17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 14 MAYIS 2005 CUMARTESİ 4 HABERLER Beklenen, içerı- ğinin ne olacağı daha önceden belli olan, yıne de ikti- darı da toplumu da şaşırtan AİHM'nın Öcalan davası ile ilgili kararı üzerine DUNYADA BUGUN ALt SlRMEN Soğukkanlı Olalım basit ama en ilginç ve isabetli yorumu, değerli hukukçu yaptı. Bunlardan birincisi <\lHM'deki Türk yar- gıç Rıza Türmen, öbiirü bu davada Türki- ye'nin dosyasını savunmuş olan Av. Dr. Şükrü Alparslandı. Her ikisi de aynı şeyi söylüyorlardı: - önce kararı, dikkaile okumak gerek. Oysa Türkiye'de gerıel eğilim, kararı oku- yup olasılıkları değerlendirmek yerine, ateşli ve duyguların akla baskın çıktığı tar- tışmalara dalmak oldu Dilerseniz önce, gel şmeleri şöyle kısaca özetleyelim. AİHM Büyük Dairesi, bir nevi temyiz makamı olarak AİHM Birinci Daire- si'nin 2003'te verdiği kararı gözden geçirdi ve Adullah öcalan'ın yargılanması sırasında AİHS 6, 5 ve 3. maddderinin ihlal edildiğini, bu yüzden ortada adil bir yargılama olmadı- ğını yolundaki bidayet kararını onayladı. Kısaca saptanan aykırılıklar şunlar: Mah- kemede askeri yargıç bulunması 6. madde- ye aykırılık olarak kabııl edilmiş. Her ne ka- dar, daha sonra asker yargıç değiştirilmiş- se bile, daha önce ba:?ka bir olayda yeterli görülen değışıklık bu defa görülmemiştir. öte yandan, öcalan'ın tutukluluk süresi- nin uzaması, gözaltında yedi gün süreyle avukatlarıyla görüştürjlmemesi ve bu za- man zarfında savcılaıca alınan ifadelerin mahkemede kullanılnıası, nihayet 17000 sayfalık dosya için 15 gün gibi kısa bir sa- vunma süresi verilmes , hep 5 ve 6. madde ihlalleri olarak kabul ecilmiş bulunmaktadır. Nihayet, her ne kadar Türkiye 1984 yılın- dan beri ölüm cezalaını infaz etmiyor ve sonradan da idamı kadırmış bile olsa, adil olmayan bir yargı sqnucunda öcalan'a ölüm cezası verilmiş cflması da 3. madde- nin ihlali olarak kabul qdilmektedir. önce bir noktayı vurfgulamakta yarar var. öcalan'ın avukatlarının! Türkiye'ye karşı yö- nelttikleri ihlal suçlamajları yalnız bunlarla il- gılı değil. Ama kabul edilenden daha çok talep Büyük Daire tarafından reddedilmiştir. Reddedilenler arasında, hele bir yakalan- ma hali ile ilgili talep var ki, eğer kabul edil- miş olsaydı, eski hale iade, yani öcalan'ın yakalandığı yere gönderilmesi gerekebilirdi. Sonra son kararda,foazımaddelerin ihlali ile ilgili olarak, 1. Daırelkararındakinden çok daha fazla muhalefet serhi bulunmaktadır. iki Yani bir kısım de- ğerli yargıçlar, ki- mi iddiaları ge- çerli bulmadıkla- rını belirtmişler- dir. • •• Bir başka nok- tayı daha gözden uzak tutmayalım. Bu dava başlamadan önce de, DGM'le- rin anlamsızlığı, örgütlü suçları kovuştur- makta da bir işe yaramadığı, askeri hâkimin varlığının sakıncaları çok yazılıp çizilmedi mi? Bu dava başlamadan önce ölüm cezası- nın kaldırılması gerektiği, bunun Türkiye'nin başını ağrıtacağı söylenmedi mi? Şimdi bütün bunları unutup AlHM'nin öcalan ile ilgili kararında, daha önce başka ülkeler için verdiği kararlara atıfta bulundu- ğunu görmezden gelerek olayı yalnızca si- yasi bir tavır olarak yorumlamak bilmem ki, ne derecede doğrudur? AlHM'nin kararı kesin. Şimdi Bakanlar Komitesi, kararın gereğini yerine getirmek için Türkiye'nin ne yaptığını denetleyecek. Ancak yukarıda sözünü ettiğim iki değerli hukukçunun dediği gibi, Türkiye her şey- den önce kararı iyi okuyup, soğukkanlı ol- malıdır. Değerli hukukçu Rıza Türmen'in belirttiği, Sayın Şükrü Alparslan'ın da vurguladığı gi- bi mahkeme kararında yeni bir öğe de var. Davanın yeniden görülmesi veya dosyanın yeniden açılması gibi iki şık serdedilmiş bu- lunmaktadır. Kısacası ilk bakışta, illa yeniden yargıla- yacaksınız diye tek bir seçenek olmadığı iz- lenimi edinilmektedir. Türkiye olayı iyi inceleyip, soğukkanlı yaklaşarak gerekli önlemleri almak duru- mundadır. • •• ÖMER KAVUR'A SAYGI Değerli sinemacımız Ömer Kavur'u genç sayılabilecek bir yaşta yitirdik. Kendısini Paris'te okuduğu 196O'lı yıllar- da tanıdım. Sinemamızda, kendisine seçkin ve özgün bir yer edinmiş olan, birçok uius- larası ödülü bulunan ömer Kavur sanatının yani sıra, alçakgönüllü, böbürlenmeyi değil sevmemek, aklına bile getiremeyen, olayla- ra yüzeysel yaklaşmayan, çok yönlü, müs- tesna bir insandı. Bu tür sanatçılar da, bu tür "ADAM"\ar da kolay yetişmiyor, anısı önünde saygı ile eğiliyorum. [email protected] AKP'den önce 4 yılda 200 atama yapılan derse, son 2.5 yılda 3 bin 22 öğretmen atandı Din kültürü rekoruFIRATKOZOK ANKARA-AKP'ninikti- dara gelmesınden bu yana dın kültürü ve ahlak bılgısi öğret- menliğine yapılan atamalar- cto'rekorkırıldı" 1999,2000, 2001 ve 2002 öğretmen ata- malannda toplam 200 öğret- menin atandığı branşa son 2.5 yılda toplam 3 bin 22 öğret- men atandı. Atamalarda da- ha önce 29. sırada yer alan ders, AKP hükümetiyle bir- likte en çok atama yapılan 5'incibranş oldu. Cumhuriyet'in, son 6 yı- • 1999, 2000, 2001 ve 2002 yıllarmda toplam 200 öğretmen atanan din kültürü ve ahlak bilgisi dersine, AKP'nin iktidara gelmesinden sonra rekor düzeyde atama yapıldı. 2003, 2004 ve 2005'in ilk atama döneminde toplam 3 bin 22 din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni atandı. lın öğretmen atamalarına ılış- ma yapıldı. Bu 4 yıliçerisin- 1051 öğretmenin atandığı kın Milli Eğıtim Bakanlığı venlerinden derlediğı bilgıler, AKP hükümeti döneminde dın kültürü ve ahlak bilgisi dersine yapılan öğretmen ata- malarındaki "rekoru" orta- ya çıkardı. Buna göre, 1999, 2000 ve 2001 yıllannda dın kültürü ve ahlak bılgısi bran- şına hıç öğretmen atanmaz- ken 2002'de toplam 200 ata- de en fazla atama yapılan branşlar, sınıf öğretmenhğı, Ingılızce, matematık ve Türk dili ve edebiyatı olurken; din kültürü ve ahlak bilgisi, 62 branş arasında 29'uncu sıra- da yer aldı Dın kültürü ve ahlak bilgi- si dersine yapılan atamalar AKP hükümetiyle birlikte tır- mandı 2003'te 1470,2004'te branşa, 2005'in ilk atama dö- neminde de 501 kadro açıl- dı. Böylece son 2.5 yılda bu branşa toplam 3 bin 22 öğret- men atanmış oldu. Aynı dö- nemde sınıf öğretmenlığine 11 bin 759, Ingilızceye 6 bin 419, Turkçeye 4 bin 672, bil- gisayara da 3 bin 53 öğretmen atanırken din kültürü ve ah- lak bilgisi en fazla atama ya- pılan 5. branş oldu. Eğitim-Sen Genel Başka- nı Alaaddin Dinçer, atama- lara, diğer kurumlardan ge- çenlerin de dahil edilmesi du- rumunda sayının 4 bini bula- cağını söyledi. Dinçer, "Bubir ihtiyacın üzerine geliştirilen çalışma mıdır? Evet ama, AKP'nin eğitimdeki gerici kadrolaşma ihtiyacımn gide- rilmesineyönelikbir çaJışma- dır.Buveıîlerin kendisibileso- nuçlan ilibanyla MEB'deya- şananırkçı-gericikadrolaşma- yıgöstermesi bakunından an- lamlıdır" diye konuştu. Namadı okul töreni Meclis gündeminde ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) - Ankara'da Özel Ceceli llköğretim Okulu'nun kuruluşunun 10. yıldönümü nedenıyle Mıllı Eğıtim Bakanı Hüseyin Çelik'in eşi Şahsenem Çelik ve Özel Oğretim Kurumlan Genel Müdürü Cenıal Taşar'ın da katılımıyla Hüseyin Bayındır düzenlenen ve öğrencilerin toplu namaz kıldığı, ilahiler okuduğu tören Meclis gündemine taşındı. CHP Kırşehır Milletvekili Hüseyin Baymdır, Milli Eğitinı Bakam Hüseyin Çelik'in yanıtlaması istemıyle TBMM Başkanlığı'na verdiği önergede Çelık'e gösterının metninın bakanlığın ilgili bınmlen tarafından ıncelenip ıncelenmediğinı sordu. "Eğer incelenmişse, hangi gerekçelerle müsaade edilmiştir?" dıyen Bayındır, Bakan Çelik'e şu sorulan yönelttı: • Bu gösteri hakkında başlatılan herhangı bir ınceleme var mıdır'? • Bu gösterinın tümünün video kaydının tarafıma ulaştınlması mümkün müdür? Belediye otobüsünde türban mitingi afîşi ANKARA(ANKA)- Ankara'da kent ici toplu taşım hızmeti veren, Büyükşehir Belediyesfne bağlı EGO'ya aıt otobüslere, "Beyaz Buluşma" adı altında gerçekleştirilecek türban eylemıne yurttaşların çağrıldığı Melih afişler asıldı. Belediye otobüslerine asılan resmi kaşelı afişlerde, "Inanca saygı, başörtüsüne özgürlük" sloganı yer aldı. Yurttaşların yarın Sıhhiye'de yapılacak Beyaz Buluşma'ya katılmaya çağrıldığı afişte, "Herkesin inandığı ^e '< ''t 'e yaşayabümesi ge ı x ^ğini, kimsenin kıyafetinden dolayı öğrenim ve çalışma kısıtlannıayacağını düşünüyorsanız" ıfadelen yer aldı. Gökçek Türbanlı gençlerin yanında bir de başı açık genç kız resminin bulunduğu afişte, beyaz güvercinlere yerverildi. 11 Mayıs'ta otobüslere asılan afiş, mitingin yapılacağı 15 Mayıs'a kadar otobüslerde yer alacak. BASARI MAXIMUM KART İLE TAM 12'DEN VURUN Sarrsung cep telefonlan Maximum Kart'a özel 12 taksit avantajı ile tüm Başan bayilerinde 12TAKSİT tĞNELt FIRÇA ZAFER TEMOÇtN GİT/vı^K Ü /ÜRKİVE"İÇ BEVFE'NPİ...ER/V\gN| AVANTADUİ IAAINI TAN , AMA EMjNPA pA S- \ YAK&O-ANMftMNI ON / V _ | KAfiAÇ ALDı AW\f\/ &U SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR Öcalan Davası ve Küçük Hesaplar w ww.maxim E720 E330 D500 www.basarl.coin.tr m suresifice bftkım onajim gtivettctiSJiıdmilı Kdinpdoya Jt Mayus 2Ü05 tarHılm 1 kudtu tifrçttfil vtı stıtKlarift wnırlKİ« um.com.tr I 444 02 02 Abdullah Öcalan'la ilgili Avrupa Insan Hakları Mahkemesı'nin kara- rı, siyasi bir karar mıdır, hukuki bir karar mı? Konunun uzmanlarını dinliyorum, hepsı bunun hukuki bir karar olduğunu belirtıyorlar. Bun- dan önce de başka ülkelerın ben- zer kararlarla yüz yüze geldiğini uz- manlardan öğrenıyoruz. örneğin In- giltere'nin bir IRA militanı için de benzer bir kararla yüz yüze geldiği- ni ve yeniden yargılanma yoluna gittiğı anlatıldı. CHP Genel Başkanı Deniz Bay- kal'ı izliyorum. Hükümeti becerik- sızlıkle suçluyor. Türkiye'nin büyük bir devlet olduğunu, bu kararın uy- gulanmaması için birçok şey yapı- labileceğini belırtiyor. Türkiye'nin bu kararı kabul etmemesi yönünde bir kampanya başlatmak için iç kamu- oyuna mesajlar verıyor. Yeniden uzmanlara kulak veriyo- rum, Türkiye'nin böyle bir yola gir- mesinin mümkün olmadığına dik- kat çekıyorlar. Hükumetın tutumu da topu taca atmak şeklinde bir görünüm verıyor. öcalan'ın yargılanmasını engelle- yecek mevzuatı değiştırerek yargıç- ların işini kolaylaştırmak yerine, yü- kü yargıçların sırtına vurmayı tercih ediyor. ••• Abdullah öcalan'la ilgili dosyanın yeniden açılması veya yeniden yar- gılanma yoluna gidilmesi neden bu kadar büyütülüyor? Sonuç olarak yeniden yargılanmaya yönelik bir hukuki süreç söz konusu. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, bu ka- rarın uygulanıp uygulanmaması ko- nusunda bir karar verecek. Bu ka- rardan sonra yapılacak fazla bir şey kalmıyor. Şimdi anlamsız yeni bir tartışma daha başlamış bulunuyor. Yürürlük- teki mevzuat öcalan'ın yeniden yargılanmasına engel mi, değil mi? Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e ve bazı hukukçulara göre engel. Bu mevzuat varken yeniden yargılama yapılamaz. Hükümete göre ise yürüriükteki mevzuata gö- re karar hakkı yargıçlara aittir. Hükümetin ne demek istediği an- laşılabilmiş değil. Eğer Avrupa Kon- seyi Bakanlar Komitesi yeniden yargılanma yönünde bir karar alır- sa, Türkiye bunu nasıl yargıçlara bı- rakacak? Yargıçlar, yürüriükteki mevzuat yeniden yargılanmaya uy- gun değil derlerse ne olacak? ••• Her konuyu olduğu gibi bu konu- yu da Batı'yla bir çatışma, güç ya- rıştırma alanına çekmeye çalışaca- ğımız anlaşılıyor. "AB bizi kasıtlı olarak zor duruma sokmak için böyle davranıyor" diyenler yüksek sesle bağırıyorlar. Hükümet ise mil- liyetçi iç kamuoyunun korkusu için- de kararsız bir tavır alıyor. İç milli- yetçi kamuoyuna seslenmeyi de ih- mal etmiyor. Benim tahminim bu hukuki süre- cin er ya da geç kabul edilip hukuki işlemlerin eninde sonunda yerine getirileceği yönünde. Çünkü Avru- pa Insan Hakları Mahkemesi'nin benzer olaylarda verdiği yeniden yargılama kararları sonuç olarak birçok Avrupa ülkesi tarafından ka- bul edilip uygulanmış. Türkiye, bu konuda istisna tutulmayacaktır. ••• Iş bu kadar büyütülmese, normal süreç kendi normal kanalları içinde yürüse bir sorun kalmayacak. An- cak, maalesef Türkiye'de birçok konu, iç kamuoyunda Batı'yla bir bilek güreşi gibi algılanıyor ve an- lamsız bir gerginlik yaratılıyor. Zina tartışmasını hatırlayın. "Yok efendim onlar ne karışıyorlar" tü- ründen efelenmeler yapıldı. Sonuç ne oldu.. böyle bir kanun maddesi Türk Ceza Kanunu'na eklenemedi. Şimdi de, sonunda kabul edeceği- mizi baştan kabul etsek, usul ek- sikliklerini giderip bu işi de büyük bir siyasi mesele haline dönüştür- mesek, bundan en çok Türkiye kâr- lı çıkacak. Görünen o ki bu yapılamayacak ve Abdullah öcalan'ın yeniden yar- gılanması dünya çapında yeniden bir büyük sorun haline dönüştürü- lecek, işin içine ilgili ilgisiz herkesin girmesi sağlanacak ve sonunda da yapılması gereken yapılacak. An- cak, iç kamuoyu ve dünya bu ko- nuyu yeniden aylarca gündeminde tutacak. Böyle bir süreçten Türki- ye'nin ne kazancı olabilir? Biz neden bir türlü aklıselim yolu- nu bulamıyoruz?..
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear