Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 EKİM 2005 SALI CUMHURİYET SAYFA
•• ••
AVRUPA BIRLIGI GORUŞMELERI
Uzntanlar, içsiyasetten dayanakalan Viyana'nın, Sarkozy-Merkelittifakından destekaldığını belirttiler
'Avusturya yalnız değü'Dış Haberler Servisi - AB
Dışişlen Bakanlan'nın Lük-
semburg'daki toplantısın-
da Türkiye için önce "im-
tiyaziı ortakhk", sonra
"ÂBnin hazmetme ka-
pasftesi" \tırgusuyla öne
çıkan Avusturya, birlik
ıçindeki Türidye karşıt-
Jannın sözcüsü konu-
muna geldi. Siyasi
gözlemcüer şu an Ingiltere 'nin yürütfüğü AB
dönem başkanlığının ocak ayından itibaren
6 ayhğına Avusturya'ya geçeceğine dikkat çe-
kerek Viyana'nın Türkiye karşıtlığı konu-
sunda çok da yalnız olmadığını belirtıyor.
Alman Hınstiyan Demokrat Bırlığı Parti
lideri Angela Merkel ve Fransa'da iktidarda-
ki UMP partisinin başkanı Nicholas Sar-
kozy'nin de tıpkı Avusturya gıbi "imtiyazh or-
takİık" önerisine sıcak olduklan bılınıyor.
AB gözlemcileri Lüksemburg'daki toplantı-
lan "imtiyazh ortakhk önerilsin" ısrarlanyla
bloke eden Schüssei yönetimindekı Avustur-
ya'nın arkasında gızlı Sarkozy-Merkel ıttifa-
kınnı desteğinin bulımduğunu belırtiyorlar.
Zira Avusturya hükümeti aralık ayındaki AB
zirvesinde, diğerüyelerle birlikte, Türkiye'yle
müzakerelerin hedefınin tam üyelik olması
çerektığını savunmuştu. BBC'de yer alan bir
naberde Avusturya'nın bu sürede neden fi-
kir değiştirdiği ele alındı.
İÇ SİYASET ETKIN ROL OYNAPI
BBC'ye konuşan Viyana Ünıversitesi'nden
siyaset bilimi profesörü Paul Luif, Avustur-
ya hükümetinin Türkiye'nin üyelığıne muha-
lefet edenJen yatıştırmaya çahştığını savun-
du. "Halka Türkiye'nin üyeügini otomatik
olarak kabul etmeyeceklerini göstermeye ça-
hşryorlar" dıyen Luif, ıç sıyasetle bağlantılı
nedenlenn bu tavırda önernlı rol oynadığını
düşündüğünü behrttı.
Avusturya'nın önde gelen dergilerinden
Profıl'ın yazan Georg Hoffman tüm kamu-
oyu araştmnalanna göre, Türkıye'nin üyeli-
ğine en az halk desteği venlen ülkenin Avus-
turya olduğunu hatırlatarak bu nedenle Avus-
turyalı siyasetçilerin de, Türkiye'yle ılgıli sü-
recin işleyişini engellemeye çalıştıklannı söy-
ledi. Hoffrnan'in "Avusturva'da Yeşflkr dışuı-
da tüm partilerin Türkiye'nin üyeügine kar-
şı olduklan" şeklindeki sözlenne yer verilen
haberde, dığer birçok AB ülkesindeki sosyal
Jemokratlann Türkiye'yı destekledıklenne
dikkat çekıldı. Hoffinan, Türkıye'ye desteğin
bu kadar düşükolmasının nedenlerini ise
şöyle sıraladı: "Öncetikle, ülkede AB'nin ge-
nişlemesine karşı hassasiyet bir havli fazla.
Genişleme şimdne dek Avusturya için çok
kârlı olsa da. bu kâr bir ölçüde yeni üye olan
Doğu Avrupa ülkelerinin Avusturya'ya ya-
kmbğmdan kaynaklanrvor."
TARİHİ NEDEN
Viyana'nın tavrının tarihı nedeni de oldu-
ğunu söyleyen Hoffman, Avusturya ordusu-
nun kazandığı son savaşın, yaklaşık 330 yıl
önce Türklere karşı olduğunu hatırlattı. "Tüm
okul kitaplannda Türkleıie kimin savaşüğuı-
dan, 1683'te Hıristiyan dünyasını Türk işga-
linden kimin kurtardığından bahsedilivor"
diyen Hoffiman, tüm bu olaylann Avustur-
ya kimliğinin oluşmasında önemli rol oyna-
dığını söyledi. A\"usturya halkının Türkiye hak-
kında çok kötü eğitilmiş durumda olduklan-
na işaret eden gazeteci şu ifadelen kullandı:
"Her ne kadar tatillcrini Türkiye'de geçiren
Avusturyahlann sayısında patlama görülse
de insanlar genelde Türkiye hakkında çok
fazla şey bümiyor."
Avusturyalı siyasetçiler, Türkiye'yle mü-
zakerelere başlanmasına karşı çıkılmasının bir
diğer nedeninin de Hırvatistan olduğu yö-
nünde göriiş bildiriyor. A\aısturyalı gazete-
ci Georg Hofirnan ıse ülkesinin Hırvatistan'a
hararetle verdiği desteğuı mantıkh olmadığı-
nı ve bu desteğuı ardında tarihı nedenlerin bu-
lunduğunu söyledi. Hırvatistan'ın geçmişte
A\'usturya-Macaristan Imparatorluğu'nun
parçası olduğuna dikkat çeken Hoffman,
"Hırvatistan, tarihte hep Avusturya'nın tara-
%ıda oimuş Katolikbir ülke.Avusturyada Ka-
tolik bir ülke" şeklınde konuşru. Hoffman
"Avusturya'yı şu anda Katolik bir parti yö-
netiyor. Avusturya Balkan Savaşlan'nda bfle
Hırvaüarı Sırplara karşı destekledi" dedi.
• Avusturya'nın
Lüksemburg'daki
çıkışının AB'nin de
işine gelen bir taktik
olduğu belirten AB
uzmanlan, birlik
içindeki Türkiye
karşıtlannın sözcüsü
durumuna geldiğini
belirttiler. BBC'ye
konuşan AMisturyalı
gazeteci Hoffman,
Avusturya'da
Yeşiller dışında
tüm partilerin
Türkiye'nin
üyeliğine karşı
olduğunu söyledi.
Hoffman. Türkiye
karşıtlığında tarihi
olaylann etkisinin
büyük olduğunu da
belirtti.
'Avrupa'yı kurtaran şövalye'
Yra\ Doç. Dr. Deniz Tansi
İ
AB samimi olsaydı Avusturya engelini kolay aşardı' derken Yrd. Doç. Dr.
Efgan Canşen ise Avrupa'nın Viyana 'yı gerçek düşüncelerinin sözcüsü olarak seçtiğini söyledi
Avrupa Birtiği, Lüksemburg'da yapılan toplantıda Türkiye'nin müzakerelere başlaması
için Avusturya Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik'in itirazını aşmaya çalıştı. (Fotoğraf: AA)
Sivil toplum örgütleri Avrupa 'nın tavrını eleştirdi:
AB güvenilmez ve zaafiçinde
İstanbul Haber Servisi - Sosyal Demokrası Vakfı
Başkanı, Siyaset Bılimcı Aydın Cıngı, AB'nin
tavnnın terbiyesizce olduğunu söylerken ADD
Genel Başkanı Ertuğurul Kazancı "Böylesi bir
müzakereye oturmak, vatana ihanetie eşdeğerdir"
dedi. AB'nin tutumunun etık olmadığını
söyleyen Sosyal Demokrası Vakfı Başkanı,
Siyaset Bılimcı Aydın Cıngı şöyle konuştu:
Bu tutum, AB'nin inanıhrbğuu.
güvenjliıüğini zedelemektedir. I963'ten beri
adaybğı birkaç kez tescil ve teyit edilen
Türkiye'ye yapılan bu davranış, AB'nin
kurumsal kimliği ve ünajuıa büyük darbe
vurmuştur. tkinci kabul edilemez nokta, AB'nin
gereksiz ve anlamsız karar ve istekleridir. AB
samimi değildir ve verdiği sözleri tutmamaktadır.
Türk halkı. bu AB'ye güvenmemekte çok hakhdır.
Üçüncüsü, canı sıkıldı rm, bizden en olmayacak
şeyleri isteyen AB'nin en büyükzaannın, siyasi
karar alıp bunu beyan etmede ve uygulamada
beceriksiz olduğu ortaya çıknuşür. Türkiye">i
arasına alarak evrensel düzlemde aktör olma
şansun tepen bir AB'nin, küresel güç olmak için
başka seçeneği yoktur. Ancak siyasi bir birlik
olarak. kurumsal süreklilikten uzak, sözüne
güvenilmez ve büyük zaafiçinde olduğu
açıkOr." Atatürkçü Düşünce Derneğı (ADD)
•"— - Genel Başkanı Ertuğrul Kazancı, müzakere
sürecirun Türkiye için alçaltıcı ve ulusal
onuru yaralayıcı olduğunu vurgulayarak
Böylesi bir müzakereye oturmak, vatana
ihanetle eşdeğerdir" dedi. Yurtsever Cephe'yi
oluşturan Hukukçular Inisıyatıfi'den yapılan
açıklamada da. "AKP memleketi de pazarbk
masasuıa taşıyor. AB ile müzakere süreci,
nıemleketin satışuun adıdır" denildi.
İstanbul Haber Ser\isi - Türkiye'nin
AB' üyelığınin müzakeresine başlaması-
na Avusturya'nın engel koymasını, eği-
tim görevlileri ,Avrupa'yı kurtaran şöval-
ye şeklinde yorumladı.
Yeditepe l'nhersitesi Kamu Yönetimi
Bötümü Ögretim Üyesi YnL Doç. Dr. De-
niz Tansi Müzakerelerde Viyana kuşat-
ması kompleksinin sözü bile edile-
meyeceğini belirterek, "Bu fazla maga-
zinel ve cahilce bir yaklaşun oJur. Herkes
bilir ki AMisturva, AB içindeikna edileme-
yecek. koy dugu engeller aşüamayacak bir
ülke degildir. Eğer AB, ülkemizi gerçekten
tam uytyapmakistiyorsa. müzakerelerebaş-
lama konusunda samimiyse, Viyana enge-
lini kolayca aşar." dedi.
AB, bu noktada ıyi polis-kötü polisi oy-
nadığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Deniz
Tansi şöyle konuştu: "AslmdaTürkiye'yi
hiçbiri üye yapmak istemiyor. Ama bunu
açıkça söyieyemedikleri için sözcü olarak
A\Tistury a'yı seçtiler. Yoksa Vlyana'nm
inadıgerçekçi de değiLetkili ve kırümaz da
değiL Bu iş çıkar iüşkLsine dayanu*. Mese-
leyi çıkar kavgasında değü de Viyana ku-
şatmasuun psikolojik etkilerinde aramak,
tarihi \e siyaseti bihnemek demektir. Av-
rupa kimliğmin belirlenmesinde ihtiyaç
duyulan "öteki, karşıt, düşman" imgesi.
Türktür,Osmanh'dn*,Islamdn*. Bu doğru.
Avrupahlann kültürel kodlannda bu etki-
ler, bu tortular vanhr. Ve Avrupa ırkçıhk
konusunda sicili çok temiz olan bir kna da
degildir. Bu da doğru. Ama bunlar. işi yo-
kuşa sürmekadına gündemegetirilen kav-
ramlardır. AB'nin tutumunun gerekçele-
rini açıklamakta yetersiz kahrlar."
Maltepe Üniversitesi Uluslararası İliş-
kiler Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç.
Dr. Efgan Canşen ise Avusturya'nın
AB 'nin gerçek düşüncelerinin sözcüsü se-
çildiğini söyledi. Canşen şöyle konuştu:
"AB'ninbüyükülkeleri Aimanya veFraa-
sa, Avusturya'ya "'Bu işi sen götür, biz de
sana arka planda her türlü desteği veri-
riz" dediler. Avusturya da görevini yapıyor.
Avusturya toplunıufleribir toplunıdur. so-
runun ekonomikve politik yönünü bilir ve
burada A\rupanın ta\nnıvansıtnıaktadır.
Viyana, bir kez daha "Avrupa'yı kurtaran
şövalye" roiünü oynamaktadır. Avustur-
ya, tüm AB'nin baskdanna direnecek den-
li güçlü bir ülke değü ki inadı kmlamasuı."
ENTERNET / MEHMET SUCU mehmet@ cumhuriyet.com.tr
ABD, geçen hafta .com ve .org gi-
bi internette kullanılan uzantı adlan-
nın Birleşmiş Milletler'in desteklediği
uluslararası bir örgütün kontrolüne
verilmesini reddedeceğini açıkladı.
İnternette kullanılan alan adlarının
kasım ayında Tunus'ta yapılacak olan
"bilgi toplumu" konulu bir BM zirve-
sinde tartışılması düşünülüyor. Av-
rupa Birliği ülkeleri bu dorukta ınter-
netin kontrolünün daha geniş taban-
lı bir örgütün elinde olması yönünde-
ki girişimleri destekleyecek. Ancak
ABD bu planlara karşı direneceğini
açıkladı.
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın ulusla-
.arası iletişim ve enformasyon poli-
tikaları koordinatörü David Gross,
İnternette ABD Tekeli
AB ülkelerinin öncülüğünü yaptığı
böyle bir talebin kabul edilemez ol-
duğunu dile getirdi. Amerikan mer-
kezli Tanımlı Isimler ve Numaralar in-
ternet firması ICANN, internetin ilk
dönemlerinde uzantı adlarını düzen-
lemek amacıyla kurulmuştu. İnterne-
tin ilkgünlerinde kullanımın yaygın ol-
maması nedeniyle bu denetim nor-
mal karşılanmıştı. Günümüze gelin-
diğinde ise alan adlannın çoğalması
ve internetin giderek sonsuz bir öz-
gürlük ortamına dönüşebilme olası-
lığının artmasıyla brlikte birçok kuş-
ku gündeme geldi.
özellikle ECHELON gibi dinleme ve
izleme örgütlenmeleri ile biriikte inter-
netin ABD'nin tekeline girmesi daha
sık dile getirilmeye başlandı. Attığı-
mız her adımın büyük birader tara-
fından izlenmesinin yanı sıra ticari
kurumlar bile bu ABD denetiminden
kaçamaz oldular.
BBC'nin internet sitesinde yer alan
habere göre pek çok ülke, özellikle de
kalkınmakta olan ülkeler, ABD'ye in-
ternetin kontrolünden vazgeçmesi ya
da en azından bir uzlaşmaya varma-
sı çağrısında bulunuyor. Tek bir ülke-
nin küresel ekonomide böyle kilit bir
rol oynamasının doğru olmadığını sa-
vunanların sayısı giderek artıyor.
Birleşmiş Milletler'e bağlı İnternet
Yönetimi ÇalışmaGrubu'nun (WGIG)
alternatif önerileri ise şöyle:
Seçenek 1: Küresel İnternet Kon-
seyi adıyla BM'ye bağlı bir örgüt oluş-
turulacak. Üyeleri hükümetler ve di-
ğer söz sahibi şirketlerden seçilecek;
Amerikan merkezli Tanımlı Isimler ve
Numaralar internet firması ICANN'nin
gözetimine son verilecek.
Seçenek 2: ICANN'deki hükümet
danışma komitesinin güçlendirilerek
internet meselelerinin tartışıldığı res-
mi bir foruma dönüştürülmesi dışın-
da bir değişiklik yapılmayacak.
Seçenek 3: ICANN'e daha teknik
bir rol verilip Birleşmiş Milletler çatı-
sı dışında bir uluslararası internet
konseyi oluşturulacak. ABD'nin
ICANN'deki denetimine son verilecek.
Seçenek 4: Üç yeni örgüt oluşturu-
lacak. Bunlardan biri, şu anda
ICANN'deolan internet adres sistemi-
nın sorumluluğunu üstlenecek. Birdi-
ğeri hükümet, iş piyasası ve kamu için
tartışma paneli oiacak. Sonuncusu ise
internet bağlantılı kamu politikalannın
düzenlenmesi ıçın çalışacak.
Birleşmiş Milletler'in Bilgi Toplumu
zirvesi, 16-18 Kasım tarihlerinde Tu-
nus'ta yapılacak.
DUZYAZI
ORHAIN BİRGİT
Ankara'nın Sabır Sınavı
Bugünkü yazı, "Cumhuriyetln dikkatli okurian
için bilınenleri tekrardan başka bir anlam taşıma-
yacak.
Nedenini de herkes biliyor ama yinelemeliyim. Tür-
kiye AB yolundaki uzun yolculuğunun, sondan bel-
ki de bir önceki aşamasında Lüksemburg görüş-
meleri için bekletiliyor. O bekletilme benim ve be-
nimle aynı düşünceleri paylaşan birçok kimse için
bir sürpriz değil. Ancak sanınm, AKP iktidan ve özel-
likle Başbakan için bir sinir ya da sabır sınavı ha-
linde geçiyor.
Bir başka deyişle Ankara'nın hesabı, Lüksem-
burg'un çarşısına uymuyor. AKP, her yasama yılı
başında, milletvekillerini genişletilmiş bir grup te-
rapisi kampı için Kızılcahamam'datoplamayı ge-
lenekselleştirmişti. Parti MKY'si, milletvokilleri, ai-
leleri ve çoluk çocuk, harem-selamlık da olsa ikti-
dar partisinin bolluk içindeki kasasından hem ağır-
lanıyorlar, hem de bir yıl için liderin çizdiği yolda iz-
lenecek politikaya uyum eğitimi alıyorlardı.
Bu yılki toplantı, daha çok AB'nin olası karan için
beklenme günlerinin ağır havası içinde geçmiş.
Milletvekillerine 2'şer dakika söz süresi aynlmış. Bu
sürenin azlığından söz edenlere Erdoğan özel za-
man ayınma sözü vermiş. AB'nin Türkiye'ye yöne-
lik sinir savaşını gidermenin yöntemini, tanıtım ek-
sikliği gibı yıllardır değişmeyen bir bahane ile kar-
şılamak isteyenlerin baş sözcülüğünü bu kez Meh-
met Dülger yüklenmiş.
Dışişleri Bakanı, AB ile görüşmelerin nasıl bıktı-
ncı olduğunu ve masanın öte yanında oturanlann
Türkiye'ye hangi gözlüklerle baktıklarını anlatmak
için olmalı içinı boşaltmış. "Bazen öyle anlaroldu
ki, kendi kendime bırakıp çek git dediğim anlar ol-
du" dediğini anlatmış.
Sindirerek anlatma çabaları...
öylece anlaşılıyor ki, AKP'nin önde gelenleri,
milletvekillerine hastanın ölüm döşeğinde olduğu-
nu söylemeyi uygun görmeyen hekim gibi "lisanı
münasip" alıştıra alıştıra konuşmayı yeğlemişler.
Başka bir şey de yapılamazdı doğrusu. Kimile-
rin, 24 üye ülkeyi "iyi polis" ve "kötü polis" diye
görev bölümü yaptıklarını ileri sürdükleri bir aşa-
mada Avusturya ile "Rum Hükümeti" kötü polis ro-
lünü oynuyorlar. Engeller farklı alanlarda bu iki dev-
letten geliyor. Ve çoğumuz Viyana'nın AB yoluna
döşediği dikenli telleri Osmanlı Imparatorluğu'ndan
kalmış muhasara öfkesi ile ızah ederek avutulmak
isteniyoruz. Kıbns Rum Cumhuriyeti ile Yunanis-
tan'ın Türkiye'nin üyelik görüşmelerine başlama-
sı için birbirinden 180 derece farklı görüşlere sa-
hip olmasını da anlamsız açıklamalarla boğuntu-
ya getiriyoruz. Atina Türkiye'yi aradaki sorunlan
ikili görüşmelerle daha iyi çözeriz diye düşündü-
ğü için bu kadar sıcak davranıyormuş. Ya Lefko-
şa? Bu soruyu yönerttiğiniz diplomasi ustalannın
ağır işitme hastalıkları tutuyor. Dün saat 16.00'da
Ingiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw'ın Rum mes-
lektaşı Yyorgo Yakavu ile yüz yüze Avusturya
Başbakanı Schüssei ile telefonla görüştüğünü
anımsatıyorlar. Ama söz size gelip de "Rumlar, bi-
zim karşı çıktığımız Çerçeve Görüşme Belgesi tas-
lağına NATO üyelıklerini garantiye aldırmanın ya-
nı sıra aynca uluslararası düzenlemelere katılma-
lannı da veto edemeyeceğimizi ekletmek için ıs-
rar ediyorlarmış" dediniz mi, telefonda uzun bir ses-
sizlik dönemi başlıyor. Ardından da "Haytriısı" di-
ye bir yanıt geliyor.
Gün doğmadan...
Tıpkı "Allah'tan umutkesilmez" denircesine... El-
bette Allah'tan umut kesmemek gerekiyor. Ancak,
dün 24 üye Abdullah Gül ile görüşme masasına otur-
mak için iyi ve kötü polis elbiselerini çıkartmaya ra-
zı olup tek üniforma giyerek ev sahipliği yapmaya
başlasalar bile, sonucun AKP açısından nasıl gö-
ründüğünü merak edenler için Başbakan'ın Kızıl-
cahamam'da kendi milletvekillerine bu yasama yı-
lının düşük yoğunlukta geçeceği haberini verdiği-
ni söylemeliyim.
Erdoğan, milletvekillerinden bu yıl ve elbette
2006'da Ankara'dan daha çok seçim bölgelerin-
de olmalannı istiyor. Yani herkesin gemisini kur-
tarması için şimdiden hazırlıklı olmalan söyleniliyor
Kızılcahamam Kampı'nda.
Bu, politik lügatta, "Dikkat, dikkat!.. Seçim ka-
pıda" demektir. AKP Genel Başkanı'nın birde ön-
ceki günkü MHP mitinginin kalabalığından ne ka-
dar ürktüğünü unutmamalıyız.
Medyamızın bütün çabalanna karşın o mitingin
başkentin en büyük alanını tıklım tıklım doldurma-
sı karşısında Başbakan'ın sadece demagoji deni-
lebilecek bir söylem kullanarak Bahçeli'yi "Terö-
hst başının idamını durdurma karannın altına im-
za atmakla" suçlaması ne yazık ki demagojidir.
Erdoğan, Ceza Yasamızdan ölüm cezasının kal-
dırılmasından söz etmek yerine olayı böylesine
saptınrken önce AB ölçütlerini pervasızca çiğne-
diğini bilmelidir. Sonra Türkiye için çoktan alınma-
sı gereken o maddenin kabulünde o gün TBMM
de bulunan başta Abdullah Gül, bir düzine arka-
daşının olumlu oyunun bulunduğunu da.
Ne o? Yoksa Başbakan AB'ye alınmazsak, ölüm
cezasını yeniden yasalara koymak yanlısı mı oiacak?
Faks: 0 212 677 08 21 obirgit(« e-kolay.net
Fransız filozof Levy'den destek
I Dış Haberler Servisi - Ünlü Fransız filozof Bernard
Henri Levy, Türkiye'ye AB üyeliği konusunda şans
tanınması gerektiğini söyledi. Euro News"e konuşan
Levy. AvTupa'nın kültürel knz ile karşı karşıya bulun-
duğuna dikkat çekerek Avrupa'nın demokrasi ve banş
tesis etmek gibı bir görevı bulunduğunu, bu konuda
Avrupalı siyasetçilerin sonımsuzca hareket ettiklerini
savundu. Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkılmasını anla-
yamadığını ıfade eden Levy, "Portekiz, Yunanistan ve
İspanya Avrupa projesi sayesinde demokrasiye kavuş-
tular Türkiyö için de niçin bu olmasın" diye konuştu.
Slovaklar Müslüman üye istemiyor
I Dış Haberler Servisi - Slovakya'da yapılan bir ka-
muoyu yoklaması, halkın yansına yakınının Müslü-
man ülkelenn AB'ye gurnesine karşı olduğunu gös-
terdı. Sme gazetesının MKV araştırma kunımuna
yaptu-dığı kamuoyu yoklamasına göre, Slovaklann
yüzde 45 6'sı Müslüman ülkelenn AB'ye girmemesi
gerektiğıne ınanıyor. Katılımcılann yüzde 9.5'i Müs-
lüman ülkelerm üyeliğine destek verirken yüzde
29.8'i bunun kendisini ilgilendirmediğini bildirdi.