28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 22 ŞUBAT 2006 ÇARŞAMBA 14 KÜLTÜR kultur?cumhuriyet.com.tr Özdemir Altan’ın ‘‘mini retrospektif’’ sergisi Kare Sanat Galerisi’nde görülebilir DEFNE GÖLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Sanatta dönemselliğin önemi ? Özdemir Altan’ın, 19652005 arasındaki dönemsel çalışmalarının küçük çapta bir dökümü olan ‘‘Farklı Dönemlerden Başyapıtlar’’ altbaşlıklı ‘‘Mini Retrospektif’’ sergisi, onun sanatında ‘‘romantik’’ dönemden başlayarak ‘‘krallar ve kraliçeler’’, ‘‘sinek kralı’’, ‘‘12 Mart sonrası’’ ve ‘‘gerçekçi dönem’’e, nihayet ‘‘soyağaçları’’na ve bugüne uzanan gelişmeleri özetlemekte ve izleyiciyi yeni bir bellek tazelemesine çağırmaktadır. KAYA ÖZSEZGİN Tuval üzerine yağlıboya 150x100 cm. ‘Don Kişot’luk! İspanyol yazar Cervantes’in Don Kişot adlı romanında anlattığı tip çağlar boyu o denli hayata karışmıştır ki, dilimizde de, olmayacak işler peşinde koşan, olmayacak yiğitliklere kalkışan kişiler için söylenen, ‘‘donkişotluk yapmak’’ deyişi yerleşmiştir. Günümüzün donkişotlarına bakınca en başta sanatçılarımızı görüyoruz. Dünyanın dizginlerini eline almış, onu sonu belirsiz serüvenlere sürüklemeye istekli egemen düzene karşı, onca olumsuzluklara karşı direnen güçlerden biri sanat. Hele tiyatrolar... Ne emeklerle, ne özverilerle ayakta kalma, bilinç taşıma, hayatı anlamaanlatma uğraşı içindeler... Ankara Sanat Tiyatrosu’nun sergilemekte olduğu Don Kişot, sanki bütün bu karşılıksız ama onurlu uğraşlara bir gönderme gibi. Oyunun yazarı Hans Ostarek’in metni de Don Kişot’u değil, onun ölümünden sonra ardında bıraktığı masumiyetle yüklü serüvenlerinin geride kalanlarca sürdürülmesinin öyküsünü anlatıyor. Don Kişot, bu dünyadan yaşayıp geçmiş ama aradığı ‘‘altın çağ’’ı insanlara kalıt olarak bırakmıştır. Nedir o altın çağ? ‘‘Her şeyin herkese ait olduğu o çok eski çağ.’’ Rönesans’la başlamıştır insanoğlunun yeni bir altın çağ arayışı. Thomas Moore, ünlü yapıtı Ütopya’da, ‘‘bütünüyle akıl yoluyla yönetilen ortak mülkiyete dayalı’’ bir toplum önerdi. Tommaso Campanella, Güneş Ülkesi adlı kitabında, ‘‘özel mülkiyetin yasak, her şeyin ortak ve herkesin aydınlanmış olduğu’’ bir toplumu benimsedi. Fenelon, Telemak’ın Serüvenleri’nde yalın bir yaşam biçimini yüceltti. Karl Marx ile Friedrich Engels, insanoğlunun ütopyalarını gerçeğe dönüştürebileceği maddi olanaklarının da elinde olduğunu gösterdiler. AST’ın oyununda, insanoğlunun bu arayış serüveninden bir kesit hem bütün saflığı ve yalınlığı içinde sunulurken, hem de evrensel değerlere yaslanmanın getirdiği güçle günümüz dünyasına ilişkin önemli çağrışımlar barındırıyor. Berna Cömert’in samanlar, tahtalar, çuvallarla oluşturulmuş başarılı dekorlarıyla Rutkay Aziz’in yalın yönetimi, sahnede dengeli, anlattığını başarıyla izleyicisine aktaran bir yapıt sunuyor izleyenlere. Yaşadığımız dünyanın hem çok uzağında, hem de içinde olmayı başarabilmiş bir oyun Don Kişot. ??? Donkişotluk denebilecek bir başka tiyatro eylemi de Mehmet Ergen yönetimindeki Yeni Kuşak Tiyatrosu’nun Aksanat salonunda sergilediği öncü nitelikli oyunlar. Şu günlerde Harold Pinter’in iki kısa oyununu sahneliyor bu topluluk. İki oyuna, ortak temaları nedeniyle birbirinin devamı ya da aynı oyunun iki ayrı perdesi gibi de bakılabilir. Oyunları birleştiren ortak tema, egemenle ezilen ilişkisi olarak tanımlanabilir. Küller Küllere adlı ilk oyunda bir sorgu odasında işkence gören bir ailenin bireyleri (kadın, erkek ve çocuk) ile onları sorgulayan işkenceci arasındaki ilişki aktarılıyor. Bir de Yolluk adlı ikinci oyunda ise bir ev ortamında (ancak dekorda evin pencerelerinin hapishane demirleriyle örülü olduğu görülür) bir erkeğin bir kadını sorguladığı bir ilişki izleriz. Her iki sorgulama da bizi aynı yerde birleştirir: İki sorgu arasında aslında bir fark yoktur. Vahşi ve zalim olan sorgunun kendisidir. Sahne dilinden çok yoğunlaştırılmış bir anlatı dili kullanan yazarın metninden gelen zorluğu yönetmenin başarıyla çözümleyip izleyene yansıtabildiğini söylemeliyim. Yazarın sert ve etkileyici dili, aynı çarpıcılıkla izleyiciye geçiyor. Kimi zaman şu hayat içindeki uğraşlarımızın neye yaradığını düşünüp umutsuzluğa kapıldığımız anlar olur. Tiyatrocularımızın böyle bir duyguya yenilmeden, yaptıkları işe güvenlerinin sürüyor olması toplumumuz adına umut verici. turgay?fisekci.com Sanatsal birikim ve deneyim olarak arkada bırakılanlar, sanatçının geriye dönüp bakması için değil, ileride yapacaklarının biçim ve içerik bağlantılarını süreçsel planda görmesi içindir. Böyle bir hesaplaşma, bağlantıların geleceğe yönelik anlamı hakkında sanatçıya bazı ipuçları verir, onu, bulduklarıyla yetinmemeye ve araştırmaya yönlendirir. Geride kalan birikimlerle yetinmek, akademizmin bilinen hastalığıdır. Kimi dönemlerde ve kimi sanatçılarda bu hastalık nükseder, ürettiği yapıtlar üzerinde kuluçkaya yatanları tekrar batağına sürükler. Araştıran bir sanatçı Hiçbir şeyin hazırda bulunmadığına inanan sanatçılar ise, amaç bildikleri doğrular üzerinde araştırıcı bilinç yeteneklerini devreye sokarak, dönemsel etkinliklerini canlı tutmanın çözüm yolları üzerinde kafa yormaktan hoşlanırlar. Sanatçının yaşamında dönemsel ayrımların seçiliyor olması, alternatifsiz dağınıklığa meydan verilmediği sürece, lehte sonuçlar yaratır. İyi sanatçılar, bu gerçeğin farkında olduklarından, tutarlı değişimi (araştırmayı) soylu sanatın gereği sayar ve çalışmalarını bu yönde yoğunlaştırırlar. Özdemir Altan da bu sınıfa giren sanatçılardan. ‘‘Farklı dönemlerden baş yapıtlar’’ alt başlığı altında düzenlenen 19652005 arasındaki dönemsel çalışmaların küçük çapta dökümü (‘‘mini retrospektif’’), onun sanatında ‘‘romantik’’ dönemden başlayarak ‘‘krallar ve kraliçeler’’, ‘‘sinek kralı’’, ‘‘12 Mart sonrası’’ ve ‘‘gerçekçi dönem’’e, nihayet ‘‘soyağaçları’’na ve bugüne uzanan gelişmeleri özetlemekte ve izleyiciyi yeni bir bellek tazelemesine davet etmektedir. (Sergide 1970’li yıllara ait bir halı örneği de yer alıyor.) Bu noktadan bakıldığında, belleklerde yerini bulmuş bir yapıt olarak, ‘‘Euphorion’’un (1974) ara kesit oluşturduğu bir oluşum çizgisi üzerinde, o tarihten geriye ve ileriye uzanan gelişmelerin mantığını bir kez daha kavramış olacaktır izleyici. Altan’ın sık kullandığı bir deyişle ifade etmek gerekirse, ‘‘tekniği marifetli, estetiği kolay’’ yaklaşımların olabildiğince uzağında kalmayı ilke edinmiş bir sanatçının benimsediği çağdaşlık disiplinidir bu. Ancak böyle bir niteleme, Özdemir Altan’ın resimlerini yorumlamakta yeterli olmayacaktır. Resim sanatımızın yaşadığı ve yaşamakta olduğu sorunları yakından bilen bir sanatçı olarak, onun uzun süredir bir eleştiri kıstası halinde yeri geldikçe öne sürdüğü espas, derinlik ve ışık kavramlarına yönelik bilinçli araştırma disiplini de, çağdaşlığın anlamını onun bakışıyla vurgulayıcı bir içerik taşır. İlk versiyonlarını 1990’lı yılların başında yaptığı kolajlar, gene kendi yöntemi doğrultusunda geliştirdiği çalışmalar, bir örneği bu sergide yer alan büyük boyutlu resimde de görüleceği gibi, uzlaşmazların uzlaşımını esas alan bir noktaya gelip dayanmıştır. Bilinen anlamda ‘‘Dada’’ ve ‘‘Yeni figürasyon’’la, gerçeküstücü akımla denenmiş olan yöntemleri yeniden canlandırmaya yönelik bir bakış değildir bu. Sergide tipik bir örneğini gördüğümüz farklı tekniklerde ve görüşlerde çalışan sanatçılar için programlanmış ahşap bir yüzey üzerinde parsellenen bölgeler, onların kolajlarıyla yeniden düzenleniyor, Özdemir Altan’ın öngördüğü bir konsept çerçevesinde bir araya getirilerek, bir anlamda imeceye dayalı bir yapıt ortaya çıkarılmış oluyor. Bir yönüyle ‘‘eklektik’’ bir çalışma düzeninin ürünü sayabileceğimiz bu teknik, bilinen anlamda eklektisizm değil kuşkusuz. Farklılıkların ve karşıtlıkların uyuşturulması paralelinde, yeni bir ‘‘sentez’’ arayışı olarak da yorumlanması mümkün olan bu çalışma biçimi, Altan’ın daha önce kullanmış olduğu içgüdüsel yöntemin bir uzantısı olarak da alınabilir. Bilinçli bir tutum Biri dışında, sergiyi oluşturan resimler, Kare Sanat Galerisi’nin farklı zamanlarda sanatçıdan alarak biriktirdiği çalışmalar. Bizde galericilerin çok fazla itibar etmedikleri bu tür yaklaşım, değişik sanatçılardan edinilmiş yapıt ‘‘terakümü’’nden oldukça uzak. Sanatçı seçimi kadar, o sanatçının farklı dönemlerinin bilinçle izlenmesinden kaynaklanan bu yaklaşım, sanatçıgalerici ilişkisi üzerine yeni sayılabilecek bir ipucu da vermektedir. Galericinin, sanatçısını sahiplenmesi değil yalnızca, yapıtların seçimi bağlamında da bilinçli bir tutumla işe başladığının göstergesi olarak alınabilir söz konusu sergi, bu yönüyle. DEĞERLİ ŞAİRİN 80. YAŞI İÇİN İFSAK ÖDÜLLERİ VERİLDİ Arif Damar’a özel sayı Kültür Servisi Bu ay 11. yaşını kutlayan Berfin Bahar dergisi, ‘‘Çağından Sorumlu Bir Şair Arif Damar 80 Yaşında’’ başlıklı dosyayla okura ulaşıyor. Genel yayın ve yazıişleri yönetmenliğini İsmet Arslan’ın yaptığı dergide, bu yıl 80. yaşını kutladığımız Arif Damar üzerine Engin Turgut’un ‘‘Gecenin İçinden Bir ‘Sis Çanı’ Arif Damar’’, Cengiz Kılçer’in ‘‘İlk Bakışta Arif Damar Şiiri’’, B. Sadık Albayrak’ın ‘‘Arif’ledim de Işıdı Çağımızdaki Gerçek’’ başlıklı yazıları yer alıyor. Gürhan Uçkan’dan ‘‘Samir Amin: Kuzeydeki İşçilerle Güneydeki Köylüler Birleşmelidir’’, Mehmet Başaran’dan ‘‘Gerçek Ahlak Bilim Ahlakı’’, Cafer Tiryaki’den ‘‘Etoburluğa Karşı Yaşamayı Savunmak’’ başlıklı yazılar da derginin bu sayısında. Baran Doğu’nun Cigerxwin üzerine Nuri Kaymaz ile söyleşisi, Dr. Şadi Aydın’dan ‘‘Der Bustânı Necati’’, Ruhan Mavruk’un Sedat Umran ile ‘‘Beyaz Bir Şarkı’’ başlıklı söyleşisi, N. Şehmus Güzel’den ‘‘Remzi’nin Montparnasse Hayatı’’ dergideki diğer yazılardan. Bu sayıda Abdullah Rıza Ergüven, Zeki Karaaslan, Serkan Engin, Hasan Taşçı, Yılmaz Gruda, Asım Öztürk, Özdemir Başargan, Hakan Sürsal, En İyi Kurmaca Film ‘Fareler’ Kültür Servisi 27. İFSAK Ulusal Kısa Film ve Belgesel Yarışması sonuçları açıklandı. Bu yıl toplam 190 kısa film ve belgeselin katıldığı yarışmada Berna Kuleli, Belmin Söylemez ve Yamaç Okur’dan oluşan seçici kurulun yaptığı ön eleme sonucunda 31 film finale kalmıştı. Finale kalan filmler, yönetmen Yeşim Ustaoğlu’nun tek seçici olarak görev yaptığı ana seçici kurul toplantısında, finale kalan yönetmenlerin de katılımı ile izlendi ve ödüller sahiplerini buldu. ‘En iyi Kurmaca Film’ ödülünü, yönetmenliğini Senem Tüzen’in yaptığı ‘Fareler’ adlı film alırken ‘En İyi Belgesel Film’ ödülünü Behiye Yılmaz Özel’in ‘Bir Çift Kanadın Peşinde’ adlı filmi kazandı. ‘En İyi Canlandırma Film’ dalın daki ödül Aksel Zeydan Göz’ün yönettiği ‘Simone’ adlı film, ‘En İyi Deneysel Film’ ödülü de ‘Dram 19 Dk’ ile Ufuk Aksoy’a verildi. ‘Zilzal’, ‘Ömer Eve Gel’ ve ‘Entropi’ adlı filmler de kendi dallarında ‘Özel Ödül’ aldılar. BUGÜN ? BOĞAZİÇİ ALBERT LONG SALONU’nda 19. 30’da Bilkent Mozart Yorumcuları’ndan ‘2006 Mozart Yılına Merhaba’ başlıklı konser. (0 212 359 66 09) ? İŞ SANAT KONSER SALONU’nda 20.00’de Yansımalar konseri. (0 212 316 10 83) ? CEMAL REŞİT REY KONSER SALONU’nda 20.00’de Frank Gamble Natural High Trio ile Alain Caron (bas) ve Otmaro Ruiz (piyano) konseri. (0 212 232 98 30) Tarık Aslan, Aziz Kemal Hızıroğlu, Hüseyin Kurt, Bora Bostancı, Ümran Ersin, İsmet Alıcı ve Evin Okçuoğlu da şiirleriyle yer alıyor. koyundan yararlanmanın 37 yolu Van’ın Erciş ilçesine bağlı Ulupamir köyünde çekilen filme Berlin Film Festivali’nden ödül Kültür Servisi İngiliz yönetmen Ben Hopkins’in, Van’ın Erciş ilçesine bağlı Ulupamir Köyü’nde yaşayan Kırgızları konu alan yarı belgesel filmi ‘‘Ölü Bir Koyundan Yararlanmanın 37 Yolu’’, 56. Uluslararası Berlin Film Festivali’nin bağımsız seçici kurul ödüllerinden Caligari Film Ödülü’ne değer görüldü. Çekimleri, Türkiye’den Pi Film ortaklığıyla 2005’in sonunda Van’ın Erciş ilçesine bağlı Ulupamir Köyü’nde gerçekleştirilen film, Berlin Film Festivali’nin Forum bölümünde gösterildi ve daha önce ‘‘Kasaba’’ filmiyle Nuri Bilge Ceylan’ın da kazandığı Caligari Ödülü’ne değer görüldü. Ben Hopkins, bu ödüllü belgeselin ardından yine Türkiye’de uzun metrajlı kurmaca bir film çekmeye hazırlanıyor. Almanya’dan Flying Moon ile Türkiye’den Pi Film’in ortak yapımcılığının üstlendiği ‘‘Pazar’’(The Market) adlı film çalışması için, Berlin Film Festivali sırasında Avrupa’nın büyük yapım şirketlerinden Zentropa ile üçüncü ortak olarak anlaşıldı. Filmin ilk gösterimi 2007 Berlin Film Festivali’nde gerçekleşecek. Çekimlerine önümüzdeki haziran ayında Kars bölgesinde başlanacak ve Türkçe çekilecek filmde, Genco Erkal’da rol alacak. Usta tiyatrocuya diğer başrollerde genç kuşal oyunculardan Tayanç Ayaydın ve Şenay Aydın eşlik edecek. Doksanların başında Doğu Anadolu’da geçen bir öyküyü anlatacak olan Pazar, ticaret ve kapitalizm üzerine trajikomik bir öykü. Ölü F Bertolucci’den bir rehine öyküsü... Kültür Servisi Üç yıl önce ‘Düşler, Tutkular ve Suçlar’ filmini çeken Bernardo Bertolucci, terörist eylemleri konu alan yeni tasarısı ‘Bel Canto’ adlı film için kamera arkasına geçecek. Filmin senaryosunu, ABD’li yazar Ann Patchett’in kitabından yola çıkarak Bertolucci’nin kendisi yazacak. Kitapta Güney Amerika’daki düşsel bir ülkede, bir politikacının villasında verdiği, önemli konukların bulunduğu ve ünlü bir sopranonun da şarkı söylediği partinin gerillalar tarafından basılması ve evdeki herkesin rehin alınması anlatılıyor. İLMİN SENARYOSU ANN PATCHETT’İN KİTABINDAN K Ü L T Ü R ? Ç İ Z İ K KÂMİL MASARACI KONSER 28 ŞUBAT’TA İTÜ MAÇKA YERLEŞKESİ’NDE Anjelika Akbar İTÜ’lü öğrenciler için çalacak Kültür Servisi Anjelika Akbar ‘‘Bir Yudum Su’’ adlı yeni albümünün halka açık ilk konserini İstanbul Teknik Üniversitesi Vakfı yararına 28 Şubat saat 20.00’de İTÜ Maçka Yerleşkesi’nde gerçekleştirecek. Konserden elde edilen gelirle gereksinimi olan İTÜ’lü öğrencilere burs verilecek. Akbar, İTÜ Maçka Kampusu Mustafa Kemal Amfisi Konser Salonu’nda gerçekleştirilecek konserde hem son albümünde yer alan bestelerini, hem de daha önceki albümlerinden bestesi kendisine ait olan ‘‘Piyano Minyatürleri’ni seslendirecek. Ayrıca Can Dündar’ın ‘‘Köy Enstitüleri’’ adlı belgeseli için yaptığı müziğin ana temasını da çalacak olan Akbar’a konserde ‘‘Masal’’ ve ‘‘Sevgi Çemberi’’ adlı yapıtlarda bir keman sanatçısı eşlik edecek. (0212 230 73 71) CUMHURİYET 14 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear