Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 HABERLER
Hizb-ut Tahrir örgütün eski militanlanyla sokaklara çıkıyor, hilafet çağnsı yapıyor
Hizbullah'ın yeni yuvası
7 EYLÜL 2005 ÇARŞAMBA
MEHMET FARAÇ
Fatıh Camisi'nde hilafet çığlıklan
atarak şeriatçı ayaklanma çağnsı ya-
para Hizb-ut Tahrir örgütü, AKP iİcti-
danmın hoşgörüsünü de kullanarak
Hizl)ullahçılan bünyesınde topluyor.
*Üç aşamalT yapüanma çızgisınde yü-
rüyen örgüt, "'İslamı temel dava edi-
ninceve kadar ümmede kaynaşma" ça-
bal.annı doruğa çıkarmaya ve son he-
defe. cihat aşamasına gelmeye çalı-
şuyor.
K-"udüs Isticaf ıMahkemesi Kadısı
Takıyyûddin en-Nebhani tarafından
1953 yılında Kudüs'te başlatılan Hizb-
ut Tahnr hareketı "İslami Kıırtuhtş
Partfsi" adıvla Ortadoğu'da ciddi bir
kitleyi banndınyor. Örgütün liderli-
ğini 60'h yaşlardaki Filistinli Ata Abu
Hizb-ut Tahrir, HizJbullah hnyerine oynuyor
MLHMIT fMLSÇ
hk cperas yonisr ve A fgactstan da sü-
* b L l d b t a
kı$ı serbest btrakıldı
Tam tıır hafta sonra ârgutün Fur
jaa dgrcnfcguu bebncn
cnnuvenc kendısıiK H
rfrârgâtt" dtv« Mr senu uo-tenk-
" r*-
Raşta yürütüyor. Türkiye'den Su-
dan'a, Pakistan'danLübnan'a, Ceza-
yır'den Fas'a, Ürdün'den Bangladeş'e,
Endonezya'dan Irak'a kadar hücre-
leri bulunan örgüt, Orta Asya'da Kır-
gızistan'ı üs olarak kullanıyor, Özbe-
kistan'da ise rejimi sarsabiliyor.
Hızb-ut Tahrirciler kendilerini."tde-
olojisi İslam olan sivasi birparti" ola-
rak tanımlıyor, militanlar, "Ümmetin
Islanu kendisine dava edinmesi. hila-
feti geri getirmesi. ADah'm indirdiğiy-
khükmeünevigerçekJeştirmesiiçinça-
lışüklanna" inanıyor. Hizb-ut Tahrir
gruplan kendilerını "ruhaniyetçi, U-
mi akademik ve hayır işleriyle uğra-
şan bir grup" olarak görmüyor. tam
aksine "siyasi bir kitle'" olarak kabul
edıyor.
Orgüt kuruiuş nedenlerını. "Sizden
hayra davet eden. marufu emreden,
münkerden nehyeden bir ümmet bu-
lunsun. Işte onlar kurtuluşa erenle-
rin ta kendileridir'" içerikli Kuranda-
kı •'AM İmran 104" ayetıne dayandı-
nyor. Örgütün, "İslamümmetinidüş-
• Cumhuriyet
gazetesi, Hizb-ut
Tahrir'in Hizbullah'ın
yerine oynadığuıı dört
yıl önce yazmıştı.
müş olduğu şiddetö çöküntüden kal-
kındırmak ve küfur fikirleri. düzen-
leri, hükümlerinden, kâfır de\1etlerin
egemenüğinden, nüfuzundan kurtar-
makamacıyla" kunılduğu vurgulanı-
yor.
"tslam hilafet devietini tekrar vü-
cuda getirmek* ıçin çaba gösteren
militanlar. "Hrzb-utTahrir'in ga>«si''nı
ise şöyle sıralıyor:
"Bu gayç; Müslümanlan hüafetdev-
leti olan tslamdevietinin gölgesinde bir
İslamiyaşanbyıyaşamaya tekrar dön-
YÖNETÎME ÜÇUNCÜ MEKTUP
Budak: CHP, bu
kadroyla halka
umııtolamaz
• Eski Istanbul Milletvekili Rıdvan Budak.
"CHP Yönetimine Açık Mektup-3" başlıgıyla
verdiği ilanda. halktaki umutsuzluklar arttıkça
AKJ'nin yanı sıra CHP'ye yönelik tepkilerin
de yükseldiğine dikkat çekti. Budak, mevcut
yönetim anlayışı ve kadrosu değişmedikçe
CHP'nin halka umut olamayacağuıı savundu.
Haber Merkezi - Eski
îstanbul Mılletveküi Rıd-
v ^ n Budak,
a
CHP Yö-
netimine Açık Mektup-
3 " başlığıyla gazetemize
verdığı ilanda, "CHP'nin,
mevcut yönetim anlaşıyı
\¥ kadrosu degişmedikçe
halka umut olamayaca-
ğ u u " savundu.
Eski Milletvekili Bu-
dak, ilanda AKP iktida-
n n ı n ülke sorunlannı çö-
zemediği gibi demokra-
tik rejımin temelleriyle
oynadığını kaydederek
halktaki umutsuzluklar
arttıkça AKP'rün yanı sı-
ra CHP ye yönelik tepki-
lerin de yükseldiğine dik-
kat çekti.
Mevcut yönetim an-
layışı ve kadrosu değiş-
medikçe CHP'nin halka
umut olamayacağuıı kay-
deden Budak. CHP yöne-
timine, "Budtırumunuz-
lasosvaldemokrashitem-
sO edemh orsunuz. Çün-
kü devletten ^ güç odak-
lanndan çekinerek, dev-
letten çok devietçi görü-
nerek sol olunmaz, sos-
yal demokrat olunmaz"
diyeseslendi.
"Halk özgürlûk ve de-
mokrasi istivor, büyüyen
bir Türkive istiyor, ada-
letH pa>laşımfctryor"dı-
yen Rıdvan Eudak. "Bu-
nu gerçekleştirecek im-
kân bu ülkede, bu top-
lumda vardır; ve bunu
tosysü demokrasi gerçek-
leştirebüir" görüşünü di-
le getirdi.
Rıdvan Budak ilanın
son bölümünde, CHP yö-
netimini şu ifadelerle
eleştirdi:
"Ancak CHP Genel
BaşkanıDenız Baykal ve
arkadaşlarımn yÖneti-
mindeki CHP'nin bunu
gerçekleştirecegine dair
umut kalmamıştır. Va
CHP, mevcut yönetimini
ve politikalannı değişti-
recek, gerçek bir sos>al
demokrat parti olacak-
ür ya da yeni bir yol bu-
lunacaktır. CHP örgütü
çare bulamazsa halk ça-
re bulacakür.
r
Beş gösterici serbest bırakıldı
Fatih Canıisi'nde geçen cuma günü şeriatçı
gösteri düzcnk>en Hizb-ut Tahrir örgütü üyesi
2 kişi tutuklandı. Hizb-ut Tahrir üyesi olduklan
gerekçesiyle önceki gün gözaltına aiınan 2'si
kadın 7 kişi, dün sabah saatlerinde Beşiktaş'taki
Istanbul Adlhesi'ne getiriJdi. Cumhuriyet
Savcısı tarafından sorgulanan şüphelikrden
Hakan Ercan, Ömer Duman, Türker Güvea,
Zeynep Karslı ve Hürü Güler serbest bırakıldı.
Zanhlardan Lğur Kankur ve Erdal Ercan ise
yasadışı örgüt propagandası yapmak suçundan
tutuklandı. l ğıır Kankur'un benzeri suçtan
2004 Ekim a>ında eezaevinden çıknğı ögrenildi
(Fotoğraf: HİLAL KÖSE)
CHP'den Aksu'ya istifa çağnsı
Istanbul Valisi Güler, Fatih Canıisi'nde laik cumhuriyete hakaret yağdınlan
şeriatçı gösteriye katılanlann gözaltına alınmamasının eksiklik olduğunu söyledi
İstanbulHaber Servisi-CHP Istanbul mil-
letvekilleri, Fatih Camisi'ndekı şeriatçı terör
örgütü Hizb-ut Tahrir'in gösterisi nedeniyle
tçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'yu istifaya
çağırdı. tstanbul Valisi Muammer Güler de
olayda polisin eksikliğinin bulunduğunu be-
lirtti.
Aralannda Algan Hacaloğlu. Mehmet Se-
vigen, Mehmet Ali Ozpolat, Berhan Şimşek
ve Bihlun Tamayhgil ın de bulunduğu bir
grup CHP Istanbul milletvekili ve Istanbul îl
Örgütü temsilcileri, Vali Güler'ı makamında
ziyaret etti. CHP'li grup, Güler'den geçen
cuma günü Fatih Camisi'ndekı şeriatçı örgüt
Hizb-ut Tahrir'in gösterisiyle ilgili bilgi ala-
rak endişelerini dile getirdi. Yaklaşık bir sa-
at basına kapalı olarak süren görüşmenın ar-
dındaı CHP'liler adına açıklama yapan Al-
gan Hacaloğlu, "bir avuç yobazın gerçekleş-
tirdiğL Atatürk'e velaik Cumhuriyet kurum-
lanna yönelik cüretkâr saldınyT nerretle kı-
nadıklannı bıldirdi. Işin en üzücü tarafının.
hükümetin olay karşısında suskun kalması
ve olayı örtbas etmeye çalışması olduğunu vur-
gulayan Hacaloğlu şunlan söyledi: "Tarikat-
lar tarafından kuşaülnuş olan hükümeL sus-
kun kalabüir. Suçüstü yakalanan tçişleri Ba-
kanı'nın ağzuıı bıçak açmayabuir, Başbakan
'Olayı abartmamak lazun' sözleriyle geçişti-
rmeye çahşabilir. Ama bizCHP olarak susnıu-
yoruz. İçişleri Bakanı derhal istifa etmetL"
'Görevini yapmayan sonuca katianır'
îstanbul Valisi Muammer Gülerde CHP'li-
lerin valilikten aynlmasından sonra yaptığı
basın açıldamasında, Cumhuriyet'in temel
niteliklerini değiştirmeye yönelik kanunsuz
hiçbir harekete müsamaha gösterilmesinin
mümkün olmadığını belirterek olay sonrasın-
da şahıslann gözaltına alınmamasının bir ek-
siklik olduğunu söyledi. Basın mensuplan-
nın sorularını yanıtlayan Güler, kamuoyun-
da polisin eylemler konusunda farklı da\Tan-
dığı ve örgütlere çifte standart uyguladığı yö-
nünde bir kanı olduğunun anımsatüması üze-
nne, "Kanuna aykırı davrandıgı takdirde
hangi örgüt olursa olsun aynı şekilde davra-
nıyoruz. Herhangi bir müsamaha, aynmcınk
söz konusu değiL PolLs. bircami ortamında ki-
şilere müdahale etmenin yaratacağı farkhhk-
lan değerlendirdi. Belki sonra gözaiü yapüa-
bilirdi ama yaratılan kargaşa ortamında şa-
hıslar oradan aynldı'' dedi. Bir gazetecinin
Fahh'te göre\
r
yapan polısler hakkında so-
ruşturma açılıp açılmayacağım sorması üze-
rine Güler, "Görevini yapma>an poüs varsa
sonuçlanna katlanır" yanıtını verdi.
dürmektir. O İslam de\ leti ki İslamı
davet ve cihat yoluyla bütün dünyaya
y^aymak üzere biat ederek Müstüman-
lann seçtiği bir halifenin bulunduğu
devlettir."
Hedef,3Martl924...
Hizb-ut Tahnr. Türkive'de hilafe-
tin kaldırılış tarihi olan 3 Mart 1924'ü
hedef alıyor. Örgüt Türkiye'ye hıla-
fetı geri getırebılirse Ata Abu Raşta'yı
halife olarak Topkapı Sarayı'ndaki
makamına orurtmayı düşlüyor!..
Milıtanların son dönemde daha ak-
tıfhale gelmesinde şüphesız AKP'nin
ıktıdarda olmasının da payı bulunu-
yor. Orgüt her ne kadar AKP'yi "Ame-
rikan uşağı" olarak nitelese ve za-
man zaman Başbakan Erdoğan'a yö-
nelik eylemler ıçın milıtanlar görev-
lendirse de iktidardakı si-
' yasi düşüncenın \erdiği
hareket rahathğından ya-
rarlaruyor.
Hizb-ut Tahnr, Türki-
ye'deki faalıyetlerini son
10 yıldır arttumaya çalı-
şıyor. Örgüt "üçmerhale-
B" (aşama) bir örgütlen-
me çizgisı ızliyor.
"- Hizb'in. kitiesini oluş-
turmak ü/trt. onun fıkri-
ne ve metoduna inanan
şahıslar ortaya çıkarmak.
- İslamı temel dava edi-
ninceye kadar ümmetle
ka>naşnıak.
- Hâkinü\eti tesUm al-
mak, tsiamıtam, kapsam-
h olarak tatbik etmek ve
risaleti dünyaya ulaştır-
mak."
Hizb-ut Tahrir, Türki-
ye'de son yıllarda ikinci
aşamada faaliyet >'ürürü-
yor. Tebliğ çalışması ge-
nellikle \oirdun herbölge-
sine gönderilen on binler-
ce mektupla ya da tebliğ-
cilerin cami. Kuran kurs-
lan, vakıf ve dernekler-
deki faaliyetleriyle sür-
dürülüyor.
17 Ocak 2000'den son-
ra Hizbullah'a yönelik
operasyonlar sırasında
Hizb-ut Tahrir de hedef
alınıyor. Aynı dönemde
yurtdışına kaçmaya çalı-
şırken Antalya Havaala-
nı' nda yakalanan örgütün
Türkive sorumlusu Ah-
met KJhçkaya'nın Hollan-
da'da Arap dili ve edebi-
yatı üzerine eğitim aldığı
belirleniyor. "Terör, inan-
cuna da uygun değildir''
diyen Kılıçkaya, örgüt
hakkındaki bilgılen ,\ms-
terdam Üniversitesi'nde
okurken kıtaplardan öğ-
rendiğinı söylüyor.
Firari örgüt sözcüsü Yü-
maz ÇeKk'in önderliğin-
de, özellikle Bursa, Ada-
na, Ankara \e tstanbul'u
üs olarak seçen Tahrirci-
ler bugün interneti de kul-
lanarak yurt genehnde bü-
yümeye çalışıyor. Örgüt
artık daha çok sokaklara
çıkarken Hizbullah'ın mi-
rası ve militanlarını da
saflanna katmaktan ka-
çınmıyor. Hizbullah'ın 5
yıllık suskunluğunun kö-
İceninde biraz da giderek
radıkalleşen Tahrirciler
bulunuvor.
IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tı
llhan Ağabey (Selçuk), kritik du-
rumlarda şöyle bir tavsiyede bulu-
nur: "AskerİJde kritik zamanlarda
bir kural vardır. 24 saat bekle, ne
yapacağma ondan sonra karar
ver." Olayla' korkutucu sinyaller
veriyor. Şimd sakin sakin düşünme
zamanı. Ofkenin yerinı sağduyu al-
malı. hep birikte bir çözüm arayışı
ıçine girmeliyiz. Linç tablolan, Tür-
kiye'nin geleceği açısından korku-
tucu_sinyaller veriyor.
"Öcalan'a uygulanan tecridi
orotesto ve Öcalan'la dayanışma"
eylemıne girişenlerin ya da bu eyle-
Tii planlayanların daha önceden
düşünmeleri gereken şeyler vardı.
3öyle bir eyemin milliyetçiliği kış-
•^ırtacağı biliriyordu. Lınç girişımle-
nne yol açması mümkün bu eylem-
erin zemini zaten son dönemde
oluşmaya başlamıştı. Bu konuda
jyanlara da kulak verilmedi. Bu ey-
emlerden özallikle Türkiye'nin batı-
sında yaşayan Kürtlerin zarar gör-
•ne tehlikesi süyük. Tabii demokra-
si ve özgürlûk yolunda ilerîemeye
çalışan Türkive daha da büyük za-,
Şimdi Düşünme Zamanı
rarlar görüyor. Şimdiden Ayvalık'ı
40 ailenin terk ettiğine ilişkin ha-
berler geliyor.
Gemlik'e yürüyenler, bunun de-
mokratik bir hak olduğunu söylü-
yorlar. Ancak Türkiye'nin bu koşul-
lannda bu tür girişimlerin böyle so-
nuçlar doğurabileceğini de görme-
leri gerekiyordu. Türk-Kürt çatış-
masını körükleyecek böyle bir tır-
manıştan acaba nasıl bir fayda um-
dular? Yoksa "Bir şey olmaz" diye
mi düşünüyorlardı? Bütün bunlar,
ırkçı iinç girişimlerinin haklı olduğu
anlamına gelmez. Onun yol açaca-
ğı sonuçları da görmemek müm-
kün mü! Siyaset gerçekler üzerin-
den yapılır.
• • •
6-7 Eylül'ün 50. yılında yaşanan
faciayı yeniden hatırlamaya çalışı-
yoruz. Bu hatırlamanın içinde bu-
güne yönelik çok büyük dersler ol-
duğu da bir gerçek. 6-7 Eylül, Is-
tanbul'da yaşayan azınhkları rjitir-
me hareketıydi. Başından planlı ol-
duğunu, olaya katılanlar söylüyor.
Belli bir saate kadar güvenlik güç-
lerinin de yağmacılara ve saldır-
ganlara göz yumduğu, zaman za-
man da destek olduğu anlaşılıyor.
Dönemin Başbakanı Menderes'in,
olayların ardından Meclis'te yaptığı
konuşma, üzerinde uzun uzun dü-
şünmeye değer saptamalar içeri-
yor.
Adnan Menderes, kürsüden 6-7
Eylül olayları için şunları söylüyor:
' Başlangıçta gayet nezih bir öğ-
renci hareketı gibiydi. Fakat olay
öyle geliştı ki milletçe bir felakete
maruz kaldık, baskına uğradık." 6-
7 Eylül'e bugün yeniden bakınca,
Demokrat Parti yönetiminin yine bir
Kıbrıs sıkışması sırasında hazırla-
nan tezgâhı onayladığını söylemek
mümkün. "Gençler şöyle bir gös-
teri yapıp Rumlara korku verecek-
ler" sözleriyle onaylatılan tezgâh,
sonunda korkunç bir faciaya dönü-
şüyor. Ancak bu facianın önceden
hesaplanmadığını söylemek çok
saflık olmaz mı? O zaman Ata-
türk'ün Selanik'teki evine bombayı
kim attırmıştı? Günlerce saldırıla-
cak Rum evleri kimler tarafından
işaretlenmişti? Bunu yapanlar daha
sonra nasıl ve neden devlet kade-
melerinde terfi ettirilmişlerdi?
• • •
Türkiye tarihi provokasyonlarla
dolu. Yakın tarihimizde Maraş, Ço-
rum, Sıvas katliamları, provokas-
yonların ardından gelmedı mi? O
nedenle Bozüyük'te olanlan yalnız-
ca 'milliyetçi gençlerin tepkisi' diye
okuyarak küçümsemeye çalışmak
tehlikelidir. Ciddi bir kışkırtma ile
yüz yüzeyiz. Fatih Camisi'nde hila-
fet savunuculannın yaptığı gösteriyi
de bu gelişme içinde değerlendir-
mek anlamlı olabilir.
Avrupa Birliği ile 3 Ekim'de baş-
laması gereken müzakerelerin yak-
laşmasıyla gerilımin artması arasın-
da bir paralellik kurulabilır mi?
Çünkü AB süreci Türkiye'nin ciddi
bir değişimden geçmesi anlamına
geliyor. Bugüne kadar atılan de-
mokratik adımlarla sınırlı olmayan
yeni bir döneme gireceğiz. Görü-
nen o ki Avrupa Bırliği'nın muhafa-
zakâr milliyetçileri de Türkiye'nin
muhafazakâr milliyetçileri de Türki-
ye'yi AB'de görmek istemiyorlar.
Demokratik ve gelişmiş, zengin bir
Türkiye'nin Avrupa'nın da dengele-
rini bozacağından korkuyorlar. Çı-
karian çakışıyor.
• • •
Avrupa'nın ilerici güçleri ise Tür-
kiye'nin yanında saf tutuyortar. Ye-
şiller, sosyal demokratlar hemen
her ülkede Türkiye'nin AB'yle mü-
zakerelere başlamasını istiyorlar.
Içeride linç girişimlerine seyirci ka-
lan bir Türkiye'yi de görmek istemi-
yorlar. Sanırım bu gelişmeler en
çok Fransa'daki, Avusturya'daki
Türkiye karşıtı muhafazakârları se-
vindiriyor.
Şimdi gelın öfkeyi bir yana bıra-
kıp biraz düşünelim.
GLOBALPOLITÎKÜLTLR
ERGİN YILDIZOĞLL
Uygarlık Krizi
Tam bir kaos. Tek bir sorumlu yok. Kimseye su
bile vehlmiyor. Çocuklan görmelisiniz. Hepsi ağlı-
yor. Hasta insanlar var, gözlerimizin önünde ölü-
yoriar.... Cesetler ortalıkta, kimse toplamıyor. Bu-
rada 15.000'den fazla insan var. Hepsi aç. Yiyecek
yok. Üç gün önce buraya sığınmamız söylendi. Biz
de geldik. Ama bize yol gösteren, ne yapılacağını
söyleyen bir yetkili yok. (CNNj Burası, Darfur böl-
gesinde bir sığınmacı kampı değil. New Orleans'ın
süper büyüklükteki, Konferans Merkezi binası...
Katrina kasırgası, daha doğrusu, kasırganın ken-
tin altyapısında yaptığı tahribat 500.000 nüfuslu,
tarihi New Orieans kentini haritadan sildi. Kentı ko-
ruyan setlerden ikisınin çökmesi sonucu, Pontc-
hartrain Göfü'nün sulan kenti doldurdu, kentin yüz-
de 80'i sular altında kaldı. su seviyesı bazı yerlerde
8 metreye kadar ulaştı. Kesın sayı henüz bilinmese
de gelen haberlerden ölü sayısının 10.000'e ulaşa-
bileceğı, sularda yüzen cesetlerın, sulara kanşan
kımyasalların ciddi bir salgın hastalık tehdidı oluş-
turduğu anlaşılıyor. Daha da çarpıcı olanı, New Or-
leans'ta toplumsal yapının. sınıf çelişkilerinin, ırkçı-
lığın baskısı. merkezi devletin yetersizliği altında bir
günde çökmüş olması...
Hepimizi etkileyen bir felaket
Araştırmacılara göre, sıgorta sektörünü en az 30
mılyar dolarlık bir fatura beklıyor (CBS News).
Meksıka Körfezi ABD'nın en önemli petrol/gaz gi-
riş, ışleme bolgesı. Katrına'nın vurup da 9 ratlneriyi,
bırçok deniz platformunu ışlemez hale getirmesiyle
(The Independent) gunlük 2 milyon vanllik bir ka-
pasıte kayboldu, petrol pıyasasının hassas denge-
leri sarsıldı, petrolün varıl fiyatı bir günde 4 dolar
artarak 70 dolann üzerine çıktı. Bölge Amerika'nın
tum petrol gereksinıminın yüzde 7'sıni karşıladığı
için ABD içinde de yakıt fıyatlan hızla yükselmeye
başladı. Böylece, tüketıci yüksek fiyatlarla sanayici
de yeni bir maliyet unsuruyla karşı karşıya kaldı (Fi-
nancıal Times). ABD ekonomısınde yavaşlama ola-
sılığını güçlendıren Katrina, dünya ekonomısıni de
kapsamı altına alıyor, tüm insanların kaderinı birleş-
tiriyor.
Aslında New Orleans'takilerle dünyanın geri ka-
lanı arasındaki bağlar çok daha derın: Katrina baş-
langıçta sıradan bir kasırgaydı, Meksika Körfezi'ne
gelince su yüzeyının olağanüstü yüksek ısısıyla
müthiş bir enerjı kazanarak canavariaşmaya başla-
dı. Iklim değışikliği uzmanı Ross Gelbspan'ın de-
yımiyle Katrına'nın esas adı "Küresel ısınma" ol-
malıydı (The Boston Globe).
Deniz sularının yüzey ısısının yükselmekte olma-
sı, Katrina çapında kasırgaların olasılığını daha da
arttırıyor. Küresel ısınmayı denetim altına almak için
ise uygariığımızın kömür ve petrol tüketimini yüzde
70 azaltması gerekiyor. Küresel ısınmanın bir tehli-
ke olmadığını anlatabılmek için milyonlarca dolar
para harcayan kömür ve petrol şirketlerinin lobıle-
riyse medyayı susturuyor, hükümetlerin elini kolunu
bağlıyor. Anımsayacaksınız, bu lobilerin etkisiyle
Bush yönetimı Kyoto Protokolü'nden çıkmıştı.
Bir tercih sorunu...
Bizim kaderimizi Katrina'nın kurbanlarınınkıyle
birieştiren başka uğursuz bağlar da var. örneğin,
ülkemizde de olduğu gibi, neo-lıberal politikalar,
kaynakları sosyal hızmetlerden keserek sermaye
binkıminın desteklenmesine kaydırıyor. Bush hükü-
meti, tüm uyarılara rağmen Güney Lousiana Kent-
sel Su Baskını Denetimi Projesi'nin (SELA) büt-
çesinı 2004 yılında, zenginlerin vergıleri azaltılırken
36.5 milyon dolardan 10.4 milyon dolara düşür-
müş. Böyiece yaratılan tasarruf Irak savaşını, iç gü-
venlik sistemini fınanse etmek için kullanılmış. SE-
LA yetkilıleri, kaynak yetersızliğinden New Orle-
ans'ın çevresindekı setlerin gereken düzenlilikte ve
hızda onanlamadığını soylüyortar.
Halk. toplumun genel güvenliğini tehlikeye atma
pahasına zenginlere transfer yapan devletin, bu
kez de New Orleans'ta, hayatta kalabılmek için
dükkânlara saldıran halka yönelik "vur emri" çıka-
rarak yıne öncelıkle sermayeyı korumaya çahştığı-
na şahit oluyor. Neden devletin, bu dükkânların
mallannı maliyeti üstlenerek halka dağıtmak yerine
çaresizlik içinde olanlan hedef aldığını soruyor.
Kasırga, Lousiana'yı dünya jeopolitiğine de bağ-
ladı. Kasırga sonrası kurtarma çalışmalan başlayın-
ca eyalet yönetimi, elındeki Ulusal Muhafızların,
helikopter gibi taşıma araçlannın yetersiz kaldığını
görmüş. Çünkü, Ulusal Muhafızların yüzde 40'ına
yakını Irak'ta görev yapmak üzere gitmiş, helikop-
ter vb. gibi araçlann bir kısmı da Irak operasyonu-
na ödünç verilmış (VVashıngton Post).
Katrina kasırgasına bakınca ekonomik, enerji,
ekolojık ve jeopolitik krizlerin hemen hepsinin izleri-
ni görebiliyoruz. Kasırga, uygarlığımızın "olağanlık"
iddıalannı yıkarak yasamakta olduğu derin krizin en
karanlık yüzünü (hem de tam merkezinde) gözler
önüne serdi.
ergin.yildizoglui / gmail.com
BAYKAL DAVA AÇTI
Bülent Ersoy'dan
300mifyaristiyor
ANKARA (Cumhu-
riyetBürosu)-CHP Ge-
nel Başkanı DenizBay-
kal, " üretilmiş skandal"
olarak nıtelendirdiği sa-
natçı Bülent Ersoy'un
kendisine yönelik iddi-
alarını "Yalan, hatta
kuyruklu yalan, kuy-
rukhı da değil, hormon-
lu yalan" dıyerek kesin
bir dılle reddetti. Ersoy
hakkında 300 milyar li-
ralık tazmınat davası
açan Baykal, bu süreç-
te halkm desteğinin ken-
disine verihnış en bü-
yük ödül olduğunu be-
lirterek bu desteği bir
"madah'a" gibi göğsün-
de taşıyacağını söyledi.
Baykal, dün parti ge-
nel merkezinde basın
toplantısı düzenleyerek
Ersoy'un iddialanyla il-
gilı açıklamalarda bu-
lundu. Son dönemde
Türkiye'nin bir gergin-
lik ortamına sürüklen-
mek istedığım belirten
Baykal, terörün yeni bir
boyut kazanmaya başla-
dığını, CHP'nin yaz ba-
şından bu yana yaptığı
uyanlann doğruluğu-
nun bir kez daha ortaya
çıktığını söyledi.
Terörün "toplumsal-
laşünlmak. meşrulaştı-
rümakve muhatap ahn-
mak" istendığıni kay-
deden CHP Genel Baş-
kanı Baykal. bütün bun-
lann altuıda hükümetin
ızlediği yanlış politika-
run yattığını söyledi.