02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 EKİM 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA •• •• AVRUPA BIRLIGI GORUŞMELERI Uzntanlar, içsiyasetten dayanakalan Viyana'nın, Sarkozy-Merkelittifakından destekaldığını belirttiler 'Avusturya yalnız değü'Dış Haberler Servisi - AB Dışişlen Bakanlan'nın Lük- semburg'daki toplantısın- da Türkiye için önce "im- tiyaziı ortakhk", sonra "ÂBnin hazmetme ka- pasftesi" \tırgusuyla öne çıkan Avusturya, birlik ıçindeki Türidye karşıt- Jannın sözcüsü konu- muna geldi. Siyasi gözlemcüer şu an Ingiltere 'nin yürütfüğü AB dönem başkanlığının ocak ayından itibaren 6 ayhğına Avusturya'ya geçeceğine dikkat çe- kerek Viyana'nın Türkiye karşıtlığı konu- sunda çok da yalnız olmadığını belirtıyor. Alman Hınstiyan Demokrat Bırlığı Parti lideri Angela Merkel ve Fransa'da iktidarda- ki UMP partisinin başkanı Nicholas Sar- kozy'nin de tıpkı Avusturya gıbi "imtiyazh or- takİık" önerisine sıcak olduklan bılınıyor. AB gözlemcileri Lüksemburg'daki toplantı- lan "imtiyazh ortakhk önerilsin" ısrarlanyla bloke eden Schüssei yönetimindekı Avustur- ya'nın arkasında gızlı Sarkozy-Merkel ıttifa- kınnı desteğinin bulımduğunu belırtiyorlar. Zira Avusturya hükümeti aralık ayındaki AB zirvesinde, diğerüyelerle birlikte, Türkiye'yle müzakerelerin hedefınin tam üyelik olması çerektığını savunmuştu. BBC'de yer alan bir naberde Avusturya'nın bu sürede neden fi- kir değiştirdiği ele alındı. İÇ SİYASET ETKIN ROL OYNAPI BBC'ye konuşan Viyana Ünıversitesi'nden siyaset bilimi profesörü Paul Luif, Avustur- ya hükümetinin Türkiye'nin üyelığıne muha- lefet edenJen yatıştırmaya çahştığını savun- du. "Halka Türkiye'nin üyeügini otomatik olarak kabul etmeyeceklerini göstermeye ça- hşryorlar" dıyen Luif, ıç sıyasetle bağlantılı nedenlenn bu tavırda önernlı rol oynadığını düşündüğünü behrttı. Avusturya'nın önde gelen dergilerinden Profıl'ın yazan Georg Hoffman tüm kamu- oyu araştmnalanna göre, Türkıye'nin üyeli- ğine en az halk desteği venlen ülkenin Avus- turya olduğunu hatırlatarak bu nedenle Avus- turyalı siyasetçilerin de, Türkiye'yle ılgıli sü- recin işleyişini engellemeye çalıştıklannı söy- ledi. Hoffrnan'in "Avusturva'da Yeşflkr dışuı- da tüm partilerin Türkiye'nin üyeügine kar- şı olduklan" şeklindeki sözlenne yer verilen haberde, dığer birçok AB ülkesindeki sosyal Jemokratlann Türkiye'yı destekledıklenne dikkat çekıldı. Hoffinan, Türkıye'ye desteğin bu kadar düşükolmasının nedenlerini ise şöyle sıraladı: "Öncetikle, ülkede AB'nin ge- nişlemesine karşı hassasiyet bir havli fazla. Genişleme şimdne dek Avusturya için çok kârlı olsa da. bu kâr bir ölçüde yeni üye olan Doğu Avrupa ülkelerinin Avusturya'ya ya- kmbğmdan kaynaklanrvor." TARİHİ NEDEN Viyana'nın tavrının tarihı nedeni de oldu- ğunu söyleyen Hoffman, Avusturya ordusu- nun kazandığı son savaşın, yaklaşık 330 yıl önce Türklere karşı olduğunu hatırlattı. "Tüm okul kitaplannda Türkleıie kimin savaşüğuı- dan, 1683'te Hıristiyan dünyasını Türk işga- linden kimin kurtardığından bahsedilivor" diyen Hoffiman, tüm bu olaylann Avustur- ya kimliğinin oluşmasında önemli rol oyna- dığını söyledi. A\"usturya halkının Türkiye hak- kında çok kötü eğitilmiş durumda olduklan- na işaret eden gazeteci şu ifadelen kullandı: "Her ne kadar tatillcrini Türkiye'de geçiren Avusturyahlann sayısında patlama görülse de insanlar genelde Türkiye hakkında çok fazla şey bümiyor." Avusturyalı siyasetçiler, Türkiye'yle mü- zakerelere başlanmasına karşı çıkılmasının bir diğer nedeninin de Hırvatistan olduğu yö- nünde göriiş bildiriyor. A\aısturyalı gazete- ci Georg Hofirnan ıse ülkesinin Hırvatistan'a hararetle verdiği desteğuı mantıkh olmadığı- nı ve bu desteğuı ardında tarihı nedenlerin bu- lunduğunu söyledi. Hırvatistan'ın geçmişte A\'usturya-Macaristan Imparatorluğu'nun parçası olduğuna dikkat çeken Hoffman, "Hırvatistan, tarihte hep Avusturya'nın tara- %ıda oimuş Katolikbir ülke.Avusturyada Ka- tolik bir ülke" şeklınde konuşru. Hoffman "Avusturya'yı şu anda Katolik bir parti yö- netiyor. Avusturya Balkan Savaşlan'nda bfle Hırvaüarı Sırplara karşı destekledi" dedi. • Avusturya'nın Lüksemburg'daki çıkışının AB'nin de işine gelen bir taktik olduğu belirten AB uzmanlan, birlik içindeki Türkiye karşıtlannın sözcüsü durumuna geldiğini belirttiler. BBC'ye konuşan AMisturyalı gazeteci Hoffman, Avusturya'da Yeşiller dışında tüm partilerin Türkiye'nin üyeliğine karşı olduğunu söyledi. Hoffman. Türkiye karşıtlığında tarihi olaylann etkisinin büyük olduğunu da belirtti. 'Avrupa'yı kurtaran şövalye' Yra\ Doç. Dr. Deniz Tansi İ AB samimi olsaydı Avusturya engelini kolay aşardı' derken Yrd. Doç. Dr. Efgan Canşen ise Avrupa'nın Viyana 'yı gerçek düşüncelerinin sözcüsü olarak seçtiğini söyledi Avrupa Birtiği, Lüksemburg'da yapılan toplantıda Türkiye'nin müzakerelere başlaması için Avusturya Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik'in itirazını aşmaya çalıştı. (Fotoğraf: AA) Sivil toplum örgütleri Avrupa 'nın tavrını eleştirdi: AB güvenilmez ve zaafiçinde İstanbul Haber Servisi - Sosyal Demokrası Vakfı Başkanı, Siyaset Bılimcı Aydın Cıngı, AB'nin tavnnın terbiyesizce olduğunu söylerken ADD Genel Başkanı Ertuğurul Kazancı "Böylesi bir müzakereye oturmak, vatana ihanetie eşdeğerdir" dedi. AB'nin tutumunun etık olmadığını söyleyen Sosyal Demokrası Vakfı Başkanı, Siyaset Bılimcı Aydın Cıngı şöyle konuştu: Bu tutum, AB'nin inanıhrbğuu. güvenjliıüğini zedelemektedir. I963'ten beri adaybğı birkaç kez tescil ve teyit edilen Türkiye'ye yapılan bu davranış, AB'nin kurumsal kimliği ve ünajuıa büyük darbe vurmuştur. tkinci kabul edilemez nokta, AB'nin gereksiz ve anlamsız karar ve istekleridir. AB samimi değildir ve verdiği sözleri tutmamaktadır. Türk halkı. bu AB'ye güvenmemekte çok hakhdır. Üçüncüsü, canı sıkıldı rm, bizden en olmayacak şeyleri isteyen AB'nin en büyükzaannın, siyasi karar alıp bunu beyan etmede ve uygulamada beceriksiz olduğu ortaya çıknuşür. Türkiye">i arasına alarak evrensel düzlemde aktör olma şansun tepen bir AB'nin, küresel güç olmak için başka seçeneği yoktur. Ancak siyasi bir birlik olarak. kurumsal süreklilikten uzak, sözüne güvenilmez ve büyük zaafiçinde olduğu açıkOr." Atatürkçü Düşünce Derneğı (ADD) •"— - Genel Başkanı Ertuğrul Kazancı, müzakere sürecirun Türkiye için alçaltıcı ve ulusal onuru yaralayıcı olduğunu vurgulayarak Böylesi bir müzakereye oturmak, vatana ihanetle eşdeğerdir" dedi. Yurtsever Cephe'yi oluşturan Hukukçular Inisıyatıfi'den yapılan açıklamada da. "AKP memleketi de pazarbk masasuıa taşıyor. AB ile müzakere süreci, nıemleketin satışuun adıdır" denildi. İstanbul Haber Ser\isi - Türkiye'nin AB' üyelığınin müzakeresine başlaması- na Avusturya'nın engel koymasını, eği- tim görevlileri ,Avrupa'yı kurtaran şöval- ye şeklinde yorumladı. Yeditepe l'nhersitesi Kamu Yönetimi Bötümü Ögretim Üyesi YnL Doç. Dr. De- niz Tansi Müzakerelerde Viyana kuşat- ması kompleksinin sözü bile edile- meyeceğini belirterek, "Bu fazla maga- zinel ve cahilce bir yaklaşun oJur. Herkes bilir ki AMisturva, AB içindeikna edileme- yecek. koy dugu engeller aşüamayacak bir ülke degildir. Eğer AB, ülkemizi gerçekten tam uytyapmakistiyorsa. müzakerelerebaş- lama konusunda samimiyse, Viyana enge- lini kolayca aşar." dedi. AB, bu noktada ıyi polis-kötü polisi oy- nadığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Deniz Tansi şöyle konuştu: "AslmdaTürkiye'yi hiçbiri üye yapmak istemiyor. Ama bunu açıkça söyieyemedikleri için sözcü olarak A\Tistury a'yı seçtiler. Yoksa Vlyana'nm inadıgerçekçi de değiLetkili ve kırümaz da değiL Bu iş çıkar iüşkLsine dayanu*. Mese- leyi çıkar kavgasında değü de Viyana ku- şatmasuun psikolojik etkilerinde aramak, tarihi \e siyaseti bihnemek demektir. Av- rupa kimliğmin belirlenmesinde ihtiyaç duyulan "öteki, karşıt, düşman" imgesi. Türktür,Osmanh'dn*,Islamdn*. Bu doğru. Avrupahlann kültürel kodlannda bu etki- ler, bu tortular vanhr. Ve Avrupa ırkçıhk konusunda sicili çok temiz olan bir kna da degildir. Bu da doğru. Ama bunlar. işi yo- kuşa sürmekadına gündemegetirilen kav- ramlardır. AB'nin tutumunun gerekçele- rini açıklamakta yetersiz kahrlar." Maltepe Üniversitesi Uluslararası İliş- kiler Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Efgan Canşen ise Avusturya'nın AB 'nin gerçek düşüncelerinin sözcüsü se- çildiğini söyledi. Canşen şöyle konuştu: "AB'ninbüyükülkeleri Aimanya veFraa- sa, Avusturya'ya "'Bu işi sen götür, biz de sana arka planda her türlü desteği veri- riz" dediler. Avusturya da görevini yapıyor. Avusturya toplunıufleribir toplunıdur. so- runun ekonomikve politik yönünü bilir ve burada A\rupanın ta\nnıvansıtnıaktadır. Viyana, bir kez daha "Avrupa'yı kurtaran şövalye" roiünü oynamaktadır. Avustur- ya, tüm AB'nin baskdanna direnecek den- li güçlü bir ülke değü ki inadı kmlamasuı." ENTERNET / MEHMET SUCU mehmet@ cumhuriyet.com.tr ABD, geçen hafta .com ve .org gi- bi internette kullanılan uzantı adlan- nın Birleşmiş Milletler'in desteklediği uluslararası bir örgütün kontrolüne verilmesini reddedeceğini açıkladı. İnternette kullanılan alan adlarının kasım ayında Tunus'ta yapılacak olan "bilgi toplumu" konulu bir BM zirve- sinde tartışılması düşünülüyor. Av- rupa Birliği ülkeleri bu dorukta ınter- netin kontrolünün daha geniş taban- lı bir örgütün elinde olması yönünde- ki girişimleri destekleyecek. Ancak ABD bu planlara karşı direneceğini açıkladı. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın ulusla- .arası iletişim ve enformasyon poli- tikaları koordinatörü David Gross, İnternette ABD Tekeli AB ülkelerinin öncülüğünü yaptığı böyle bir talebin kabul edilemez ol- duğunu dile getirdi. Amerikan mer- kezli Tanımlı Isimler ve Numaralar in- ternet firması ICANN, internetin ilk dönemlerinde uzantı adlarını düzen- lemek amacıyla kurulmuştu. İnterne- tin ilkgünlerinde kullanımın yaygın ol- maması nedeniyle bu denetim nor- mal karşılanmıştı. Günümüze gelin- diğinde ise alan adlannın çoğalması ve internetin giderek sonsuz bir öz- gürlük ortamına dönüşebilme olası- lığının artmasıyla brlikte birçok kuş- ku gündeme geldi. özellikle ECHELON gibi dinleme ve izleme örgütlenmeleri ile biriikte inter- netin ABD'nin tekeline girmesi daha sık dile getirilmeye başlandı. Attığı- mız her adımın büyük birader tara- fından izlenmesinin yanı sıra ticari kurumlar bile bu ABD denetiminden kaçamaz oldular. BBC'nin internet sitesinde yer alan habere göre pek çok ülke, özellikle de kalkınmakta olan ülkeler, ABD'ye in- ternetin kontrolünden vazgeçmesi ya da en azından bir uzlaşmaya varma- sı çağrısında bulunuyor. Tek bir ülke- nin küresel ekonomide böyle kilit bir rol oynamasının doğru olmadığını sa- vunanların sayısı giderek artıyor. Birleşmiş Milletler'e bağlı İnternet Yönetimi ÇalışmaGrubu'nun (WGIG) alternatif önerileri ise şöyle: Seçenek 1: Küresel İnternet Kon- seyi adıyla BM'ye bağlı bir örgüt oluş- turulacak. Üyeleri hükümetler ve di- ğer söz sahibi şirketlerden seçilecek; Amerikan merkezli Tanımlı Isimler ve Numaralar internet firması ICANN'nin gözetimine son verilecek. Seçenek 2: ICANN'deki hükümet danışma komitesinin güçlendirilerek internet meselelerinin tartışıldığı res- mi bir foruma dönüştürülmesi dışın- da bir değişiklik yapılmayacak. Seçenek 3: ICANN'e daha teknik bir rol verilip Birleşmiş Milletler çatı- sı dışında bir uluslararası internet konseyi oluşturulacak. ABD'nin ICANN'deki denetimine son verilecek. Seçenek 4: Üç yeni örgüt oluşturu- lacak. Bunlardan biri, şu anda ICANN'deolan internet adres sistemi- nın sorumluluğunu üstlenecek. Birdi- ğeri hükümet, iş piyasası ve kamu için tartışma paneli oiacak. Sonuncusu ise internet bağlantılı kamu politikalannın düzenlenmesi ıçın çalışacak. Birleşmiş Milletler'in Bilgi Toplumu zirvesi, 16-18 Kasım tarihlerinde Tu- nus'ta yapılacak. DUZYAZI ORHAIN BİRGİT Ankara'nın Sabır Sınavı Bugünkü yazı, "Cumhuriyetln dikkatli okurian için bilınenleri tekrardan başka bir anlam taşıma- yacak. Nedenini de herkes biliyor ama yinelemeliyim. Tür- kiye AB yolundaki uzun yolculuğunun, sondan bel- ki de bir önceki aşamasında Lüksemburg görüş- meleri için bekletiliyor. O bekletilme benim ve be- nimle aynı düşünceleri paylaşan birçok kimse için bir sürpriz değil. Ancak sanınm, AKP iktidan ve özel- likle Başbakan için bir sinir ya da sabır sınavı ha- linde geçiyor. Bir başka deyişle Ankara'nın hesabı, Lüksem- burg'un çarşısına uymuyor. AKP, her yasama yılı başında, milletvekillerini genişletilmiş bir grup te- rapisi kampı için Kızılcahamam'datoplamayı ge- lenekselleştirmişti. Parti MKY'si, milletvokilleri, ai- leleri ve çoluk çocuk, harem-selamlık da olsa ikti- dar partisinin bolluk içindeki kasasından hem ağır- lanıyorlar, hem de bir yıl için liderin çizdiği yolda iz- lenecek politikaya uyum eğitimi alıyorlardı. Bu yılki toplantı, daha çok AB'nin olası karan için beklenme günlerinin ağır havası içinde geçmiş. Milletvekillerine 2'şer dakika söz süresi aynlmış. Bu sürenin azlığından söz edenlere Erdoğan özel za- man ayınma sözü vermiş. AB'nin Türkiye'ye yöne- lik sinir savaşını gidermenin yöntemini, tanıtım ek- sikliği gibı yıllardır değişmeyen bir bahane ile kar- şılamak isteyenlerin baş sözcülüğünü bu kez Meh- met Dülger yüklenmiş. Dışişleri Bakanı, AB ile görüşmelerin nasıl bıktı- ncı olduğunu ve masanın öte yanında oturanlann Türkiye'ye hangi gözlüklerle baktıklarını anlatmak için olmalı içinı boşaltmış. "Bazen öyle anlaroldu ki, kendi kendime bırakıp çek git dediğim anlar ol- du" dediğini anlatmış. Sindirerek anlatma çabaları... öylece anlaşılıyor ki, AKP'nin önde gelenleri, milletvekillerine hastanın ölüm döşeğinde olduğu- nu söylemeyi uygun görmeyen hekim gibi "lisanı münasip" alıştıra alıştıra konuşmayı yeğlemişler. Başka bir şey de yapılamazdı doğrusu. Kimile- rin, 24 üye ülkeyi "iyi polis" ve "kötü polis" diye görev bölümü yaptıklarını ileri sürdükleri bir aşa- mada Avusturya ile "Rum Hükümeti" kötü polis ro- lünü oynuyorlar. Engeller farklı alanlarda bu iki dev- letten geliyor. Ve çoğumuz Viyana'nın AB yoluna döşediği dikenli telleri Osmanlı Imparatorluğu'ndan kalmış muhasara öfkesi ile ızah ederek avutulmak isteniyoruz. Kıbns Rum Cumhuriyeti ile Yunanis- tan'ın Türkiye'nin üyelik görüşmelerine başlama- sı için birbirinden 180 derece farklı görüşlere sa- hip olmasını da anlamsız açıklamalarla boğuntu- ya getiriyoruz. Atina Türkiye'yi aradaki sorunlan ikili görüşmelerle daha iyi çözeriz diye düşündü- ğü için bu kadar sıcak davranıyormuş. Ya Lefko- şa? Bu soruyu yönerttiğiniz diplomasi ustalannın ağır işitme hastalıkları tutuyor. Dün saat 16.00'da Ingiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw'ın Rum mes- lektaşı Yyorgo Yakavu ile yüz yüze Avusturya Başbakanı Schüssei ile telefonla görüştüğünü anımsatıyorlar. Ama söz size gelip de "Rumlar, bi- zim karşı çıktığımız Çerçeve Görüşme Belgesi tas- lağına NATO üyelıklerini garantiye aldırmanın ya- nı sıra aynca uluslararası düzenlemelere katılma- lannı da veto edemeyeceğimizi ekletmek için ıs- rar ediyorlarmış" dediniz mi, telefonda uzun bir ses- sizlik dönemi başlıyor. Ardından da "Haytriısı" di- ye bir yanıt geliyor. Gün doğmadan... Tıpkı "Allah'tan umutkesilmez" denircesine... El- bette Allah'tan umut kesmemek gerekiyor. Ancak, dün 24 üye Abdullah Gül ile görüşme masasına otur- mak için iyi ve kötü polis elbiselerini çıkartmaya ra- zı olup tek üniforma giyerek ev sahipliği yapmaya başlasalar bile, sonucun AKP açısından nasıl gö- ründüğünü merak edenler için Başbakan'ın Kızıl- cahamam'da kendi milletvekillerine bu yasama yı- lının düşük yoğunlukta geçeceği haberini verdiği- ni söylemeliyim. Erdoğan, milletvekillerinden bu yıl ve elbette 2006'da Ankara'dan daha çok seçim bölgelerin- de olmalannı istiyor. Yani herkesin gemisini kur- tarması için şimdiden hazırlıklı olmalan söyleniliyor Kızılcahamam Kampı'nda. Bu, politik lügatta, "Dikkat, dikkat!.. Seçim ka- pıda" demektir. AKP Genel Başkanı'nın birde ön- ceki günkü MHP mitinginin kalabalığından ne ka- dar ürktüğünü unutmamalıyız. Medyamızın bütün çabalanna karşın o mitingin başkentin en büyük alanını tıklım tıklım doldurma- sı karşısında Başbakan'ın sadece demagoji deni- lebilecek bir söylem kullanarak Bahçeli'yi "Terö- hst başının idamını durdurma karannın altına im- za atmakla" suçlaması ne yazık ki demagojidir. Erdoğan, Ceza Yasamızdan ölüm cezasının kal- dırılmasından söz etmek yerine olayı böylesine saptınrken önce AB ölçütlerini pervasızca çiğne- diğini bilmelidir. Sonra Türkiye için çoktan alınma- sı gereken o maddenin kabulünde o gün TBMM de bulunan başta Abdullah Gül, bir düzine arka- daşının olumlu oyunun bulunduğunu da. Ne o? Yoksa Başbakan AB'ye alınmazsak, ölüm cezasını yeniden yasalara koymak yanlısı mı oiacak? Faks: 0 212 677 08 21 obirgit(« e-kolay.net Fransız filozof Levy'den destek I Dış Haberler Servisi - Ünlü Fransız filozof Bernard Henri Levy, Türkiye'ye AB üyeliği konusunda şans tanınması gerektiğini söyledi. Euro News"e konuşan Levy. AvTupa'nın kültürel knz ile karşı karşıya bulun- duğuna dikkat çekerek Avrupa'nın demokrasi ve banş tesis etmek gibı bir görevı bulunduğunu, bu konuda Avrupalı siyasetçilerin sonımsuzca hareket ettiklerini savundu. Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkılmasını anla- yamadığını ıfade eden Levy, "Portekiz, Yunanistan ve İspanya Avrupa projesi sayesinde demokrasiye kavuş- tular Türkiyö için de niçin bu olmasın" diye konuştu. Slovaklar Müslüman üye istemiyor I Dış Haberler Servisi - Slovakya'da yapılan bir ka- muoyu yoklaması, halkın yansına yakınının Müslü- man ülkelenn AB'ye gurnesine karşı olduğunu gös- terdı. Sme gazetesının MKV araştırma kunımuna yaptu-dığı kamuoyu yoklamasına göre, Slovaklann yüzde 45 6'sı Müslüman ülkelenn AB'ye girmemesi gerektiğıne ınanıyor. Katılımcılann yüzde 9.5'i Müs- lüman ülkelerm üyeliğine destek verirken yüzde 29.8'i bunun kendisini ilgilendirmediğini bildirdi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear