Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 2 EYLÜL 2005 CUMA
14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr
D-Marin Turgutreis Uluslararası Klasik Müzik Festivali 10-13 Eylül tarihleri arasında yapılacak
Klasikmüzik..Hetkes için!
AYÇATEZER
Bu ay yepyeni bir müzik festivali doğuyor: D-
Marin TurgutreisLiuslanu-^ıKlasikMüzikFes-
tivali. 10-13 Eylül tarihleri arasında yapılacak
festival Doğuş Grubu'nun desteğiyle gerçekleşı-
yor. Sanat yönermenliğini Kemal Küçük'ün üst-
lendiği festivale yurtdışından ve yurtiçınden bir-
çok önemli orkestra, toplulnk ve sanatçı kahla-
cak.
Festival hakkında bilgi almak için görüştüğü-
müz Kemal Küçük, böyle bir festival yapma dü-
şüncesinin emekli Oramiral Ajtaç Yalman'dan
geldiğini söylüyor: "Aytaç Yalman Paşa Turgut-
ros'te oturuyor. tkj yd önce Doğuş Grubu'nun
kurduğu D-MarinTurgutreistekigünba&mmı, do-
ğayı,görüntüyü çok etkfleyicibulduğuiçinve ken-
disi de klasikmüziktutkunu olduğundan, hep bu-
rada bir klasik müzik festivali olmasmı düşlüyor-
muş. Derken, düşüncesini açüğı Doğuş Grubu
başkanı Fent Şahenk öneriyi çok oiumlu karşüa-
mış. Daha sonra tasanya ben de kaüldım. Yal-
man Paşa'yla uzun zamandır müzik konusunda
aynı görüşieri paylaşmz. Bu nedenle festivalin sa-
nat yönetmenliği için beni düşünmüş. Birbirimiz-
lesürekü üetişün kurarak festival programını ohış-
turduk."
Bu bir yaz festivali olduğu için geniş bir zaman
dilimine yayılmasını istemediklerini vurguluyor
Küçük. Programı yaparken de, klasik müziğin
ileri örneklerinin yanında, kitlelerin sevebilece-
ği yapıtlara da yer vermeye özen gösterdiğini
söylüyor. Sloganlannın "kanksızama herkes için"
olduğunun altmı çızıyor sonra: "Bu bir yaz festi-
vati olduğu için, klasik müziği büen, seven insan-
lar da, marinada olduğu için ilginç buhıp ilk kez
dinleyecek insanlar da gelecek. Bu iki tür dinleyi-
cinin ortak noktasını bulmak gerekhordu. Son za-
manlarda izlediğim birçok festivalde bunun göz
öniinde tutulmadığuu betiıtmeliyim. Daha çok
sanatsal egolan ortaya çıkaracak seçimler vapüı-
yor, dinleyici düşünülmüyor gibi geliyor bana. Biz
bu festivalde nheükten biç ödün \ernıeden, klasik
müziğin derintikti ve hafif yaprtianna yan yana yer
verdik"
Bir blletle Ikl konser
Sonra, günümüzde klasik müziği sevdirme adı-
na çok da başanh olmayan birtakim etkinlikler
yapıldığına değiniyor Küçük. 20. yüzyıla kadar
hafıf müziğin klasik müziğin içinde olduğunu, 20.
yüzyıldan sonra hafif müziğin çalgı kullanımı ve
söylem olarak çok farklı bir yoldan yürüyerek tü-
müyle aynştığını belirtiyor "19. yüzyüdaStraussTa
vals yapanlar, Mendhelson'un hafif \apitlaruu
dinleyenler, bunun hafif müzik yaıuyla ilgileni-
yoriarth. Ama hepsi aynı kavram içindeydi Yal-
nızca yüzeyseDikve derinlikaynmıvanh aralann-
F,estivalin sanat yönetmeni
Kemal Küçük, programda
bale, şan ve çalgısal müziğe
birlikte yer verdiklerini
söylüyor. Günbatımı
konserlerinde
ilginç oda topluluklannı
izleyiciyle buluştururken,
gece konserlerinde
romantik döneme ağırlık
verdiklerini belirtiyor.
Hedeflerinin bu festivali
gelenekselleştirmek
olduğunu vurguladıktan
sonra da, bu açıdan
festivalin bu yıl ,
göreceği ilginin önemli
olduğunu dile getiriyor.
da. Şimdiyse klasik müziği khielere sevdirmek
için, hafifleştiriyor ya da diğer müzik türieriyle yan
yana getiriyoriar. Bence bu çok yanhş. Hafif mü-
ziğe ahşnuş kulaklann çok azı klasik müziğe ya-
kuıhk duyuyor. Bu müziklerin ildsini yan yana
sunduğunuzda herkes kendi adanunı dinlemeye
geliyor. Yalmzca yan yana çalnuş oluyorlar."
Festivalde bale, şan ve çalgısal müziğe birlik-
te yer verdiklerini belirten Küçük, günbatımı kon-
serlerinde ilginç oda topluluklannı izleyiciyle
buluştururken, gece konserlerinde romantik dö-
neme ağırlık verdıklerinı söylüyor. Hedeflerinin
bu festivali gelenekselleştirmek olduğunu belir-
ten Küçük, bu açıdan festivalin bu yıl göreceği
ilginin önemli olduğunu dile getiriyor. Aynı yer-
de dört günde 8 konser verileceğını söyledikten
sonra da, "Uzun yıllardır yapılan festivallerde bi-
le dört günde 8 konser gibi bir güçlüğün içine gj-
ribnedi Üç senfoni orkestrasuun aynı yerde ne-
redeyse çakışarak prova yapması ve konser ver-
mesinin inamunaz yönetimsel ve teknik güçlük-
leri var" dıye ekliyor. Son olarak da festivalden
gelir sağlamayı düşünmediklerini, ancak, belli
bir dısiplin sağfamak açısrndan bilet fiyatlan-
nın 5 YTL olarak belirlendiğini, ama tek bilet-
le hem günbatımı, hem de gece konserinin iz-
lenebıleceğını belirtiyor.
Zengin bir program
Her gün 'Günbatımı' ve 'Gece' başlığı
altında ikı konsenn yapılacağı
festival, Rengim Gökmen
yönetimindeki Bursa Bölge Devlet
Senfoni Orkestrası'nın konsenyle
açılacak. Alexander Markov'un solıst
olarak katılacağı konsenn ilk
bölümünde Glinka'nın Ruslan ve
Ludmila Operası Uvertürü ıle
Paganini'nin 1. Keman Konçertosu
seslendirilecek.
Ünlü müzikal parçaları
ve opera aryaları
Ikinci bölümde ise bariton Hasan
Aiptekin ile soprano Nazlı Alptekin
ünlü müzikallerden parçalar ve opera
aryalan sunacaklar. Ardından da
Antalya Devlet Opera ve Balesi,
Ravel'in 'Bolero'sunun bale
versiyonunu sahneleyecek. îlk günün
günbatımı konsennde ıse Saygun
Kuvartet Beethoven'in kuvartetlerini
çalacak. Izleyen günlerde;
Tedı Papavrami (keman) - Cana
Gürmen (pıyano) ıkılısı:
Işın Metin'in yönetimindeki,
Gülsin Onay'ın (piyano)
solıstliğındeki Bilkent Senfoni
Orkestrası; Uzel Ametist Klarnet
Beşlisi; Vesna Souc yönetimindeki,
İdil Biret (pıyano) solısthğındekı
Belgrad Oda Orkestrası;
Şirin Pancaroğlu (arp), Tatjana
Masurenko (vıyola), Kornelia
Brandkamp (flüt); Hakan Şensoy
yönetimindeki, Hasan Gökçe Yorgun
(keman), Arslan Büyükkaya (keman),
NU Kocamangil (viyolonsel)
solistliğrndeki îstanbul Filarmonia da
izleyiciyle buluşacak.
' "JT^" Kültür Bakanı *na eleştirdiği sanatçıdan tepki geldi
J\oçy gerçekdışı konuşuyor'
tLKAYATA
ANKARA-Devlet Tıyatrolan (DT) sanat-
çısı Can Gürzap, Küitür ve Turizm Bakanı
AtiDa Koç'un "Can Gürzap 6 yıkhr sahne-
ye çıkmryor" sözleriyle gerçekdışı açıkla-
malar yaptığını ve toplumu aldattığını söy-
ledi. Gürzap, "36 yıkhr sahneden inmedim
ki 6 yıkhr oyunlarda oynamayaymr dedı.
Koç'un açıklamalannı Cumhuriyet'e de-
ğerlendiren Gürzap şöyle konuştu:
"Bakan Bey tamamen gerçekdışı konuşu-
yor. Bir bakana yakışmayacak konuşmalar
yapıyor. Sürekfi uyumaktaolduğuiçin bakan-
kkyapoğı kurumdakiçahşanlanndan habe-
ri ohnuyor.Kitn nerede, ne yapıyorbilmiyor.
Benim 6 yıkhr sahneye çıkmadığunı söviü-
yor. 2004-2005 sezonimda Tiyatro Kedide
'Yanm Bardak Su'da ve 'Salıncakta Iki Kı-
şi' oyunlanndaoynadım. 2003-2004 sezonun-
da DT'de 'Taraf Tutmak' adb oyıında hem
oynadmı hem de oyunun rejisini yaptim. Ti-
yatro lstanbul'da 'Çılgın Haftasonu" adh
o>Tinda.rr>atroKedi'deYanmBardakSu'da
oynadım. Bu AdresBulunamadı' adhoyun-
da oynadnn.2002-2003 sezonundaTiyatrols-
tanbul'da Çügm Haftasonu'nda oynadnn,
Bu Adres Bulunamadı'da oynadım. 2001-
2002 sezonunda yine Çdgm Haftasonu'nda
oynadım. Bu oyunlan son beş yılda oyna-
dna"
'36 yıldır sahneden İnmedim'
îstanbul DT'de 150 sanatçının olduğunu
vurgulayan Gürzap, "Bu kadar oyuncunun
hepsine rol verilemiyor. Bana özel roJ de ver-
mi>T)riar.BulduklanroDennhepsinioynadım.
36yıldır sahnelerdeninmedimki 6 \ikhr çık-
mıyor olacaknuşım. Bana rol bukluklan za-
man o>Tianm. Ama Bakan Bey'in tivatroy-
la, sanatla hiç ilgisi ohnadığı için bir o>ımun
nasdohıştuğunu bflmrvor.Bız sahneye çıkar-
tınz, oynar' demekfc ohnuyor bu iş. Bu, cid-
di bh- sanatör" diye konuştu.
Gürzap, DT'nin yanı sıra özel tiyatrolar-
da görev almasuıın da topluma yapılan bir
kültür hizmerı olduğunu belirterek "Özelti-
yatrolar de>1etdesteği almrs or mu? Bu that-
royagelenlerTürkyurttaşıdeğDmi? Özelti-
yatrotannvenfiğikültür hizmeti değflmi* de-
dı. DT oyunculannın teleMzyon dızilerinde
oynamasının kaliteyi arttırdığını vurgulayan
Gürzap, oyunculann mesleklerini istedikle-
ri yerde yapabileceklerini ve buna yasal bir
engel olrnadığını belirtti.
Tiyatro sanatçılan için en acı vericı duru-
mun sahneye çıkamamak olduğunu belir-
ten Gürzap, "Bakan Bey'in sanatia uzaktan
\akmdan ilgisi ohnadıği için bunu bifc ka\-
ra>anu>w. Ben sahneye çıkmazsam yaşaya-
mam" dedı Bakan Koç'un kanyenyleoy-
nadığını, iddialannın asılsız olduğunu behr-
ten ve "Nasdgüveneceğizbizbubakana" di-
ye soran Gürzap. Koç'u mahkemeye ver-
meye hazırlanıyor.
sanat
özgür
sanattır'
ADANA(OnnhuriyetBürosu)-Kül-
tür ve Turizm Bakanı AtiDa Koç'un
Devlet Tiyatrolan Genel Müdürü Le-
mi Bflgin ı görevden almasıyla Dev-
let Tiyatrolan'nda yaşanan deprem
sürerken dün Adana Devlet Tiyatro-
su önünde de durum protesto edildı.
Adana Seyirci Inisiyatifi adına açık-
lama yapan Muzaffer YükseL Bakan
Koç'un tiyatrolan çalışamaz hale ge-
tirdiğini belirterek "Istifa ermesi gere-
ken, yaraücı, çahşkan tryatro adamla-
n değil, bu mudahaleci zihniyettir"
dedi. Geçen günlerde ıstifa edenve An-
kara Devlet Tiyatrosu'ndaki sanatçı gö-
revine döndüğünü anımsatan ADT
Müdürü Iskender Ahın da yaptığı
açıklamada. Bakan Koç'un, "tstifa-
larmıohnuş?"demesını fantastikve
komik bulduklannı belirtti. Altm,
"DevletTiyatrolan sanatçüannm,ka-
derlerine sahip çıkma kararlıhğuı-
dan başka alternatifi yok. Seyircimi-
zin ve sanatçılanmızm duyaruhğuun
çokanlamholduğuııu düşünüyorum"
diye konuştu.
Aralannda ADD, KESK, Tabıp Oda-
sı, tP, ÖDP, EMEP, Eğitim-Sen ve So-
kak Çocuklan Uçan Balon Tiyatro
Grubu'nun da bulunduğu çok sayıda
demokratik kitle örgütü temsılci ve
üyesinden oluşan "Adana Se\irci tni-
sijıatifi'', sanahn, sanatçının ve tiyat-
rolann polıtik araç olarak kullanılma-
sını protesto ederken inisiyatif adına
açıklamayı okuyan Yüksel şunlan
söyledı: "Çağdaş sanat özgür sanat-
ür. Sanaüve sanatçıyi özgürleştirmez-
seniz,Atatürk'ündedediğigibi 'Ülke-
nın hayat damarlanndan birini kopar-
mışsınızdır". De>1et ThTatrolan kökhı
bir çınardır. Bir yaprağnun bfle kopa-
nhnasma izin \erme\iz. Bu çmar üç-
beş >ıüık makamlarla değil, kendi ba-
şma yıHarca a\akta dimdik duracak-
ür" dedı. Açıkİamanın ardından "Dev-
let Trv-atrosu Çman" adı verilen res-
mın üzerıne Devlet Tiyatrolan'ndan
aynlan sanatçılann adlanmn yazüı ol-
duğu yapraklar yapışnnldı veADT 've
dikilmek üzere üç püren ağacı ıle bir
kucak dolusu gül bırakıldı.
DT'ye
lyönelik
\yıpratıcı
sözler
• Kültür ve
Turizm Bakanı
Atilla Koç'un "6
yıldır sahneye
çıkmıyor" dediği
tiyatro sanatçısı
Can Gürzap,
"Bakan Bey,
sürekli uyumakta
olduğu için
çalışanlarrmn
nerede,
ne yaptıklanndan
haberi
olmuyor" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Tıyatro, Opera, Ba-
le Çalışanlan Yardımlaşma
Vakâ (TOBAV) Yönenm Ku-
rulu üyeleri, Kültür ve Tu-
rizm Bakanı AtiDa Koç'un
dün basında yer alan röpor-
tajında Devlet Tiyatroları
(DT) sanatçılanna "Banka-
matik Sanatçılan" demesi-
ni üzüntüyie karşıladıklannı
bildirdi. Genel müdür vekil-
hğıne yanlış bir atama ya-
pıldığını \oirgulayan yöne-
tim kurulu üyelen, bu ata-
manın meşrulaştınlması için
de DT'ye yönelik yıpratıcı
sözler söylendiğini belirtti.
Yönetim kurulu üyeleri açık-
lamalannda şöyle dedi:
"DT'nin 800 Idsjlik oyııncu
kadrosunda heryılgöre\yap-
mayan en fazla 20 kişhi bu-
labilirsiniz. Bunu. de\ let ku-
nunlan ve bakanhkla karşı-
laştmrsanız oralarda bu ra-
kamın çok daha üstünde gö-
rev yapmay^an insan buhır-
sunuz. Eğer. Sa>ın Bakan bu
konuyu daha önceden büi-
yor ve bundan rahatsızhk du-
yuyor ise neden soruşturma
konulanndanbiri olarak bu-
nu seçmemişti? Sayın Bakan
bu konuyuiçindebulunduğu-
muz ve DT'nm kan kaybet-
tiği bugünkrde kendisineyan-
hşve taraflı bilgiverenlerden
afap basma be\anat\çrrvw. Bu
durum taraflardan biri olan
Bakanlıgm 'Ben suçsuzum'
demek için DT'yi ymratma-
vı dahi göze alabileceğhü mi
gösterh'or?'' Koç'un, DT ya-
sasına aykın atama yapmak-
tan ve DT'nin gündelik bir
dille tartışılmasına olanak
vermekten başka bir şey yap-
madığının vurgulandığı açık-
lamada. kurumda yapılan
yanlışlığın düzeltilmesi ıs-
tendı.
YAZIODASI
SELEVl İLERİ
1
YazıtıamGerek../(1)
Dünya Kitapları Haziran'ı bu yaz yeniden
bastı. Haziran beni çok uzun yıllar öncesine gö-
türdü.
Kıtabın kapağına baktım önce, dalıp gittim.
Selçuk Baran gülümsüyor muydu, mutlu muy-
du, kırgın mıydı, pek anlaşılamıyor. Fakat et-
kileyici bir fotoğraf.
1970'lere döndüm. Tomris ve Turgut Uyar'ın
Etiler'deki evini hatırtamaya çalıştım. Selçuk Ba-
ran'ı orada tanımıştım. Bir ilkyaz sabahıydı. O
zaman vaktimiz ne kadar bolmuş ki, sabahla-
rı buluşabiliyormuşuz...
Tam da sabah değil tabii, kuşluk vakti. Sel-
çuk Baran kuşluk vaktinde Ankara'dan geldi.
Tomris Uyar'ın arkadaşıydı, öyküleryazıyordu.
Ne tuhaf!, uzun boylu bir kadın gibi kalmış
aklımda, ince, uzun, o ilk karşılaşmada. Son-
raki görüşmelerımizde, hele son yıllarda, da-
ha kısa boylu sanki, sankisiz yorgun ve mut-
suz.
Oysa ilkyaz sabahı mutluydu, gençti. Selçuk
Baran güzel bir kadındı. İnce bir yağmurluk var-
dı sırtında. Yağmurluğunu çıkardı; ince biryün-
lü elbise. Gülümsüyordu. Gülümseyişiyle, ro-
man kahramanı bir kadını andınyordu.
Demin öyküleryazıyordu dedim ama, öykü-
ler yazdığını aslında o gün öğreniyordum. Tom-
ris Uyar söylemişti. Şu saptayım da Tomris
Uyar'ın:
"Selçuk Baran 'ın yapıtlannda, büyük serü-
venler, büyük aşklar, büyük ölümler özleyen
kişiler çıkar karşımıza; ne kadar küçük insan-
lar olsalar da."
"Küçük Insan'la söylenmek istenenin, Or-
han Veli'nın şiirindeki, Garip şiirindeki insan ol-
duğunu sanıyorum. Sıradan insan. Herhangi
biri. Büyük çoğunluğun içinde kaybolmuş, siv-
rilememış kişiler...
Armağan llkin de olmalı ilkyaz gününde.
Kuşluk vaktinden akşamüzerıne uzayan, söy-
leşilen bir gündü. Edebiyattan, öyküden, şiir-
den konuşulmuştu. Selçuk Baran çekingendı,
edebiyat konuşulurken. Biraz gecikerek baş-
ladığını düşünüyordu.
Gecikmek-gecikmemek: Demek o yıllarda bu
türden yazınsal sorunlar varmış...
Aslında hikâye sanatıyla haşırneşiriiği eski-
lere dayanıyormuş. Birkaç yıl önce de Yedite-
pe dergisinde bir hikâyesi yayımlanmış.
Sonra Haziran yayımlandı. Yanlış hatırlamı-
yorsam, Selçuk Baran Haziran'ı kendi olanak-
larıyla yayımlamıştı. Otuz yıl önce yayınevleri
yeni bir yazarın eserini yayımlamaktan ürker-
di. Selçuk bir iki yayınevine başvurmuş muy-
du, bılmiyorum.
Kitaplığımda hâlâ durur ilk basım Haziran. Kü-
çük, dar, sevımli bir kitaptır. Adı Haziran'ken,
kapakta siyahlı, eflatunlu, sonbaharçağrışım-
lı bir yaprak.
Selçuk Baran Haziran'ı bana da imzalamış:
"Selim lleri'ye sevgiyle"...
Yakın arkadaş değildik. Zaten Ankara'da ya-
şıyordu. Ünlü bir opera sanatçısıylaevliydi. Is-
tanbul'a arada bir geliyor, yine Tomris Uyar
aracılığıyla görüşüyorduk.
Fakat hep o ilk karşılaşma: İnce, uzun, gü-
zel bir kadın.
Haziran'daki bazı öyküleri okuduktan son-
ra, bu kadının iç dünyası beni şaşırrtı. Hep din-
gin gülümseyen yazar, iç dünyasına kapanıp,
öyküler dile getirdikçe bambaşka biri olup çık-
mıştı.
Haziran'da hüznün ötesinde, daha acı, içe
işleyici öyküler yer alır. "Konuk Odaları"nı,
"Işıklı Pencereter"\, "Kavak Do7ü"nü, "Ceviz
Ağacına Kar Yağıyordu"yu çok severim. Bu öy-
küler bugün de eskimemiştir. Hatta, hem Ha-
ziran, hem öteki Selçuk Baran yapıtları asıl
okuruna, dileyelim ki, bugün ve bugünden
sonra kavuşsun...
Çünkü Selçuk Baran, daha Haziran'la baş-
layarak, geri planda kaldı. Belki de geri plan-
da kalmak istemişti.
Öneriler: Kitap / Gölgede Gezintiler, Behiç
Duygulu, Yeditepe Yayınları, 1970. (Yitik bir
yazarın ince öyküleri.)
K Ü L T Ü R # Ç İ Z İ K
K Â M Î L M A S A R A C I