02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 6 EKİM 2005 PERŞEMBE DM Masumane çalışmalar yürüten, gençliği ABD ve Batı Avrupa egemenliğine inandıran bir sivil örgüt ClubMonacus'tanOrta Asya'yaatılan'ağ'Senatosu'ncaoluşturulan a 1967KatzenbachKomis- yonıTnun önerilenyle başlatılan, *va- laF ya da 'enstitü* örtüleri altına yerleş- tirilmış, yenı operasyon, öncelikle sos- yalist sistemin içerden çökertilmesinde denendi. tlkamaç. sosyalistdüzenınyı- kılmasının yanı sura, yeniden kurulacak dünya düzeninde, öncellikle Doğu Av- rupa'nın çözülmesini sağlama almak ol- du. Bağımsızlaşanülkelerdebaşınabuy- ruk yönetimlerin oluşmasını engelle- mek, güdümlü "demokrasiyegeçişr gü- vence altında tutınak amaçlandı. Üçüncü dünya ülkelerinin Doğu Av- rupa ûlkeleriyle bütünleşmelerinin. eşit- liğe ve karşılıkJı yarar ilkesine dayalı, bölgesel işbirlikleri geliştirmelerinin önüne geçilmeliydi. Bu ülkeler. karşılıklı yarara dayalı yeni ilişkiler sonunda, dûnya kaynaİda- nnın. 'uhıslararası denetim' adı altında. Batı kartellennin ellerine geçmesinin önünü tıkayabilirlerdi. ABD ve Batı Av- • 1980'li yıllarda başanyla yürütülen "project democracy" operasyonu, Nikaragua'dan sonra ilk sonuçlannı Doğu Avrupa ülkelerinde vermeye başladı. Avrupa'da yerleşik ve çoğu Birleşik Devletler tarafından parayla beslenen hükümet - dışı örgütler (NGO'lar) de doğrudan ya da dolaylı olarak bu operasyonlarda yer aldılar. rupa 'anti-komünist' dönemde ele ge- çirdiği güderek yönetme yetisini biran- da yitirebilirdi. Bu durumda, ABD ve Batı Avrupa, ipleri eline almalı, geliş- meleri yönlendırmeli ve yeni döneme uygun, görünürde devletten ve devletin açık-gizli kurumlanndan bağımsız, bir parasal kaynak ve yönetim merkezi oluş- turulmalıydı. 1983 sonlannda ABD Kongresi'nin onayıyla NED (National Endovvment for Democracy / Ulusal Demokrasi Fonu) kuruldu. CIA emek- lisi Ralph Mcgehee, bu kuruluşun işle- vini şöyle yorumluyor: "CIA'in ülkelc- rin kanşünlması operasyonlarda kulla- nılan birçok işlevinin NED'e transfer edilmesiyle, Demokrasi için Ulusal Fon'un kullanımına gidildi. CIA'in ör- tülü eylemlerine ek olarak, Uluslarara- sı Kalkınma Ajansı (AID) ve Birleşik Devletler îstihbarat Ajansı (L'SIA) da, 'demokrasi yayma' operasyonJannda yer almaktadırlar. Avrupa'da yerleşik ve çoğu Birleşik Devletier tarafından parayla beslenen hükümet- dışı örgüUer(NGO'lar) dedoğ- rudan yada dolayn olarak bu operasyon- larda yer alryorlar. Bu rür örgütler ve ajanslar aşağı yu- kan açıktaysalar da. CIA, hükümetİeri destekleme ve yıkma gibi birincil rolü- nü clindebuhındurmaktadır." Para kav- nağı. ABD hazinesi, yani devlettir. NED ise paranın kasası... Aynca vakıflar ile 'konsey' ya da 'ens- titü' ve 'Merkez' adıyla örgütlenmiş olan seçkinler kulüpleri ve hatta Ame- rikan sendıkalan. şirketleri, işadamla- n para havuzuna katıldılar Batı Avru- palı sıyasi vakıflar ve dernekler de or- tak bütçeye sonradan katıldılar. Amaç- lan gizlenemeyecek denli açıktır. Do- ğu Avrupa'yı, Afhka'yı, Asya'yı, Or- tadoğu'\u Okyanus devletlenni birlik- te yeniden kolonileştirmek; doğal kay- nakları çokuluslu şirketler aracılığıyla yağmalamak. Para ve eleman desteğiyle kurulan Soğuk savaş dönemi S oğuk savaş döneminde hayli iş yapmış olan Aydınlar Ocağı'nın etkın kuruculanndan Prof. Aydm Yalçın "Yeni Fonım Dergjsi"nin ba$- yazan ıdı ve 16-19 Eylül 1991 de Bod- rum Yalıkavak'ta "Club Monakus" adlı tatil sitesinde, Amerikan Istihba- ratçılannın ve uzmanlarının, Türk Dünyası temsilcilerinin, Türkiye en- telektüellerinin, Türkiye medyacıla- nnın, CIA destekli Hürriyet Radyo- su'ndan (Radio Liberty) Amerikah ve Türk yöneticilerin, daha sonradan li- beral dernekler kuracak olanların ka- tıldığı geniş, bazılanna göre 'biüm- seP olan dört günlük bir toplantı dü- zenledi. HANZE VE FULLER ABD'liler, NED'in katkılanylager- çekleştirilen toplantıya, büyük önem verdiklenni hem kurumsal anlamda, hem de deneyim birikimi anlarmnda özgün delegasyonuyla gösterdıler. Tanmmış kişilerin başında, 1980 öncesinde CIA İstanbul İstasyon Şe- fi olarak görev yapan Paul Bernard Henze ve CIA Ortadoğu-Uzakdoğu uzmanı Graham Edmund FuJler ge- liyordu. Henze ve Fuller, toplantıya RAND şirketi adına katıhyorlardı. CIAdan aynldıktan sonra RAND kadrosunda danışman olarak görünen Henze, NED için demokrasi projele- ri geliştinyordu. NED raporlanna göre Henze'nin uzmanlık alanında "Afrika,Asya,Or- ta ve Doğu Avnıpa, Yeni Bağunsız Dev- letler, Ortadoğu" bulunmaktaydı. P. B. Henze'nin çok özel uzmanlık alanına giren ülkeler arasındaysa, Ha- beşıstan, Entre. Sudan, Somali. Ken- ya, Özbekistan, Kırgızistan, Çin, Rus- ya. Gürcıstan, Azerbaycan, Mısır, ts- rail ve Türkiye bulunmaktaydı. Henze, bu çalışmaların amacını "Ozelliideyakın dostum Zbigniew Bre- zinski 'ye 1980 sonbahannda (12 Eylül darbe dönemi öncesi ve sonrası oüna- lı) donığa çıkan. kritik > ıllar boyunca, bana Türkiye konusunda deneyim ve bilgimi. ABD miIH güvenük sürecine aktarabilme fırsaöni tanıdığj için te- şekkür ederim* diyerek dışa vuruyor. dernekler ve vakıflar şebekesine NED teorisyenleri WEB (Örümcek Ağı) adı- nı verdiler. NED'e bağlı kurulan Ame- rikan Demokrat Parti örgürü (NDI), Cumhuriyetçi Parti örgütü (IRI), Işa- damlan örgürü (CIPE) ve Amerikan Sendika örgütü (ACILS) Türkiye dahil 92 ülkede güdümlü örgütlenmeler ya- rattılar. Bu örgütler 'SrvilToplum örgü- tü1 olarak anıJır oldu. Örgütler, çeşitli ortamlarda yan yana gelerek bir tür konfederatif yapı oluş- turarak devlet reformu, yerel yönetim- lerin güçlendirilmesi, kaduılara özgür- lük ve hatta çevre korunması, yerel ta- rih çalışması vb. son derece masum gö- rünümlerle 'proje' ve 'atölye' adı altın- da yaptıklan çalışmalara NED ve Av- rupa örgütlennden Euro ve dolar. usta eleman desteği verildı. Çalışmalann ABD'nin uluslararası çıkarlarına uyum- luluğu ve ABD Dışişleri'yle eşgüdüm içinde \-ürütülmesi esastı. Zaten NED'in çalışmalan .ABD Başkanf nın ve Sena- tosu'nun onayına tabiydi. Böylece ül- kelerde uzaktan denetlenebilir, yönJen- dirilebilir bir ağ oluşturuldu. Bu ağ, ulusal devletleri ultra-liberal yapıya ka- vuşturmak için devlet merkezlerinin otoritesini zayıflarmak, etnik aynştır- mayı 'çok kültüriülük' propagandasıy- la hızlandırmak. Insanhk mirası' ya da 'doğal miras' diyerek kültürel ve doğal kaynaklar üstündeki ulusal denetimi kırmakamacıylakullanılıroldu. Masu- mane çalışmalar yürüten, gençliği ABD ve Batı Avrupa egemenliğine inandıran bu ağ, zamanı geldiğinde topluca ayak- lanmalarörgütleyerek ulusal devletleri yıkmayı başarabilmektedir. 1980'li yıllarda başanyla yürütülen "project democracy" operasyonu, Ni- karagua'dan sonra ilk sonuçlannı Do- ğu Avrupa ülkelerinde vermeye başla- dı. Moskova'da da işler alttan alta yü- rütülmuştür. Daha sonralan MihailGor- baçov'a ABD'de ödül kazandıracak olan büyük atılımla ilerleyen "project" Sov- yetler Birliği'ni de dağıttı. İŞTAH KABARTAN ÜLKELER NED'in operasyonunda NIS (Newly Independent States /Yeni Bağımsızlaş- mış Ülkeler) başlığı altında, Doğu Av- rupa projeleri uygulanırken, Orta Asya ülkelerinde de operasyon başlatıldı. 'Av- rasya' başlığı altında toplanan bu ülke- ler iştah kabartıcıdır. Çünkü petrol ve gaz kaynakları zengindir. Üstelik Ba- tı'nm, Ortadoğu ve Afiika petrol kay- naklannı denetlemek için çektiği sıkın- tı düşünülürse, yepyeni bir seçenektir bu ülkeler. Yüzyıllann tüketim özlemlerinin kö- rüklenmesiyle kışkırtılabilecek pazar- lar Batı'nın iktisadi geleceğini belirle- yecek denli büyüktür. Amerikalılarla Asya Türkleri arasında tarihsel herhan- gi bir ilişki bulunmadığından ABD'nin Orta Asya ülkelerine dalması ve yön- lendirmesi oldukça güç görünmektey- di. Bu nedenle özenli bir ilişki kurulma- lıydı. Kapılaraçılıp, ilkgıriş sağlandık- tan sonra, gerisı nasıl olsa geririlir ve eği- tim için, din hürriyeti için. ifade özgür- lüğü için, demokrasi kurmak için gidi- lebilirdi. Türkiyeüstündendemokrasiihracı~F~ Tğur Mumcu, ilmigin bir ucunu 1989 'da I I yakalamıştı. Yeni Forum'da, CIA Tür- \^y kiye istasyon Şefi Paul Henze'nin de yazı yazdığını belirten Uğur Mumcu, dergi- nin aldığı paranın ilk taksidini açıklayıver- mişti: "NationalEndowmentFor Democrac)'- Ulusal Demokrasi Nakfı adlı kuruluşun 1988 yılı raporunun 18. sayfasında 'Türkiye'nin Amerikalı Dosdan Vakfi'nm Ankara'da 'Ye- ni Forum" adh dergiye 50 bin dolar para yar- dımı yapûğj yazıtayor. Aym raporun 19. sayfa- sında da yine "Yeni Forum Dergisine, aym vakfın 11.766 dolar gönderdigi açıklanryor." Uğur Mumcu'nun yazdığı bu satırlan oku- yunca, ABD ve Batı Avrupa'nın elbirliğiyle ülkemizi ele geçirme harekâtuıı inceleyip hal- kı bilgilendirenlerin "ihbarcı" ve "dar kafa- h" olarak nitelenmeleri, liberallerin Uğur Mumcu'ya "zehir hafiye" demeleri akla gel- mekle birlikte, "Onun öldürülmesinden son- ra bu ümikleri çekiştinneyi akıl eden bir iki yurt- sever çıksaydı başımıza bunca iş gelir miydi" diye sorulsa yeridir. Böyle yapılsaydı, 1993 yılında, Uğur Mum- cu'nun öldürühnesinden tam bir ay sonra, Wil- Kam Jefferson Clinton tarafından Kongre'ye sunulan NED 1991 -1992 Mali Yıl Raporu'nun 81. sayfasındaki sanrlar görülebilirdi. ABD Baş- kjjnı'nın onay<pdan geçmiş olan bu raporda- kı özgün açıklamaya göre; NED, Amerikan Türk Vakfı aracılığıyla, An- kara'daki Forum şirketıne, Türkiye "de demokrasi anla- yışını geliştirmek. öteld İs- İam dünyası ülkelerine Tür- kiye'deki deneyimi yayın yoluyla iletmek için, Yeni Forum dergisinin dağıtımı- nı yapmak; bir dizi kurs ve seminerdüzenlemek: birki- tap yayınlamak uzere 50 bin dolar tahsis etmiş. Aydm Yalçın' ın alınan pa- rayla ilgili olarak Yeni Fo- rum'da yaptığı açıklama, li- beral kökün derinliklerine, bir parçacık da olsa ışık ru- tartürdendi: "YeniForum'un Türkiye'de totaüter rejimle- re karşı ve demokrasinin yerleşmesiyle ilgili mücadeleye35 yıldır sürdürdüğü katküan des- tckkmek amaa güden bu \ardımuı gizli kapak- h hiçbir yanı yoktur." Amerika'dan ahnca gizli kapaklı olması ge- rekmiyordu. Hem darbelerden sonra kurulan yönetimlerin de totaliterlikle hiçbir ilgisi yok- tur. Maksat demokrasi olsun! Demokratik ve küresel yardımcının Türk cumhuriyetlerine uzatılan eli, "Fonım" ile sınırlı kalmadı. Kü- resel eğitim etkinliklerinin yanı sıra, Türkiye Uğur Mumcu siyasetinin deneyimlilerince kurulan ve yönetilen Türk Demokrasi Vakfı'na da ge- reken destek venldi. TDV'nin göre\i, eski So\r yet cumhuri- yetlerinın temsilcileri için. demokrasiye geçiş aracı ola- rak anayasa hazırlanması üs- tüne bir 'sempozyum' duzen- lemek olarak belirlendi. NED, bu iş için 40.000 dolar tahsis etti. Vakfın son genel başka- nının deyişiyle "ihbarcıhk'' yapmamak ve "Türkiye'nin demokratlan, kardeş ülkele- re anayasa \apma>ı öğretme yetkisini nereden alnıışlar ya da işi büyütüp. kardeş ülke- lere anayasa öğretmek üzere yabancı bir devletin parasal desteğine ne gerek vanü, diye önjargdı tavır afanamah mı?" diye sormamak gerekiyordu. Ne ki, yıl 1988 oldu- ğunagöre, liderleri 8 yıldır, partileriyse 5 yıl- dır, 12 Eylül rejıminin iktidar ortaklığını yü- rütmüş olanlann. herhalde demokratik anaya- sa yapım eğitimi verme haklan vardır, diye de düşünenler olabilir... Asya'ya uzanan ellerin bağlı olduğu kola hük- meden beynin, Türkıyeli dostlanyla Asya'ya birlikte ilerleyişini kavramak için, NED Yö- netim Kurulu Başkanlan'ndan VVinston Lord'un sözlerine başvurmak gerekiyor: "Hibe programımız, dünyanın tüm bölgele- rine ulaşarak, demokrasinin değerlerinin ve kurunılannın hızla büyümesi. kök salması ve yasalhk ve bağhhk kazanması gerektiği ilkesi- ne dayanmaktadır." Yeni Forum, soğuk savaş döneminin sonu- na doğru "project democracy" operasyonunun Türkiye'den Orta Asya'ya uzanan ipekli yol- da iyi bir başlangıç yapılmasına olanak sağ- lamıştır. Bu tür büyük toplantılan. önemli ka- tıhmcılarla kotarmak kolay olmadığı gibi, pa- halıdır da. Bu iş için yapılan yardım, NED'in veri tabanında yıllık 50.000 dolar olarak gö- rülüyor, ama bu miktar ancak yayın yapmaya yeterdi. 22 Şubat 1987 tarihli Yeni Gündem'de Yeni Forum'a Türkiye'nin Amerikalı Dostla- n aracılığıyla 100 bin dolar verildiği belirtili- yor. NED'in örümcek ağı (WEB) etkinliklerini sürdüren Ingiliz ve Batı A\Tupalı örgütler de boş kalmadılar. Bu örgütlerin en etkilisi olan Ingiliz "VVestminster Foundation" adlı vakfın ve Amerikan örgütlerinin Azerbaycan'da sür- dürdüğü işlere kısaca bakmak aydınlatıcı ola- caktır. YARIN: Azerbaycan örümcek ağında! PERŞEMBE ORHAN BURSALI AB, Türklük, Ulus, Proje Türkiye'nin AB üyeliği için müzakerelerin resmen başlaması kararlaştırıldı. Ne olursa olsun, nesnel gerçek budur. Chirac, 'Türkiye'yi nasıl engelleyeceksiniz.." gi- bisinden yöneltilen birsoruya, en düzgün yanıtların- dan birini verdi: "Referandum konusunda kararve- recekolan 10-15 yılsonrasının Fransızlandır, çocuk- lanmızdır, onlann yerine biz ne diyebiliriz, bu gele- cek nesillerin sorunudur.. Ancak şunu diyebilirim: Türkiye, Biriiğe üye olabilmek için bir kültürel dev- rim yapmalıdır..." Chirac doğru söylüyor. Türkiye'nin AB üyeliği, üye olup olamayacağı, Çerçeve Belgesi ile tamamen zamana bırakılmıştır. önümüzdeki 10-15 yıllık dönem krizlerle dolu ola- caktır. 17 Aralık ve 3 Ekim krizleri, gelecek krizlerin öncüleridir. Müzakere Çerçeve Belgesi'ne kriz ipuç- lan şüphesiz kasten konulmuştur. Bu ipuçları, Tür- kiye'nin tam üyeliğini gerektiğinde engellemek için, Avrupa Birliği'nin güvenceleridir. Görüşmelere, dünyanın hali, Avrupa Birfiği'nin gü- venlik ve ekonomik ihtiyaçları, Türkiye'nin de içinde bulunduğu bölgedeki gelişmeler, Avrupa'nın ekono- mik olarak canlanıp canlanmayacağı vb. gibi çok önemli konular eşlik edecektir. Tabii, Türkiye'nin müktesebata uyum yeteneği de esas belirleyici unsurdur. • • • Chirac'ın bahsettiği "Kültür Devrimi"ni bu ülke- nin gerçekleştirmesi ise en zor olanıdır. Köylü nüfu- sunuzu eritebilirsiniz, kentlere yığabilirsiniz, ama köylü toplumu olmaktan kurtulamazsınız... Kentle- rin kültürel ortalaması giderek düşecek ve kentleri- mizin köylüleşme katsayısı artacaktır!.. Kadınlar, Chirac'ın kastettiği kültür devriminin oda- ğındaduruyor. Kasap bıçağı ilekadınlann masaüze- rine yatırılıp kesildiği bir toplumda, kadınlann özgür ve eşıt yurttaşlar olarak toplumsal hayatta yerlerini almaları ne zaman mümkün olacak?.. Kaya Çilin- giroğlu adındaki "kentli ve uygaryurttaş"ın, eski ka- nsına, "Evine erkek alırsan ailem olmaktan çıkarsın" dediği bir uygarlık düzeyindeyız... Tabii bunlann ötesinde, AKP'nin, kadınları çarşaf- lama, kız ve erkek çocuklarını, Kuran kurslanyla da- ha minikken ülkemızde "din savaşlannın" askerleri olarak yetiştirme politikası ise AB üyeliğimiz önün- de en büyük engellerden biridir. • • • AB ile müzakerelerde, çerçeve belgesindeki "ça- tışmalı konular", "ipleri koparma" düzeyine gelme- diği ve durmadan ileri atılıp zamana ve çözüme bı- rakılabildiği ölçüde, müzakereler sürer ve müktese- bata uyumluluk çalışmalan Türkiye'nin hertürlü alt- yapısını değiştirir ve bundan yararlanınz. Türkiye, kendini değiştirebildiği ölçüde, Avrupa'yr sıkıştıracak- tır. Avrupa'daki içsel ve dışsal gelişmeler, ülkemiz ya- rarına seyrettiği sürece, Kıbrıs gibi çatışmalı konu- lann da gerilmesi değil, taraflann yaranna çözülme- si için uygun ortam yaratacaktır. Bu süreç zorlu, bıktıncı, krizle dolu... Ama bu yo- la girdik, yürüyeceğiz ve ülkemizde daha insanca ya- şama koşullannın yaratılmasını isteyeceğiz. AB, ülkenin 40 yıllık projesidir. Ne yazık ki bu projenin yerine ülkemiz, Güney Kore, Çin ve diğer yüksek teknoloji ile ülkelerini kurtaran ülkeler gibi, kendi projelerini koyamamıştır... Görüşleriye sık sık çatıştığım Yalıp Eralp, doğru birsözetmiştir: "Bizim ulusal sorunlanmız vardır, ama ulusal projelerimiz yoktur!" Bütün mesele burada kilitleniyor. "Ulusal dava"lar uğruna gözlerimizi kan bürür, ama ülkemizi yannlara taşıyacak hiçbir ulusal büyük projemiz yoktur! Ne CHP'nin vardır ne de başka birisinin.. ne de AKP'nin! Cumhuriyetin yüzüncü yılı, 2023'e yönelik ulusal he- yecan yaratacak hiçbir şey yoktur ortalıkta... Birçoğu- muz ise "Devleti KITIeştirmeyi'' proje sanmaktadır.. "Büyük Projeler" ve bunlar uğruna bir ulusal he- yecan yaratmakta sıfırız... • • • Fakat srfır olduğumuz başka şeyler de var: Ulu- sal nitelik gösterebilecek bütün heyecanlara da küf- retmek! Bunu Erdemir'in özelleştirilmesinde gördük.. TOBB ve Oyak'ın Erdemir'in "yerli sermaye"de kalması ve bir dünya aktörü olarak geliştirilmesi ar- zusu bile birçoğumuzu ürkütüyor! Erdemir'in Oyak'ta kalmasına TOBB masasından Türk bayrağı göste- rerek bir sevinç taşkınlığını dışa vurmak bile, "taraf- sız" durmayı marifet sayanlar tarafından "yabancı sermaye düşmanlığı" gibi algılanabiliyor. özelleştirmelerin, Türkiye'nin ulusal girişimcileri- nin bir dünya aktörü olması için ateşlemesi bizi kor- kutmasın! Ama yabancı sermayenin ülkemizde yatırımlar yapmasına karşı çıkmak, tabii ki ulusallık değildir.. Ülkemizin giderek artan oranda gerçek yabancı ya- tırımlanna ihtiyacı vardır. Bu, halkımızın iş olanak- larını arttıracak ve ekonominin gelişmesine şüphe- siz katkıda bulunacaktır. Ama bu Erdemir'de çok da gerçek değildir. Ben de buradan Oyak'a, kırmızı hilalli bayrak sal- lıyorum! Bazılan sanıyor ki, Avrupa Birliği'ne "Türk"lükten annıp, "aklanıp paklanıp", ne idüğü belirstz "ta- rafsız" birkimliklegireceğiz! Fransızların, Ingilizlerin, Almanların sapına kadar Fransız, Alman ve Irıgiliz ol- duğu birtoplulukta, kendisi olarak var olmaktan uta- nan insanlar, aynada kendilerine bir baksalar iyi olur! Ama şimdi moda: "Türklük" kaka! Ve bu düşün- ce ve duygunun yiğit savunuculannın at koşturdu- ğu birmedyaya sahip olabitecek kadar, dünyanın her- hangi bir ülkesinde görülmeyecek kadar özgür bir ülke oluşturabildik hiç olmazsa, nihayetü [email protected] DOĞANIN KORL7^vL4SINI SAĞLIYOR Nobel Kimya Ödülü, 'moleküllerin dansı'na Dış Habeler Servisi - "2005 Nobel Kimya Ödühı", karbon atomlarının gruplaşarak eski bileşikler- den aynlıp özgün bileşikler oluşrurmasında yaptıklan katkılanndan dolayı Fransız bilim adamı Yves Chauvin ile Amerikalı bilim adamlan Robert H. Grubbs ve Rkhard R Schrock'a verildi. İsveç'in başkenri Stock- holm'deki Bilimler Akademisi, üç kimyageri, "organik sentezde çifte aynşörma yöntemlerini gefiştirme'' çalışmalarından ötürü ödüle layık buldu. Chauvin, Grubbs ve Schork'un çalış- malan, doğanın korunması için zararsız yeni plastik ve ecza ürünlennın üretılmesinin yolu- nu açıyor. Üç kimyagerin, "Yeşil Kimya"da bü- yük hamleye hizmet ettikleri vurgulandı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear