24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 30 MAYIS 2006 SALI 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB PB PB PB A A A A PB 25 31 31 31 32 34 37 33 27 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB PB PB PB A A A A A 24 25 24 26 29 30 28 24 31 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars A A A A A A A A PB 35 30 29 32 27 32 24 22 20 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurtta yağış beklenmiyor. Yurdun kuzey kesimleri parçalı bulutlu, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı tüm yurtta hissedilir derecede artacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Y 15 Helsinki Y 12 Stockholm Y 15 Londra Y 14 Amsterdam Y 14 Brüksel Y 12 Paris Y 17 Bonn PB 13 Münih Y 13 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih B Y PB Y PB PB A A Y 17 21 33 17 21 27 28 29 15 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı Y PB PB PB A PB A A A 20 37 32 33 21 31 29 33 37 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCELCÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada maları ‘‘tavsiye’’ imiş. Kasımpaşalılık taslayan bu hükümet; IMF falan sallamaz görünür ve ama IMF dayatmalarını bal gibi sineye çeker, bir güzel sindirir, halka seslenirken dayatmaları tavsiyeye dönüştürür. Sanki bu ülkenin halkı IMF adı geçince mutlaka yeni zamların peş peşe sökün edeceğini bilmezmiş gibi... IMF sağlık hizmetlerinde fazla müsrif davrandığını hükümete bildirdi. Açığı kapatmasını tavsiye etmedi, dayattı. Ardından kimi ilaçlar ortadan yok oldu. Neredeyse yüzde 65’i vergiye giden akaryakıt fiyatlarına zam teşrif etti. Yahu, siz kimi kandırmaya çalışıyorsunuz, kimi? Her şeyi gördüğüne, bildiğine inandığınız Allah’ı mı? ??? Laik Cumhuriyete ve onun yasal koruyucularına yöneltilen kanlı saldırıyı başka yönlere çevirmek, hükümetin sorumluluğunu başkalarına yüklemek için ‘‘İhanet çetesi çökertildi’’ diye günlerce ortada gezinen bir Başbakan; derin devlet, derin komplo martavallarının altında kaldığını anladığından beri dut yemiş bülbül! Hafta sonu her derde devadan gayrı her şeyin bulunduğu nutuklarında çete ve çökertildiğine dair bir sözcük, bir cümle... Hiçbir şey yok. Hazırlık soruşturmalarını açıklayanların 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılacağını gösteren yasa maddesini anımsatan eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu; ‘‘Ben şimdiye kadar hiçbir hazırlık soruşturmasında ‘dışarıya’ bu denli bilgi servisinin yapıldığını ve soruşturmanın dışında olması gereken kişilerin soruşturmanın içinde yer aldığını görmedim’’ diyor. Kanadoğlu’na göre, ‘‘Yargı bir yana bırakılmış, soruşturmayı yürütme (hükümet) üstlenmiş’’. Başbakan, başbakan yardımcıları olayın içinde. RTE bağırarak açıklıyor: ‘‘Çözülme başladııı. Halkalar teker teker ortaya çıkıyorrr. Susurluk, belki Küre ve Sauna bağlantıları ortaya çıkacak. Bazı ilintiler varrr!’’ ??? Neye dayanıyor bu savlar? Eski bir yüzbaşı Muzaffer Tekin sorgulanıyor. Onun şu paşa, Susurluk olayında sorumlu görünen bu kişi ile resimleri... Manşetler: ‘‘Susurluk’la kol kola’’. Haydaaa! Tutabilirsen tut hükümetle el ele vermiş medyanın derin devletten derin komplo saptamalarına kadar çeşit çeşit senaryoları gerçek gibi yansıtma çabasını, sıkıysa önle! Bir hafta on gün dehşetengiz serüvenlerle kamuoyunun zihnini çalkala, hükümetin kendini aklamaya çabalayan sistematik çabalara arka çık. Sonra? Muzaffer Tekin’i mahkeme tutuklamayıp serbest bırakınca... Manşet: ‘‘Derin komplo çöktü’’... Buyrun cenaze namazına! RTE susuyor, medya susuyor. Dünün üzerine tutunacakları yeni bir dal buluncaya kadar susacaklar. Ne Kıbrıs, ne AB... IMF dayatmaları, Atina’dan sözde dostluk davranışlarındaki değişim işaretleri... İşsizlik, açlık sınırında 20 milyon... Laik Cumhuriyete yönelik siyasal ve silahlı saldırılar... Dinsel kıvırmaların dışında hiçbir şey... Ama hiçbir şey umurlarında bile değil. Orhan Veli, bugünlere yadigâr, ‘‘Bir elinde cımbız/bir elinde ayna/umurunda mı dünya’’ dizelerini acaba kimin için, kimleri düşünerek yazmıştı? ‘AKP tuzdu, tuz koktu’ ? Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ahhütte bulunmuş ve geniş halk kitlelerinden bu söylemlerinden dolayı önemli bir destek almıştır. Ancak ilerleyen süreçte yolsuzluk konusundaki tavır zamanla kararlılığını kaybettiği gibi parti yöneticileri ile ilgili çok önemli bilgi ve belgeler ortaya konularak yolsuzlukla ilgili iddia ve isnatlar başlamıştır. Bakanlarla ilgili gensorular verilmiştir. Parti olarak bu süreçte diğer iktidarların hatası tekrarlanarak konu üzerinde parti içi bir denetim mekanizması işletme yerine sayısal çoğunluk kullanarak toptan ret psikolojisi ile ‘‘muhalefet hükümeti yıpratmak istiyor’’ mantığıyla gensoruların reddedilmesi sağlanmıştır. ‘‘Ya iddia edilen şeyler doğruysa’’ ihtimali hiç değerlendirilmemiştir. Bu yaklaşım, parti mensupları ve teşkilatları ‘‘Ne yapılırsa yapılsın iktidar gücüyle bunu reddederiz’’ rahatlığına sevk etmiş, bu durum ilerleyen zamanda birçok bakanlık ve taşra kuruluşlarında yolsuzluk iddialarının artmasına neden olmuştur. AKP yönetimi, yolsuzlukların üzerine kararlılıkla gitme yerine iddia ve isnatları mini mize etme, olayları iftira gibi görme ve zamana yayma eğilimine yönelmiştir. Yolsuzlukla mücadelede halkın beklediği sonuç alıcı, teşhir edici çalışma bir türlü yapılamamıştır. AKP’nin başlangıçta halka verdiği yolsuzlukla mücadele sözü unutulmuş, sanki bu söz hiç verilmemiş gibi bir tavır içine girilmiştir. Yolsuzlukla ilgili bilgi ve belge ortaya koyan kişilere suçlu gözüyle bakılarak bunların ortaya koyduğu bilgi ve belgeleri görmezlikten gelmeye, kişilere de muhalif gözüyle bakılmaya başlanmıştır. Üzülerek söylemek durumandayım ki AKP için bu bir dönüm noktası olmuştur. Adeta ‘‘yolsuzlukla mücadele etme’’ yerine ‘‘yolsuzlukla mücadele edenle mücadele edilir’’ hale gelinmiştir. Bir siyaset bilimcisi, ‘‘iktidar bozar, mutlak iktidar mutlaka bozar’’ demektedir. Bu sözün doğruluğu AKP için de geçerli olmuştur. Yolsuzlukları bildiren, belgeleyen, tedbir alınmasını isteyenin baskı altına alındığı, tavır konulduğu, bununla da yetinilmeyip şahsımda olduğu gibi tedbirli olarak partiden kesin ihracımın istendiği bir yıldırma, bundan sonra bilgi ve belge ortaya koyma ni yetinde olanları sindirme, terbiye etme metotlarına yönelinmiştir. Yolsuzluk toplumun değerlerini yok eden, ülke kaynaklarını tüketen, toplu mücadele gerektiren çok önemli bir hastalıktır. Bu millet AKP’ye oy verirken tuz nazarıyla bakmıştır. Ama maalesef tuz da kokmaya başlamıştır. Hatay’daki ‘‘Ali Dibo’’ düzeni çerçevesinde rol alan konumu ne olursa olsun partililerin yaptıklarını teşhir etmek bir milletvekili olarak benim en büyük sorumluluğumdur. Ettiğim yeminin gereğidir. AKP ispat istedi AKP Grup Başkanvekili Eyüp Fatsa, gazetecilerin Fuat Geçen’in eleştirileriyle ilgili soruları üzerine, iddia sahibinin iddialarını ispatlamakla mükellef olduğunu belirterek ‘‘Sayın Geçen’in ifade ettiği iddialar, onların doğru olduğunu göstermez. Gazetelerde çıkan ve tekzip edilen iddialardır. Yeni bir iddia, belge ve bilgi söz konusu değildir. Varsa belge ve bilgi, bunların hangi platformlarda paylaşılacağının yolları bellidir’’ diye konuştu. Çiçek ‘çete’ demedi Bakanlar Kurulu’nun ardından Danıştay saldırısıyla ilgili açıklama yapan Adalet Bakanı, Başbakan’ın aksine ‘çete’ kelimesini kullanmamaya çalıştı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay’a yönelik saldırının ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘‘Saldırının arkasından bir ihanet çetesi çıktı’’ sözlerinin tersine Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, ‘‘çete’’ kelimesini kullanmamaya özen gösterdi. Çiçek, ‘‘İddianame tanzim edildiğinde bunun ne anlama geldiğini hep beraber göreceğiz. Onun için biraz sabırla bekleyelim’’ dedi. Çiçek, basına da eleştirilerde bulundu. Bakanlar Kurulu’nun ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Çiçek, Erdoğan’ın ve bakanların Danıştay saldırısının ardından yaptığı açıklamalar anımsatılarak ‘‘Bu konuyla ilgili hükümetin çete ve örgüt tanımıyla ilgili kafa karışıklığı mı var’’ sorusu üzerine, böyle bir durumun söz konusu olmadığını söyledi. Bu tür açıklamaları yaparken hukuki kavramlar kullanmaya çalıştıklarını anlatan Çiçek, ‘‘Çete ne anlama gelir, örgüt ne anlama gelir? Bu bizim ceza hukukumuzda açık olarak tanımlanmıştır’’ dedi. Saldırının ardından ‘‘konunun aydınlatılması için demokratik sabır istediğini’’ anımsatan Çiçek, ‘‘Ama benim bu konuşmam, sizin Çiçek, ‘‘Bununla varılmak istenen, verilmek istenen mesaj, ‘Türkiye’de bu hükümet, bunu sağlayamıyor, şunu sağlayamıyor’ tarzındaki bir mesajın verilmesidir’’ dedi. Çiçek, bir gazetecinin ‘‘Siz şu aşamada olayla ilgili olarak çete kelimesini telaffuz edebiliyor musunuz?’’ sorusu üzerine, şunları kaydetti: ‘‘Terörle mücadele yasası açısından bir örgüt olabilmesi için 2’den ziyade kişidir, Ceza Yasası’nda da 3 ve daha fazla kişi demektedir. Bu açıdan bakıldığında önümüzdeki günlerde, savcılarımız çalışıyor, güvenlik birimleri çalışıyor. İddianame tanzim edildiğinde bunun ne anlama geldiğini hep beraber göreceğiz. Onun için biraz sabırla bekleyelim.’’ cisini bile hiçe sayarız... İslamcı holdinglerin kazığını yemişsen, bizi ilgilendirmez. Git hakkını başka yerde ara... Her ne kadar Erdoğan, bu tür izlenimleri silmek için ‘‘Ben 73 milyonun başbakanıyım’’ diyorsa da, gerçek değişmiyor. Başbakan, ‘‘Türbanlı bir kadın zarar gördüğünü, güçlükle karşılaştığını söylüyorsa, kesinlikle haklıdır’’ saplantısında olduğu için daha Alman yurttaşı Türk’ün derdini tam anlamadan Büyükelçi Mehmet Ali İrtemçelik’e döndü. İrtemçelik gerçeği anlatmaya çalışırken salondan yuh sesleri yükseldi. Neden? Başbakan, İrtemçelik’i öylesine dışladı ve yalnızlaştırdı ki, salon mesajı aldı! Bir bakıma Büyükelçi’nin yuhalanmasını azmettirdi. İşte, böylesi saldırılarda AKP’nin oluşturduğu iklimden söz etmemizin nedeni bu... ??? AKP’zade türbancılardan AKP’zedelere geçelim... Her kim ki, Almanya’ya gider, Türklerin düzenlediği bir toplantıya katılır; o salonda mutlaka bir yeşil sermaye mağduru vardır. Kimi sakallıdır, ‘‘hacı amca’’ diye hitap edesiniz gelir... Kimi gençten, düzgün giyimlidir, ‘‘Kandık bir kere’’ diye başlar... Kimi tipik bir Anadolu ailesidir; ağzınızdan çıkan her sözü bir umut ışığı gibi dinler... Başbakan görmek istemese de, ‘‘Paraları verirken bana mı sordunuz’’ dese de, işin peşini bırakmayanları ‘‘sahtekâr’’ ilan etmeye girişse de, bu bir gerçek. Öylesine acı bir gerçek ki; insan o kazıkları yiyenleri dinlerken, ‘‘Parayı toplayanlar haydi Almanya yasalarından korkmadı, Türk yasalarını zaten taktıkları yok, Tanrı babadan da mı korkmadı’’ diye düşünür! Meclis’te CHP’nin girişimleriyle bu konuda bir araştırma komisyonu kuruldu. Komisyon çalışmasına 10 Mayıs 2005’te başladı. Almanya, Avusturya, Belçika, Hollanda’da insanlarımızı dinledi. 263 sayfalık bir rapor hazırladı. O rapor ve eklerinden 2 roman, 1 senaryo, 2 acıklı güldürü tiyatro oyunu çıkar! İnsanlarımızın saflığına mı yanarsın... Kolay yoldan para kazananların uyanıklığına mı şaşarsın... Rapora göre, 5 ila 8 milyar doları aşkın paranın döndüğü yeşil sermaye olayında en çok holding 1997 ile 2000 yılı arasında kurulmuş. Yani ErbakanErdoğan çizgisinin iktidarı zorladığı dönemde. O paralar ve o paraları toplayanlar şimdi nerede? Bir bölümü AKP çizgisinde siyasete atıldı. Bir bölümü de bu işten bir şey çıkmayacağına inandığı için yeni ‘‘atılımlar’’ nasıl yapılır, onu araştırıyor! ??? AKP’zedelere bir de AKP’li eklendi; AKP Hatay Milletvekili Fuat Geçen! Geçen, Hatay’da yaşanan yolsuzlukların temelinde AKP’nin bu ildeki yöneticilerinin olduğunu söyleyince kıyamet koptu. Kesin ihraç istemiyle Müşterek Disiplin Kurulu’na sevk edildi. Geçen savunmasını yazılı verdi. Sert ifadelerinden biri şu: ‘‘AKP, yolsuzlukla mücadele edenlerle mücadele ediyor. Tuz kokmaya başladı...’’ Şimdi sorsak AKP Hatay örgütüne: Tuz koktu diyorlar, doğru mu? ‘‘Hangi tuz?..’’ O tuz! ‘‘Otuz olmaz, kırk isteriz!’’ ankcum?cumhuriyet.com.tr Çiçek, Bakanlar Kurulu’nun ardından açıklama yaptı. (Fotoğraf:AA) IŞIL ÖZGENTÜRK Seks ve futbol ? Baştarafı Arka Sayfada bu Blatter, iki yıl önce kadın futbolcuların maçlarına reklam verenlerin ilgisinin artması için kadın futbolcuların ‘‘daha açık ve kadınsı formalar, daha dar şortlar’’ giymelerini önermiş. Bak sen, demek FIFA’nın görevleri ve sorumlulukları duruma göre değişiyor. Almanya’nın elliden fazla kadın örgütünü temsil eden Alman Ulusal Kadın Konseyi Deutscher Frauenrat’ın sözcüsü, kupa çerçevesinde artması beklenen kadın ticareti ve zorla fuhuş konularında özellikle bilgilendirme kampanyaları için futbolculardan destek istemiş. Konsey Başkanı Henny Engels futbolculara şöyle seslenmiş: ‘‘Siz birçok erkek için örneksiniz ve bazen sözleriniz politikacıların sözlerinden daha fazla önem taşıyor. O yüzden sizden kamuoyunun önüne çıkıp, ‘gerçek’ erkeklerin insan ticaretine ve zorla fuhuşa karşı olduğunuzu söylemenizi rica ediyorum.’’ Şimdiye kadar sadece İngiliz takımı Arsenal’ın kalecisi Jens Lehmann’dan yanıt gelmiş. Lehmann, ‘‘Konuyu arkadaşlarıma açacağım’’ demekle yetinmiş. Franz Beckenbauer, Oliver Kahn gibi efsanevi futbolcular sessizliklerini koruyorlarmış. Vay canına, bilirdik ama bir kez daha öğrendik, nerede futbol varsa orada ağır bir seks var. Bu bilgiler için Bianet (Günlük Bülten ) yazarı Ayşe Sargın’a teşekkürler. 3.5 milyon taraftar, halihazırda iş yapanlar ve geleceklerle birlikte 100 bin civarında seks işçisi ve çoğu kaçak. Bu dünya çok ilginç bir yer. Ne dersiniz? isilozgenturk@superonline.com bakımınızdan haber değeri olmadı. Kaldı ki siz, çok da hijyenik olmayan bilgileri, filtre edilmemiş bilgileri almayı tercih ettiniz’’ diye konuştu. Güvenlik güçlerinin emniyete davet ettiği kişilerin çok değişik nedenlerle çağrıldığını anlatan Çiçek, ‘‘Bütün bunların sonucunda bir kuvvetli şüphe söz konusu olacak ki, o iddianamenin konusu olacak, davanın konusu olacak. Birkaç günlük demok ratik sabır derken benim söylemek istediğim şey anayasadaki gözaltı süresidir’’ dedi. Çiçek, bu sürenin sonunda kişinin ya serbest bırakılacağını ya da savcılığa gönderileceğini anlattı. Hâkim ve savcılara zam Toplantıda Hâkimler ve Savcılar Yasası’nda değişiklik öngören yasa tasarısının gündeme geldiğini söyleyen Çiçek, tasarının hâkim ve savcıların özlük haklarının iyileştirilmesini öngördüğünü belirtti. Çiçek, yapılması planlanan zam oranlarını açıklamadı. Çiçek, Adalet Komisyonu’nda bulunan TMY tasarısının haziran sonuna kadar genel kuruldan geçirileceğini bildirdi. ‘Müzakereler 12 Haziran’da’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) ABHaber.com internet sitesi, AB’nin Türkiye ile 12 Haziran’da müzakerelere başlama kararı alacağını duyurdu. Brüksel’den yayın yapan sitenin edindiği bilgiye göre son anda bir pürüz çıkmazsa 12 Haziran’da Lüksemburg’da yapılacak AB Dışişleri Bakanları Konsey Toplantısı’nda Türkiye ile müzakerelere başlama kararı alınacak. ‘Birlikte göreceğiz’ Başbakan ve bazı bakanların saldırının aslında hükümete yapıldığı yönündeki sözlerinin anımsatılması üzerine Çiçek, bu tespitin doğru olduğunu söyledi. Teröre karşı koordinasyon ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakanlık’a, terörle mücadele konusunda görevli kuruluşlar arasında koordinasyon sağlama görevi veren yasayı onayladı. Yasaya göre, Güvenlik İşleri Başkanlığı kaldırılarak yerine Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğü kurulacak. Genel Müdürlük, Başbakanlık’ın, güvenlik ve terörle mücadele konusunda görevli kuruluşlarla ilişkilerini yürütecek. Cumhurbaşkanı Sezer, Berlin Büyükelçisi’ne destek verdi TBMM BAŞKANI ARINÇ: İrtemçelik istifa etmiyor BAHADIR SELİM DİLEK 4 kişiye 29’ar bin YTL ? ANKARA (AA) On Numara Oyunu’nunda, 10 bilen 4 kişi 29 bin 623 YTL 5’er YKr kazandı. Kazanan numaraların; 4, 6, 10, 15, 16, 25, 27, 33, 34, 37, 43, 47, 53, 55, 57, 58, 60, 61, 68, 69, 75 ve 78 olarak belirlendiği çekilişte, 9 bilenler bin 863 YTL 25’er YKr, 8 bilenleri 96’şar YTL, 7 bilenler 11 YTL 10’ar Ykr, 6 bilenler 1 YTL 55’er YKr, hiçbir numarayı doğru tahmin edemeyenler 1 YTL 15’er YKr ikramiye kazandı. ANKARA Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in, Almanya’da yaşanan türban gerginliğinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın azarladığı Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Mehmet Ali İrtemçelik’e, ‘‘En uygun şekilde hareket ettiniz’’ diyerek destek verdiği öğrenildi. İrtemçelik, Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmaier’in Türkiye’ye yapacağı ziyaret öncesi programda gerekli düzenlemeleri yapmak için Ankara’ya geldi. İrtemçelik bu çerçevede yaklaşık 10 gün önce randevu talebinde bulunduğu Sezer tarafından kabul edildi. Cumhuriyet’in edindiği bilgilere göre İrtemçelik, Almanya’da Başbakan Erdoğan’ın ziyareti sırasında yaşanan türban gerginliğini gündeme getirdi. İrtemçelik, ‘‘kendisinin Cumhurbaşkanı’nın temsilcisi sıfatını taşıması nedeniyle konum ve sorumluluğunun gerektirdiği şekilde bir tutum sergileyip sergilemediğini’’ Sezer’e arz etti. İrtemçelik’in Sezer’e ‘‘Temsilcisi olduğum makam, benim Almanya’daki tutumumu uygun görmüş müdür’’ diye sordu ve ‘‘Eğer dav ranışımı uygun görmediyseniz ben bundan gerekli sonucu çıkarırım ve bunu emir telakki ederim, gereğini yaparım. Bunu bilmeye ihtiyacım var’’ dedi. Sezer de İrtemçelik’in bu sözleri üzerine, ‘‘En uygun şekilde hareket ettiniz. Davranışınızı, tutumunuzu onaylıyorum’’ yanıtını verdi. İrtemçelik’in istifa kararı almadan Çankaya Köşkü’ne çıktığı, bu davranışının hükümete dönük bir yüzünün olmadığı öğrenildi. İrtemçelik böylece, ‘‘İstifa kararı aldı. Onay için Cumhurbaşkanı’na çıktı’’ spekülasyonlarına son vermiş oldu. Büyükelçinin bugün Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile görüşeceği öğrenildi. ‘Saldırı laik Cumhuriyete’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Başkanı Bülent Arınç, Danıştay’a saldırının ‘‘laik Cumhuriyete ve yargıya bir saldırı’’ olduğunu vurgularken ‘‘Ben bu konuda söylediklerimle kamuoyunun önündeyim. Beni eleştirmek moda oldu’’ dedi. Arınç, dün içtüzük değişikliği önerisiyle ilgili olarak düzenlediği basın toplantısında Danıştay’a saldırısıyla ilgili soruya yanıt verdi. Olayın ardından yaptığı açıklamaların yanlış yönlere çekildiğini savunan Arınç, ‘‘Biz şuna inanıyoruz: Saldırı, laik Cumhuriyete karşı mıdır? Evet. Danıştay’a karşı, yargıya karşı bir saldırı mıdır? Evet. Anayasal kurumlara, laik devlet düzenine... Evet. Neresinden bakarsanız bakın, olay vahimdir.Ama bu olayı sadece bir yöne çekme gayretleri veya bundan herhangi bir menfaat umma gayretleri, bizim karşı olduğumuz hususlardır’’ diye konuştu. Bu süreçte suçlandığını, bazı partilerin ve siyasetçilerin kendisini hedef aldığını kaydeden Arınç, ‘‘Suçlu arama, siyasi bir rant elde etme, olayı birilerinin üzerine yıkma gayretleri siyasi ve toplumsal ahlakla bağdaşmaz. Söylediklerimle kamuoyunun önündeyim. Olayın ilk başladığı saatlerden bugün geldiği şekil ve konum da herkesin gözlerinin önündedir’’ dedi. Başbakanlık’a silahla geldi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gaziantep’ten geldiği öğrenilen Bahadır E. (36) adlı kişi, Başbakanlık merkez binasına girerken polis noktasında yapılan aramada üzerinde silah olduğu tespit edildi. Başbakanlık Koruma Müdürlüğü görevlileri, bunun üzerine söz konusu kişiyi etkisiz hale getirerek üzerindeki ruhsatsız tabancaya el koydu. Bahadır E’nin ‘‘Lokantacılık yaptığını, PKK ile ilgili bazı sıkıntılarının olduğunu ve bu konuda yardım istemeye geldiğini’’ifade ettiği öğrenildi. Bahadır E’nin, silahı kendisini korumak için taşıdığını söylediği öğrenildi. TBMM’ye taşındı CHP milletvekilleri Yakup Kepenek ile Ali Rıza Gülçiçek ise Başbakan’ın büyükelçiyi azarlamasını, verdikleri soru önergeleriyle TBMM’ye taşıdılar. Kepenek, Erdoğan’a ‘‘Başbakan olarak bir büyükelçiyi azarlama hakkınız var mı? Büyükelçinin halkın önünde azarlanması, ne tür bir yönetim anlayışına dayanıyor? Başbakan olarak konsoloslukların kimlik ve pasaport uygulamasıyla ilgili bir genelgenin varlığından haberdar değil misiniz?’’ sorularını yöneltti. Erdoğan’ın tavrının Cumhuriyet tarihinde başka örneklerinin olup olmadığını soran Gülçiçek ise ‘‘Vatandaşlarımız gibi yurtdışında Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden makamda bulunan büyükelçimizi azarlama, alışkanlıklarınız arasında mıdır’’ sorusuna yanıt istedi. KKTC’ye destek sözü ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün akşam KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer’i kabul etti. Erdoğan görüşmede Soyer’e, Türkiye’nin KKTC’nin ekonomik kalkınmasını ve refahını desteklemeyi sürdüreceğini ifade etti. Erdoğan, ‘‘KKTC’ye yönelik ambargoların kaldırılması için elimizden gelen bütün çabaları göstereceğiz”’ diye konuştu. Kimyasal sızıntı korkuttu ? BURSA (Cumhuriyet) Bursa’nın merkez Nilüfer ilçesinde kimyasal maddelerin bulunduğu bir depoda sızıntı meydana geldi. İhbar üzerine kısa bir sürede olay yerine giden itfaiye ekipleri, giydikleri özel kıyafetlerle depoya girerek sızıntıyı önledi. Ancak çalışmalar sırasında özel kıyafetlere rağmen rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan bazı itfaiye erleri taburcu edildi. CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear