26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 NİSAN 2006 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Terörle Mücadele Yasa Tasarısı sayısız antidemokratik düzenleme içeriyor 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Savcı gazete kapatacak Erdoğan’a geçmiş olsun telefonu ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, belindeki rahatsızlık nedeniyle evinde dinlenmeye çekilen Başbakan Tayyip Erdoğan’ı dün öğle saatlerinde telefonla arayarak acil şifa dileklerini iletti. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt da Erdoğan’ı arayarak Genelkurmay’ın “geçmiş olsun” dileklerini iletti. Başbakan’ın rahatsızlığı nedeniyle bugünkü programları da iptal edildi. Üniversitede 31 Mart Vakası... Hep merak etmişimdir. Çok satışlı gazetelerin genel yayın müdürleri, öteki gazeteleri okurlar mı, köşe yazarlarının yazılarına ‘‘Acaba ne yazmış’’ diye bakarlar mı? 4 Nisan 2006 günü, Deniz Som’un köşesinde ‘‘31 Mart’’ başlığıyla çıkan yazısını bir kez daha okuyalım önce: ‘‘31 Mart’ta İstanbul Üniversitesi Hasan Âli Yücel Eğitim Fakültesi kantininde toplanan bir grup öğrencinin Kuran okuyarak Osmanlı’da daha fazla şeriat isteyenlerin başlattığı ayaklanmayı kutladığını, bu törenden sonra dersten izinli sayılan grubun cuma namazına gittiğini biliyor musunuz?’’ Ali Sirmen’in 8 Nisan tarihli yazısının başlığı ise şuydu: ‘‘Türkiye gerçeklerini gösteren iki mektup...’’ Mektubun ikincisi İstanbul Üniversitesi Hasan Âli Yücel Fakültesi’ndeki ‘‘31 Mart’’ı anlatıyordu... Mektup oldukça uzundu ve bir grup öğrenci, olup bitenleri ayrıntılarıyla yansıtıyordu... 16 Nisan günü, Ali Atıf Bir aynı konuyu yazdı Hürriyet’te... 17 Nisan pazartesi günü Hürriyet sürmanşetten, Ali Atıf Bir’in yazısından yola çıkarak şu haberi verdi: ‘‘Üniversitede 31 Mart vakası...’’ O günden beri Hürriyet’te Ali Sirmen ve Deniz Som’un Cumhuriyet’te daha önce çıkan yazılarından tek satır söz edilmedi... Ben yaklaşık on gündür bekliyorum, söz edilecek mi diye. Hayır edilmiyor. Belki Emre Kongar, Cumhuriyet’te ‘‘Medya Notu’’ köşesinde yazar diye düşündüm, o da yazmadı... Hürriyet’in Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, Ali Sirmen’in ve Deniz Som’un yazısını okumadı mı? Gerçekten merak ediyorum... ??? Ali Sirmen, 8 Nisan 2006’da yayımlanan ‘‘Türkiye Gerçeklerini Gösteren İki Mektup’’ başlıklı yazısında ne yazmıştı? Öğrencilerin mektubuydu... Birlikte yeniden okuyalım: ‘‘Sayın Sirmen, Bilimden ve aydınlanmadan yana olan üniversite öğrencileri olarak bugün üzüntü verici ve endişelendirici bir olaya tanık olduk. Bugün (31 Mart 2006) aydın ve ilerici bir eğitmen olan Hasan Âli Yücel’in ismini taşıyan eğitim fakültemizde bir grup tarafından kantinde dini ayin gerçekleştirilmiştir. Kantinde bir masanın etrafında toplanan, içlerinde fakültemizin öğrencisi olmayan şahısların da bulunduğu topluluk, ononbeş dakika boyunca çevredeki öğrencilerin şaşkın ve tedirgin bakışları altında dini ayinlerini gerçekleştirmişlerdir. Bir masanın çevresinde toplanan yaklaşık 15 kişilik grup, yükses sesle Kuran’dan ayetler okuyarak ve kantinde bir zikir ortamı yaratarak öğrencilerin dini inançlarını kullanmaya çalışmış, bu suretle kendilerini dokunulmaz kılmaya çabalamış ve okulumuza bir tekke görüntüsü verme girişiminde bulunmuşlardır. Olay fakülte dekanlığına bildirilmiş, fakülte sekreterliği bunun üzerine kantine gelmiş, topluluk ise ayinini tamamlayarak dağılmıştır. Düşündürücü ve üzücü olan, okul personelinin (kantin çalışanları, özel güvenlik birimi sorumluları) bu olaya tepkisiz kalması, bizleri yönetimi uyarana kadar herhangi bir uyarı yapma ihtiyacı hissetmemesi, hatta destekler bir görüntü sergilemesidir.’’ ??? Cumhuriyet bu olayı iki yazarıyla kamuoyuna duyurmuş... Yani Ali Sirmen ve Deniz Som’un gazetecilik ‘‘zaafı’’ olmamış. Kamuoyunun bilgisi dışında kalmamış... Bir kez daha yineleyeyim... Deniz Som 4 Nisan’da, Ali Sirmen 8 Nisan’da, Ali Atıf Bir de 16 Nisan’da yazmış... Yani Deniz Som, olaydan dört, Ali Sirmen ise sekiz gün sonra kamuoyunu bilgilendirmiş... Üniversitelerde böyle olaylar her gün yaşanıyor. Öğrenciler gazetecileri elektronik postayla uyarıp bilgi veriyorlar. Eğer Cumhuriyet’in yazıişleri ekibi, köşe yazarlarının yazılarını daha dikkatli okuyup haber değeri gördükleri yazıları birinci sayfaya taşırlarsa bir adım değil, on adım öne geçerler!.. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Terörle Mücadele Yasası’nda değişiklik öngören tasarıda 1991 öncesi ‘‘olağanüstü hal’’ dönemini aratmayacak düzenlemelere yer verildi. Antidemokratik düzenlemeler içeren Terörle Mücadele Yasası’nda değişiklik öngören tasarıda, en çok tartışılan ve uygulamaya geçilmesi durumunda Türkiye’yi Avrupa nezdinde zor durumda bırakacak düzenlemelere ağırlık verildi. Tartışmalı düzenlemelerden öne çıkanlar şöyle: Gözaltı süresine dolaylı uzatma: Somut olarak süre uzatılmıyor. Ancak fiili olarak gözaltı süresi uzatılabilecek. Cezaevindekiler, yetkili makamın ? Tasarıda, en çok tartışılan ve uygulamaya geçilmesi durumunda Türkiye’yi Avrupa nezdinde zor durumda bırakacak düzenlemelere ağırlık verildi. Gözaltı süresinin dolaylı olarak uzatıldığı tasarıda, savcı talimatıyla gazetelerin yayınlarının 15 günden 1 aya kadar durdurulması da öngörülüyor. izniyle, sorgulanmak amacıyla cezaevi dışına çıkarılıp tekrar tekrar sorgulanabilecek. Avukatla görüştürülmeyecek: Gözaltında tutulacak zanlı ilk 24 saat avukatıyla görüştürülmeyecek. Bu sürede ifadesi alınmayacak, gözaltına alındığı bir yakınına haber verilecek. Öldürme yetkisi: Kolluk kuvvetlerinin, terör örgütlerine karşı yapılan operasyonlarda ‘teslim ol’ çağrısına yanıt vermeyenlere karşı silah kullanma yetkisini düzenleyen ve Anayasa Mahkemesi’nce 1999 yılında iptal edilen hüküm, tasarıda yeniden düzenlendi. Buna göre, kolluk kuvvetleri, terör örgütlerine yönelik operasyonlarda emre itaat etmeyerek silah kullanmaya teşebbüs edenlere karşı, tehlikeyi etkisiz kılabilecek ölçü ve orantıda, duraksamadan silah kullanmaya yetkili olacak. Polise tutuklama kalkıyor: Suç işleyen görevlilere, tutuklama yerine adli kontrol sistemi uygulanacak. Görevlinin bu dönemde karakola gidip imza atması yeterli sayılacak. Görevliler için adli kontroldeki 3 yıllık hapis cezası süresi kaldırılarak daha uzun süreli hapisler için de geçerli kılınıyor. Silahsıza 22.5 yıl: Silah kullanmadan anayasal düzeni yıkma amacı taşıyan örgütü kuranlara verilecek ceza 10 yıldan 22.5 yıla çıkarılıyor. Belgelere el konulacak: Avukatların, terör örgütü mensuplarının örgütsel amaçlı haberleşmelerine aracılık ettiğine ilişkin bulgu veya belge elde edilmesi halinde, savcının istemi ve hâkim kararıyla, bir görev li görüşmede hazır bulundurulabilecek. Ayrıca bu kişiler ile avukatları arasında alınıp verilen belgeler incelenebilecek. Gazeteler kapatılacak: İşlenmiş suçu ve suçluyu öven, örgüt propagandası niteliğinde haberleri veren gazetelerin yayını, hâkim kararı ile ya da acil durumlarda savcı talimatıyla 15 günden 1 aya kadar durdurulabilecek. Örgüt kurana ceza yok: Terör örgütü kuranlar, yönetenler ile bu örgüte üye olanlar, TCY’nin 314’üncü maddesine göre cezalandırılacak. Ancak örgüt kuran, yöneten ve üyeler bir defalığına etkin pişmanlıktan yararlanabilecek ve hakkında ceza verilmeyebilecek. BELÇİKA’DA RAPOR ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART 30 GÜN SÜRE Balıkçı davasında üç müebbet ? ADANA (Cumhuriyet Bürosu) Şanlıurfa’da görev yaptığı sırada silahlı saldırıda katledilen TEDAŞ Müessese Teknik Müdür Yardımcısı Hasan Balıkçı’nın temyiz edilen davası karara bağlandı. Şanlıurfa 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde önceki gün yapılan duruşma sonunda, Zeki Akkoyun, Yılmaz Çakmak ve Şehmus Taşan, tasarlayarak adam öldürmeye azmettirmekten müebbet hapis, sanık Halim Şimşek ise 13 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. ‘Eski Bakan DHKPC ile uzlaştı’ savı ELÇİN POYRAZLAR ÇEAŞ ve Kepez için hakem ANKARA (ANKA) Uzanların tabela şirketi olduğu ileri sürülen Güney Kıbrıs merkezli Libananco şirketinin, ÇEAŞ ve Kepez Elektrik’e el konulmasıyla ilgili Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıkları Çözüm Merkezi’ne (ICSID) yaptığı hakemlik başvurusu kabul edildi. ICSID Genel Sekreter Vekili Scott White, sürecin 30 gün içinde işlemesi için Maliye Bakanlığı ve Libananco şirketine yapılması gerekenleri bir yazıyla bildirdi. Libananco şirketinin tahkim başvurusunun 19 Nisan 2006 tarihi itibarıyla kayıt altına alındığı belirtilen yazıda, merkezin uzlaştırıcı ve hakemlerin listesi de yer aldı. ÇEAŞ ve Kepez Elektrik’in halka açık hisselerinin çoğunluğunu elinde tuttuğunu ve imtiyaz sözleşmelerinin iptaliyle zarara uğradığını ileri sürerek Türkiye’den 10 milyar dolar tazminat isteyen Kıbrıs Rum Kesimi’ne kayıtlı Libananco Holding’in Uzanların tabela şirketi olduğu ileri sürülüyor. Yuvacık Barajı davasında hapis ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İzmit Büyükşehir Belediyesi Yuvacık Barajı ile ilgili ‘‘devlet alımına fesat karıştırdıkları’’ iddiasıyla yargılanan ve aralarında Gama AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Erol Üçer ile eski belediye genel sekreteri Kadri Veziroğlu’nun da bulunduğu 9 kişi, 6’şar yıl 3’er ay hapis cezasına çarptırıldı. Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, dönemin Hazine Müsteşarlığı Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürleri Ata Murat Kudat, Mehmet Aydın Karaöz, Mehmet Bülent Özgün, Yabancı Sermaye Genel Müdür Yardımcısı Osman Emed, Sosyal Sektörler Koordinasyon Daire Başkanı Bahaettin Gülgör ve DPT Müsteşar Yardımcısı Mehmet Yavuz Arınsoy’a, 6’şar yıl 3’er ay hapis cezası verildi. BRÜKSEL Belçika’da terörist Fehriye Erdal’ın ‘‘izini kaybettirmesi’’ konusunda sorumlulukları araştıran bağımsız komitelerin ortak raporu ‘‘özet olarak’’ resmen açıklandı. Rapor özetinde, eski İçişleri Bakanı Antoine Duquesne ile Erdal’ın avukatları ve terör örgütü DHKPC arasında bir ‘‘gizli uzlaşma’’ olduğu ‘‘önemle’’ vurgulanırken bu ‘‘uzlaşma’’ metninin iki komiteye de verilmediği, devlet sırrından söz edildiği bildirildi. Raporda, teröristin tutuklanmasının, içişleri ve adalet bakanlarının iddia ettiklerinin aksine, yasal olarak mümkün olduğu belirtildi. Rapor, istihbarat ve teröre karşı mücadele birimlerinin Brüksel hükümetini, Erdal’ın firar edeceği konusunda defalarca uyardığının kanıtlandığı vurgulandı. musakart@yahoo.com GÜ Rektörü Yamaç, bazı adreslerin üniversiteleri tetiklemeye çalıştığını söyledi ‘Şiddet olayları sistematik’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kadri Yamaç, önceki akşam 2 öğrencilerinin Tandoğan Meydanı’nda yaklaşık 30 kişinin saldırısına uğradığını belirterek üniversitelerdeki olayların ‘‘rasgele olaylara benzemediğini’’ vurguladı. Yamaç, dün konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, üniversitelerde son zamanlarda yaşanan olayları değerlendirdi. Türkiye’nin, ‘‘bulunduğu coğrafyanın getirdiği bazı olumsuzlukları ciddi şekilde yaşadı ? Üniversitelerin bilim ortamları olduğunu ifade eden Yamaç, ‘‘Ben bu noktada bu gruplara, eğer ilgileri varsa derneklere, partilere şu şekilde seslenmek istiyorum: Üniversitelerden elinizi, ayağınızı çekin’’ dedi. ğını’’ kaydeden Yamaç, şöyle konuştu: ‘‘Bir yandan bölücü bir örgütün ulusal bütünlüğümüzün parçalanmasına yönelik faaliyetlerinin giderek tırmandığı bir dönem içindeyiz, diğer yandan da yine bulunduğumuz coğrafyanın bizi irtibatlandırdığı irticai akımların, yine ulusal bütünlüğümüz bakımından çok ciddi sorun oluşturduğu bir dönem içindeyiz. Bu dönemin özelliğine bakıldığında Türkiye Cumhuriyeti devleti, ulusal bütünlüğünü ve ulusal sınırlarını, cumhuriyetin temel ilkelerini korumak konusunda ciddi refleksler göstermek durumundadır.’’ Yamaç, ‘‘sıkıntıların bu kadar yoğun olduğu bir dönemde üniversitelere de önemli görevler düştüğünü’’ vurguladı. Son haftalarda üniversite öğrencilerine ve öğretim elemanlarına yönelik saldırıların arttığına dikkat çeken Yamaç, şu değerlendirmeyi yaptı: ‘‘Çok sistematik bir şekilde Türkiye’nin büyük üniversitelerinde bazı şeyler tetiklenmeye çalışılıyor. Bu tetikleme hareketinin içinde kimlerin yer aldığını tanımlamak çok kolay değil kişi bazında. Ancak örgütsel ve ideolojik yaklaşımları KürdDer kapatıldı ? DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır’da faaliyetlerini sürdüren KürdDer mahkemece kapatıldı. Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki duruşmada, savcının talebi doğrultusunda KürdDer’in tüzüğünde faaliyet dili olarak Kürtçenin olması, Kürt kütüphanesi ile müzesi kurma faaliyetlerine yer vermesi nedeniyle 4721 sayılı TMK’nin 60/2. maddesi uyarınca kapatılmasına karar verildi. bakımından kimlerin yer aldığı, kamuoyunun tahmin edebileceği adreslerdir. 1980 öncesini yaşamış ve çok acı deneyimleri olan bir ülkenin üniversitelerini bu konuda çok önemli görevler beklemektedir. Üniversite yönetimleri olarak, öğretim elemanları ve öğrencileriyle birlikte, bir tuzak kokan, ülkeyi bir kaosa çekme izlenimi veren bu konularda durumun ciddiyetinin bilicindeyiz. Üniversiteleri kaosun içerisine çekmek isteyen örgütleri, yapılanmaları şiddetle kınıyorum.’’ DİYARBAKIR’DA TÖRE CİNAYETİ SEZER’İ ELEŞTİRİYOR, KENDİ DE YAPIYOR ‘Çılgın Türkler Oradaydı’ ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) D&C Tur, Kurtuluş Savaşı’nın geçtiği yerlere gezi düzenliyor. ‘‘Çılgın Türkler Oradaydı Ya Siz?’’ sloganıyla düzenlenen etkinliklerde tarihi olaylar, tarihin yaşandığı mekânlarda anlatılıyor. İlki 15 Nisan’da gerçekleştirilen ve haziran ayına kadar her hafta sonu yapılacak olan gezilerde emekli subaylar tarafından eğitilmiş rehberler Kurtuluş Savaşı’nı anlatacaklar. İki gün sürecek olan gezinin nisan ayı ücreti 89 YTL. (0312) 427 74 22 numaralı telefondan bilgi alınabilir. Kardeşi bıçakladı, babası vurdu DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bü dü. Burada Neşe’nin 17 yaşındaki rosu) Diyarbakır’da nişanı bozulan erkek kardeşi M.E.Ö. ablasını bıçakgenç kız, önce kardeşi tarafından la yaraladı. Genç kız daha sonra bıçaklandı, ardından babası tarafın babası F. Ö. tarafından silahla dan kurşunlanarak ölvuruldu. ? Nişanı bozulan dürüldü. Genç kız, yaOlay sonrasında başam mücadelesinin 24 yaşındaki Neşe Ö. ba firar ederken, son anlarında ‘‘Babam M.E.Ö. ise ablasını ölmeden önce beni vurdu’’ dedi. hastaneye götürüp, hastanede “Babam Diyarbakır’da yaşakayıplara karıştı. beni vurdu” dedi. yan 24 yaşındaki NeAmeliyata alınan NePolis, Neşe Ö’nün şe Ö. bir süre önce şe Ö. kurtarılamadı. 17 yaşındaki erkek N.A. adlı gençle niAncak emniyet yetkikardeşi ile baba şanlandı. Ancak N.A. lileri Neşe Ö.’nün ölF. Ö’yü arıyor. askerden döndükten meden önce ‘‘Babam sonra bilinmeyen bir nedenle, evli beni vurdu’’ dediğini belirttiler. Genç lik hazırlıklarını yaptığı genç kız kızın cenazesi ailesi tarafından önile nişanını bozdu. Bunun üzerine ceki gece toprağa verildi. Polis, fiNeşe Ö., babası ve kardeşi tarafın rar eden babası ve kardeşini arama dan Yeniköy Mezarlığı’na götürül çalışması başlattı. Başbakan’dan 381 atamaya veto ANKARA (ANKA) Başbakan Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin Tayyip Erdoğan, Merkez Bankası yanıtladı. AKP’nin iktidara geldiği başta olmak üzere Cumhurbaşkanı ilk dönemde dört kararnamenin döAhmet Necdet Sezer’i, atama karar nemin Başbakanı Abdullah Gül tarafından veto edildiği namelerinin birçoğunu veto ettiği için suç ? Atamalarda en fazla belirlendi. Başbakanlarken kendisinin de vetoyu 50 kararname lıkça 2003’te 117, 2004’te 133, 2005’te bakanlıklarından geile Bayındırlık ve 122 ve 2006’da da 5 len 381 atama kararnaİskân Bakanlığı kararname bakanlıkmesini veto ettiği oryedi. Dışişleri taya çıktı. Bakanlığı’na ait hiçbir lara iade edildi. En fazla vetoyu 50 kararnaCHP İstanbul Milkararname ise letvekili Kemal Kılıç Başbakanlık tarafından me ile Bayındırlık ve İskân Bakanlığı yedi. daroğlu’nun Erdogeri çevrilmedi. Sanayi ve Ticaret Bağan’a, 58. ve 59. hükümetler döneminde bakanlıklarca kanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı’na başkanlığa gönderilen ancak Cum ait 40’ar kararname de geri göndehurbaşkanlığı’na sunulmadan veto rildi. Dışişleri Bakanlığı’na ait hiçedilen atama kararnamelerini sor bir kararname ise Başbakanlık taradu. Erdoğan adına soru önergesini fından geri çevrilmedi. hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 343 72 69 CUMHURİYET 05 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear