28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 OCAK 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr TÜSİAD: 13 AKP İstanbul Milletvekili Yalçıntaş, Unakıtan’ın övündüğü banka özelleştirmelerinin sakıncalarına dikkat çekti Erteleme zaman kaybı Ekonomi Servisi Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), elektrik dağıtım ihalelerinin ertelenmesinin Türkiye’ye zaman kaybettirdiğini öne sürdü. TÜSİAD’dan yapılan yazılı açıklamada, “Bu ertelemeler, Türkiye enerji sektörünün geleceği açısından olduğu kadar, 2007 yılında izlenecek ekonomi politikaları açısından da ciddi tereddütler yaratmıştır. Bu durum özel sektörün enerji üretim yatırımları üzerinde de caydırıcı rol oynayacaktır’’ denildi. AKP’ de ‘özelleştirme’ çatlağı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP İstanbul Milletvekili Nevzat Yalçıntaş, Halkbank’ın özelleştirilmesine ilişkin yasaya karşı çıkarak, toptancı görüşle özelleştirme yapılmaması gerektiğine ve bankacılık sektöründen yabancıların payının yüzde 40’lara ulaştığına dikkat çekti. Finans sektörünün dış odakların eline geçeceğine vurgu yapan Yalçıntaş, hükümete “Sattıklarımızla değil, yaptıklarımızla övünelim, her şey para değil” uyarısında bulundu. Yalçıntaş, 70’li yıllardan sonra bütün dünyanın gündemine giren özelleştirmede, özellikle İngilte ? Nevzat Yalçıntaş, “Sattıklarımızla değil, yaptıklarımızla övünelim” dedi. Halkbank’ın özelleştirilmesine ilişkin yasaya karşı çıkan Yalçıntaş, “her şeyin para olmadığını” belirtti. re’nin başarılı olduğunu belirterek, “Ama Thatcher İngiltere’si, yani ekonomide muhafazakâr, liberal olan bir yerde özelleştirme yapılıyor” dedi. Türkiye’nin Turgut Özal döneminde özelleştirmeye girdiğini kaydeden Yalçıntaş, şunları söyledi: “O zaman geliştirme imkânları ele alındı. Kavramsal ve uygulamadaki aksaklıklar vardı. Bunların giderilebilmesi için meseleleri düşünerek, bilerek götürülmeye çalışıldı. Özelleştirme cerrahi bir müdahaledir. Çünkü Ahmet’in, Mehmet’in hazır fabrikası özelleştirilmiyor, devletin binlerce kişi çalıştıran ana sektörlerinden, demir çeliğinden tutun da petrolüne kadar, onlar özelleştiriliyor. O zaman cerrahın elindeki bisturi, o damarlarda bir şey yaparken ana atardamarları kesmemesi lazım. O yüzden yabancı şirketler, etüt safhasında çalıştırılır. Yabancı şirkete vermek diye bir önyargı yoktur. Şimdi hızlı gidiyor, fakat tamiri zor hatalar yapmamak, rizikoyu artırmamak şartıyla, kılı kırk yararak gitmek zorundayız.” “Toptancı görüş”le özelleştirme yapılmaması gerektiğini kaydeden Yalçıntaş, yabancıların bankacılık sektöründeki oranının seçim döneminde yüzde 50’lere varacağını belirterek, “Bu, finans sektörünün dış ekonomik odakların eline geçmesidir” dedi. Yabancı sermaye kuruluşlarının yalnızca kâra dönük zihniyetle çalışmadığını, kendi ülkelerinin ekonomik ve dış politika sistemlerinin de yürütücüleri olduğunu kaydeden Yalçıntaş, “Falanca bankayı biz Yunan sermayesine verdik. Oh ne âlâ, onlar çalışacak, biz çalışacağız, el ele vereceğiz. Hayır, kritik noktada o, Yunanistan’ın ve bizi çevreleyen diğer sorunların hallinde kendi lehlerine bir unsur olarak ortaya çıkacaktır” dedi. Bir süre sonra Ziraat Bankası’nın özelleştirilmesinin gündeme geleceğine dikkat çeken Yalçıntaş, bunun anayasanın sosyal niteliğine aykırı olduğunu, esnaf ve çiftçi gruplarına karşı devletin koruyucu kanatlarının Halkbank ile Ziraat Bankası olduğunu söyledi. Yalçıntaş, bu gruplara ucuz kredi verileceğine ilişkin açıklamaların da inandırıcılığının zor olduğunu kaydederek “Her şey para değil. Her şey birtakım insanlarımızın cebine girecek miktarların artması değil. Bu memlekette ne aç var, ne susuz var. Cenabıhak hepimizin rızkını veriyor, verecektir, kalbimiz o tarafa doğru yönelik olsun. Böyle satmakla değil, yapmakla övünelim” dedi. Bursalı sanayicilere göre ekonomi yönetiminin başarı notu ortayı geçmez Sanayici kriz bekliyor ? Merkez Bankası Başkanı Yılmaz’ın katıldığı toplantıda kur politikasının ihracatı cezalandırdığını vurgulayan BTSO Başkanı Celal Sönmez, 2007’de sanayicinin büyük bir kısmının “kriz” beklediğini söyledi. Ekonomi Servisi Kur politikasının ihracatı cezalandırdığını, ithalatı ise ödüllendirdiğini vurgulayan BTSO Başkanı Celal Sönmez, 2007’de sanayicinin büyük bir kısmının “kriz” beklediğini söyledi. Hükümete ve ekonomi yönetimine sanayicinin karnesinin genel olarak “orta”yı geçmediğinin altını çizen Sönmez, “2006’daki dalgalanmanın bir benzeri bu yıl da yaşanabilir” dedi. Sönmez, BTSO’nun hazırladığı Ekonomik ve Sosyal Durum Anketi 2006 Sonuçları hakkında şu bilgileri verdi: Hükümetin 2006 yılı performansını “çok iyi” bulanların oranı yüzde 10’da kalırken “başarısız” veya “orta” bulanların oranı yüzde 66.79’u buldu. Ankete katılan sanayicilerin 2006’da en çok sıkıntı çektiği alanların başında yüzde 37 ile “nakit sıkıntısı”, yüzde 26 ile “girdi maliyetlerindeki artış” ve yüzde 18 ile “piyasalardaki durgunluk” geldi. “2006’da faaliyette bulunduğunuz sektör dışında bir alana yatırım yaptınız mı” sorusuna iş dünyası yüzde 74 oranında “hayır” cevabını verdi. 2007’de yeni yatırım yapmayı düşünenlerin oranı yüzde 18’de kaldı. Sonuçlar, 2006’nın en gözde yatırım aracı olan YTL’ye olan güvenin de düştüğünü gözler önüne serdi. YTL ’nin 2007’de en iyi yatırım aracı olacağını düşünenlerin oranı sadece yüzde 6.5’te kaldı. Hükümetin bu yıl için belirlediği yüzde 5’lik büyüme hedefinin tutacağına inananların oranı yüzde 54 iken yüzde 4’lük enflasyon hedefinin tutmayacağını belirtenler yüzde 90’ları aştı. Hedefin tutacağına inananlar ise sadece yüzde 6. Ankete katılan sanayici ve işadamlarının yüzde 56’sı ise 2007 yılı içinde bir kriz bekliyor. Toplantıda söz alan işadamı Cavit Çağlar da MB’nin kur politikasını sert bir dille eleştirerek ekonomi yönetiminin faiz ve kur politikasını gözden geçirmesi Cavit gerektiğini söyledi. Çağlar Durmuş Yılmaz İstifa da bir yöntem ama... lirten Yılmaz, hüküEkonomi Servisi ? Yılmaz, “Enflasyonda hedefi metin elektrik özelleş(BURSA) 2006’da tutturmaktan sorumlu biziz ama… yıllık enflasyonun Bağımsızlığın bir bedeli olmalı. Dere tirmelerinde aldığı erteleme kararını, “Hüyüzde 5’lik hedefin geçilirken at değiştirilmemeli” dedi. kümetin elektrik oldukça üzerinde yüzde 9.65 olduğuna dikkat çe yılki yüzde 4’lük hedef çok özelleştirmelerindeki kararı, ken Merkez Bankası Başkanı iddialı görünüyor fakat biz yapısal reformlardan taviz Durmuş Yılmaz, “hesapvere bu sözü verdik. Tüm çaba değildir ve olmamalıdır. Faiz bilirlik açısından bu sapma mız bu yönde olacak” dedi. dışı fazla hedefi sağlandığı nın nedenlerini içeren ‘açık Yılmaz, “Yeni Zelanda’da ol sürece bu karar bizim açımektup’u en kısa zamanda duğu gibi hedef tutmazsa is mızdan problem değil. Sırf hükümete göndereceklerini” tifa eder misiniz” sorusunu bu karardan dolayı reformsöyledi. Bursa Ticaret ve Sana şöyle cevapladı: “Biz bu he ların aksadığını düşünmüyoyi Odası’nın (BTSO) düzenle defi tutturmaktan sorumlu rum. Hükümet reform sürediği “2007 Yılında Para Poli yuz. Fakat Merkez Bankası cinden vazgeçerse, bu yanlış tikaları” toplantısında konu bağımsızlığının bir bedeli ol olur” diye değerlendirdi. Seşan Yılmaz, enflasyon hedefle malı. İstifa da bir yöntem. çim ekonomisi konusundaki mesine erken geçildiğini dü Ama dere geçilirken at değiş endişelere katılmayan Yılmaz, “Uygulanırsa, elimizdeki tek şünmediklerini vurgulayarak tirilmemeli” dedi. Mali disiplin ve yapısal re araç olan kısa vadeli faiz “Yüzde 9.65’lik gerçekleşmeden memnun değiliz. So formlardan “kesinlikle” taviz oranları silahını kullanırız” rumlu aranıyorsa, biziz. Bu verilmemesi gerektiğini be diye konuştu. 11 aylık cari açık 30 milyar dolar Ekonomi Servisi Türkiye’nin kasım ayı cari işlemler açığı 3 milyar 152 milyon dolara kadar yükseldi. Kasımdaki bu yüksek açıkla birlikte ocakkasım dönemindeki toplam açık yüzde 54.3 artışla 29 milyar 915 milyon dolara kadar çıktı. Cari açık 2005’in aynı döneminde 2.6 milyar dolar düzeyindeydi. Merkez Bankası verilerine göre, cari açıktaki artışta dış ticaret açığının bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 7.7 oranında artarak 3.1 milyar dolara ulaşması, yatırım geliri dengesinin yüzde 49.1 artışla 750 milyon dolar açık vermesi ve hizmetler dengesindeki fazlanın da yüzde 24.2 azalarak 478 milyon dolara düşmesi etkili oldu. M A L İ Y E Y A Ş A M I N D A N / M U S T A F A P A M U K O Ğ L U yani ülkemiz insanına katkıda bulunacak eğitici yarışmalar. Bunlar acaba izlenme rekorları kırar mı, çok zor. Ama bir yerden başlamak, halkın kalite konusunda duyarlılığını artırmak zorundayız. Aksi halde Hasret türkü söylerken ve biz de “Bu ülke seninle gurur duyuyor” derken “..cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir”. O zaman Mustafa Kemal’e kulak vermekten başka bir yolumuz yok.. “..Ey Türk istikbalinin evladı! İşte; bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen; Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.” NOT: Sayın Mustafa Pamukoğlu’nun yazıları bundan sonra salı günleri yayınlanacaktır. Geçen pazar starda yayımlanan “Popstar Aluturka” yarışmasının finalini izledim. Bu yarışmada finalistlerin bulunduğu illerdeki destekleyicilerinin zor şartları umursamadan altıyedi saat böyle bir yarışmaya katılmalarına ve bu programın reyting rekorları kırmasına, halkımızın yarışmacı ruhuna şaşırdım kaldım. Hele Meclis’te yasa görüşmelerine katılan milletvekili sayısının ne kadar az olduğunu düşünürsek, milletvekillerinden birinin bu yarışma heyecanını halkıyla beraber yaşamasına da bayağı duygulandım. Programa baktığınızda, her tarafında paranın egemenliği var. Katılan jüri üyeleri kendilerini gündemde tutuyor ve albümlerini tanıtıyorlar. Program süresince yedi sekiz defa reklama giriliyor ve yaklaşık yetmiş, seksen dakika reklam sürüyor. Yarışmacıya ödül, ödülden alınacak vergiler, jüri üyelerinin giyim ve kuşamları ve rey TV Popstar Yarışmaları ve Milletin Coşkusu tingin diğer ekonomik avantajlarını da katarsak büyük canlı ekonomi, ve tabii ki yarışmaya katılmak isteyenlerde yaratılan umut ve hayaller. Halkın ülke meselelerine kafa yormamasına veya sorunlardan uzaklaşmasına yardım eden antibiyotik bir faydası dışında paranın cirit attığı bu programla ülkeye katkı sıfır. Bu yarışmayı halktan yetenekli birilerinin ses güzelliği ve şarkıyı daha iyi okuma yarışması olarak da addedebiliriz. Yarışma format olarak çok başarılı. Bazı olumlu etkilerini de kabul etmek gerekir. Eski bestecileri, ses sanatçılarını ve şarkıları anımsatması hoş oluyor. Ama o kadar. Konservatuvarda eğtim gören yüzlerce yetenek, radyolarda çalışan, yıllarca sıkı eğitimden geçmiş sanatçılar ve sanatçı adaylarını tanıyan yok, veya onların tanıtımı için uğraşan yok. Bu yarışmayla şu sonuca ulaşmak mümkün: Halkımız yarışmayı seviyor. O zaman ülke meselelerini tartışmak, ekonomik kurtuluş savaşını gerçekleştirmek, ülkeyi dimdik ayakta tutabilmenin yollarını aramak için “ulusal coşkuyu yaratacak yarışmalar” düzenlesek nasıl olur? “Söylev’i en iyi yorumlayan genç yarışması”, “Türkiye bütçesini en iyi analiz eden genç ekonomist yarışması”, “Nâzım Hikmet’in şiirlerini en iyi okuma yarışması”, “Kuvayı Milliye ruhunu en iyi yansıtacak genç yarışması”, “Keşifler yarışması” gibi yarışmalar, pamukm?superonline.com CUMHURİYET 13 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear