Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 25 OCAK 2007 PERŞEMBE 6 HABERLER Katil zanlısı Samast tutuklanırken, Yasin Hayal adliyeye getirilişi sırasında Pamuk’u tehdit etti PERŞEMBE ORHAN BURSALI ‘Orhan Pamuk akıllı ol’ HİLAL KÖSE Türklüğü Aşağılamak! Şüphesiz, ait olduğun ırkı aşağılamaya yönelik davranış, tavır ve sözlere karşı insanın tepkisi normaldir. İnsan, belki de özünde, ırkından çok kendisinin insan olarak aşağılanmasına, “ötekileştirilmesine”, diğer ırkın kendisini üstün göstermesine tepki göstermektedir. “Kan üstünlüğü”, “kan temizliği” vb. gibi tamamen ırka dayalı söylemler, şüphesiz ki başkalarını aşağılayıcı, “etnik temizlikçi”, “soykırımcı” özellikleri içinde taşır. Irk aşağılama daha çok politikacı tarafından üretilen bir söylemdir. Ancak burada kesin ayırmak zorunda olduğumuz bir nokta var: Yurtseverlik anlamında; şu dünya cangılında ülkenin özellikle ekonomik yararını ve siyasi haklarını koruyan ve ülkeye karşı haksızlıklara karşı çıkan ulusalcı düşünceler ve politikalar üretmeyi ve savunmayı, ırkçıİslamcı yapılanmalarla aynı torbaya koymak da kasıtlıdır. Her şeyi bir ve aynı göstermek, böyle dönemlerde bazı kesimlerin işine geliyor! Özellikle televizyonlarda düzenlenen açık oturumlarda cemaatçi, dinciİslamcı kesimin “akademik” unvanlı sözcüleri, fırsat bu fırsat, ulusalcılığa giydiriyorlar. (Bknz, önceki akşam NTV) Yeni ulusalcılıkmış, yeni üçüncü dünyacılıkmış vb. gibi dünyamızı anlama yoksulları; “enternasyonalist” görünüşlü kalem erbabı şüphesiz kasıtlıdır! AB ülkelerinin bile, tek tek kendi ülke yararlarını titizlikle koruduklarını, küresel dünyada ülkelerin kendi çıkarlarını en çoklaştırabilmenin yarışı içinde olduklarını bilmezler mi? ??? Şüphesiz, eğitim sistemimizde, kitaplarımızda, edebiyatta, ırk aşağılayıcı ne varsa ayıklanması gerekir! Ancak “ırkçılığın” bu şekilde yok edileceğini sanmak, tamamen safdilliktir! Günümüzde ırkçılığı güncel olarak neyin en çok ürettiğine bakmak gerekir! Irkçılığın günümüzde “en çok” Türklere özgü olduğu da büyük bir safsata ve yalandır! Türkler, Avrupa’da en çok aşağılanan milletlerden, “ırklardan” biri değil midir! AB içinde en büyük ayrımcılık Türklere yapılmıyor mu? Türkler de bu ayrımcılığın bedellerini, can, mal ve ruhsal zedelenmelerle ödemiyorlar mı? Ayrımcılık, tarihsel, dinsel, politik ve ekonomik bağlamda bütün “ötekileştirmeler”, farklılaştırmalar, şu veya bu şekilde ırkçı davranışlar kategorisine girer! Hukuki bir dayanağı olmadan, Türkiye’ye “Soykırımı kabul et” siyasi dayatması, ayrımcılığın hangi katında yer alır? Bu, Avrupalının Türkiye’yi AB’den dışlama politikasının güncel bir uygulaması değil mi? Türklere günümüzde yer yer ve bazen çok çok, Avrupa’nın paryaları muamelesi çekilmiyor mu? “Sen Avrupalıların istediklerini yerine getir, politikalarını onlara uydur, taleplerini benimse, bak nasıl eşit muamele görürsün!” anlayışı da bu paryalığı onaylama ve benimsemeyi içerir! Biz, şüphesiz, bütün demokratik hak ve özgürlüklere sahip olmalıyız! Avrupalıların Türklere ve Türkiye’ye karşı ayrımcı tutumlarına karşı, biz özgürlükçü davranmalıyız. İnsanlığın, insan hak ve özgürlükleri bağlamında bütün kazanımlarını içselleştirmeliyiz. Askeri vesayet altında değil, akli, bilimsel sivil siyasi yönetimi ve bunun gereklerinin ve zemininin ülkemizde yerleşmesini savunmalıyız. Bu kavga, aynı zamanda, siyasi İslamcıların, dinci politikaları ülkeye egemen kılmasına karşı çıkmayı da kapsar. Bunu yapmayana, çifte standartlı, iki yüzlü demeyecek miyiz? ??? Bütün bunların ötesinde, “Türklüğün aşağılanması” olarak en çok neyi gördüğümü anlatayım. Bunların hiçbirinin ırksal bir yanı yok!: Politikacı esnafının: • Ülkemi zengin Avrupa’nın kenarında, ülkemi fakir bir ülke olarak tutmasını! • Ülkeyi istikrarlı bir şekilde yönetemeyerek, 50 yıl içinde 18 kez ülke yönetimini IMF’ye teslim etmesini! Ülkemizi ileri fırlatacak geleceğe yönelik kalkınma projeleri üretmemesini! • Ülkemi ekonomik bakımdan özgürleştiremeyerek, sürekli uçurumun kenarında tutmasını, Avrupalıların ve dünyalıların karşısında “beceriksiz, yeteneksiz, yoksul Türkler” olarak göstermesini! • Bu ülke aydınlarına, yazarlarına, çizerlerine karşı cinayetten tutun, her türlü aşağılamalara varan temel politikasını! Temel hak ve özgürlükleri bu ülkeye sık sık çok görmesini! • Ülkeyi siyasi yönetemeyerek, askeri diktatörlüklere ortam yaratmasını, şapkalarını alıp tüymesini, sonra demokrasi kahramanı olarak ortaya çıkmasını! • Bizleri böylesine aşağılamaları yetmiyormuş gibi, ülkemdeki etnik azınlıklara karşı geliştirilen alçaklıklara çanak tutmasını!... vb.. Sözlüğümde “Türklüğü aşağılamak” kavramının karşısında, yani benim 301. maddemin içinde bunları içeren çok geniş bir liste yazılı! Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in katil zanlısı Ogün Samast ile azmettirici Yasin Hayal’in de aralarında bulunduğu 5 şüpheli tutuklandı. Pişmanlık Yasası’ndan yararlanmak isteyen Samast’ın Dink’i “vatan haini” olduğu için öldürdüğünü söylediği belirtildi. Hayal, adliye binasına girerken Nobel Ödüllü yazar Orhan Pamuk’u tehdit etti. Dink’in avukatları cinayetten bir gün sonra gazeteye gelen Türk İntikam Tugayı imzalı tehdit mektubu nedeniyle savcılığa başvurdu. Şüpheliler Samast, Hayal, Ahmet İskender, Ersin Yolcu ve Zeynel Abidin Yavuz, dün Beşiktaş’taki özel görevli İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi. Hayal, adliye binasına alınırken “Orhan Pamuk akıllı olsun, akıllı” diye bağırdı. Samast, “cürüm işlemek için oluşturulmuş silahlı suç örgütünün üyesi olmak”, “tasarlayarak adam öldürmek” ve “6136 sayılı kanuna muhalefet” suçların ? Hrant Dink’in katil zanlısı Ogün Samast’ı azmettirdiği belirtilen Yasin Hayal, adliyeden çıkarken “Vatan sağ olsun. Çok huzurluyum” dedi. Agos gazetesine ‘Türk İntikam Tugayı’ imzasıyla gönderilen tehdit mektubunda “Eğer siz 1915 yılına soykırım diyorsanız. Demek ki hiç soykırım görmediniz. Asıl soykırım şimdi başlayacak” ifadeleri kullanıldı. dan tutuklandı. Hayal’in de aralarında bulunduğu diğer şüpheliler TCK’nin 220. maddesi uyarınca “cürüm işlemek için silahlı suç örgütü oluşturmak”, “tasarlayarak adam öldürmeye azmettirmek” ve “6136 sayılı kanuna muhalefet” suçlarından tutuklandılar. Hayal, adliyeden çıkarılırken de “Vatan sağ olsun. Çok huzurluyum” dedi. Şüphelilerin, Pişmanlık Yasası’ndan yararlanmak istedikleri ifade edildi. Samast’a tebrik mail’i gönderdiği için gözaltına alınan Muharrem Kahveci ile Hayal’i yönlendirdiği ileri sürülen Erhan Tuncel’in sorguları sürüyor. Hayal’in kendisine sürekli “Hrant Dink vatan haini, Türklüğü aşağıladı” dediğini, internetten fotoğraflarının çıktısını alıp verdiğini söyleyen Samast’ın, “Annem ve babamın elini öpüp teslim olacaktım” dediği kaydedildi. Trabzon’daki evinden dayısına gittiğini söyleyerek ayrılan Samast’ın 23 aydır Dink’in fotoğrafını yanında taşıdığını söylediği belirtildi. Ateş ettikten sonra Dink’in yere düşüşünü bile görmediğini kaydeden Samast’ın Hayal’den bir miktar para aldığı kaydedildi. Dink’in öldürülmesi kararının toplu olarak alındığı, ilk teklifin Samast’a yapıldığı belirtilerek Samast’ın reddetmesi durumunda şüphelilerinden Zeynel Abidin Yavuz’un saldırıyı gerçekleştireceği kaydedildi. Samast’ın yüzleştirme sırasında Hayal’e “Niçin kendin öldürmedin, bana öldürttün” dediği öğrenildi. Samast’ın İstanbul Barosu’ndan atanan avukatı Levent Yıldırım, cinayetin örgütlü olmadığını savunarak “Etkilendiği bazı kişiler olmuş. Olayın Türk toplumunda bu kadar infial yaratacağını tahmin etmemiş” dedi. Yıldırım, Samast’ın internetten okuduğu yazılara öfkelenerek saldırıyı gerçekleştirdiğini dile getirdi. da ölen birinden aldığını söylediği kaydedildi. Dink’i “Türklüğe hakaret ettiği için” öldürdüklerini belirten Hayal, saldırıdan bir gün önce Samast ile atış yaparak silahı kontrol ettiklerini söylediği belirtildi. ‘Niçin kendin öldürmedin’ Samast’ın savcıya verdiği ifadede, suçunu kabul ettiği, kendisini Hayal’in yönlendirdiğini söylediği belirtildi. ‘Türklüğe hakaret etti’ Hayal’in ise adliyeye sevk edilen şüphelileri tanıdığını ancak Erhan Tuncel’in kendisinin üstü olmadığını söylediği belirtildi. Tuncel’le bağlantısı olmadığını söyleyen Hayal’in “Cinayeti ben ve Ogün yaptık. Diğerlerinin bağlantısı yok” dediği belirtildi. Samast’a para ve silah verdiğini ifade eden Hayal’in silahı deniz kazasın Agos’a tehdit mektubu Dink’in avukatı Fethiye Çetin, Şişli Savcılığı’na cinayetten bir gün sonra Agos gazetesine epostayla gelen tehdit mektubuna ilişkin suç duyurusunda bulundu. “Türk İntikam Tugayı uyarıyor” başlıklı ve tit@bigstring.com adresinden gelen epostada, “Santoro’dan sonra Türk düşmanı bir köpek daha geberdi. Eğer siz Agos’lular ayağınızı denk almazsanız daha çok köpekleriniz geberecektir. Bir dahaki seferde Agos binasını havaya uçuracak kadar patlayıcı madde bulunuyor ellerimizde. Artık Türkiye’de hiçbir yerde at koşturamayacaksınız. Eğer siz 1915 yılına soykırım diyorsanız. Demek ki hiç soykırım görmediniz. Asıl soykırım şimdi başlayacak” deniliyor. Yurttaşlar anonsla uyarıldı İçişleri Bakanı Aksu: Pelitli’de kuşkulu sorgulama TRABZON (Cumhuriyet) Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in katil zanlısı Ogün Samast’ın yaşadığı Trabzon’daki Pelitli beldesinde belediye ekipleri, yurttaşlara “sivil kişilere bilgi verilmemesi ve onlarla birlikte herhangi bir yere gitmemeleri’’ konusunda uyarı anonsu yaptı. Anonsun Trabzon İl Jandarma Komutanlığı’nın, Pelitli Belde Belediye Başkanlığı’na, yurttaşların, tanımadıkları kişilerle konuşmamaları ve bir yere gitmemeleri yönünde yazdığı uyarı yazısı üzerine yapıldığı bildirildi. Belediye Başkanı Ömer Kayıkçı, uyarının bazı sivil giyimli kişilerin kendilerini jandarma ya da polis olarak tanıtıp bazı yurttaşların kimlik bilgilerini aldığı ve bazı yerlere götürüp sorguladığı bilgisi üzerine yapıldığını söyledi. Kayıkçı, “Bunların kim olduklarını bilmiyorum. Bir örgüt mü yoksa meraklı vatandaşlar mı, ne olduğunu bilmiyoruz. Jandarma anons yapın dedi, biz de yaptık’’ dedi. Bağlantılar ortaya çıkarılacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetinin gerçek yönlerinin ortaya çıkarılması için her türlü çabanın gösterildiğini söyledi. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Dink cinayetinin ortaya çıkardığı gerçekler olduğunu belirterek “Bu ülkenin gençliğini nasıl besliyoruz? Bütün bunları hepimizin tekrar düşünmesi gerekir” dedi. İl Emniyet Müdürleri Değerlendirme Toplantısı’nın açılışında konuşan Aksu, Dink’e yapılan saldırı ile “sarsıldıklarını” söyledi. Aksu, “Arkasında ne vardır, hangi niyetle yapılmıştır, bağlantıları kimlerdir, bunlar muhakkak ki ortaya çıkarılacaktır. Cumhuriyet savcılarımız ve güvenlik güçlerimiz bütün imkân ve kabiliyetlerini kullanarak cinayetin gerçek yönlerinin ortaya çıkarılması için her çabayı göstermektedirler” dedi. Adana’da sendikalar, meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşları Hrant Dink cinayetini lanetledi. Tepkiler dinmiyor Haber Merkezi On binlerce yurttaşın katılımıyla son yolculuğuna uğurlanan Hrant Dink için destek ziyaretleri sürerken siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları olayı yurt genelinde düzenledikleri yürüyüşlerle protesto etti. Agos gazetesinin bulunduğu Sebat Apartmanı’nın önüne konulan taziye defterine duygu ve düşüncelerini yazan yurttaşlar, cinayeti lanetliyor. Deftere yazılan bir yazıda, 1980 öncesinde de Dink gibi aydınların öldürüldüğü anımsatılarak “Emperyalizm ne zaman sıkışsa aydınları katlediyor. Ama bu ülkenin aydınlarını katlederek bitireceğini sananlar yanılıyorlar” denildi. İşçi emeklisi Aziz Öztürk, “Hrant Dink ne olursa olsun ben buradayım dedi. Bu topraklarda yaşayan kültürel zenginlikleri, farklılıkları sonuna kadar savundu ve bunun bedelini hayatıyla ödedi. Hrant ölmedi, düşünceleriyle yaşamaya devam edecek” dedi. Cuma gününden beri Agos gazetesinin önünde gönüllü olarak güvenliği sağlayan Rafi Ünsal, yaklaşık 100 gönüllünün gazete önünde ve içinde değişmeli olarak çalıştıklarını söyledi. ‘Hepimiz Ermeniyiz’ sloganı Bahçeli: İzaha muhtaç bir garabet ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Hrant Dink’in cenazesindeki “Hepimiz Ermeniyiz” sloganları konusunda, “Şehit cenazelerinde ve taziyelerinde Türk milletinin mensubu olarak hiç görülmeyen bu çevrelerin, şimdi mağdurun etnik mensubiyeti üzerinden slogan geliştirmeleri, izaha muhtaç bir garabettir” açıklamasını yaptı. Bahçeli, Dink’in öldürülmesinin siyasi kargaşa yaratmayı amaçlayan senaryoların biri olduğunu ifade etti. Öte yandan, MHP Antalya İl Başkanı Nizamettin Sağır, “Bu coğrafyada Türk olduğunu söyleyemeyen vatandaşın, yaşama hakkı olduğuna da inanmıyorum’’ dedi. Dink’in ölümüne üzüldüklerini belirten Sağır, gazetelerde ve televizyonlarda düzenli bir şekilde Türk milletine hakaret edildiğini ileri sürdü. MHP Antalya İl Başkanlığı’nın, parti binasına, genel seçime kalan gün sayısını vermek amacıyla yerleştirilen dijital göstergede, “Hepimiz Türk’üz’’ yazısına yer verilmeye başlandı. Adana’da yürüyüş Adana’da bazı sendikalar, meslek odaları, siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri yaptıkları yürüyüşle cinayeti kınadı. Grup adına yapılan açıklamada “Dink’e sıkılan kurşunlar, onun temsil ettiği barış, demokrasi ve insan hakları değerlerine sıkıldı” denil di. Grup, ellerindeki Hrant Dink fotoğraflarıyla “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeniyiz”, “Kahrolsun MİT, CIA, kontrgerilla”, “Susma haykır, halklar kardeştir” sloganları attı.. Diyarbakır’da Demokrasi Platformu üyeleri, Liceliler Yasevi’nde Dink için sembolik taziye masası kurdu. Duaların okunduğu taziye sırasında konuşan Mardin Süryani Metropolitliği’nden Yusuf Bektaş, Dink cinayetinden bu yana üç gündür yaşanan derin acıyı, derinden paylaştıklarını söyledi. Hatay’ın ilçesi Samandağ Kaymakamı Tahsin Kurtbeyoğlu ile beraberindeki heyet, gazeteci Dink’in öldürülmesi nedeniyle Türkiye’nin tek Ermeni köyü olan Vakıflı’ya giderek başsağlığı diledi. ‘Tekrar düşünülmeli’ Lübnan’ın yeniden yapılandırılmasına Türkiye adına destek vermek üzere Fransa’ya giden Gül ise hareketinden önce Esenboğa Havalimanı’nda yaptığı açıklamada, cinayetin ortaya çıkardığı bazı gerçekler bulunduğunu belirtti. Gül, “Önce hükümet ve siyasetçiler olarak iyi düşünmemiz gerekir. Medyanın düşünmesi gerekir. Yazdıklarımız, çizdiklerimiz, yaptığımız diziler... Bu ülkenin gençliğini nasıl besliyoruz? Bütün bunları hepimizin tekrar tekrar düşünmesi gerekir” dedi. obursali?cumhuriyet.com.tr Trabzon’da çocuk suçlularda görülen hızlı artış TBMM kayıtlarına da geçti CENAZE TÖRENİ DIŞ BASINDA Suç potansiyeli artıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İtalyan rahip Andrea Santoro’nun ardından Hrant Dink’in katilinin de Trabzon’dan çıkması, gözlerin bu kente çevrilmesine neden oldu. Trabzon Emniyet Müdürlüğü, çocukların her suç işleyişlerinde daha soğukkanlı ve profesyonel suç işleme eğilimi içine girdiğine işaret etti. TBMM Töre ve Namus Cinayetlerini Araştırma Komisyonu’nun Trabzon’daki incelemeler sırasında çocukların karıştığı olayların arttığı vurgulanmıştı. Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nün komisyona sunduğu raporda, şu görüşlere yer verilmişti: Çocukları suça iten faktörlerin başında ekonomik nedenler, çevre fak İfade özgürlüğü tartışmasını tetikledi Dış Haberler Servisi Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink için önceki gün İstanbul’da düzenlenen kitlesel cenaze törenine yabancı gazeteler geniş yer ayırdı. İngiltere’de yayımlanan The Guardian gazetesi, Hrant Dink’in önceki günkü cenazesinin 100 bin kişilik bir “kitlesel protestoya” dönüştüğünü yazdı. “Cinayetin Türkiye’de ifade özgürlüğü ile ilgili tartışmayı tetiklediğini” belirten gazetede Simon Tisdall imzasıyla yayımlanan yorumda da “Türk halkı dünkü cenazeyle cinayeti işleyen aşırı milliyetçilerin çok üstüne çıktı” ifadesi yer aldı. Yazar, “Türk hükümetinin Hrant Dink’in cenazesine Ermenistan ve ABD’den konuklar davet etmesinin, Türkiye’de cinayeti dolaylı veya doğrudan destekleyen veya cinayete ilham verdiklerine inanılan aşırı milliyetçilerin yedikleri bir başka gol olduğunu” vurguladı. ? Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nün TBMM Töre ve Namus Cinayetlerini Araştırma Komisyonu’na sunduğu raporda, “Tutuksuz yargılanmak üzere serbest kalan çocuklar her defasında daha profesyonelleşmektedir” denildi. törü ve eğitim yer almaktadır. Suç işleyen çocuklara yönelik sosyal problem ve tahribat her geçen gün daha da artarak büyümektedir. 2005 yılında sadece il merkezinde bizzat çocukların işledikleri suçlardan ötürü 137 olay meydana gelmiş ve bu olaylar nedeniyle 201 kişi adli makamlara çıkarılmıştır. İşlenen suçlar arasında yapılan incelemeye göre yüzde 43’lük bir oranla hırsızlık suçunun en fazla işlendiği göze çarpmaktadır. Hırsızlığı ise yüzde 24’lük bir oranla “müessir fiil’’ oluşturmaktadır. Karakol amirlikleri ile şubelerde yürütülen tahkikatlarda 135 adli olaya karışan 163 çocuk fail adli mercilere çıkarılmıştır. Bu suçlar arasında da hırsızlık ve müessir fiil suçlarının en çok işlenen suçlar olduğu dikkat çekmektedir. Çocukların suçla ilk tanışmalarının ardından uzman kişilerce reha bilite edilerek tekrar sosyal adaptasyonun sağlanması gerekmektedir. Aksi takdirde çocuklar her suç işleyişlerinde daha soğukkanlı ve profesyonel suç işleme eğilimi içine girebilmektedirler. Nitekim ilimizde 15 dolayında çocuğun ailelerin ilgisizliği ve çevre faktörünün olumsuzluğu nedeniyle suç işleme potansiyeli her geçen gün daha da artmaktadır. Suç işledikçe tutuksuz yargılanmak üzere serbest kalan çocuklar her defasında profesyonelleşmektedir. Kentte mal aleyhine işlenen suçların azımsanmayacak oranındaki bölümü bu çocuklarla işlenmektedir. Bu çocuklar arasında 96 kez adliyeye sevk edilen çocuk yer almaktadır. CUMHURİYET 06 K