23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 EKİM 2005 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA DIZI 17 Binlerce Mehmetçik'in şehit olduğu Sankamış'taki Allahüekber Dağlan acıyı yeniden yaşatıyor Sankamıs'ta hüzürdümola ARDAHAN'DAN SARIKAMIŞ'A Perihan Ergun ıldır havzası içinde yer alan Çıldır ılçesi y 1900 metre rakımda 15 bine yakın nüfiıs- lu bır yer. Ünlenmesine neden olan Çıldır Gö- lü, Arpaçay'a açılan kalp biçimindekı görünrü- süyle, pınl pınl tatlı suyuyla 124 kilometreka- relik yer kaplar. Ona bakıp da gerçekten çıldı- rasıya bir hayranlığa kapılmamak olanaksız gi- bi... Bu tanfsiz güzellığin en acı yanı, etrafinda iki ağaçtan başka ağacın olmayışı... Çıldır'a o yörenin çocuğu olan ve Istanbul'un tozlu topraklı, batakiıklı beldesı Esenyurt'ta kent yaratan eski Belediye Başkanı Dr. Gürfoüz Ça- pan son zamanlarda Kars'ın ve Çıldır'ın kalkın- dınlmasına kollan sıvamış. Kendi deyimiyle yö- redekı ilkel tanmı sanayi tanrruna dönüştürme- yi, köylüye "Bahk rutmayı öğretmek" tanımıy- la ifadelendiriyor. Bu amaçla köylüye ayçiçeği, mısır tohumu, gübre, tanm ilacı verip 2500 dö- nüm alana ekim yaptırarak sanayiye dönüştür- me öncülüğünü yapıyor. dansı varsıl Kars kö- kenlılere... Gürbüz'ü kutluyorum. O na, "Buça- hşmalanna niçin göl civannı ağaçlandınnayı da katnnyorsun" dediğimde, cevaben, "Daha ön- celeri gölün içindeki adayı ağaçlandırmışüm, ya- şatnıadılar.. değerini bilemiyorlar; crvarda sade- ce garnizon içindekilere dokıuıamıyoriar"' dedı. Gerçekten sadece askeri rruntıkada ağaç var- dı. Koskoca göl çevresinde tesis olarak sadece Çıldır Gençlik Merkezi Sosyal Tesisleri var. lyi ki de var. Gölün, lezzetine doyum olmayan san alabalıklannı, özenle döşenmiş tertemiz yemek- hanesinde yıyebildık. Işletmenin şube müdürü Zafer Umut yumuşak disiplinli, sıcaklığıyla ye- mek zevkımizi katlandırdı. SARIKAMIŞ Enver Paşa komutasındaki Türk ordusunun 1915 kışında aşmak istediği Sarıkamış Allahü- ekber Dağlan'nda bazı kaynaklara göre 60 bin, bazılanna göre de 90 bin Mehmetçik'in soğuk- tan donarak şehit olmalan çocukluğumdan be- ri ilgimi çeken acı bir olaydır. Bu nedenle San- kamış'ın yolunu tuttum. Kars'ın en ilginç ilçe- si Sankamıs'ın kısa tanhçesine göz attığımızda; bu yörenin de, diğer bölgeleri gibi değişik ka- vım ve uygarlıklann konup kalktığı yer olduğu- nu görürüz. Tarihsel sıralaması Urartularla baş- lar. Urartu aduıa Asuı yazıtlannda rastlanıyor. Anlamının "Yüksek Ülke" olduğu belirtiliyor. Bugün kış sporlanyla, bacasız sanayinin ge- tirileriyle kalkınma yolunda görünüyor. Oysa Kars'tan çıkıp 54 km. uzaklıktaki Sankamıs yo- luna girdiğimizde ilerlerken sağ taraftaki büyük şeker fabrikasının çalışır olduğuna sevindim Lise mezunu, yöreyi çok iyi bilen şofbre getiri- sini sorduğumda cevabına üzüldüm. Üretilen şekerin kalitelisi Kafkas ve Asya ülkelenne ya- n fiyatına ihraç edilirken yerli halka pahalı ve kalitesiz ürün satılıyormuş. Bır miktar daha yol aldığımızda büyükçe metruk bir binanın ne ol- duğunu sordum. Kapatılan, 2000 bin işçisi de kapı önüne brrakılan Sümerbank fabrikasıymış. Sankamış'a giderken kısa süre kalabileceğim için tanhı Katerina Av Köşkü'yle Palandöken'e, oradan da Allahüekber Dağlan'na bakarak şe- hitlerimıze rahmet dilemeyi planlamıştım. Ka- terina Köşkü'nden habersiz olanlann yanlış ta- rifleriyle epeyce zaman yitirdik. Kültür Bakan- lığı'nın ıstemiyle garaizonca korumaya alınan köşkü görebılmek içın Genele kurmay'dan izin gerektiğınden göremedik. Palandöken'e çıkmadan önce ilçe hakkında bilgilenebilmek için Belediye Başkanı 'nın ka- pıdaki memuruna başvurdum. Başkanlıktan ta- nıtım broşürü ıstediğim öğrenilince bızi maka- ma çağırdılar. Başkan tlhan Özbilen, kapı önün- de büyük bir konukseverlikle karşıladı. Başkan 'dan aldığun bügilere göre ilçenin nü- fusu 23 bin 530, bunun yüzde 6O'ı Kürt köken- li aşıret. Hepsı de Hanefı veya Şafii. Sadece Za- za olan üç köy Alevi ımış. Üretımı tanm ve hay- vancılıkmış. Kusurlan söylemekte de açık. Or- neğin; bana kartpostahnı verdiği dere kenann- dakı piknık yerine dökülen çöplere engel olama- dıklanndan çevre çok kirlenmiş. Son durağımız Palandöken oldu. Kayak saha- sı civanndaki Ç'amkar ve Kars-Artur motellen artık ıhtiyacı karşılayamıyormuş. Hayırsever Halis Toprak buraya yönebniş.. Oradan bütün haşmetiyle yöreye hâkim olan Allahüekber Dağ- lan'nda donarak can veren şehitlerimize rah- metler dileyerek Kars Hava limanrndan kalka- cak uçağıma ancak yetişebildim. S Ü R E C E K Atatürk Kültür MerkezPnin Geleceği! FATMA EStN Günümüzde gündeme otur- tulan ilginç ve de üzücü bir ko- nu da AKM'nin (Atatürk Kültür Merkezi) yıkılacağıdır! Söz ko- nusu bina, zaman zaman öde- nek yetersizliği nedeni ile ara verilmiş olmakla beraber, yapı- mı 1950'li ve 6O'lı yıllarda sü- regelmiş ve 1969'da açılmış bir kültür merkezidir. Yani he- nüz 30'lu yaşlarını süren bir kültür merkezi! Benim kuşağımın gençlik yıl- lan, bu binanın "bitti, bitecek" haberlerini izlemek ve nasıl gü- zel bir bina olacağını düşle- mekle geçti. 1969 yılında düş- ler gerçek oldu; bina tamam- landı ve açildı. Bu uzun bek- lentiye değdiğini gördük kı- vançla. Istanbullular böyle bir binaya sahip olmanın gururunu yaşadı. Içini ilk kez "Kuğu Gö- lü" balesini seyretmeye gitti- ğimde gördüm: Muhteşemdi! Bale de, ortam da! Insana bir Batı ülkesinde yaşadığını du- yumsatan bir mekândı. 196O'lı yıllar tiyatronun altın yıllanydı Istanbul'da. Devletti- yatrolan ve özel tiyatrolar bir- birinden ilginç oyunlan inanıl- maz güzellikte sergilerlerdi. Hemen hemen hepsi kapalı gi- şe oynanırdı. Haftalar önce- sinden alınırdı biletler. Fakat böylesi görkemli bir salonda seyretmenin ne denli farklı ol- duğunu o gün fark etmiştim. Aynı baleyi o günlerde üniver- sitenin davetlisi olarak Istan- bul'da bulunan Isviçreli bir profesörle bir kez daha sey- rettim. Oyunun sonunda ko- nuğumuzun yüzündeki beğe- ni ifadesi ve beğenisini "first class, first class " diye dile ge- tirmesinden nasıl gurur duy- duğumu hâlâ anımsayabiliyo- rum. Sonra arka arkaya o muhte- şem oyunlar. Damdaki Ke- mancı, Cadı Kazanı vb. Sonra o talihsiz yangın! 1970 yılının kasım ayındaydı sanıyorum. Galiba Cadı Kaza- nı oyunu sergilenirken çıkmış- tı yangın. Duyulur duyulmaz Istanbullular kendi evleri yan- mışçasına kederlere gark ol- dular, günlerce ağladılar. Onarımı da yıllarca sürdü, 1978'de yeniden açıldı ve iş- levini kaldığı yerden sürdür- meye başladı: Istanbul Müzik Festivali kapsamında Batı mü- ziği konserleri, Türk sanat mü- ziği konserieri, sosyal ve bilim- sel içerikli ufusal veya ulusla- rarası toplantılar, kongreler... Kısaca, söz konusu olan bü- yük bir rneblağ ve uzun yıllar harcanarak yapılmış ve halen işlevini sürdürmekte olan bir kültür merkezi! AKM yıkılacak, yerine daha mükemmeli yapılacak söylen- tisini ilk duyduğumda doğru olabileceğine inanmadım. Tat- sız bir şaka, bir saçmalık ola- rak algıladım. Fakat ne yazık ki medya bu haberi Kültür Baka- nı'nın kendi sözleri ile verince şaka olmadığı anlaşıldı. Böyle bir önerinin Kültür Bakanı ta- rafından dile getirilmiş olması çok ürkütücü ve de çok üzü- cü! Çünkü, ileri Batı ülkelerin- de yüzyıllar önce yapılmış ti- yatro binalarının, kültür mer- kezlerinin nasıl özenle korun- duğunu, kollandığını herkes- ten çok Kültür Bakanı'nın bil- mesi gerekir. Hatta o şehirle- rin bugünkü gereksinimini kar- şılamaktan çok uzak olsalar bile, hatta o binayı yıkıp yeri- ne çok daha görkemlisini ya- pacak parasal güce fazlasıyla sahip olsalar bile! Türkiye'nin henüz 30'lu yıl- lannı yaşamakta olan ve işlev- lerini sürdürmekte olan bu merkezi gözü gibi koruması gerekirken, yıktırılmasını dü- şünmesi nasıl yorumlanır aca- ba? Değerbilmezlik olarak mı? Kültür düzeyinin nerelere gerilediğini mi? Yoksa açıkça söylenmeyen bir başka neden mi var?.. ANMA Sevgili arkadaşımız ERCAN ÇETİN i özlemle anıyonjz. ARKADAŞLARI KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicakı yahoo.com.tr ÇİZGÎLlK KÂMİL MASARACI kamiltnasarackh mynetcom HARBÎ SEMÎHPOROY semihporoy@yahoo.com $1 *44gM£ UİâmJK" LAftfk HAYAT EPİK TtYATROSU MLSTAFA BILGIN ÎLE HER KONUDA UZLA$IRSA.. UÇU AÇIK" MOZAKERE SÛflECÎNÎN SONUNDA.. hayatepiko mynetcom TÜRKİYE KAZANACA<MIS- TUZLA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 2005-219 Davacı Ahmet Şunşek vekilı tarafından Orteks Oridde Yatınm Inş. San. vs. aleyhine mahkememıze açılan satışın iptali davasının yapılan açık yargılaması sırasında verilen ara karan uyannca; Davalılar Ali Resül Ergenç'in Hükümet Cad. No: 1 Kartal-lstanbul ve Hayam Garipoğlu'nun Şenlikköy, Pembe Evler H-3 Blk. Florya Is- tanbul olarak gösterilen adreslerinden dava dılekçesı ve duruşma günü teblığ edilemediğı, zabıtaca yaptınlan tahkıkattan adresleri meçhul ol- duğu anlaşılmakla, adı geçen davalılara dava dilekçesinin ve duruşma gününün ilanen tebliğıne karar verilmiş ve duruşma 25.10.2005 günü saat 10.15"e bırakılmıştır. "Belirtilen gün ve saatte bizzat mahkeme- mizde hazır bulunmanız veya kendinizi bir vekil ile temsil ettirmeniz, aksi takdirde hakkınızda HUMK'nin 398 ve müteakip maddeleri hü- kümleri gereğınce duruşmaya yokJuğunuzda devam olunarak karar ve- fileceği hususu ilanen teblığ olunur." Basın: 46057 TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 6 Ekim tncıc.mumtaz-arüsan. com GAZETBCİDOĞAN NAOÎ 1969 'DA SUGUM, ÛNLÜ &O6AN NApİ A&4UO6LU S6>H- ŞINM ÖLDİJ: İ-OZAAI ÜHIVeZSİT&Sİ SİYASAL-BİLGİL-BJZ gö. LLMAÜHÜ BinıseAi DOSAN NAOI, BABAS/ VUNUS /UA - Dİ'NİH YANIMDA.GENÇ VAÇTA GAZerECİLjgE SAÇ- ĞÇ LJĞE DEĞİU çeçıru GĞHeVLEIZPe &AÇARirc4 ÇA- L.IÇMIÇ, EKJ ÇOK DA yAZD/Ğt K<£A TAMIA/MIÇT7- UZUM UZtlhJ ANLAT/t/*BİL£C£K is-zo K£-UAA££>E, ye'/SG/ ve ĞÜİ-ÜÛ&J UN- DA DOZOMDA tCUUAMA/ZAK. İÇLEMİÇ- Tİ. ZAA4AH•IMDA Ç.OK yENİ OO4N Bu 77USZ VA2I- LA&I, "YEDİ DAK/tCA" \^e "BlK DAMIKA* SAÇUtC- LAKf A/-T1A/DA, (ZUMHUB/YETGA2£TeSİ'A/oe YAYIM U4MMIŞTI. 8ASINDA 25 YIU 4f)CIN Ç4MÇMt*£t OLAN DOCAN NAOr, ŞEIZEF fcAHri J DÜZ ÇİZGİ ÜMtT ZİLELt Utanç ve Pranga! Adam, köşesine başlık atmış: - Atam, ruhun şad olsun! - Niçin? - Çünkü Atatürk'ün çok istediği sonuca nihayet ulaşmışız, Avrupalı olmuşuz! - Ne zaman olmuşuz? - 3 Ekim 2005 Pazartesi gecesi 23.58'de, o da In- giltere saatiyle! Günlerdir, koca koca adamlar, televizyon ekran- larında, gazete köşelerinde halkın gözünün içine baka baka, hiç utanıp sıkılmadan yalan söylüyorlar.. Utanç verici bir işbirlikçilik aıhuyla, Türkiye'nin o masaya oturmanın bedeli olarak neleri verdiğini, hangi temel haklardan vazgeçtiğini, ne denli bir aşa- ğılanmaya maruz kaldığını saklıyoriar. - Kanma, ey halkım! Her şeyden önce bil ki, Atatürk, Kurtuluş Sava- şı'nın başından, yasamını yitirdiği 1938'e dek, bir ke- re dahi "Avrupalılaşmak" ya da "Batılılaşmak" sözcüklerini kullanmadı. Atatürk'ün sözünü ettiği "muasırtaşmak", yani çağdaşlaşmaktı... - Üstelik, Batı'ya rağmen, onun tüm engelle- melerine karşın çağdaşlaşmak! "Atatürk'ün amaçladığı sonuca ulaştık" pespa- yeliğinin ne denli büyük bir yalan olduğunu görmek için, uzun uzadıya araştırma yapmaya hiç gerek yok; yalnızca, kimilerinin daha içeriğini görmeden bayram yapmaya başladığı AB Müzakere Çerçeve Belgesi'ni okumak tek başına yeterli... - Orada nasıl "koloni" olacağımız açıkça ya- zılıl • • • Ama, önce "son kahramanımız"dan söz ede- lim... Edelim ki, hangi prangaya mahkûm edildiğimizi görelim! Pek muhterem medyamızın, "son kurtan- cı", "48 saat Türkiye için uykusuz kalan adam" ola- rak kutsadığı Ingiltere Dışişleri Bakanı Jack Stravv, Türkiye'nin müzakere masasınaoturmasının gerek- liliğıni 25 üye ülkeye anlatmak için, Le Monde ga- zetesinde pazartesi günü yer alan şu sözleri söylü- yor: - Ayıyı vurmadan derisini yüzmeyelimü! Ben Ingilizlerin bu yönünü pek severım; istedik- lerinde bir olayı ve sonucunu gayet net ve özlü bi- çimde açıklayıverirler! Şimdi gelelim AB'ye nasıl gir- diğimize! - AB'nin olmazsa olmaz temel ilkesi olan "Ser- best Dolaşım Hakkı"r\üan daha başında vazgeç- tik. Siz bakmaym Tayyip Bey'lerin "reddett*"kos- koslanmasına, bunun adı buz gibi "Imtiyazjı Ortak- //*"tır! - Çerçeve Belge'de yer alan "Türkiye'yi haz- metme kapasitesi", bir ulusu aşağılamanın en çir- kin yolu olmasının yanı sıra, Türkiye'yı Birliğe kabul etmeyeceklerini en açık şekilde ortaya koymaktır. Zaten Avusturya ve Fransa, sonunda referanduma gideceklerini daha müzakere belgesinin mürekke- bi kurumadan açıklamıştır! - Bu belgeyle daha önce bağlayıcı olmayan tav- siye kararlan da bağlayıcı hale getirilmektedir. Türk- çeye çevirirsek; Avrupa Parlamentosu kararlan bağ- layıcı hale gelecek. Yani, "Ermeni soykınmını ta- nıyın", "Kıbns'ı tanıyın, askerlerinizi çekin", "Ruhban okulunu açın", "Patrik'in evrenselli- ğini kabul edin " yolundaki tüm tavsiye kararlan ar- tık bağlayıcı olacak! Dahası var; geçen yılki etki ra- poru da bağlayıcı olacak; buna göre Fırat ve Dic- le nehirierinin uluslararası yönetime devri gibi tasanlar da kesinleşecek! AB üyeliğimiz kutlu ve mutlu olsunü! • • • Nasıl, beğendiniz mi müzakere şartlarını? Pardon, işbirlikçi takımı gibi "giriş şartlan" deme- liydim! Bu mu Atatürk'ün ruhunu şad edecek çağ- daşlaşma projesi? Bu mu Türkiye'yi çağdaş mede- niyetler seviyesine çıkaracak anlaşma? Adını şimdiden açık açık koyalım, hiç olmazsa ileride tarihi okuyanlar "Bu çok açık tuzağı gören- lerde olmuş" desin: - Bunun adı, Türkiye'nin Batı'ya en kalın zin- drierie prangalanmasıdır, yani sömürgeleşme- sidir! e-posta: umrtzilelifa gmail.com BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDANSAĞA: 1/ Divan ede- biyatında be- şer dizelik bentlerden oluşan şiir tü- rii. 2/ "Emir- ler, beyler" anlamındaes- 6 ki sözcük... -, "Sevmiş iki —- ufku gö- 8 rürler daha 9 engin" (Yah- yaKemal). 3/Yağda kızartılarak üzerine şeker ya da şerbet 2 dökülen bir hamur 3 tatlısı. 4/Birişiyap- 4 tırabilme gücü... 5 Eğik olarak kesilmiş 6 kenar. 5/Çevrebilim. 6/ Eylemleri olum- 8 I suz yapmakta kulla- 9| nılanek... Arapçada"ben"...Birrenk... 7/Buyu- rucu... Nâzmı Hikmet'in soyadı. 8/Kokusu har- dala benzeyen zehirli bir savaş gazı. 9/ "Muhan- net başuıa dünya dar ola/ Bir adamda namus, gay- ret, —- ola" (Köroğlu)... Dökümcülerin kullan- dığı ağaçtan yapılmış kalıp. YUKARTOAN AŞAGIYA: 1/Divan ederJîyatında Türkçe dizeierle Farsça ya da Arapça dizelerin bir arada yer aldığı şiirlere ve- rilen ad. 2/Çıkaryol, çare...Niğde,Nevşehiryö- relerinde yetişen ve kalıtelı bir şarap veren beyaz üzümcinsi. 3/Bakraç, kova... Kalın bükülmüş si- cim. 4/Bir etkinliğin geçici olarak durrJuruldugu süre... Büyük ve derin karavana. 5/EIleri soguk- tan korumak için kullanılan, astarlanmış kürk... Radyum elementinin simgesi. 6/Kızılrrmak Del- tası 'ndaki orman alaruna verilen ad. 7/Yunan mi- tolojisinde, güzel sanatlann dokuz perisinden bi- ri... Iskambilde koz. 8/Kenar süsü... Gizli görev- li. 9/Sıvas'ın bir ilçesi... Tantal eHmentinin sira- gesi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear