26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 OCAK 2007 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER Darfur için uçak kaçırdı ? Dış Haberler Servisi Sudan’ın başkenti Hartum’dan Darfur’a gitmek üzere havalanan bir yolcu uçağını kaçıran hava korsanı teslim oldu. Uçağın Çad’ın başkenti N’Djamena’ya inmesinin ardından teslim olan korsan, eylemi “uluslararası toplumun dikkatini Darfur’daki iç savaşa çekmek için” yaptığını söyledi. 24 yaşındaki Sudanlı hava korsanı Muhammed Abdüllatif Muhammet, sorgulama sırasında, “Darfur’da yaşadığımız baskı, bizi özgürlüğü aramaya zorluyor. Özgürlüğün bedeli yok, özgürlük için yola çıktım” dedi. dishab?cumhuriyet.com.tr 11 Kuzey Irak Bush, ulusa sesleniş konuşmasında, ‘teröre karşı savaşın kuşaklar boyu süreceğini’ bildirdi Savaşa bir şans verin!.. Dış Haberler Servisi ABD Başkanı George W. Bush, uygulamaya konulan Irak planı konusunda parlamentodan ve halktan destek istedi. Başkan Bush, yılda bir kez yapılan “Birliğin Durumu’’ adlı ulusa sesleniş konuşmasında federal bütçeden yasadışı göçe kadar pek çok konuya değinmesine karşın, dün TSİ sabaha karşı televizyonlardan canlı yayımlanan 49 dakikalık konuşmasının ağırlık noktası Irak oldu. Irak’a 21 bin 500 ek asker gönderilmesi başta olmak üzere bir dizi önlem içeren yeni planına “bir şans tanınmasını,” aksi takdirde savaşın tüm Ortadoğu’ya yayılacağını iddia eden Bush, bu olasılığın “Amerika için kâbus senaryosu, düşman içinse amaç’’ olduğunu öne sürdü. Bush, ? ABD Başkanı’nın yeni Irak stratejisine şans tanınmasını istediği konuşmasına tepki gösteren Demokratlar, ABD Başkanı’nı Amerikalıları “düşünmeden bir savaşın içine çekmekle” suçladı. bu durumun önüne geçilmesi için zafer konusunda ısrarcı olunması gerektiğini belirtti ve Kasım 2007’deki seçimlerde parlamentonun iki kanadını da kontrol altına alan Demokratlara işbirliği çağrısında bulundu. Irak’ta işlerin bekledikleri gibi gitmediğini itiraf eden ABD Başkanı, işgal kuvvetlerinin Bağdat güvenli hale getirilmeden çekilmesi durumunda Irak’taki hükümetin devrileceğini, tüm bölgenin Şiiler ve Sünniler arasındaki savaşın içine çekileceğini söyledi. Bush konuşmasında ideolojik mücadeleye de yer verdi. “Bu savaş silahlı çatışmanın ötesinde belirleyici bir ideolojik mücadele ve ulusumuzun güvenliğini ilgilendiriyor’’ diyen Bush, “asıl sorun Amerika’nın Ortadoğu’daki insanlara özgür toplumlar kurmaları konusunda yardım edip etmeyeceği’’ diye konuştu. ‘Yol veririz’ uyarısı Bush 2005’de, Afganistan, Irak ve Lübnan’da ciddi kazanımlar elde edildiğini , ancak 2006’da İran, Suriye ve El Kaide destekli İslamcıların karşı saldırıya geçtikle Lübnan’a yardım konferansı ? Dış Haberler Servisi AB, tarihinin en ciddi siyasi krizlerinden birini yaşayan Lübnan’a 2010 yılına kadar yaklaşık 400 milyon Avro yardım verileceğini duyurdu. AB Komisyonu’ndan yapılan açıklamada, Paris’te bugün başlayacak Uluslararası Donörler Konferansı’nda AB’nin en az 300 milyon Avro mali yardım taahhüdünde bulunacağı bildirilirken, Lübnan için 2010 yılına kadar tamamlanmak üzere hazırlanan pakette farklı hibe ve kredilere yer verileceği kaydedildi. Türkiye’yi Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül’ün temsil ettiği toplantıda, ABD’nin diğer ortaklara örnek olmak üzere yüksek bir yardım sözü vereceği belirtiliyor. Bush, Demokratları ikna etmeyi başaramadı. (Fotoğraf: AFP) rini iddia etti. ABD Başkanı “teröre karşı savaşı” “kuşaklarca sürecek bir mücadele” olarak tanımladı. Demokratlar adına Bush’a yanıt veren Senatör Jim Webb “Başkan düşünmeden bizi bu savaşın içine çekti. Ne ulusun çoğu, ne ordumuzun ve Kongre’nin ağırlıklı kesimi savaşın bu şekilde devam etmesini destekliyor. Yeni bir doğrultuya ihtiyacımız var’’ diye konuştu. Webb, Demokratların “güçlü bir bölgesel diplomasiyi’’ savundularını belirtti ve bu sayede işgal birliklerinin “Irak kentlerinin sokaklarından kurtulacağını ve kısa süre içinde Irak’taki ABD askerlerinin çekileceğini’’ öne sürdü. Webb, bu yönde adım atmaması durumunda Bush’a “yol verecekleri’’ uyarısında bulundu. Kürtlerden Türkiye’ye gözdağı Dış Haberler Servisi Kuzey Irak’taki Kürdistan Bölge Parlamentosu dün gerçekleştirdiği olağanüstü toplantıda Ankara’nın Kuzey Irak ve Kerkük konusundaki açıklamalarını tartıştı. TBMM’de Irak’la ilgili “kapalı oturumun” ardından yapılan toplantıda söz alan Kürdistan Bölgesi Başbakanı Neçirvan Barzani, “Eğer Türkiye, sorunları tehditlerle çözüme kavuşturmak istiyorsa kendi büyüklüğüne zarar vermekten başka bir şey yapamaz’’ dedi. “Türkiye 1991 Kürdistan Bölgesi’ni koruyan taraflardan biriydi. Biz hiçbir zaman topraklarımızın komşu ülkeleri tehdit edici herhangi bir eylem için kullanılmasına izin vermedik’’ diye konuşan Barzani, Kerkük konusuna da değinerek “140. madde sadece Kerkük’le ilgili değil; Kerbela, Bağdat ve Necef’teki durumun normalleştirilmesini de içine alıyor’’ dedi. Barzani, “Kürtlerin rolü yardım etmekten ibarettir ve eğer Kürtler olmasaydı Kerkük şu an içinde bulunduğu durumdan çok daha karışık bir durumda olurdu’’ diye sözlerine ekledi. AKPM’DE TÜRKİYE’YE YÜKLENDİ Karamanlis’ten ağır suçlamalar Dış Haberler Servisi Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) genel kurulunda yaptığı konuşmada Kıbrıs konusunda sert ve beklenmedik bir üslupla Ankara’ya yüklendi. Karamanlis, Kıbrıs bölünmüş kaldıkça Avrupa kıtasının dönüşümünün gerçekleşmeyeceğini savundu. Kıbrıs’ın öncelikle bir insan hakları sorunu olduğunu ifade eden Karamanlis, Rumların taşınmaz mallarına el konulduğunu, mültecilerin evlerine geri dönemediğini ve Avrupa toprağında temel insan haklarının ihlal edildiğini söyledi. AKPM üyeleri konuşması sonrası sorular da yönelttiler. Karamanlis’in, bir İngiliz parlamenterin Kıbrıs’taki kaybolmuş şahıslar sorusuna “BM bu konuda komite oluşturdu ancak Türk tarafının engel çıkarması yüzünden somut adım atılamıyor” yanıtı vermesine AKPM’de “Kıbrıs Türk toplumunun seçilmiş temsilcisi” sıfatıyla yer alan Kıbrıslı Türk parlamenter Özdil Nami tepki gösterdi. Söz alarak kayıp şahıslar konusunda BM denetiminde mezarların açılmaya başlandığını ve DNA testlerinin yapıldığını hatırlatan Nami, Karamanlis’e Kıbrıslı Türklere yönelik izolasyonların kaldırılması konusunda AB cephesinden verilen sözlerin neden yerine getirilmediğini sordu. Soruya Ankara’yı suçlayarak yanıt veren Karamanlis, “İzolasyonlar Türkiye’nin işgali sonucu ortaya çıktı. 2004’ten bugüne Kıbrıslı Türklerin milli geliri AB sayesinde 3 misli arttı” dedi. ‘İçişlerimize karışma’ tehdidi Barzani, “Baas döneminde Türkmenlere birçok haksızlık yapıldı. O zaman Türkiye neredeydi? Hiç kimse bizim kadar PKK’den çekmedi. PKK sorunu askeri bir sorun değil. Türkiye’nin bu sorunu siyasi bir şekilde çözmesi gerekir. Artık tehditle sorunları çözme dönemi geçmiştir. Kerkük’e müdahale için Kıbrıs örnek veriliyor. Kıbrıs’ta Türkiye’yi destekleyenler var, ama burada onları isteyen kimse yok’’ dedi. Meclis Başkanı Adnan Müfti ise “Türkiye PKK’yi bahane ederek içişlerimize karışma niyetindedir. Sınırlarımızdaki PKK’yi hiçbir zaman onaylamadık. Türkiye’deki yöneticiler bu sorunu barışçıl bir yöntemle çözmeye hazır değiller. Biz Türkiye’ye karşı hiçbir zaman gizli plan içerisinde olmadık’’ dedi. Annan Gana’ya döndü ? ACCRA (AA) BM’nin eski genel sekreteri Kofi Annan, önceki gece ülkesi Gana’ya döndü. Eşi Nane Lagergren ile birlikte Gana’ya dönen Annan, Devlet Başkanı John Kufuor, çok sayıda bakan ve ordu yetkilisi ile ellerinde bayraklarla halk tarafından “bir kahraman gibi” karşılandı. Annan da “Ganalılara, genel sekreterlik yaptığım 10 yıl boyunca bana verdikleri destekten ötürü teşekkür ediyorum” dedi. Annan, 31 Aralık 2006’da görevini Güney Koreli Ban KiMoon’a devretmişti. Annan, Butros Butros Gali’den sonra genel sekreterlik yapan ikinci Afrikalı olmuştu. Filistin’de yine gözyaşı Gazze Şeridi’ndeki Deir el Bala mülteci kampında dün yine acı ve gözyaşı vardı. İsrail askerleri tarafından Gazze sınırında önceki gün öldürülen Filistinli genç, törenle toprağa verildi. Cenaze törenine İslami Cihad militanları da katıldı. (Fotoğraf: REUTERS) Hoşyar Zebari Tecavüzle suçlanan cumhurbaşkanına görevini bırakması için baskılar artıyor İsrail’de Katsav’a istifa çağrısı Dış Haberler Servisi İsrail Başsavcısı’nın, Cumhurbaşkanı Moşe Katsav’ı resmen tecavüz ve görevini kötüye kullanmakla suçlamasının ardından Katsav üzerinde istifa etmesi yönündeki baskılar arttı. İlk kez bir İsrailli lider böyle ağır suçlamalarla karşı karşıya kalıyor. İsrail Cumhurbaşkanı Moşe Katsav, ise, “suçsuz” olduğuKatsav suçsuz olduğunu ve nu ve bir medya lincine maruz bir medya lincine maruz kaldığını savunarak “Ancak, Başsavcı hakkımda bir suç duyurukaldığını savunuyor su yaparsa istifa ederim” dedi. İsrail Başbakanı Ehud Olmert ise Cumhurbaşkanı Katsav’ın bu şartlarda görevinde kalamayacağını söyledi. İsrail Adalet Bakanı Tzipi Livni, dün Katsav’ın istifa etmesini istedi. Aynı zamanda Dışişleri Bakanı olan Livni’nin bürosundan yapılan açıklamada, hakkındaki iddialar kanıtlanana kadar Katsav’ın masum olduğu vurgulandı, ancak Cumhurbaşkanı’nın makamında kalmaya devam ederek suçsuz olduğunu kanıtlama mücadelesi veremeyeceği kaydedildi. Açıklamada, Livni’nin, şu aşamada en uygun hareketin Katsav’ın istifası olduğuna inandığı belirtildi. İsrail basını da Katsav’ın istifasını isteyen manşetlerle yayımlandı. Yediot Aharonot, “İstifa et” başlığını atarken, Maariv “Birisi Sayın Başkan’a evine dönmesi gerektiğini anlatmalı” ifadesini kullandı. Yediot’ta yayımlanan bir kamuoyu araştırması İsraillilerin yüzde 79’unun Katsav’a güvenmediğini ortaya koydu. Meclisteki parti gruplarından da Katsav’ın istifasını isteyen açıklamalar yapıldı. Katsav hakkında dava açılıp açılmayacağına mahkeme heyeti karar verecek. İsrail Başsavcısı Menahem Mazuz, haftalardır süren incelemelerinin sonucunda, Katsav’ın birçok cinsel suçun ötesinde, en ağır suç olan “tecavüz” ile suçlanmasına karar vermişti. Halen dokunulmazlığa sahip olan Katsav, bu yıl sonuna doğru görevinden ayrılacak. Komşulara Bağdat daveti Dış Haberler Servisi İtalya’ya ziyarette bulunan Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, karşılıklı ilişkileri geliştirme çabaları kapsamında komşu ülkelerin dışişleri bakanlarını Bağdat’ta yapılacak bir toplantıya davet etmeyi planladıklarını söyledi. Zebari, gazetecilere yaptığı açıklamada, bu toplantının, komşuların Irak’a bakışlarında bir dönüm noktası olacağını kaydetti. Ayrıntı vermeyen Zebari, davet edilen herkesin katılımını umduğunu belirtmekle yetindi. usya medyası, Hrant Dink’in öldürülmesine büyük ilgi gösterdi. Cinayet, Rus haber ajansları tarafından flash haber olarak duyuruldu. İnternet sitelerinin gündeminde haber ilk sıralara yerleşti. Rusya televizyon kanalları haber bültenlerinde konuya yer verdi. Rusya hükümetinin yayın organı Rossiyskaya, “İnsanlara gerçeği anlatma çabasının her zaman kolay olmadığını, Dink’in öldürülmesinin bunu gösterdiğini” yazdı. Gazeta adlı gazetede yayımlanan yorumda, Türk toplumunun ezici bölümünde geçerli milliyetçi fikirlerle, neredeyse sopa zoruyla AB’ye yönlendirilen Türkiye’nin bazı değerleri arasında çelişkiler olduğu, bunu Ogün Samast adlı çocuğun anlayamadığı belirtildi. Ogün’ün babasının oğlunu ihbar etmesiyle ilgili olarak da, babanın ailesini devletten korumayı seçtiğini, AB’ye girme mücadelesindeki devletin temel düşmanlarının ise şimdi İslam Rusya’nın Hrant’ları... R PERŞEMBENİN GELİŞİ HAKAN AKSAY aksay@rusya.ru cımilliyetçi çocuklar olduğu savunuldu. Başbakan Erdoğan’ın da bir dönem din temelinde bir suç nedeniyle hapse atıldığını kaydeden gazete, Erdoğan’ın bugünkü farklı tutumunu, “iktidar olmanın bedeli” olarak açıkladı. Vedomosti gazetesi başyazısında ise Ermeni kökenli gazetecinin öldürülmesinin, Türkiye’nin AB’ye girmesi planlarını yıkımın eşiğine getirdiği savunuldu. Rusya’daki suikastların iktidar için bir sinyal sayılmadığını ve seçimlere etki etmeyeceğini öne süren gazete, Türkiye’deki Dink cinayetinin ise hem iktidarı zor duruma düşürüp AB ile ilişkileri baltaladığını, hem de cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerini etkileyeceğini iddia etti. Gazete, Türkiye’den farklı olarak Rusya’da iç politikanın “ahlaki şoklar”a bağlı olmadığını, enerji devi ülkede suikastların fazla iz bırakmadan geçip gittiğini ifade etti. Birkaç gazeteci daha Türkiye’nin Dink’lerinin, Rusya’nın Politkovskaya’larından daha etkili olduğunu vurguladı. Ermenistan’la İlişkileri Geliştirme Zamanı rant Dink’in öldürülmesinden hemen sonra bir ErH meni TV kanalı benimle mülakat yapmak için muhabir gönderdi. Sorular genellikle TürkErmeni düşmanlığını körükleyecek tarzda bina edilmişti. Verdiğim cevaplar muhabiri tatmin etmemiş olacak ki, sonunda şöyle dedi: Ama bugün Ermenistan’da herkes Türklerin Ermenileri öldürmeye devam ettiğini düşünüyor. Buna ne dersiniz? Ona o sırada bir TV kanalında “Hepimiz Ermeniyiz” diye yürüyen binlerce insanı gösterdim. Aklıma 80’li yılların başında, Sovyetler’de ilk tanıştığım Ermeni gençler geldi. Ben onlarda “enternasyonalizm ruhunu” ararken, karşılaştığım pek de dostça olmayan tavırlar karşısında şaşırıyordum. Sonra Ermeniler arasında “1915’ten kalan kanlı anılar” ın hem ailelerde, hem de okullarda alınan eğitimin değişmez bir parçası olduğunu öğrendim. Ve iki halk arasındaki dostluğun yeniden kurulmasının ne kadar zor olduğunu hissettim. Ancak giderek yakından tanıştığımız Ermeni gençlerle bu düşmanlığın aşılmasının imkânsız olmadığını gördüm. Bunun için gereken tek şey, adım atmaktı; burnundan kıl aldırmayan tavırlara kapılmadan/aldırmadan dostluk elini uzatmak ve samimi olarak onları anlamaya çalışmaktı. Sonuçta kimse aşağılanmadan tanışmanın ve dost olmanın mümkün olduğu ortaya çıkıyordu. Türkiye kamuoyunun bugün Ermeni konusunu eskiye oranla çok daha açık tartışabilecek duruma geldiği ortada. Bu gelişmenin de ışığında şimdi Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin düzeltilmesi yönünde cesur adımlar atılabilir. 14 yıldır sınırları kapatmış ve diplomatik ilişkileri dondurmuş olduğumuz bu komşu devlet ile yeniden ilişki kurmamız kolay değil. Ama mümkün. Dahası gerekli. Suriye’den Yunanistan ve Bulgaristan’a kadar uzanan komşularla yakınlaş rar ve geçmiş Siz gelecek hayalleri ku ında sahip asl n ke lür hatalara üzü i şimdiki yan y, şe tek uz olduğun ar gider. kay zaman, avuçlarınızdan Hilaíre Belloc Erivan’a yönelik adımlar... Dink’in öldürülmesi Türkiye’deki siyasiahlaki ortamı sarstı. Cinayete karşı verilen kitlesel tepki, bir taraftan milliyetçiliğe, azınlıklara yönelik baskılara karşı çıkma imkânlarını arttırırken, diğer Üzülecek Olan... yanıyla da uluslararası alanRusya ve Belarus liderleri da yeni bir adım atmak için Putin ve Lukaşenko uçakta koşulları kendiliğinden olsohbet ediyorlardı. Lukaşenko sordu: gunlaştırdı. Madem Türk Şimdi uçak düşse, acaba en çok Ermeni düşmanlığının kökim üzülür: Bizimkiler mi, sizinkiler mi? rüklenmesi ve Türkiye’nin Ukraynalılar! kendi iç sorunlarına mah Neden? kum edilmesi katliamın Çünkü Yuşçenko amaçları arasındaydı, o halaramızda değil. de hedefleri tam tersi yönde belirlemek gerekiyordu. ma hamleleri, Kıbrıs konusundaki gelişmeler, bugün Ermenistan’la da ilişkilerin düzeltilmesini zorunlu kılıyor. Bunun için son yıllarda yavaş da olsa bazı adımlar atıldığı bir gerçek. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 15 Nisan 2005’te Ermenistan Başkanı Robert Koçaryan’a bir mektup göndererek tarihçilerden oluşan bir komisyon kurulmasını önermesi, Koçaryan’ın ise başta diplomatik bağlar olmak üzere askıdaki ikili ilişkileri ele alacak bir başka komisyon fikrini ortaya atması, sonuçta diyaloğun başlama işaretleriydi. Viyana’da süren görüşmelerde sıçrama yapılabilmesi için gerekli bazı ölçütler netleşmişe benziyor. Şablonları aşmak... Erivan yönetiminin “Ankara’nın soykırımı kabul etmesi” önkoşulundan vazgeçmesi gerektiği ortadadır. Bu konuda fikrini sorduğum Kremlin’e yakın Ermeni siyaset uzmanı Andronik Migranyan, Ermeni yönetiminin artık koşulsuz görüşmeye hazır olduğunu ve başta Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan olmak üzere resmi yönetim adına bu yönde açıklamalar yapıldığını vurguladı. Türkiye ise Ermenistan’la ilişkilerini “Dağlık Karabağ sorununun çözümü” ve “Azerbaycan’ı küstürmeme” ekseninden çıkarmak durumundadır. Dün görüştüğümüz TürkErmeni İş Geliştirme Konseyi Eşbaşkanı Kaan Soyak, birincisi, bu yaklaşımın yıllardır sonuç vermediğini; ikincisi, şu anda Karabağ sürecinin dışında kalmış olan Ankara’nın, Erivan’la sorunlarını çözerek ve siyasi, ekonomik ilişkiler içine girerek konumlarını güçlendirmesiyle birlikte, Baku’yu destekleme şansının da artacağını savundu. Soyak, atılacak ilk adımlardan birinin Ermenistan sınırını açmamız ve ticariekonomik ilişkileri geliştirmemiz olduğunu vurguladı. Bu yakınlaşmada, iki ülkenin resmi ve siyasi çevreleri kadar sivil örgütlerin, en başta işadamlarının, araştırmacıların, gazetecilerin ve sanatçıların da büyük katkıları olabilir. CUMHURİYET 11 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear