Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SftYFA CUMHURİYET 2 EYLÜL 2005 CUMA
SAGLIK
Hastanede 'kaçak'varCerrahpaşada tedavigören birhasta, eksikolduğusöylenen ameliyatmalzemesinipiyasadanaldı.
Malzemelerden birinin hastane deposundan çıktığı saptandı. Olayla ilgili soruşturma açılması istendi
BIRBAKIMA
ŞirEKÖKTÜRK
Gerrahpaşa Tıp Fakültesı'nde yak-
laşJc 1 yıldır ihale açümamasınede-
niyle hastalar maLzemeleri serbest
ec2anelerden ya da medikal firma-
lardan kendnleri alıyorlar. Ancak
IVfetımet Şerefoğhı adlı hastanın ba-
şırıa. gelen, büyük bir hırsızlık ola-
yıruı ipuçlaranı veriyor.
Ajnelıyat için bir medikal firma
temsılcısinden malzeme alan göz
hastası Mehrnet Şerefo|lu'nun al-
dığı malzemelerden birinin hastane
deposundan pıktığı belirlendi. Duru-
mu fark eden. hastane yetkilileri so-
ruşturma başlatılması için savcılığa
başv-urdu.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde, iha-
le yapılmaması nedenıyle yaklaşık
6 aydır cerraba semsleri başta olmak
ûzere, birçok serviste malzeme ek-
sikliği yaşanıyor. "Yamakemeniala-
eaksın ya da seni ameliyat edeme-
yiz" denildiği için hastalar malze-
meleri serbest eczaneden ya da me-
dikal firmalardan ücretini ödeyerek
alıyorlar.
'MALZEMELER SATILIYOR'
Birkaç aydır ışleyen bu sistemin
mağdurlanndan göz hastası Meh-
met Şerefoğlu, yine hastane ecza-
nesinde malzeme olmadığı için ba-
zı malzemelen serbest eczaneden,
bazılannj ise birmedikal şirket tem-
siJcisinden aldı.
Malzemelen hastane görevlile-
rine teslim ettiğinde, görevliler
ameliyat sonrası gözün dikilmesi
için kullanılan ipliğin hastane de-
posunun etiketini taşıdığını fark
ettiler. Hastane yetkilileri bu mal-
zemeyi alarak soruşrurma başla-
tılması için savcıhğa başvurdular.
Mehmet Şerefoğlu'nun kardeşi
Cemfl Şerefoğlu, malzemeyi Gülyu-
va Medkal isımli bir şirketin temsil-
cisinden aldığını belirterek hastane
yetküiJerinin malzemeyi hemen ken-
dilerinden aldığını anlattı. Hastane
yetkilileri ise olayla ilgili soruşrur-
ma başlatılması için savcıhğa başvur-
duklannı ifade ettiler.
Bir hastane görevlisi ise bu tür
olaylarla daha önce de karşılaştıkla-
nnı belirterek "Ben böyle 3 olaya
rastladım. Bizim ameliyat için nazır-
ladığımız steril seüerin hastalara bir
serbest eczanetaranndan saülmış ol-
duğunu gördüm. Bu olayda da ecza-
ne önce beni tehdit etti. Sonra özür-
ler başladL Bu malzemeler. herhan-
gi bir hastane göre\1isi tarafindan
öncebirmedikakheya da serbest ec-
zaneye saülryor. sonra bu şirketierin
hastaya satması sağlanryor" dedi.
Hastanede uzun süredir malzeme
eksiklıği yaşadıklannı da dile geti-
ren yetkili, "Biz hastalara ameüyat
ÖDcesi HTV testi yapanz. Ancak, ge-
çen a\ HTV* testi yapüması için gerek-
&malzemeoianHI\ kitiyoktu. 15gün
hastalar HIV testi yapılmadan ame-
liyat edüdj" diye konuştu.
İHALE ACILMIYOR
SES Cerrahpaşa TıpFakûltesi Tem-
silcısi Aydm Erol ise malzeme eksik-
lıği olduğunu doğrulayarak şu bilgi-
len verdi: "Önceden, herhangi bir
malzeme biter bitmez ihak açıhr ve
alınırdj. Ancak, şimdi yönetim deği-
şiküği ve Istanbul Ürûversitesi çapın-
da ortak bir ihale komisyonu kurul-
ması nedeniyle tophı birihak açılma-
sı için beklenryor."
Eski îstanbul Ürûversitesi Rektö-
rü ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesı Cer-
rahi Tıp Binmleri Bölüm Başkanı
Prof. Dr. KemalAlemdaroğluda has-
tanede "bu ve benzeri" ıddialar ol-
duğunu doğrulayarak "Şu anda has-
tane vönetimindekiDekan VekfliProf.
Dr. lifan Papila, bütün yasalan, yö-
netmefikleıi gelenekleri hiçe saya-
rak hastaneyi çıkmaza sokuyor. Has-
taneye 1 yılcbr hiçbir şey ahnmadığı
söytenrvor" dedi. Vekâîetle yöneti-
len dekanlıkta Dekan Vekilı Prof.
Dr. Irfan Papila'nın yerine vekâlet
eden Prof. Dr. Halil Yanardağ ise 23
Ağustos Salı günü 3 trilyon lıralık (3
milyon YTL) ihale açıldığını ve has-
tanede malzeme eksiği kalmadığım
savundu. Yanardağ, hastane malının
bir medikal firma aracılığı ıle satıl-
ması konusunda ise gereğinin yapı-
lacağını, adli makamlara başvuru-
lacağını söyledi.
A K C I G E R I ALINMIŞ HASTAYA BY-PASS
Türk doktordan
kalp ceırahisinde
uluslararasıbaşan
• Akciğerlerinden biri alınmış ve
3 daman tıkalı olan hastaya başanlı bir
by-pass ameliyatı yapıldı. Hasta,
ameliyatın ardından yaşayan Türkiye'de
tek, dünyada onuncu vaka.
İstanbul Haber Servisi - Türkıye kalp cer-
rahisi alarunda yeni bir başanya imza attı.
Akciğerlerinden bin alınmış ve 3 daman
tıkalı olan bir hasta by-pass ameliyatı ge-
çirdi ve 1.5 yıldır yaşıyor Isminin açıklan-
masını istemeyen hasta bu ameliyatın ar-
dmdan yaşayan, literafürde kayıtlı, Türki-
ye'de tek, dünyada 10. vaka. Ameliyatı ya-
pan Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hay-
darpaşa Eğitim Hastanesi öğretim görev-
lisi Doç. Dr. Metih Us'un. konu ile ilgili ma-
kalesi, başanlann uluslararası alanda ka-
bul edildiğıni gösteren Avrupa Kalp Damar
Cerrahı dergisi (Journal
Of Thorasic and Cardi-
ovasculer Surgery) ha-
kem kurulu tarafından
kabul edildi.
Ameliyatı Özel Medi-
cana Hastanesi'nde ger-
çekleştıren Doç. Dr. Me-
lih Us, Cumhuriyet'in so-
rulannı yanıtladı.
Ameiiyatı bu- akciğeri
alınan ve 3 ana daman tı-
kalı olan bir hastaya yap-
üklannı belirten Us, ame-
liyatla ilgili şubilgileri verdi: "Kalbi dur-
dıırmadan by- pass vapmak mümkün, an-
cak özellikle kalbin arka tarafindaki damar-
larda okanma dduğu zaman kalbi durdur-
mak gerekh,or. Kalpte 3 ana damar vanhr
ve bu hastada 3 ü de ükalıydı. Kalbi durdur-
duğunuz anda akciğeri de durduruyorsunuz
ve bu sıvnun bypass'tan sonra anlması için
akciğerin kapaatesinin iyi ounası gerekhor.
£>aha önce geçirmiş olduğu bir hastalık ne-
deniyle. sağ veys sol akciğeri atanan hastalar-
d a ise >itksek rtkli olduğu için bu ameüyat-
lar sık yapıtanmr."
Hastanın 74 vaşında olduğunu ifade eden
Us, hastanın aneliyannı \-aptiktan sonra 8.
günde taburcu ettilderini söyledi. Söz konu-
su hastanın 1.5 yıldır yaşadığrm açıklayan
Us, genellikle feburcu olduktan sonra prob-
leın yaşanmadjanı vurguladı.
Hacettepe
Ünrversitesi Kadın
Hastahkian ve
Doğum Anabuun
Dalı öğretim üyesi
Prof. Dr. Hakan
Yarah hamikler
için vapüabilecek
en ryi sporun 30
dakika yüzme,
egzersiz ve hafif
yûrüyûş olduğunu
vurguladL
Hamileierin >Dğun
egzersiz yapması
nedenhİe düşük
geli$ebileceği
yönünde henüz bir
kanıt
bulunmadığuun
aJOnı çizen Yarah,
geieneksei görüşün
çok ağır egzersiz
yapılmaması
yönünde olduğunu
söyledi
YazayUmnda
hamüelikzor
İstanbul Haber Servisi - Türkıye'de
yaklaşık yüzde 5-10 olan erken doğum oranı
yaz aylannda artıyor. Aşm sıcak nedeniyle
gelişen sıvı ve mineral kaybı, hamileleri
erken doğum ve düşük tehdidi ile karşı
karşıya bırakıyor. Artan enfeksiyonlar ise
hem bebeğin hem de anne adayının sağhğını
tehdit ediyor.
Türk Jinekoloji Obsterrik Derneğı Başkanı
Prof. Dr. Bülent Tn^ş, sıvı ve mineral
kaybınrn hamilelerde rahim kasıhnalanna
yol açtığını belirterek bu riski ortadan
kaldırmak için hamilelerin günde en az 5
litre sı\ı alması gerektığiru vurguladı. Prof.
Dr. Bülent Tıraş, "Erken doğum ağnlan
başladığı zaman ilk yapılan müdahale srvı
tedavisL Sıvı tedavisinin ardından, erken
doğumlarm yüzde 50'si önlenebilhor. Ancak
srvı tedavisi etkiB olnıayınca diğer tedavfler
uygulanıyor" dedi.
Hamileleri düşük ve erken doğum riski ile
karşı karşıya bırakan bir başka etkenin
besinlerle geçen bakterilerin yol açtığı
enfeksiyonlar olduğunu belirten Bülent
Tıraş, özellikle besin zehirlenmelerinin
sonucu olan ishallerin rahim kasılmalarına
yol açarak düşük riski yarattığını söyledi.
Tu^aş, hamilelerin, ilk 3 ayda ilaç vermek
bebeğe zararlı olabileceği için özellikle
havuzlardan geçen enfeksiyonlardan
kaçınması gerektiğini vurguladı.
Hamılelere 11.00 ile 15.00 saatleri
arasında mümkün olduğunca güneşten
kaçınmalannı öneren Tıraş, gûneş
kremrndeki kimyasal maddelere dikkat
çekerek bunlann da kana geçerek bebeğe
zarar verebileceğinı belirtti.
Doç. DV. Melih Us.
Uzmanlarkullanılan aşılanngüvenilirolduğunubelirtiyorarnaeldiyor Kendiaşımızı üretmeliyt
4
Aileler ralıat olsun, aşılar güvenilir'
ZEYNEPŞAHtV
ANKARA - Türkiye'nin aşıda
dışa bağımlı konumda bulundu-
ğuna dikkat çeken tıp çevreleri,
kendi aşısını üretir ülke durumu-
na gelmenin önemine dikkat çek-
ti. Hacettepe Üniversitesi Hasta-
nesi Çocuk Hastalıklan Anabi-
lim Dah Başkanı Prof. Dr. Gül-
sevKale, ideal olanın Türkiye'nin
kendi aşısını üretmesi olduğunu
belirtirken Tıp Kurumu Genel
Sekreteri Dr. Ab'Rıza Üçer, "11u-
sal Aşı Stratejisi" oluşturulması
gerektığiru söyledi. Türk Tabip-
leri Birliği Genel Sekreteri Dr.
Orhan Odabaşı ise aşının "srra-
tejöibir ürün" olduğuna dikkat çe-
kerek "Türkryemurlaka kendiası-
sını kendi üretmeli"* dedi.
Prof. Dr. Kale. Türkıye'de kul-
lanılan aşılann güvenilir olduğu-
nu ve spekülatif tartışmalara yer
olmadığını kaydetti. Kullanılan
aşılann güvenilirliğinin kanıtlan-
dığını söyleyen Kale, "Aileler ra-
hat olsun" diye konuştu.
Tıp Kurumu Genel Sekreteri
Dr. Uçer de "Aşılarunızı ûretebi-
lir hale gehnemiz çok önemlL Bu-
nu gerçekleştirme yolundaki açık-
lar da kısa zamanda giderilebüir.
Yeter Id karartı birshasi irade or-
ta>a konulsun. Sonuçta bu siyasi
birkarar" dedi. TTB Genel Sek-
reteri Dr. Odabaşı. u
A|i pazan
can pazan* ifadesinin durumu
anlatmak için ideal olduğunu söy-
leyerek. gelişmiş ve gelişmekte
olan ülkeler için bağışıklama hiz-
metlerinin büyük önem arzettiği-
ni belirtti. Bağışıklamanın kamu
hizmeti olduğunu ve Sağlık Ba-
kanlığı'ndan başka bir yetkili ele
devrinin mümkün ohnadığını di-
le getiren Odabaşı, şu anda yak-
laşık 40 milyon dolarlık bir büt-
çe ile Türkiye'nin kendi aşı mer-
kezini kurabileceğini kaydetti. Bu
rakamın da yaklaşık 3 yıllık ilaç
ithalatı rakamına denk geldiğine
değinen Odabaşı, "Bu para\la
hem bakteri hem devirüs aştlan-
nı üretecek bir merkez kurulabi-
Kr" diye konuştu.
Sağlık sorunlanmıza toplu bir bakış
Prof. Dr. COŞKUN ÖZDEMİR
Sağlılda ilgili bir öıemli konu da ilaç ve ilaç
fimalaıının durumuaır elbette. Türkiye'de sa-
njrrmruhsatalan ilaç ayısı 3000'inüzerindedir.
YJlar öznce bir yıla yaan süre geçirdiğim Iskan-
diaav ülkelerinde ve hr zi>r
arstamacıyla bulun-
dı|um Romanya'da, hı sayının birkaç yüz oldu-
ğTDuöğjenerekşaşuTiıştım Amaneyazıkkibu
saglıklı bir ilişki değil bir miktar şaibeli bir ıliş-
kilir. Ticari amacuı pa;laşıldığuıı düşündüren bir
ilıski olduğunu söylenek yanlıs ohnaz. Buna
pec çok örnek olduğtuu sanınm kimse yadsıya-
rruz. Yo»ksa ilaç flrnıaannın kongrelere. bilim-
se toplauınlara. araştımalaradestek vermesi el-
txrte çoic doğal karşılmacak bir olaydır.
Hasta -hekim ilışkiknnin bozukluğu; sağlık
îcoınlanmızın bir başta bojiıtudur. Hekimlenn
l^Tanışîlanndan v e vediklen bilgiden memnun
ve tatmın olmayan hastalar çogunluktadır. Bu
ilişkide doktorun mutlak üstünlük konumunda ol-
duğu tarnşma götürmez. Gözlemlerhastalannın
ve ailelerinin bilgılendirihnesının hekimler tara-
fından pek önemsenmediğini göstermektedir.
Burada bir anıyı tazelemenin yerinde olacağını
düşünüyorum.
Iskoçya'da doktorlann davranışlanndan, ver-
dikleri bilginin yetersizliğinden şıkâyetçı olan
hasta ve aileler, şikâyetlerini sağlık yöneticileri-
ne iletıyorlar. Yapılan incelemeler oıJann haklı
olduklannı ortaya ko>ııyor. Bunun üzerine Is-
koçyalı doktorlar için bir iletişim kursuna (skiD
ofcommunication) katıhna zonmluluğu getinli-
yor. Orada hekimlere, hastalara nasıl davranıla-
cağı ve nasıl bilgi verecekleri öğretiliyor. Çok il-
ginç değil mi?
Halkın. verilen yeterli ya da yetersiz sağlık
hızmetini nasıl karşdadığuıı daha önceki bir baş-
ka yazımda belırtmiştim. Ortalama 4 yıl eğitim-
li ve büyük kısmı bilımsel mantıktan yoksun hal-
kımız: hastalık halinde ne v'apacağını, nasıl dav-
ranacağını bilememektedir. Kendisıne verilen
hizmetin doğruluğunu. yanlışlığını anlayama-
makta, konu komşunun ve bılgisiz ınsanlann tel-
kinlerine uyarak çok defa yanlış yollara sapmak-
tadır. Ne yazık kı doğru yolu seçebilmesi için sağ-
lık kurumlarının ve hekimlenn desteğı de yeter-
li değıldır.
Ödeme zorluklan. parasal yetersizlik de apay-
n olgudur ve hastalann bundan böyle rehin tu-
tulmayacağı vaadi hiç de sağlam güvence sa>nl-
maz. Türkiye'de yaşayan insanlann yandan ço-
ğu, bir sosyal güvenceden ve ödeme gücünden
voksundur. Burada ı>ı eğıtim görmüş. önemli
görevlerde bulurunuş insanlann da örneğin tan-
siyon yükseklıği tedavisi, yüksek düzeydeki si-
gara tüketimi de sağlık tablomuzun çarpıcı biröğe-
si olarak belirtilmeye değer.
Bütün bu yukanda sıraladıklanmız açıkça Tür-
kiye"de her alanda geçerli olarak sistemin ve bir
başka deyimle düzenin iyiden ıjiye bozulmuş ol-
masından ileri geliyor. Insaıılar gibi kurumlar da
bozuk düzene uyum sağlıyorlar ve ılkeli. tutarlı
hatta ınsaflı ve vicdanlı turum ve davTanışlar git-
tikçe azalıyor.
Birkaç gezı izlenimimden daha önceleri söz et-
miştim. Denetimi zorunlu buluyorum arna önce-
ki yazımda da belirttiğim gibi, Amerika "da malmp-
raktıs (hatah hekimlik) uygulamalannı övgüyle
anmak ve örnek göstermek mümkün değildir.
Çünkü bunun çok kötüye kullanıldığına tanık ol-
dum. ,'Vmerika'daki modelin buraya aktanhnası-
nı çok yanlış bulurum. Türkiye'de bu çok daha
kötti kullanılacaktır. Arna yapımıza uygun dene-
tim mekanizrnalannın vazgeçılmez olduğundan
da kuşku duymuyorum.
SERVER TANİLLİ
Evet, Sabah Olacaktır...
Tevfik Fikret, ölümünün 90. yılında anılıyor.
Onun sanat vefikirfedolu şiiri, yığınla kuşağın gö-
zünü çağdaş dünyaya çevirirken, biraydınlık gelece-
ğin inancıyla da doldurmuştur: Gece, surgit sürme-
yecek, sabah olacaktır.
Ufuklann ebedi iştiyakı var nura
Ey yannlann göğünün kuçük güneşleri, artık birer
birer uyanın! Vatanın, "şuzindan karanlığından uzak"
yaşayacağı bir gelecek gelecektir...
Tevfik Fikret'in uyandırıcı şıiri, önce 1880'ler kuşa-
ğını yetiştirdi. O kuşak, boy atarken, Osmanlı Impa-
ratorluğu'nun çökme içinde olduğunu da fark ediyor-
du. Ancak, bu gerçekleştiğinde, kurtaracakları bir
yurtta nasd bir yeni eser yaratacaklanna da kendile-
rini haz/rtıyoriardı.
Kimler var bu kuşakta? Mustafa Kemal'ler, AJi Fu-
at'lar, Ismet'ler...
Yurdu kurtaran, ondan sonra da onu yeniden ku-
rup işleyen işte bu kuşaktır. "Fıkri hür, irfanı hür, vic-
danı hür" kuşaklar yetiştırmeden önce de, bizzat
kendisi böyle bir kuşak oldu. Onu da, Tevfik Fikret ye-
tiştirmiştir.
Fikret, gitgide büyüyor gözümüzde...
30 Ağustos da, bir son noktadır emperyalizme kar-
şı. Zafenn, bütün yurtta kutlanmasına bakarken, bir
gördüğümuz de şu: Gitgide bir heyecanla doluyuz ve
içinde bulunduğumuz çetin, aynı zamanda aşağıla-
yıcı durumdan çıkmanın bilinci pekişiyor.
Bu arada, Cumhurbaşkanı Sezer de, 30 Ağus-
tos'un arifesinde, herzaman aydınlata olmuş mesaj-
lan içinde, -belki- en güzel ve anlamlı mesajını yayım-
ladı: Sayın Sezer, ordu-ulus bütünleşmesiyle yürütü-
len Kurtuluş Savaşı'nda, doğulusu, batılısı, kuzeylisi,
güneylisiyle, bütün bir Anadolu'nun, "tek vücut ola-
rak", eşine az rastlanır bir "direniş" gösterdiğini vur-
guluyordu.
En tehlikeli anda, "bütün"ür\ davranışının dryalek-
tiğü
Bütün Anadolu, yeniden böyte bir tehlike karşısın-
dadır. Halkı, özellikle gençliği bilinçlendirip hazırla-
mak gerekiyor. Bu, dinci ve şoven bir milliyetçilikle ol-
maz; köklü ve çaplı bir hazırlık gerekiyor.
Bu arada, okullanmızda, gençlerimize Ulusal Kur-
tuluş Savaşımızı nasıl okutuyoruz?
CHP Izmir Milletvekilı Bülent Baratalı, bir soru
önergesiyle TBMM gündemine taşımış ve Milli Eği-
tim Bakanı Hüseyin Çelik'e sormuş.
Tam da adamını bulmuş!
Kendi adımıza, genci olmuş olmamış herkese tek-
rar soruyoruz: Şu Çılgın Türkler'i okudunuz mu?
•
Geçen günlerde -arka arkaya- iki kaybımız oldu: Bi-
ri, Gürtekin Gazioğlu.
Gunümüzün gençlerine onu tanıtmak güçtür. Oy-
sa Gazioğlu, ülkemizin banş, demokrasi ve insan hak-
lan mücadelesinde; onun yanı sıra eğrtim ve eğitim
emekçilerinin mücadelesinde, onurlu bir addır.
1980 öncesinden onu tanıyoruz.
80'lerie beraber, ülkemiz faşizmin işgaline uğrayın-
ca, bu mücadelelere baş koymuş insanlan hapisha-
nelere tıktılar; canını kurtaranlar ise, yurttan uzakta sür-
güne çıktılar.
Gazioğlu da bundan payını aldı.
Ne var ki. yurtdışında ve döndükten sonra da da-
vasından dönmedi.
Eğitimi ve öğretmenlik mesleğini yok etmeye ant
içenlerin zamanıdır ve onlann iktidarıdır hüküm sür-
düren. Onlann saltanatına nokta konulduğunda, ru-
hu ilk şad olan Gazioğlu olacaktır.
Ama mücadele de süruyor.
Gültekin Gazioğlu'nun anısı önündesaygılariaeği-
liyorum...
Ikinci kaybımız, Afşar Timuçin.
Ülkemizin önde gelen felsefecilerinden biriydi. Bu-
gün de değerini koruyan eserler yazdı. Bir yönü de,
edebiyatçılığıydı. Rornanlar, öykülerveşiirier yazdı. Fel-
sefe ile edebiyatı bir arada götürmenin kazandırdığı
bir zenginlik vardın onda da görülür. Onun üstünde
durdukça, bu daha ortaya çıkacaktır ve çok duraca-
ğız üstünde.
Afşar Timuçin'in deanısı önündesaygılarlaeği-
liyorum...
UzMANDAN KONUŞMA TAKVtMl
Bebeğinizi
dinleyin
İstanbul Haber Servisi - Bebeklerin ge-
lişimi sırasında anne-babayı en çok heye-
canlandrran becerilerin başında konuşma
ve yürüme geliyor. Konuşma ve lisan pa-
tolojisi alarunda sık karşılaşılan sorular-
dan biri de bebeklerin konuşmaya başlama
yaşı oluyor. International Hospital Uzman
Konuşma ve Lisan Patoloğu Burcu Arda-
man, her çocuğun kendine has farklıhklar
gösterebileceğini ancak konuşma gelişi-
mindeki aksaklıklann atlanmaması gerek-
tiğini belirterek çocuklann konuşma tak-
vimiyle ilgili bilgiler verdi:
• BebekJer ses çıkarmaya doğumla bir-
likte ağlayarak başlar. ilk üç ay içinde bu
ağlamalar istedikleri şeye göre farklılaşır.
• 3-6 ay arası anJamsız hecelemeler, ses
oyunlan ve gülüşler görülür. • 6-9 ay ara-
sı bebekler "agu"Iamalara başlar. • 9-12
ay arası oyun oynarken ses çıkarmalar ve
farklı heceleri birleştirmeler başlar. • 10-
18 ay arasında ilk gerçek kelimeyı duya-
nz. • 1-1.5 yaş arasında konuşma genel-
likJe birkaç kelime haricınde oldukça an-
laşılmaz olur. • 1.5-2 yaş arası anlamsız ko-
nuşmalar azalıp anlamlı kelimeler artar.
• 2 yaşında konuşmanın anJaşılırhğı da
artmaya başlar. 2 yaşında çocuklar yakla-
şık 300 kelime anlayıp 50 kelime kullana-
bilir. • 2-2.5 yaş arası bu anlaşılırlık yüz-
de 70'e çıkar. • 3 yaş civan çocuklann ko-
nuşması yaklaşık yüzde 80 anlaşılır. • 3-
3.5 yaş arası çocuklar yaklaşık 800 kelime
kuüanır. • 3.5-4 yaş civan artık konuşma
oldukça anlaşılır olur.