Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK ? Baştarafı 1. Sayfada Genel Yayın Yönetmeni: İbrahimYıldız ? Yazıişleri Müdürleri: Mehmet Sucu, Güray Öz (Sorumlu) ? Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara İstihbarat: Cengiz Yıldırım ? Ekonomi: Hasan Eriş ? Dış Haberler: Özgür Ulusoy ? Kültür: Egemen Berköz ? Spor: Abdülkadir Yücelman ? Makaleler: Sami Karaören ? Düzeltme: Abdullah Yazıcı ? BilgiBelge: Edibe Buğra ? Yurt Haberleri: Mehmet Faraç Yayın Kurulu: İlhan Selçuk (Başkan), Emre Kongar (Başkan Yardımcısı), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay Atatürk Bulvarı No: 125, Kat:4, Bakanlıklar Tel: 4195020 (7 hat), Faks: 4195027 ? İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4418745 ? Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu, İnönü Cd. 5 S. Aksoğan İş H. Kat 1 Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Antalya Temsilcisi: Ahmet Oruçoğlu Cumhuriyet Meydanı Yıldız Apartmanı B Blok No: 80/5 Tel: 0242 2480057 Faks: 0242 2430509 ? İdare Müdürü: Hüseyin Gürer ? Mali İşler: Bülent Yener ? Satış: Fazilet Kuza ? Cumhuriyet Reklam: ? Genel Müdür: Özlem Ayden ? Genel MüdürYardımcısı: Nazende Pal Tel: (0212) 251 98 74 75 /251 98 81 82 Faks: (0212) 251 98 68 Rezervasyon: (212) 343 72 74 Faks: 212 343 72 53 İmsak: 5.27 Güneş: 6.53 Öğle: 13.01 İkindi: 16.17 Akşam: 18.57 Yatsı: 20.16 Yayımlayan ve Yönetim yeri: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş, Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2. 34381 Şişli/İstanbul. Tel: (0/212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0/212) 343 72 64 Yaygın süreli yayın Baskı: Merkez Gazete Dergi BasımYayıncılık San. ve Tic. AŞ Fatih Mah. Hasan Basri Cad. Samandıra Kartal/İstanbul Dağıtım: Merkez Dağıtım Pazarlama San. ve Tic. A.Ş. www.cumhuriyet.com.tr 1 EKİM 2006 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK medyada çanak diye anılan sorular yönelten bir TV ekranında bu kez öncekilere oranla çok daha sert ifadelerle teröre neden çare bulamadığını ve PKK’yi azdıran nedenleri açıkladı. Hükümeti masum, muhalefet ile medyayı suçlu ilan etti. Sözünün hemen başında ‘‘devlet önlem alırken terör örgütü PKK’nin medyayı propaganda yapmak için kullanmasına fırsat verdiğini’’ özenle vurguladı. Muhalefete ise ‘‘terörle mücadeleyi ranta çevirmişti’’ diye yüklendi. Acaba medya ile muhalefet hükümetin önlemleri baltalamak, terör örgütünün cinayetlerini artırması için nasıl davranıyor; sözünü sakınmayan bir siyaset adamı izlenimi verdiği için bu yorumunu, ne yorumu yahu, bu suçlamasının gerekçesini açıkladı. Medya ile muhalefet ‘‘Şu kadar askerimiz şehit oldu, diyorlar’’ diye bir saptama yaptıktan sonra: ‘‘Bunlar’’ dedi, ‘‘PKK’yi tahrik ediyor, teşvik ediyor’’. Bu garip mantık şu savunuya kapıyı aralıyor: PKK, cinayetlerinin medyada yeterince yer aldığını, muhalefetin bu olayları ele alarak iktidarı eleştiri yağmuruna tuttuğunu görünce hah işte fırsat bu fırsat diyor, günlük cinayetlerini artırıyormuş! Bitmedi: Bu tutuma teşvik primi ekliyormuş muhalefetle medya. Nasıl? İçi kan ağlayarak dokuz ayda giderek artan şehit sayısını halkımıza duyuran medya ile muhalefet, şehit listesi vererek olayların artışına neden oluyormuş! Devleti yöneten sen, RTE; bu aklınla, bu mantığınla bin yaşa! ??? Gelelim teröre karşı aldığı her türlü önlemin başarılı olması için öne sürdüğü koşula. Medyamız teröre karşı bu hükümeti yeterince desteklemediğini söylüyor. Ne yapıyormuş medya? ‘‘Cenazeleri, o duygusal anları göstermek suretiyle tahrikler oluşturuluyor’’muş... Demek ki RTE; şehit cenazelerindeki anaların babaların ıstırabı sergilenmesin, şehitler toprağa verildi falan denilmekle yetinilsin istiyor. Yani medya ateşin düştüğü yeri yakan manzaraları, birinci görevi olan olayları yansıtmasın. Muhalefet sussun. Hükümet, yani Bay RTE ne kadar bilgi verirse o kadarıyla yetinilsin. İşte bu kafayla Washington’a gitti, bu kafayla Başkan Bush’la terör üzerinde konuşacak! ??? Gitmeden ABD gezisi üzerinde konuşurken yine beklentiler yaratmayı amaçlayan cümleler kullandı. Son demecinde Başkan Bush’a PKK terörünün önlenmesi için ‘‘bazı önerilerde’’ bulunacağını söyledi. Şayet bu öneriler yine askeri ‘‘ihraç malı gibi’’ kullanarak, Mehmetçiği olmadık görevlere göndermeyi içeriyorsa bu hükümetin siyasal açıdan, diplomatik açıdan 4 yıllık bütün girişimlerinin beş para etmediğini, askeri yabancı diyarlarda kullanarak başarı sağlamaya çalıştığını kanıtlayacaktır. Başkan Bush’un PKK terörünü ortadan kaldırmaya kararlı olduklarını bir kez daha yineleyeceğine kuşku yok. ‘‘Tahammülümüz kalmadı’’ sloganını o kadar çok söyledi ki, neredeyse bu sözü içeride, dışarıda (ABD’de) ciddiye alan yok. Şu hale bakın; bir başbakan hükümetin saptadığı alınması gereken önlemler üzerinde askerin görüşünü soracağı yerde; gazeteler, gitmeden önce Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’la görüşmesinde ‘‘askerden aldığı raporlar doğrultusunda Bush’tan terör örgütüne karşı daha somut önlemler isteyeceğini’’ yazıyor. Beyaz Saray’da Başkan’la stratejik ortaklığa dair konuşacak, bölgedeki gelişmeleri tartışacakmış. Ama ABD bile zorlamayla gerçekleşen bu ziyaretin temelinde Washington’da yönetime yakın Türk gazetecilerin yazdığına göre Cumhurbaşkanlığı’na ABD’nin de şapka çıkardığı izlenimi vermek güdüsünün yattığını biliyor ve... Şu kaygıyı dile getiriyor: Çankaya’da Türkiye’yi kutuplaştırmaya sürüklemeyecek bir insanı, Ahmet Necdet Sezer değerinde, ama kendi ölçülerine göre daha liberal kimlikte birini görmeyi arzuladıklarını söylüyorlar. Bu değerlendirme Washington’un RTE’nin Çankaya’da ülkeyi kutuplaşmalara sürükleyerek gerginlik yaratacağını ve bu nedenle cumhurbaşkanlığı sevdasından vazgeçmesi gerektiğini özetliyor. Dışarıdaki bu yorumlar zaten içeride sürekli kaygı kaynağı olan RTE’nin Çankaya tutkusunu etkileyebilir mi? İhtirası boyunu aşan birisi için zor, çook zor! Türkiye küçük düştü ? Baştarafı 1. Sayfada GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY tüm devletler için yalnız siyasi değil ahlaki bir bütünlüktür de... ABD oradaki asli görevini de terörle mücadele olarak zaten duyurmuştur. Burada yapılan iş kesinlikle büyük bir taviz vermektir. ABD ‘Sizden bedel isteriz’ diyor. Siz de kabul ediyorsunuz. Bu kadar küçültücü bir şey olur mu? Bu tür yaklaşımlar bizim devletimizi küçültüyor. Sen terörle mücadele edeceksin, zaten bu durum da Türkiye’ye verilen bir taahhüttür. Hem mücadele etmeyeceksin, hem de benim mücadeleme engel olacaksın. Bir de benden taviz isteyeceksin ve bu kabul görecek. Bu daha çok terorizme hizmet etmektir.’’ ‘Tarihi bir hata olur’ Dünyanın başka hiçbir ülkesinde teröristlerin Irak’ın kuzeyindeki kadar serbest olmadığına dikkat çeken Öymen, ‘‘Teröristler adeta güvenilir bir bölgede faaliyet gösteriyorlar ve orada bizim müttefikimiz ABD’nin 130 bin askeri bulunuyor’’ dedi. Öymen, şu görüşleri bildirdi: ‘‘Başbakan ABD’yi ziyaretinde böyle bir teklifi gerçekten yaparsa, tarihi bir yanlış yapar ki, bu Meclis’in iradesine de aykırıdır. TBMM’nin iradesine saygılı davranmak herkesin görevidir. Bu devlet şimdiye kadar hiç bu kadar kötü duruma düşürülmemişti. Öyle ki, Talabani gidiyor, dağa çıkıyor... Teröristle müzakere ediyor. Buna doğru düzgün tepki bile gösteremiyorsun. Bu kadar büyük bir acizlik olabilir mi? Hükümet herkesten, her şeyden korkuyor. Türkiye içinde aslan, yurtdışında adeta kuzu oluyorlar. Bir başka ülkeyi düşünebiliyor musunuz, komşu ülkenin cumhurbaşkanı gidip, o ülkeye yönelen teröristlerle müzakere yapıyor. Şöyle bir örnek vermek gerekirse, ‘Pakistan Cumhurbaşkanı gidip, Usame bin Ladin ile görüşse ABD’nin tepkisi ne olur’. Dünya ayağa kalkar. Türkiye’yi acınacak bir ülke haline getiriyorlar.Türkiye bu kadar zavallı bir ülke konumuna şimdiye kadar hiç düşmemişti.’’ ‘Gerginlikler oluşabilir’ DYP Genel Başkan Yardımcısı Nüzhet Kandemir de, Başbakan’ın ziyaret isteminin ABD tarafından uzun bir süreçte ve tereddüt ile kabul edildiğini anımsattı. Bu tür kabuller de ABD tarafından daha önceden de olduğu gibi çeşitli istemlerde bulunulduğunu dile getiren Kandemir, ‘‘Bu talepler arasında ABD’yi ve NATO’yu büyük ölçüde ilgilendiren Afganistan, Irak ve Lübnan’daki asker sayısı olabilir. Başta Afganistan olmak üzere Türkiye’den de asker gönderilmesi talebi yapılmış ancak bu talep kabul görmemiştir. Şimdi Bush’un bu kapsamda bir taleple ortaya çıkması ve Türkiye’nin de karşılık istemesi ile gergin ortamın oluşması da söz konusu olacaktır’’ dedi. Kandemir, bu tür kararlar için iradenin TBMM’de olduğunu vurguladı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de yaptığı yazılı açıklamada, ‘‘Barzani ve Talabani, PKK terörünü açıkça korumakta ve Türkiye’ye karşı bir tehdit silahı olarak kullanmaktadır’’ dedi. Bahçeli, Türkiye’nin içini karıştıracakları tehdidiyle Türkiye’ye husumet ilan eden Kuzey Irak’taki ‘‘kukla yönetimin liderleri’’nin tahriklerinin karşılıksız kalmayacağını kaydetti. Bahçeli, yaşananlarda AKP hükümetinin izlediği ‘‘gaflet siyasetinin’’ payı olduğunun kabul edilmesi gerektiğini vurguladı. KYB temsilcisi, Talabani’nin PKK ile görüşmesini Türkiye’nin istediğini öne sürdü: Ankara istedi yaptık ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Celal Talabani’nin partisi Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin Ankara Temsilcisi Behruz Galali, Irak Cumhurbaşkanı’nın PKK ile görüşmesini isteyenlerin Türk yetkililer olduğunu belirtirken, ‘‘Bizden bunu yapmamızı isteyenler şimdi ağızlarını açmıyorlar. Böyle devam ederse çıkıp herkesi isim isim açıklayacağım. Biz bu işi kendi başımıza yapmadık’’ dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen de Galali’nin açıklamasının, hükümetin PKK ile masaya oturduğunu doğruladığını söyledi. DYP Genel Başkan Yardımcısı Nüzhet Kandemir ise iddialar doğru olsun ya da olmasın hükümetin konuya açıklık getirmesi gerektiğini vurguladı. Uluslararası terör uzmanı Nihat Ali Özcan da hükümetin Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde baskılardan kurtulmak için bazı gruplarla pazarlık içine girdiğini belirtti. Galali, dün Bugün gazetesinde yayımlanan açıklamalarında, Talabani’nin hiçbir şeyi tek başına yapmasının söz konusu olmadığını söyledi. Irak Cumhurbaşkanı’nın PKK ile masaya oturmasının kendilerinden yapılması istenen bir şey olduğunu vurgulayan Galali, ‘‘Bizden bunu yapmamızı isteyenler şimdi ağızlarını açmıyorlar. Hatta dahası Sayın Talabani’ye saldırıyorlar. Çıkıp, her şeyi ve herkesi isim isim açıklayacağım böyle devam ederse. Biz, bu işi kendi başımıza yapmadık’’ değerlendirmesinde bulundu. Galali, PKK silah bırakmasıyla ilgili olarak yapılan girişimlerin arkasında Türk yetkililerin de olduğunu belirtirken, ‘‘Türk yetkililerin isteği üzerine yaptık. Ben, işin içindeydim. Bütün bildiklerimi anlatacağım bu durumda’’ diye konuştu. Galali, ‘‘PKK, bugün (dün) toplanıyor; ateşkes kararını ilan edecek. İş, Türk yetkililerle kararlaştırıldığı gibi aynen ve adım adım ilerliyor. Bu durumda, Talabani’ye yönelik saldırılar neyin nesi oluyor?’’ dedi. Galali ‘‘Cumhuriyet’’in konuyla ilgili konuşma talebini ise yoğun olduğu gerekçesiyle reddetti. pazarlık edildiğini ortaya koyduğunu söyledi. PKK ile dolaylı müzakere edildiğinin artık ortada olduğunu kaydeden Öymen, terör örgütünün karşılığında bir şey istemeden silah bırakmayacağına dikkat çekti. DYP Genel Başkan Yardımcısı Kandemir de Galali’nin iddialarının çok ciddi olduğunu ve hükümetin bu konuya açıklık getirmesi gerektiğini söyledi. Türkiye’nin politikasının belli olduğunu ve bir terör örgütüyle müzakere süreci içine giremeyeceğini dile getiren Kandemir, ‘‘Hükümet, bu iddiaların gerçek olup olmadığı yönünde açıklama yapmalıdır. Ciddi hükümetler bu tür açıklamaları yapmaktan çekinmezler’’ dedi. Nihat Ali Özcan ise hükümetin son 45 aydır ABD, PKK, Talabani ve Barzani’nin de içinde bulunduğu bir projeyi yaşama geçirmeyi planladığını söyledi. Hükümetin Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar terör olaylarını asgariye indirmeyi ve orduyla yaşadığı gerilimin yarattığı baskıdan kurtulmayı amaçladığını ifade eden Özcan, bunun karşılığında verilecek tavizleri de şöyle sıraladı: ‘‘Kürt gruplara Kuzey Irak ve özellikle Kerkük konusunda garanti verdi. Hükümet ABD’yi de İran’la ilgili konuda mutabakat noktasına getirmeye çalışıyor. PKK’ye de ‘Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar bir şey yapma. Toplumun üzerinde çok büyük baskı var. Bundan kendimizi kurtaramıyoruz. Seçimden sonra istediğiniz hukuki düzenlemeleri yapacağız’ dediler.’’ Ordunun son dönemde artan ‘‘üniter’’,‘‘laik’’ ve ‘‘ulus’’ devlet vurgularının altında yatan nedenin de bu kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklar olduğunu dile getiren Özcan, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını çekmekte olan bir mahkumun hükümetin haberi olmadan PKK’ye stratejik direktifler veremeyeceğini vurguladı. Bugün hükümetin en büyük korkusunun bu pazarlıkların ortaya çıkması olduğuna işaret eden Özcan, Talabani’nin Türkiye’nin iç politikasında çok önemli bir ‘‘sinir ucunu’’ yakaladığını belirtti. ‘Müzakere kesinleşti’ Konuyla ilgili bir değerlendirme yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen de, Galali’nin açıklamalarının, PKK ile Nasıl ki yaşadığımız toprak ağaç dikersek, güzelleşir, verimli hale gelir, bizi de beslerse; ağaç dikmezsek, erozyona uğrar ayaklarımızın altından kayıp giderse... İşte dil de öyledir. Dilimiz, Türkçemiz, ses bayrağımız ancak ona emek verirsek yükseklerde durur, dalgalanır... Dilimizden eksilen bir sözcük, vatanımızdan kopan bir toprak parçası gibidir. Dilimize giden, özümsemediğimiz her yabancı sözcük, topraklarımıza giren bir yabancı gibidir. Ancak böyle bakarsak, dilimizi güzelleştirir, güçlü, gür hale getiririz. ??? Atatürk’ün büyük devrimlerinin başında dil gelir. Tıpkı vatanı işgalden kurtardığı gibi, dil devrimiyle de Türkçemizi hem işgalden kurtardı hem de yepyeni bir kimlik kazandırdı. 1 Ekim 1928 ilk Türkçe gazetenin çıktığı gündür. Adı da ‘‘Türkçe Gazete’’ idi. Atatürk bu yayını bir öncü olarak planladı, arkasını getirdi. 1 Kasım 1928’de Meclis’te ‘Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkındaki Kanun’ kabul edildi. Hani 1928 yılı Atatürk’ün Türkçe yılıdır desek yeridir. Atatürk, yılın sonuna doğru çıkan yasadan önce Anadolu’nun değişik yerlerini dolaştı ve tümünde dille ilgili düşüncelerini söyledi. Atatürk’ün önemli özelliklerinden biri de devrimleri adım adım Anadolu halkıyla birlikte hazırlamasıdır. 9 Ağustos 1928’de İstanbul Sarayburnu Parkı’ndaki toplantıda, Latin harflerini halka açıkladı. Şöyle dedi: ‘‘Yeni Türk harflerini her vatandaşa, kadına erkeğe, hamala, sandalcıya öğretiniz... Bir milletin yüzde 10’u, 20’si okuma yazma bilir, yüzde 80’i bilmez; bundan insan olarak utanmak lazımdır!’’ Atatürk’ün 1928’deki 26 Ağustos Bursa, 1 Eylül Çanakkale, 2 Eylül Gelibolu, 15 Eylül Sinop, 16 Eylül Samsun, 18 Eylül Amasya, 19 Eylül TokatSivas, 20 Eylül ŞarkışlaKayseri gezileri salt Türk harfleriyle ilgiliydi. Bu gezi ayrıntılarını, ‘‘Atatürk devrimleri yaparken bunlar ne kadar tabana yayıldı, halkla paylaşıldı’’ diye soranlara yanıt olsun diye verdik. Atatürk Harf Devrimi’ni yaptıktan sonra bunun kurumsallaşması için de olağanüstü çaba harcadı. 26 Eylül 1932’deki Dil Kurultayı bu çabaların taçlandığı bir toplantı oldu. ??? Harf Devrimi’nin ürünü olarak bugün Türkiye Türkçesi, öteki coğrafyalardaki Türkçelerle karşılaştırıldığında en gelişmiş dil olarak kabul ediliyor. Türkçe bugün 11 milyon kilometrekarelik bir alanda yaklaşık 250 milyon insan tarafından konuşuluyor. Genel bir sınıflandırmayla Türk dillerinin sayısı 21. Türkolog Prof. Talat Tekin’e göre Türkiye Türkçesiyle, Özbekçeden Azericeye, Kazakçadan Kırgızcaya kadar öteki Türk dilleri arasındaki fark örneğin, Fransızca ile İtalyanca, İspanyolca, Portekizce gibi... Bu vurguyu yapmamızın nedeni de, 21. yüzyılda Türk dilli alanlarla dilimiz açısından kurulabilecek pek çok ortaklığın olduğunu anımsatmak. Bir dilin yaşaması için onu sadece korumak yetmez, geliştirmek, çoğaltmak gerekir. 1997’de Semerkant Çarşısı’nda Özbeklerin yeni Latin harfleriyle basılmış resimli sözlüklerini inceliyordum. Tavşanın bulunduğu sayfada şu yazıyordu: Kavuşkon! Hareket biçiminden ne güzel bir ad üretilmiş. 26 Eylül Dil Bayramları, 1 Kasım Harf Devrimleri... Niceleri, Türkçemize kutlu olsun... Ses bayrağımız vatan bayrağımız gibi hep yükseklerde dalgalansın! ankcum?cumhuriyet.com.tr PKK ‘ATEŞKES’ İLAN ETTİ Yine mayın tuzağı: 1 şehit DİYARBAKIR/ANKARA (Cumhuriyet) Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde arazi arama tarama faaliyetine katılan bir asker, PKK’lilerce önceden araziye döşenen mayına basarak şehit oldu. Bir askerin şehit olduğu, bir askerin de yaralandığı gün Abdullah Öcalan ve DTP’nin yaptığı ateşkes çağrısından sonra PKKKONGRA GEL’in yeni oluşumu Koma Komalen Kürdistan (KKK), 1 Ekim’den geçerli olmak üzere ateşkes ilan ettiğini açıkladı. Hakkâri Yüksekova Davulcu Tepe bölgesindeki arazi arama tarama çalışmasına katılan onbaşı Halil İbrahim Aslan, PKK’lilerce döşenen mayına bastı. Mayının patlamasıyla onbaşı Aslan olay yerinde yaşamını yitirirken, er Veysel Camcı da hafif yaralandı. Olayın ardından bölgede düzenlenen arazi aramasında, PKK’ye ait 30 adet roketatar, 44 kilo C4 patlayıcı, 3 bin 600 adet Kalaşnikof mermisi, 18 adet havan mermisi, 64 adet el bombası, 4 bin 734 adet biksi mermisi, 247 adet uçaksavar mermisi, 34 adet elektrikli fünye ile bu patlayıcılara ait malzeme ve yüklü miktarda gıda maddesi ele geçirildi. Öte yandan dün Cizre’de yaşanan askeri hareketlilik dikkat çekti. Dün sabah saatlerinde Cizre’den Gabar ve Cudi dağlarına doğru tank sevkıyatı gerçekleştirildi. Mevzilenen tanklar daha sonra akşam saatlerinde tank taburuna geri döndü. Şeriata Özlem Duyanlar Daver DARENDE Emekli Diplomat ? Baştarafı 2. Sayfada bir din devleti kurmanın özlemi içindedirler. Atatürk’ün kemiklerini sızlatan çağdışı görüntülerle bir din devletinin altyapısı oluşturulurken, toplumumuzun dokusu değiştirilirken, çağdaş uygarlığın temsilcisi olduğu her dem vurgulanan AB’ye nasıl gireceğiz? Medyada güçlünün yanında olan kalemler, profesör unvanlılar, bürokratlar ve kimi politikacılar şeriatın ayak seslerini duymamakta ısrarlı görünüyorlar. Köktendinciliğin, komünist ve faşist ideolojiler gibi totaliter bir yapılanmayı öngördüğünü ne zaman fark edecekler? Parasal güçlere köle Şehit öğretmenler anıldı Diyarbakır’da 10 yıl önce merkeze bağlı Hantepe Köyü’nde terör örgütü PKK üyelerince şehit edilen 4 öğretmen düzenlenen törenle anıldı. Milli Eğitim Müdürlüğü ve Hantepe köylülerinin işbirliğiyle Hantepe Köyü İlköğretim Okulu bahçesinde düzenlenen törende, teröristlerce katledilen Uğur Gören (26), Cuma İbiş (26), Nesrin Ünügör (30) ile Saadettin Küçük’ün (23) özgeçmişleri okundu. Törende konuşan Diyarbakır Vali Yardımcısı Hıdır Kahveci, ‘‘Türk milleti bütün bu badireleri, bütün bu sıkıntıları atlatmayı her zaman bilmiş, yine de bilecektir. 10 yıl önce 4 öğretmenimiz şehit edilmiş. Yine öğretmenlerimiz burada, yine devletimizin bütün organlarının görevlileri burada’’ dedi. (Fotoğraf: AA) edilmiş fakir halkımız bu çarpık gelişmeleri ibretle izlemekte, kimileri ezilmişlik ve çaresizlik içinde yatırlara, telli telsiz babalara giderek gün geçtikçe artan sorunlarına çözüm yolları aramaktadırlar. Değerli bilge Vedat Günyol, bir denemesinde şöyle demişti: ‘‘Atatürkçülük ateşini diri tutmanın tek yolu, devrim ilkelerinin ilerisinde, onların ruhuna uygun yeni ateşler yakmaktır.’’ Atatürk’ün, Cumhuriyet devrimlerinin, ulus devlet kavramının ve ulusal onurun unutturulmaya çalışıldığı bu duyarlı dönemde yeni ateşler yakmanın zamanıdır. Başbakan Erdoğan, PKK’nin ateşkes ilanının yeterli olmadığını yineledi ‘Örgütün samimiyetine bakacağız’ Haber Merkezi ABD ziyaretinin ilk gününde Türk temsilcilerle görüşen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Lübnan’a asker gönderilmesini savundu. ABD’ye giderken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, PKK’nin ‘‘ateşkes’’ ilanının yetmeyeceğini, ‘‘silah bırakması’’ gerektiğini belirtti. Erdoğan, terör örgütünün ‘‘samimiyetine bakacaklarını’’ söyledi. Erdoğan, New York’ta Sheraton Oteli’nde TürkAmerikan Dernekleri Federasyonu temsilcileri ve ABD’de yaşayan yurttaşlarla bir araya geldi. übnan ve Afganistan’a asker gönderilmesine ilişkin eleştirileri anımsatan Erdoğan, ‘‘Türkiye 28 ülkeye 10 bini aşkın asker yolladı. Bu kadar ülkeye asker yolladık, beş kaybımız var’’ dedi. ABD ziyaretine giderken uçakta gazetecilere açıklamalarda bulunan Erdoğan, ‘‘ateşkes’’in devletler arası yapılabileceğini belirterek terör örgütünün ‘‘silah bırakması’’ gerektiğini söyledi. Terör örgütünün ‘‘samimiyetine bakacaklarını’’ ifade eden Erdoğan, askerlerin her zaman operasyona hazır olduğunu anlattı. DTP’lilerle görüşmesinde devletin operasyonları durdurmayacağını söylediğini aktaran Erdoğan, DTP’lilere devletin kendi yaşamlarını güvence altına almak için de operasyon yapabileceğini anlattığını belirtti. PKK’nin ateşkes kararında ABD’nin etkisinin olup olmadığının sorulması üzerine Erdoğan, ‘‘Bunu görüşmelerde anlayacağız’’ yanıtını verdi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile görüşmesine ilişkin soruları da yanıtlayan Erdoğan, irtica konusunun ‘‘gündeme gelmediği’’ yönünde yanıt verdi. Erdoğan, gazetecilere, Türkiye’de gerilime neden olabilecek açıklamalardan kaçınılması gerektiğini söyledi. Üstü kapalı tehditle ‘ateşkes’ açıklaması PKK’nin siyasi kanadı Koma Komalen Kürdistan Yürütme Konseyi, dün Kandil Dağı’nda düzenlenen basın toplantısıyla, Kürt sorununun çözümü ve demokratik bir sürecin başlatılması amacıyla ateşkes ilan ettiğini açıkladı. Atılacak adımlara ve yaşanacak gelişmelere bağlı olarak ateşkesin devam edeceği belirtilerek üstü kapalı tehdide yer verilen açıklamada, ‘‘Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından imha amaçlı saldırılar’’ geliştirilmedikçe silah kullanılmayacağı öne sürüldü. Örgüt militanlarının lojistik ve tedbir amacının dışında askeri nedenle bir hareketliliği olmayacağı belirtilen açıklamada, örgütün silahlı kanadı HPG’nin halihazırdaki eylem pozisyonu, hareket tarzı ve planlamalarını ateşkes durumuna göre yeniden düzenleyeceği bildirildi. PKK ile mücadele doğrultusunda ABD’nin özel koordinatör ataması, Türkiye’nin de bu yaklaşımı olumlu karşılamasının ardından örgüt, ‘‘muhatap alındığı’’ iddiasında bulundu. Gaziantep firkateyni Lübnan yolcusu Haber Merkezi Türkiye’nin Lübnan’a BM Barış Gücü kapsamında asker gönderme kararının ardından, Lübnan’a ‘‘Gaziantep’’ adlı firkateynin 8 Ekim’de gönderileceği bildirildi. DHA’nın haberine göre firkateynle birlikte iki de hücumbot Lübnan’a gidecek. 1997’de ABD’den alınan gemide subay, astsubay ve erbaş olmak üzere 222 personel bulunuyor. Nüfus cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür. ÖZLEM ŞİMŞEK CUMHURİYET 08 K