23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2005 PAZAR CUMHURİYET SAYFA J\_ U J_j J. U J \ kultur(«cumhuriyet.com.tr 15 KULE CANBAZI SUNAY AKIN Istanbul'un sır1arı...Günümüzden yaklaşık ıki bın yıl önce, ünlü bilim insanı Strabon, Coğrafya adlı eserinde îstanbul'u anlatırken "dcnizdcn biraz içerlerde, içinde küçük timsahların yaşadığı bir pınar"dan söz eder. Burası, Namık Kemal'in arkadaşlarıyla toplantılar düzenlediği konağın çok yakınındadır. O yıllarda aydınların, yazarların ülke sorun- lanna çözüm bulmak amacıyla bir araya geldıkleri tepe, Namık Kemal'in koyduğu adla anılır hâlâ... Bu tepenin adı "Fikirte- pe"dir!.. Strabon da timsahlan Fikirtepe'nin ya- kınlannda, Kalamış Koyu'nda görmüştür. Kuşdili Çayın'ndan geçen derede timsah- lar yaşamış olabilir mi? Bu soru, Trab- zon'daki Ayasofya Kilisesi'ne götürür biz- leri: Tapınağın kente bakan doğu duvann- da kesici aletlerle kazınmış gemi resimleri çarpar gözümüze. Bu resinılerden biri de bir Mısıi" kalyonudur. Bir Mısır kalyonu Trab- zon'a gıtmek içın Istanbul'dan geçer de hiç iz bırakmaz mı? Strabon'un gördükleri, Mı- sırlı denizcilerin Kalamış Koyu'na bıraktık- ları timsahlar olamaz mı? O yolcunun adı... îçinde binbir sırrı barındıran istanbul'da, Ayasofya Kilisesi'nin korkuluklarında 'Halvdan' adı okunur. Bu bir Viking adı- dır... Kım midir Halvdan? Kenti dört kez kuşatan Vikinglerin Bizans Sarayı'na bı- raktıklan birliğin komutanı olduğunu dü- şünmek yanlış olmayacaktır. Peki, ya Titanik ile Halide Edip Adı- var'ın ünlü eseri Sinekli Bakkal Sokağı arasına bir iskele uzatabilir miyiz? Tıtanik'e binmek üzere yola koyulan bir yolcu, Fransa'nın Calais Limanı'nda ken- disini tngiltere'ye taşıyacak vapurun gü- vertesinde palamarın çözülmesine engel olan sisin dağılmasını beklemektedir. Ne var ki sis dağılmayacak ve vapur limandan ayrılamayacaktır. Titanik'i kaçıran yolcu, New York'ta yapılacak bir kongreye katıl- mak niyetiyle yola koyulsa da hevesi kur- sağında kalacaktır. O yolcunun adı Besim Ömer Paşa'dır ve bıletini de Istanbul'dan almıştır! Besim Ömer Paşa'nın bir fotoğrafı da Aksaray'daki Kızılay Sağhk Meslek Lise- si'nın odalarından birinde asılıdır. Bunun nedeni, Besim Ömer Paşa'nın o tarihı bi- nanııı okul yapılmasında olan katkısıdır. O bina ki 1950'li yılların yanlış imar uygu- lamaları sırasında yıkılan sokaktan günü- müze kalan tek binadır. Sokak, Sinekli Bakkal Sokağı'dır ve Halide Edip Adıvar ölümsüz eserini bu evin odalarından bi- rınde kaleme almıştır! 1929 yılının kışında, Karadeniz'den gelen buzlar Boğaz'ı kapladığında, Doktor Be- sim Ömer Paşa, Titanik'i kaçırdığı günü an- mış mıdır acaba? Dağ yollarında karşılaştığımız, üsründe bir geyik resmi olan uyarı tabelası da Res- neli Niyazi'yi anımsatır bana... Devir, yasakların, jurnallerin cırıt attığı II. Abdülhamit devridir. Bu, öyle bir de- virdir ki "tahtakurusu" sözcüğünü yük- sek sesle söylemek, yazmak yasaktır. Ne- denmi?.. Efendim, "Tahtın kurusun" di- ye anlaşılırmış!.. Resneli Niyazı Bey, böyle bir dönemde "Hürriyet" için iki yüz adamıyla Manas- tır'da dağa çıkar. Kolağası Niyazi, dağda karşılaştıkları bir geyikle dostluk kurar. Bu haberin yayılmasıyla Niyazı Bey'e "Hür- riyet Kahramanı", geyiğe de "Hürriyet Geyiği" adı verilir. Bu yüreklı aydmın yak- tığı özgürlük meşalesi tüm ülkeyi aydınla- tır ve 23 Temmuz 1908'de II. Meşrutiyet i- lan edilir. Niyazi Bey için süslenen Manas- tır kentinde çekilen fotoğraflarda Hürriyet Kahramanı, adamları ve Hürriyet Geyiği birlikte poz verirlerken görülürler. Osman- lı Meclis-i Mebusanı açılmış, ülkede biraz da olsa özgürlük rüzgârı esmeye başlamış- tır... Ne var ki Hürriyet Geyiği çok geçmeden Bayazıt'taki Letafet Apartmanı'nın bodrum katına hapsedilecek, kendisıni merak eden Istanbullulara para karşılığında gösterile- cektir. Tutsak edilen yalnızca Hürriyet Ge- yiği değıldir; hürriyetin kendısi de döne- mın ıktıdar partisi Ittihat ve Terakkı tarafın- dan rafa kaldırılmıştır. însanların umutlannın boşa çıkışını eleş- tiren Ahmet Sanıinı adlı gazeteci, bir ak- şamüstü, arkadaşıyla birlikte Cağaloğlu Yo- kuşu'ndan aşağıya doğru yürümektedir. 26 yaşındakı genç gazeteci, kaldırımın yol ta- rafında, arkadaşı ise dükkân tarafında yü- rümektedir. .. Emınönü'ndeki Yenı Cami önlerine yak- laştıklarında, meydandakı güvercinler silah seslerıyle kaçışırlar... Ahmet Samım kanlar içinde yerde yat- maktadır! Katledilen gazetecinin arkadaşı ise vakit akşam olduğu için kepenklerini yarı yarıya kapatmış olan bir fırından içeri dalarak ha- yatını kurtarır... Etikette resmi olan şair Ikı insan vardır ki, yirmi dört saat bir ma- sa başında oturarak bu hüzünlü öyküyü ko- nuşmaktadırlar! Onlar, Kulüp Rakısı'nın etiketindeki insanlardır. Kimdir bu ikı adam? Halk arasında "Atatürk ve Inönü" ola- rak bilinseler de rakı şişesi etiketindeki iki insan, andığımız bu iki Cumhuriyet mima- rı değıldir. Inönü sanılan, söz konusu etike- ti de çizmiş olan Ihap Hulusi Görey, Ata- türk olarak bilinen de Fecr-ı Atı topluluğu- nun şaırlerinden Fazıl Ahmet Aykaç'tır... Ve, Hılal gazetesinin başyazarı Ahmet Sa- mim'in son yürüyüşünde yanında olan, ci- nayetin tek görgü tanığı arkadaşı da etiket- te resmi olan şairdir! Resneli Niyazı Bey'i de son olarak Arna- vutluk'un Avlonya Iskelesı'nde görürüz... Hürnyet kahramanı Niyazi Bey, vapura binmek üzereyken silah sesleri duyuîur... Iskelede korkuyla kaçışan insanlar arasın- da Niyazi Bey dizleri üstüne çöker; göğsün- den oluk oluk kan akmaktadır! Namık Ke- mal, Besim Ömer Paşa ve Fazıl Ahmet Ay- kaç gibi ham taşını yontma uğraşında olan Resneli Niyazi Bey, kaçan katilüı arkasın- dan son sözünü haykırır: "Neden?.." Bir dağ yolunda, üsründe geyik uyarısı olan uyarı tabelasını görünce dikkat edin... Resneli Niyazı Bey, Hürriyet Geyığı'yle birlikte sizleri az ötede bekliyor olabilir! Dünya Tiyatro Yazarlan Birliği Başkanı Yunanlı sanatçı Dr. Lia Karavia Türk Eğitim Vakfı İnanç Türkeş Özel Lisesi'nde Eğitimde kültürler arası etkileşim KÜLTÜK • SANAT (0212) 293 S9 7« İBIINIIIı BKOIMHİI BEb£IIYE8l CEMAb REŞİT REYİ K0N8ER SAbDNü! > m a r t CRR www ıbb gov tr www crrks org 2005 15 Mart2005 Salı, Saat: 19.30 Rumeli Türküleri ve Zeybekler Hazırlayan: Canan Altınay i L BiletFiyatı: 9 a VTI / 9.000.000-8.000.000 T Filarmonia İstanbul "Çanakkale Şehitleri Konseri" Orkestra Şefi: Hakan Şensoy Solist: Cihat Aşkın Tura, Erkin, Göçmen, Beken "Piyano Resitali" Franck, Chopln, Debussy İstanbul Büyükşehir Belediyesi CRR Senfoni Orkestrası Ayangil Türk Müziği Orkestra ve Korosu Erken Müzik Birimi Orkestra Şefi: Emin Güven Yaşlıçam Solist Idil Biret (Piyano) IJszt, Dvorak Aşık Veysel Anma Gecesi ArifSağ Cengiz Özkan Devrim Kaya HkeTUrkdoğm Nilüfcr Sanl»} Telll Kılıç Z«ynep Baskan Sunucu- All Glırttı Konupnacr Çfğdem Öz Sabrl Koz İstanbul Oda Orkestrası Orkestra Şefi: Angel Stankov Solist: Kartal Akıncı (Keman) Mozart, Schubert İSTANBUL BÜYÜKSEHİR BELEDİYESİ BiletFiyatı: 19-13 YTL/19.000.000-13.000.000 TL • Bilcl Fiyalı: 1 3 HMİV AKM (Senfoni Gı;es rüTS'?. 0 ?! 0212 251 56 00 EMRE ERDEM Sanat danışmanı olarak görev aldığım Türk Eğitim Vakfı İnanç Türkeş Özel Lisesi'nde (TEVlTÖL),u- lu önder Atatürk'ün cum- huriyetın kuruluşunda ger- çekleştirmiş olduğu ulusal kültür ve sanat dayanışma- sını model alarak yeni bir oluşum tasarladık ve ön ha- zırlıkların ardından bu haf- ta uygulamaya başlıyoruz. Temel amaç, çocuklarımı- zı bilım, kültür, sanat alan- lanndan uluslararası kışı- lerle bir araya getirerek on- lara yeni ufuklar açmak. Bu sanatçılar, bilim, kültür insanlan hem çocuklan- mızla semınerler, çalıştay- lar yapacaklar hem de ya- pıtlannı sanatseverlerle bu- luşturacaklar. İlkadım... Ana Bilet Satış Gişesi CRR Konser Salonu 0217 732 98 50 tlk adım, ılk konuk, ITI (Uluslararası Tiyatro Ens- titüsü) Dünya Tiyatro Ya- zarlan Bırliğı Başkanı Yu- nanlı Sanatçı Dr. Lia Ka- ravia. Düşünülen dostluk, banş, eğitim buluşmasını yürekten destekleyen Dr. Karavia çocuklara yönelik bir tiyatro oyunu yazma se- minen ve antik Yunan ti- yatrosu konulu bir çalışta- yın yanı sıra dikta rejimi döneminde üç yıl kaldığı hapishanede yaşadıklannı anlattığı 'Prison' (Hapis- hane) adlı oyununu Istan- bullu sanatseverlere suna- cak. Schneıdertempel Sa- nat Merkezı'nde sahnele- necek olan oyunun 14 ve 16 Mart gösterımlerı saat 20.00'de herkese açık; 15 Mart günu saat 15.00'teki gösterim ise Fener Rum Li- sesı ve TEVİTÖL öğrenci- lerıne özel. 17 Mart günü ise Fener Rum Lısesi öğ- rencileri Gebze'de TEVİ- TÖL'ün öğrencileriyle bu- luşup Karavia'nın semine- rine katılacaklar. Etkınlıkler dizisinin ıkincı adımında, modern dans tiyatrosunun taçsız kralıçesı Pina Bausch'un fizyoterapisti, Japon dans- çı ve öğretım görevlisi Doç Dr. Hiroyo Kitao ile sesbilimci Yuji Sagae mart ayı sonunda İstanbul'da olacaklar. Kitao çocuklara beden dılı üzerine bir se- mıner venrken sesbilimci Yuji Sagae aynı çocuklar- la günümüzde ses ve beden kullanımı üzerine uygula- malı çalışmalar yapacak. Kitao'nun Edinburg ve Avignon festivallerinde ba- şan kazanmış yapıtı 'İşçi Sonnie' ile geleneksel 'no' tiyatrosunun belli başlı kadın karakterlerin- den 'Hanjo'yu yorumladı- ğı modern dans gösterileri soluk kesecek. İşçi Sonnie, 21 Mart günü saat 20.30'da AKM Konser Salonu'nda, Hanjo ise 25 Mart günü yi- ne saat 20.30'da ttalyan Kültür Merkezi'nin tiyat- ro salonunda sergilenecek. Bu etkinliklerin gerçek- leşmesine katkıda bulunan TEV ve TEVÎTÖL ile sa- lonlarını ücretsiz açan Schneidertempel'ın, AKM Konser Salonu'nun ve ttal- yan Kültür Merkezi'nin yöneticilerini, sanata yap- tıkları yatınmdan dolayı kutlamak gerekir. ESİNTİLER ZEYNEP ORAL Göçmen Olmak... Kadın Olmak... Bakmayın siz Başbakan'ın "Kadın Günü, 8 Mart ... 6 Mart'ta sokağa dökülmenin âlemi nedir..." gibi- lerinden çok akıllıca ve isabetli düşüncelerini veciz bir biçimde dile getirmesine, kimimize senede yal- nızca bir gün konuşmak ve taleplerimizi duyurmak yetmiyor... Nitekim daha 4 Mart'ta Almanya'daki Demokra- tik İşçi Dernekleri Federasyonu'nun (DlDF'in) çağ- rılısı olarak Mannheim Kadın Grubu'nun toplantısı- na, 5 ve 6 Mart'ta Stuttgart'da Kitap Günleri çerçe- vesinde Stuttgart Dostluk ve Dayanışma Derne- ği'nce düzenlenen biri 'Dünden bugüne kadın ol- mak', öteki 'Kitapların aydınlığında' başlıklı toplan- tılara konuşmacı olarak katılacaktım. Ben onlara Türkiye'deki kadın sorunları konularındaki son ge- lişmeleri anlatırken onlardan da Almanya'daki Tür- kiyeli kadınların sorunlarını dinleme, öğrenme ola- nağını buldum. Bugün Mannheim'ın nüfusu 360 bin, Türklerin sa- yısı 26 bin... Stuttgart'ın 650 bin nüfusunun, 27 bi- ni Türklerden oluşuyor. Almanya'da 'yabancı', Tür- kiye'de 'Alamancı' olmanın kıskacından, yani dışlan- maktan , ayırımcılıktan kurtulabilmeleri kolay değil. Dünyanın her yerinde, göçmen olmak, köklerin- den koparılmış olmak, anadilinle topluma entegre olamamak, ekonomik ve politik yapılanmalarda ken- dine yer açmak ya da açamamak başlı başına bir sorun. Ancak KADIN OLMAK, hiç kuşkusuz bu so- runları katlayarak çoğaltan ve insanın en derinlerin- de iz bırakan artı bir neden. Düşleriyle, düşünceleriyle, duruşlarıyla, söylemle- riyle bende hayranlık uyandıran iki kadın , Fatma Demirci (Mannheim Kadın Grubu Başkanı) ve Pe- lin Şener (Almanya'daki Evrensel gazetesinde ga- zeteci) bana Almanya'da kadın olmanın, göçmen olmanın gerçeklerini ve zorluklarını önüme serecek- lerdi. Bunları şöyle özetleyebilirim: Işsizlik: Almanya'da neredeyse bir milyon Türki- ye'den gelmiş kadın ve genç kız yaşıyor. Ve büyük bir çoğunluğu babaya, kocaya bagimlı yaşıyor. Rür- kiyeden gelen kadınlar, ancak o işi yapacak önce bir Alman , sonra AB ülkesi vatandaşı bulunamazsa, o işte istihdam edilebiliyor. Dil sorunu olan, meslek eğitimi yapamayan kadınlar genellikle düşük ücret- li vasıfsız işlerde, en kötü koşullarda, sigortasız, sen- dikasız çalıştırılıyor. Daha da önemli temel sorun, 'geleneklerin', ge- rici değeryargılarının, dini baskıların, kadınların top- lumsal yaşama katılmalarını önlemesiydi. Ikinci, üçüncü kuşak kadınlar belki bu çemberin dışına çık- mayı başarabiliyordu ama bu yolda şiddete maruz kalan ve içine kapananlar çoğunluktaydı. Her yıl yaklaşık 20 bin genç kız, evlendirilmek üze- re, Türkiye'den Almanya'ya gönderiliyor. Alman- ya'ya vardıklarında pasaportları ellerinden alınıyor. Ve ilk üç yıl (önceden beş yılmış, yasa yeni değiş- miş) oturma izni, çalışma izni, tüm sosyal haklar vb. için, her şey için, yaşamak için kocaya bağlılar. Ney- le karşılaşırlarsa karşılaşsınlar, geri dönmek söz ko- nusu değil. Baba evine dönmek hem büyük bir u- tanç, hem de pasaportsuz nereye dönebilirsin ki... Açıkçası, Almanya'daki yasalar ve yapılanmalar hem göçmen, hem kadın olmanın yarattığı iki kat ayı- rımcılığı ve dışlanmayı önlemeye hiç mi hiç elveriş- li değil. İşte bu noktada, Almanya'nın 38 kentinde örgüt- lenmiş Demokratik İşçi Dernekleri Federasyo- nu'nun, Mannheim'daki gibi kadın gruplarının mis- yonu çok önemliydi. örgütlenme, hak arama, sorun- ları birlikte çözme çabası, dayanışma.. DİDF yetkililerinden AN Carman, Almanya'da son yıllarda işçi haklarının gerilemesine ve 11 Eylül'den sonra yükselen yabancı düşmanlığına dikkati çeki- yor: Sonuç: Içe kapanmanın ve gettolaşmanın art- ması... Bu nedenle politikalarını gözden geçirip, ça- lışmalarında ağırlığı yalnız Türkiye'den gelenlere de- ğil , tüm emekçilere vermişler, kültürel bütünleşme- yi hedeflemişler. Almanya'dan ayrılırken, aklımda ve yüreğimde, birbirinden çelişkili iki imge vardı: Biri eşine ender rastlanır nitelikte ve güçte, tüm aileyi çekip çeviren, bağımsız özgür, ayakları yere sağlam basan 'dünya vatandaşı' Türkiyeli kadınlar... Ve Türkiye'den ayrıl- dıkları yılların ve yörenin tüm prangalarına sıkı sıkı- ya yapışmış kadınlar... Aynı imgeler erkekler için de geçerliydi elbet... www.zeyneporal.com faks:0 212 257 16 50 Holger Mantey İstanbul'da • Kültür Servisi - Değişik kültürlerden gelen müzisyenlerle çalışan ve kendine ait zengin bir tarz oluşturan Alman caz piyanisti Holger Mantey, 16 Mart Çarşamba günü Avusturya Kültür Ofisi'nde bir konser verecek. Alman caz piyanisti Holger Mantey, Goethe Enstitüsü ve Kod Müzık'in işbırlığiyle gerçekleştirilecek konserle sanatseverlerle buluşacak. Genç yaşta Avrupa, Asya ve Afrika'nın bir çok ülkesınde konserler vererek değişik müzik kültüründen gelen müzisyenlerle çalışma olanağı yakalayan Mantey, kendine ait zengin ve şiirsel bir tarz oluşturdu. Almanya'daki bir çok festivale katılan, klasik müzik ile günümüz müziklerini başanlı bir şekilde doğaçlayan Mantey'in konserine giriş ücretsiz olacak. (0 212 249 20 09) BUCÜN • BOSTANCI GÖSTERİ MERKEZİ'nde 17.00'de 'Küba ile dayanışma gecesi' başlıklı etkinlik kapsamında Ernesto Gomez Abascal (Küba Büyükelçisi), Abelardo Curbelo'nun (Küba Komünist Partisi Merkez Komitesi Uyesi) açılış konuşmalarının ardından Ayşe Tütüncü ve Grubu, Grup Kızılırmak'ın konseri, Barbara Balbuena Gutierrez'ın salsa gösterisi, Nâzını Iliknıet Çocuk Korosu'nun Havana röportajlanndan oluşan sinevizyon gösterisi yer alacak. (0 212 245 89 10) • İSTANBUL BİLGİ ÜNlVERSİTESt DOLAPDERE KAMPU'sunda 15.00'te 'Adaptation', 17.30'da 'Sinema Tarihi: İlk Filmler I ve İki Arada Bir Adada', 20.00'de 'Kayıp Aranıyor: Debra Winger' izlenebilir. (444 o 428)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear