24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22 ŞUBAT 2006 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Avrupa devi Arcelor’la yollarını ayıran Oyak, nihai olarak şirketin toplam yüzde 52.36’sına sahip olacak 13 EKONOMİ POLİTİK ERİNÇ YELDAN ERDEMİR’i ‘tek başına’ alacak Ekonomi Servisi OYAK, ERDEMİR’i almak için ortaklık kurduğu Fransız demirçelik devi Arcelor ile ilişkisini keserek yola tek başına devam etme kararı aldı. ERDEMİR’in yüzde 46.12 hissesinin blok satışı için yapılan ihalede 2.77 milyar dolar ile en yüksek teklifi veren OYAK’ın, Fransız Arcelor ile ortaklığını sona erdirdiği bildirildi. Reuters’e bilgi veren yetkililer, Avrupa’nın çelik devi Fransız Arcelor’un OYAK’ın ERDEMİR’i almak için Ataer Holding’e yüzde 41 ile ortaklığının söz konusu olduğunu anımsatarak bunun sona erdirildiğini ifade ettiler. Habere göre, bir yetkili Arcelor ile yolunu ayıran OYAK’ın ERDEMİR’i tek başına almak için ? Rekabet Kurulu toplantısında sadece OYAK’ın ERDEMİR’i almasına ilişkin başvurunun değerlendirilmesi bekleniyor. Satış sözleşmesinin de kısa sürede imzalanacağı belirtiliyor. işlemlere başladığını ve gerekli kurumlara bilgi verildiğini ifade etti. Bir sektör yetkilisi de ‘‘OYAK’ın Arcelor ile ortaklık kurması Rekabet Kanunu açısından sorun yaratıyordu. Rekabet Kurulu’ndan olumsuz karar çıkmasını önlemek için bu yöntem seçildi. OYAK ERDEMİR’i almak için gerekli finansmanı sağlamış bulunuyor’’ dedi. Sektör yetkilileri, daha önce Reuters’e, Arcelor’un halen sektördeki önemli firmalardan olan Borçelik’in de hissedarı olmasının, Rekabet Kurulu’nun bu satışla ilgili değerlendirmesinde en kritik noktayı oluşturduğunu, bunun da şartlı iznin çıkmasına neden olabileceğini söylemişlerdi. Rekabet Kurulu’na başvuru ERDEMİR’in ÖİB’ye ait 46.12 hissesinin blok satış ihalesinde 2.77 milyar dolarla en yüksek teklifi OYAK vermiş ve ihale sonucu Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) tarafından onaylanmıştı. Rekabet Kurulu da OYAK’ın ERDEMİR’i devralmasında Rekabet Kanunu açısından herhangi bir sakınca olmadığını belirterek satış işlemine izin vermişti. Ancak Arcelor’un OYAK’ın ERDE MİR’i almak için Ataer Holding’e yüzde 41 pay ile ortaklığın söz konusu olması üzerine Rekabet Kurulu’na yeniden izin başvurusu yapılmıştı. Geçen hafta konuyu görüşen kurul, kararını bu haftaya bırakmıştı. Ortaklığın sona ermesiyle birlikte Rekabet Kurulu 23 Şubat Perşembe günkü toplantısında sadece OYAK’ın ERDEMİR’i almasına ilişkin başvuruyu değerlendirmesi bekleniyor. Devir işleminde sorun kalmaması nedeniyle satış sözleşmesinin kısa sürede imzalanması bekleniyor. İhale şartnamesi gereği OYAK Türkiye Kalkınma Bankası’nın mülkiyetindeki yüzde 3.17 hissesini de aynı şartlarla alacak. OYAK nihai olarak şirketin toplam yüzde 52.36’sına sahip olacak. İstihdam Vergileri ve İşsizlik Sorunu Üzerine Alternatif Öneriler Değerli okurlarım, Bu köşede, Türkiye’de 1980 yılından bu yana ‘‘farklı iktidarlartek siyaset’’ şiarı altında uygulanmaya konulan neoliberal programın ülkemizin iktisadi bağımsızlığını engelleyici ve sosyal dokuyu parçalayıcı öğelerini dile getirmeye ve zaman zaman da bu programın alternatiflerini irdelemeye yönelik akademik araştırmalarımızı sizlerle paylaşmaya çalışıyorum. Bu çabalardan birisi de geçen hafta sonunda ‘‘Mersin Ulusal Ekonomi Kurultayı’’nda sunduğumuz bir makro ekonomik karar alma modeli idi. ODTÜ’den Yrd. Doç. Dr. Ebru Voyvoda ve DPT Uzmanı Çağatay Telli ile birlikte kaleme alınan ve genç asistanlarımız Bengisu Vural ve Çağaçan Değer’in değerli yardımlarıyla geliştirilen söz konusu model ve bulguların daha geniş anlatımı ‘‘Bağımsız Sosyal Bilimciler’’ grubunun www.bagimsizsosyalbilimciler.org isimli sitesinden bulunabilir. Bu çalışmada ele alınan ana soru şudur: Türkiye istihdam ve üretim üzerine olan vergi yükünü hafifleterek işsizlik sorununun aşılmasını sağlayabilir mi? Türkiye’de mevcut istihdam vergilerinin işveren üzerine yükü toplam olarak yüzde 19’a ulaşmakta ve işçiden alınan sosyal güvenlik primleri ile birlikte, toplam işgücü maliyetlerinin yüzde 40’ını aşmaktadır. Bu oranlar OECD ortalamasının çok üzerindedir. Bu yükün azaltılması durumunda sağlanabilecek ‘‘istihdam kazanımları ne kadardır? Öte yandan bu tür bir vergi indiriminin, kamu maliyesine olan gelir kayıpları ne düzeyde olacaktır?’’ Elimizdeki makroekonomik modelde bu soru iki aşamada cevaplanmaya çalışılmaktadır. İlk olarak, mevcut IMF programının makroekonomik hedefleri altında 2010 yılına kadar Türkiye ekonomisinin olası seyri nasıl olacaktır? İkincisi, bu programda istihdam vergilerinin söz gelimi yüzde 5 azaltılması durumunda makro dengeler ne olabilir? Aşağıdaki şekil alternatif programlar altında ‘‘işsizlik oranındaki’’ olası gelişmeleri sergilemektedir. Görüleceği gibi makroekonomik model çözümleri mevcut program altında işsizlik oranının 2010 yılında yüzde 8’e, istihdam vergilerinin azaltılmasını öngören ‘‘Alternatif Program1’’ kurgusu altında da yüzde 7.2’ye indirilebileceğini öngörmektedir. Ancak gene model çözümleri vergi gelirlerindeki azalmanın kamu maliyesine ek yükler getireceğini vurgulamaktadır. Sonuçlara göre, azalan vergi gelirleri karşısında IMF programının kamu kesiminde milli gelire oran olarak yüzde 6.5 faiz dışı fazla yaratma hedefinin korunması için diğer harcamalarda önemli kısıntılara gidilmesi gerekecektir. Bu durumda, örneğin, kamu yatırımlarının milli gelire oran olarak düzeyi yüzde 2’nin altına inmektedir. Kamunun sağlık, eğitim ve sosyal hizmet yatırımlarının bu düzeye geriletilmesinin iktisadi ve sosyal sonuçları tahammül edilebilirlik eşiğinin çok üstündedir. Alternatif olarak şöyle bir program düşünülebilir: Mevcut IMF programının faiz dışı fazla hedefi yarı yarıya düşürülüp kamu yatırımlarının milli gelire oranı yüzde 7’ye çıkartılabilir. İstihdam vergilerindeki azaltma, doğrudan (dolaysız) gelir vergisinin kapsamı genişletilerek finanse edilebilir. Bu tür bir alternatif programın sonuçları (alternatifin alternatifi!) şekilde gösterilmektedir. ‘‘Alternatif Program2’’ çözümü altında işsizlik oranı yüzde 6’ya değin inmektedir. Kamu yatırımlarındaki ivme ekonomiyi uyarmakta, artan özel gelirler özel tasarrufları canlandırmakta, böylece ekonomik faaliyetler hızlanmaktadır. İşsizlikteki azalmayla birlikte, özel gelirlerin de artması ekonominin daha dengeli büyümesine de yol açmaktadır. O YAK Genel Müdürü Coşkun Ulusoy, TÜPRAŞ ve ERDEMİR ihalelerinden önce Antalya’da yapılan iş ortakları toplantısında, bu iki devden birini almakta kararlı olduklarını açıklamıştı. Hemen belirtelim ki model sonuçlarına göre faiz dışı fazlanın yarı yarıya azaltılması, borçların sürdürülmesi sorununu daha da ağırlaştırmamakta; tersine, büyüyen bir ekonomide, arttırılması planlanan dolaysız vergilerle birlikte, borç yükü de karşılanabilmektedir. Dolayısıyla mevcut IMF programının dışında, bu tür bir kamu yatırımı ve istihdam vergisi reformu ile Türkiye’nin kısa dönemde daha sağlıklı bir makro ekonomik yapıya kavuşturulması yolunda adımlar atılması mümkün olabilir. Bu tür bir yaklaşım ise kuşkusuz, ancak ‘‘alternatifimiz yok’’ anlayışının kırılmasıyla mümkün olabilecektir. İstanbul Park ihalesinde start Ekonomi Servisi Formula 1 pisti İstanbul Park’ın işletmecisi Motor Sporları ve Organizasyon’un (MSO) hisse devrine ilişkin ihale 14 Nisan’da gerçekleştirilecek. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı ve Formula Yatırım AŞ (FİYAŞ) Başkanı Murat Yalçıntaş’ın katılımıyla düzenlenen basın toplantısında, ihale süreci açıklandı. Verilen bilgiye göre, ihalede teklife çağrı ilanı tarihi 27 Şubat, kısa listenin açıklanması 22 Mart, son teklif verme tarihi 12 Nisan olacak, açık artırma da 14 Nisan’da yapılacak. ‘Ofer henüz girmedi’ Bugüne kadar kendilerine 3’ü yerli, 4’ü yabancı olmak üzere 7 başvuru yapıldığını anımsatan Yalçıntaş, Ofer’le ilgili bir soruya, ‘‘Ofer şu ana kadar müracaat etmedi. Bundan sonra eder mi, etmez mi bilmiyorum’’ yanıtını verdi. CUMHURİYET 13 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear