Catalog

SAYFA CUMHURİYET 27 ŞUBAT 2005 PAZAR 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Istanbul Y 14 Sinop Y 16 Adana Y 18 Edirne Y 13 Samsun PB 19 Kocaeli Y 16 Trabzon PB 16 Çanakkale Y 13 Giresun PB 16 Izmir Y 16 Ankara Y 11 Manisa Y 15 Eskişehir Y 12 Y 11Aydın _Y 1£5 Konya Denizli Y 14 Sıvas Zonguldak Y 15 Antalya Y 16 Kars Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Y Y Y Y Y K Y 18 10 12 12 11 3 7 PB -2 Butün bölgelerimiz par- çalı çok bulutlu, Orta ve Doğu Karadeniz ila Doğu Anadolu'nun kuzeydoğu- su dışında kalan tüm yurt yağışlı geçecek. Yağışlar yağmıır ve sağanak, yıır- dun batı kosımlonnde et- kıli olmak uzere gokgurul- tülü sağanak şeklinde olacak Hava sıcaklığı Doğu Anadolu'nun batısı ıle Guneydogu Anado- lu'da biraz azalacak. DIŞ MERKEZLER Oslo Helsınki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn B PB K K PB PB PB B -4 1 -3 3 -1 -? 0 -3 Berlin K -1 Moskova K -6 Budapeşte K 3 Aşkabat PB 14 Madrıd PB 9 Astana PB -2 Viyana Belgrad _K 0 Taşkent PB 15 4 Bakû PB 14 Sofya Roma _5 Bişkek PB 10 Y 8 Tiflis B 13 Atina PB 16 Kahire B 27 Münih K -3 Zürih K -3 Şam PB 20 Taşkent Tahran Pargalı bulutlu Bulutlu > Çok bulutlu ı Yağmurlu GUNCEL CUJNEYT AKCAYUKEK • liuşturafı l. Sayfadu 30 Ocak Irak seçimlerinden hemen sonra, yaklaşık 15 gün önce Kürdistan Yurtseverler Birliği lideri Celal Talabani'den gelen bir mek- tup.. bu mektuptaki çağrıya uyarak Irak özel Temsilcimiz Osman Korutürk'ün -MİT ve Ge- nelkurmay dahil- bir heyetle Talabani'yi ziyaret edişi.. Kürt aşiret reisine Başbakan'ın sıcak sa- tırlariçeren karşı mektubu.. şaşırtıcı birgelişme olarak karşılandı. ZiraTürkiye, Talabani'ye hiçbir zaman güve- nilir bir insan gözüyle bakmadı. Talabani, ikiyüz- lü politikaları fevkalade maharetle uygulayan bir insan diye tanınıyor. PKK ile savaş yıllarında Kuzey Irak'a giren Türk askerinden terör örgütünü himaye eden davranışlarını Türkiye unutmuş değil. Burada başka, ülkesine döndüğü veya ABD'yi, Ingilte- re'yi ziyaretinde başka havalar çalması ikiyüz- lülüğüne örnek. Ne oldu da Türkiye birden Ta- labani'ye kucak açtı? • • • önce iki noktayı dikkate almak gerekiyor. Ta- labani'nin Türkiye'siz bir Kuzey Irak düşüneme- diğini içeren açıklamalarına öteki Kürt aşiret re- isi Barzani ne ölçüde katılıyor, henüz bilinmi- yor. Ikinci nokta daha belirgin: Irak Kürtlerinin "şimdilik" bağımsız Kürdistan Devleti'nden vaz- geçtiklerini, Kerkük'ün bir Kürt kenti olduğunu yinelemelerine karşın özerk Kürt bölgesinde başkentin Erbil veya Süleymaniye olacağını açıklamalarından sonra... Görünürde iki aşire- tin birden politik bir manevraya girişmesi... Ta- labani'nin Türkiye'ye "büyük dost ve dostluk" gösterisinin gerisinde siyasal yeni bir manevra- nın yattığı öngörülebilir. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan'ın "Türkiye'yiyakından tanıyan, Türkiye'nin de ken- disini iyi tanıdığı, Türkiye'yi birçok defa ziyaret etmiş 'tecrübeli' bir siyaset adamı" diye övdü- ğü Talabani; Kürtlerin de Diyarbakır'dan, Van'- dan söz etmeye hakkı olduğunu dokundurarak (tehdit ederek) "Türkiye 'bizim içişlerimize' ka- rışamaz" diyordu. Fakat Talabani RTE'ye gön- derdiği mektupta "Dostluğumuzu devam ettir- mek ve aramızdaki yanlış anlamaları gidermek istiyoruz" der demez; bizimkilerin ayakları suya erdi. Korutürk kuş sütünün eksik olduğu bir sof- rada ağırlandı. Irak Devlet Başkanlığı'na aday Talabani'nin Irak'ın bütünlüğünü, laik ve demok- rat bir Irak'ı savunacağını söyleyen vaatlerini çantasına koyarak Ankara'ya döndü. ••• Hükümet Kuzey Irak'la ilgili politikasını şubat ayı başından itibaren değiştirdi ve.. uygulama- ya koydu. Kurulun yayımladığı bildiride "Yeni Irak yöne- timi ve halkının 'tüm kesimleriyleTürkiye'nin ya- kın diyalog ve işbirliği içinde olmasının' önemi üzerinde durulduğunu" açıklaması; hükümetin günlerce önce başlattığı ve uyguladığı Talaba- ni'yle yakınlaşma politikasını MGK'nin onayla- dığını kanıtlıyor. Bir başka açıdan bakıldığında, Türkiye'nin uzun orta vadeli politikalar üretemediği, güncel gelişmelere ayak uydurmayı yeğlediği ve... Talabani'nin girişimiyle başlayan yeni süre- cin; hükümetin rotasını çizdiği politikaların ma- rifeti olmadığı, Kuzey Irak Kürtlerinin saptadığı politikaların uydusu durumuna düştüğü izleni- mi veriyor. AL GÖZÜM SEYREYLE IŞIL ÖZGENTÜRK Her işi yaparım yeter ki iş olsun! I Buşturafı Arka Sayfadu kendi için kurduğu dahakaliteli bir yaşam pla- nını uygulayamıyor. Çünkü dönem kriz döne- mi. Hangi koşullarda olursa olsun iş bulanın o işe tırnaklarıyla tutunduğu, insanlann fazla mesai, yıllık zam, cumartesi tatili, analık hak- ları gibi hakları unuttuğu bir dönem. Pek çok iş müracaatından sonra en olmaya- cak bir şeyi yapıp, "ne iş olursa olsun yapa- rım" psikolojisi içinde lise mezunu, hiçbir iş deneyiraı olmayan kişılerin yapabilecekleri işlere bile başvuruyor. Ama lanet olsun öyle bir özgeçmişi var ki, onun ilk anda işe çok uyguıı olduğunu düşü- nen birkaç işvercn, özgeçmişini okuyunca "Kusura bakma sen bize fazlasın" deyip anında vazgeçiyorlar. Sonuçta şunu bir iyi öğreniyor, "Ben her işi yaparım, limon bile satarım" öğretisi tü- müyle hayali bir durum. O limon bile satamı- yor ve güzelim evinden çıkıp annesinin yanı- na taşınıyor. Şimdilerde yepycni bir alanda uzmanlaşmaya, öğretilerini hayata geçırmeye çalışıyor. Ama onunla birlikte aynı koşuya çı- kan o kadar çok kadın ve erkek var ki, işi ol- dukça zor. Peki bu günlerde sağa sola bakarken hiç dü- şündünüz mü, birdenbire her yerde takı kur- su, ahşap boyama kurslan pıtrak gibi bitmeye başladt. Emin olun insanlar bu kurslara hobi olsun diye gitmiyorlar, yeni bir alanda beceri kazanmayı, bunu paraya çevirmeyi planla- dikları için, ilk buldukları ipe sarıhyorlar. Kısaca geçirdiğimiz büyük ekonomik krizin etkileri, asıl şimdilerde dalga dalga derınlik- lere doğru ilerleyip adeta bir burgu gibi top- lumsal yaşam kalitcmizi aşağıya çekiyor. Ve ben merak edıyorum, beyaz yakalıların isyanı nasıl nasıl olacak? isilo/,^eııüırk(<< superonliiie.com Kartı Yeni evlenen iki muhasebeci 15 milyar lira için öldürüldü. Kent ayağa kalktı Manisa'da gaspçı dehşeti Haber Merkezi - Tüm Türki- ye'de artan gasp olayları çete ha- linde yapılmaya başlanırken, Manisa'da iki muhasebeci öldü- mlerek gasp edildi. lnfiale neden olan cinayetten sonra protesto dü- zenleyen bir grup, Manisa'da bu- lunan TBMM Başkanı Bülent Arınç ile görüşmek istedi. An- cak Annç, defile izlemeyi tercih etti. tstanbul'da bir gnıp, iki kişi- yi gasp ettıkten sonra demir çu- buklarla döverek hastanelik etti. Yaralılardan birinin durumunun ağır olduğu bildirildi. Mersin'de de girdikleri evde gasp yapan 5 kişi yakalandı. Manisa-lzmir yolu üzerindeki Kotluca Apartmanı'nda 450 kamyoncunun üye olduğu Mani- sa SS MotorluTaşıyıcılarKoope- ratifi'ne giren kimliği belirlene- meyen kişiler, muhasebeciler Ce- nap Yapıcı (23) ve Selçuk Du- man'ı (26) telefon kablosuyla bagladıktan sonra telle boğarak KAPKAÇ İÇİN GÜVENÜK ZİRVESİ Haber Merkezi - Son günlerde giderek tırmanan kapkaç ve gasp suçlarına ilişkin zirve yapılacak. Başbakan Recep Tayyip Erdogan, mart ayı başında kapkaç ve hırsızlık olaylan başta olmak üzere büyük kentlerde yaşanan güvenlik sorunlanna yönelik bir "güvenlik zirvesi" düzenleyeceğıni açıkladı. Güvenlik zirvesine MİT, emniyet ve jandarma başta olmak üzere devletin bütün güvenlik birimlerinin katılacağı bildirildi. öldürdü. Katiller, daha sonra ka- sadabulunan 15 milyaıliıapara- yıalarakkaçtı.Yapıcı'nın 15 gün, Duman'ın ise 3 ay önce evlendi- ğini belirten kooperatıf başkanı Fahrettin Baru, "Kooperatif bundan iiç ay önce de soyul- muş, 3.5 milyar lira paramız ça- lınmıştı. Zanlılar kısa sürede yakalanmıştı. Bu kez hem pa- ramız çalındı, daha da acısı 2 de canımız gitti" dedi. Olayın duyulmasının ardından kooperatif önüne toplanan çok sayıda kamyon şoförü, özel araç- lanyla konvoy oluşturarak kent merkezine gitti. Klakson çalarak olayı protesto eden kamyoncular araçlanndan inerek, Yeni Han'ın açılışını yapan Bülent Arınç'la görüşmek istedi. Arınç ve Vali Orhan Işın ile görüşmek istcdik- lerini belirten kamyoncular ikna edilerek dağıtıldı. Arınç defileye gitti Kamyoncularla görüştürülme- yen TBMM Başkanı Bülent Annç ıse eşı Münevver Arınç ile Manisa Anadolu Kız Meslek Li- sesi öğrencilerinin hazırladığı de- fileyi izledi. Defilede konuklara 13 öğrenci 30 değişik kıyafet sundu. tstanbul Kâğıthane'de Meh- met Gümüş ve Mustafa Bolat, önünü kesen bir grup tarafından demir çubuklarla dövülerek gasp edildi. Okmeydanı SSK'de teda- vi altına alınan ve kafasından so- pa darbesi alan Mehmet Gü- müş'ün sağlık durumunun ağır olduğu öğrenüdı. Mersin'de de balkondan girdik- leri evdekileri bıçakla tehdit ede- rek 5 cep telefonu, para vc ziynet eşyasını aldıklan belirlenen 4 kı- şi polis operasyonunda yakalan- dı. Zanlılar, A.D, C.G, F.E. ve K.D'nin Piri Reis Mahallesi'nde girdikleri evden 5 cep telefonu, 800 milyon lira, bir altın bilezık ve küpe, 2 yüzük, 2 kol saati al- dığı ileri sürüldü. Zanlılann, po- lısteki sorgulannın ardından ad- liyeye sevk edilecekleri belirtıldi. 'KKTC 'yiyaşatmak namusumuz' KKTC Cunıhuı başkaııı Rauf Dcnk- taş, Kuzey Kıbrıs'ı yaşatnıanın nanıus ve şeref meselesi olduğunu belirterek "Türk hükünıetinin Kıbrıs Rum ida- resini meşru hükümet olarak tanıma- yacağı, KKTC'yi tanımaya devam ede- ceği so/ıi, bizim açımı/dan milli senet olarak kabul edilmekte" dedi. Denk- taş, İstanbul Barosu'nca Batıçeşchir Üniversitesi Beşiktaş Yerleşkesi'nde düzenlenen "Son Gelişmclcr Işığında Kıbrıs" konulu panclc katıldı. Kıbrıs mesclcsinin "Yunan'a ve Rum'a bıra- kalım" diyerek çözülemeyeceğini söy- leyen Denktaş, bunu birkaç köşe yaza- rından başka kimsenin söyletnediğini ifade etti. Denktaş'ın konuşması sık sık alkışlarla kesilirken, izleyiciler arasın- da bulunan emckli Vctcrincr Albay Gülcemal Karakoç, oturum masasının önünde "Denktaş'a övgü dolu" şiiıicı okudu. (Fotoğraf: FATİH ERDOGDU) HADEP ÎÇtN TAZMtNAT KARARI içişlerVne telekulak cezası ANKARA (AN KA)- içişleri Bakanlığı, mah- keme karan olmaksızm dinlediği HADEP'inte- lefonlan için 1 milyar li- ra manevi tazminat öde- meye mahkûm oldu. tzınsiz telefon dinlediği "telekulak skandalıy- la" ortaya çıkanAnkara Emniyeti'nin bağlı bu- lunduğu îçişleri Bakan- lığı, bu yüzdcn kapatı- lan HADEP'e manevi tazminat ödeyecek. HADEP, telefonları- nın dinlenilmesiyle ha- berleşme özgürlüğünün cngellendiği gerckçe- siylc Ankara 5'inci tda- re Mahkemesi'ne, Içiş- lerı Bakanlığı aleyhine tazminat davası açmıştı. Ankara 5. tdare Mahke- mesi, Îçişleri Bakanlı- ğı'nın HADEP'e 1 mil- yar lira manevi tazminat ödemesine karar verdi. Ankara 5'inci Idare Mahkemesi'nin gerek- çeli kararında, anayasa ile güvence altına alınan haberleşmenin gizliliği esasının hukuk kuralla- nna uyulmaksızın, tele- fon konuşmalanmn ida- re ajanlannca dinlenme- si olayında idarenin ağır hizmet kıısuru bulundu- ğıı belirtıldi. Karann, îçişleri Bakanlığı tara- fından temyiz edilmesi üzerine, dosya Danış- tay'a geldi. Danıştay, 1 mılyarlık manevi tazmi- nat karannı onadı. An- cak HADEP'in kapatıl- ması nedeniyle söz ko- nusu tazminat Hazi- ne'ye ödenecek. Vakit'e Almanya'da yasak ALtYILDIRIM BERLtN - Yaptığı yayınlarla Alman ma- kamlarının dikkatini üzerinde toplayan ve uzun bir süredir yakından izlenen 'Anado- lu'da Vakit' gazetesinin yayıncı şirketi, Fe- deral Îçişleri Bakanı Otto Schily tarafından yasaklandı. Alman Bakan, bu tür gazetelenn Türkiye'de de yayımlanmaması için Türk tçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ile görü- şeceğini bildirdi. Merkezi Frankfurt yakınlarındaki Mörfel- den-Waldorf'ta bulunan aşırı sağcı "Ana- dolu'da Vakit" gazetesinin yayıncısı şirket Yeni Akit GmbH'nın geçmişte "tsrail, Ya- hudiler ve Batı toplumsal düzenine karşı halkı kışkırtıcı yayınlar yaptığını" kayde- den Schily, yasak karannın Hessen eyaleti ile işbirliği içinde gerekli kanıtlartoplanarak ve malvarlığına da el konularak uygulandığını belirtti. Vakıt'in yayıncısı "Yeni Akit GnıbH"nın ciddi habercılık kısvesı altında Batı karşıtı kışkırtıcı yayınlar yaptığının al- tını çizen Federal Îçişleri Bakanı, "Yeni Ak- it GmbH gibi bir örgütün" Almanya'da ya- şayan ve Türkçe okuyan insanlan böyle Ya- hudi karşıtı ve Batı karşıtı birpropaganday- la kışkırtmasına göz yumulamayacağını, bu- nun, kendi kendisini koruyabilen bir demok- rasi açısından kabul cdilebilirbiryanı bulun- madığını vurguladı. Otto Schily, gazetede art arda yayımlanan yazılann, bu anlayışın istis- nai ve tekil olmadığını gösterdiğine dikkat çekerek halkın sıstematık olarak kışkırtıldı- ğını ve buna tahammül edılemeyeceğmin de altını çızdı. SPD'li bakan, yasaklanan yayınevinin geç- mişte de bu nedenle sürekli uyarıldığını, an- cak yapılan soruşturmalararağmenaynı içe- riğin yayınevi yönetimince sertleştirildiğini bildirdi. Anayasanın garantisi altındaki dü- şünce ifade özgürlüğünün yüksek bir değcr olduğunu hatırlatan Otto Schily, Dernckler Yasası'nın 3 ve 17'ncı maddelenyle Ceza haklfyd Yasası'nın 130'uncu maddesine dayanarak alınan yasak karannın gerekçesinde, "Beüi halk {jruplaı ııuıı insani değerlerine karşı yinelenerek sürdürülen saldırılar karşı- sında, bu yasak gerekli ve uygundur" gö- rüşünü de dile getirdi. 'Geç kalııuir eleştirisi Federal Îçişleri Bakanı Otto Schily, yasak- la ilgili olarak Cumhuriyet'in de sorulaıını yanıtladı. Ana muhalefet partisi CDU'nun yasak karanndan hemen sonra yaptığı açık- lamada "geç bile kalındı" ıfadesıni eleştı- ren Schily, şöyle konuştu: "CDU devamlı eleştiriyor ama bu konuda bir öııeri gctir- diğini ben bilmiyorum. Böyle bir yasak karannı vermeden önce, !>i/ konuyu iyice araştırdık ve bu konuyla yakından ilgilen- dik. Böyle bir yasağın gclnıesini övmcsi gerekirdi aslında CDU'nun." Bu arada Abdurrahman Dilipak'ın "Va- kit" yazan ve "Başbakanlık İnsan Hakla- rı Danışma Kurulu Üyesi" sıfatıyla TB- MM tnsan Haklan Araştırma Komisyonu'na başvurusundan hareketle "herhangi bir diplomatik sorıın çıkma ihtimali bulun- madığını" belirten Schily,Türkiye'den abo- nelere gönderilecek gazeteler hakkında da "Beninı Türkiye'de herhangi bir yaptırım gücüm yok, ama nıeslektaşım Aksu ile böyle gazetelerin Türkiye'de de yayımlaıı- mamasını sağlaması için görüşmeler ya- pacağım" dedi. Avrupa Parlamentosu Yeşıller üyesı Cem Özdemir de Cumhuriyet'in bir sorusu üze- rine, Schily'ninyasaklanıakararım "selanı- ladığını" belirterek, şunlan söyledi: "Türkiye'dcki dostlarımızla şunu ko- ıııışmalıyız: Böyle bir gazete, böyle bir fel- sefe, ne Türkiye'nin lehinedir ne de Avru- pa'nın lehinedir. Türkiye'deki anayasaya, Türkiye'deki değerlere aykırı bir şey ola- rak bu gazete Türkiye'de de bence yasak- lanmalı. Milli Gazete de aslında Vakit ga- zetesinin gerisinde değil. Milli Gazete'ye baktığımızda yine aynı şekilde büyük so- rıınlar yaşıyoruz demokrasi konusunda, insan haklan konusunda, farklı dinlere bakış açısından. Camilerde de okunma- malı bu gazete, yani camilerde de bu ga- zetenin bulunnıaması bence son derece öıu-ıııli bu konuda inandırıcı olmak için." OSulu kar ı Gök gürültfllü GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfadu La Fontaine ve Ezop ile uzun yıllardır sürdür- mekte olduğumuz dostluk, doğrusunu söylemek gerekirse beni hayvanlar âlemine daha çok yak- laştırdı. Helegeçen dönemin iktidarortakları kurt, güvercin ve an, bu dostluğumuzu daha da pekiş- tirdi. Siyasi partilerin amblemlerini hayvaniardan seçmesi, başlıkta da vurguladığımız gibi belki de insanın insanlığı onlardan öğrenmesinin siyasal bir yansıması. Musa Kart'ın kedi karikatürü beni yıllar önce kedilerle kurduğum dostluğa götürdü. 90'ların or- tası idi. Uzun bir Orta Amerika gezisinden sonra Ankara'ya dönüşümde evin bütün pencerelerini açıp şöyle bir havalansın demiştim. Sabaha karşı bir ses. Bir grup kedi miyavlıyor. Bütün pencereleri açtım ya, "Sokaktandır" de- dim. Az sonra miyav sesi kulağımın dibinde be- lirdi. Meğer bir kedi pencereyi açık bulunca gir- miş benim odaya, yatağın hemen yanındaki do- labın dibinde bir güzel dört yavrusunu doğurmuş. Şimdi ne yapmalı? Sokağa bırakmak olmaz... Hadi biraz büyüsünler, sonrasına bakarım dedim. Sabahları süt, akşamları kasaptan ciğer. Benim bütün düzen değişti. Gece uzunca bir yemeğe gi- deceğim zaman önce eve uğruyorum, karınlarını doyurup sonra geçiyorum. Dört yavrunun renkleri beyaz yoğunluktan siyaha doğru alaca gidiyor. E artık bütünleştik, bunlara ad da koymalı. O günler- de Mel Gibson'un birfilmine gitmiştim. Haydi de- dim, en yakışıklı görünenin adı Mel olsun. Sonra bunu kafiye ile tamamlamalı. öteki Emel, yanında- ki Temel. En sonuncunun adı da Muhtemel oldu. Anne Safinaz, çocuklar Mel, Emel, Temel, Muh- temel... Yazı, sonbaharı birlikte geçirdik. Fırlama- lar nasıl da çabuk büyüdüler. Bir akşam üzeri eve geldim. Yavrulardan ikisi yok. Nasıl telaşlandım. Meğer balkondan aşağı- ya düşmüşler. Fırlayıp aldım. Karınları da aç. He- men süte daldılar. Sonrasında öyle bir ayaklarımın arasına dolanışları vardı ki, nasıl teşekkür ede- ceklerini bilemez bir haldeydiler. Sanki dışarıdan biri bastırıyormuşçasına bütün vücutlarını ayak- larıma, dizlerime yapıştırdılar. Şöyle bir dokun- dum onlara, dikkat kesilip bana baktılar. Bıyıkla- rından kuyruklarına kadar gözdüler, kulaktılar, bir sevgi olup içime aktılar. \ Kış yaklaşırken bir hafta sonu bir ilkokul öğren- ;' cisi kapımı çaldı. Yaz boyu gündüzleri balkonda kedileri izlemişler, onlara bir şeyler atmışlar, do- , yurmuşlar. Şimdi kışın ben kedileri içeri alıncagö- / remez olmuşlar. Onları veremez miymişim? Kedilerden ayrılmak zor, ama onlara kış boyu bak- mak da zor. Komşu da uzak değil. Tamam dedim. Daha sonra o komşularla tanıştık. Arada bir on- lara kedi gezmesine gittim. Onlar da sevdiler ke- dileri. Yazlığa giderken de yanlarında götürdüler. • • • Dostlar sofrasında ne zaman kediler gündeme gelse bu anımı anlata anlata bitiremem. Başba- kan kediye benzetilmeyi hakaret sayınca günler- dir yine bizim Mel, Emel, Temel, Muhtemel göz- lerimin önünden gitmiyor. Anıları canlanıp kaybo- luyor. Arada hayal kurup konuşuyorum onlarla. Di- limin ucuna kadar geliyor, sorsam diyorum: Başbakan olmak ister misiniz? Kızacaklar, hakaret sayacaklar diye korkuyorum... Soramıyorum. ankcum vı cumhuriyet.com.tr Af Öpgütü kurucusu öldü • LONDRA (AA) - üünyanın en büyük bağımsız insan haklan örgütü olan Uluslararası Af Örgütü'nün kurucusu Peter Benenson öldü. Benenson, Porte- kiz'in başkenti Lizbon'da özgürlük için kadeh kaldı- ran iki ögrencinin tutuklanması konusunda bir ma- kale okumasının ardından, 1961 yılında, Uluslarara- sı Af Örgütü'nü kurdu Benenson örgütü başlangıçta, "bir yıl sürecek bir kampanya" olarak oluşturmuşhı. Ecevit kitabını imzaladı • tstanbul Haber Servisi - Eski Başbakan Bülent Ecevit, tstanbul'da düzenlenen imza gününde "Bir Şeyler Olacak Yann" adlı şiir kitabını imzaladı. Me- cidiyeköy Profilo Alışveriş Merkezi'nde yer alan D&R mağazasındaki etkinliğe DSP'liler yoğun ilgi gösterdi înıza gününe DSP Istanbul ll Başkanı Mus- tafa Aslan'ın yani sıra il ve ılçelerin yönetim kurulu iiyelen ve yurttaşlar katıldı. Ecevit, bugiin Capitol Alışveriş Merkezi'nde kitabını imzalayacak. Iran 'karaborsa'dan öğrenmiş • VİYANA (AA) -Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na (UAEA) yakın diplomatik kaynaklar, "lran'ın, yaklaşık 20 yıldır, nükleer bomba yapı- mında kullanılan zengınleştirilmiş uranyumun nasıl elde edileceği dahil, nükleer bomba yapımına iliş- kin tüm bilgilere sahip olduğunu" ileri sürdü. lran'ın, bu bilgileri, Pakistanlı Abdülkadir Han'ın yönettiği karaborsa şebekesi yoluyla aldığı bildiril- di. Bir diplomatik kaynak, lran'ın bu bilgilere sahip olduğunun zaten bilindiğini, ancak yeni olanın, bu ülkenin bu bilgileri zannedilenden çok daha eski yıllarda elde ettiğiııin anlaşılması olduğunu belirtti. 1970'lerîn'kâbusu'yakalandı • WICHITA (AA) - ABD'nin Kansas eyaletindeki VVichita kentinde I97O'1İ yıllarda dehşet saçan, an- cak bugüne kadar nıcçhul kalan seri cinayctler işle- yen katilin yakalandığı bildirildi. Kendisine, "Bind, Torture, Kill (Bağla, Işkence Et, Öldür)" sözcükleri- nin başharflerinden oluşan "BTK" kod adını takan katil, cinayetler sırasında basına mektuplar gönderi- yordu. Katilin, geçen yıl mart ayında gönderdiği mektubun ızi süriilerek yakalandığı bildirildi. Türk Gambitr rekor kırdı • MOSKOVA (AA) - Rus sinema tarilıinin en pa- halı yapımlanndan biri olan "Türk Gambiti" göste- rime girdiği ilk iki günde hasılat rekoru kırdı. Ülke çapında 317 sinemada birden gösterime girerek bir ilke de imza atan filmin iki günlük hasılatının 2 mil- yon dolar olduğu bildirildi. "Rıısya'nın Ilollywo- od'a yanıtı" olarak sunulan 3.5 milyon dolarlık film, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nı konu edıyor