25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 7 EYLÜL 2005 ÇARŞAMBA HABERLER /îdiyılm açılışına Yargıtay Başkanı Arslan'ın AnayasaMahkemesi'neyönelik eleştirileri damgasını vurdu Itkgıda 'yüksek'tarbşma(Cumhuriyet Bûrosu) - Yeni adlı yıl. üstünlük ve yetki tartış- masıyk başladı. Yargıtay Başkanı Os- man Arslan, Anayasa Mahkemesı'nı "gjzfi" arjayasa taslağı hazırlamak ve "siçeı temyiz" ıstemekle suçladı 200:-2O06 Adalet Yılı'nın başlama- sı ned«ıry :1e Yargıtay'da tören düzen- lendi Törene. Currıhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer. Başbakan Recep Tayyip Erdoğuu sı\il-asken mahkeme baş- kan veüyelen, bakanlar, siyasi parti li- derleri katıldı. Yargıtay Başkanı Ars- lan'ın 44- sayfalık konuşmasının 25 sayfasını Anayasa Mahkemesı'ne yö- nelık eleştinlere ayırdıgı konuşmasın- da öne çık^n bölıimler şöyle: Hilafet çağnları: Hilafet çağnsı yaparak b u konudaki özlemlenni dıle getireıüer, ülkemızı ortaçağ karanlığı- na döndünnek emellerıne ulaşamaya- Osman Arslan ve Tülay Tuğcu. Anayasa Mahkemesi yargılayamaz: YüceDtvangöreviUepar- tilerin kapatılmasına ilişkin görevin Yargıtay'a verilmesi zorunlu gö- rülmektedir. YüceDhan 'dayapılanyargüama bir cezayargılamasıdır. Adilyargüanma hakkınm temel koşulu olarak, yargüamayapan hâki- min bağımsız, tarafsız, teminath ve hukukçu olması,yargılamanm açık yapılması, makul sürede sonuçlandmlması ve ceza davalarında yargi- lamanın en az iki kademeli olması öngörülmektedir. Anayasa Mahke- mesVnde görevyapan başkan ve üyelerin bağımsız, tarafsız ve teminat- lı olduklan, yargılamanın açıkyapıldığı tartışmasızdır. Ancak cezayar- gılaması ve adilyargüama için öngöriilen diğer temel koşullar Anaya- sa Mahkemesi'nde bulunmamaktadır. Ceza usulü ve ceza hukuku öğ- renimi ve eğitimi görmeyen, ceza uygulaması yapmayan ve bu konuda deneyimi bulunmayan kişüerin cezayargüamasıyapması hukukun ev- rensel kurallanna aykırı olduğu gibi insan haklanna da aykındır. caklardtr. Aynca bağımsız Türk yargı- sının mahkûm ettıği bölücülügün lehın- de hareketlenn başlamış olmasını da doğru ve ülke \aranna bulmuyoruz. Türk vatanı bölünmez bir bütündür. Demokratik haklar, demokrasiyi yık- mak ıçin araç olarak kullanılamaz. Öz- gürlüğü yok etme özgürlüğü kimseye tanınamaz. Dinini yaşayanı dışlamayın: Tü- zelkişi olan devletin dini olamaz. Din ve inanç, gerçek kişılere özgüdür. Hal- kımızın kutsal din duygulannı kötüye kullanarak. laikliği dinsizlik olarak göstermek ne kadar yanlış ıse Cumhu- SLAN'AYANITGECİKMEDİ 'Sorutnsuz konuşma' ANKAR4 (Cumhuriyet Bürosu) - Yar- gıtay Başkanı Osman Arslan'm Anayasa Mahkemesi'ne yönelik sert konuşmasına Anayasa Xlahkemesi Başkanlığı'ndan ya- nıt geldi. Başkanlığın açıklamasında, Ars- lan'ın konuşmasırun "tanhsizbiraçıklama olarak değeriendirildiğr belırtılerek "Yar- gıta\ Başkanı' nın adfl yargdanma hakkı ko- nusunda kamuoyunda kuşku yaratacak biçimde beyanda buhınmasıtemsfletngi ma- kamın ağırnğı ve sonımluluğuyia bağdaş- tınlamamıştır''görüşü kaydedildı. Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'ndan dün yapılan yazılı açıklamada. Arslan'ın ad- li yüuı açılışı nedenıyle yaptığı konuşma- da, "AnayasaMahkemesrnihedefalıp ka- muoyunu yanıkıcı ve adalete gölge düşürü- cü beyanlârda bulunmasınuı açıklama ya- pdmatsuu zorunhı küdığT kaydedildı. Açık- lamada şu görüşlere yer venldı. "Anayasa Mahkemesi*nin kendi görev alanı ile ilgili olarak ileride yapdabüecek bir anayasa de- ğişikliğinc temel olmak üzere hazuia>ıp ka- muoyu ve biKm çevreleriyle patiaşüğı öne- rilere kununsal bir önyargıyta. hi niyet ve nezaket kurallarry la da bağdaşmayacak bi- çimde karşı çıkılması tafihsizbiraçıldamaoia- rakdeğerkndirümiştir. Sa>ın başkanın. nıed- yanın görülmekte olan davalarla ilgili etküeyi- ci v* \ önfendirici yayın yaprimasıyasağınauvul- maritğınrian yakinma- sına karşın, Anayasa Mahkemesi'nde görül- mekte olan da\alar bu- Avukatlardan ' Haşim Kılıç hınduğunu gözetmeden bevanda buhınma- sı açık bLr çelişkidir. Konuşmada, Anayasa Maîftkemesi'nin hak ve özgüriükleri geniş- letmek amacıyla önerdiği bireysel başvuru hakkunın tanuımasuıa önyargüarla karşı çı- kılarak konunun kurumlararası hherar- şjk bir sorun haline indirgenmesi temelhak ve özgüıiükler adına kaygı vericidir." Alkıysız protesto Anayasa Mahkemesi Başkanvekilı Ha- şim Kıhç ise konuşmayı "Anayasa Mahke- mesi'ne yapümtşbirsakfan" olarak niteler- ken "Sayın başkanın açıklamalanıu çok talilftsiz ve sorumsuz konuşma olarak nite- Bjonım" dedı. Mahkeme Başkanı Tülay Tnğcu il<e Kılıç'ın, Arslan'ı, konuşmasının bitirninde alkışlamaması dikkat çekti. A^dalet Bakanı Cemil Çiçek. Yargıtay Bışianı'nın Anayasa Mahkemesi'ne yö- nelLk sözlennın anımsatılması üzerine, "Bıagün başkalan konuşacak" dedı. "Gerçek Hukuk Devleti" istemiyle Anrtkabir'e yürüyen avukatlar "bağımsız yargı" vurgusu yaptı. TBB'ye bağlı 76 barodan yaklaşık 2 bin avukat adli yılın açılış gününde "Gerçek Hukuk Devleti" is- temiyle Anrtkabir'e yürüdü. 62 baronun başkanlannın da aralannda bulunduğu avukatlar, saat 13.00te Aslanlı Yol'un başında toplandı. Avukatlar saat 14.00te çelenk bırakmak üzere Anrtkabir'e geldi. TBB Başkanı Özok'un Atatürk'ün mozolesine çelenk bırakmasının ardından avukatlar saygı duruşunda bulundu. Daha sonra Özok başkanlığındaki heyet Misak-ı Milli Kulesi'nin önüne geldi. Türkiye avukatlan için TBB Başkanı Özok, Anrtkabir Özel Defteri'ni imzaladı. (Fotoğraf: KORAY AVCI) TBB yayımladığı bildiride toplumu sağlıklı düşünmeye çağırdı Eksiksiz demokrasi istemiANKARA (CumhuriyetBürosu)-Türkiye Barolar Bir- lıği (TBB), laık demokratik Cumhunyete ve ülkenın ünı- ter yapısını bozmaya yönelik her türlü saldm karşısında bir bütün olduğunu \urguladı. TBB'ye bağlı 76 baro ve binlerce a\ııkat. 2005-2006 adli yılının açılışı nedeniy- le Ankara'da bir araya geldi Açıklanan bildiride ana hat- lanyla şu görüşlere yer venldı: • Bağımsız savunma, bağunsız yargıda, bağımsız yar- gı gerçek hukuk devletinde ve gerçek hukuk devleti de ancak eksiksiz demokraside bulunur. Eksiksiz demok- rasi toplumun bütünüyle dönüşümü anlamında kalkın- mayı gerçekleştirebilecek tek çözümdür. Eksiksiz de- mokrasi, ulusal bütünlüğün, ulusal ve laik Cumhunye- tin en sağlam güvencesidir. • Ülkemizde sıkça gerçekleşen müdahaleler siyasi mü- esseselerın gelışımine olanak vermemiş, demokrasilerin vazgeçilmez unsuru olan siyasi partilerimizi güçsüz bı- rakmış, demokrasi kültürümüzün olgunlaşmasını engel- lemıştir. 0 Herkesin ıçine sindirebildiği ve seçüenleri benim- seyebildiği temsilde adaletı sağlayan bir seçım sistemi- ni artık oluşrurmalıvız. # De%'leti yönetme durumunda olanlann kanun yapar- ken ve uygularken kanun devleti olmaktan çıkıp hukuk devleti olmayı gerçekten istemelen ve ıçselleştirmelerı gerekir. • Artık 12 Eylül'ün totahter anayasasırun, yargı er- kını kuvvetler aynlığı anlayışı içinde ayn bir kuv\ et ola- rak kabul etmesine karşın örgütlenmesini tümüyle sıya- sı iktidann kontrolüne bırakan anlayışından vazgeçme- nın zamaru gelmiştir. # Yargı bağımsızhğının temel koşulu yargıç ve sav- cının siyasi iktidann tüm tasarruflanrun daşında kalabıl- mesıdir. • Gerek uluslararası ve gerekse son günlerde tekrar ıçine itilmeye çahşıldığımız her türlü terörü lanetlıyoruz. Hıçbir gerekçe, şıddeti haklı gösteremez. Terör eylem- leri hukuk içerisinde cezalandınlmalı, linç girişimleri meşruiyet kazanmamahdır Toplumumuzu sağlıkh düşün- meye çağınyoruz. BB BAŞKANI ÖZDEMİR ÖZOK: SAYISAL ÜSTÜNLÜĞE DAYALI İKTİDAR YETMEZ 'Cumhuriyetle barışıkistikraranyoruz' AJNKARA (Cumhurhet Bürosu)- Tirloye Barolar Birhğı Başkanı Ozde- n ü - Ozok, her geçen gün artan sorun- Laım artık sıstem ve sıyaset sorunu ol- ıaalctan çok, devletin geleceğıni ılgı- laıcüren ''rejim sorununa" dönüştü- giı»e ışaıet etti. Sayısal üstünlüğe da- > i l ı siyasal istikran yeterli bdmadık- hrunı kaydeden Özok. "80 vıh aşkın cumhurivetin temel ilkeleri üzerinde t a x ı bir birlik sağla>abikcek siyasal ve esjD»nomik istikran anyoruz" dedı. ÖzoL, törende yaptığı konuşmada, ^ir-ütmede yaşanan kadrolaşma hare- fctlennın yargıda da gözlendiğinı kay- t£<3erek, yargıda kadrolaşma ve pa- ^ırllık söylentıJennın. genış kapsamlı «arak düzenlenen atama kararname- snden ve yüksek mahkemelere üye s ^ iminden sonrayoğunlaştığını kay- ı. Özok. "1984vTÜndaEnihbask}- nından sonra gündemden hiç düşme- yen etnikaynukçıterörörgütü PKKik ilgili kimi a> duılann girişimi ve Başba- kanRecep Ta\">ıp Erdoğan'm onlanka- bulü sırasında Kürt sorunu tanımmı yapmasuun yeni tarûşmalara neden olduğunu" söyledı. Özok, "Giderek artan dinci terör dolayısıyla Türki- ye'nin zorluklarmın ağır ağır kavran- maya başlandığı bir dönemde. terör sorunu söyleminin terk edilerek, bu- nun yerine soruna farklı yaklaşımlan çağnşOracak 'Kürt sorunu' diye nite- lendirilmesi doğru olmamıştır. Konu- nun çokçeşiüi bovutian vannr. Kökle- ri derinkre inen srvasaL sos> aL ekono- mik. tarihsel \ önleri yanında, ulusal ve uluslararası kesJnılerin duv-arhfcğı da söz konusudur" dedı. Son günlerde laık cumhunyeti örte- leyecek tehlikeli olaylar yaşandığını kaydeden Özok. "Özgfiriükadmaçağ- daş Türkkadm haklanndan geriyedö- niisü çağnşüran, çağdaş Türkrve'nin simgesi olan Çankaya Köşkü önünde ve Fatih Camisi aviusunda şeriata çağ- n çıkaran e> lemleri mikro millrvetçi- likveyobazüğıntetiklediğilinçgirişim- lerini, ülkenin bölünmez bütünlüğü ve üniter \apısına yönelik aynhkçı eyiem ve girişimleri. bir yazann kitaplannın imha edümesi \önünde enürier verfle- bümesini. Türkiye'nin çağdaş yüzünü otuşturan sanat kunımlanna yönelik haksıznklar dizismL>-asadışı kontrobüz Kuran kurslan başta olmak üzere,çağ- daş Türkiye'nin vazgeçilemez ilkesi olan laiklik ilkesine ve onu temsil eden kurumlara yönelik saldınlan ve bütün bunlara karşı sergilenen umursamaz- hğı, ülkeninavdmhkgeJecegine gölge dü- şüren tehlikeli yaklaşımlar, virajlar olarak görüyoruz" diye konuştu. TBB'ye bağlı 76 baro ve binlerce avukat, 2005-2006 adlı yılının açılı- şı nedeniyle Ankara'da bir araya gel- di. Burada yaptığı konuşmada da, bu- gün Türkiye"de en yaygın ve etkilı si- vıl toplum örgütünün tankatlar oldu- ğunu belirten Özok, bir başka insa- na "biat etmenin" dinde yeri olma- dığnıı vurguladı. "Ülkede kanı kanı- na, cam canına kanşmış, birbirivle iç içe oünuş bu güzel halkı mikro milli- yetçiükle künsenin ayırmaya gücü ye- temevecektir" dıyen Özok. "Kurtu- luş Savaşı'nın küDeri üzerine kurul- muş. zor şarüarda yeşertihniş Tür- kiye Cumhuriyeti çınannı ilelebet vaşatacağız, güçlendireceğiz ve biz- den sonraki nesilkre. hukuk içinde. demokrasi içinde, insan haklan için- de üeteceğiz" görüşünü vurguladı. riyefe, Atatürk ilkelerine bağlı olan ve dini gereklenni yerine getıren kışi- len dışlamak ve çeşıth sıfatlarla nıte- lendırmek de o kadar yanlış bir davra- nıştır. Bu tür marjinal da\Tanışlaraı ül- ke bürünlüğüne, birlik ve beraberlıği- ne zarar verdığı gözden uzak tutuhna- malıdır. Laikhğin koru\xıcusu yargıdır. Yargıta>'"dır. Anayasa yamalı bohça: Deği- şıkliklerle anayasa yamah bohça hali- ne getirümiştir. Anayasanın yargı bö- lümü de dahıl ohnak üzere yeni bır metın olarak düzenlenmesıni gerekli gö- rüyoruz. Iktıdar ve muhalefet partıle- rinın uzlaşı ıle değışıküklen gerçekleş- tmnış olmalan, bu konudaki ümıtlen- mizı ve beklentılerimizi güçlendırmek- tedır. Anayasa Mahkemesi 'gizli' ça- lışryor: Anayasa Mahkemesi diğer yüksek mahkemelerle görüşmeksizin, anayasanın Yargıtay'ı da ılgilendn-en >argı bölümü ile ilgili taslağını hazn"- lamış \e bunu yetkıli mercilere ilet- miştir. Anayasa Mahkemesi 'nce ha- zırlanan taslak, Yargıtay ıle diğer yük- sek mahkemelere veribnemış ve özel- likle görüşmeler gızlı yürütülmüştür. Anayasa Mahkemesi"ne TBMM'den üye seçılmesı, mahkemenin sıyasal- laşması ve tartışmalara neden olması sonucunu doğurur. Meclıs'in üye seç- mesi halınde. koalisyon hükümetleri dönemınde aylarca seçımlenn yapıla- madığı, adayîann siyasi partilerin ge- nel merkezlen ile Meclis'te kulis faalı- yetlerinde bulunduklan hafizalarda ye- nni korumaktadu'. Denenmış ve yarar- lı olmadığı saptanmış bir sistem yenı- den denenmemelıdır. Süper temyiz istiyoriar Anaya- sa Mahkemesı'nce ıstenilen bu-eysel başvToru yetkısı ile yüksek mahkeme- lerden geçen kararlann değiştınhnesi ve ortadan kaldınlması amaçlanmak- tadu 1 . Adı gızlenerekyapıhnak ıstenen, yüksek mahkemenin kararlannın denet- lenmesı ve yenıden kararoluşturulma- sıdır. Yasama tasarruflannı so>-ut baz- da denetleyen mahkeme, yargı tasarruf- lannı somut bazda, olay bazında denet- leme istemınde bulunmaktadn-. Anaya- sa Mahkemesi'nin bu istemi, süper temyiz istemi nıteliğindedir. Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru ile yük- sek mahkeme kararlannı inceleyerek üstün statü kazanmak istemektedir. Hiçbir >iıksek mahkeme diğerinın ka- rannı ortadan kaldıramaz, değiştire- mez ve karan uygulanamaz hale geti- remez. Karar yazamıyorlar Dosyalann çeşıtli nedenlerle karara bağlanma sü- recinın uzaması olağandır, ancak Ana- yasa Mahkemesi'nde karara bağlanan dosyalann kararlannın yıllarca yazıl- mamasının haklı hiçbır nedeni ve ge- rekçesı olmaz. Kararlann pek çoğu ve- nldiği tarihten sonra 1 ıle 5 yıl içinde yazıbnıştu-. Yıllık ortalama 79 karar v eren v e yıllarca \erdıgi kararlan yaz- mayan yazamayan Anayasa Mahke- mesi'nin her yıl yüzbinlerce karan na- sıl oluşturacağı ve nasıl yazacağı ka- nıtlanmadıkça bu mahkemeye böyle birek >ük venlemez. Üstün erk yoktur Anayasada or- ganlar taranndan kullanılacak de\ r let yet- kılen aynntılı biçimde düzenlenerek, organlann ışbirliği içinde çalışmalan öngörühnüştür. Aynca organlar ara- sında üstunlük su-alaması bulunmadı- ğı da kesm şekılde vurgulanmıştır. Ana- yasanın açık hükmüne karşın, güçler arasında üstunlük iddialannm ilen sü- rüldüğü görülmektedır. Bu yöndeki tu- tum \ e davTanışlan doğru ve ülke ya- ranna bulmuyoruz. Üstün norm olan anayasa kuralına, öncelikle devlet yet- kisini kullanan organlann ve kişüerin sa> r gıh olması gerektiğinı düşünüyoruz. Hâkimin korunması: Hâkimın ta- rafsız biçimde kanunlara uygun olarak karar %erebilmesinin ilk güvencesi. onun mahkeme dışı etkilere karşı ko- runmasıdır. Bağımsızlık hıçbir makam ve merciden emır ahnamayı gereküür. Hâkımlerin görevlerinin adli ve idari diye bölünüp ıdare görevlen bakımın- dan Adalet Bakanlığı'na bağlanmala- n bağımsızhk ilkesi ile bağdaştınla- maz. Adalet Bakanı'nnı siyasi iktida- nn bir temsilcısi olması, müsteşar ve müfetnşlerin de bakanlığa bağlı olma- lan karşısında-mevcut düzenlemenin ba- ğımsız ve tarafsız yargı ilkesine uygun olmadığı açıkça anlaşılmaktadu- Çakıcı-MİT-Yargı savunması: Geçen bır yıl içinde Yargıtay bır tasım basının ağır, yersiz ve insafsız eleştiri- sine uğramıştır. Yargıtay'm, MİT ve bır organize suç örgütü lideriyle (Ala- attin Çalacı) ışbirliği yaptığı ileri sü- rülerek, bu konu manşetlere taşınmış, yayın günlerce ve aylarca sürdürül- müştür. Bu davayla ügih olarak Yargı- tay Başkanı'nın, 1. Ceza Dairesı ile hıçbir görüşme yapmadığı, Yargıtay Bmncı Başkanlık Kurulu'nca yapılan soruşturmayla sabıt ohnuştur. Yüce Yargıtay, kurum olarak hiçbir suçluy- la organık bağ ıçine gırmemiştır. AVRUPA'DAN GURAY OZ Sıkıntılı Günler Frankfurt'ta pastırma yazı sürüyor. Sokak kahve- lerı, bıra bahçelen tıklım tıklım dolu. Almanlar Baş- bakan Schröder'le, doğunun muhafazakâr kızı Mer- kel'in pazar günü TV'de yaptıklan karşıiaşmayı tar- ttşıyorlar. Gazetelere bakılırsadüellonun galibi Schrö- der. Bu "münazarayı" ben de izledim: Merkel da- ha saldıngan, dahayırtıcı gelmışti bana. Demek ki Al- manlar "ağır abi"lerden hoşlanıyoriar. Yine de se- çimlerden Merkel'ın galipçıkacağı hemen hemen ke- sin gibi bir şey. Bush, New Orteans felaketini unut- turmak için Suriye ya da Iran'a saldırmazsa, Schrö- der'in şansı yok. Şaka bir yana, seçımleri muhafazakâr kanat ka- zanacak. Ama nasıl bır parlamentoyla karşılaşacaklannı şim- dilik hayal edemiyoıiar. Karşılannda muhalefete geç- tiği için sol söylemlere ağırlık veren sosyal demok- ratları, eskı çevreci günlerıni hatırtamaya hazır Yeşil- ler grubunu ve en önemlısi "neoliberal saldınya ve sosyal demokrat ihanete hayır" dediği için parla- mentoya girmiş Sol Parti'yi bulacak muhafazakârlar. Iğneli fıçı gibi bir şey • • • İki lidenn tartıştığı konular arasında Türkiye'nin AB ıle ilişkisi de vardı. Merkel, Türkiye'yle özellikle gü- venlik alanında sıkı bır ışbirliğine dayanan, serbest dolaşım gıbı tehlikeli" haklan ıçermeyen "aynca- lıklı üyelik" tezıni savunurken Schröder, Türkiye za- ten şimdiden ayncalıklı üye, 15-20 yıllık bir müzake- re sürecı var, Türkler serbest dolaşım haklanndan da çoktan vazgeçtiler, sen ışieri kanştınyor, Avrupa'nın güvenlık polıtıkalannı silahsız bırakıyorsun, stratejik çıkartanmıza aykırı davranıyorsun, dedi özetle. Ben- se aralanndakı farkı anlamakta zoriandım. • • • Gecenın karanlığı çökünce memleket haberlerine döndüm. "Kurtanlmış bölge" Fatih'te, camı önü- ne kurulmuş kürsüden şenat çağnsı yapan, nasıl bir örgüt olduğunu yıllar önce Hikmet Çetinkaya'dan dinledığim "Hizb-utTahrir" lıderinın bulunamadığı- nı öğrendım. Çoluk-çocuk, kadın, erkek, yaşlı, genç bin kişiyi, tahnk edicı sloganlarla meydana süren gü- cü düşünürken. komplo teonlerine meraklı bir arka- daşım, "Bu AB'ye mesajdır dedi, 'Bakın, bizi geri çevirirsenız Türkiye bdyle olacak' demek istiyoriar." "Ama", dedi sonra, "bu, iki tarafı keskin birbıçak- tr." Sonra her geçen gün sayısı artan taşlamalan, linçgirişimlenni, mahallelerde kurulan komiteleri an- latan haberleri düşündüm. Hepsını birlıktedüşünün- ce komplo teorilerine meraklı arkadaşıma hak ver- menin kıyısına kadar geldim. • • • Peki bu gidişe "dur" dıyen olmayacak mı, Türki- ye çağdışı milliyetçilığın, şenatçılığın presinde mi ezi- lecek? Gidişe "dur" demek ıçin gelişmelerin sağlam bırçözümlemesıni yapmak gerekmez mi? Hem örü- len çorabı, çorabın renklerıni, hem de çorabı ören- leri keşfetmeden böyle bir çözümleme sağlıklı ola- bilır mi? Asıl sorun, "gidişe dur" demenin, "gele- ceğe yürü" demekle bıriikte olabileceğini hâlâ an- layamamış olmakta değıl mı? Kim bu gidişe dur dıyecek, kim geleceğe yürü di- yecek? At izi, it ızine kanşmış, yurtseverlık, şoven mil- liyetçilik damgasını yemekten kendini koruma der- dinde, azgınlık iki üç koldan sokağa çıkmış, kimile- ri ise "AB'nin koruyucu şemsiyesi kalkarsa de- mokratik haklanmız elden gider" kaygısında. Hem zaten baksanıza, ünlü yazarımız, medar-ı iftiharımız Mehmet Altan gerçeği yüzümüze vurmadı mı? "Son komünisf'ten sonrası var mı Allah aşkına! e-posta: guray.oz cumhuriyetcom.tr Adli yıhn açıhş resepshonuna, AKP'U bakanlar ve vıiksek yargı organlannın temsilcileri kaOhrken Ana- yasa Mahkemesi üyeleri kanlmadi (Fotoğraf: AA) Yüksek Mahkeme kokteyle katılmadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adli yılın açılı- şı nedeniyle Devlet Konukevi'nde yapılan kok- teyle Anayasa Mahkemesi üyeleri katılmadı. Ana- yasa Mahkemesi Başkaru Tülay Tuğcu"nun Cum- hurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Estonya Cum- hurbaşkanı onuruna verdiği yemeğe katıldığı be- lirtilirken a>ııı yemeğe katılan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül"ün kokteyle gelmesı dikkat çekti. Adlı yılın açılışı nedeniyle dün Devlet Konuke- vi'nde resepsiyon düzenlendı. Yargıtay Başkanh- ğı'mn ev sahiphğinde düzenlenen resepsiyona, Adalet Bakanı Cemil Çiçek. Dışişleri Bakanı Gül, Ulaştırma Bakam Binali Yüdınm, Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Danıştay Başkanı Ender Çetinkaya ile askeri ve yüksek yargı organlanrun temsilcileri katıldı. Yargıtay"da gerçekleştirilen törende Os- man Arslan'ın, Yüce Divan eleştirilenne maruz kalan Anayasa Mahkemesi Başkaru Tülay Tuğ- cu'nun resepsiyona katılmaması dikkat çekti. Yargıtay üyesi Turgut Okjaj-, kokteylde son gün- lerde meydana gelen olaylara ilişkin sorulan ya- nıtlarken Türkiye'de Türk-Kürt sorunu" olma- dığını söyledi. Işsizlık, aıle planlaması, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde ağalık sorunu olduğunu ıfade eden Okyay, herkesin kardeş oldu- ğunu ve her türlü haklardan yararlandığım vurgu- ladı. Okyay, "Hiç kimse bu miDeti birbirinden ayı- ramaz" diye konuştu. "Son olaylar provokasyon mu" sorusuna, "Olabilir" dıyen Okyay, herkesin sakin olmasını ıstedi, olayların üstesinden geline- ceğını söyledi. Okyay, affın ülkeye her zaman za- rar verdığını ıfade ederek "Terör örgütü üyefcri- nin cezalan 15 vıldan 5 yıla üıdirildi. Teröristkr tahliye edildi Örgütlerine gitti. Sorun bu" dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear