24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 OCAK 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER AKP’nin billboard ambargosu terör kıskacındaki Güneydoğu’yla ilgili önyargıları pekiştirmekten öteye gitmiyor 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Afişte yazılmayan dersler MEHMET FARAÇ AKP’nin billboard ambargosu geri kalmışlık ve terör kıskacındaki Güneydoğu’yla ilgili önyargıları pekiştirmekten öteye gitmiyor. Afiş çekincesinin bölge insanı üzerinde yaratacağı olumsuzluk, ayrımcılık ve kamplaşmanın körüklenmesi gibi bir tehlikeyi de beraberinde getiriyor. Marjinal gruplar dışında bölge insanının ülkenin bütünlüğü ve bayrak konusunda bir olumsuz tavrı bulunmazken, siyasal çıkarlar uğruna yapılan ince hesaplar, uç unsurların öfkesini artırmaktan öteye gitmiyor. Afiş skandalını deşifre eden CHP lideri Deniz Baykal, dün yaptığı açıklamada, Başbakan Erdoğan’ın davranışını “Bölgesel takıyye” olarak niteleyerek çok doğru bir saptama yapıyor. Aslında bu saptama, AKP’nin terör, AB, Kıbrıs, türban ve ABD ile ilişkilerde de sergilediği, herkese şirin gözükme, nabza göre şerbet gibi bir politik kurnazlığı içeriyor. Afiş Anadolu Yollarında... Bir hafta önce Kayseri’den Ürgüp’e geçmiş, Kapadokya’yı dolaşmış, Nevşehir ve Kırşehir’de olup bitenleri yazmıştım. Bir hafta sonra yine Anadolu yollarındayız... Argo literatürüne her gün yeni kavramlar katmakla ünlenen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “kaşarlı kadro”dan sonra yeni bir kavram daha ekledi: “Şuursuzlar, nasipsizler, zavallılar!..” AKP kadrolaşmasını eleştiren Deniz Baykal’a kadrolaşma konusunda yanıt verirken, “Bu ülkede eğer kadrolaşma olmuşsa, bilesiniz ki bunun en kaşarlısını CHP yapmıştır...” dedi. Deniz Baykal bunun cevabını çok güzel verdi, fazla üzerinde durmayacağım... Acaba “kadrolaşma” savları ne kadar doğru? Bugün bazı belgeler aktaracağım “Anadolu Yolları”nda giderken... Yolumuz Denizli, Afyon, Burdur, Konya, Kayseri... Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü 2006 yılı merkez ve taşra örgütlerindeki boş şef atamaları sonuçlarını açıkladı. Sonuçlarda, açıklanan boş kadroların çok üstünde atama yapıldığı ortaya çıktı. Görevde Yükselme Sınavı Kılavuzu’nda Milli Eğitim Bakanlığı taşra örgütünde “boş şef” kadrosu sayısı 730 olarak açıklanırken 1463 kişi şef kadrolarına yerleştirildi... Neredeyse yüzde yüzlük bir artış var!.. BurdurKaramanlı’da bir kişilik kadroya 2 kişi, Şanlıurfa ve Kahramanmaraş’ta 9 kişilik kadroya 33 kişi, Konya ve Isparta’da 4 kişilik kadroya 7 kişi, Muğla’da 1 kişilik kadroya 4 kişi... Liste uzayıp gidiyor... Böyle bir kadrolaşmanın “kaşarlı” mı, yoksa “altı kızarmış tel kadayıf” mı olduğunu, sanırım Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik bilir... Eğitimİş Sendikası Genel Başkanı bu hukuksuzluğu yakından izliyor... Bakalım nasıl bir sonuç alınacak? ??? Denizli üzerinden Uşak’a, oradan Afyon’a doğru yol alıyorum... Hava güneşli!.. Yağmur yağmıyor, üretici kaygılı... Afyon yakınlarında durdum. Kahvede çay içerken birkaç üreticiyle konuştum... Bir üniversite öğrencisi olan Kamuran Uzun, beni tanıyınca bir soru yöneltti: “Siz buralara gelir miydiniz, demek ki Akdeniz’i, Ege’yi bıraktınız...” Gülerek “Hayır, bırakmadım” yanıtını verip ekledim: “Önceki gün İzmir’de Ziraat Mühendisleri Odası’nda bir konuşmam vardı, İzmir’den buralara geldim...” Kamuran elektrik ihalelerine takılmış, Mustafa Balbay’ın yazısını soruyordu: “Balbay olayı ortaya koymuş. Tayyip Bey, elektrik ihalelerini seçimlerden sonraya erteledi. Burada ihalelere giren işadamlarına, yine ihalelere giren medya patronlarına diyor ki ‘Seçimlerde beni destekleyin ki, ben de ihaleleri size vereyim’. Nasıl bir ülkede yaşıyoruz? Kimse bunun farkında değil. Tek satır haber çıkmıyor gazetelerde. Cumhuriyet bile tek sütuna verdi ve haberde Tayyip’in ihale oyunu yoktu...” Halkımız oynanan oyunları biliyor... Dazkırı’da, Dinar’da, Uşak’ta ve yol üzerindeki köylerde hep aynı hava var: “AKP bizi yıktı, bir de hava koşulları...” Bir gram yağmur yağmadı... Buğday, pancar üreticisi perişan... Kayseri Kocasinan Ziraat Odası Başkanı Emin Yılmaz, “2006 ürününü satamadık” diyordu bir gün önce... Ardından şu saptamayı yapıyordu: “Çiftçinin 1950 yılından bugüne kadar kaç kilogram buğday karşılığında kaç litre mazot aldığına baktığımızda, AKP hükümetinin üreticiyi nasıl ezdiğini görürüz... Biz 4 kilogram buğday karşılığında 1 litre mazot alırken şimdi 8 kilogram buğday karşılığında 1 litre mazot alıyoruz...” Kayseri’de Et ve Balık Kombinası kapatılmıştı. Kayseri’de kesimhane yoktu... 4 YTL’ye mal olan çıkma tavuğu bugün Kayserililer 1 YTL’ye satamıyorlar... ??? Tüm bunlar Dünya Bankası ve IMF’nin çizdiği ekonomik yol haritasından kaynaklanıyor... Konya’ya giriyorum... Konya Ovası “Mars toprağı” gibi olmuş... Konya Kapalı Havzası’nda su yok... Türkiye Su Programı Müdürü Buket Bahar Dıvrak’ın son 40 yılda Türkiye’de 1 milyon 300 bin hektar sulak alanın çeşitli nedenlerle yitirildiğini söylemesine karşın gelmiş geçmiş siyasi iktidarlar ne yaptı? Ensar Vakfı’nı, Nakşi dergâhlarını ziyaret eden Tayyip Bey, bu ülkenin “bayrağına, yıldızına, toprağına, suyuna kurban!” Tamam da, tarım kesiminde neler oluyor, Türkiye çölleşiyor, haberi var mı? ? CHP’nin ortaya çıkardığı afiş skandalına karşılık Başbakan Recep Tayyip Erdoğan “Kürt sorunu” saptamasını ilk kez Diyarbakır’da yaptığını, üstelik bu konuda sürekli kafa karıştırdığını unutuyor. Afiş çekincesinin bölge insanı üzerinde yaratacağı olumsuzluk, ayrımcılık ve kamplaşmanın körüklenmesi gibi bir tehlikeyi de beraberinde getiriyor. skandalı, Güneydoğu ile ilgili kavram karmaşası ve havanda su dövmekten öte bir çaba harcamayan iktidarın, bir avuç oy uğruna bölgedeki siyasal yelpazeyi ürkütmekten kaçındığını gösteriyor. CHP’nin ortaya çıkardığı skandala karşın Başbakan’ın saldırgan üslubuyla verdiği yanıtlar doğru sayılsa, afişlerin söylendiği gibi 61 kente gönderildiği varsayılsa ve Güneydoğu’daki bazı kentlere asılmamasında kasıt olmadığı kabul edilse bile, bu durum iktidarın tavrını masum göstermiyor, haklı çıkarmıyor. Çünkü devletleri yönetenlerin ülkenin iç dinamiklerini ve duyarlılıklarını kendi siyasal çıkar ve beklentilerinden önde tutması gerektiğini kanıtlayan gerçekler bulunuyor: Başbakan “Kürt sorunu” saptamasını, ilk kez Diyarbakır’da yaptığını üstelik bu konuda sürekli kafa karıştırdığını unutuyor. Kentte geçmişteki kimi olumsuzluklar yüzünden devlete ve hükümetlere tepki içinde kitleler olduğu ve bunların en küçük hatayı rejime karşı propagandaya dönüştürdüğü görülmüyor. Gelmiş geçmiş tüm iktidarların oy uğruna da olsa bölgede yaşayan Kürt yurttaşların ağzına bir parmak bal çaldığını, seçim vaatlerinin bölge insanının sosyal ve siyasal beklentilerine göre afişe edildiğini de herkes biliyor. Üstelik bu kentte 1.5 milyon insanın terör ve yoksulluğun girdabında yaşadığı, patlamaya hazır bir sosyal yapı olduğu ve en küçük hatanın bile suiistimal edilebileceği görmezden geliniyor. Diyarbakır ve çevre illere her hafta Avrupa ülkelerinden heyetlerin geldiği, kentin yurtdışındaki kimi grupların hazırladığı haritalarda Kürdistan olarak gösterildiği, Diyarbakır’ın ülkenin duyarlılıkları içinde sosyal ve siyasal açıdan öncelik içerdiği de göz ardı ediliyor. Sınırında Kürdistan devletinin kurulduğu bir coğrafyaya karşı daha dikkatli ve duyarlı olunmasını gerektiren başka bir dizi gerekçe daha bulunuyor. Bu gerçekler, söz konusu afişlerin birçok kentten önce Diyarbakır ‘Üniversiteler’ aynen geçti ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in bir kez daha görüşülmek üzere iade ettiği, yeni kurulan 15 üniversiteye kurucu rektör atanmasına ilişkin kanun aynen kabul edildi. Kanuna göre, yeni kurulan üniversitelerin kurucu rektörleri 2 yıl görev yapacak. YÖK Genel Kurulu, yasa yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 1 ay içinde 4’te 3 çoğunlukla 6 rektör adayı seçecek. Milli Eğitim Bakanı aday sayısını 3’e indirecek. YÖK’ün, aday belirleme işlemini bir ayda sonuçlandıramaması durumunda, Milli Eğitim Bakanı’nın belirleyeceği 3 aday Cumhurbaşkanı’na sunulacak. ve çevresine asılması gerektiğini zorunlu kılıyor. Başbakan’ın “Kurban olam ayına yıldızına” yazılı afişlerinin Güneydoğu kentlerine asılmamasını bu yüzden ciddi biçimde önemsemek, sıradan bir olay gibi algılamamak, ihmale, yetersizliğe ya da çeşitli lojistik aksaklıklara bağlamamak gerekiyor. Batı’ya yoğunlaştırılan afişler, Başbakan’ın zafiyet, ihmal, strateji hatası ya da takıyyesinin yol açtığı sıkıntıyı ne yazık ki örtmüyor. Erdoğan’ın, Baykal’ın saptamalarına ağza alınmayacak kelimelerle yanıt vermesi, AKP’yi haklı kılmıyor, bölgesel ayrımcılık iddialarını da çürütmüyor. Üstelik aklıselim düşünen herkes, DTP’nin etkin olduğu Diyarbakır ve diğer kentlere yönelik afiş ambargosunu bilinçli bir tavır, siyasal çekinge olarak algılıyor, Başbakan’ın saldırgan tavrını da suçüstü yakalanmaya bağlıyor. Takıyye afişlerinin filigranında Erdoğan ve AKP için dersler bulunuyor! ERDOĞAN’DAN KÖŞK MESAJI ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART Seçim barajı önerisi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ANAVATAN’lı Muzaffer Kurtulmuşoğlu, seçim barajının yüzde 7’ye düşürülmesi için yasa önerisi hazırladı.TBMM Başkanlığı’na sunulan Seçim Yasası ve Siyasi Partiler Yasası’nda değişiklik yapılmasına ilişkin yasa teklifinde, kanunda yer alan “Genel seçimlerde ülke genelinde, ara seçimlerde seçim yapılan çevrenin tümünde geçerli oyların yüzde 10’unu geçmeyen partiler milletvekili çıkaramazlar” ibaresindeki yüzde 10’luk barajın yüzde 7’ye düşürülmesi öngörülüyor. ‘Uzlaşmak zorunda değiliz’ ? Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP ile uzlaşma zorunluluklarının olmadığını belirten Erdoğan, baskın genel seçim yapılıp yapılmayacağı sorusuna, “Olabilir, bunu şartlar belirler” dedi. Erdoğan, Baykal’ın eşiyle ilgili sözleri eleştirilen Bakan Çubukçu’ya “görevini yaptığı için teşekkür ettiğini” söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın eşiyle ilgili sözleri nedeniyle tepki çeken Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’ya “teşekkür ettiğini” söyledi. Cumhurbaşkanlığı seçimleri konusunda CHP’yle uzlaşma aramayabileceklerinin mesajını veren Erdoğan, seçimin ardından bir baskın seçim yapılıp yapılmamasını da “şartların belirleyeceğini” söyledi. NTV’de katıldığı bir programda açıklamalarda bulunan Erdoğan, güncel konulara ilişkin soruları yanıtladı. Baykal ve diğer muhalefet liderlerinin, Cumhurbaşkanlığı tartışmalarıyla kendilerine bir “tuzak kurmak istediklerini” savunan Erdoğan, söz konusu makam için adaylarını Nisan 2007’den önce açıklamayacaklarını söyledi. Erdoğan, “Bunların çılgınlığı buradan geliyor” dedi. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP ile uzlaşma arayıp aramayacakları sorusuna Erdoğan, böyle bir “zorunluluklarının olmadığı” yanıtını verdi. Erdoğan, “Ben Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’yım, bana bu denli çirkin yaklaşımlar gösteren bir siyasi parti lideriyle nasıl uzlaşacaksınız?” dedi. kanı Nimet Çubukçu arasındaki polemiğin anımsatılarak Çubukçu’yu bu konuda uyarıp uyarmadığının sorulması üzerine de şöyle konuştu: “Polemiği başlatan Sayın Baykal’dır, Nimet Hanım ise kullanılan ifadelerden rencide olarak yapması gereken görevini yapmıştır. Bu çirkin soruya, yakışıksız soruya verdiği cevap sebebiyle ben kendisine sadece teşekkür ettim.” Kadından sorumlu bakan, nikâhsız yaşayan eşlerin şiddetten korunması için verilen önergeyi reddetti. Erdoğan’a ‘afiş’ soruları ? İSKENDERUN / MERSİN (Cumhuriyet) CHP’li Fuat Çay ve ANAVATAN’lı Hüseyin Özcan, Başbakan Tayyip Erdoğan’a, Kurban Bayramı nedeniyle billboard’lara asılan afişleri sordu. Çay, önergesinde afişlerin Hatay’da da asılmadığına dikkat çekerek “Hatay’ı ulusal duyguları zayıf bir il olarak mı görüyorsunuz’’ diye sordu. Özcan da, billboard’lardaki ilanların Bayrak Yasası’na uygunluğu ile milletin ortak değerleri üzerinden siyaset yapmanın etik olup olmadığı konusunda bilgi istedi. musakart@yahoo.com Yazarımız Hikmet Çetinkaya, ülke ekonomisi üzerinde oyun oynandığını söyledi ‘Tarım tasfiye ediliyor’ İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Gazetemiz Yazarı Hikmet Çetinkaya, ülke ekonomisi üzerinde oynanan oyunların en büyük bedelini tarım sektöründe çalışanların ödediğini belirterek “Tohum Yasası çıkarılıyor, kooperatif birlikleri tasfiye ediliyor. İktidar, Türkiye’nin önemli örgütlenmeleri olan kooperatifleri, dayatmalarla yanına çekmeye çalışıyor” dedi. Çetinkaya, tarım öğretiminin 161. yıldönümü kutlamaları kapsamında Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi tarafından düzenlenen “Tarikat Siyaset ve Tarım” konulu söyleşiye katıldı. Tarımın Türkiye’de önemli bir olgu olduğunu ancak yıllardır görmezden gelindiğini vurgulayan Çetinkaya, son yıllarda ise dışa bağımlı politikalar izlendiğini söyledi. Geçmiş dönemlerdeki siyasal partilerin yaptıkları yolsuzluklar nedeniyle halkın AKP’yi kurtarıcı olarak gördüğünü ve “Kasımpaşalı delikanlıyı” iktidar yaptığını anımsatan Çetinkaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye bir süreçten geçiyor. Oyunlar tezgâhlanıyor. TARİŞ, FİSKOBİRLİK, Antbirlik, Trakya Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri Birliği, Çukobirlik, Marmarabirlik gibi kooperatifler tasfiye edilmek isteniyor. Birlikler, üreticilerin içinde bulunduğu en büyük siyasal örgütlenmelerdir. Bunlar yok edilerek kendi yandaşlarının oluşturduğu birlikler kuruluyor. Bu siyasal örgütlenmeyi kendi yanlarına çekiyorlar. Baskı yaratılıyor. İtalya, İspanya, Yunanistan gibi ülkelerde tarıma inanılmaz destekler veriliyor. Ülke tarımının bu ülkelerin durumuna ulaşabilmesi için 20 milyar Avro’ya gereksinim var. Pamuk, zeytin üretimi desteklenmiyor. Kooperatifçilik sistemi yok ediliyor.” MİT 80. yaşını kutluyor ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MİT Müsteşarı Emre Taner, MİT’in 80. kuruluş yıldönümü nedeniyle dün bir resepsiyon düzenledi. Marmara Köşkü’nde düzenlenen resepsiyona, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, TBMM Başkanı Bülent Arınç, Başbakan Tayyip Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın yanı sıra bazı bakanlar ve kuvvet komutanları da katıldı. Basına kapalı olarak gerçekleştirilen resepsiyonda, Erdoğan bir konuşma yaptı. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 12 Eylül’ün meyveleri 12 Eylül’ün meyvelerinin olgunlaştığını, bu dönemin aydınları, emekçileri, bilim insanlarını yok edilerek Fethullahçı kadroların oluşturulduğuna da dikkat çeken Çetinkaya, “1972 seçiminde Turgut Özal’la tanışan Fethullah Gülen, Hisar Camii’nde vaaz verirken bugün Amerika’dan 5 milyar doları yönetiyor. ANAP’ın iktidar olmasıyla atağa kalkıyor. 1990’lı yıllarla birlikte televizyon kuruyor. Orta Asya’da okullar açıyor. Zaman gazetesini ‘ışık evlerinde’ yetişenler dağıtıyor. Bunlar AKP’li belediyeleri ele geçirerek bütün ihaleleri kendilerine çekiyor” dedi. Büyük Ortadoğu Projesi’nin 30 yıl önce hazırlandığını ve bugün uygulamaya geçildiğini kaydeden Çetinkaya, Irak’ta kukla bir mahkeme tarafından Saddam’ın idam edildiğini söyledi. Saddam’ın, Halepçe katliamının arkasındaki gücün Amerika olduğunu açıklayacağının anlaşılması üzerine idam edildiğini belirten Çetinkaya, idamın Müslümanlara mesaj niteliğinde olduğunu söyledi. Hikmet Çetinkaya. MHP LİDERİ BAHÇELİ HÜKÜMETE MEYDAN OKUDU Anavatan’dan Gül’e gensoru ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anavatan Partisi, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül hakkında “dış politikaları çıkmaza sokarak görevini kötüye kullandığı” gerekçesiyle gensoru önergesi vermeye hazırlanıyor. Anavatan Partisi Grup Başkanvekili Süleyman Sarıbaş, gensoru önergesini 16 Ocak Salı günü TBMM Başkanlığı’na sunacaklarını söyledi. Anavatan Partisi Grup Başkanvekili Süleyman Sarıbaş, dün TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Dışişleri Bakanı Gül hakkında gensoru önergesi hazırladıklarını açıkladı. Hükümetin izlediği dış politikayı eleştiren Sarıbaş, MİT’in “milli bütünlüğümüzün tehdit altında olduğu, acilen beklegör politikalarından vazgeçilmesi gerektiği” biçiminde açıklama yaptığına dikkat çekti. Bu görüşün istihbarat bilgilerinin değerlendirilmesi sonucunda ortaya çıktığını anlatan Sarıbaş, MİT’in hükümete ve Milli Güvenlik Kurulu’na sunduğu görüşün arkasında siyasi bir irade bulamadığı için kamuoyuna açıklama yapma ihtiyacı duyduğunu ifade etti. ‘Baskın seçim olabilir’ Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından bir baskın genel seçim yapılıp yapılmayacağı sorusuna da, “Olabilir, bunu şartlar belirler. Ama temmuzda parlamento tatile girecektir, parlamentonun tatile girmesi ne demek, seçim kampanyası başladı demektir. Türkiye’de ilk defa seçim zamanında yapılacaktır” yanıtını verdi. Erdoğan, Baykal ile Devlet Ba ‘İmralı canisi gibi konuşuyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal arasındaki bayraklıafiş tartışmasına MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de katıldı. Bahçeli, “Zaman zaman İmralı canisinin ağzıyla konuşan ve bölücülüğe siyasi cesaret kazandıran Başbakan’ın, şimdi ay yıldızlı bayrağın önünde resim çektirmesi ve bunu propaganda afişi olarak kullanması, ancak pankart ve pano milliyetçiliği olarak değerlendirilebilecektir” dedi. Bahçeli’nin değindiği konular ve görüşleri ana hatlarıyla şöyle: Yüce Divan’a göndereceğim: 57. hükümeti suçluyorlar ise Sayın Başbakan Bülent Ecevit Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. İkinci ortak, Yüce Divan’da sorgulanıp çıkmıştır, kala kala ben kaldım. Büyük çoğunlukları var, 353 milletvekilleri var, dokunulmazlık hakkım ortadan kalkmıştır, ihanet suçundan ve yabancılara toprak satışından dolayı beni Yüce Divan’a gönderebilirler bu imkân var. Göndermezlerse ben kendilerini kesin göndereceğim. Pankart ve pano milliyetçiliği: Milliyetçilik ülküsünün değerler sistemine yabancı olan, Türkiye’yi etnik kimlikler topluluğu olarak gören ve kurucu milli kimliği inkâr eden Başbakan’ın seçimler yaklaşınca söylem değiştirmesi, olsa olsa mevsimlik milliyetçilik özentisi olarak görülebilecektir. DHKP/C operasyonu ? İstanbul Haber Servisi DHKP/C örgütüne yönelik operasyonlar kapsamında Maltepe’de gözaltına alınan, örgütün Ortadoğu sorumlusu olduğu ileri sürülen Remzi U. ve Nalan B. yasadışı örgüt yöneticiliği yaptıkları iddiasıyla tutuklandı. CUMHURİYET 05 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear