14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
18 NİSAN 2006 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Basını suçlama modasına uydu, ‘muhalefet olsun diye’ eleştirenlerden yakındı 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Babacan’ın morali bozulmuş akro ekonomik gelişmeler konusunda bir basın toplantısı düzenleyen Babacan, açıklanan göstergelerin sadece muhalefet olsun diye ‘‘evrilip çevrilip başka türlü sunulduğunu” iddia etti. Gazaba Gelmek Sendikaların anlamlı örgütlü oldukları yıllarda, eğitim seminerlerinde çok tehlikeli gördüğüm bir eğilimi anlatmak için işçilere, ‘‘Susup, susup gazaba gelmenizden bıktım. Gazaba gelinen olayların çok haklı nedenleri olduğu kadar, bazen çok anlamlı kazanımları da olabilir. Ancak kalıcı haklar örgütlü, bilinçli, serinkanlı çıkışlarla elde edilir’’ derdim. Tabii benim işçilere, belki de Türkçe tanımlama anlamında yanlış sözcüklerle anlatmaya çalıştığım, sorunlar karşısında, uzun süreli tepkisiz kalınıp yasal hakların, örgütlülüğün kulanılmaması, sonra da sonucu düşünülmeden, patlama anlamında şiddeti de içeren tepki verilmesiydi. Şimdi yaşadıklarımız yanında ne kadar da masum kalıyormuş.. Eğitim, bilinç akılcılığı öne çıkarırken eğitimsiz ya da ırksal, dinsel güdülerle yönlendirilen birey ve kitlelerde gazaba gelme halleri, insanlık dışı boyutlar kazanıyor. Tabii eğitimi, bilimsel teknolojik devrimin bilgilerini almak olarak algılamadan, aydın olma anlamında kullandığımın altını çizmek isterim. Yoksa en ileri teknolojili uçaklarla Irak’ta bombalama yapan ABD’li askerlerin, hafta sonu televizyon haberlerinde izlediğimiz üzere, binaları yerle bir ederlerken ölen insanları düşünmeden, iğrenç kahkahalar atabilme isterilerini açıklamanın bilimsel olanağı yok. Paralı askerin, ölüm korkusu, özel eğitim, düşman, üstün, büyük Amerikalı, din düşmanı, terörist koşullandırmaları da bu hali açıklamaya yetmiyor. 21. yüzyılda, bilimselteknolojik devrim çağında, kendi kendine dünya düzeninin jandarmalığını üstlenmiş ABD emperyalizminin, güç kullanma yöntemi, geldiği nokta, tüyleri diken diken ediyor. Zengin kuzeyde çirkin çıkarlar, ne zamandır bilimsel teknolojik devrimin bilgi dağarcığından yararlanma ile aydın insan yetiştirme arasında uçurum yaratılarak kollanıyor. ??? İnsanlar bilgiye giderek daha kolay ulaşırlarken gerçeklerden, aydınlanmadan uzaklaştırılmak üzere yönlendiriliyorlar. Medya, ilişkilendirilmiş gazetecilik bunun için var. Eğitim sisteminde bireyler meslek alanlarına yönelik en ileri teknoloji, bilgiyle donatılırlarken aydın, insan olma hallerinden uzaklaştırılmaya yönelik her şey yapılıyor. Sonuçları ortada: Demokrasinin beşiği olan ülkelerde de sandık, siyaset, kirlendikçe kirleniyor, bireyler ötekilerbiz ayrımcılığında, ırklar, dinler, kültürler çatışmasında bataklığa saplanıyorlar. Tabii ki asıl bedel yoksul güney ülkelerinde ödeniyor. Yoksullaşmayoksunlaşma, eğitimsağlık gibi en temel insan haklarından yararlanamama, çaresizlik, öfke.. ırk ve din ayrımcılığı üzerinden, kanlı çatışmalar vahşeti tırmandırdıkça tırmandırıyor.. En sıcak, Irak bataklığında ırk ve mezhep çatışması üzerinden yaşıyoruz. Turhan Selçuk ustanın gazetemizin dünkü sayısındaki karikatürü, ABD silahları ile iki caminin minaresinden birbirine ateş eden Iraklıların görüntüleri, iç savaşın aldığı boyutu ne çarpıcı anlatıyor.. Nedense gerek ırk, gerekse din üzerinden ülkemizdeki tehdidin, tehlikenin boyutlarını anlamak istemeyenlerimiz çoğunlukta. Gazetemizin reklamında kullandığımız ‘‘Tehlikenin farkında mısınız?’’sloganından, rahatları kaçan, komplo teorileri üreten aydınlarımız oldukça fazla. Keşke bizim gibi kaygı duyanların kaygıları abartılı olsa.. Ülkemize yönelik her iki tehdit gerçekte bizden çok ırak kalsa.. Dünkü 4. sayfamızda yayımlanan Diyarbakır’daki Kutlu Doğum Haftası’nda çekilmiş fotoğrafa, yanındaki kısacık haberdeki bilgilere bakıyorum da, bu ülkenin kendilerini demokrat, aydınlanmacı sayan insanlarının duyarsızlıklarına, rahat olma hallerine akıl erdiremiyorum..‘‘ On binlerce kişinin katıldığı mitingde, kadın ve erkeklerin yan yana gelmemesi için, sadece gözlerinin yarısı dışarıda kalmış kara çarşaflı, eldivenli kadınlar, sakallı, şalvarlı erkeklerden oluşan görevliler çok büyük çaba göstermişler.. KürtçeTürkçe ilahilerin okunduğu, tekbirin getirildiği mitingde alkış tutulmaması konusunda kitle sık sık uyarılmış..’’ Tarikat, mezhep, ırk, aşiret ayrımcılığında gelinen çağdışı noktayı sergileyen bu tablodan korkmadınız mı? İsterseniz aynı günün Bakırköy bombalı eyleminin haberine bir göz gezdirelim.. Pazar günü tıklım tıklım sokakta insanları, ayrımsız, düşman algılaması bile olmadan hedef alan canilik. Yetmiyor bombanın patlamasından sonra aynı ilkellikte karşı refleks.. Polisin büyük olasılıkla tanıklık için götürmeye çalıştığı bir insan, canlı bomba yargılamasıyla linç edilmeye kalkışılıyor. Yetmiyor, kimi televizyon kanalları birkaç ölü, birkaç katı yaralı haberi veriyorlar. Olay yerinde dolaştırılan birkaç bomba, sayısız ölü, yaralı haberleriyle oluşturulan öfkeyi varın siz düşünün.. M evlet Bakanı Ali Babacan, ‘‘Beklentiler iyi oldukça moraller düzelir. Ha bire olumsuzluk pompalayanlar, ha bire ‘Bir şeyler kötü gidiyor, bir şeyler olacak’ diyenler, Türkiye’ye kötülük yapıyorlar’’ diye konuştu. D ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Devlet Bakanı Ali Babacan, ekonomide moral faktörünün çok önemli olduğunu belirterek ‘‘Eğer moraller iyiyse, güven ortamı varsa, o ülkede işler iyiye doğru gider’’ dedi. Babacan, ‘‘yatırımların gelmesi, tüketimin devam etmesi için morallerin iyi olması’’ gerektiğini söyledi. Babacan, makro ekonomik gelişmeler konusunda Hazine Müsteşarlığı’nda düzenlediği basın toplantısında, açıklanan göstergelerin ‘‘evrilip çevrilip başka türlü sunulmasına ve sadece muhalefet olsun diye pek çok farklı yaklaşıma’’ şahit olduklarını savundu. Ekonomide işin gerçekleri ile göstergelerin yanında psikolojik ortamın da önemi bulunduğunu vurgulayan Babacan, ‘‘Beklentiler iyi oldukça, moraller iyi oldukça yatırımlar gelecektir. Yine moraller iyi olunca o ülkede tüketim normal seviyesinde devam eder. Endişelerin, korkuların egemen olduğu ortamlarda ise hem yatırımlar, hem harcamalar azalır. Bu da ekonomik açıdan kötü sonuçlar doğurur. Ha bire olumsuzluk pompalayanlar, ha bire ‘Bir şeyler kötü gidiyor, bir şeyler olacak’ diyenler, Türkiye’ye kötülük yapıyorlar’’ diye konuştu. Cari açık endişesi itirafı ? Babacan, başta enflasyon olmak üzere ekonominin birçok alanında başarılı bir performans sergilediklerini ileri sürdü. Merkez Bankası Başkanlığı için henüz kendilerine ulaşmış bir karar olmadığını belirten Babacan, bankacılıkta yabancı sermayenin önüne asla bir sınır koymayacaklarını tekrarladı. B Y asındaki moral bozucu değerlendirmelerden yakınan Devlet Bakanı Ali Babacan, cari açık konusundaki endişeleri yersiz bulduğunu söylerken de ‘‘Bu konuyla ilgili yersiz endişeler ve korkuların sürekli işlenmesi hiçbir fayda sağlamıyor. Tam tersine, ülkemize zarar veriyor’’ dedi. üzde 6.5’lik faiz dışı fazlanın devam edip etmeyeceğine yönelik bir soruya ‘‘Yüksek faiz dışı fazla aynı anda cari açığın kontrol altında tutulması ve kontrol edilemez boyutlara ulaşmamasının da en önemli sorumlusudur. Dolayısıyla yüksek faiz dışı fazla politikamız epey bir süre devam edecek. Türkiye’nin cari açık konusu artık önemli bir endişe kaynağı olmayıncaya kadar biz bu yüksek faiz dışı fazla politikalarını uygulamaya devam edeceğiz’’ yanıtını vererek ‘‘cari açık konusunun önemli bir endişe kaynağı olduğunu’’ kabul etmiş oldu. evlet Bakanı Ali Babacan, basın toplantısında şu değerlendirmeleri yaptı: ? 2005’te özel sektör 74 milyar YTL’lik yatırım yaptı. ? Dış piyasalarda faizler artıyor, bunun etkilerini cari hesapların içinde dikkate aldık. ? 2006 yılında ilk defa, kamu kesimi borçlanma gereğinin eksi olacağını öngörüyoruz. ? Şu andaki faiz rakamları hâlâ yüksektir. ? Konsolide bütçe brüt borç stokunun gayri safi milli hasılaya D ‘FAİZ RAKAMLARI HÂLÂ YÜKSEK’ (GSMH) oranı, 2002 yılında yüzde 88.3’ten 2005’te yüzde 68’e düştü. ? 2004’te 272.2 milyar YTL imiş borç stoku, 2005 sonunda 271.5’e düşmüş. ? Faizlerin GSMH’ye oranı 2002’de yüzde 18.9’dan 2005’te yüzde 9.4’e düşmüş durumda. ? Bankacılık sisteminde açık pozisyonu neredeyse sıfır. Kayıt dışılığı önleyelim, reel sektöre verilen krediler daha da artar. ? Doğrudan yabancı sermaye girişi geçen sene 9.7 milyar dolara ulaştı. Türkiye’ye geçen yıl giren 20 milyar dolar tutarındaki makinenin pek çoğu nakit alınan makineler değil. Bizim bunun için para ödediğimiz yok daha. Bunlar üretimi, ihracatı arttıracak. ? 7 Nisan tarihli rakamlara göre Merkez Bankası döviz rezervi 58.9 milyar dolar. Ama geçen hafta, 60 milyar doları geçti. ? Bankalar varlıklarına oranla 2 misli daha kredi kullandırır hale geldi. ? Merkez Bankası Başkanlığı’na yapılacak atamaya ilişkin henüz bize ulaşmış bir karar yok. Başkanlığa düşündüğümüz ismi, ne kurumu ne de insanları yıpratmak istemediğimiz için açıklamadık. ? Asla bankacılık sektöründe yabancı sermayenin önünde bir sınır, bir hedef olmayacaktır. Bunu piyasa şartları belirleyecek. Artık sermayenin yerlisiyabancısı yok. Ciner Grubu ile birleşmenin ardından logo değiştiren firma yeni kampanya başlattı Aytemiz’in yerini ‘Akpet’ aldı Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen. Gümrüklerde yeni sistem Tüzmen: Kaçakçılık azaldı ANKARA (AA) Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Gümrük Müsteşar Vekili Mehmet Şahin ile yaptığı toplantıda, 21. yüzyıl ortamına uygun hale getirmek için ‘‘gümrüklerin genetiğini cesaretle’’ değiştirdiklerini söyledi. Gümrüklerdeki kopukluğun online sisteme geçişin ardından giderildiğini ve kaçakçılığın azaldığını vurgulayan Tüzmen, A Tipi Antrepo İçin Kamera Sistemi ile yüzde 60 ve Akaryakıt Antrepoları İçin Tank Takip Sistemi ile yüzde 71 oranında saniyesi saniyesine merkezden takip etme seviyesine ulaşıldığını bildirdi. Tüzmen, cumartesi akşamı bir CHP milletvekilinin kendisini arayıp ihbarda bulunması üzerine İstanbul Yenikapı’da 10 ton kaçak akaryakıt tespit edildiğini de duyurdu. ? Akpet Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Aytemiz, reklam kampanyası için 5 milyon dolarlık bir bütçe ayırdıklarını açıkladı. Ekonomi Servisi Petrol ve petrol ürünlerinde faaliyet gösteren Aytemiz Akaryakıt, Ciner Grubu ile birleşmenin ardından logosunu değiştirerek bir reklam kampanyasıyla ‘‘Akpet’’ adını aldı. Kampanyanın tanıtımı amacıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan Akpet Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Aytemiz, geçen yıl haziran ayında Ciner Grubu ile akaryakıt, LPG ve doğalgaz alanlarında birleşmelerinden son İsmail Aytemiz ve Turgay Ciner’in yarı yarıya ortak olduğu Akpet’in reklam kampanyasının temelini ‘Akpet istasyon görevlisi’ oluşturuyor. ra, ‘‘ortak şirketlerin yalnız bir or temiz, istasyonlardaki isim deği dolarlık yatırım yaptık. Bu yıl da de şöyle; 1 milyar dolar ciro, 700 tağın adını taşımaması gerektiğini şikliği için 10 milyon dolarlık bir 60 milyon dolarlık yatırım planlı istasyon, 900 bin tonluk yıllık satış, 250 bin ton depolama kapasidüşündükleri için’’ isim ve logo yatırım öngördüklerini, değişimin yoruz. Akpet’in yurt genelinde 650 tesi, yurt çapında 8 adet depolama değişikliğine gittiklerini bildirdi. 1 ay içinde tamamlanacağını da akaryakıt istasyonu bayisi, 350 ve dolum tesisine ulaşmak, İzmir Kampanya için 5 milyon dolar belirtti. lık bir reklam bütçesi ayırdıklarıİsmail Aytemiz özetle şu bilgi toptan akaryakıt bayisi ve 50 adet Aliağa’da 25 dönüm arazi üzerine 7 bin metrekare kapalı alanı olan madeni yağ bayisi bulunuyor. nı kaydeden Aytemiz, eylül ayın leri verdi: Ciner Grubu ile birleşmemi Akpet’in toplam sermayesi madeni yağ fabrikasını temmuz dan itibaren de yeni bir kampanya başlatacaklarını duyurdu. Ay zin ardından 10 ayda 30 milyon 100 milyon dolar. 2006 hedefleri ayında bitirmek. soner@cumhuriyet.com.tr TMSF Antalya Limanı’nı da satıyor ? Ekonomi Servisi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), Sümerbank’a el konulurken adeta yeniden kamulaştırılan Antalya Limanı’nın işletme hakkına sahip bulunan Ortadoğu Antalya Liman İşletmeleri AŞ’yi 74 milyon dolarlık muhammen bedelle satışa çıkardı. Şirket limanın işletme hakkını 2028 yılına kadar elinde bulunduruyor. 15 Haziran’da yapılacak ihaleye katılmak isteyen yatırımcılar, 825 Mayıs günleri arasında açık tutulacak bilgi odalarından yararlanabilecekler. Satış kapalı zarf ve açık arttırma usullerinin birlikte uygulanmasıyla yapılacak. İhalede, Ortadoğu Antalya Liman İşletmeleri AŞ’nin yüzde 99.998 hissesinin satışı planlanıyor. Petrol 70 doların üstünde Ekonomi Servisi Uluslararası piyasalarda dün petrolün varil fiyatı 70 dolar düzeyini gördü. ABD ham petrolünün mayıs ayı varil teslim fiyatı, önce 70 dolar düzeyini test ettikten sonra, 69,85 dolar düzeyine geriledi. 70 dolar, son yedi buçuk ayın en yüksek düzeyi olarak kabul ediliyor. ABD petrolü geçen yıl, Katrina Kasırgası’ndan hemen sonra, 70,85 dolar düzeyine çıkmıştı. Bu arada, vadeli piyasada, Brent türü Kuzey Denizi petrolünün Haziran ayı varil teslim fiyatı da 48 sentlik yükselişle 71 dolara yükseldi. Petrol fiyatlarının yükselmesinde, İran’ın nükleer programının yanı sıra, Nijerya’daki karışıklıklar ve ABD’deki benzin stoklarının azalması etkili oluyor. DERİCİLERDEN İNSAN KAYNAĞINA YATIRIM Deri sektöründeki imaj sorununu çözmek için Deri Tanıtım Grubu ile bu yıl atağa kalkan deri sektörü, insan kaynağına yatırım yapıyor. İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB), dericilik sektörünün yetişmiş eleman ihtiyacını karşılamak için Zeytinburnu’nda İDMİB Lisesi’ni kuracak. Milli Eğitim Bakanlığı ile bu konuda bir protokol imzalayan İDMİB, buradan yetişecek elemanların katkılarıyla sektörü, moda ve tasarımda da söz sahibi kılmayı hedefliyor. NOSTALJİK ‘SİPAHİ’ MAYISTA PİYASADA Tekel Adana Sigara Fabrikası, 1970’li yılların nostaljik sigarası ‘‘Sipahi’’ marka ile yeniden üretime başladı. Deneme üretimi yapılan nostaljik sigara, mayıs ayında piyasada olacak. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nca (ÖİB) 25 Kasım 2005 tarihinde kapatma kararı alınarak üretimi durdurulan, ancak 45 gün aradan sonra tekrar üretime başlaması kararı verilen TEKEL Adana Sigara Fabrikası’nda makineler yeniden çalışmaya başladı. Yaklaşık 600 personelin tek vardiya ile çalıştığı fabrikada, ilk etapta, ‘‘Sipahi’’ sigarasının deneme üretimine geçildi. Atlı süvari amblemi ile üretimi yapılan sigaranın seri üretimine başlanması için çalışmalar sürüyor. LUFTHANSA TÜRKİYE’DE 50. YILINI KUTLUYOR Yüksek petrol fiyatlarına karşın 2005’te hedeflerine ulaşarak kârını 577 milyon Avro’ya yükselten Lufthansa Alman Havayolları, Türkiye’de 50. yılını kutluyor. 12 Eylül 1956’da Münih’ten İstanbul’a ilk uçuşunu Lufthansa Alman Havayolları Türkiye’de 50 yıl önce bir yılda taşıdığı yolcuyu şimdi iki günde taşıyor. Lufthansa Yönetim Kurulu Başkanı Wolfgang Mayrhuber yıllık bilançoyu açıklarken 2005 yılı için belirledikleri hedeflere ulaştıklarını ve yüksek petrol fiyatlarına karşın başarılı olduklarını belirtti. Buna göre, Lufthansa Şirketler Grubu’nun kârı yüzde 50 arttı. CUMHURİYET 13 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear