29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2EYLÜL2005CUMA CUMHURİYET SAYFA J\_ U JL M. U J \ kultur(a cumhuriyet.com.tr 15 Progressive rock efsanesi Yes'in şarkıcısı bugün İstanbul Yeni Melek Gösteri Merkezi'nde I KEDİ GÖZÜ Jon Anderson ile37yılınözeti ABDÜLKADİR ELÇİOĞLU 68'lerin ısyan dcvlu ve renklı günlennın ardından nock, 70'lenn ortalanna doğru ıyıd«en ıyıye hıs- sedılecekbır şekilde aJcademık bo- yutlara varan bir müzik tarzına dö- nüşecektı. Kımı zaman deneysel işler öne çıkarken kırnı zaman da klasik müzık hassasiyeüne \aran çahşmalara şahit olacaktık. Rock'ın sanat hassasiyetının en uç noktasına çıktığı ve bugün bıle aşı- lamamış olduğu bu öncü donemin gözdelennden bıri de? Yes toplulu- ğuydu. 'Progressive"" tarz ıçınde alışılmış rock beşlıs-inı senfonık bır orkestra etkısınde sunabılen bu topluluğun en dıkkat çekıcı elema- nı da değışık ses renltlenyle sıyn- lan solıstlen Jon Amderson'du. İstanbul konserine en sıcak bakan Yes elemanı Yes'i geçen yıl ülkemızde yapa- cagı konser ıçın bekl ıyorduk An- cak ABD'nın Irak ışgali sonrası olagelen terör eylemlen sebebıyle bu konser ıptal edilrmiştı Yes'in gıtanstı Steve Hovve ıle basçı Chris Squire, Türkiye konserine kuşkulu bakıyorlardı. istanbul konserıne en sıcak bakan eleman- lan ıse vokalıst Jon Anderson'du ve onun da solo konserlere başla- ması bu buluşmaya vesıle olacak- tı. Böylece ülkemizde bu muhte- şem grubun sound'u_yla özdeşleş- miş vokalistı Anderson'u görme şansımız doğmuş bu-lunuyor Şu günlerde Yes cephesınde bü- tün elemanlar bır yere dağılmış du- rumda. Ekibın klavyelı çalgılar üs- tadı Rick YVakeman ortalarda pek görünmezken davulcu Alan Whi- te ıle Geoff Downes ise 'VVlıite' ısimli bir topluluğım kurmuş du- rumdalar. Basçı Ch»is Squire da 'TtaeSyn' dıyebırprojemnpeşın- de koşturmakla meş.gulken Yes'in küllen ardından türe^'en bu ıkı top- luluk, yanlarına Ste-ve Howe'ı da alarak 'More Drama Tour' adın- dakı konser turnelerine ağustos Lstanbul'da bu gece, Yeni Melek'te konsere çıkacak olan Jon Anderson, 'Work In Progress' tumesi kapsamında ülkemize geliyor. Jon Anderson, kendi solo parçalarının yanı sıra Kitaro ve Vangelis'le olan çalışmalarından da örnekler sunacak. Konserde Yes döneminin unutulmaz klasiklerinin de olması kaçınılmaz bir şey tabii ki. ayında başladılar Yanı şımdılerde Yes'ı îzlemeye ımkân kalmamış durumda dıyebilıriz. Yes'in ses slmgesi Müzik hayatına 18 yaşındayken gırdığı 'The VVarriors' grubuyla başlavan Jon Anderson, 1968 yı- hnda tanıştığı Chns Squıre ve Pe- ter Banks ile bırlıkte kurduğu Yes'le beraber 35 albüm çıkardı Yaylı sazlann katılımıyla devleşen 'Time and A Word' adlı 1970 al- bümü, topluluğa efsanevı gıtanst Steve Howe'ın katıldığı "The Yes Album' (1971) ve Rıck VVake- man'lulk albüm 'Fragüe' (1972), çıftlı albüm 'Tales from Topog- raphic Oceans' (1974) Yes'ı progressive rock devlerı arasında ayncalıklı bır yere koyacaktı. An- cak 1974'te grubun gıdışını müzı- kal fikırleri yüzünden doğru bul- mayan Wakeman, 'Tales from To- pographic Oceans' albümünün tumesınden sonra Yes'i terk ede- cekti. Onsuz oltnasına rağmen unutulmazlar arasında yer alan 'Relayer' (1974) albümü kayde- dildi. 1975-76 yıllan arasında ıse Yes elemanlan kendi solo albüm- lerini çıkarmaya başladı. Ander- son da bu furyada 'Olias of Sun- hillow' adını taşıyan solo albü- münü çıkardı. Solo albümde Jon Anderson vokalıyle birlikte bü- tün enstrümanlan da kendisi ça- lıyordu. Progressıve rock'ta bir çığır açan Yes harıcınde King Crimson, Vangelis, Kitaro, Mike Oldfield, Tangerine Dream gıbı bırbınn- den önemlı müzısyen ve topluluk- larla da çalışmalar yapan Jon An- derson, ayrıca 13 tane de solo al- büme imza attı. Çok ınce tızhkte- ki sesiyle Yes'in alameti farikası olmuş olan Anderson. grubun şar- kı sözlenne de büyük katkılar ver- miştı. Onun getırdığı tarz ılende Rush, Dream Theatre gıbı grup- lara da yol gösterecektı. Vangelis'ten Klng Crimson'a bir dönemln özetl Istanbul'da bu gece Yeni Me- lek'te konsere çıkacak olan Jon Anderson, 'Work In Progress' turnesi kapsammda ülkemize ge- liyor. Jon Anderson, kendi solo parçalannın yanı sıra Kitaro ve Vangehs'le olan çalışmalarından da örnekler sunacak. Konserde Yes döneminin unu- tulmaz klasıklennin de olması ka- çınılmaz bır şey tabıi kı. îşın en yürek burkan yanı ıse bır Ronald Midi gıtar sıstemı ve buna bağlı multımedya düzeneğiyle tek başı- na sahne alacak olması. Ama bu konserin fevkalade bir görsel şo- vu da barındıracak olması ayn bir teselh olsa gerek. Jon Anderson, İstanbul konse- nnde bir anlamda müzık yaşamı- nın özetını sunacak. Tek başına çıkacağı sahnede solo çalışmala- n ıle birlıkte Yes, Kitaro ve Van- gehs'le beraber yaptığı şarkılan bırbınnden farklı enstrümanlarla ve görsel efektler eşliğınde ses- lendırecek. Şarkı aralannda, müzık hayatı hakkında ufak anılarını da anlata- cak olan Jon Anderson, seyırcı- lerden gelecek bazı sorulan da ce- vaplayacakmış. Sözün özü, belki o 70'lerin efsanevi havası olmaya- cak, ama samımiyetle bezenmış bir konserle karşılaşacağımız ke- sin gıbi gözüküyor. Mario Frangoulis 'ten üçüncü albüm yaşıyor. Ingilızce. Italyanca. tspanyolca ve Yunanca konuşabılen ve şarkı söyleyen sanatçı. klasıkle moderni, gelenekselle yenilikçi müzığı harmanlıyor. Afhka'dakı polıtık sorunlar ve tehlikeler yüzünden çok küçük yaşlarda teyzesının yanına Yunanistan'a yerleşmek zorunda kalan Frangoulis, küçük yaşlarda keman çalmaya başladı. 17 yaşmdayken Londra Guıldhall School of Musıc and Drama"da Yeni Başlayanlar...Yenl Başlayanlar... Yeni Ba5layanlar...YenI Başlayanlar.. Kültûr Servisi - Daha önce Sometimes I Dream' ve 'Follow Your Heart' albümlenyle adını duyuran klasik müzık dünyasının genç yeteneğı tenor Mario Frangoulis'm üçüncü albumü 'The Garden of VVishes' 2 Eylül'de Sony etıketiyle çıkıyor. Afhka Zimbabve doğumlu olan Mario Frangoulis, 4 yaşından bu vana Yunanıstan'da oyunculuk derslerı almaya başladı. 'Sefüler' ve Operadaki Hayalet' gıbı önemli oyunlarda rol alan sanatçı, drama dersleri devam ederken tenorluk yeteneğını ve sesınin kapasıtesını keşfettı New York Juıllıard Scholl of Musıc'te eğıtim almaya başladı ve sonrasında Roma'ya giderek Maria Callas'ın favori orkestra şefı 'Kraus' ve 'Nicola Rescigno'da çalıştı. Kanyennı opera sanatçısı olarak sürdürme karan alan sanatçı, v Batı Yakası Hikâyesi'ndekı Tony rolü ile eleştırmenlerden büyük beğenı kazanmıştı. Sanatçı, tamamını Yunanca kaydettiği ve farklı bir tarza ımza attığı yeni albümünde, Paraskevas Karasoulos'un sözlerıni yazdığı şarkılan yorumluyor. Toplam 16 şarkının bulunduğu albümde Frangouhs'ın sözlerinı yazdığı 'I Took Colours and Canvas' isimli bir şarkı da bulunuyor. (ww\^.marwfrangouhs. com) VECDİ SAYAR Var Olan Kanunlar 1 Eylül Dünya Barış Günü... Ülkemde ve dünya- nın başkayerierinde barış konuşuluyor. Barıştan söz etmek kolay, ama banşı ınşa etmek kolay değıl... Ko- şullanmalardan, korkulardan. çıkarlardan, nemela- zımcılıktan arınmak kolay değıl. Aydınlara düşen de bu olsa gerek. zoru seçmek... Meraklanmayın, "ay- dın kimdir" sorusuna yanıt arayacak değilim, pek çok yazar dostumuzun yaptığı gibı. Kimı, aydının toplumsal sorumluluğunu vurgularken kımi 'aydın' olmakia 'angaıe' olmamayı bir tutuyor. Şu içınde bu- lunduğumuz günlerde, lüks bır tartışma gibi geliyor bu bana. Gene de fıkrımı söylemeden geçemeye- ceğım. Aydın, çevresınde olup bıtenler üzerinde düşün- ce uretmekle yetinemez, bu olaylar hakkında yorum yapmak düşuncelerını toplumla paylaşmakla yu- kümlüdur. Barıştan yana tavır koymayan, sanatın ve biiimın özerkliğıni savunmayan kışi, ne denlı 'bilgili' olursa olsun, aydın olarak anılmayı hak etmıyor ka- nımca. Bu yuzden de ülkemizdekı ve dünyadaki yan- lışlara karşı tavır alanları karalayanların ülkelerini sevdıklerine ınanmıyorum. Elbette, farkiı yorumlar, farklı görüşler olacaktır. Bunları açık yüreklilikle tar- tışabılmektır yurtseverlık. Aydın olmak, cesur olmayı, akıntıya karşı kürek çekmeyı, çıkarlardan vazgeçebilmeyı gerektırir. Bu yüzden de yerleşik duzenın değerierı ile uzlaşmaz aydınlar genellıkle. Ama, bunu mutlak bir kural ola- rak görmemekte yarar var. Tarıhın kımi dönemlerin- de, toplumsal dönüşümler gerçekleştirmek üzere yola çıkan siyasi hareketlerin aydınlarla işbirlıği yap- tığı, onlann önerılerını hayata geçırdığı olmuştur. Bız, aydınlan duşman gormeyen, onlarla diyalog kurmayı seçen ıktıdarlara pek alışkın değıliz. Bu yüz- den de sıyasal iktıdarın aydınlarla "Kürt sorunu" üs- tüne goruşmesıne olumlu bakıyoruz. Elbette, bu olumlu yaklaşımla yetınmeyıp somut adımlar atıl- masını bekleyeceğız. Bu arada, tarafları şiddet kul- lanımı konusunda uyarma gorevimızı sürdürmemiz gerekiyor. Barış, ıkı tarafın da bunu samımiyetle ıs- temesiyle sağlanabılır ancak. Ülkemiz, her gün yenı bir 'linç' olayı ile çalkalanı- yor. Kimi zaman, yerleşik değerlere -statükoya- kar- şı görüşlerini açıklayan bır aydının lınç edilme giri- şimlerine (linç her zaman fıziksel şıddetle olmaz), ki- mı zaman çeşıtli unsurların kışkırtması ile 'galeyana gelen' gruplann gerçekleştırdiği linç vakalarına ta- nık oluyoruz. Olaylar, korkutucu noktalara doğru tır- manıyor. Ateşe benzinle koşanları aklıselime davet etmenın zamanıdır. 6-7 Eylul olaylannı anımsayalım. önümüzdeki haf- ta, bu korkunç olayın 50. yıldönümü. Toplumsal şid- detin tırmandığı şu günlerde, tarihten ders almak içın iyi bır fırsat. Ulkesıni seven hıç kimse, olup bi- tenler karşısında sessiz kalma lüksüne sahıp değil. Barış içın herkesin yapabileceğı bır şeyler olmalı. Başbakan'ın geçmiş hatalardan söz açması, diya- log kapısını aralayabilır. Ama, öncesilahiann susma- sı gerek. Sanatçılara, önemlı bir görev düşüyor: Ba- nşı savunmak; eserleriyle, eylemleriyle barış süreci- ne katkıda bulunmak. Büyük Fransız şairı Paul Eluard'ın "Asıl Adalet" şıirı ile noktalamak istıyorum bu haftakı yazımı (A.Kadir'ın guzel Türkçesinden). Birbirini 'düşman' olarak gormesı ıçin ne mümkünse yapılan Türk ve Kürt gençlerıne -romantık dıye nitelendirseniz de- bir "Bir Eylül" çağrısı olarak.. "Insanlarda tek sıcak kanun, üzümden şarap yapmalan, kömürden ateş yapmalan, öpücüklerden insan yapmalandır. Insanlarda tek zohu kanun, savaşlara, yoksulluğa karşı kendilerini ayakta tutmalan, ölüme karşı yaşamalandır. Insanlarda tek güzel kanun, suyu ışık yapmaları, düşü gerçek yapmalan, düşmanı kardeş yapmalandır, Hep var olan kanunlardır bunlar, bır çocukcağzın ta yüreğinden başlar, yayılır, genişler, uzar gider ta akla kadar." vecdisayar n yahoo.com (02121 293 »9 7« Ada/The isiand Bugün gösterime giren bılün- kurgu-genlım türündeki fılmin yönetmenlığini Michael Bay yapıyor. Oyuncula»! arasmday- sa, son yıllarda adını duyuran Ewan McGregor, ScarleittJo- hansson. Djimon Hounsou gıbı isımler var. Lincoln Six-Eclıo (McGre- gor ) 21. yüzyılın ortalannda, ya- lıtılmış, düzenli bir yerde yaşa- maktadır. Buranın ciiğer sakın- leri gıbı. Lincoln da 'Ada'ya göndenlmek ıçm s«çılmek ıs- temektedır, çünkü -arası geze- gendeki son kır letilmemiş bölgedir. Lincoln kjsa bır sü- re sonra kendısı ve tesısın dı- ğer tüm sakinlerirım aslında bırer klonlanmış bırey oldu- ğunu ve yaşamalannın tek ne- denının kopyalan<dıkları in- I sanlara 'yedek paa^ça' sağla- | mak olduğunu arrlayacaktır Lincoln, kendisınden 'hasat' yapılmasının bır an meselesı olduğunu fark edunce. Jordan Two-Delta (Joharasson) adlı güzel bir kadınla 7mrlıkte ka- çar. Cennetin Müzlfii/As ıt ls ın Heaven Kay Pollock'un yönetmen- lığini yaptığı film«ie Michael Nyqvist, Frida Hallgren, Axelle Axell rol alıyorlar. Yıllardır kapı komşusu olan, ancak önyargılar, anlaşmazhk- lar nedenıyle anlaşamayıp bir- bırlennden kopan msanlar, bır koToda bır arada olmanın guzel yanlannı keşfedıyor bu filmde. 2005 yılında 'En l\i Yabancı Film' dalında Oscar'a aday gös- terilen yapnn, göstenldıği ülke- lerde seyırcinın beğenısını top- ladı. Olaylar, bır konser sırasında kalp krizı geçiren dünyaca ünlü orkestra şefı Dareus"un inziva- ya çekılmesıyle başlıyor. Ço- cukluğunun geçtığı kasabaya dönen Dareus, ınsanlardan uzak kalmayı ıster, ama önce kasaba- lılarla yakınlaşır, ardından da kasaba korosunu çalıştırmaya başlar. Başta kilıse ve pek çok kışı Dareus'un koro derslenne şüp- heyle yaklaşırlar. Oysa, ka- saba halkı önyargılan, so- runlan, kırli defterlerıyle yüzleşecek, müzık tüm bu ınsanlan yenı bır deneyime taşıyacaktır. Banyo Bugün bir Türk filmi de gösterime giriyor.Yönet- menlığrnı Mustafa Altıok- lar' ın yaptığı, Selçuk Yön- tem, Seray Sever, Demet Evgar, Janset Paçal, Bu- rak Sergen, Sermiyan Midyat, Arda Kural'ın rol aldığı fılmin öyküsü, banyo- da geçıyor. Gül Abus Se- merci'nın aynı adlı tıyatro oyunundan sınemaya uyar- lanan filmde üç ayn çıftın yaşadıklan, mızahı bır dılle büyüteç altma ahnıyor, ılış- kiler, ihanetler ve hesaplaş- malarryla... 2005 EN İYİ YABANCI FİLM OSCARADAYI DNY TAKITANI bir Jun tshiteM ftnrt CENNETİN MÜZİĞİ -\ay PoLLock >oretı-n ndek Cennetin Muzığı" yaVniz ve crseUnmıs ruhLarın, muzık s aracılığıyla bır araya gelıp "~" mutljlugu buLduklan, seytrcıye yaşama sevıncı a$ılayan ÇOK ozel bırfılm Btrbırlerı ıle yıLlardır kapı komşusu olarak yasayan buna •-ârşın on yargılar, sacrna „ gormezden gelme gıbı sebeplerle bırbirtenne yabancıia$mi5, bır grup yalnız ınsan, rnuztğın duvarkan yıkai gucu ıle bırbırte r ıne dokunmaya başlryorlar" www bırfıln com HEMETIN MIZI bir KAY P0LL4K filmi ffFtLM <m> H . bırfibu. com FHM w SÎFkrfeknlc 2 9 »60 V 3C Ktao&yvA, PftOFİLOAHI 400 16-30 '9 00 2'-3C K*3*(öy CJNEUAJOC «00 1630 *900 ı3*0 16-25 1910 2156 CAPTTOC SP€CTRUM 14 55133 30 1 M 5 '400 1645 * * 3 0 22-15 2-30 '5.30 16-30 21 15 1330 16 OC 18-30 21 OC *" ' 6 2 0 1 M 0 21 *Q 54 '333 10-50 "3-35 '620 19"0S
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear