26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 25 OCAK 2007 PERŞEMBE 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Cumhurbaşkanı ve parti liderleri ile üst düzey kamu görevlilerinin malvarlıkları gizlice incelendi Uğur Mumcu Sağ Olsaydı Ne Yapardı? Hrant Dink’i önceki gün, 23 Ocak 2007’de toprağa verdik. Uğur Mumcu’yu dün bir kez daha, yitirişimizin 14. yılında, başta Ankara olmak üzere yurt düzeyinde andık. İki kayıp arasında, hemen hemen tamı tamına 14 yıl var. 14 yıl önce babasını yitiren Özgür Mumcu, önceki gün, son yolculuğunda Hrant Dink’in arkasından yürürken neler hissetti bilemiyorum. Bu gibi konularda pek konuşmadığım için sormayacağım da. Ama ara dönemi de kayıplarla dolu olan bu 14 yıl içinde, Türkiye’nin fazla yol almadığını görüyoruz. 14 yıldan bu yana demokrasi, barış ve özgürlük şehitlerinin listesi durmadan kabarıyor, durmadan yeni adlar ekleniyor. Mumcu da, Dink de, Türkiye’de barışın ve diyaloğun, ülkemizde demokrasinin uğruna savaşım verdiler ve yaşamlarıyla ödediler. Uğur Mumcu yaşamı boyunca, terörün arkasındaki gerçeği aramış bir kişiydi. Acaba şimdi sağ olmuş olsaydı, bu olaylar üzerine ne yapardı? Kuşkusuz hiç kimse ne onun yerine bu soruya ne yanıt verebilir ne de böyle bir hakka sahiptir. Ama kimi ipuçlarından hareket edersek, belki kimi sonuçlara erişmemiz mümkün olabilir. ??? TCY 301. maddesi Hrant Dink’in ölümü üzerine bir kez daha gelip gündeme oturdu. Maddenin kaldırılıp kaldırılmaması yeniden tartışılıyor. Eski TCK’nin 163. maddesi de bir zamanlar uzun tartışmalara konu olmuştu. Uğur, bu maddenin kaldırılmasından yana tavır koymuştu. Dinin siyasi amaçlarla kullanılmasına aldırmadığından değil, o maddenin hiçbir zaman böyle bir girişimi engellemeye yetmeyeceğinden. Ona göre, o konuda yapılması gerekenler, kendi deyimiyle “garip inanmışları” cezalandırmaktan başka bir şeye yaramayan, tarikatsiyasetticaret üçgeni içinde cirit atıp hükümran olanların tezgâhlarını bozmaya yetmeyen maddeyi tutmaktan daha ötede, daha etkili şeyler olmalıydı. Haklıydı, 163. madde, ticaretsiyasettarikat oyununu da bozmaya yaramamıştı, Erbakan iktidarlarını önlemeye de. Ama 163. madde olmadan da kimi oyunlar bozulabilmişti. Bütün bunlara bakarak, aslında Türklüğü savunmaya falan yaramayan 301. maddenin kaldırılması veya ceza hukuku tekniğine uygun olarak yeniden kaleme alınmasını savunmak en doğru yol olarak görünüyor. Kimse bu madde ile Türklüğün korunduğunu ileri sürmeye kalkmasın, Dink olayı bize Türklüğü, 301’den yargılananların değil, koruduğunu ileri sürenlerin aşağıladığını çok açık biçimde göstermiştir. ??? Hrant Dink cinayeti, Türkiye’nin Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana, en büyük sorunlarıyla karşı karşıya olduğu, bütün bu karmaşıklık karşısında herhangi bir politika üretmekten aciz bir iktidarın işbaşında bulunduğu bir anda meydana gelmiştir ve ülkemize faturası çok ağır olacaktır. Böylesi bir cinayetin ardından, tetikçi ile aracıyı bulup çıkarmak yetmez; yapılması gereken, buradaki örgüt bağlantısının karanlık kaynaklarına kadar ulaşmaya çalışmaktır. Sıkça telaffuz edilen “derin devlet” deyiminin de bir anlamı olmadığını artık anlamak zorundayız. Emperyalizmin bölgede oynadığı çok yönlü oyunlara eğilmek ve her şeyden önce, “Böyle bir cinayet en çok kimin ya da kimlerin işine yarar” sorusunun yanıtını aramak gerekir. Türkiye’nin her alanda köşeye sıkıştığı bir dönemde, bu gidişe “Dur!” demek için çırpınan yurtseverler ile şaşkınlığı yüzünden her türlü güç tarafından kullanılmaya son derecede açık konumda olan şoven milliyetçiliği birbirine karıştırmak da, teslim olmamızı isteyen emperyalizmin oyununa gelmekten, Ogün Samast’a tetiği çektiren güçlerin arkasında bulunan odakların tuzağına düşmekten başka bir anlam taşımaz. Toplumun şu ya da bu biçimde cephelere ayrılmasının tehlikelerine hep dikkat çekmiş, bu ayrılığın ektiği tohumlarla Türkiye üzerindeki oyunlar yüzünden can vermiş olan Uğur Mumcu, Kuvayı Milliye ruhunun temsilcisi bir yurtsever olarak yaşadı hep, ama şoven değildi. Ve Uğur Mumcu, yaşamıyla, yaşamında yaptıklarıyla 14 yıl sonra bile bize düşünmek için ipuçları veriyor, ışık tutuyor... Devlette ‘usulsüz sorgulama’ ? Baştarafı 1. Sayfada CHP’li Kılıçdaroğlu ile Kart, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ı vergi kaçırdığı iddiasıyla BEM Dış Ticaret AŞ, için Maliye Bakanlığı’na ihbar dilekçesi verdi. Dilekçeyi alan Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’na bir yazı göndererek, BEM Dış Ticaret AŞ için vergi incelemesi yapılmasını istedi. Başkanlığın görevlendirdiği iki vergi denetmeni de incelemeleri sonrasında, “vergi kaçağına rastlanmadığı’’ yönünde rapor verdi. Teftiş Kurulu bu defa medyada daha önce yer alan çeşitli bilgileri de dikkate alarak, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın Vergi Daireleri Otomasyon Projesi’nde veri güvenliği yönünden bir sorun olup olmadığı için araştırma yapılması talebiyle Unakıtan’a başvurdu. Unakıtan’ın 11 Ocak 2007 tarihli onay yazısının ardından Teftiş Kurulu Başkanvekili Cemal Boyalı başkanlığında 6 müfettişten oluşturulan özel bir soruşturma komisyonu kuruldu. Bu süreçte, son dönemde devlet görevlileri, siyasiler ve gazeteciler hakkında medyada yer alan malvarlığı ve vergi haberleri de tarandı. Daha sonra da çalışmalar sırasında kullanılmak üzere örnekleme yöntemi ile bazı kişi ve kuruluşların bilgilerine yasadışı girilip haklarında sorgulama yapılıp yapılmadığının kontrol edilmesi için bir liste oluşturulması kararlaştırıldı. Komisyon, listenin belirlenmesinin ardından 2006 yılında bu kişilerin vergi kimlik numarası yoluyla bilgilerine girilerek, haklarında ne zaman, nerede, kim tarafından ve hangi amaçla sorgulama yapıldığını araştırdı. Yapılan inceleme sonucunda söz konusu kişilerin bilgilerine defalarca girildiği ve haklarında mal varlığı ve vergi sorgulaması yapıldığı saptandı. Maliye Bakanlığı, Vergi Daireleri Otomasyon Projesi (VEDOP) kapsamında yer alan bilgilerin, “görevlendirme olmaksızın sorgulanarak üçüncü şahıslara aktarıldığını’’ açıkladı. iresi Müdürü Cemal Kartal, Etimesgut Vergi Dairesi Müdürü Saim Demirel, Keçiören Vergi Dairesi Müdür Yardımcısı Ali Adanır ile Teftiş Kurulu’ndaki bir bilgisayar programcısını görevden uzaklaştırdı. Görevden uzaklaştırma Komisyon, incelemelerinin ardından ‘ilk aşamada’ Maliye Teftiş Kurulu Başmüfettişlerinden Hamza Kaçar ile AnkaraCumhuriyet Vergi Da SORGULANANLARIN LİSTESİ İĞNELİ FIRÇA 70 ilden giriş yapılmış Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın bilgi işlem merkezine giren kişilerin malvarlıklarını yasadışı olarak sorguladığı isimler ve kuruluşlar şöyle: Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, Maliye Bakanlığı Müsteşarı Hasan Basri Aktan, Teftiş Kurulu Başkanvekili Cemal Boyalı, Gelir İdaresi Başkanvekili Osman Arıoğlu, eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, Hürriyet Gazetesi yazarı Emin Çölaşan, Maliye Bakanı’nın oğlu Abdullah Unakıtan ve şirketi AB Gıda Sanayi ve Ticaret AŞ, Avek Otomotiv İnş. Turizm Sanayi ve Tic. Ltd. Şti., işadamı Remzi Gür ve Ramsey Giyim Sanayi ve Ticaret AŞ, tasfiye halindeki BEM Dış Ticaret AŞ, Emniyet Gıda Sanayi ve Tic. AŞ, İhsan Gıda Paz. Sanayi Ltd. Şti. Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu’nun yanı sıra 70 ildeki çeşitli vergi dairelerinden söz konusu kişilerin bilgilerine defalarca girildiği ve haklarında malvarlığı ve vergi sorgulaması yapıldığı saptandı. En fazla sorgulama yapılan kişiler arasında Başbakan Erdoğan da yer alırken, sadece Cumhurbaşkanı için 50 defa sisteme girildiği anlaşıldı. kuk Bürosu’ndan iddialara ilişkin yapılan açıklamada, “Kaçar’ın bazı siyasetçi, gazeteci ve medya mensuplarının hesaplarına girdiği şeklindeki imalı açıklamalar tamamıyla gerçekdışı iddialar olup, uydurma suç isnadı niteliğindedir” denildi. ‘El Kadı’nın intikamı’ Açıklamada, Kaçar’ın görevden alınBM’nin terörü destekleyenler liste ması dürüst müfettişlerin ve kamu gösinde yer alan ve Başbakan Erdoğan’ın revlilerinin Yasin el Kadı hakkında “Kefilim” dediği Yasin el Kadı hak yaptıkları incelemeyi engelleyenlerin kındaki incelemeyi yürüten Maliye intikamı olduğu ifade edildi. AçıklaBaşmüfettişi Kaçar, hakkındaki “usul mada “Kaçar ile Maliye Teftiş Kusüz sorgulama” iddiasına tepki gös rulu Başkanvekili Cemal Boyalı aratererek “Yasin el Kadı hakkındaki sında atanma sürecinden bu yana incelemeyi engelleyenler, El Kadı in bir kısım anlaşmazlıklar’’ bulunducelemesinin intikamını almaya kal ğu anımsatılarak, 5 kişinin görevden kışmasınlar” değerlendirmesini yap alınmasında asıl hedefin Kaçar’ı yıptı. Kaçar adına Uçarcı ve Sarıoğlu Hu ratmak ve kamuoyunda küçük düşürmek olduğu ifade edildi. Açıklamada, “Müvekkilim hakkında yapılan bu açıklaZAFER TEMOÇİN malar kısa bir süre önce Van 100. Yıl Üniversitesi rektörüne ve terörle mücadele eden güvenlik görevlilerine yapılan komploların değişik bir çeşidi karşımıza çıktı. Kamuoyunu yanıltmaya çalışanlar hüsrana uğrayacaktır” denildi. ‘Kurgulanmış kumpas’ “Usulsüz sorgulama” iddiasını değerlendiren CHP’li Kılıçdaroğlu, “Bu, dürüst insanların başını yemek için kurgulanmış bir kumpastır” dedi. Kılıçdaroğlu, BEM Dış Ticaret nedeniyle Maliye’ye verilen şikâyet dilekçesinin gerekçe gösterilerek pek çok bürokratın görevden alındığını vurgulayarak “Üstelik bu soruşturmanın başına kararnamesi Cumhurbaşkanı tarafından imzalanmayan, Cemal Boyalı getiriliyor. Eğer burada gerçekten bir ‘Temiz Eller Operasyonu’ yapılacaksa önce Unakıtan ile Boyalı’nın derhal görevlerinden ayrılmaları lazım’’ dedi. CHP’li Kart ise “Bu süreç, şaşırdığım bir süreç değil. Böylesine vasıfsız kadrolaşma; vekâleten yönetimin hâkim olduğu bir bürokrasi yapılanmasında, bu tür kaos kaçınılmazdır” dedi. namikzafer@yahoo.com Mumcu, tehdit edilenlere değil Başbakan’ın yakınlarına koruma verildiğini söyledi 1 günde 7 ceza almıştı Açığa alınan Başmüfettiş Kaçar, Erdoğan’ın danışmanı Cüneyd Zapsu’nun bir dönem ortaklık da yaptığı Yasin el Kadı’nın terör finansörleri listesine alınmasının ardından mali soruşturma yapmıştı. Ancak, soruşturmasını tamamlayamadan görev yeri değiştirilmişti. Kaçar 2004 yılında terfi görüntüsüyle Maliye Yüksek Eğitim Merkezi Başkan Yardımcılığı’na atanarak, müfettişlikten uzaklaştırılmıştı. Danıştay’ın kendisini haklı bulması üzerine Kaçar yeniden başmüfettişliğe dönmüştü. Başbakan Erdoğan’ın “kefilim” diyerek sahip çıktığı Kadı soruşturmasını yapması nedeniyle başına gelmeyen kalmayan Hamza Kaçar’a değişik gerekçelerle 20 Aralık 2006 tarihinde de 7 kez kınama, aylıktan kesme ve uyarma cezası verilmişti. ‘Eşidostu korunuyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Hrant Dink’in vatanseverliği konusunda hiç kimsenin kuşku duymaması gerektiğini, birilerinin “masum güvercinlere bile saldıran bir Türk milleti” profili çizmeye çalıştığını söyledi. Metropol şehirlerinin beceriksizlikle yönetildiğini belirten Mumcu, Dink’in korunmadığını, Başbakan’ın yakınlarına, eşe, dosta ve hırsıza koruma verildiğini söyledi. Mumcu, partisinin grup toplantısında, eski Dışişleri Bakanı İsmail Cem’in vefatı nedeniyle ailesine ve Türk milletine başsağlığı diledi. Hrant Dink cinayetine değinen Mumcu, Dink’in eşi Rakel Dink ve Türkiye Ermenileri Patriği Mesrob 2’nin, açıklamalarıyla Dink’in ölümünü sömürmeye çalışanlara gerçek bir insanlık dersi verdiklerini söyledi. Batı basınında yer alan “1 milyon 500 bin 1’inci kurban” başlıklarına dikkat çeken Mumcu, “bağnaz Türkler, bağnaz Türkiye imajı yaratılmaya” çalışıldığını söyledi. Mumcu, Dink’in gerçek bir vatansever olduğu konusunda hiç kimsenin kuşkusu olmaması gerektiğini söyledi. Erkan Mumcu, “Ama birileri masum güvercinlere bile saldıran bir Türk milleti profili çizmeye çalışıyor. Bu, milletin kabahati değildir, bu, bizim hoşgörüsüzlüğümüzle alakalı bir şey değildir. Bu, bir oyundur, tezgâhtır’’ dedi. ‘Bana koruma verilmiyor’ Metropol şehirlerin beceriksizlikle yönetildiğini ileri süren Erkan Mumcu, “İstanbul’a bir bakın; Hrant Dink’i koruyamadılar, ‘Koruma istemedi’ dediler. İstanbul’da kimleri koruyorsunuz bir anlatın. İçişleri Bakanı’nı göreve çağırıyorum. İstanbul’da talebime rağmen bana koruma verilmiyor, bu önemli değil. Beni kahreden, kimlerin korunduğu. Korumayı Başbakan’ın yakınlarına, eşe, dosta veriyorlar, hırsıza koruma veriyorlar’’ diye konuştu. asirmen?cumhuriyet.com.tr Erkan Mumcu BAŞSAĞLIĞI İnsanlığın, halkların kardeşliğinin ve birlikte yaşamanın ülkemizdeki eşsiz simgesi, değerli insan 6 yıl önce görev yaptığı Diyarbakır’da şeriatçı terör örgütü Hizbullah tarafından katledilmişti Emniyet Müdürü Gaffar Okkan anıldı DİYARBAKIR/SAKARYA (Cumhuriyet) Şeriatçı terör örgütü Hizbullah tarafından 6 yıl önce şehit edilen Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan, Diyarbakır ve memleketi Sakarya’da düzenlenen etkinliklerle anıldı. Okkan ve birlikte şehit olduğu polis memurları Atilla Durmuş, Mehmet Sepetçi, Mehmet Kamalı, Sabri Kün ve Selahattin Baysoy için ilk tören suikastın yaşandığı Sezai Karakoç Bulvarı üzerinde gerçekleşti. Şehit Aileleri Derneği üyeleri burada esnafa ve yurttaşlara Okkan’ın fotoğrafının bulunduğu afişler dağıttı. Ardından Diyarbakır Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde düzenlenen anma töreni, bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Şehit emniyet müdürünün özgeçmişinin anımsatıldığı etkinlikte ayrıca Okkan’ın kentte görev yaptığı sırada yurttaşlarla ilişkilerini gösteren bir de saydam sinevizyon gösterisi sunuldu. Diyarbakır Valisi Efkan Ala törende yaptığı konuşmada, “Bütün sorunları vatandaşlarla beraber çözdüğü için yüreklerde yer edinmiştir. Okkan, Diyarbakır halkının yüreği ile iletişim kurmayı başarmıştır. Ondan çok alacağımız dersler vardır. Günümüzde insanlar arkadaşlarını, dostlarını bir gün önce ayrıldıklarında unutuyorlar ama o bu kadar zaman geçmesine rağmen unutulmamıştır ve unutulmayacaktır. O bir ders, o bir vizyon ve o bir yürektir. Kendisi bize büyük bir sorumluluk yüklemiştir’’ dedi. Daha sonra Okkan ve şehit polis memurları için Ulu Cami’de mevlit okutuldu. Karanfiller bıraktılar Okkan’ın memleketi Sakarya’nın Hendek ilçesinde de yakınları ve sevenleri Okkan’ın mezarı başında bir araya geldi. Törende Okkan’ın eşi Zerrin, kızı Sezin Okkan ve törene katılanlar mezara karanfil bıraktı. Hendek Belediye Başkanı Ali İnci, Zerrin ve Sezin Okkan’a şehit emniyet müdürünün bir portresini armağan etti. Törene Okkan’ın yakınlarının yanı sıra Sakarya Vali Yardımcısı Mustafa Guni, Ankara Emniyet Müdürü Ercüment Ünal, Sakarya Emniyet Müdür Vekili Göksel Topaloğlu, Hendek Kaymakamı Harun Kaya, emniyet görevlileri ve yurttaşlar katıldı. HRANT DİNK’i yüz binlerle güneşe uğurladık! Ailesine başsağlığı diliyor, Hrant’a “uğurlar olsun” diyoruz. Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Şehit emniyet müdürü Gaffar Okkan için memleketi Sakarya’nın Hendek ilçesinde tören düzenlendi. (Fotoğraf: AA) CUMHURİYET 04 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear