Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA
+
CUMHURİYET 27 ŞUBAT 2005 PAZAR
12 J v t _ f J^l U VT U leyla.tavsanoglu(<?)cumhuriyetcom.tr
KıbrısRum TemsilcilerMeclisiBaşkanı Hristofias'la adadakison durumu konuştuk
'Uluslararası camiabizi cezalandınyor'
($ Benimpartimle CTP
arasında helli bir diyaloğun
başlatılması arzusunda
olduğumuzu ifade etmek
istiyorum.
m İnsanlarımızda
çözüm arzusu vardı,
ama daha adil, daha dengeli
bir çözüm önerisi
bekliyorlardı. ^
(§ Türk halkı da aslında
egemen sınıfların ve aşırı
sağcı unsurlann
davramşlannın olumsuz
etkileri altında kaldı.
(• Günün birinde umalım ki
burada Birleşik Kıbrıs
Cumhuriyeti kurulur ve
çocuklanmız bu talebi
ilcri sürerler.
SÖYLEŞİ
LEYLATAVŞANOĞLU
Kıbns'ınRum tarafi AB üyesi oknanın ver-
diği rahatlığı yaşamaya çalışıyor. Ancak ke-
yifleri kaçıran nokta, iki hafta önce Anka-
ra'daki ABD Büyükelçüiği Ticaret Ataşesi'nin
başkanlığında büyük Amerikan şirketlerinin
temsilcilerinden oluşan bir işadamları gru-
bunun KKTC'yi ziyaret etmiş olması. Ay-
nca AB Komisyonu Başkanı Barosso'nun da
KKTC Başbakanı Mehmet Ali TaJat'la gö-
rüşmesi oluşan kaygılan körüklemiş görü-
nüyor KKTC'nin uluslararası arenada ya-
sal devlet olarak tanınması olasılığı, aııkışı
lan Kıbns Rum Yönetimi katlarında kâbus-
lann görülmesine neden olmaya başlamış
Böyle bir olasılığı telafiuz bile etmek iste-
miyorlar. Ama dünyada oynanmakta olan
büyük oyun çerçevesinde bölünmüş bir Kıb-
ns'ın, birleşik bir Kıbns'tan çok daha fazla
oyunun ustalannın işine gelebileceğini de göz
ardı edemiyorlar. Letkoşa'da Kıbns Rum
Meclisi binasında görüştüğüm komünist
AKEL Partisi lideri ve Rum Meclis Başka-
nı Demetris Hristofîas'ta da KKTC seçim-
lerini ve Kıbns'm geleceğiyle ilgili tahmin-
leri ele aldığımız konuşma srrasında benzer
birkaygı sezinliyorum. Mükemmel Ingıliz-
ce konuşmasına karşın tercüman aracıhğıy-
labu demeci Rumca vermeyi yeğliyor. Hris-
tofias, KKTC Başbakanı falat'ın son yap-
tığı kimi konuşmalardan ve Rum lider Tas-
sos Papadopulos'a ağır sözler sarf etmesin-
den de rahatsız olmuş gibi. Hristofias'ın bir
başka, belki de en önemli rahatsızhğı, Kıb-
rıs'ın askersizleştırılmesinden söz edilirken
adadaki egemen tngiliz üslerinin bu kap-
sam dışındatutulması. AKEL lideri, "BizKıb-
1-LSII Kuınlar ve Türkler, aramızda didişccek
yerde yeterG siyasi olgunluğa erismis olsay-
dık İııgili/ üslerini buradan çokran gönder-
miş olurduk" diyor.
- CTP lideriMehmet Ali Talat, KKTCse-
çimlerinin hemen sonrasmda, hedeflerinin
Kıbrıs sorununu çözmek olduğunu, ancak
Sayın Papadopulos'un bir çözüme diren-
diğini söyleyerek uluslararası camiayı Sa-
yın Papadopulos 'u tecritetmeye, daha doğ-
rusu göz ardı etmeye çağırdu Siz Talat'ın
bu çıkışını nasıl değerlendiriyorsunuz?
HRİSTOFtAS - Oncelikle partisinin al-
dığı yüksek oy oranı nedeniyle Talat'ı kut-
lamak istiyorum. Buradan yola çıkarak hem
Talat'ın kendisi, partisi ve Kıbrıs'la bütünba-
nştan ve çözümden yana olan tarafların ses
tonlannı aşağı çekmeleri gerektiği düşünce-
sindeyim. Bu açıklamaların ötesine geçe-
rek BM çatısı altında gerçek ve özlü müza-
kere sürecini başlatabilnıek anlayışıyla ön-
ce siyasalpartilerarasında, hatta benim par-
timle CTP arasında belli bir diyaloğun baş-
latılması arzusunda olduğumuzu ifade etmek
istiyorum. Bu diyaloğun gündeminde An-
nan Planı'mn her iki tarafça da kabul edile-
bilmesi için yapılması gerekli değişiklikler
bulunmalıdır.
Ancak böylesi bir süreçte Papadopulos, Ta-
lat dahil, biz dahil, kimin gerçekten çözümü
istediği ve kimin istemediği ortaya çıkacak-
tır. Talat'ın Papadopulos'u ya da Papadopu-
los'un Talat'ı aforoz etmesi, halkın büyük
kısmının arzuladığı çözüme ve bu çözüme
ulaşmak için başlatılması gereken özlü di-
yaloğa hiçbir katkı sağlamaz. Özellikle de
uluslararası topluluğa çağrı yaparak Papa-
dopulos'u tecrit politikası uygulamasını is-
temek, böyle bir sürece hiçbir katkıda bu-
lunmaz. Sayın Denktaş Kıbns Türk toplu-
ınıınım lideri olduğu dönemlerde biz Sayın
Denktaş'la müzakere yaptık. Bunu da Kıb-
ns'ta çözüm felsefelerimiz birbiriyle taban
tabana zıtken gerçekleştirdik. Bu ülkenin
anayasastna göre Sayın Papadopulos de-
mokratik yollarla seçilmiş cumhurbaşkanı-
dır. Ayn zamanda Kıbns Rum toplumunun
da lideridir. Ona saygı duyuyoruz. Sayın Ta-
lat'ın temsil ettiği kurumların ne kadar ya-
sal olduklarından bağımsız olarak, kendisı-
nin seçilmiş olmasına saygı duyuyoruz.
-Ancak Talat, "Sayın Papadopulos be-
nim cumhurbaşkanım olaına-, Çünkü biz
onu seçmedik " diyor. GeçmişteSayın Denk-
taş da benzer sözler söylerdi O dönemler-
de de Talat muhalefetteyken burasıyla il-
giligayetyıımusak îfadeler kulhmmlı, Aca-
ba şinıdi, sizin açınızdan gelen gideni arat-
maya mt başladı?
HRİSTOFİAS- Ben böyle bir ıddıada bu-
lunmadım. Bana sorduğunuz bu soru aracı-
lığıyla böyle bir mesaj vermek istemiyo-
rum. Ama şunu da söylemem gerek:
Dostum Talat'ın haksız olarak nitelendi-
receğım açıklamalan beni iki kez üzüyor. Çün-
kü ben Sayın Denktaş'tan bu tür açıklama-
lar beklerdim de Saym Talat'tan bu tür yak-
laşımlar beklemiyordum.
- Burada size başka bir sorum var. Sa-
yın Papadopulos referandumda Kıbnslı
Rumları hayıroyu vermeye yönlendirme-
di mi?
HRİSTOFİAS- Bu iddıalan Sayın Papa-
dopulos'a yapılmış bir haksızlık olarak de-
ğil, hayır oyu veren sıradan Kıbnslı Rumla-
ra yönelik bir haksızlık olarak algılıyorum.
Çünkü insanlann kendi iradeleri, kendi öl-
çüleri vardır. însanlanmızda çözüm arzusu
yeni geçiş noktalanmn açılması konusunda
olumlu bir tavır içindedir. Daha başka eko-
nomik ve sosyal önlemlerin alınması gün-
demde var.
- Bundan ne sonuç çıkıyor, peki?
HRİSTOFİAS - Bugüne kadar müzake-
relerin yeniden başlamaması Papadopu-
los'tan ya da Kıbns Rum tarafından kay-
naklanmıyor.
Annan tek taraflı hakemdl
- Ama BM Genel Sekreteri Annan böy-
le düşünmüyor...
HRİSTOFİAS - Annan böyle düşünmü-
yor, çünkü Türk hükümetinin görüşmeler-
deki bütün taleplenne olumlu yanıt vermek-
le de tek taraflı bir hakemlik yaptığı için ba-
şansız oldu. Taraflann hepsinin kabul ede-
bılecekleri bir çözüme gidilmesini sağlaya-
madı. Ben burada bütün ilgili çevrelerle sü-
reci tartışırken onlara belli endişelerimi ilet-
tim. Bu endişelerim tek taraflı olunmasın-
dan kayııaklanıyordu. Kendilerinden Sayın
Erdoğan'ı desteklemelerini istedim, ama
Kıbnslı Rumlann da temel endişelerine ya-
nıt vermeleri gerektiğini söyledim. Aynca on-
lara şu uyanyı yaptım: "Aksi halde referan-
kalılarveİngilizlerinpozisyonlannı yeniden
gözden geçirmelcri ve özlü diyalog yoluy-
la bu planda değişiklikler yapılmasınnı şart
olduğunukabul etmeleri gerekir. Şu anda bu
noktadabulunuyoruz. Papadopulos'a, Hris-
tofias'a ya da Kıbns Rum toplumuna so-
rumluluk yüklemek haksızlık olur. Bizi di-
yalog istememekle suçlayamazlar. Bu sü-
reçte olumsuzluklar yerine taraflann küçük
de olsa attiklan olumlu adımlan yakalayıp
öne çıkarmamız gerekir.
- Ne gibi olumlu adımlar?
HRİSTOFİAS - Brüksel'de AB'yle mü-
zakere tarihinin tartışıldığı gün Cumhurbaş-
kanımız Papadopulos'un olayı ele ahş biçi-
mi nedeniyle Sayın Erdoğan, Sayın Talat ve
Kıbns Türk toplumu liderliğinden Papado-
pulos'ayönelikbirkaç farklı söz beklıyorum.
17 Aralık'tan sonra Papadopulos'un Brük-
sel'de attığı adımı olumlu olarak değerlen-
dirmek yerine, "Farkh bir davranış sergile-
yemezdi" demeye başladılar.
Papadopulos sunulduğu gibi olumsuz bir
siyasetçiyse vetosunukullanabilirdi. lleriye
bakmak, özlü bir diyalog başlamasını ve bu
sorunu çözmek istiyorsak saldınlar ve sert
suçlamalar buna zarar venr. Özlü bir diya-
loğun kısa sürede başlatılması için gerekli
Kıbns Rum Temsilciler Meclisi Başkanı Demetris Hristofias benimle tercüman aracılığıyla konuştu.
vardı, ama daha adil, daha dengeli bir çözüm
önerisi bekliyorlardı. Bunun ötesmde refe-
randumdan sonramüzakereler tekrarlanma-
dı. Yani, referandumdan sonra bugüne ka-
dar geçen süre içinde müzakerelerin yeni-
den başlamaması Sayın Papadopulos'tanmı
kaynaklanıyor? Diyaloğun başlaması için
girişimde bulunmayla bağlantılı olarak 17
Aralık'a, hatta bııgüne kadar yaşanan süre-
cin analizini hiç kimse yapmıyor.
Mall yardım
- Neden yapmıyorlar?
HRİSTOFİAS - Çünkü herkes Sayın Er-
doğan'ın 17 Aralık sürecini başanyla geç-
mesini, aynca da Kıbns Türk toplumunda
sözde Meclis seçimlerinin yapılmasmı bek-
liyordu. Bunun ötesinde BM ve AB de da-
hil olmak üzere sonuıa ilgi gösteren çeşıtlı
taraflar tüm bu aylar boyunca Kıbnslı Türk-
lere yönelik sözde izolasyonlann kaldınlma-
sıyla uğraşıyorlardı. Bu süreçte bu konula-
ra ilişkin olarak Papadopulos ve tüm toplu-
mun olumlu yanıt verdiğıni söyleyebilirim.
Vatandaşımız olan Kıbnslı Türklere mali
yardım yapılması için önlemler alınmasına
katkı sağlandı. Ömcğin Kıbnslı Türklere
parasız sağlık hizmetleri sunulması, Yeşil
Hat Tüzüğü'nün daha da genişletilmesi sağ-
landı. Kıbrıs Hükümetı (Rum Yönetimi),
dumda buradan yüksek oranda hayır çıkar.
Dolayısıyla da BMGenelSekreteribüyük bir
başansızhkla karşı karşıya katar."
Ne yazık ki o zaman bizi dinlemediler. Ba-
kın, kendine ait nedenlerden dolayı Annan
bu başarısızlığı kabul etmek istemeyebilir.
Ama bu gerçeği kabul etmemesi onu daha
da zora sokuyor.
Öte yandan biz, taraflardan herhangi bi-
risinin hayır demesi durumunda planın or-
tadankalkmasını da doğrusu istemedik. Olan
bitenlere rağmen biz planın masada olduğu-
nu, bulunacak çözümün de planm paramet-
releri içinde bulunduğunu söyledik.
- lyi deplanda ciddi değişiklikler istemi-
yor musunuz?
HRİSTOFİAS- Biz planda yapılacak de-
ğişikliklerin bunun özünü ve felsefesini de-
ğiştınneyeceğini, fakat Kıbrısh Rumlann
temel endişelerine de yanıt verilmesi gerek-
tiğini söyledik. Genel Sekreter ise şu karşı-
lığıverdi: "Planımoradadbr.BeDibirsüre dü-
şüııün ve insanlannplanaolduğu biçimdeoy
vermeleri içinyeniden referanduma sokun."
Oysa referandum öncesi "Biziki toplumun
iradesine saygı gösterecegiz'' diyordu. Ba-
kın, zayıf olantarafbu taraf. Bugünyeni dün-
ya düzenmın etkileri altında yaşadığımız
için adalet geçerli olmuyor. Geçerli olanbu
düzenın adaleti. Sonuç olarak hem Genel
Sekreter'in, hem rollerini oynayan Ameri-
adımlar hemen atılmalıdır.
CTP çözümü savunuyor
- KKTC seçimleri sonuçlanna geri dö-
nersek, anladığım kadarıyla özellikle bu ta-
rafta hiç kimse CTP'nin bu kadar yüksek
oranda oy almasını beklemiyordu. Yaygın
olarak söylenen, ABD 'nin Ankara Büyü-
kelçiligi Ticaret Ataşesi başkanlığında bir
Amerikan şirketler temsilcileri heyetinin
KKTC'yegitmesi veBarosso 'nun Talat'la
görüşmesinin son hafta içinde seçim so-
nuçlarını önemli ölçüde etkilediği Siz bu
konuda ne düşünüyorsunuz?
HRİSTOFİAS- Tüm bunlann Talat'a yar-
dım amacıyla yapıldığını varsayalım. Ben
CTP'nin oy oranının bu noktalara ulaşma-
sının nedenlerinin bunlar olduğunu düşün-
müyorum. Geçen seçimlerde koalisyon hü-
kümetiyle Mustafa Akıncı'nın Barış ve De-
mokrasi Hareketi yanında işbirliğine giren
çevreler bu defa farklı bir pozisyon almış-
lardır. O dönemdeki işbirliğinin bugün ne-
den bozulduğunu izah etmekbenim görevim
değil. Ama bir analizci olarakkonuşmam ge-
rekirse yüzde 5 barajını aşamayan partile-
rin toplam oylarına baktığımızda bu yüzde
9'a ulaşıyor. Kendi aralannda birlik sağlan-
mış olsaydı kaybedılmiş oylar olmayacaktı.
Bunlardan aradığını bulamayan seçmen de
daha büyük güç olarak gördüğü CTP'ye oy
verdi. CTP Kıbrıs'ta çözümü savunan en
büyük parti
- Acaba Mustafa Akıncı, TKP'yiAngo-
lemli'ye bırakmayıp partisinin başında kal-
saydı çok daha başarılı olmaz mıydı?
HRİSTOFİAS - Sözünü ettiğim o güçler
birleşmeyi başarabilselerdi çokdaha yüksek
bir oran yakalarlardı. Ayrıca seçmen Eroğ-
lu'nun UBP'si ve öbür sağ partilerin oy oran-
lannın yükselmesi kaygısıyla da bana göre
haklı biçimde CTP'ye yöneldi. Bu da olum-
lu. Olumlu başka bir nokta da sıradan insan-
lann Kıbns sonınunıın çözümü yönündeki
arzulannı oylanyla bir kez daha ortaya koy-
malan.
- Demin çözüm için artıkABD ve tngil-
tere 'nin bir şeyleryapması gerektiğini söy-
lediniz. Ama ABD ve tngiltere eğer birle-
şik bir Kıbrısyönünde çözüm istiyorsa aca-
bu o Amerikulı işadamları heyetini neden
KKTC'ye gönderdiler?
HRİSTOFİAS- Ben onlann neyı yapma-
lan gerektiğini değil, neyi yapmamalan ge-
rektiğini söyledim BM'de kendilerineyakm
insanlarla bırlikte var olan o planı onlar yap-
tı. Türkiye'nin bütün taleplerinin karşılan-
ması yönünde de bir tavır ortaya koydular.
P O R T R E
DEMETRİS HRİSTOFİAS
7946, Girne doğumlu. llkgençlikyıl-
lanndan itibaren Kıbns'takisolhareket-
leriçinde yeraldı. Uyaşındayken Tüm
Kıbrıs Öğrenciler Birliği üyesi oldu.
1964'te Kıbrıs Komünist Partisi olarak
adlandırılan Işçi Sınıfının llerici Parti-
si'ne (AKEL), Tüm Kıbns Işçi Sendika-
ları Federasyonu'na ve BirleşikDemok-
ratik Gençlik Hareketi'ne girdi. Bu ara-
da yükseköğrenimini Sovyetler Birliği
döneminde Moskova'da Sosyal Bilim-
ler Enstitüsü'nde tamamladı. Sovyet
Sosyal Bilimler Akademisi'nden tarih
doktorasıaldı. 1991 'den beriRum Tem-
silciler Meclisi'nde AKEL milletvekili. '
1988'den beriAKEL'in Merkez Komite-
sl Genel Sekreteri, aynı zamanda da
Rum Temsilciler Meclisi Başkanı. Son
Rum YönetimiCumhurbaşkanlığıseçim-
lerinde DİKO Partisi'yle işbirliğiyaparak
Tassos Papadopulos'un cumhurbaş-
kanı seçilmesinde büyük katkısı oldu.
Normalde bunu bu şekilde yapmamalan ve
referandumda hayır diyen Rum tarafinı ce-
zalandıracak bir davranış içinde olmamala-
n gerekıyordu.
'ABD ve İnglltere'den
çok çektik
1
- Ama öyle görünüyor ki cezalandırma
gibi bir davranış içindeler...
HRİSTOFtAS - Öyle yapıyorlar. Onun
için az önce, yeni dünya düzeninin etkileri
altında yaşıyoruz, dedim. Ama bu, bızım bu
durumu kabul ettiğimiz anlamına gelmez.
Ama kendimizi yeni dünya düzenini alaşa-
ğı edecek merkezi bir konumda da görmü-
yoruz. Elimizde var olan araçlarla bu küçük
adada bütün Kıbns halkının çıkarlannı sa-
vunmak zorunda olduğumuzu düşünüyo-
ruz. Ben onlann var olan pozisyonlannı ye-
niden gözden geçirmeleri gerektiğini söyle-
dim. Diyorlarki: "Planbudur.Bunuahn.Ak-
si halde cezalandınhrsınız." Amahalbmız
bu yaklaşımı kabul etmiyor. lyi kötü, bura-
da bir demokrasi var. Biz yabancı güçlerin,
Amerikalılann, tngilizlerin faaliyetlerinden
çok acı çektik. Anavatanlardaki gerici güç-
lerin faaliyetlerinin de bedelini ödedik. Kıb-
ns'ın içindeki şoven çevrelerin faaliyetleri
de bize büyük zararlar verdi. Şimdi kendi-
mizi savunmak istiyoruz.
Karşılıklı görüşmeleri sürdürmeliyi
- Görebüdiğim kadarıyla simdilik buradaki durum
çok bulanık. Ne olacağı belli değil... Önünüzü göre-
biliyor musunuz?
HRİSTOFİAS - Çok kısa bir süre içinde karşılıklı
saygı mantığının hâkim olmasını diliyoram. Mümkün
olsa da bugün özlü bir diyalog başlasa. Dar bir zaman
dilimine sıkıştınlmadan ve BM Genel Sekreten'nin
hakemlik rolü ohnadan kısa süre içinde bir çözüme ula-
şılabilmesini temenni ediyor ve umut edıyorum. Kıb-
rısh Türklerle ve Türkiye'dekı Türk halkıyla aynı ka-
deri paylaşıyonız. Halklar her zaman masumdur. Bu
halklar farklı çıkarlar ve farkh liderlerin kurbanı olur-
lar. Kıbns halkının Türk halkına ya da Türk halkımıı
Kıbns halkına her hangi bir düşmanlık duygusu bes-
lediğini düşünmüyorum.
Türk halkı da aslmda egemen sırufların ve aşın sağ-
cı unsurlann davramşlannın olumsuz etkileri altında kal-
dı. Sonuç olarak AB'nin bir banş alanı fırsatı yarattı-
ğına inanıyorum. Düşünün, eğerbanşabılırsek Kıbns,
Yunanistan ve Türkiye arasında bir banş köprüsü ha-
line gelebilirse Kıbrıs herkes için bir cennet haline ge-
lir. 0 zaman da meyve yemek için cennete gitmeyiz.
Yiyeceğimizi burada yeriz.
- İki hafta önce R1Sİ lideri Sayın Nikos Anastas-
yadis Türkiye'yegelerek Başbakan Erdoğan ve Dı-
şişleri Bakanı Gül'le görüştü. Bu gelişme bir ilkti.
Siz bu ziyareti nasıl karşıladınız?
HRİSTOFİAS- Ben Kıbnslı Rum liderlerin Türk li-
derlerle her tür temasın gelecekteki uzlaşma ve banş
için en iyi ön koşulları yaratacağını düşünüyorum. Fa-
kat dün dostum Melınıet Ali 'yi (Talat) dinliyordum. Bu
tür temaslara hayır diyordu. Türkyetkilileri sizden kim-
se göremez, gibi bir yaklaşım içindeydi.
Diyalogdan kaçınmamalıyız
- Acaba Talat Kıbrıs konusunu tekeline mi almak
istiyor?
HRİSTOFİAS- Onun ne istediğini bilmiyorum, ama
bu tür davranışlardan kaçınmamız gerekir. Eğer çözüm-
süzlük çözüm değilse ve tüm sorunlann çözümüne bi-
zi götürecek bir uzlaşı sürecine giriliyor iken neden so-
runlanmızı çözmek için diyaloga girmeyelim?
Bir yandan kendimizi çağdaş insanlar olarak nıtelen-
diriyorsak çağdaşlığın gereği olan diyalogdan neden ka-
çınalım? Talat, bizim Türk yetkililerle görüşmemiz du-
rumunda Türkiye'nin işgalci güç konumuna geleceği-
ni söylüyor.
Türkiye 1974'te darbeyi gerekçe göstererek Kıbns'a
giıdiğinde bunun uluslararası hukukta yeri neydi? Bu-
raya 35 bin Türk askeri geldi. Trajik olaylar yaşandı.
Bunlan tekrarlamaya gerek yok. Türk askerleri o za-
mandan beri hâlâ ve yasadışı bir biçimde adadalar. Bu,
uluslararası hukuk açısından böyle. Yani biz Sayın Er-
doğan'la Türk askerlerinin geri çekilmesi konusunda
görüşürsek kötü bir şey mi olur?
- Yani o görüşmede Türk askerlerinin çekilmesi de
söz konusu oldu....
HRİSTOFİAS - Tabii ki Türkiye askerlerini bir çö-
zümden sonra çekecektir. Ve tabiidir ki bir çözümden
sonra burada konuşlanmış olan Yunan askerlen de ge-
ri çekilecektir. Burada bulunan hangi asker olursa ol-
sun çekilmelidir.
Inglllz üslerlne de hayır
- Peki, buradaki tngiliz askeri üsleri ne olacak?
HRİSTOFİAS - lngiliz askeri üslerinin varlığını ne
Kıbnslı Rumlar, ne de Kıbrısh Türkler istiyor. Biz Kıb-
nslı Rumlar ve Kıbnslı Türkler olarak beynimizi ça-
lıştınp yabancılann kurbanı ohnasaydık ve çatışmalar-
tlaıı kaçınabilseydik bugün iki lıalk el ele olacaktık.
Üstelik de lngiliz üslerinin ve askerlerinin ülkeleri-
ne geri dönmelerini talep ederkonumda bulunabılecek-
tik. Şimdiyse Türkiye'nin varlığı işgal midir, değil mi-
dir, Türkiye'den getirilen Türk nüfus gitmeli midir, kal-
malı mıdrr, bunlan tartışıyoruz. Allah bizi kurtarsın. Bu
durumdan dolayı da ilk gündeme getinnemiz gereken
konuyu gündeme getiremiyoraz.
- Yani?
HRİSTOFİAS - Yani lngiliz üslerinin ve askerleri-
nin bu adada yeri yoktur konusunu gündeme getiremi-
yonız. Bunu yapabılsek sorunu kısa sürede çözeriz. Gü-
nün bınnde umalım ki burada Birleşik Kıbns Cumlıu-
riyeti kurulur ve çocuklarımız bu talebi ileri sürerler.
- İngiltere 'nin eski Kıbrıs Koordinatörü Sir David
Hanney'in son günlerde yeniden Kıbrıs'la ilgili gö-
rüşler açıklamasım nasıl karşılıyorsunuz?
HRİSTOFİAS- Bir kere Sir değil, Lord David Han-
ney (burada bir kahkaha atıyor). Bakın, bu konudaki
duygularım bilıniyor. Duygulanmın beni yönlendir-
mesine izinvennek istemiyonım. Çünkü bu iki güç (ABD
ve İngiltere) bu süreçte varlar. Bu süreci nasıl ele al-
dıklanna bakmamız gerekiyor ki sonuçta olumsuz ol-
duğu ortaya çıkıyor. Ama biz onlara sürece kaulımlannın
tek yanlı olmaması, olumlu olması gerektiğini sürekli
olarak söylüyoruz. Bu nedenle ben sürekli olarak on-
larla diyalog içindeyim. Artık Kıbrıs Rum ve Türk hal-
kı kendi kaderlerini kendileri saptayacak biçimde rahat
bırakılmalılar.