdan dönmeyeceğiz’’ diye konuştu. Ergeç daha önce de dört kez saldırıya uğramıştı. Necef’te pazar günü çıkan çatışmalarda yüzlerce insan güvenlik güçlerince gözaltına alındı. (Fotoğraf: AP) ARA ALMADAN KURTULDU Senatörlerin savaş kaygısı ABD Senatosu’nun bazı önde gelen isimleri ise ülkenin İran’la bir savaş ortamına doğru ilerlemesi olasılığından duydukları kaygıyı dile getirdi. 2008 başkanlık seçimi için Demokrat Parti’deki iddialı adaylardan siyah Senatör Barack Obama, bir oturumda yaptığı konuşmada, “Israrlı diplomatik girişimlerin yapılmadığı ve Amerikan halkının ne olduğunu tam anlamadığı bir ortamda birçoğumuz, İran ile aktif bir çatışmaya doğru sürüklendiğimizden kaygılıyız” dedi. ABD, İran’ı tecrit etmek için, F14 savaş uçaklarının kullanım dışı ve yedek parçalarının Tahran’ın eline geçmesini önlemek amacıyla bu uçakların yedek parça satışını da durdurdu. Washington, 1979’da ABD’den 79 adet F14 tipi savaş uçağı satın alan İran’ın yedek parçaları aracılar sayesinde elde etmesinden endişeleniyor. F14 uçaklarını geçen sonbahar envanterinden kaldıran ABD, bu uçakların parçalarını ihale yoluyla satışa çıkarıyordu. Bush önceki gün ABC televizyonuna, ülkesinin İran’ı işgal etme planı olmadığını, ancak Tahran’ı nükleer programdan vazgeçirmek için diplomatik baskıyı artıracağını söyledi. Bunu yapmanın en iyi yolunun diğer ülkeleri bu amaç çevresinde toplamaya devam etmek olduğunu söyleyen Bush, şöyle devam etti: “İranlılara şunu söylemeliyiz: İzole olacaksınız, projelerinizi yürütemeyecek hale geleceksiniz ve nükleer silah konusunda ısrar etmeye devam ederseniz halkınız ekonomik açıdan sıkıntı çekecek.” Üç ABD askeri öldürüldü Dün Irak’ta yaşanan bir dizi saldırıda en az 9 kişi yaşamını yitirirken 6 kişinin de cesedi bulundu. Başkent Bağdat’ın kuzeyindeki Bab el Mudem semtinde bir otomobile yerleştirilen bombanın patlamasıyla 5 kişi öldü, 12 kişi yaralandı. Kentin batısındaki Yarmuk semtinde patlayan ikinci bir bombalı araba 2 kişinin ölmesine, 3 kişinin yaralanmasına neden olurken kentin doğusundaki bir Şii mahallesinde bombalı araçla düzenlenen saldırıda 1 kişi öldü, 6 kişi yaralandı. Musul’da da polis devriyesine yönelik bombalı saldırıda 1 polis öldü. Bağdat’ın kuzeyindeki Mukdadiye’de petrol tankeri kullanan bir intihar bombacısının askeri karargâhının yakınındaki bir kontrol noktasında kendini havaya uçurması sonucu 12 asker yaralandı. Irak’ın çeşitli kesimlerindeki saldırılarda 3 Amerikan askeri yaşamını yitirdi. 300’e yakın insanın öldürüldüğü operasyon soru işaretleriyle dolu ‘Demokratik ve açık Kürt bölgesi’ Kubad Talabani, “İslami Ortadoğu’nun kalbinde yer alan nispeten demokratik ve açık Kürt bölgesi korunmalı. ABD’nin çıkarlarının gereği olan bu durum ahlaki yükümlülük de olmalı” diye konuştu. Ancak Talabani, bu konuda kaygıları olduğunu belirterek “ABD’nin 1975’te bizi nasıl yalnız bıraktığını ve 1991’deki yanlış hesapları unutmuyoruz” dedi. Iraklı Kürtlerin 1975’te ve Körfez Savaşı’nın ardından 1991’de düzenlediği ayaklanmalar, bunları başta cesaretlendiren ABD’nin daha sonra müdahale etmemesi sonucu, Bağdat yönetimlerince bastırılmıştı. Talabani, Kerkük referandumunun ertelenmesine de karşı çıkarak böyle bir durumda bölgedeki gerginliklerin daha da artacağını savundu. ‘Necef’te siviller katledildi’ Dış Haberler Servisi Irak’ın Necef kentinde geçen pazar yüzlerce kişinin ölümüne neden olan operasyonda “Cennetin Askerleri” adlı tarikat, hedef alındığı iddialarını reddederken saldırıda ölenlerin sivil olduğu yönünde şüpheler dile getiriliyor. Necef’teki operasyonun hedefi olduğu öne sürülen İmam Ahmed el Hasan el Yemeni’nin liderliğindeki Şii tarikatın sözcüleri, tarikatlarının barışçı olduğunu ve Necef’te çatışmaya katılanlarla ilişkilerinin olmadığını ileri sürdü. Tarikatın Basra sözcüsü Abdül İmam Cabir, “Necef’te olanlarla ilgimiz yok. Bu, barışçı olan tarikatımıza zarar vermeyi amaçlayan bir propaganda’’ dedi. İngiltere’de yayımlanan The Independent gazetesinde, ABD’nin Necef’te sivil halkı katlettiği öne sürüldü. Iraklıların internet sitelerine ve Arap gazetelerine dayandırılan haberde, Aşure Günü için Kerbela’ya gitmekte olan Havatim aşiretinin liderinin kontrol noktasındaki Irak askerlerince bilinmeyen bir nedenle öldürüldüğünü, bunun üzerine aşiret üyeleriyle Irak askerleri arasında çatışma çıktığı iddia edildi. Kontrol noktasındaki askerlerin kendilerine saldıranın El Kaide olduğunu rapor ettikleri, ABD’nin ise bunun üzerine operasyon başlattığı söyleniyor. Savunma Bakanlığı önceki gün, çatışmalarda gruptan 263 kişinin öldüğünü, yarısı yaralı 500’den fazla kişinin de yakalandığını bildirmişti. Açıklamada, grubun lideri olan ve adının Ali Bin Ebu Talip olduğunu söyleyen ve kendisinin Mehdi olduğunu ileri süren bir kişinin çatışmalarda öldüğünü, Ebu Talip’in “elçisi’’ olduğu söylenen El Yemeni’nin ise nerede olduğunun bilinmediğini belirtmişlerdi. oskova’da ken şöyle bir cümleye takıldı kuNâzım Hiklağım: “Nâzım vicdandı, onun met’in adını taşıyan bulunduğu yerde düzeyi düşübir devlet kütüpharemezdiniz!” Konuşmalardan sonra Vera nesi olduğunu biTulyakova’nın arşivinden yararliyor musunuz? lanılarak, kızı Anna StepanoSokol bölgesinde, va’nın da katkısıyla, Melih Güşairin son olarak oturduğu evin neş tarafından hazırlanan, Nâzım yakınında. Eskiden sadece “59 Hikmet’in kendi sesinden okuduNo’lu semt kütüphanesi” imiş. ğu şiirlerin ve fotoğrafların yer Ama bölge halkının başvurusu ve çabalarıyla 1981’de Nâzım aldığı bir slayt gösterisi izlendi. Hikmet’in adını almış. Kapısında anlı şanlı yazıyor. İçerisinde Nâzım köşesi, Onun kitapları, fotoğrafları var... Rusya piyasa ekonomisine geçtiğinde kütüphaneyi kapatıp orayı ticari işler için pazarlamaya kalkmışlar. Ama semt sakinleri izin vermemiş. Kütüphanenin açılmasında ve savunulmasında şairin son eşi Vera Tulyakova’nın çabaları belirle Moskova’daki Nâzım Kütüphanesi’ni yici rol oynamış. bugüne kadar çok az Türk ziyaret etmiş. Geçenlerde kütüpha59 Numaralı Nâzım Hikmet nede, Nâzım’ın doğumunun 105. Kütüphanesi Müdiresi Yelena yılı dolayısıyla mütevazı bir anma toplantısı düzenledi. Rusça Malgina kapıya kadar sevgiyle uğurladı bizi. Ayrılınca içimve Türkçe Nâzım şiirleri okundu. Onu tanıyanlar anılarını anlattı. deki huzur duygusu yerini hüzne bıraktı: Nâzım’ın adıyla biMoskovskaya Pravda gazetesinzim memlekette onurlanacak ne den Tatyana Sergeyeva vaktiykadar çok kurum ve adres varle komşusu olduğu Nâzım’la ildır, kim bilir... gili izlenimlerinden bahseder Nâzım Kütüphanesi... M PERŞEMBENİN GELİŞİ HAKAN AKSAY on yıllarda Rusya’da milliyetçilik güçlendi. Hemen hemen S bütün siyasi akımlar bundan payını aldı. Bu arada aşırı sağcı ve ırkçı gruplar güçlendi. Yabancılara saldırılar arttı. Giderek aşırı milliyetçiler Duma’da ve mitinglerde boy göstermeye başladı. Rus milliyetçisi, hatta faşist örgütler, ilk olarak 2005 yılında “Rus Marşı” adı altında düzenledikleri mitinglerle gövde gösterisi yapmışlardı. Geçen yıl 4 Kasım’da yapılan “Rus Marşı” ise Moskova’da binlerce kişiyi alanlarda toplamış, ortalık “Rusya Ruslarındır!” diye çınlamıştı. Geçen pazar günkü mitingler öncesinde, bu kez Kremlin işi sıkı tuttu. Ülke çapında yoğun ve caydırıcı önlemler alındı. Gösterilere katılım, belki de bu yüzden düşük oldu. Milliyetçilere göre 53 kentte düzenlendi bu mitingler. Ancak bazı yerlerde göstericilerin sayısı yüz kişiyi bile bulmadı. Hatta Yakutsk kentindeki mitinge sadece 3 kişi katıldı. Başkent Moskova’da ise bine yakın insan alana çıktı. Ama sayıca göz doldurmayan mitinglerin siyasi içeriği oldukça keskindi. Yapılan konuşmalar ve atılan aksay@rusya.ru Hepimiz Çeçeniz, Yahudiyiz!.. sloganlar, belki de şimdiye kadarki en sert mesajları içeriyordu. Her şeyden önce, komünistler de dahil kimse Başkan Putin’i bu kadar sert eleştirmiyordu. “Kremlin’i Yahudilerin ele geçirdiğini” iddia eden bazı milliyetçiler, “iktidarı almak için silahlanma” çağrısı yaptılar. Aşırı milliyetçilerin liderleri arasında Yasadışı Göçmenlere Karşı Mücadele Hareketi Başkanı Aleksandr Belov, bir zamanlar Kremlin tarafından solun oylarını çalmak için kullanılan Vatan (Rodina) hareketinin Susmak, dayanılması çok güç bir yanıttır. Gilbert Keith Chesterton eski lideri, milletvekili Dmitriy Rogozin ve yine Duma üyesi, aşırı çıkışları nedeniyle Jirinovski tarafından Liberal Demokratik Parti’den kovulan Nikolay Koryanoviç dikkat çekiyordu. Bazı konuşmacılar, Rusya’nın “çokuluslu devlet olduğu” saptamasının anayasadan çıkarılmasını, federasyonun kaldırılmasını talep ettiler. Onlara göre “nüfusun yarısından fazlası Rus ulusuna ait olan ülkede herkes Rustu”... Bazıları daha da ileri giderek Rusya’da 90’lı yıllardan beri “Rus soykırımı” yapıldığından bile söz ettiler. “Sorun çıkaran” Çeçen ve öteki güney halklarından, Ukraynalı ve Belaruslulara kadar bütün uluslara kin kustular. “Rusyalı” kavramına ateş püskürdüler; onlar için bu ülke kimliğini taşıyan herkes “Rus” sayılmalıydı. Aklıma ister istemez Türkiye’de “Hepimiz Ermeniyiz” diyerek halkların kardeşliğini savunmaya çalışan insanlara karşı başlatılan kampanya geldi. Şimdi Rusya’da da “Hepimiz Çeçeniz”, “Hepimiz Yahudiyiz” diye yürüyüş yapanlar çıkar mı acaba, diye merak ettim... Farklı Bir Film on yıllarda Rusya sineS masının büyük bir atılım yaptığı ortada. “Dönüş”, Savaşta faşistlerin tehdidinden korkarak asker arkadaşını vuran Anatoliy, hayatının sonraki bölümünü “Dokuzuncu Birlik”, “Sağ”, pişmanlığını yaşayarak ve “Türk Kapanı”, “Yalnız Ekülkenin kuzeyinde bir ıssız mekle Yaşanmaz”, “Kurbanı adadaki kilisede insanlara Oynamak” ve daha pek çok yardım ederek geçirir. BaşRus filmi bunun kanıtı. kalarını günahlarından arınSon gördüklerim arasındırır, ama kendini asla affetda rejisörlüğünü Pavel Lunmez. Tanrıya sığınmıştır, ama gin’in yaptığı “Ada” (Ostrov) kiliseyi eleştirmekten vazgeçmez. Yazgı ne demektir? Ya affetme ve affedilme ihtiyacı? İnsanın rolü ve yeri nedir? Film, bu sorulara cevap vermese de, özgün bir yaklaşımla ışık tutuyor. Başrol oyuncusu Pyotr Mamonov’un Ada filmi, din ve vicdan konularına hayatı da ilginç. Bir özgün bir yaklaşım sergiliyor. zamanların Moskofilminin çok farklı olduğunu valı pop yıldızı, on yılı aşkınsöylemeliyim. Filmin İkinci dır bir köyde, genellikle inDünya Savaşı’ndan bir kesit sanlardan uzak yaşıyor. aktaran başlangıcı, bana “Bu Filmle bütünleştiğini anlada mı savaş filmi?” dedirtmiş, tırken, kendi yaklaşımlarını 1976’da devam eden ana dile getirmekten de kaçınbölümü ise önce “din propamıyor. gandası” izlenimini uyandırÖrneğin, “Kilise, günahlamıştı. Ama her iki konuda da rından pişmanlık duyan kayanıldığımı gördüm. labalıklardır” diyor Mamonov. Becerikliler... Duma seçimleri öncesi iki seçmen tartışıyor: Bence milletvekili adaylarının yarısı beceriksiz; onlardan hiçbir şey beklememek gerek... Ya öteki yarısı? Onlardan da her şey beklenir! CUMHURİYET 10 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear