Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 6 MAYIS 2005 CUMA
8 HABERLERIN DEVAMI
İstanbul
Edirne
Kocaeli
Çanakkale
Izmir
Manisa
Aydın
Denizli
PB
Y
Y
Y
PB
PB
PB
PB
22
24
25
23
27
28
30
29
TUIRKIYE
Sinop Y 17
Samsjjn PB 22
Trabzön
Giresıın
Ankara
Eskiştıhir
Konyc
Sıvas
Zonguldak Y 20 Antal^a PB 27 Kars
PB 18
PB 18
PB 23
Y 22
PB 22
PB 19
Adana
Mersın
Diyarbakır
Şanlıurta
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
B
B
B
B
B
B
PB
PB
23
23
24
26
20
22
15
15
PB 15
Yurdun kuzey ke-
sımlerı parçalı ve çok
bulutlu, Marmara, Batı
Karadenız, Orta Kara-
denız'ın ıç kesımlerı,
Kuzey Ege'nın ıç ke-
sımlerı sağanak ve
gok gurultulu sağanak
yağışlı geçecek Hava
sıcaklığı ıç ve doğu ke-
sımlerde artacak, dığer
yerlerde onemlı bır de-
ğışıklık olmayacak
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Helsınki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
Münıh
Y
PB
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
12
11
14
17
13
12
18
16
15
Berlın
Budapeşte
Madrid
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Y
PB
B
Y
Y
Y
Y
PB
16
20
25
16
17
20
22
26
Zürih Y 12 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tiflis
Kahıre
Y
Y
PB
Y
Y
Y
PB
B
1/
29
28
29
20
24
19
31
B 26
Açık P a r
?
a | 1 b u | ı j t | ı i Sıslı B j l u t l u ^ Çok bulutlu ı Yağmurlu Kariı Gok gurultulu
GUNCEL,CİJNEYT ARCAYUREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Adam Başbakan. Sağ
azından soru yöneltenlere
ıklı bilgi vermesi, en
nahcup olmaması için
son dakika gelişmelerini pilmesi gerekiyor.
Bizimki, Filistin'de birg^zetecinin "Sizikigün-
dür arabuluculuktan söz ğdiyorsunuz ama Israil
Dışişleri Bakanı bunu reddediyor" sorusu karşı-
sında afallıyor.
Gideceği ülkenin siyasetindeki temel öğeleri
dikkate almazsa bir Başbakan, sadece bu soru-
lar karşısında afallamaz. Üstelik örneğin Filistin
sorununun çözümünde AI3D dışında hiçbir ülke-
ye arabuluculuk görevi vormeyen Israil'e gider.
Tarafiaraarabuluculuk ön^rir. Sadece Israil tara-
fındanterslenmez. Filistin iler de Türkiye'nin ara-
buluculuk önerisine değerli bir mal bulmuş gibi
sarılmazlar.
• • *
Israil gezisinden Şaron kârlı çıkan taraf.
RTE'nin özrü anlamına gelen 1 milyar dolarlık bir
anlaşmayı cebine koydu.
Ya Filistin? Başbakanlah Ahmet Kurey, "RTE
buralara geldide ne oldu? 1.5günlükgezinin an-
cak 3 saatini Filistin'e ayırabildi; ziyaretin ağırlığı
Israil'di" diyen eleştirisel demeçler verdi.
Velakin geziye katılan TTE'ye yakın, RTE'ye
yalaka kimseler için Israil «jezisi başarılı mı başa-
rılı. Beyefendi'nin hanımefendileri türbanlı kıya-
fetiyle kamusal alan diye tarif edilen resmi ye-
meklere katılmış; bu duru n, bunlara bizdeki tür-
ban yasağını eleştirme olunağı veriyor.
Dışımızdakiler bu gerçekleri görmezden geli-
yor. Örneğin, "Türkiye her zaman yüzünü Batı'ya
açık tutmuş, kulağını Dotju'ya vermiştir" diyen
Mercedes-Benz'in Başkanı Till Becker, yaşadı-
ğımız sürecin ya farkında değil ya da nezaket
gereği:
Türkiye RTE iktidarında yüzünü Batı'ya çevir-
miş görünürken sadece kulağını değil, aslında,
örneğin siyasal simge türtıanlı politikayla gözü-
nü de Doğu'ya çevirdiğinl söylemiyor.
Başarılı çıkış yapan bif diğer isim kuşkusuz
Bay Bülent Arınç. Ülketjıin kalburüstü onlarca
kurum ve bilim adamının' sayısal ve yasal yetisi
olmasına karşın TBMM'nin Anayasa Mahkeme-
si'ni kapatamayacağını açıklamalarına karşın:
Bay Arınç, söylemlerini savunan biri AKP grup
başkanvekili, diğeri bir başbakan yardımcısı gi-
bi sadece iki müttefik bul arak hiçbir Meclis baş-
kanının erişemediği bir rekora imza attı.
Güncel gelişmelerden anında bilgi sahibi olma-
yan bir diğer kudretli, Dışişleri Bakanı Gül.
TBMM'yi bilgilendirme oplantısındaOnurÖy-
men, "AB'nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Ol-
li Rehn'in "Türkiye'nin Guıney Kıbns'ı tanımadan
3 Ekim'de tam üyelik müzakerelerinin başlama-
yacağını" içeren sözlerinı; değiniyor. Bakan'dan
bu konuda bilgi istiyor. Gı l'den yanıt yok! Neden:
Olli Rehn'in günübirlikyansıyan bu sözlerinden
haberi yok.
Muhalefet yardımı öyfnen'den; Rehn'in De-
utsche VVelle'de yayımlahan bu demecini Gül'e
gönderiyor.
Ama ne fayda? Başımıtdakilerin sözde başa-
rıdan başka bir şeyciği gpzleri görmüyor, kulak-
ları işitmiyor.
.'llk Düzeltilecek Şey!'t II
• Baştarafı Arka Sayfada
viçre'li bir hekimdir. Dah a sonraları ülkesinde ya-
şadığı halde eserini Latince yazmış, Latince ad
koymuştur: 'Explicatio Gravissimae Ouesti-
onis!' Uşenmesem listeyi uzatabilirim, ünlü New-
ton'/n 'Principa Mathernatica's/ vs..."
"...Bunda da şaşılacalk bir yan görmüyorum,
çünkü (buraya dikkat!) ansiklopedinin Latince
maddesine baksanız görürsünüz ki, bu dil, yâ-
ni Hıristiyanlığın 'ümmet dili', taa 18. yy'a ka-
dar, bilgin ve filozoflar arasında, ulusal ötesin-
de de anlaşmayı sağlayan, ortak dil olmuştur.
Arapçanın, Müslüman kavimlerin bilgin ve fi-
lozofları arasında olduju gibi..."
"...Öyleyse dil konusunda düzeltilecek ilk
yanlış, 20. yy. Türkçes ndeki Arap ya da Fars
kökenli kelimelerin, bir saldırı sonucu yerleş-
tiğini sanmak yanlışı..." (Bkz. 'Ulusal Kültür Sa-
vaşı', s. 263-266. Bilgi Yayınevi, 2. Basım. 1988)
Ona da bir göz atarız!
Bu yazı, taa 1982'de yayımlanmıştı; ülkemizde
âdet olduğu üzere, 'öileştirmeci' takımından,
delilli ispatlı cevaplar gel|medi; ya yok saydılar, öy-
le göründüler; ya da, sağda solda dedikodusunu
yaptılar. Halbuki, sadece; Falih Rıfkı Bey'in (Altay)
eserindeki 'Dil Bahsi'ni dkusaydılar, Gâzi'nin nasıl
o 'yan//ş'tan döndüğürjü, nasıl tarihimize, top-
lumumuza ve mirasçısıı olduğumuz medeniyete
sahip çıktığını görecekl^rdi.
Isterseniz, ona da bir göz atarız!
Meraklısı için NOT: Bkz. a) Falih Rıfkı Atay, Çan-
kaya, II Cilt, 10. Bölüm. s. 440/456. Dünya Yayın-
ları, Tarihsiz. b) Attilâ llh;
'Dilin Kemiği Vardır', s. î
Basım. 1998.
ın, 'Ulusal Kültür Savaşı',
I63/290. BilgiYayınevi,2.
ÇORLUCUMOt( YKİOENTOPLANIYOR!
içinde bulundüğumuz koşullarda,
Cumhuriyet görüşü etrafında birlikte hareket etme
kararlılığımızı göstermek istiyor ve yeni
katılımcılarımızı da arc.mızda görmeyi umuyoruz.
"SENGELME2SENBİREKSİĞİZ"
Tarih : 8 Mayıs 2005
Saat : 15.00
lletişim : 0 532 545 9619 / ghosses(«:hotmail.com
Adres : Cep Cafe / Atatürk Heykel Meydanı,
Menekse Sokak No: 4 Çorlu
Geçen hafta Türkiye'de bir ilk yaşandı.
Marmaris Birinci Uluslararası Denizcilik Fes-
tivali'nden söz ediyorum. Iç ve dış siyaset
tartışmaları arasında kaynayıp gitti bence...
Üç tarafı sularla çevrili, dört tane denizi
olan bir ülkede denizcilik festivalinin kayna-
yıp gitmesine şaşılır mı? Burası Türkiye ise
şaşılmaz.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın öncü-
lüğünde düzenlenen festivale Muğla Valili-
ği, Marmaris Kaymakamlığı, Aksaz Deniz
Us Komutanlığı, Marmaris Belediye Baş-
kanlığı da büyük emek verdi.
14 ülkeden gelen gemilerle, yerli yabancı
birçok sporcuyla, dans grupları, tartışma
programları, panelleri, yarışları, eglenceleri,
konserleri, film gösterileriyle göz kamaştıran
bu festival, kapsamı açısından sadece Tür-
kiye için değil Akdeniz için de bir ilkti.
Festivalin amacı şöyle sıralanıyordu:
Yurtiçinde ve yurtdışında Türk denizcili-
ğini tanıtmak.
Denizcilik kültürünün yurt çapında ku-
rumsallaşmasına destek olmak.
Denizcilik alanında faaliyet gösteren ku-
rum ve kuruluşlar ile denizcilik gücünü oluş-
turan birimlerin bir araya gelmesini sağla-
yarak bir deniz ülkesi olan Türkiye'nin de-
nizci ülke olma sürecine katkı sağlamak.
GENİŞ AÇI
HİKMET BİLA
Denizcilik mi?
Festivalin bu amaçlar doğrultusunda
önemli biradım olduğuna kuşku yok. Ama bu
festival bir gerçeği daha ortaya çıkardı: "Üç
tarafı denizlerle çevrili ülkemizde..." diye baş-
layan edebiyatın artık bir işe yaramadığı.
Marmaris'te düzenlenen bir paneldeki
sunumlardan öğrendik ki, 'denizciülke' ol-
manın temel taşı amatör denizcilik konu-
sunda Türkiye, hâlâdünyanın en geri ülke-
lerinden biri. Gördük ki, denize açılmak is-
teyen bir Türk amatör denizcisinin öncesı-
rat köprüsünden geçmesi gerekiyor. Bü-
rokrasisiyle, maliyetleriyle, vergileriyleTürk
insanına adeta, "Karacısın sen, karada kal"
deniyor.
Gazeteci ve amatör denizci Turgay No-
yan'ın verdiği bilgilere göre, KDV'siyle,
OTV'siyle amatör denizcinin ödeyeceği ver-
gi altından kalkılır gibi değil. Noyan, "Tek-
neye Türk bayrağı çekmek yüzde 30 daha
fazla vergi ödemek demektir" diyor.
Denizciliğe meraklı gazeteci-sanatçı ar-
kadaşım Gani Müjde'nin bir anısını hatır-
ladım. "Bir defasında Güney Fransa'dan
Bodrum'a tekneyle geldim. O kadar yolda
Türk bayraklı bir tek tekneye rastlamadım"
diyordu Gani...
Peki, denizler, denizcilik neden bu kadar
önemli?
Nedeni, denizci Osman Atasoy, Marma-
ris'te şöyle özetlliyor:
"Denizler insanı rahatlatır. Denizler insanı
eğitir. Denizciliğin özünde hoşgörü, alçak-
gûnüllülük var. Bahriyeliler daha uyumlu,
anlayışlı, hoşgörülü oluyorlar. Denizdeyaşa-
yan insanlar daha paylaşımcı oluyorlar."
Peki, üç tarafı denizlerle çevrili, dört tane
denizi olan Türkiye'de denizcilik, özellikle de
amatör denizcilik neden hâlâ bu kadar geri?
Denizci Osman Atasoy, "Bazen politika-
cıların teknelere bindirilip uzun deniz yolcu-
luğuna gönderilmeleri gerekir diye düşünü-
yorum" demiş.
Atasoy ne de olsa denizci. Uygar adam.
Denizi sevdirmek için politikacıların tekne-
lerle gezdirilmesini öneriyor. Ben olsam,
"Hepsini Sarayburnu'ndan denize atalım"
derdim.
hikmet.bila@ntv.com.tr
Eski bakanlar Bostancıoğlu ve Tekin TÜBİTAKYasası'na büyük tepki gösterdi:
Erdoğan hınç alıyor
F1RAT KOZOK
ANKARA - TBMM Genel
Kurulu'nda önceki gün kabul
edilen TÜBÎTAK Yasası, eskı
Milli Eğitim bakanlarından da
sert tepki gördü. AKP'nin "dev-
letle inatlaştığını" vurgulayan
Metin Bostancıoğlu. "fktidar,
bilimselliği ortadan kaldır-
nıak için kullanılanıa/" der-
ken, Necdet Tekin, hükümetin
"hınç alırcasına kadrolaştığı-
nı" yurguladı.
TÜBİTAK'ta bilımsel özerk-
liği yok eden yasanın TBMM
Genel Kurulu'nda kabul edilme-
si, eski Milli Eğitim bakanlan-
nın yoğun tepkisiyle karşılaştı.
DSP'li eski Milli Eğitim Bakanı
Bostancıoğlu, hükümetin, devle-
tin bütün kademelerini "AKP'li-
leştirme çabası içinde olduğu-
nu" söyledi. AKP'nin üniversi-
telere ilişkin ilk çalışmalarının
Erkan Munıcu döneminde baş-
ladığını anımsatan Bostancıoğ-
lu, çalışmaların üniversitelerin
direnişi karşısında sonuçsuz kal-
dığını kaydetti. lktidann TÜBİ-
TAK'taki değişikliklerle "bilinıi
'ANAYASA MAHKEMESİNE CİDERİZ1
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TÜBlTAK Yasası'nın Cumhurbaşka-
nı Ahmet Necdet Sezer'den dönmesini bekleyen CHP, hükümetin aynı dü-
zenlemede ısrar etmesi durumunda yasanın ipali için Anayasa Mahkemesi'ne
başvuracak. Yasa, AKP hükümetinin işbaşına gelmesinden sonra Başbakan'a
"bir kereliğine TÜBİTAK Bilim Kurulu üyelerini atama" yetkisi ve-
/ ren geçici yasayı da yürürlükten kaldırıyor. CHP Grup Başkanvekili Ha-
' luk Koç, bu antidemokratik yasaya karşı TBMM'de yoğun muhalefet ettik-
lerine dikkat çekerek Sezer'in yasayla ilgili karannı bekleyeceklerini ifade etti.
Daha önce geçici yasayla ilgili yaptıkları başvuru doğrultusunda Anayasa Mah-
kemesi'nin yürütmeyi durdurma kararı verdiğini anımsatan Koç, "Gelişmelere
göre Anayasa Mahkemesi'ne başvuru hakkımızı kullanacağız" dedi.
siyasetin emrine alma çabala-
rını inatla sürdürdüğüne" dik-
kat çeken Bostancıoğlu, şunları
söyledi: "Devletle inatlaşılmaz.
tktidar, bilimselliği ortadan
kaldırmak için kullanılanıa/.
Daha önce Cumhurbaşanlı-
ğı'ndan dönen yasayı, bu defa
daha ağırlaştırarak uygulama-
sı TÜBİTAK için ve ülkemiz
için iyi olmayacaktır. Anayasa
Mahkemesi'nin buna geçit ver-
meyeceğine inanıyoıum."
Bir başka eski DSP'li Milli
Eğitim Bakanı Tekin de siyasi ik-
tidarlann daha önce de bilimi ve
bilim adamlarını "zapturapt"
altına almak istediğini ancak bu
yöndeki tüm girişimlerin hüsran-
la sonuçlandığını söyledi.
"AKP'nin de adeta hınç alırca-
sına TÜBİTAK'a elini atması,
bu doğruyu kanıtlayacaktır"
diyen Tekin, böyle bır yasanın
"bağışlanamayacağını" vurgu-
ladı. Avrupa'nın gelişmiş ülkele-
rinde TÜBİTAK benzeri kurum-
lar olduğuna işaret eden Tekin,
çeşitli ülkelerdeki bu tür kurum-
ların vakıflar ve ticari kuruluşlar
tarafından yoğun bir şekilde des-
teklendiğini dile getirdi. Tekin,
şunları kaydetti: "Şirketler bu
tür kurumlara çok büyük pa-
ralar veriyorlar ve araştırma
yaptırıyorlar ama aı aştırmayı
yapanlar o ülkedeki en iyi bi-
lim adamları. Başbakan'ın
TÜBİTAK'a getireceği kişiler
ülkeye Nobel Oclülü mü ka/an-
dıracak? Bu konu Başba-
kan'ın işi değil. Sembolik ola-
rak bir üye atayabilir ama esas
olan bilim adamlarının kendi
kendilerini yönetmesidir."
Prof. Dr.
Özdoğan,
"1963
yılından bu
yana
Türkiye'de
bilim
yapıyorum
ancak
zaman
zaman
yaptığım
çalışmalar
'suya yazı
yazmak'
gibi geliyor"
dedi.
Amerikan UlusalBilimlerAkademisi üyeliğine seçilen Prof. Özdoğan:
'Aferin diyen olmadı'
GÖKÇE UYGUN
Amerikan Ulusal Bilimler
Akademişi üyeliğine seçilen
İstanbul Üniversitesi Edebi-
yat Hakültesi Arkeoloji Bölü-
mü PrehistoryaAnabilim Da-
lı Başkanı Prof. Dr. Mehmet
Özdoğan, Türkiye'nin, beyin
gücü potansiyelini kullanma-
yı bilmediğini belirterek
"TÜBİTAK'ta yaşanan son
olaylardan sonra, durum
daha vahim olacak. Bilim
özgür olmalı" dedi.
ABD'nin en prestijli bilim
cemiyeti olan, kendi alanla-
rında orijinal çalışmalar ya-
pan ve bu konuda sürekli ba-
şarılar gösteren bilim adam-
ları ile mühendisleri üyeliğe
seçen Amerika Ulusal Bilim-
ler Akademişi, bu yıl Prof.
Özdoğan da bünyesıne kabul
etti. Bu üyeliğin kendısi için
onur olduğunu söyleyen Oz-
ÖZDOĞAN VE SANCAR'IN BÜYÜK BAŞARISI
NEW YORK (AA) - Prof. Dr. Aziz Sancar ve Prof. Dr.
Mehmet Özdoğan, Amerikan Ulusal BilimlerAkademisi
üyeliğine seçıldi. Kuzey Carolina Üniversitesi Sarah Gra-
ham Kenan Biyokimya ve Biyofizik Programı'nda görev-
li Sancar, dünyanın en prestijli bilim cenııyetlerinden olan
Ulusal Bilimler Akademisi'nin, 142. yıllık çalışma oturu-
munda seçtiği 72 yeni üye arasında yer aldı. IÜ Edebiyat
Fakültesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi öğretım üyelerinden
Prof. Özdoğan ise Akademi'nin yeni üye olarak seçtiği 14
ülkeden 17 yabancı bilim adamı arasına girmeyi başardı.
doğan bunun Türkiye'nin
prestijine de önemli bir katkı
sunacağını belirtti. Özdoğan,
"1963'ten bu yana Türki-
ye'de bilim yapıyorum an-
cak zaman zaman çalışma-
larım 'suya yazı yazmak' gi-
bi geliyor. Bu tür durumlar,
çalışmalara devam etmek
için moral sağlıyor" dedi.
Yurtdışında birçok ödül al-
masına karşın Türkiye'de sa-
dece TÜBA'dan ödül aldığını
anımsatan Özdoğan, "Daha
önce kimse bana 'aferin' de-
medi" ıfadesini kullandı.
Atatürk'ün üniversite refor-
munun önemine değinen Öz-
doğan "Ülkemizdeki beyin
potansiyeli, ekonomik po-
tansiyelden daha iyi. Ama
yönetim modelleri kötü ol-
duğu için bunu dünyaya ak-
taramıyoruz" dedi.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
I Baştarafı 1. Sayfada
2- Almanya-Türkiye ilişkilerinin durumu ve ge-
leceği.
3- Türkiye'nin Ermeni, Kıbrıs ve benzer çev-
reselsorunlarındaAlmanya'nıntakınacağıtavır.
Schröder, Kıbrıs'ta Türkiye'ye verilen sözle-
rin tutulmadığını kabul ettikten sonra, Türki-
ye'nin Güney Kıbrıs'ı tanıma anlamına gelece-
ği tartışılan ek protokolü imzalamasını istedi.
Yani borcumuz borç, alacağımızı hemen öde-
yin!
İki ülke ilişkilerinde ticaretin aleyhimize ge-
liştiğini İSO Başkanı Tanıl Küçük de vurgula-
dı.
Schröder'in Patrikiçin "e/a)mer)/7("tanımı kul-
lanması yakın gelecekte bizden isteneceklerin
habercisi. Ruhban Okulu'nun açılmamasının ra-
hatsızlık yarattığını söyleyen Schröder, Alman-
ya Parlamentosu'nun gündemindeki Ermeni ka-
rar tasarısı için de şu tanımı yaptı:
- Işiniz Tanrı'ya kalmış!
Uyaklı bir dokundurmadan başka yapacak
bir şey yok:
Onun adı Gerhard Schröder
Ne söz verir ne borç öder!
• * •
Almanya'nın bu tutumunun yanı sıra Fransa
ile ilgili gelişmeler de şık değil. Bir süredir içi-
mizdeki Batı'da Türkiye'nin 17 Aralık sonrasın-
da AB hedefini küçülttüğü, gerekenleri yapmak-
ta yavaş davrandığı değerlendirmeleri vardı. Ba-
zı yabancılar da bu yönde görüş ortaya koyu-
yordu.
Ankara kulislerinde bunun nedeni olarak ko-
nuşulanlardan biri şuydu:
Fransa'da mayıs sonunda AB Anayasası için
referandum var. Türkiye'nin öne çıkmaması is-
tendi!
Bu kulis bilgisini geçen günlerde Dışişleri Ba-
kanı Abdullah Gül doğruladı. Dedi ki:
- Brüksel, Fransa'daki referandum sonuçla-
nana dek düşük profil izlememizi istedi. Biz de
bunu makul bulduk. öyle davranıyoruz.
Bunun Türkçesi şu:
Çök denince çök, kalk denince kalk!
• • •
ABD'nin istemleri büyük ölçüde karşılanmış
görünüyor. Ankara'ya gelen Amerikan temsilci-
leri, Incirlik konusunda verdiğimiz destek için bi-
ze teşekkür ettiler.
Ettiler de, biz kamuoyu olarak ne destek ver-
diğimizi bilmiyoruz. Bu konuda hükümet üye-
leriyle gazeteciler arasındaki diyaloğun özeti
şu:
- Incirlik'te ABD'ye ne verdik, ne tür olanak-
lar tanıdık?
"BM ve NATO çerçevesinde verdik..."
- Ne verdik?
"Alınan kararlar doğrultusunda bazı lojistik
olanaklar."
- Bunlar neler?
"Yeni bir şey değil..."
- Eskisi neydi?
"Bilinen konular..."
Ne kadar aydınlatıcı değil mi?
Dış politikamız hiç bu kadar verimli olmamış-
tı.
Ver babam ver!
ankcum ' cumhuriyet.com.tr
EÖlTİM-SEN:AKPtCADROLAŞMASlTOPLUMUTEHDlTEDlYOR
Cumhuriyet tarilıiııin
en kapsamiı kadrolaşması
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Eğitim-Sen Genel
Başkanı Alaaddin Dinçer,
Milli Eğitim Bakanlığfnın
2.5 yılda 33 ilde toplam 1764
okul müdür yardımcısı, 1635
okul müdürü, 269 şube müdü-
rü, 111 milli eğitim müdür
yardımcısı ve 186 milli eğitim
müdürü atadığını bildirdi.
Dinçer, "Milli Eğitim Ba-
kanlığı'ndaki kadrolaşma o
kadar ciddi boyutlara gel-
miştir ki, artık toplumun ge-
leceğini tehdit edecek aşa-
maya ulaşmıştır" dedi.
Eğitim-Sen Genel Başkanı
Dinçer, sendika genel merke-
zinde düzenlediği basın top-
lantısında AKP hükümetinin
2.5 yıllık görev süresi boyun-
ca 33 ildeki kadrolaşmasına
ilişkin sayısal verileri açıkla-
dı. Dinçer, görev değişiklikle-
rinin müdür yardımcılarına
kadar uzandığını ve hüküme-
tin kadrolaşmasını izlemekte
zorlandıklannı söyledi. Din-
çer, "O kadar büyük bir
kadrolaşma söz konusudur.
Aslında biz buna Cumhuri-
yet tarihinin en kapsamlı
kadrolaşması diyebiliriz.
Bunun bir depreme dönüş-
tüğünü ifade etmek istiyo-
rum" diye konuştu.
Yüzde 70'i değiştirüdi
Dinçer, Bilgi Edinme Yasa-
sı aracılığıyla ve örgütlerin-
den aldıkları bilgilere göre,
yaklaşık 25 ilden gelen bilgi-
AKP hükümetinde yönetici olarak atananlar
II \
<ayserı
Mardin
<ırşehir
Balıkesır
Bolu
Zonguldak
Vlaraş
Kütahya
Antalya
Amasya
Tuncelı
isparta
Çanakkale
Bitlis
Nığde
Mersin
Afyon
Erzincan
Bitlis
Kırıkkale
Trabzon
Düzce
Bursa
Sıvas
Edirne
Eskişehlr
Kocaeli
Iğdır
Batman
Giresun
Okul i
Müd.Y. !
100
18
14
165
12
118
64
193
42
193 l
42
17
16
50
36
13
14
50
23
17
60
35
24
65
65
150
15
55
17
Müdür
50
20
22
243
15
76
45
54
145
31
6
16
29
35
56
46
63
12
35
17
87
30
81
40
46
53
156
20
22
8
Şube M.
4
2
4
22
2
7
4
5
30
6
3
9
11
8
10
16
3
10
3
5
15
7
15
7
3
6
5
10
Milli
Eğitim M.Y i
2 !
f\ 5 I
rCîliil ^ I
M$Mİ||f| 3 I
ilJIF 3 *
3 JTM
6 Mi4
U9 y,j
3 JA~
f\ ~ I
iTmraB 12 i
n W f«Sp 4 1
H J fflj 4 I
\ 1 fC 2 1
) j\ v ^ 5 i
7 _J
2 fiL
4 ryJr
2 # T " ; . ı
1 H -1, '••
8 W{
| 4 Jim.a
Milli
Eğitim M
1
6
3
18
6
6
t\ 4
ık ^m is
W 4
f 4
L 6
7
4
5
10
12
6
4
3
5
8
10
î 6
W\
5
/ N 2
Y
1
U
3
\V 2
TOPLAM i. 1683 1559 257
lerin eğitim yöneticilerinin
yaklaşık yüzde 60-70'inın de-
ğiştirildiğini ortaya koyduğu-
nu, İstanbul hariç 80 il milli
eğitim müdürünün değiştiril-
diğini, yerine vekillerin atan-
dığını kaydetti.
Asiller malıkeme kararı ile
göreve döndüğü için bugün
birçokkoltuğun 2-3 sahibi ol-
duğunu dile getiren Dinçer,
Ankara Milli Eğitim Müdür-
lüğü bünyesinde 28 kadro bu-
lunmasına karşın vekâleten
atamalarnedeniyle41 kişinin
görev yaptığım söyledi.
Öğretmenevi müdürleri, il
teftiş kurullarının müdür ve
yardımcıları ile halk eğitim
merkezlerinin yöneticilerinin
büyük bir bölümünün değiş-
tirildiğini ifade eden Dinçer,
toplam 60 bin civanndaki eği-
tim yöneticisinin 15 bine ya-
kınının değiştirildiğinı dile
getirdi. Dinçer, "Eğitim-Sen,
eğitim yöneticilerinin siyasi-
lerin bireysel istek ve tak-
dirlerine göre değil, önce-
den belirlenmiş bilimsel
esaslara göre ve yapılacak
demokratik seçimlerle be-
lirlennıesini savunmakta-
dır" diye konuştu.