29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2 EYLUL 2005 CUMA HABERLER DUNYADABUGUN ALİ StRMEN 'Maganda' Falan Yok Galatasaray Üniversitesi son sınıf öğrencisi Begüm Kartal'ı yaşamının baharında öldüren kurşunun, keyiften havaya ateş eden bir ma- gandanın tabancasından çıktığı söyleniyor. Maganda sözcüğü dilimize argıdan gelmiş, hal tavır davranış bilmeyen, külhaniliğe heves- lenen, görgüsüz, kaba tip anlamını taşıyor. Son zamanlarda maganda deyiminin fazlaca kullanılır olması, böylesi tiplerin yaygınlaşma- sından doğuyor. özellikle basın bazı şeyleri halka daha kolay anlatmak için kimi sloganlar buluyor. "Trafik ca- navarı", "enftasyon canavan" bunlann bazıla- nydı. Bir canavar bulmak, suçu ona yüklemek, bir maganda tipi yaratıp sorumluluğu ona yükle- mek ilk bakışta konulan anlatmak için elverişli bir yöntem olarak görülüyor. Oysa, şu sokakta yanımızdan geçen insan- lardan bağımsız bir trafik canavan yok. Toplu- mun çoğunun sloganı "bişşey olmaz abii" olunca, direksiyon başjna geçen de sebep so- nuç ilişkisini yadsıyınca iyi niyetli, sakin adam- lar, birden trafik canavanna dönüşüyortar. Kısacası, trafik canavan bizden başka kimse değil. Aynı düşünce, enflasyon canavan için de ge- çerii, ürettiğinden çok üreyen toplumun, daha henüz üretmediğini tüketmeye kalkması, üste- lik bunun politikanın aracı haline getirilmesi de sonunda enflasyon canavannı doğuruyor. Aslında üretmediğini, yarın üreteceğini bu- günden yiyen bizlerden başkası değil enflasyon canavan. • • • Yanında gereklı gereksiz silah taşıyan, takımı galip geldiğinde, keyıflendığinde. sevindiğinde, efelendiğinde havaya kurşun sıkan ve insanla- nn canını alanlara maganda diyoruz. Oysa o maganda dediğimiz adamlar, ortala- ma Türk vatandaşlan, hatta onların vekilleri. Milletvekillerinin, hatta bakanlann kameralar önünde, havaya şarjör boşalttıklannı görmüyor muyuz? Her büyük maçtan sonra kurbanlar vermiyor muyuz? Kimilerinin düğünleri kimilerinin cenaze evle- rine dönüşmüyür mu hep? Bunlan yapanlar kimler, demokrasinin her şe- ye cevaz verdiğini sanan, kimi sıradan, kimi ba- yağı okumuş insanlar, hatta vekillerimiz, hatta hükümet erkânı içinde yer alanlar değil mi? "At, avrat, silah" şianndan hâlâ vazgeçeme- miş, hâlâ idiokrasiyi demokrasi sanan, hâlâ kız çocuklarını okula göndermeyen, hâlâ kurban bayramlannda kentleri mezbanaya dönüştüren, hâlâ denize girmenin, piknik yapmanın erkânını öğrenmeyen, kendi değerlerini topluma zorla kabul ettirmek isteyen bu toplumun insanları, yani normal ortalama Türk vatandaşı değil mi havaya kurşun sıkanlar? • • • Toplumun düne çakılı olarak yaşaması için cihat açanlar, hemen dellenip de Türk halkını küçümsediğimizi ileri sürmeye kalkmasınlar sa- kın! Halkı taan eylemek kimin haddine! Ama bunca cinayet karşısında seyirci kalmak da imkânsız. Kör kurşunla ölenlerin, öyküleri, gazetelerde, televizyonlarda, radyolarda yayımlandığına gö- re, havaya ateş eden insanın, bunun ölüme ne- den olacağını bilmesi gerekiyor. Ama gelin görün kı, bu eylemler sürüyor. Şimdi havaya kurşun sıkan adamın cinayet iş- lediğini söylemek yanlış mı? Havaya kurşun sıkan insanımız, bunun ölüme neden olacağını bildiği halde, bunu yaptığına göre, bu eyleme cinayetten başka ne ad yakış- tırabilirsiniz? Hâlâ ateşli silahlarla ilgili bir yasa çıkarma- yan, yasa çıkarmak bir yana, aralanndan kimi- leri aşka gelince silaha sanlan politikacılarımız cinayete ortak olmuyoıiar mı? Halkın kötü alışkanlıklarına halk dalkavukluğu adına alkış tutanlar, bu cinayete ortak olmuyor- lar mı? Türkiye sokaklan ölüm kusan bir ülke haline geldi. Cumhuriyet'in 82. yılında vasıl olduğumuz nokta bu. Cumhuriyet'in kurucusu, "Oğretmenler, yeni nesiller sizin eseriniz olacak" demişti. Oysa ye- ni nesiller politikacılanmızın eseri oldu ve so- nunda buraya geldik. Bu işin failleri, ne yazık ki, magandalar değil, her türlü rotayı ve değer yargısını yitirmiş bir toplumun ortalama insanlan. Yazık!.. Yazık!.. Çok yazık!.. asirmen@cumhuriyet.com.tr Kuzey Ren Vestfalya eyaletl Oğretmenlere türban yasağı BERIİN(AA)-A1- manya'nın Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde, 2006 yılından itibaren öğretmenlerin türban takmalan yasaklana- cak. Kuzey Ren Vestfal- ya Eyaleti Eğitim Ba- kanı Barbara Sommer. 2006 yılından itibaren okullarda görev yapan öğretmenlerin türban takmalannın yasakla- nacağını bildirdi. Demokratik Sosya- lizmPartisi(PDS)Yö- netim Kurulu üyesi KatinaSchubert, Som- mer'in bu yöndeki açıklamasını eleştire- rek dini sembollerin tek yanlı olarak yasak- lanmasınrn anayasaya aykın olduğunu belirt- ti. Sommer'in bu ko- nuda iki seçeneği oldu- ğunu savunan Schu- bert, bakanın ya yeni bir düzenlemeden tü- müyle vazgeçmesi ya da tüm dini sembolle- ri yasaklaması gerek- tiğini kaydetti. Mehmet Soydan, 'Medeniyetler Buluşması' projesine karşı çıkan partililere sert tepki gösterdi AKP'de Hatay tarüşmasıAKEVBODUR İSKENDERUN-Hatay'da 25-30 Eylül tarihleri arasında düzenlene- cek olan "Medeniyetler Buluşma- sı"na 45 büyükelçi katılacak. AKP Hatay Milletvekili Mehmet Soydan, partisinden bazı milletvekillerine bu organizasyona tepki gösterme- siyle ilgili olarak "Birtikteyaşana- bilir mesajının neresi yanhş? Olay- lan çarprtarak, kendikrine siyasi ÇH kar sağlamak için yalan söyİemek- tedirier" dedı. Dün bir basın toplantısı düzenle- yen Soydan, 1. Hatay Medeniyetler Buluşmasf na Türkiye de görev ya- pan 45 yabancı ülkenın büyükelçi- sinin katılacağını açıkladı. Büyükel- çilerin buluşma için rezervasyon yaptırdığını belirten Soydan, orga- nizasyonla farklı inanç ve etnik ya- • Hatay'da düzenJenecek Medeniyetler Buluşması etkinliğine yapılan eleştirilere düzenlediği basın toplantısıyla yanıt veren AKP Milletvekili Mehmet Soydan, "'Demokrasiyi, laikliği, sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü benimseyemeyenler, ürettikleri komplo senaryolanyla uğraşmaktansa Türkiye için çözüm önerileri çabasına girseler, bundan hem kendileri hem de ülkemiz bir şeyler kazanabilir" dedi. A pılara sahip yöre halkının banş ve hoşgörü içerisinde bir arada yaşadı- ğının mesajının dünyaya duyurula- cağını belirtti. Soydan, projenin Ha- tay Müftüsü Mustafa Varhnın baş- kanlığını yaptığı Evrensel Değerle- ri Koruma Derneği tarafindan aylar önce planlandığını, Hatay Valısi Ab- dulkadir San, Hatay milletvekilleri SaduDah Ergin ve tsmafl Soytu ile bir- likte konuyu Başbakan Erdoğan'a gö- türdüklerini anlattı. Çalışmanın baş- latılmasında ne Başbakan Erdo- ğan'ın, ne milletvekillerinin ne de AKP'nin talebi olduğunu vurgula- yan Soydan, "Dolayısıyla yapılan açıklamalann bazıian bügilenme zahmetine katianmadan yapılan açık- lamalar en hafrf deyimk ayıptır. Çün- kü. bflgi sahibi ohnadan hakaret sa- hibi olmayı kendine yakışünnaknr. Bflgi sahibi iselerolaylan çarprtarak, kendilerine siyasi çıkar sağiamak için yalan söylemektedirier'' diye konuş- tu. Partisinin AKP llçe yönerimi ku- rulu üyeleriyle birlikte düzenlediği toplantıda Soydan şunlan söyledi: "tslam. Avrupa ve Amerika'da yanhş bir şekilde tarunır ve tanıühr iken, banş dini olmasına rağmen, te- rörle özdeşleştirihneye çahşıhrken, Hatav'da çaüşmadan insaıüann bira- rada yaşadıgııu dünyaya gösterme- ye çahşmanın neresi yanhş olabihr? Bu vesile ile Hatay'ın tanınmıru yap- manın, turiznı potansryefini artur- manın neresi yanhş olabilir? Dünya- da medeniyetler çatışmasını arzu edenlerin karşısına, farkh inanç sa- hiplerine saygısızhk göstermeyeHm, bir arada y aşanabinr mesajı verme- nin neresi yanhş olabihr? Bakm biz bunu vapıyoruz, siz de ülkenizdeki Müslümanlarla, terör gruplannı bir- birine kanşnrmaym. Islam terör di- ni değildir mesajı vermeye çahşmak herhalde bütün Müslümanlarm ar- zusu olmabdır diye düşünüyorum. Başbakanımıza da bu projeyi hima- yeterinde kabul ettikleri için teşekkür ediyorum. İman ve vatan sevgimizi FİŞE YASAKLAMA 'Bölücülük suçlaması vahim hata 9 • Deniz Gezmiş ve arkadaşlannın avukatları Çelenk, Kök ve Şansal yaptıklan yazılı açıklamada bölücülük suçlamasıyla Deniz'lerin posterlerine yasak koyan. Tekirdağ F Tipi Cezaevi'nin yöneticilerine tepki gösterdiler. AiNKARA (Cumhuriyet Bürosu) - De- nizGezmiş,YusufAsian ve Hüseyinlnanın posterlerini veren gazetenin Tekirdağ F Tipi Cezaevi'ne alınmamasına tepki gös- terildi. Gezmiş, Aslan ve Inan'ın avukat- lan HaBt Çelenk, Orhan tzzet Kök ve Er- şen Şansal yaptıklan ortak açıklamada, "O yargılamayı ve hukuk dışı infazlan günü- müzdeki başka yargüamalar ve olayiaria kanşürmak. heîe bölücülük suçlamasına konu etmek vahim bir hata oluşturur" görüşünü dile getirdiler. Çelenk, Kök ve Şansal'ın imzası ile yapılan yazılı açıklamada, cezaevi yöne- timinin posterleri hükümlülere verme- mesine gerekçe olarak, "Gezmişvearka- daşiarnun bölücü faatiyetlerde bulunma- lannın ve posterierin de içeride bölücülük propagandası olarak laıflanıIabileceğPnin gösterildiği kaydedildi. Açıklamada şun- lar kaydedildi: "Yakın tarihimizde yaşanan 12 Mart ve 12 Eylül dönemleri ve bu dönemlerde- ki uygulamalar konusunda ve özellikle Gezmiş ve arkadaşlannın dava dosyası hakkında cezaevi yönetiminin yeteıü bfl- giye sahip olmadığı anlaşıhnaktadn'. Açık- lama o kadar gerçeklikten yoksundur ki, onlan yargüayan ve idama mahkûm eden mahkeme dahi bölücülük suçlaması yap- mamış, bö>ie bir konuyıı tarüşmamışür. Deniz Gezmiş ve arkadaşlan dava boyun- ca 1961 Anay asasını savunmuşlar, savaş- uklan şeyin vahşi kapitaliznı ve onun em- peryalizmi okluğunda ısrarh ohnuşlanhr. Yaşadığumz dönemde küresel emperya- lizm ve onun saldırganhğının hangi boyut- lara örmandığı hanrlandiğmda bu savun- ma daha da önem kazanmaktadır. Bu üç devrimcbıin idamını kamu \icdam hiçbir zaman kabul etmemişrir. Posterler o ne- denle elden ele dolaşmaktadır. O yargılamayı ve o hukuk dışı infazlan, günümüzdeki başka yarguamalar ve olay- iaria kanşürmak, hele bölücülük suçjama- sına konu etmekvahim bir hata olmuştur." İĞNELİ FIRÇA §j| H BİREYSELSİLAHLANMAYA • IMZAKAMPANYASI ( (\vr\H\ ı fP(Vf/., ^ ^ ZAFER TEMOÇLN ölçmek de kimserün haddine değil- dir. Ancak kendilerinde bir eksiklik hissedenler bu tür suçlamalan ras- gele yapabilirler. Demokrasiyi, laik- Bği, sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü be- nimseyemeyenler, ürettikleri komp- lo senaryolarıyla uğraşmaktansa Türkiye için, Tiirk milleti için çözüm önerileri çabasına girseler, bundan hemkendileri hemde ülkemizbir şey- ler kazanabUir." Soydan, 1. Medeniyetler Buluş- ması için Kültür Bakanlığı'nın 400 bin YTL, Hataylı işadamlan ile ku- ruluşlann da 150-200 bin YTUlik maddi katkı sağladığını ifade etti. Soydan. buluşmayı bazı marjinal gruplann halk arasında kamplaşma yaratarak. kendi çkarlan doğrultu- sunda kullanmak istediğini, ancak halkın buna itibar etmeyeceğine inandığını söyledi. AKANLAR KURULU Erdemifdegrev kararı ertelendi AıNKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bakanlar Kurulu, Erdemir Madencilık'e bağlı işyerlerinde alınan grev ve lokavt kararlannı, u Mün güvenMği bozucu nıtetikte" görüldüğü için 60 gün süreyle erteledi.Bakanlar Kurulu'nun ertelemeye ilişkin karan, Resmi Gazetenin mükerrer sayısında dün yayımlandı.Kararda, "Erdemir Madencilik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'ne bağh işyerlerinde Türkiye Maden Işçileri Sendikası tarafindan ahnan grev karan ile Erdemir Madencilik Sanayi Anonim Şirketi tarafindan ahnan lokavt kararmın, milB güverdiği bozucu nitefikte görüldüğünden, 60 gün süreyle ertelenmesi Bakanlar Kurulu'nca karaıiaştırılmışür" denıldi. Okay'ın tek aday olduğu CHP il kongresinde, disiplinlik vekillere davetiye yok Muhalefet Ankara^da a<laysızANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - CHP'nin Ankara il kongresi yann Selim Sırn Tarcan Spor Sa- lonu'nda yapılacak. Istanbul ye- nilgisinin ardından güç yiriren mu- halifler kongrede aday çıkarama- dığı için il başkanlığına halen bu görevi yürüten Hakkı Süha Okay tek aday olarak girecek. CHP'de kongresini tamamlayan 45 ilde, muhalifler varlık göstere- medi. Şimdiye kadar yapılan il kongrelerinde sadece Balıkesir'de muhaliflerin adayı Münir Balkan- h il başkanı seçildi. Istanbul'da yap- tıklan güç denemesinde yenilgiye uğrayan muhalifler, Ankara'da ise aday çıkaramadı. Ankara'da yarın yapılacak kongrede Hakkı Süha Okay, tek aday olacak. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile parti yö- neticilerinin de hazır bulunacağı kongrede 20'si asil 10'uyedekilyö- netim kurulu üyesi, 9 asil 9 yedek SHP'Lİ GÖĞÜŞ,AKP^NİN YILLARIN BtRlKİMİNl YOK ETTÎĞtNl SÖYLEDÎ 'Ozelleştirmevatanaihanettir'Haber Merkezi - SHP Genel Başkan Yardımcısı Ilhan Göğüş,u §0 yıldır kamu kurumlannı zarara uğratan sağ partikr. bugün de kurumlan zarar ediyor diye özeDeştirmek istemektedir. Bu durum vatana ve insana ihanettir" dedı.Yazılı bir açıklama yaparak AKP'nin özelleştirme politikalannı sert bir dille eleştiren Göğüş, AKP iktidannın Türkiye'nin temel taşlannı yerinden oynatmaya çalıştığını belirterek on yıllann birikiminin bu iktidar tarafindan yok edildiğinı ve AKP'nin me\cut özelleştirme polirikasından acilen vazgeçmesi gerektiğini söyledi. îktidarm her alanda olduğu gibi özelleştirme alanmda da bilgi ve birikim yoksunu olduğunu savunan Göğüş, "TÜPRAŞ, PETKİM ve ERDEMİR gibi Cumhuriyetimizm bağjmsız iktisat poBtikası sonucu ohışturulan kurumlann özeDeştirflmesi ve özellikle de yöntem olarak biok saoş y önteminin benimsenmesi akıl almaz bir cahiOik v« art niyetin sonucudur. Hiçbir iktidar kendi ülkesine karşı bu denh' çarpık bir anlayışla hareket etmemiştir" dedi. Ülke\i 50 yıldır yöneten sağ iktidarlann kamu kurumlannı bilinçli olarak zarara uğratıp ülkeyi dı^a bağımlı hale gerirdiğini kaydeden Göğüş, "Once kamu kurumlannı zarara uğratmak, sonra da bflinçh' bir biçimde bu kurumlar zarar ediyor diye propaganda yaparak özelleştirmeye çahşmak vatana ve insana ihanettir'' dedi. disiplin kurulu üyesi ile 58 büyük kurultay delegesi seçilecek. CHP Ankara İl Başkanlığı, ge- çen yıl Yüksek Disiplin Kurulu ta- rafindan "kmama cezası" verilen- lerden 3 Ankara milletvekiline kongre davetiyesi göndermedi. îl Başkanı Okay, parti tüzüğü gereği kınama cezası alanlann bir yıl bo- yunca parti organlarına seçileme- diğı gibi delege de olamadıklannı bildirdi. Bu nedenle kınama ceza- sı alan Ankara milletvekilleri Meh- met Tomanbay, MuzafTer Kurtıü- muşoğhı, İsmail Değerb'nın dele- ge olmadığını belirten Okay, bu konuda yargı karan da bulundu- ğunu ıfade etti. Bu kongrenin diğerlerinden fark- lı olacağını ve bazı il-ılçe kongre- lerinde yaşanan olumsuzluklann bu kongrede yaşanmayacağını ile- ri süren Okay, kongreyi "şöfcn"e dö- nüştüreceklerini söyledi. CHP'de "içe dönukbir kavgaya değil, dışa dönük, CHP'yi iktidara taşıy acak bir örgütyapısma ihtiyaç olduğunu'' belirten Okay, "Bu kong- rede tek yürek, tek nefes, tek ses olacağız" dedi. IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr Tarsus'un Yenice beldesi birçok il- çeden daha büyük. Nüfusu 20 bine yaklaşmış. Çukurova şehirlerinin tü- mü gibi burası da Güneydoğu'dan göç alan yerlerimizden. Yenice, Tar- sus'la Adana arasında tarihi bir bel- de. Ikinci Dünya Savaşı'nın sonunda VVinston Churchill-lsmet Inönü buluşması Yenice istasyonunda ger- çekleşmişti. Yenice, Türkiye'nin ilk demiryollanndan Adana-Mersin de- miryolunun orta yerinde. Orta Ana- dolu'dan Güneydoğu'ya giden de- miryolu da Yenice'de mola verir. Yenice'nin gayretli ve çalışkan be- lediye başkanı Veli Serin'e geçen yıl- dan sözüm vardı. Bu yılki Yenice 1 Eylül Banş Şenliği'ne katılacaktım. Her yaz mevsimini okuyarak ve dinle- nerek geçirmek istediğim için Büyü- kada'dan pek dışan çıkmıyorum. Yü- rüyüş ve deniz, insanın yeni yıla ha- zırlanması ve enerji depolaması için iyi bir fırsat oluyor. Yenice'ye gelmek üzere Istanbul'dan ayrıldım. Siz bu yazıyı okuduğunuzda Yenice Banş Şenliği başlamış olacak. Yann orada Yenice'den Namrun'a Bir Nostalji Gezisi gördüklerimi sizlerle paylaşınm. • • • Ben bu yazıyı 1 Eylül sabahı Nam- run Yaylası'ndan yazıyorum. Namrun artık ilçe oldu. Eskiden nahiyeydi. Düzenli okurlanm bilirler, çocukluğu- mun, gençliğimin önemli mekânla- rından birisidir Namrun. Dedem Emin Bülbüloğlu bakırcıydı. Yazları Tarsus'taki dükkânını, ortağı Agop Göçeroğlu'na bırakır, kendisi Nam- run'daki dükkânı açardı. Ben de he- nüz okula başlamadığım dönemde, nisan ayında anneannem Dursun ve dedemle birlikte Namrun'a gelirdim. Erkenden geldiğimiz için bahçe- ye soğanlar, biberier ekerdik. Nane, maydanoz zaten kuyunun yanında hiç yok olmazdı. O zamanlar yayla- da elektrik ve su yoktu. Bizim kuyu- nun bol suyu olduğu için bütün ma- halleli içme suyunu bizim kuyudan alırdı. Evlerde lüks lambalan yakılır, komşulara gece gezmelerine de lüks lambalan ile gidilirdi. • • • O yıllarda Namrun'a sürekli çalışan iki otobüs vardı. Yakup Çeliktaş ve Reşat Mirici'nin otobüslerinin ak- şamları yaylaya gelişi önemli bir can- lılık sayılırdı. Şimdi yeni yapılan yolla Tarsus'la Namrun arası 65 kilometre- ye düştü. özel araçlarla ortalama bir saatte gelinebiliyor. O zaman zen- ginler dışında kimsenin özel aracı yoktu. Herkesin ortak ulaşım aracı bu otobüslerdi. Yaylaya gelmek bü- yük bir olay olurdu ve otobüslerle yolculuk beş saat sürerdi. Çoğu za- man yolda tekeriekleri patlar, bozu- lurlardı, yolculuk daha da uzardı. Annemlerin çocukluğunda, köyler- de konaklayarak atlarla üç günde gelinirmiş. Liseyi bitirinceye kadar Namrun Yaylası'nın yaşamımda önemli bir yeri oldu. Yazlanmızın en keyifli günlerini burada geçirirdik. Ve- li Serin'e Yenice'ye geleceğim sözü- nü verirken yaylaya gidip aılemle bir- kaç gün geçirmek fırsatını da değer- lendirmek hesabım vardı. • • • öyle yaptım, Adana'da havaala- nından doğruca Namrun Yaylası'na geldim. Dedem ve anneannem za- manında yaylada bağımızın içinde iki evimiz vardı. Bazen birinı kiraya ve- rirdik, bazen de dayılarım ve teyzele- rimden birisi otururdu. Şimdi bu ba- ğın içine yeni evler yapıldı. Her bınn- de teyzelerim ya da kuzenlerim otu- ruyorlar. Annemler yedi kardeşti. İki dayımı ve en büyük teyzem Remziye'yi yıl— lar önce yitirdik. Annem ve üç tey- zem de yazları Namrun Yaylası'na gelirler, bütün yazı burada geçirirler. Tabii çocuklan ve torunlanyla birlik- te... Benim geleceğimi bildikleri için hepsi bekliyorlardı. Gece yarısına kadar kuzenlerimle geçmişe yolcu- luk yaptık. Cahide Teyzemin oğlu ve yaşıtım Selçuk'un keyfi her zamanki gibi yerindeydi, bizi bütün gece kınp geçirdi. O zaten banka müdürlüğün- den emekli olduktan sonra senenin yansını yaylada geçiriyor. Ben sabahın erken saatinde güne- şin doğuşunu seyrederek yazımı ya- zıyorum. Birazdan Cahide Teyzemi, Güngör Teyzemi, Mesadet Yenge- mi ziyarete gideceğim. Annem evin alt katında kahvaltıyı hazırlıyor. Ben ise geçmiş günlere hayali yolculuklar yapıyor, evimizin penceresinden kar- şıdaki haşmetli Toros Dağlan'nı sey- redıyorum. Birazdan ailenin erkek fertleriyle çarşıya gideceğim, eski arkadaşları- mı, çocukluk arkadaşlarımı arayaca- ğım. Kaplan'ı, Metin'ı, Ertuğrul'u görebilir miyim? Amcamın çocuklan- na da telefon edip yann onlarla bulu- şacağım. 30 Ağustos Zafer Bayramı, Nam- run Yaylası'nda büyük şenliklerle kutlanır. Tabii bu arada yıne silahlar atılmıştı. Yenice 1 Eylül Banş Şenli- ği'ni yarın anlatacağım.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear