02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 OCAK 2007 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 Yeni yıl cinayetinde tutuklama İstanbul Haber Servisi Taksim’deki yeni yıl kutlamaları sırasında başına gelen kurşunla ağır yaralanan ve hastanede ölen üniversite öğrencisi Adem Doğan’ın (20) ölümüyle ilgili gözaltına alınan 3 kişiden ikisi tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edildi. Güvenlik kameralarını inceleyen İstanbul Organize Suçlar Şube Müdürlüğü ekipleri, olay sırasında havaya ateş eden Y.T’yi (26) belirledi. Y.T’nin yanındaki kız arkadaşı R.A. ve silahı gizleyen R.T. gözaltına alındı. Emniyetteki sorgularının ardından Y.T. adam öldürmek ve kokain kullanmak, R.A da suçluyu gizlemek ve kokain kullanmak suçlarından mahkemeye sevk edildi. Y.T mahkeme tarafından tutuklanırken kız arkadaşı R. A. ise başka bir suçtan arandığı gerekçesiyle emniyete geri götürüldü. SÖZ ÇİZGİNİN Turhan Selçuk GENİŞ AÇI HİKMET BİLA Günaydın... Kerkük Gündemin gerisinden gitmek (bazen üçdört yıl), Türkiye’de, yönetimin, istihbaratın, hatta medyanın ortak özelliği oldu galiba. Son günlerde Kerkük’le yatıp Kerkük’le kalkmaya başladık. Başbakan, “Oldubittiye izin vermeyiz” deyince konu daha da alevlendi. Bu yıl, Kerkük’te referandum yılı. Daha doğrusu Kürtlerin Kerkük’e el koyma yılı. Hemen her gün gazetelerde haberler okuyoruz. Bakınız neler yapmışlar: Irak’ın kuzeyinden aileleriyle birlikte 600 bin Kürt Kerkük’e getirilerek seçmen kayıtları yapılmış. Kürt ailelere Kerkük’e gitmeleri için 1020 bin dolar para teklif edilmiş. Üstelik, Kerkük’e yerleştirilenlerin çok büyük çoğunluğu, Saddam döneminde buradan uzaklaştırılanlar değilmiş. Saddam’ın Kerkük’ten göçe zorladığı Kürt, Arap, Türkmen sayısı yaklaşık 12 bin iken bu kente getirilen Kürt sayısı 600 bin. Kuzey’den getirilen Kürtler, Kerkük stadyumunun içinde ve kenarında kurulan çadır köylerde barındırılıyormuş. Saddam döneminde Kerkük’teki askeri lojmanlara da silahlı peşmergeler aileleriyle birlikte yerleştirilmiş. Kerkük’teki nüfus ve tapu müdürlükleri de Kürtlerin eline geçmiş. Kerkük’ü diğer illere bağlayan yollar üzerinde yeni konut alanları inşa edilmiş ve buralara da kuzeyden getirtilen aileler yerleştirilmiş. ? Peki bütün bunlar ne zaman olmuş? Medyamızda haberlerin sunuluş biçimine bakılırsa, sanki son bir haftaon günlük olay gibi algılamanız mümkündür. Oysa, Kerkük’ün Kürtleştirilmesi operasyonu, Irak savaşının başladığı Mart 2003’te, hemen o dakikada uygulamaya konuldu ve büyük ölçüde 2003 ve 2004 yıllarında tamamlandı. Şimdi yapılan bir şey varsa, cilası... O sıralarda, bu köşede bile (tabii yabancı basında yer alan rapor ve haberler hatırlatılarak) yaklaşan tehlikeye dikkat çekilmişti. Sadece Kuzey Irak’tan değil, İran’dan, dünyanın diğer bölgelerinden bile Kerkük’e ‘seçmen’ yığılıyordu. Üstelik, Kerkük’ün patlamaya hazır bomba haline getirildiğini görmek için, özel gözlemlere, raporlara da gerek yoktu. Amerikan güçleri Bağdat’a ilerlerken, Kerkük’teki özel görevli Kürtlerin, bakkal yağmasından önce nüfus idarelerini yağmaladığı, televizyonlarda görülüyordu. Koltuklarının altında nüfus dosyaları olan peşmergeler, televizyon kameralarına keyifli keyifli pozlar veriyorlardı. Arşivlerde bu görüntüler hâlâ duruyor. Bu görüntüler neyin habercisiydi? ? Bütün bu süreci sadece seyreden Türkiye, şimdi, her şey olup bittikten sonra mı uyandı? Irak’ta bugün ciddi aktörler var. Amerika, İngiltere, İran, Talabani, Barzani gibi... Gerisi ciddi seyirci... Yakında, tıpkı ‘terörle mücadele’de olduğu gibi, Kerkük konusunda da bir ‘koordinatörlük’ kurulup konu alt komisyona havale edilirse şaşmamak gerek. [email protected] MEDYA’NIN GÖRÜNTÜSÜ GİDEREK BOZULUYOR.. Muhabire saldırıya 25 yıl ‘Krikoyla darp’ davasını yeni TCK uyarınca tekrar ele alan mahkeme heyeti dosyayı karara bağladı İstanbul Haber Servisi Milliyet gazetesi muhabiri Haluk Atalay ile servis şoförü İlkay Söyleyici’nin krikoyla darp edilmesine ilişkin davayı yeni TCK uyarınca tekrar ele alan mahkeme, sanık Ahmet Oruç’u 25 yıl hapis cezasına çarptırdı. İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün yapılan duruşmaya Ahmet Oruç da katıldı. Mahkeme heyeti, sanığın, 12 Kasım 2002 tarihinde “kasten adam öldürmeye teşebbüs’’ suçundan 26 yıl 8 ay ağır hapis cezasına çarptırıldığını anımsatarak sanığın eyleminin yeni TCK’de 81, 35 ve 62. maddelerde düzenlendiğini belirtti. Ahmet Oruç’u, Atalay ve Söyleyici’yi öldürmeye teşebbüs ettiği gerekçesiyle yeni TCK uyarınca toplam 25 yıl hapis cezasına çarptıran mahkeme heyeti, sanık hakkındaki infazın yerine getirilmesine devam edilmesini hükme bağladı. Ahmet Oruç hakkındaki dava, “adam yaralamak’’ suçundan İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılmıştı. Ancak, bu mahkeme, 30 Ekim 2000 tarihinde, sanığın, mağdurları hayati tehlikeye maruz kalacak şekilde hayati bölgelerden yaralamış olması, tanık beyanları ve doktor raporları dikkate alındığında suç vasfının “kasten adam öldürmeye tam teşebbüs’’ olduğu kanaatine vararak dosyayı İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermişti. zmir Devlet Opera ve BaleTartışılan opera İzmir’de İ si (İZDOB), peygamberlerin kesik başlarının yer aldığı gerekçesiyle Almanya’da tartışmalara neden olan “Idomeneo” operasının Türkiye prömiyerini yarın yapacak. Ünlü besteci Mozart’ın “en sevdiğim operam” dediği, üç perdelik eser Elhamra Sahnesi’nde 20.00’de sahnelenecek. İZDOB Müdürü Alparslan Mater, eseri aslına uygun biçimde sahneleyeceklerini kaydetti. Orkestra şefliğini İZDOB Müzik Direktörü Winfried Müller’in üstlendiği operanın rejisörlüğünü Mehmet Ergüven yapıyor. (AA) KAMU ALACAKLARI NEDENİYLE MİTİNG YAPACAKLAR Eczacıların isyanı İstanbul Haber Servisi İstanbul Eczacı Odası, ilaç, eczacılık ve sağlık alanında izlenen yanlış politikalar nedeniyle Türkiye’den de çeşitli illerden eczacıların da katılımıyla 14 Ocak Pazar günü Kadıköy Meydanı’nda miting düzenleyecek. İstanbul Eczacı Odası Başkanı Zafer Kaplan, 2006 yılı itibarıyla Türkiye’deki eczacıların 350400 milyon YTL kamudan alacağının olduğunu, İstanbul’da ise 70’i aşkın eczanenin kapandığını ve eczacıların ekonomik olarak zorluklarla karşı karşıya olduğunu, bu nedenle mitinge gittiklerini söyledi. Miting öncesinde İstanbul Eczacı Odası’nda dün düzenlenen basın toplantısında konuşan Kaplan, son 3 yıldır eczacılık ve sağlık alanında izlenen yanlış politikalar nedeniyle sektörün olumsuz etkilendiğini ve eczacıların zor günler yaşadığını belirterek, “Büyük Eczacı Mitingi’’ düzenleyeceklerini söyledi. Kaplan, ilaç ve dağıtım tekellerini gözeten düzenlemelerin, ilaç fiyat kararnamelerinin, gününde yapılmayan ödemelerin, haksız kesintilerin eczacıları zor durumda bıraktığını söyledi. Türk Eczacıları Birliği’nin (TEB)’ mitinge destek vermediğini de ifade eden Kaplan, “TEB siyasi iktidarın dümen suyundadır. TEB izlediği politika nedeniyle mitinge destek vermiyor” dedi. Mitinge Bursa, Edirne, Balıkesir, Eskişehir, İzmir’in de aralarında bulunduğu 18 ilden odaların, Ankara ve Adana’nın da yer aldığı 6 ilden ise eczacıların katılacağı bildirildi. CUMHURİYET 03 CMYK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear