23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 13 MART 2005 PAZAR DİZİ S. Aldanır, 'Yeterince atışmış olmadığımdan Efendim şiirin pek yüz vermediklerindenim' diyor ' Şiirşairinefendisidir'- Melitı Cevdet'le aranız ııasıldı? ALDANIR-Ankara Lisesi'nden söz açan kişinin; okul ve sınıf arkadaşlan olan, son- ralan çok çok ünlü şaırler Orhan'dan, Ok- tay'dan, Melih'ten yana anılarını belırtme- mesi olacak şey mi! Orhan Velı Kanık, Ok- tay Rifat Horozcu bir üst sınıftan, Melih Cevdet Anday ıse sınıf ve de sıra arkadaş- lanmdı. Kanımız pek uyuşmayan Oktay bir yana, Orhan yaşadığım bunca yıl içinde ta- nıdığım, daha çocuk yaşında tam tamına adam olan bir dostum olmuştur. Melih'e geleceğim; onuncu sınıfın sıra arkadaşlığından başlayarak sınıfımızın o sa- nşın çocuğuyla kâh boğaz boğaza, kâh ku- cak kucağa ve nihayet ölümüne kadar küs kaldığıınızböylesi garıp ilişkiyi başka arka- daşlanmla ve ömrüm boyunca tanıştığım hiçbir kişiyle yaşamadım. Takma adla şiır yaz- dığımı çok sonralan öğrenenler arasın- daolanMelih'in, o günlerin birin- \ de bir kalabalı- ğın içinde "Sen şakıı şakır şiir yazıyormuşsun da haberimiz yok"lu sataşma- sı, cehennemin bütün sularınınba- şımdanaşağıboşal- masına neden olmuş- tur. Alaycı tabiatını iyi bil- dığim Melih'ın "Şakır şakır şiir yazıyor- muşsun" sözündeki o ipince ayarlı alayına yanıtım kadar, o yanıtımı şıirle uygulamam, insafı çok aşacak kadar sert olmuştu; "Evet, şiir yazıyorum ya, scniıı şu şimdi hak cttiğin şiiri yazarsam, sana bunu tövbe ettirecegimi de bil ve bana kıznıaya da kalkışma rı h çıkış- mam üzerine yanımdan tez uzaklaşmıştı. Fotoğrafşiiri nitekim Melih'i çileden çıkar- mamda az başanlı olmadı. Fakat, o yıllarda yayımlanan bir kıtabımın önsözünde, öyle- si bir fotoğraf motoğraf olmadığı gibi, Me- lih'in en onurlu dostlanm arasında olduğu- nu belirtmem Melih'ın ateşını söndürmeye yetmiş olsa da o yazı aramızdaki buruklu- ğu ölünceye kadar önleyemedı. EFENDİM ŞİİRLE YETERİNCE AT1ŞMADIM - Bu döneminiz- denasılbirhesap- laşnıa içindesi- niz? ALDANIR - Madem ki, şair yanımı faş'etti- niz; buluşma- mızbundanötü- rü oldu madem ki; gelin, şu söyle- şimizi de, hâlâ ne- yın nesi olduğunu bi- lemediğim halde, yıne şi- irle bitirelim. Şıır, aklımın, duygularımın erebıldiğince şiir, bin cefalarla dolu, buyru- ğu altında, ölünceye kadar tam sadakatle hızmetınde bulunduğu halde; huyunu, suyu- nu, cinsiyetini öğrenemeden ölüp gittiğı, tam antika Efendi'sidir şainn. En önemli şairler, Efendi'runbirazcıkyüz verdiği en şanslı hizmetkârlarrndan başka- ları değıl. Aramızda kalsın, kalmasm; ben, Efendi'nın pek fazla yüz vermedıklerınde- nim. Şundan olsa gerek: Efendı'yı yazmak- tan çok, onun şurasıyla, burasıyla, dahası ora- sryla uğraşmayı sürdürmem yüzünden Efen- di'nın kalayını yemış olacağım. Sevgılı Ataç'la bile, Efendim şıirle olduğunca yüz göz olacak kadar atışmış değılim. CEMAL SÜREYANIN BİLMEDİKLERİ Şu kocaman ömür boyunca Efendi'yle tanı- şıp ıtişmem, bu Efendı hakkm- da başkalarıy- la tartışmaya gerekbırakma- dı herhalde. Şu efendilerinefen- dısıyle böylesı ilişkıleri ele alarak yayımladığım "Bin ICefalarEtee"adlışiir denememi, şiırlerinden çok güzel bir yazısıyla bir güzel teneke çalarak beğenmediğini belirten, Yüce Tannmızın rahmeti ona çok olsun, yıtirdığimız şairle- rimizden Cenıal Süreya'nın da şıır hakkın- da bilemediklerı benden de kat kat fazla imiş. Yine de söyleyeyim; o şiirler, Efendimiz- le yaptığım tartışmalarımın denemesıdır. Yi- ne, kaç kez yazdım, söyledrm; ben şiirleri- mi başka şıirlerden, düzyazılardan etkile- nerek yazanlardanım. Rahmetli şaır Süre- ya'nın, o bır güzel tefe alarak beğenmedi- ğini belirttiği denemeler, beki de onun, o sı- ralarda beğendiğün şiırlerınden etkilenerek yazdıklarımdır. t •> G izemli şair S. Aldanır, 'Sabır taşıran politikacıların tüm hırpalamasına rağmen Cumhuriyetimizin hâlâ var olması Atatürk'ün ülkemize el değdirmiş olmasındandır' diyor. Dünyayı uyandıracak şiiryazılmadığını söyleyen Aldanır, "Şairlerin hepsi ülkelerinin şiirini yazdılar, Nâzım Hikmet, Türkiye şiiri sahibi tek vatan şairidir. önerdiğim şiir ise vatanı dünya değil, dünyayı vatan bilen şiirdir" dedi. LBakiSüha Edipoğlu, 2. Şahap Sıtkı Irtel, 3. Necati Cumalı, 4 Cahit Sıtkı Tarancı, 5. S. Aldanır, 6. Numan Bayçın. Dünyayı uyandıracak şiiri kim yazacak? Atatürk adına layık lider dünyaya gelmedi - Atatürk'e nasıl bakıyorsunuz? ALDANIR - Yayına başlamasından bu yana, aydınlığa saldırılara karşı koymayı sürdüren bir gazetenin mensubu gazetecilersiniz. Öteki gazetecilerle farkınız büyük. Ulkemiz için düşündüklerimi de istemeye en haklı olan aydmlarsınız. Dünyamızın en bereketli havasına, suyuna, toprağına ve bir zamanlar en değerli liderine sahip olmuş bulunan ülkemiz, sonraları her defasında sabır çatlatan politikacılarıyla hep kaş göz arasında az buz hırpalanmış değil. Bütün bu hırpalanmalara karşın cumhuriyetimizin hâlâ var olan görüntüsü, o ilk liderin ülkemize el değdirmiş olmasındandır. Siyasette, yönetimde, askerlikte, bilimde, sanatta kimı yabancı hormonlu liderlere, hormonlu başörtüsünden başka bir şey olmayan türbanlı kızlanmıza ve Atatürk adına akıllan takılan kimi aydın kişilere söyleyiniz; sivil, asker kökenli liderlere de söyleyiniz; Atatürk adına layık lider, ülkemize bir daha nasip olmadı; dünyamıza bile. KİMYACI Atatürk adamdı Adam gibi Adamsız bir ülkeyi Adam etti Adam gibi Mal-mülksüz Çoluk-çocuksuz Gitti Adam gibi Madımak Hangi Sıvaslıyla tokalaşsam kucaklaşsam Hangi Sıvaslıyla Ta Hamburg'da ta Londra'da Yanıkyamk kokuyor hâlâ üstü-başı Ben nasıl Müslüman olabilirim hâlâ Namaz nasıl kılabilirim Kokunun bu en beter mekruhuyla Tavla Şampiyonu Yaşasın Kazandınız bupartiyi de Oyun üstüne oyun Mars üstüne mars yaptımz Her elde en güç kapıları açtınız Yok ustahğımza diyecek Ne güzel de geliyor zarınız Memleket gibi hepyek Vatan gibi düşeş Millet gibi gele - Ekleyeceğiniz bir şey var mı? ALDANIR - Aydın kafanın ve yüreğin elçıleri siz sevgılı gazeteciler; yaşlı bir şairin dileğıni her yaşta- ki ve elinızden geldığince her ülkedekı en değerli şa- irlere ıletin. Mısralanna her türden kuş kondurarak yazdıklan, yüzyıllardan beri nice sevgiyle kucakladığımız duy- gulandıncı, öfkelendınci yerlı, yabancı güzel şiirler, atom bombalı, her tür edepsız silahlı dünyamıza çok çok lüks kalıyor artık. Lukianos'culuk oynamıyo- rum; yüzyıllardan bu yana ınandığınuz, ölümüne bağ- landığımızın tamamına yakın çoğunun hava cıva ol- duklanna; o inançlann, âdetlenn, kavramların, halk deyimiyle "insanlığı kafaya aldıklanna'' dünyamızı uyandıracak şıırı, o en değerli deyişlerıyle insana ar- tık armağan etmelennı önerin. Dışarda, bızde ölen-kalan çok değerli şairler bu şı- ıri yazmadılar. Yazamazlardı da. Çünkü, dışardaki ıçerdeki değer- li şairlerin hepsi ülkelennın şiirini yazdılar. O şiiri, ör- neğın Nâzım Hikmet hıç yazmazdı. En komik vatan haınlığı suçlamasıyla, dınsine, ölüsüne bunca eziyet ettiğımiz Nâzım, Türkiye şiiri sahibi tek vatan şairi- dir. Önerdiğim şiir ise vatanı dünya değıl, dünyayı va- tan bılen şiirdir. - Şair değil. - Sözünü ettığım şiiri dı- şarda genç tngılız şairlen; bizde, şiirleri salt ınsan olan IsmetÖzel armağan edebılir dünyamıza. O şiire, tam yakın olmasa da şurada bir örnek daha vereceğım: Doğaya Demeç Evet biz sonradan görme biz evet sonradan olnta Siz atadan babadan görme evet Siz hepiniz ağa biz yanaşma Evetyürek ister akıl ister size güvenmeye dayanmaya Uçak havaya Vapur denize Vatan toprağa Şiir lagalugaya ALDANIR 'sa havacıvaya Evet aldanırsa Gerekli bilgi: Ataç'ın yedek subaylık hakkı varken r olması, aıleden erkek evlatlann çoğunun savaşlar- la yıtırılmesı nedenıyle, askerlikten uzak tutmak için babasının lstanbul'dan uzaklaştırmasındandır. Fotoğraf Bir resmim geçti elime Sınıf arkadaşlanmla çekilmiş Ben kime içerlemisim bu kadar yine Öyle bir hal var kiyüzümde Olsam olsam daha onyedisinde Bir şey ki beni her zaman deli eder Belli ki yalvar-yakar zorla çağrılmışım çekime Yine üstünde bütün uşaklığı Melih 'in Valinin oğluyine en önde Daha Ankara Lisesi'nde. Gerekliaçıklama: Böyle bir fotoğrafın olmadığını, bır öfke sonucu bu şiirin yazıldığını, ikisı de sınıf ar- kadaşlarım olan Melih'ın ve Ankara Valisi'nin oğlu Haldun Tandoğan'ın en onurlu dostlanm arasında olduklarını, şurada ve daha öncekı yazılarımda üstüne basa basa belırtmıştım. BÎTTİ PAZAR ORHAN BURSALI Askeri Ulusal Teknoloji Ordu, kullandığı teknolojinin en azından anahtar noktalarda ulusal olmasını istiyor.. Harp Akademileri Komutanlığı'nın iki gün süren "Gelişen bilgi teknolo- jisı ile güvenlik politikası ve stratejileri arasında etki- leşim ve yönlendirme sempozyumu"ndan çıkan önemli bır mesaj buydu. Sempozyumda, küresel dünyanın ana bileşeni ve itici gücü olan bilgi teknolojileri, bu defa askeri açı- dan ele alındı. Bilgi teknolojilerinin, sivil hayatta ve eko- nomide yarattığı sonuçlara kıyasla "askeri dünya "da yol açtığı değişıkliklerın etki gücü, abartmadan söy- lersek birkaç kat fazladır. Sempozyumda bilgi tekno- lojilerini bu açıdan irdeleyen bildirilerde, orduların dü- zeninin, savaş strateji ve taktiklerinin; düşman, cep- he, silah, hedef, muharebe gibi onlarca askeri kavra- mın nasıl değiştiği vurgulandı. Sempozyumda, askerler, ulusların var olma mü- cadelesine etkisi açısından, bilim ve teknolojinin öne- mi konusunda çok yüksek bir duyarlılık ve bilinç dü- zeyi sergiledi. Üstelik, siyasi "elit"le mukayese edile- meyecek şekılde! • • • Sempozyumu izlerken bunun çok basit nedenini dü- şündüm: Asker, "rakipleriyle" mücadelede, en azın- dan aynı düzlemde kalmak zorunda. Bilim ve tek- nolojinin askeri alanda yol açtığı bütün değişimleri iz- leyemez, sürekli bu değişimlere uyumluluk gösterme çabası içinde olmaz, donanımlarını buna göre yeni- lemez, insan kalitesini buna göre yeniden biçimlen- dirmez ve bilgi teknolojilerinin yarattığı tehdit ve fır- satları değerlendirmezse.. açıktır ki geri kalır, rekabe- ti (caydırıcılığını!) ve ülkeyi savunma yeteneğini yitirir, savaşı ise haydi haydi! Aslında, aynı mantık, siyasi alanda, ekonomi ve ülke yönetımi için de geçerlıdir. Bilim ve teknolojide yetkinlik kazanamamış ülke ve ekonomilerin yüksek rekabet şansı, geçmişte yoktu, bugün hele hiç yok. Ülkenin net ve etkin gücünün temel bileşimini, bilim ve teknolojide yetkinliği, üretici ve kendisini yenileyi- ci kapasitesi oluşturuyor. Bu yetkinlik, sadece yenilikçi ve katma değer üre- timi yüksek bir ekonomınin yaratılması anlamına gel- miyor. Bu yetkinlik, ayrıca, kültürel olarak, herdüzey- de yönetim ve eğitım felsefesine temel bileşik girdi ola- rak nitelikli etki yapıyor! Burada, ülkemiz açısından temel sorun şu: Bu küresel gerçeğı en çok, seçimlerle iktidara gelen si- yasilerin bilmesi ve ülkeyi buna göre organize etme- si gerekmiyor mu? Neden askerdeki bu yüksek du- yarlık, siyaset dünyamızda bulunmuyor? ••• Asker, bugünkü dünyayı nasıl görüyor? "Küresel ortamı sürekli rekabet ve sürekli kriz or- tamı olarak görüyorum. Bu dünyada teröre, bağnaz- lığa, açlık ve sefalete, cahilliğe, suç örgütlerine ve uyuş- turucu mafyalanna, emperyalizme, baskı vehegemon- yalara karşı savaşlar devam eder, çözüm getireme- yen uluslar ve toplumlar arası uzlaşmazlıklar sürüp giderken birbarış ortamının varlığından sözedilebi- lir mi? Çok uzaklardaki olaylardan bile etkileniliyor- sa, güvenliğin boyutlan her alanı kapsıyorsa, savaş devlet dışı aktörlerin işi olmuşsa, düşmanın ne za- man ve nerede saldıracağı, kimin doğru ve kimin ya- lan söylediği bilinemiyorsa, huzuriçinde olmakmüm- kün mü? Uluslararası hukukun yaptırım gücünün bu- lunmadığı.. kıtle imha silahlarının yayıldığı, yannların pek kestirilemediği bu dünyada tedirginlik duyma- dan yaşanabilir mi?.. Teknolojik, ekonomik ve poli- tik bağımlılıklann giderek artmasına paralel büyüyen hassasiyet ve zafiyetlerimizin verdiği endişe ile her- kes ve bütün devletler 'en guard' durumunda (tetik- te) yatıp kalkıyorlar..." Emekli Korgeneral Şadi Ergüvenç, bu sözlerin- den sonra "Bilgi teknolojilerindeki gelişmelerin birso- nucu olarak barış, kriz ve savaş ortamlannın birbirin- den kesin hatlarla aynlabileceğini sanmıyorum " yar- gısına varıyordu. • •• Sempozyum bildirilerindeki ana fikirlere, Cumhuri- yet Bilim Teknik'te genişçe yer vereceğiz. Burada Harp Akademileri Komutanı Hv. Orgeneral Faruk Cö- mert'in şu sözleri, Ordu'nun bilim ve teknoloji duyar- lığı konusunda bir fıkir veriyor: "Ülkelerin sahip oldu- ğu bilimsel ve teknolojik güç, silahlı kuvvetlerin et- kinliğinde 'kuvvet çarpanı' haline gelmiş bulunmak- tadır." Asker, kendi savunma yeteneğinin, ülkenin bilim- sel ve teknolojik yetkinliğine ne kadar bağlı olduğu- nun bilincinde.. Cömert, Türkiye Cumhuriyeti'nın varlığını sürdüre- bilmesi için çağdaş dünya ile bilim ve teknoloji ala- nında yarışır olmasını zorunluluk olarak görecek, si- lah sistemleri ve elektronik harp uygulamalarında kul- lanılan sistem yazılımlarının ulusal olmasının önemi- ni vurgulayacaktı.. Ordu'da bu yönde bir dönüşüm, zaten epeydir baş- lamışdurumdadır... obursali(a cumhuriyet.com.tr. Livaneli Stuttgart Operası'nda • ANKARA (ANKA) - CHP'den istifa eden Zülfu Livaneli'nin "Engereğin Gözündeki Kamaşma" adlı romanı, Almanya'da Stuttgart Operası tarafından 80 kişilik bir kadroyla sahnelenecek. Operayı hazırlayan bestecılerin, Livaneli'yi Istanbul'da ziyaret edip romanın geçtiği Topkapı Sarayı'nı gezdikleri öğrenildi. Isabelle Jesemann, Johannes Knecht ve Konstantinos Bafas tarafından bestelenen Livaneli'nin eseri 1997 yılında "Balkan Edebıyat Ödülü"nü kazandı. Başta Kore dili olmak üzere birçok dıle çevrilen kitap, Yunanıstan, lspanya ve Almanya'da ilgıyle karşılandı. Konusu 17'nci yüzyılda Osmanlı lmparatorluğu'nda geçen yapıtta iktidar konusu işleniyor. Postacılar maytap taşıyor • ÇUMRA (AA) - Konya'nın Çumra ilçesinde görev yapan postacılar, sokak köpeklerinden korunmak için yanlannda maytap taşıyorlar. Edinilen bilgiye göre sokak köpeklerinin saldırıları nedenıyle zaman zaman zor anlar yaşayan postacılar, bu soruna maytapla çözüm buldular. Postacılar, dağıtım sırasında üzerlerine gelen ya da kendilerinı kovalayan köpekleri ceplerinde taşıdıklan maytapları patlatarak uzaklaştırıyorlar. PTT Çumra Müdürü Yusuf Erkaya, sokak köpeklerinin sayılarının fazlalığı nedenıyle neredeyse görev yapamaz duruma geldiklerini söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear