25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 EYLÜL 2005 CUIMA CUMHURİYET SAYFA Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 17 Mevlevi Galata Mevlevihanesi Yaşatma Derneği bünyesindeki "Çağdaş Mevlana Âşıkları" topluluğu Üsküdar'da Vatkıflar Genel Müdüriü ğü'ne ait 300 yıllık bir mevlevihanedes 10 küsur yıldır faaHyetini sürdürürken, geçenlerde "amacına uygun faaliyet verilmiyor" gerekçesiyle kapı önüne kondu. Uygunsuz sayıtan faaliyeti merak ediyorsanız; Atatürk için bestelenmi ş ve kadın-erkek birlikle yapılan sema! - Sağlık Bakanlığı, dua kurulu oluşturmuş. "Hastayı nasıl bilirdiniz!" AVRUPA caddelerinde, bedensel engelliler için yapılan kaldınm geçişleri gibi düzenlemelef, günlük yaşamlarını kolaylaştıncı önlemler bizim için hep örnek olmuştur. Ne ki, Yılmaz Dikbaş dostumuz, kazın ayağının hiç de öyle olmadığını söylüyor... Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre AB'de toplam nüfusun yüzde 13'ünü bedensel engelliler oluşturuyor ve 15 AB ülkesinde 45 milyon engelii bulunuyor. Bu sayılann kazın ayağı ile ne ilgisi var diyebilirsiniz. llgisi şu: Avrupa'da 45 milyon engelliden 37 milyonu fakirlik içinde yaşıyor ve Dünya Bankası raporlanna göre fakirlik, engelii olmanın hem nedeni hem de sonucu olarak ortayaçıkıyor. Engelliliklerin yansının önlenebilir ve doğrudan fakirlikle bağlantılı olduğu anlaşılıyor. Yılmaz Dikbaş, kazın ayağını Avrupa'da 70 sivil toplum örgütünün oluşturduğu Avrupa Engelliler Forumu'nun verilerini aktanyor: Engelliler Avrupa'da Kazın ayağıyoksulluk ve toplumdan dışlanmayla karşı karşıya bulunuyor. Avrupa'nın engellileri, içinde yaşadıklan toplumun önlerine çıkardığı fıziksel, yasal, parasal ve davranış engelleri nedeniyle toplumun dışına itiliyor. AB'de, çalışabilir yaşta olan engellilerin üçte birinden azı, düşük ücretli işlerde çalıştınlıyor, geri kalanlar iş bulamıyor. AB'de toplumun üç katmanı toplumdan dışlanma tehlikesiyle yüz yüze kalıyor Işsizler, yaşlılar ve engelliler. Avrupa Komisyonu, engellilerin iş bulmada, sosyal hizmetlerden yararlanmada, eğitim ve öğrenimde çeşitli engeller ve kısıtlamalarla karşılaştıklannı kabul ediyor ve bunun sonunda Avrupalı engellilerin fakiıieştiklerini ve toplumdan dışlandıklannı itiraf ediyor. Birileri hemen, Avrupa'da engellilerin devletten para aldığını söyleyecektir. Evet alıyoriar. örneğin Ingıltere'de asgari ücretin üçte birinden az. Bizdeki "fak-fuk-fon"dan beter. Yılmaz Dikbaş "21. yüzyılda AB'deki manzara şudur AB'nin 15 ülkesinde 65 milyon insan hâlâ fakirlik sınınnda yaşamaktadır. Fakirlerin 20 milyonunu işsizler, 37 milyonunu engelliler, geri kalanını da sokaklarda yaşayan evsizler ve yaşlılar oluşturmaktadır. 65 milyon Avrupalıya insan gibi yaşayacak koşullan hâlâ veremeyen AB, nasıl oluyor da insan haklan ve özgüriüklerinin çığırtkanlığını yapabiliyor" diyor ve soruyor: "20 milyon işsizini, 37 milyon engetli insanını, sokaklarda yatan 3 milyon evsiz vatandaşını ve sahipsiz kalmış yaşlılannı toplumdan dışlayan AB, hangi amaçla Türkiye'ye 1 milyar 100 milyon Avro hibe ediyor ve Istanbul Fener Balat'ta 200 evin onanmı için karşılıksız 3 milyon 800 bin Avro yolluyor?" 3 £ Benzinde olctan dizelde setan siyasette satan! Bile bile f Anıl öçal: "Çözümün federalizm olduğunu söylerken, soruınun feodalite, sömüırü, azgelişmişlik üçgeninin doğurduğu terör ve Kürtçülük olduQunu bilirler bilmesine de yeni yalaka düzeninde mevzilerini kaybetmek istemezler." SESSÎZSEDASIZ(l) 'AÜ4MOLU2MÜ, Kan dökenleri alkışlayanlara ÖYKÜNÜN 1953 yılı yaz aylannda Kayseri'de yaşandığını anlatıyor Fevzi Güzeloğlu: "Istanbul gazetelerinin birkaç gün sonra ulaştığı ve pek az insanın okuduğu,her evde radyonun olmadığı, içine kapalı Orta Anadolu şehrinde beş yaşında bir oğlan çocuğu, şehrin göbeğinde, ki artık bugün olmayan kargacık burgacık sokaklardan koşarak evinin avlusuna daldı. Korku ve heyecan içindeydi. "Anaa, kız ana, cinganlar geçiyor, cinganlar geçiyor" diye bağırdı. Genç anne küçük oğlunu yatıştırmaya çalışırken biraz da öfkeliydi, 'Sus ağzından yel alsın, onlara cingan denmez, günah, onlar da Allah'ın kulu, onlara muhacır denir, muhacır' dedi." Fevzi Güzeloğlu, "Hikâyemiz bu kadar" diyor ve şöyle devam ediyor "O yıllarda Avrupa'nın her ülkesinde itilen, kakılan, dışlanan, Nazi kamplannda soykınma tabi tutulan Çingenelere Çingene demeye kıyamayan Anadolu insanı işte bu. Acaba bu derin Anadolu izanını 'kimlik de kimlik' diye kan dökenlere ve kan dökenleri alkışlayanlara anlatabilir miyiz? Sanmıyorum. Alman Hıristiyan demokrat Angela Merkel'e annesi böyle bir nasihatte bulunmuş mudur? Onu da sanmıyorum. _ Biz, o genç anne Neriman Özküçük'ü ak pak bir büyükanne olarak geçen pazar toprağa verdik." Yeni Bir Senaryo - 2 MERİÇ VELİDEDEOGLU Atatürk, Söylevde, Çerkez Ethem ile ne denli uğraşıldığı- nı oldukça geniş bir bölümde dile getirir; Ethem'in kendini kovalayan kuvvetlerimizden kaçarak düşmana sığınmasıy- la sorun noktalanır. Oysa, bugünlerde Atatürk'e denk bir "kahraman" olarak Atatürk ile birlikte Türkiye • "umhuriyeti'ni yaratan kişi di- \e sunulan Rauf &ey'in (Or- bay) yarattığı sorunılardan, çı- kardığı engellerden Söylev'in başından hemen hemen so- nuna dek söz edildiği Söylev'i okuyanlarca bilinir. "Kahraman tek değildi ikiy- di" diyen senaryoya göre bu i- ki kahramanı seçen Osmanlı Genelkurmayı'nın, Atatürk'ü Samsun'a, orada güvenliği sağlamak için değil düşmanı Anadolu'dan sürüp çıkarmak için gönderdiği belirtilir; aynca bu büyük amaçtan padişah ve sadrazamın da haberi olduğu- na işaret edilir ve bunun kanı- tı olarak da: "Erkân-ı Harbi- ye-i Umumiye tarafmdan yet- kilerinin nasıl ve ne kadar ge- nişletiidiğini" Atatürk'ün dile getirdiği ileri sürülür. Oysa Söylev'de bu konu- dan Atatürk şöyle söz eder: "Bu geniş yetkiyi, beni Istan- hul'dan sürüp uzaklaştırmak macıyla Anadolu'ya gönde- renlerin bana nasıl verdikleh- ne şaşabilirsiniz. Hemen söy- lemeliyim ki, bana bu yetkiyi onlarbilerek ve anlayarak ver- mediler. Benim, her ne türiü olursa olsun, Istanbul'dan uzaklaşmamı isteyenlerin bul- dukiarı gerekçe 'Samsun ve yöresindeki güvensizliği yerin- de görüp önlemek için Sam- sun'a değin gitmek' idi. Ben bu işin başanlmasının, birgö- rev ve (geniş) yetki verilmesi- ne bağlı olduğunu ileri sür- düm. Bunda sakınca görme- diler. O günlerde Genelkur- may'da bulunan ve benim amacımı bir derece kadar se- zinleyen kişilerle görüştüm. Müfettişlik görevini buldular, yetkiyle ilgili talimatı da ben kendim yazdırdım. Dahası, Harbiye Nazın Şakir Paşa bu talimatı okuduktan sonra altı- na imza atmaktan çekinmiş, anlaşılır anlaşılmaz bir biçim- de mührünü basmıştır." Diyelim ki bu söylemden öy- le bir sonuç çıkanlıyor, o za- man Samsun'a çıkıştan yirmi gün sonra Atatürk'ün Istan- bul'a derhal geri dönmesi Har- biye Nazın'nca neden isteni- yor? Yirmi gün içinde Anado- lu'yu düşmandan temizleye- medi diye mi? Bu yirmi gün içinde Ata- türk'ün Anadolu veTrakya'da- ki bütün ordu biriikleriyle ilişki kurması, birliklerin komutan- lanyla yazışması; tüm valilik- lere ve bağımsız mutasamflık- lara bildirimlerde bulunarak Iz- mir'in işgalinin gösterilerle, toplantılaria protesto edilme- sini istemesi; devletin tüm si- vil görevlilerine bulunduklan yerlerde ulusal örgütler kur- mayı önermesi Istanbul'a geri çağnlma nedeni olmasın? Hele Istanbul'dan aynldığın- dan bir ay sonra 21/22 Hazi- ran'da yayımladığı "Amasya Bildirgesi" ile Istanbul Hükü- meti'nin sorumluluğunu taşı- yamadığını, hemen "ulusalbir kurul"ur\ oluşturulması gerek- tiğini açıklaması Istanbul'u ayağa kaldınr. Padişah Vahdettin e yakın- lığı ile bilinen Dahiliye Nazın Ali Kemal, şifreli bir genelge ile Atatürk'ün görevinden çıkanl- dığını, hiçbir isteğinin yerine getirilmemesini bildirirve Ata- türk'ün Harbiye Nazırlığı'nca yakalanıp Istanbul'a getirilme- sini önerir. Ülkeyi düşmandan kurtar- mak için padişahıyla, sadra- zamıyla, genelkurmayıyla bir- likte görevlendirilen kişiye "re- va" görülenler bunlar mı olma- lıydı? Hemdetoputopubiray içinde... Dahasonralan "ölüm fetvalan"nm da devreye girdi- ği bilinir. Onca belgeyle desteklenen tarihsel gerçekleri saptırarak senaryo yazanların, Kutül Amare'de (Irak) esir edilen ve Büyükada'da oturması sağla- nan Ingiliz generali Tovvshend ile Rauf Bey'in, ülkemizyazgı- sında büyük rol oynayan biriik- teliklerini ele almalannın daha heyecan verici olduğuna ina- nıyor insan... ÇİZGÎLÎK KÂMİL MİSARACI kamilmasaracia mynet.com HAYAT EPİK TtYATROSU MVSTAFA BILGÜS hayatepiko mynet.com TEYLÜT ^ EKALMIŞTTKf GÜMÜ" > OLSUN OTOBÜSTEKİLER KEMAL LRGENÇ k_urgenc(Qyahoo.com İılkrdtır bekleye h&kkye *<'vf '!hf>lm hqfefe{( TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 2EyIül ineic.mumtaz-arikan.com JAPONVA 7FSL/M OUAORİ 1945'T* 8UeÜN,tt.OÛtm Ç 5&PONVA, AMERİKAN ASKEKÎ tCUVVETLERJNE KESMEN 7EOJİM OLPU. SON ttü YIL İÇİNDe,SÜ. R£KL) GE&ILEYEU VE YENİL&İLEBİ S/HgllSlAJI İ2LEYEN JAP&JYA, UMİTTSUZCA Pİ8£NİYOİZ, TBSLJ'M OLUUYOePU. 134S AĞÜSTOS AYl İÇİN OB,ABO, İKİ ATDM BCMBASiM JAPOK «Ew£ UEBİ ÜzeRJNDE^ PATLAT/NCA, jAPON İMPA- KATOBU HİBOHİTO, T&SLİto OLUNAC*ĞIHI AÇtfOAPI. AREHNOAU, SEMERAL /***C AR- THUR jeoMumStNDAKJ ASD KJJVVETLEKİ JAPOMYA'yA Ç1KMAYA &AŞLA0I. 2 BYLÛL- oe DE, Mfssoaje/ ZIRHLIS/N&A , SAPON Û/ŞiflS/Sİ BAKANI MAMO&U ZHI6EMITSU, TESUM AMTLAŞAAASfM ÎMZALAOl. TC KADIKÖY 3. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN MENKULÜN AÇIK ARTTIRMAtLAM 2005 5928 Btr borçtan dolajn hacizli bulunan ve aşağıda cins, miktar ve kıymetleri yazıb mal- lar satışa çıkanlmıştır. Birinci arttınna 16.09.2005 saat 09.45-09.55 arasında Kadıköy Kuşdıli Cad. No: 49 Kadıköy Kuşdili Otoparkı adresinde yapılacak ve o günü kıymetinin yüzde 60'ına is- teklı bulunmadığı takdirde 21.09.2005 günü aynı yer ve saatler arasında 2. arttırma yapılacağı. Şu kadar ki, aıtırma bedelinm malın tahmin edilen kıymetinin yuzde 40'ını bulması ve satış isteyenin alacağına riiçhanı olan alacaklann toplamından fazla olmasırun ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflannı geçmesinin şart olduğu, mahcuzun satış bedeli üzerinden alınacak KDV alıcıya ait olacağı ve sa- tış şartnamesinin icra dosyasında görülebileceği. masrafı verildiği takdirde şartname- nin bir örneğinin isteyene gönderilebıleceği, fazla bilgi almak isteyenlerin yukanda yazılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ılan olunur. 24.08.2005 Lira: 15.000.000.000 Adet: 1 adet Mahn dnsi (Önemii nitelik ve özellikleri): 34 AU 8658 plakalı Peugeot marka 2003 model 206 SWXLINE 1.4 5 P Alu en renkli hususi oto. "Basın: 40827 İLAN TC ÇAYELİ ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2004/204 KararNo: 2005 480 Davacı Saliha Ibiş tarafindan davalı Mustafa Ibiş aleyhine mahkememize açılan boşanma davasının yapılan açık yargüaması sonunda; Davanın kabulü ile Istanbul, Üsküdar, Selamiali Mah. cilt no: 37, hane no: 1559, TC no: 49576263068'de NK. Ömer ve Hatice kızı. Çayeli, 13.11.1974 d.lu Saliha Ibiş ile aynı yer TC no: 49588262622'de NK. Kemal ve Rakibe oğlu, Csküdar-04.12.1967 d.lu Mustafa tbiş'ın TMK 1661 maddesi gereğince boşanmalanna, müşterek evHliklerin- den olma çocuklan Mehmet Kemal Ibiş'in velayetinin davacı Saliha tbiş'e verihnesine, velayeti anneye verilen Meh- met Kemal îbiş'in her ayın 2. ve 4. cumartesi gunleri sabah saat 09.00'dan başlayarak ertesi gün pazar 18.00'e kadar, dini ve milli bayramlann 2. gunleri aynı saatler arasında, >ine her yıl 1-31 Temmuz tarihleri arasında davalı baba ile dilediği gibi şahsi münasebet tesisine. velayeti anneye verilen Mehmet Kemal için aylık 150.00 YTL işrirak nafakası- nın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aylık 150.00 YTL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya ve- rilmesine karar verilmiştir. Karar adresi tespit edilemeyen davalı Istanbul ili. Üsküdar ilçesi, Selamiali Mah. cilt no: 37 hane no: 1559, TC no: 49588262622de NK. Kemal ve Rakibe oğlu, Üsküdar 04.12.1967 d.lu Mustafa Ibiş'in yapılan tüm araştırmalara rağ- men adı geçenin adresınin tespit edılemediği ve adına tebligat yapılamadığından, kendine karar tebliğı yerine geçmek üzere ılanen tebbğ olunur. 18.08.2005 Basın: 40709 BAKIŞ AÇISI GÜRBÜZ ÇAPAN Boy Aynası... Kimin bedduasını aldık bilmiyorum. Birisi iyi oku- muş anlaşılan... AKP iktidara geleli ben, ne yapsa bıyık altmdan gü- ler, beğenmez ve aşağılanz. Ne de olsa hepsi imam cemaati! 'İmam hatipli', mürteci, ticari, meczup di- ye aşağıladık durduk. Recep Tayyip Erdoğan, hiçbir bakanını beğendi- remedi aydın zümremize... Kimi söylesen kulpu adamdan önce gelir oldu. Bakanlanndan tut da iller- de atadığı müdüriere kadar, elek üstünde tutunup ka- lan olmadı... llk kabine değişikliğinde, tarikatları, tekkeleri refe- rans almak yerine, tuttu, Cumhuriyetimizi refe- rans alarak, Başbakanlık Müsteşariığı yapmış, bir- çok ilimizi teslim ettiğimiz vali-paşamızı bakan ata- dı. Bu Cumhuriyetin önemii, birikimli, devlet terbiye- si ve kültürü almış adamlardan olur valileri. Vali, illerde devlet başkanını ve hatta devletin ken- disini temsil eder. Bir ilin en büyük ve tek sorumlu- sudurtar. Ince elenip sık dokunduktan sonra o ma- kama gelirler. Cumhurbaşkanından sonra en önemii simalandır. Kuyumcu terazisinde hata aranır, valilerimizde aran- maz, aranamaz. Malımız, canımız onlara emanettir. Aklımızda da en ufak kuşku olamaz. Onlarta iigili soru sormak, sorgu- lamaknehaddimize... • • • Gel gör ki "Delikli demir çıktı, mertlik bozuldu" gi- bisinden ah bu TV kameralan bizi perişan eyledi. Uy- kulanmızı kaçırdı!.. Recep Tayyip Erdoğan, bu sefer devleti referans alarak örgütieyebildiği birkaç validen birini Kültür ve dahi Turizm bakanı yapıverdi, Sayın Atilla Koç. vali-paşalıktan sonra Başbakan- lık Müsteşariığı dahil, Cumhuriyetimizin en üst ma- kamlanna gelebilmiş nadir şanslı yurttaşlanmız- dandır. Turizmle ilgili açıklamalan herkese parmak ısırtmıştı. Van'da bir toplantı yapıyor ve buyuruyor: "Ben tu- rizme karşı değilim, seneye Istanbul'a 20 milyon tu- rist getireceğim, sonra da kendim geleceğim." Hoş gelir, sefalar getirirsin Saym Bakanım. Bu vaziyette Is- tanbul'a 20 milyon turist getirirsen, gece konak- lama sorunu olur, kapkaççıdan koruyamazsın gibi- me geliyor. Istanbul'un sokaklan pek tekin değildir Sevgili Bakanım... Hani fermanınıza karşı olduğum- dan değil de durumu arz edeyim efendim. Yüksek ka- biliyetinizle turizmi patlattınız maşallah! Bütün turizm bölgelerinde, yeteri miktarda patlama-çatlama yaşa- nıyor... Bizde Turizm Bakanlığı kurulalı beri, istisna- sız Turizm bakanlan turizmi patlatıriar. Bu gelene- ğimiz oldu. Her bakan onu patlatmalı diye ayet indi. Patlatın, onda bir sorun yok. Patlatmasaydınız şaşar- dım! Ama gel gelelim kültüre... Kültürümüzü patlatma- malıydınız. Böyle bir geleneğimiz yok. Kültür denilin- ce bizi afakanlar basar. Bu Cumhuriyetin Istanbul'a yaptığı tek kültür merkezini, ki ona AKM diyoruz, ilk defa kontralar patlatmıştı. Sizin buyurduğunuz gibi solcular değil efendim. Sağa sola, çöp bidonlanna, tren yollanna bomba koyup sonra da hedefi net- leşmemiş saldın düzenlemek, soğuk savaşın, biz acemilerin elinde ne hale geldiğini rahmetli Aziz Ne- sin bile anlatamamıştı. Hiçbir yoğurdu adam gibi yi- yemediğimizi ondan anlayarak bir vecize de uydur- muşuz, her yiğidin yoğurt yeyişi farklıdır deyişi. Anla- şılan siz de farklılık olsun diye, ittire kaktıra götürme- ye çalıştığınız eğreti tiyatrolar genel müdürü ve mu- avinini o derin devlet kültürüyie atadınız. • • • Bir şeyi eksik bıraktınız. Böyle büyük bir atılım yap- tınız madem, sağınıza müdürü, solunuza muavinini alarak kamera karşısına geçip uyumalıydınız, pardon fotoğraf çektirmeliydiniz. Dost düşman bu kareye bakıp övünmeli ve yerinmeliydi. Bu kısmı eksik bırak- tınız. Bak, ardıllarımız yağmur duasına çıkarken bile fotoğraf çektiriyor. lleride arşiv-tarih olunca lazım olur gibisinden söylüyorum. Siz bakansınız, kim ne kanşır, hangi işi, kiminle ya- pacağınıza... Recep Tayyip Erdoğan'ı bir kez daha kutluyorum. Cumhuriyete sahip çıkıyor. Onun değerlerini koruyor. Halkın ona verdiği iktidarı, o Cumhuriyetin birikimle- riyle paylaşıyor. Boy aynası tutuyorsunuz Sevgili Başbakanım... Teşekkürier... gurbuzcapan@eksev.org.tr/Faks: 0212 672 73 79 BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 l 9 1 2 3 1l1 4 b 1>1 6 7 8 15 9 ı1 2 3 SOLDANSAĞA: 1/ Kastamo- nu'ya özgü, tavuk ya da hindi eti ve yufkayla yapı- lan bir yemek. 2/ Hıristiyan ermişlerine verilen san... Türkhalkmü- ziğinde, üç- genbiçiminde gövdesi olan telli bir çalgı. 3/ Bı- çakla kesilebilecek kadar yumuşak olan, 2 gümûş renkte bir me- 3 tal... Belirti. 4/ Ye- mek... Kuran'da bir sure. 5/ Zarif, kibar, 6 güzel giyinmiş. 6/ 7 Batman'ın H a s a n - 8 | keyf ilçesini sular al- 9 | tmda bırakacak olan baraj... Çikolatayla yapılan bir çeşit tatlı. IIII. Dünya Savaşf nda Japonlar tarafin- dan kullanılan avcı uçağı tipi... Her yiyeceği canı çe- ken. 8/ Aynı adlı ağaçtan elde edilen ve hekimlikte kullanılan ıtırlı bir madde... îskambilde bir kâğıt. 9/ Isparta'nın bir ilçesi. YUKARTOAN AŞAĞIYA: 1/ Ağaç ya da asma filizi. 2/Ankara'nın bir ilçesi... Kirliliği gösteren iz. 3/Eski dilde ekmek... tki akar- su arasında kalmış dağ sırtı. 4/ Kökeni ilkçağa da- yanmakla birlikte özellikle XX. yüzyılda Batı'da dinsel düşünceyi etkilemiş olan mistik eğilimli din- sel felsefe. 5/Kaş ilçesinin Gömbe Yaylasf nda bir şelale... Tümör. 6/ Azerbaycan'ın para birimi... Bir işi yaptırabilme gücü. II "Müjde — " : Sinema oyun- cumu2... Yüz kalıbı. 8/Boru sesi... Büyük pulluk. 9/ Mobilya kasası... Yanşlar ve koşular için özel ola- rak düzenlenmiş yer.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear