Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
9 ŞUBAT 2005 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
SEFİNE-I TERAKKİ TURHAN SELÇUK
DÜEUST
TABİATLI
ÎSTANBUL
EFENDİSÎ
ABDÜLCANBAZ
IN
HARİKULÂDE
MACERALARI
KISIM
HEKMILI
BÎRDEN
Rektörler birçok sorun varken türbanm yeniden gündeme getirilmesine tepki gösterdi:
'Politikbirdayatma'İNÖNÜ ÜNİVERSİTESISKNATOSU
Yargıtay kararı
cumhuriyet
karşıtlarını
cesaretlendirir
• Inönü Üniversitesi Senatosu
kararmda, "Bu denli açık ve yakın
tehditler ortadayken, laikliğe karşı
eylem ve söylemlerin suç sayılmaması
cumhuriyete saldıranları
cesaretlendirecektir" denildi.
MALATYA (Cumhuriyet) - tnönü Üniversitesi
Senatosu, Yargıtay Ceza Genel Kunılu'nun
"laiklik ilkesinin artık korunmasına gerek
olmadığı'' yönündeki karanna sert tepki gösterdi.
înönü Üniversitesi Senatosu, Yargıtay'ın
tartışmalı laiklik karanyla ilgili olarak pazartesi
günü yaptığı toplantınm ardmdan hazırladığı
bildiride mahkemeye ağır eleştinler yöneltti.
Laiklik ilkesinin anayasada yer alışının 68.
yılının kutlandığı kararda, düşünce özgürlüğü
karşısındaki engcllcrin tarihsel siireç içerisinde
giderek azaldığı, ancak hiçbir dönemde bireye,
topluma ve devletin varlığına zarar verecek
şekilde, sınırsız olarak uygulanmadığı belirtildi.
Günümüzde de çağdaş demokrasilerle yönetilen
ülkelerde, düşünce özgürlüğünün bu şekilde
kötüye kullanılmadığı kaydedilen senato
kararında, "Çünkü diişünce özgüı lüğiiııün
korunması kadar, bireyi, tnplumu ve devleti,
sıııırsı/ düşünce özgüriüğünün yıkıcı
etkilerinden konımak da esastır" denildi.
'Felsefemlz Atatürk llkelerlne dayanır'
Cunıhuriyetin kuruluş felsefesinin Atatürk
ilkcleri ve devrim yasalarına dayandığına işarct
edilen kararda, anayasa ile güvence altına alınmış
bu yasalara aykın hiçbir hukuksal düzenlemenin
"kabul edilemeyeceğT vurgulandı. Kararda,
"Aksi bir dııı ıını, anayasaya aykın olduğu gibi
devletimizin kuruluş felsefesini oluşturan Atatürk
ilkcleri ve devrim yasalarına da aykırıdır" denildi.
Laikliğe aykın tutum ve davranışların "düşünce
özgürlüğü" adına hoş görülmesi gerektiği
yönündeki haberlcrin "çok üzücü ve
düşündürücii" olduğu dile getirilen kararda,
şunlar kaydedildi: "Etnik bölücülük ve iı (icaııın,
özcllikle 20-25 yıldır, cumhuıiyelimiz
kurulduğundan bu yana hiç olmadığı kadar
Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığı için yakın tehdit
unsuru oluşturduğu apaçık ortadadır. Bu denli
açık ve yakın tehditler nrtadayken, laikliğe karşı
eylem ve söylemlerin suç sayılmaması, laikliğin
dinsizlik olarak yorumlanması ve bu yolla
dt'vletiınizi diusel temele dayandırıııa çal»alaıı, bu
çabalann sahibi kişi ve kuruluşları daha da
cesaretlendirecektir. Bu cesaretlendirme, laik
devlet ve toplum düzeninin çökertilerek yok
edilmesine yol açacakhr."
Laiklik güvencedlr'
Laikliğin ortadan kalkıııası sonucunu
doğuracak eylem ve söylemleri, düşünce
ve ifade özgürlüğü adına savunmanın olanaklı
olmadığı vurgulanan senato kararında, diğer tüm
özgürlükler gibi düşünce özgürlüğü ve
demokrasinin güvencesinin de laiklik olduğu
kaydedildi. Laikliğin olmadığı bir toplumsal
düzende, düşünce özgürlüğü de dahil olmak
üzere hiçbir özgürlüğün güvence altında
olmayacağı aktarılan kararda, "İııüııü
Üniversitesi Senatosu laikliğin anayasamızda yer
akşının 68. yılıııı kutlarken, başta laiklik ilkesi
olmak üzere, ülkemizin bekası için yaşamsal
önemi bulunan Atatürk ilke ve dcvrimlerini
zayıflatmaya yönelik her türlü düşünce ve
eylemlerin şiddetie karşısuıda olduğunu bir kez
daha kamuoyuna saygıyla duyurur" denildi.
Yurt Haberleri Servisi - Baş-
bakan RecepTayyipJErdoğan'm
üniversitelerdeki türban yasağı-
nın kaldırılmasına ilişkin çalış-
ma yaptıklannı açıklaması rek-
törlenn ve eğıtımcılerın sert tep-
kisine yol açtı.
Akdeniz Üniversitesi Rek-
törü Prof. Dr. Mustafa Akay-
dın: Bu konu Türkiye gündemi-
ne sık sık getirilen sıkıntılı bir
konu. Türkiye'nin gündeminde
iç ve dış politikada pekçok önem-
lı konu varken, bunun tekrar ısı-
tılması toplumda gerilim yara-
tıyor. Madem yüzümüz Avrupa
Birliği ile batıya döndü, kızla-
nmızın başını kapatarak batıya
yönelenıeyiz. Bu bir politik da-
yatma. Sadece oy toplamak için
siyasilerin gündeme getirdiği
bir dayatma.
Zonguldak Karaelmas
Üniversitesi Rektörü Bek-
taş Açıkgöz: Türban konu
sundaki görüşümüz açık ve ııet-
tir, Bunun dışında yapacağımız
bir şey yok. Bu konuda son sö-
zü Anayasa Mahkemesi, Danış-
tay ve Avrupa Insan Hakları
Mahkemesi söylemiştir. Avru-
pa'nın birçok ülkesinde bu ka-
Eğitimciler: Yenl krlzlere yol açabilir
Zîhin bulandınlryor
Haber Merkeâ - Eğitim-Sen
Genel Başkanı Alaaddin
Dinçer, "AtHM'in,
Danıştay'ın ve Anayasa
Mahkenıesf nin türban
konusında verdiği kararlar
ortada. Bu kararlann
ötesinde bir düzenlemeyi
yapmayı zorlamak yeni
krizlere yol açacakür" dedi.
Gündeme getirilen konunun
cumhurbaşkanlığı
hamlelerinin altyapısını
oluşturduğuna dikkat çeken
Dinçer, "Ağaca bakarken
ormam kaçırmamak lazun"
dıye konuştu. Maltepe
Üniversitesi Eğitim
rarlar göz öııüne alınarak karar
verilmiştir. Bir daha bu tür şey-
leri gündeme getirmenin anla-
mı yok.
Uludağ Üniversitesi Rek-
törü Prof. Dr. Mustafa Yurt-
kuran: Atatürk ilke ve dev-
Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
tsa Eşnıe de "Türban
konusu, büyük bedeller
ödeyerek aşılnuştı. Bugün
ünivcı sitelerde böyle bir
sorun yok. Konu yeniden
gündeme getirilerek zihinler
bulandırüıyor" dedi. Sivil
Toplum Kuruluşları Birliği
Dönem Sözcüsü Prof. Dr.
Bülent Berkarda da
üniversitelerin türbana izin
vermeyeceğini söyledi. Eski
Üniversite Oğretim Üyeleri
Dernegi Başkanı Prof. Dr.
Kadir Erdin ise "İklidarı
kuşkuyla karşıhyoruz" diye
konuştu.
rimlerinin tek yol gösterici ol-
duğu Türk üniversite sistemin-
de yeni birtakım tartışmalara
sebep olmamak gerekir. Türk
üniversiteleri şu anda huzur
içerisinde Avrupa Üniversite-
ler Birliği ile bütünleşme ça-
Altıkıılaç, "Tartışma vakti geldi ıııi? Başbakan neyi düşünerek açddama yaptı bilmiyorum" dedi. (A A)
Erdoğan 'ın çalı§masındanparti yöneticilerinin haberi olmadığı belirlendi
Türban adımı seçime ayarlı
ANKARA (CumhuriyetBürosu)
- Başbakan Recep Tayyip Erdo-
ğan'ın türban düzenlemesiyle ilgi-
li haberi yalanlamasına karşın AKP
kulisınde seçım sürecınde böyle bir
adınıın gündeme gelebileceği dile
getiriliyor. Başbakan tar-
tışmaya neden olan deme-
ci yalanlarken, parti yöne-
ticileri gelecek dönem böy-
le bir çalışmanın gündeme
gelmc olasılığını gizlemi-
yor. AKP kulislerinde, Baş-
bakan'ın aylar öncesinde
hazırlattığı özel bir düzen-
lemeyi seçim sürccine girilmcden
kısa süre önce gündeme getırme
olasılığı dile getiriliyor.
Başbakan'dan önce açıklama ya-
panTBMM Milli Eğitim Komisyo-
nu Başkanı TayyarAlokulaç da böy-
le bir çalışmanın gündeme gelebi-
leceğine dönük mesaj verdi. Altı-
kıılaç, konuyla ilgili soru yönelten
gazetecilere "Konunun Türkiye
gündeminde tartışma zamanının
gelip gelmediğine dair bir kanaatim
yok. Başbakan neyi düşünerek, ne
tür çözümler düşünerek açıklama
• Başbakan'ın yaptırdığı özel
çalışmada anayasa değişikliğinin
düşünülmediği öğrenildi. Kuliste
konuşulan formüller arasmda, üniver-
sitelerin kıyafet yönetmeliklerine etki
edecek bir üst düzenleme de bulunuyor.
yaptı, bilmiyorum. Üniversitelerde
vediğer alanlarda türbankonusun-
da 1980'lerden bcri bunu konuşup
görüş açıklamış kişiyinı. Görüşüm
bellidir. Tartışma vakti geldi ıııi, gel-
medi mi bilmiyorum" karşılığını
verdi. AKP üenel Başkan Yardım-
cısı Dengir Mir Mehmet Fırat ise
"Şu anda böyle birçauşmayok. Par-
tiniu karar organlannda böyle bir
karar alınmış değü" dedi.
Parti kulisinde bazı tahminler di-
le getınlirken üniversite yönetim-
lerini kendi içlerinde adım atmaya
zorlayacak bir fornıül de
ifade ediliyor. Başbakan-
lık'ın, üniversite yönetim
kurulu kararlan ile kıyafet
yönetmeliklerini etkileme-
ye dönük bir üst mevzuat
oluşturabileceği belirtili-
yor. AKP Merkez Karar
Yönetim Kurulu'nda alı-
nan karar gereği sivil toplum ör-
gütleriyle görüşülmesi ıçın özel
komisyon kurulduğuna ilişkin
haberler ise parti yönetimince yalan-
landı. Komisyonda yer aldığı iddia
edilen Ankara Milletvekili Haluk
İpek, habere konu görüşmenin giz-
li olmadığını söyledi.
bası içindedır. Huzurun bozul-
maması için herkesin aynı has-
sasiyetle dikkat etmesi gerek-
mektedir. __
Inönü Üniversitesi Rek-
törü Prof. Dr. Fatih Hilmi-
oğlu: Türkiye'de, türban soru-
nu Anayasa Mahkemesi'nin
verdiği kararlarla nihai olarak
sonuca bağlanmıştır. Ancak,
siyasi otorite, bunu belli za-
manlarda, ısıtıp ısıtıp gündeme
getirmektedir. Ekononıik açı-
dan Türkiye büyük bir çökün-
tü içerisindedir. Türkiye'nin
dış siyaseti değerlendirildiğin-
de gerek Irak'ta gerek Kıbns'ta
kırınızı çizgiler, yerini kırık
çizgilere bırakmıştır. Bu başa-
rısızlığı örtmek ve gündemi
tekrar suni birtakım türban gi-
bi gündem maddeleriyle dol-
durmak hiç kimsenin hakkı de-
ğildir. Türkiye'nin sorunu tür-
ban sorunu değildir. Avrupa
Birliği'ne giriş sürecini yaşar-
ken ve bu süreçte olmadık
ödünler verilırken AB 'nın malı
kemelerinin türbanla ilgili ka-
rarlan çok açık bir şekilde or-
tadayken, bu konunun tekrar
gündeme getırılmesinin altın-
da iyi niyet yatmadığı
aşikârdır.
Ondokuz Mayıs
Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Ferit Ber-
nay: ÜniversitelerCum-
huriyetin temel nitelik-
leri ile Atatürk ilke ve
devrimlerine bugüne ka
dar olduğu gibi yine sa-
hip çıkacaklardır. Şu bi-
linmelidir ki türbanı ser-
best bırakacak bir yasal
düzenleme hukuken
mümkün değildir.
Abant Izzet Baysal
Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Yaşar Akbı-
yik: Üniversitemizin
kampusuna girmeden
başörtülü öğrencıleri-
miz, örtülerini çıkara-
rak içeriye girer. Bizim
tüm öğrencilerimiz son
derece çağdaş kıyafetli,
kendinı bıle ınsanlardır.
Şayet türban yasağı kal-
dırılırsa sonuç nc olur,
onu zamanla göreceğız.
Dicle Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr.
Fikri Canoruç: Iki ta-
rafta da keskin bıçak
var. Ancak henüz bu ko-
nuda kesinleşmiş bir gö-
rüş yok. Ayın ll'inde
Rektörler Komitesi top-
lantısı olacak. Orada bi-
ze söz hakkı verilirse
biz de gerekeni söyleriz.
Mersin Üniversi-
tesi Rektörü Prof.
Dr. Uğur Oral: Tür
ban konusuyla ilgili ola-
rak Yargıtay'ın kararı
ve yönetmelikler açık.
Bu karar ve yönetme-
liklere göre kamusal
alanda ve üniversiteler-
de türban takılmasına
izin verihııiyor. Biz rek
törler yasa koyucunun
belirlediği yasaları uy-
gulamakla mükellefiz.
Türban konusunda atı-
lacak adımlar Avrupa
Birliği'ndeki gelişme-
lere göre mesela Fran-
sa'daki gelişmelere gö-
re atılmalı.
DUZYAZI
ORHAN BtRGtT
Sevtjt Euleri' mi Dediniz?
Izmir'de Barbaros Çocuk Köyü'ndeki taciz id-
dialarının AKP iktidarının başını ağrıttığından kim-
se kuşku duymuyor. özellikle ahlak, din gibi kav-
ramları dilinden düşürmeyen bir iktidarın 1.5 yıl ön-
cesine kadar uzanan skandal iddiaları için, çeşit-
li yollarla uyarıldığı halde soruna eğilmemesi tek
kelime ile vahimdir.
Sosyal devlet, kimsesiz ve korumasız çocukla-
rı kendi şemsiyesi altına almak zorunda olduğu-
nu bile bile, gözü dönmüş sapıkların o tür azgın-
lıkları karşısında yangın bacayı sanncaya kadar ses-
siz bir seyirci olarak mı kalacak!
Kaçımız daha 1908'de biryandan özgürlük rüz-
gârlarıyla, küçük atılımlarla yeni bir oluşumun san-
cısını yaşayan Osmanlı toplumunun, özellikle Bal-
kanlar'da kimsesiz çocukların koruma altına alın-
ması için ilk adımların Kırklareli'ııde atıldığını bi-
liyoruz. O adımlar 1917'de Balkan ve Dünya sa-
vaşlarının canlı görüntülerle büyüteç altına aldığı
yetim çocuk kurumunu Istanbul'a da taşıyor.
Ve 1921 'de bir yandan yeni devletin temeli atı-
lırken öte yandan Himayei Etfal Kurumu oluştu-
ruluyor. Etfal "çocuk", himayede "koruma"r\\r\ Os-
manlıcası. Onursal başkanlığını da Mustafa Ke-
mal'in üstlendiği Çocuk Esirgeme Kurumu, özel-
likle savaşta ana-babalarını yitiren kimsesizlerin ge-
leceklerinin güvence altına alınması için ağırlığını
hissettiriyor. Benim çocukluk yıllarımda iz bırakan
anılar arasmda her ŞekerBayramı'nda, okullardan
evlerimize gönderilen fitre zarflannın önemli yeri var-
dır. Ucuz olması için saman kâğıttan yapılmış sa-
rı zarfların içine konulan fitre tutarlarının Kızılay, Türk
Hava Kurumu ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na pay-
laştırılacağını bağıtlayan birde basılmış yazı olur-
du o zarfların üstünde. Türkiye'de sivil toplum kav-
ramının henüz bilinmediği ve devletin bu görevle-
ri omuzladığı yıllardı.
llerleyen dönemlerde Ankara Keçiören'deki Ço-
cuk Yuvası'nın ihtiyaçları karşılayamayacağı do-
ğal olarak anlaşılmış, çeşitli yerlerdeki ÇEK yuva-
ları daha sonra çocuk köylerine dönüşmüştür. Ve
1960'tan sonra yeni anayasanın sosyal devlet il-
kesinin gereğine uyularak tabii Koruyucu Aile
Kurumu da devreye girmiştir. Koruyucu aile, çe-
şitli nedenlerle öz ailesi yanında bakımları bir sü-
re için sağlanamayan çocukların kısa ya da uzun
süreli olarak, anne-baba özelliklerini taşıyan ücret-
li ya da gönüllü bir aile yanında olmalarını amaç-
lıyor. 70.00 ile 140.00 YTL arasmda aylık ödenek
verilen 536 ailenin 575 çocuğun bakımını gönüllü
olarak üstlendiği devletin ilgili kurumunun internet
sitesinde yazılı.
21 bin aileyi denetlemek mi?
Koruyucu aile iddiası ile ortaya çıkan herkese evet
demenin sakıncaları ortada. Çıkarcısı, fuhuş köp-
rüsü kurmanın yolunu arayanlar; mafyaya eleman
yetiştirmek isteyenler için bulunmaz bir kaynak mı
yaratacak devlet? Yoksa gerçekten sosyal devlet
olduğunun bilinci ile düşman ordusu Polatlı'day-
ken Ankara'da Çocuk Esirgeme Kurumu'nu kur-
durup koruyucu başkanlığını üstlenen Atatürk'ün
başlattığı örnek projeyi titizlikle günün koşullarına
uydurarak yaşatacak mı?
Barbaros Köyü olayı, Sosyal Hizmetler ve Ço-
cukların Korunmasından Sorumlu Devlet Bakanı
Sayın Güldal Akşit'i öylesine ürkütmüş olmalı ki,
devletin 21 bin aileyi yukarıda sözünü ettiğim "ko-
ruyucu aile" statüsü ile bağlayarak sorunu çöze-
ceğine inanmış. Gerçi ortada somut adımlar elbet-
te henüz yok. Ancak CHP Izmir Milletvekili Canan
Arıtman, bir düşünce jimnastiği halinde de olsa
bu proje taslağına karşı çıkıyor. Barınmaya muh-
taç 21 bin çocuğu "Sevgi Evleri" denilen bu ne ol-
duğu bilinmesi çokzorçatıların altında nasıl birteh-
likenin bekleyeceğini duyurmak istiyor.
Arıtman'ın "Mevcut yurtlan yeterince denetle-
yemiyorsun, bu çocuklar istismar ediliyor. 21 bin
aileyi nasıl denetleyeceksin? Çocuklar tacize uğ-
rayabilir, bunun denetimi nasıi olacak? Bu çocuk-
lar Islamcı mı, faşist olarak mı yetlştirilecek" so-
rusu her türlü önyargıdan uzak ve doyurucu ola-
rak yanıtlanabilir mi? Kim hangi cesaretle Canan
Arıtman'ın duyduğu kuşkuların geçersizliğinin al-
tına imzasını atabilir? Izmir milletvekili, bazı bakı-
cı ailelerin bu çocuklan besleme olarak kullanma
tehlikesini de öne çıkartıyor. Dünkü açıklamasın-
da söylediği gibi Osmanlı'da ve Cumhuriyet'in ilk
yıllarında kimsesiz çocuklar ailelerinden alınıyor
ve evlerde yetiştiriliyordu. O sırada da boğaz tok-
luğu ve üst baş karşılığı hizmetçi olarak çalıştırılı-
yorlardı.
Maazallah, AB kapısında bekleyen Türkiye, kim-
sesiz çocuklarını çağdaş köleler gibi boğaz toklu-
ğuna aile ırgatı yaptığı suçlaması ile yeni belalar
mı arayacak?
Arıtman'ın düşünce aşamasında üstüne projek-
tör çevirdiği bu sakıncalı oluşum, okulları kapata-
rak eğitim sorununu çözmeye çalışan Maarif Na-
zırı'nı anımsatıyor. Var olan sistemin karşılaşılan ak-
saklıklarını giderme yolu varken kimsesiz çocuk-
ların korunmasını, denetlenmesi mümkün olmaya-
cak bir düzenlemeye ihale etmek mi?
Sakın ha?..
Faks: 0 212 677 08 21 obirgit(» e kolay.net
Emin sirin önerge verdi
Öğrend affinın doğrudan
gündeme cdınmasına ret
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Istanbul
Bağımsız Milletvekili
Emin Şirin'in öğrenci
afFıyla ilgili yasa öneri-
sinin doğrudan genel ku-
rul gündemine alınma-
sı için verdiği önerge
reddedildi. Milli Eğitim
Komisyonu Başkanı
Tayyar Alnkulaç, "ko-
nuyu olgunlaşnrmakiçin
tcmaslar yürüttüğünü,
konuyu komisyonda ele
alıp genel kurtda getire-
ceklerini" bildırdı.
Şirin, 1980'denbu ya-
na 224 bin öğrencinin
üniversitelerle ilışığinin
kesildiğini vurgularken
u
Kendiisteğiyleilişiğini
kesenler çıkarıhrsa 100
bin civanııda öğrencivar.
Bu gençlere bir şans da-
ha verilmeli" dedi. CHP
grubu ise kendilerine so-
mut öneri gelmediği için
Altıkulaç'ın yasaöneri-
sini bekleme kararı aldı.
CHP Grup Başkanveki-
li Kemal Anadol, parti-
li TBMM Milli Eğitim
Komisyonu üyeleriyle
bir araya gelerck Altı-
kulaç'ın girişimini de-
ğerlendirdi. Affın "tör-
ban affı"na dönüşme-
sınden endışe eden
CHP'lıler, hazırlanacak
yasa önerisine göre tavır
belırleme konusunda
görüşbirliğine vardılar.