26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 20 EKİM 2006 CUMA 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI Y PB Y PB PB PB PB PB Y 20 22 20 20 22 22 24 22 18 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya Y Y Y Y Y Y PB Y PB 21 23 21 21 17 17 18 15 22 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y Y Y Y Y Y Y Y 26 25 22 23 21 20 14 14 13 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Bütün bölgelerimiz parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın doğusu, Karadeniz, İç Anadolu’nun kuzey ve doğusu, Doğu Akdeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. Hava sıcaklığı; doğu bölgelerde azalacak. Batı kesimlerde biraz artacak.Diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmaycak. DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih Y Y Y Y Y Y B Y Y 9 7 9 17 16 17 16 14 14 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih PB B Y Y Y PB Y B PB 17 18 18 17 20 18 23 19 16 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı B B PB Y PB B PB PB PB 7 25 3 18 24 23 18 27 22 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu Çok bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Rehn aracılığıyla AB’nin ‘‘çözüm için son fırsat’’ diye nitelediği plan. Bu plana bağlı olarak AB’nin tarih vererek dayattığı, bu hükümetin de önceleri bu kadarı da fazla diye karşı çıktığı koşullar. AB İlerleme Raporu 8 Kasım’da açıklanacak; haberlere göre rapor eskilere oranla daha sert koşullar, dayatmalar içeriyor. Genişlemeden Sorumlu Finlandiyalı üye Rehn, aba altından sopa gösterdi: ‘‘Müzakerelerde ilerleme sağlanmasının yapısal reformlara ve Türkiye’nin ek protokole bağlı olduğunu, bunun da Türkiye’nin ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ dahil olmak üzere bütün limanlarını tüm AB üye ülkelerine açması anlamına geldiğini’’ söyledi. Dışişleri Bakanı Gül, bu koşulların ve diğerlerinin bir bir yüzüne sıralandığı son troyka toplantısından gayet memnun ve ‘‘...atılan adımların Türkiye’nin çıkarına olduğunu’’ açıklayarak döndü. ??? 8 Kasım’a kadar açıklanan koşulları (dayatmaları) yerine getirmezsek neler olabileceğini Olli Rehn, diplomatik bir nezaket içinde açıkladı: ‘‘Müzakerelerde ilerleme sağlamanın yapısal reformlara (örneğin başka dinlere olağanüstü olanaklar sağlayan Vakıflar Yasası’na) ve... Tabii ‘limanları açmamız koşulunu’ yerine getirmemize bağlı’’ olduğunu söyledi. Daha ileriye giden açıklamalar da yapılıyor. Örneğin resmi ziyaret için Viyana’da bulunan Rum Dışişleri Bakanı ile birlikte basın toplantısında konuşan Avusturya Dışişleri Bakanı Bayan Ursula Plassnik, TürkiyeAB ilişkilerinin kaderinin 8 Kasım’da komisyonun vereceği İlerleme Raporu’na bağlı olduğunun altını çizdikten sonra, ‘‘Eğer Ankara protokolü uygulanmazsa ilişkileri dondurma dönemi başlar. O zaman ilişkiler çıkmaz bir sokağa girer ve bu çıkmaz sokaktan çıkış yolu bulmak güçleşir’’ diyor. Almanya Dışişleri Bakanı Steinmayer de Başbakan Merkel’in Ankara’yı ziyaretinde aynı koşulları yerine getirmesini hükümete söylediğini açıkladı. Hükümet ise ya AB’nin blöf yaptığına, limanlarımızı KKTC’ye uygulanan izolasyonların kalkması durumunda açacağımızı içeren resmi görüşümüzü örtmek için karşı koşul olarak öne sürdüğüne ya da İlerleme Raporu’nda limanlarla ilgili saptamaların yumuşak bir üslup içinde geçeceğine ve... Kretshcmer’in söylediği gibi ‘‘limanlar için kriz çıkmayacağına’’ inanıyor veya... ...Veya müzakerelerin askıya alınacağını bir tehdit olarak algılayarak söylemleri umursamıyor. ??? Ayrıntıları henüz ortaya çıkmayan Finlandiya planını nasıl karşıladığımıza gelince: AB’nin ‘‘çözüme açılan son pencere’’ diye en azından üzerinde görüşmeyi kabul etmemizi dayattığı planı Gül, ‘‘Önerilere biz yapıcı yaklaşıyoruz’’ diye karşıladı ve topu ‘‘Ada’daki iki toplumun anlaşmasına’’ bağladı. Brüksel’e planı görüşmeyi kabul etmesi için çağrılan MA Talat ise, (Türkiye’den kurtulmayı temel hedef yaptığı, Türkiye’yi anavatan görmediği için ondan her an beklenen) bir terbiyesizlik örneği vererek, ‘‘Kuzey Kıbrıs’ı Türkiye’nin AB üyeliği için ‘meze’ yaptığını’’ söyledi. Brüksel’de Finlandiya planına ilke olarak evet dedi. Ancak kimi koşulları varmış. Magusa’nın BM denetimine verilmesini, spor, kültür ambargosunun kalkmasını, Ercan Havaalanı’nın uluslararası uçuşlara açılmasını istiyor. Bunları (veya bir şeyler) sağlamak için müsteşarını Finlandiya’nın başkentine gönderiyor. Rum her zamanki Rum. Son müjdeli haber ABD’den geldi. AB kriterlerine uymamızı, Rumlara limanlarımızı açmamızı isteyen tasarıyı bir demokrat milletvekili Kongre’ye sundu. Çember daralıyor. RTE ile Gül, ‘‘Çözümsüzlük çözüm değildir’’den sonra, ‘‘dış dünyanın istediklerini vererek kazançlı duruma geçme’’ AKP icadı formülü yine işletebilirler. Neden olmasın? Çok değil, biriki yıl önce kamuoyunda Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine destek yüzde 80’lerdeydi. Hemen hemen bütün anketler bu rakamı gösteriyordu. Ülkenin geleceğini Batı’da görenler de, kişisel geleceğini ve refahını Batı’da umanlar da bu oranın içindeydi. Ne oldu da, biriki yıl içinde Avrupa Birliği’ne destek oranı yüzde 50’lerin altına indi? Çok şey oldu. Bunlardan birini İsmail Cem’in ağzından dinleyelim. Cem, 17 Ekim tarihli Milliyet’te Can Dündar’la söyleşisinde, “Müzakere sürecinde sizi en fazla kaygılandıran nedir?” sorusuna şu karşılığı veriyor: “Avrupa Birliği’nin azınlıklar konusunu ırkçı bir anayışla Türkiye’nin önüne getirmesi, AKP’nin de bunu kabullenmesi...” Peki, Avrupa Birliği’nde azınlıklar konusu nasıl ele alınıyor? Cem’in yanıtı: GENİŞ AÇI HİKMET BİLA Aldatma “AB hukukunda azınlıklara çok genel çerçevede, herkesin benimsediği insancıl ölçülerle değinilir. Bunların ihlali durumunda Avrupa Birliği devreye girer. Bu doğaldır, ayrıca gerçekçidir. Oysa 2004 kararlarında Avrupa Birliği, Türkiye için yeni azınlık kategorileri isimlendirmiş, bunlara ilişkin talepler oluşturmuştur. Bunlar Avrupa Birliği hukukunun tabii ki dışındadır.” İsmail Cem’in altını çizdiği çifte standardın en çarpıcı örneği şu: 2000 Katılım Ortaklığı Belgesi’ndeki anlayış, hak ve özgürlüklerin “topluluk”lara değil, “yurttaş”a, “birey”e ait olduğudur. Bu anlayışın temelinde Fransız hukuku vardır. Hak ve özgürlükler; topluluklar, ırklar, azınlıklar değil, yurttaş, birey, vatandaş temelinde tanımlanmıştır. Ancak, son dört yıl içinde bu anlayış değiştirilmiş ve Türkiye’ye yurttaş temelinde değil, ırklaretnik gruplar temelindeki bir anlayış dayatılmıştır. Bu tehlikeli anlayış 2004 belgelerinde kayda alınmıştır. Cem, bilgi birikimi, deneyimi ve değerlendirme yeteneğiyle tanınan bir düşünce ve siyaset adamı. Yorumu bu kadar net ve açık. Son yıllarda yaşanan gelişmeler, Cem’in yorumlarıyla tıpatıp uyuşmuyor mu? Avrupa’nın ken disi için ayrı, Türkiye için ayrı kriterler uyguladığı görülmüyor mu? Ermeniyle başlayıp Süryaniyle, Pontus’la devam eden “azınlık” dayatmaları başka nasıl açıklanabilir. “Azınlıkların kültürel hakları, anadilde yayın hakları”, vs. derken Güneydoğu’daki petrol ve barajların “Kürt azınlığa” verilmesi talebine kadar uzanan çizgiye başka ne anlam verilebilir? Takke düşünce kel böyle görünüyor demek ki... TürkiyeAvrupa Birliği ilişkileri doğal sürecine döner mi; ne zaman, nasıl döner, ne zaman, nasıl adam gibi bir süreç başlar, belli değil artık. Hani ünlü bir söz vardır: Bir halkın bir bölümünü her zaman, tümünü bir zaman aldatabilirsiniz, ama tümünü her zaman aldatamazsınız. Yalan mı? hikmet.bila@ntv.com.tr GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Baydemir’e sert yanıt Baykal, hidroenerji kaynaklarının yerel yönetimlere devredilmesini isteyen DTP’li başkanı ‘Dağdaki teröristle kentteki siyasetçi aynı siyasi projede çalışmakta’ sözleriyle eleştirdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Güneydoğu’nun petrol zenginlikleri ile hidroenerji kaynaklarının yerel yönetimlere devredilmesini isteyen Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’e sert yanıt verdi. Baykal, ‘‘Bir kez daha ortaya çıkmıştır ki, dağdaki teröristle kentteki siyasetçi aynı siyasi projenin etrafında çalışmaktadır’’ dedi. Türkİş’e bağlı bazı sendikaların başkanları Baykal’ı parti genel merkezinde ziyaret etti. Ziyareti sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Baykal, DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar’ın afla ilgili sözleri üzerine başlayan askersiyasetçi tartışmasının anımsatılması üzerine, ‘‘Türkiye’nin ciddi bir terör sorunu vardır. Bu sorunu görmezlikten gelmenin, örtbas etmenin ya da bunu saptırmanın çok yanlış olacağını düşünüyorum’’ dedi. İsim vermeden Baydemir’in Avrupa Parlamentosu’ndaki açıklamalarına değinen Baykal, şunları kaydetti: ‘‘İlk kez Türkiye’nin bir belediye başkanı, bir Avrupa platformunda, Güneydoğu Anadolu’nun, Batman’ın petrol zenginlikleri ve hidroenerji kaynakları oradaki yerel yönetimin kontrolünde olmalı ve yerel yönetim, oranın kaynaklarını kendisi kullanmalıdır diye bir açıklama yaptı. Konuşulacak konu budur. Bunu dile getiren bir siyasetçidir, dağdaki terörist değil. Bir kez daha ortaya çıkmıştır ki, dağdaki teröristle kentteki siyasetçi aynı siyasi projenin etrafında çalışmaktadır. Bu temel gerçeği görmezlikten gelip olayı başka zeminlere yöneltmeye çalışmak doğru bir yaklaşım değildir.’’ Başer: ABD ile işbirliğinden sonuç alınamazsa operasyon seçeneği Meclis’e gelir K. Irak’a gireriz mesajı İstanbul Haber Servisi Türkiye’nin Terörle Mücadele Koordinatörü Emekli Orgeneral Edip Başer, terör örgütünün saldırıları karşında ‘‘Türk ulusunun sabrının taştığını’’ belirterek, ABD ile başlatılan işbirliğinden sonuç alınamaması halinde Kuzey Irak’a askeri operasyon seçeneğinin TBMM’ye geleceğini söyledi. ABD’nin Terörle Mücadele Özel Temsilcisi emekli Orgeneral Joseph W. Ralston da PKK ile masaya oturma seçeneğinin bulunmadığını belirterek ‘‘Askeri seçeneğimiz var, ama son tercih olmalı’’ dedi. Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) tarafından Avrasya Bir Vakfı’nın ev sahipliğinde Swissotel’de düzenlenen toplantıda konuşan Başer ve Ralston terörle mücadele mesajı verdi. Başer, bazı ülkelerin terör faaliyetleri içinde olan örgütlere destek verdiğini belirterek, dost görünen bu ülkelerin tavrının Kuzey Atlantik Antlaşması ve Avrupa Konseyi’nin ilkeleriyle bağdaşmadığını anlattı. Kuzey Irak’taki fiili durum dolayısıyla örgütün burayı üs olarak kullandığını belirten Başer, ‘‘ABD başkanlığındaki koalisyon güçleri ve merkezi Irak hükümeti, Irak topraklarının ama bunlar söylence. İlk söylence, ‘PKK’ye karşı ABD’nin hiçbir şey yapmadığı’. PKK’ye destekleri durdurmak için çalışıyoruz. Irak ve Türk hükümeti ile görünür sonuçlar elde etmek için çalışıyoruz. Böyle bir taahhüdümüz olmasa burada olmazdım’’ diye konuştu. ‘‘ABD’nin 2003’ün öcünü almak için PKK’yi kullandığı’’ yönünde söylenceler bulunduğunu belirten Ralston, ‘‘Irak, ABD ve Türk hükümeti birlikte çalışarak terörün üstesinden gelecektir. Türk ulusunun sabrını rica ediyorum’’ değerlendirmesinde bulundu. Soruları da yanıtlayan Ralston, ABD’de Türkiye’yi parçalamaya yönelik haritaların yayımlanmasının anımsatılması üzerine ‘‘Bunlar Savunma Bakanlığı’na ait değildir. Haritalar resmi yayın olmayan Armedforces Journal’da yayımlandı’’ karşılığını verdi. Gelecek hafta PKK’nin finansman akışını durdurmak için Avrupa’ya ekip göndereceklerini söyleyen Ralston, Irak Dışişleri Bakanı’nın PKK’ye karşı operasyon yapmayacakları yönündeki açıklamaları için de ‘‘Irak Dışişleri Bakanı, ABD’nin politikalarını belirleyemez’’ karşılığını verdi. kada anlaşma sağlanırdı! AKP hükümeti işin kolayını buldu! IMF’nin her dediğini yapıyor ve böylece hiç sorun çıkmıyor! IMF’nin dediği de şu: Arkadaş, senin sosyal sorumluluğun, senin yatırım harcamaların, senin genel kalkınma planların beni ilgilendirmez. Beni ilgilendiren, borçlarını zamanında ödemesidir. Onu sağlarsan, ekonominin sağlam olduğunu ilan ederim, sağlamazsan karışmam! 2007 bütçesi hazırlanırken IMF heyetinin yurda dönmesinin ve İstanbulAnkara temaslarını yoğunlaştırmasının nedeni de buydu! Rakamlara baktığımızda IMF’nin hedefine ulaştığını, borç ödemelerini garanti altına aldıktan sonra gerisini AKP’ye bıraktığını görüyoruz. ??? TBMM’ye sunulan bütçenin gelir hanesinde şu rakam yazılı: 188.2 milyar YTL. Gider hanesindeki rakam ise şu: 204.9 milyar YTL. Daha işin başında 16.7 milyar YTL’lik açık. Bu nereden karşılanacak? KİT zamlarıyla olanaksız, çünkü elde zam yapacak KİT ürünü kalmadı. Özelleştirmeyle olanaksız, çünkü elde çok para edecek kurum kalmadı. Elde var; vergi... Önümüzdeki yıl yeni vergiler icat edilirse şaşırmamak gerekir. Bütçedeki en büyük kurumsal dilimi 21.4 milyar YTL ile Milli Eğitim Bakanlığı alıyor. İlk bakışta sevindirici. Öteden beri dileğimiz, bütçenin aslan payının eğitimde olması. Ne var ki, eğitimin başındakilerin anlayışına, para harcama yöntemlerine baktığımızda sevinemiyoruz. Eğitim yılı başlamış, arada bir ay geçmiş hâlâ ders kitabını alamayan öğrenciler var. Parasızlıktan mı? Hayır... Bakanlık ben vereceğim demiş, bu kitaplar piyasada satılmayacak, bedava olacak demiş. Ama yetiştirememiş! Bir Malum Eğitim Bakanlığı klasiği! Bütçede bir şeye daha yer yok; yatırıma! Toplam 12 milyar YTL yatırım planlanıyor. Genel rakamın yüzde 10’u bile değil. İlk aşamada 14 milyar yatırım planlanıyordu. IMF, bütçeyi azıcık küçültün dediğinde, ilk kısılacak yer olarak yatırım görüldü. Zaten AKP için yatırım demek, daha çok ‘yatır’ım demek. Bu bütçe için daha fazla açık vermesin diye bir yatıra gidip dua etmek ilk çıkış yollarından biri olsa gerek! Bütçeden kurumsal olarak aslan payını eğitim alıyor dedik ama, en büyük harcama diliminin ne olduğunu söylemeye gerek yok; faiz ödemeleri. 2007 yılında tam 52.9 milyar YTL faiz ödenecek. Bu rakam bütün bütçenin dörtte birinden fazla! Son olarak Ankara’da, Maliye’den Devlet Planlama Teşkilatı’na kadar hemen her kurumun ‘‘daha fazla ödenek’’ isteyen kesimlere verdiği yanıtı aktaralım: ‘‘Mümkün değil, IMF şu çıtanın üstüne çıkmayın, dedi...’’ IMF artık, sadece hükümetle muhatap olup hedefleri dayatan kurum değil, alt birimlerin atacağı adımlarda bile belirleyici olan bir ‘‘kontrolör’’ işlevinde... Bunun daha ileri tanımı da var ama... Yazmaya elimiz varmıyor! ankcum?cumhuriyet.com.tr Atina temaslarını tamamladı ‘Fransa K. Irak’ta büro açacak’ ? Haber Merkezi Fransa’nın, iş ihalelerinde Türkiye ile rekabete girmek için Kuzey Irak’ta resmi temsilcilik açmaya hazırlandığı öne sürülüyor. Fransız dergisi Le Nouvel Observateur dergisinin dün piyasaya çıkan sayısındaki habere göre, Fransa Dışişleri Bakanlığı ocak ayında Irak’taki büyükelçiliğine bağlı olarak Kuzey Irak’ta büro açacak. Haberde, büronun yerel Kürt bölgesinin başkenti Erbil’de açılacağı ve bölgede iş yapmak isteyen Fransız işadamlarına yardım amacı taşıdığı belirtiliyor. Habere göre, açılacak elçilik bürosunun gerçek amacı ise, bölgedeki büyük iş ihalelerini alan Türkiye ile rekabet edebilmek. Babacan: Türkiye tek taraflı adım atmayacak MURAT İLEM Türkiye ve ABD’nin terörle mücadele koordinatörleri Başer ve Ralston, ASAM’ın toplantısında birer konuşma yaptı. (Fotoğraf: AA) Hristofyas: AB bizi kullanıyor ? LEFKOŞA (AA) Kıbrıs Rum Yönetimi Meclis Başkanı ve AKEL Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas, AB üyesi ülkeleri, Güney Kıbrıs’ın arkasına saklanmakla suçlayarak, ‘‘Türkiye’nin üyelik perspektifinde sorun yaratmak istediklerinde topu bize atıyorlar’’dedi. Rum tarafında yayın yapan bir radyoya açıklama yapan Hristofyas, ‘‘AB, kendini savunması gereken her seferinde Kıbrıs’ı veto ikilemiyle karşı karşıya bırakamaz. Veto kullanmak Kıbrıs için olumsuzdur, çünkü AB üyesi olma sıfatını istismar etmekle suçlanacak’’ diye konuştu. Türkiye’ye yönelik terörist saldırılar için üs olarak kullanılmasını önlemek amacıyla gerekli özeni maalesef göstermemişlerdir. Kuzey Iraklı saldırılar Türk ulusunun sabrını taşırma noktasını çoktan geçmiştir’’ diye konuştu. Hiç kimsenin Türkiye’nin terör örgütüyle dolaylı ya da açık yollardan pazarlık bekleyemeyeceğini söyleyen Başer, ‘‘Yeni işbirliği sürecinin tatmin edici sonuçları elde edememesi halinde, TBMM’den silahlı güç kullanılması konusunda izin istenebileceği ve Meclis’in kararının gereğinin yapılacağı muhakkaktır’’ dedi. ‘DTP’liler görevden alınsın’ Başer, ‘‘Güneydoğu’da bazı belediye başkanlarının PKK’ye destek verdiği basında yer alıyor. Bu başkanların görevden uzaklaştırılması konusunda öneriniz olacak mı?’’ sorusuna ‘‘Alınmalarını şahsen arzu ederim’’ yanıtını verdi. Toplantıda konuşan Ralston da ABD’nin Türkiye’nin yanında yer almaya devam edeceğini söyleyerek ‘‘ABD’nin rolüne ilişkin yanlış yargılar olabilir, TOPLUSÖZLEŞMEDE YEREL DİL KOŞULU KÜRT KONFERANSI SONUÇ BİLDİRİSİ Faiz oranları değişmedi ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Merkez Bankası (MB) Para Politikası Kurulu vadeli faizleri değiştirmedi. Buna göre, gecelik borçlanma faiz oranı yüzde 17.50’de kaldı. Kurul, toplantısının sonunda, bir ay içinde enflasyon görünümünde, bir önceki döneme kıyasla önemli değişiklik olmadığını belirterek, ‘‘MB, orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz yönde etkileyecek gelişmelerin gözlenmesi halinde parasal sıkılaştırmaya gitmekten kaçınmayacaktır’’ açıklamasında bulundu. Belediyelerde Kürtçe dönemi başlıyor DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır’da Tüm BelSen ile Bağlar, Yenişehir, Kayapınar ve Sur belediyeleri arasında imzalanan toplusözleşmeyle Kürtçe dönemi başlıyor. Toplusözleşme hükümlerinde belediye çalışanlarının yerel dilleri öğrenme koşulu bulunuyor. Tüm BelSen ile Diyarbakır’daki alt kademe belediyeleri arasındaki toplusözleşme dün imzalandı. Bağlar Belediyesi Konferans Salonu’nda düzenlenen törene DTP Diyarbakır İl Başkanı Hilmi Aydoğdu, Kayapınar Belediye Başkanı Zülküf Karatekin, Yenişehir Belediye Başkanı Fırat Anlı, Sur Belediyesi Başkanvekili Nakşi Sayar, Bağlar Belediye Başkanı Yurdusev Özsökmenler ile Tüm BelSen Diyarbakır Şubesi Başkanı Edip Yaşar katıldı. Konuşmaların ardından, 2 yıllık toplu iş sözleşmesi imzalandı. ‘PKK, AB’nin terör listesinden çıkarılsın’ ELÇİN POYRAZLAR ATİNA AB ülkeleri başkentlerini dolaşarak Türkiye’nin tezlerini anlatan Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan Atina’daki temaslarını tamamladı. Türkiye’nin Atina Büyükelçiliği’nde gazetecilerle sohbet toplantısı yapan Babacan, ‘‘AB’nin Kıbrıs konusundaki baskıları karşısında Türkiye’nin kararlı duruşu sürecek’’ dedi. Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyannis dahil, Atina’da ekonomik ve siyasi ve diplomatik çevrelerle görüşen Babacan, AB Dönem Başkanı Finlandiya’nın hazırladığı Kıbrıs planının detaylarının belirlenmediğini belirtti. ‘‘Ancak Yunanistan, Rum Kesimi KKTC ve Türkiye arasında çeşitli kanallardan iletişim sürüyor’’ diyen Babacan, tarafların henüz olumsuz görüş bildirmediğine işaret etti. AB içinde Rum Kesimi ve Yunanistan dahil hiçbir ülkenin Türkiye’nin AB sürecinden kopmasını istemediğini söyleyen Babacan, ‘‘Şunun bilinmesi gerekir ki Türkiye ne pahasına olursa olsun Kıbrıs’ta tek taraflı adım atmayacaktır. Bizim kararlı duruşumuz Finlandiya’yı yeni fikir üretmeye zorladı. Buna karşın bu yıl sonundan önce sorunun çözümü konusunda olumlu bir gelişme beklememeliyiz diye düşünüyorum’’ dedi. Bursa 1. KOŞU: F: Serkanhan (13), P: Ertunar (1), PP: Canmigen (14), S: Tüzünsoy (5). 2. KOŞU: F: Arfinkızı (6), P: Boreas (1), PP: Selinim (15), S: Muratbey (4). 3. KOŞU: F: Point Ekinoks (13), P: Norma (6), PP: Ocean Breeze (15), S: Cabarette (5). 4. KOŞU: F: Check Mat (2), P: Hülya Hanım (11), PP: Royal Kaşgar (15), S: Rose (14). 5. KOŞU: F: Winner Girl (2), P: Kaluga (1), PP: Bandil (7), S: Starbuck (6). 6. KOŞU: F: Haberinolsun (8), P: Başerbey (6), PP: Assolist (2), S: Bonkör (9). 7. KOŞU: F: Ağaçaldıran (8), P: Kumandan (3), PP: İlteriş (1), S: Alat (9). 8. KOŞU: F: On Footh Trouble ALTILI GANYAN (6), P: Hope (11), PP: Miss Belle (13), S: Cerenkız (9). 9. KOŞU: F: Çoruh (2), 2 8 8 6 2 1 P: Aycan (3), PP: Ceylangülü (6), 1 6 3 3 S:Sertkaya (1). 10. KOŞU: F: Chevauchee (1), P: Sabire (18), PP: Zemherira 2 1 6 (10), S:Arbada (2). Günün İkilisi: 10. 9 9 1 Koşu: 1/18. Çifte Bahis: 5. Çifte: 8/6. ATM cihazında milyonluk soygun ? BURSA (AA) Bursa, İstanbul, Eskişehir, Zonguldak, Afyonkarahisar, Samsun ve Erzincan’daki çeşitli bankaların ATM cihazlarını oksijen kaynağıyla keserek para çaldıkları öne sürülen 8 kişi gözaltına alındı. Zanlıların, 28 ATM cihazından 918 bin YTL, 4 bin dolar ve 4 bin Avro çaldığı belirlendi. BRÜKSEL Avrupa Parlamentosu’nda hafta başında düzenlenen ‘‘Türkiye, Kürtler ve AB’’ konulu uluslararası konferansın ardından yayımlanan sonuç bildirisinde PKK’nin, AB’nin terör örgütleri listesinden çıkarılması talep edildi. Bildiride, ‘‘Konferans, AB hükümetlerine son dönemde yapılan ateşkes açıklamaları ışığında bazı Kürt örgütlerine yönelik yasakları gözden geçirmesi çağrısı yapar’’ yönünde ifadeler yer aldı. PKK’nin ateşkes kararının memnuniyetle karşılandığı bildiride askeri operasyonların durdurulması ve soruna şiddet dışı çözümler getirilmesi istendi. Sonuç bildirisinde ayrıca Türk hükümetine Türkiye’de yaşayan Kürtlerin anayasal olarak tanınması için tartışma ortamının yaratılması konusunda çağrı da yer aldı. 4/1 6/5 11 CUMHURİYET 08 K
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear