23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: CUMHURIYET VAKFI adına İLHAN SELÇUK Genel Yayın Yönetmeni: 1brahim Yıldız # Yazıişleri Müdürü: Salim Alpaslan # Sorumlu Müdür: Mehmet Sucu# Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara Istıhbarat: CengizVıldırım 0 Ekonomı: Hasan Eriş • Kültür Egemen Berköz • Spor. Ab- dülkadir Yücelman • Makaleler Sami Ka- raftren• Düzeltme AbdulJab Y'azıcı • Bıl- gi-Belge- Edibe Buğra • Yurt Haberleri: Meh- met Faraç • A\rupa Temsilcısı Güray Öz YayınKurulu IlhanSelçuk(Baş- kan), Emre Kongar (Başkan Yardımcısı), Orhan Erinç, Hik- mct Çctinkaya. Şiikran Soner. tbrahim Yıldız. Orhan Bursalı, Mustafa Balbav Hakan Kara. Ankara Temsilcısı Mustafa Balbay Atatuıi; BuKan No 125, Kat4. BakanlıUar Tel 4195020 That). Faİs 4195027 •izmırTemsılcısı S«r- darKızık,H Zı>aBK 1352 S 23Tel 4411220. Faks 4418^45 •Adana Temsılcısı Çetin Viğenoğlu. tnönü Cd. 5 S Aksoğan İş H Kat 1 Tel 363 12 11. Faks- 363 12 15 Antalya Temsılcısr Ahmet Oruçoğlu Denız Mah Çelıkbaş İş Merkezi Kat 6 Tel 0242 2480057 Faks. 248"51"" £ jarı ve Malı Işler BülentYener • Satış Fa- 7 j^ Kuza • Cumhurivet Rcklam: A Genel M .yr ÖzlemAyden • Genel MudurYardım- '.^ \awnde Pal Tel (0212)25198 74-75 •>'.'•»81-82 Faks:(0212)25198 68Rezervas- ^,:ı212) 512 05 05 Faks-212 513 84 63 \ayrniinin. \aa GücHaber Ajansı Basm%e\avıncüıkA.Ş Ttniouğı Cad >941 Cağaio£hj M*"U İstantol PK 246- -urteu U-H5 Ist Td ı ' Ü12ı5I2O5 05(20hal> Fab (021.2ı5H $5 95 Va>2ffl sürrfj vavin Biskı;MaiezGa2^DCTgıB^jm>înaıcıldcSan leTic AŞ faohMa£ HasanBasnCad Sânaairafumlkanhuî Dı*ram. ^îeriezCögıtımPazariamaSaa wTıc AŞ u » ^ cumhumet com'ır Imsak:5.42 Güneş: 7.08 Ögle; 12.57 160 ° 1 8 3 4 Y a t s l : 1 9 5 3 GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK B Baştarafı 1. Sayfada mış; soruyu, "£aM olduğumuz bazı olaylar bizimle birlikte mezara gidecektir. Devlete ve millete ait me- seleler namusumuzdur" diye karşılamış. Içeriğini gizlediği olaylar acaba neden mezara ka- dar saklanacak? Bu iktidarla devlet yönetiminde iki yüz ortaya çı- kıyor: Biri -AKP'ye göre- devletin gerektiği kadany- la bilmesi gereken bilgiler.. diğeri de devletten giz- lenen, açıklandığı zaman hükümet aleyhine büyük olaylar yaratacak "kimi olaylara" ait bilgiler! İki arşiv: Biri öyle bilgiler ki -Çelik gibi- son nefe- sini verinceye kadar kimilerin belleğinde veya anı defterierinde... Bu hükümete zarar verecek bilgiler ise onlar da "münasip görüldüğü kadanyla" devlet arşivinde! • • • Yadırgamamak gerekiyor bu tutumu, bu tarz siya- seti. AKP'ye, başkanına ve her dediğini yerine getir- meye amade yakın çevresine pekâlâ uygun. AKP yönetiminde olanların zaten biri görünen, di- ğeri asli olmak üzere iki görevi var. örneğin, görünen görevi milletvekilliği ise "devle- te ve millete ait bazı bilgileri mezara kadar götür- mek" ömer Çelik'in ilk görevi. örneğin, Bakan Hüseyin Çelik'in milli eğitimle il- gili sorunları çözmekten öteye asli görevi imam ha- tiplerin üniversite sorununu çözmek. ME Bakanı Çelik, baktı YÖK'ten hayır yok. Allem etti kallem etti; -haberier yalanlanmadığına göre- i- mam hatiplere üniversite kapısını açacak bir yöntem buldu. Ortaöğretim kurumları arasında nakillerin kapsa- mını genişletti. Artık imam hatipliler belirli bir not or- talaması tuttururlarsa genel liseye geçebilecek, mes- lek liselerine uygulanan katsayıya takılmadan -hay- daaa- tercih ettikleri üniversiteye gidebilecekler. Şimdi Allah aşkına söyleyin; Sakal-ı Şerif'in hava- alanına getirtilmesinde bütün sorumluluğu üstlenen koruyucu meleği Kültür Bakanı'nı.. üç buçuk yıldır üniversite kapısını bir türlü açamadıkları imam ha- tiplere bu olanağı şu veya bu yoldan da olsa sağla- yan ME Bakanını.. bu gibi durumlarda Kasımpaşa- lılığı tutan bu Başbakan'ın, FiTE'nin harcaması ola- sı mıdır? • • • Ülkemizde anlam veremeyeceğimiz pek çok olay yaşanıyor. örneğin, siyasal yaşamı karıştırma göre- vini hakkıyla yaptıktan sonra ABD'nin himayesinde BM'de önemli bir post kapan Kemal Derviş'in ço- ook yakınlarından... Türk heyetine alınmayan, ancak Derviş'in teşviki ve -kendi parasıyla- Brüksel'deki çabalara katılan... 3 Ekim'den sonra AB politikasını öven ve "isyan bayrağı açtı" diye kimi medyanın öv- düğü CHP milletvekili Zeynep Damla Gürel'e: Türkiye adına doğrulan söylediğinizden söz eder- ken partinizyönetimini kötülemekte ustasınız. Bu da birsanattır. Lakin sizi bu hükümeti övmeye iten, eleş- tirmekten alıkoyan nedir acaba?" diye sorulmuyor. Bir Jeanne D'Arc. Medyatik bir kadın kahraman. Baykal beni partiden atacaksa atsın, diyor. İlk seçimde gidip de gelmeyeceklerden olanı Bay- kal, şu sıra neden partiden atsın? Deger mi, değmez! GORUŞ BlRGÜL KOPUZ Bir şaire mektup Attilâ Ilhan öldü dedıler, ama herkes bilir ki şaırler ölmez aslında. Kaç aşk yarasını lyileştirdi şiirlerinız ya da kaç ayn- lığı kanattı kım bilir? Kaç kadının içindeki buzlar endi o dizelerie? Sahi siz kaç aşka tanıklık ettiniz? Meseia yıllar önce yine böyle bir sonbaharda, Istan- bul'un eskı semtindeki eskı bir evde, bir adam sizin şi- irinizi fısıldamıştı sevdığı kadının kulağına. Dışandan hüzünlü bir keman sesı gelıyordu. Imkânsız bir aşkın ilk günlenydi daha. Henüz kimse hikâyenin sonunu bilmiyordu. Yoksa sız de mı oradaydınız? Kadın mut- luluktan öleceğını sanmıştı hani, sevdiği adam "Ağus- tos Mızıkacılan" nı okurken ona: "Bitmeyecek bu be- nim alıp başımı gittiğim senin için kaç Istanbul değişe- rekyeniden başlamak halinde sevdiğim gökyûzünü en güzelyüzünle düşünmek bitmeyecek delilikler biriktir- diğim her akşam uyantp bir başkastnda." Yıllar sonra o imkânsız aşkın gönüllü kahramanı, sığınacak bir li- man ararken kendini yıne imdadınayetişmişti sizin di- zeleriniz. İsyan olup dökülüvermişti dudaklanndan. Tam da kırılmışken en ince yerlerinden. Dünden yor- gun, yarından umutsuzken. Sizin dizelerinizde bul- muştu aradığı bütün sorulann cevabını. O kadın o gün- den sonra hiç âşık olmadı bir daha. "Yanlış birhayalin şehrinde kaldım, sevdiği ben de- ğilim, anlatamam, o aşk bu değildi, tasarladığım bü- yük bir tenhalık, nasıl korkmam, korkulanm bir cana- var doğurdu..." Sonra bir gün karanlık ve bitimsiz bir gecede her şeyden vazgeçmeye hazır başka bir ka- dın, neden hep hayata ve aşkayenildiğini düşünürken yine sız çıkıp gelmiştiniz cebinizde bir şiiıie. Olümü de, yaşamı da, aşkı da aynı tutkuyla anlatan dizelerinizle o kadın tekrar hayata ve aşka tutunmuştu belki de. "Beni de kırdılar, içimden kırdılar, karanlık camlardan sular akıyordu, şimşekli bir boşlukta saat vurdu, beni de kırdılar, belkiyalnızdılar, belki onlann da çocukluğu yoktu, bütün şarkılara kapalıydılar, birgenç kızdeğme- mişti saçlanna..." Başka bir aşk hikâyesinde bir kadın sevdiği adama sesleniyordu durmadan. Adam uzak- taydı, gelmeyecektı, gelemeyecekti. Zaten hiçbir za- man gelmemıştı ki çağrıldığında. Kadın pişman, öfke- li, çaresiz ve yalnızdı o gece. Masada iki tabak, iki bar- dak, papatyalar ve bir de sizin şiir kitabınız vardı. Biraz bulut saklamıştım geçen sonbahardan, meh- tabınyaldızladığı birdeniz kenart, koyduğumyeriunut- muşum, fakat görebilseydiniz, n'olurçabukgelinman- zara dağılmadan, fazla uzun sürmez hayallehmln aya- n, s'ıze bu akşamı hazırfadım ayıp mı oldu dersiniz..." Bir adam tek başına oturmuş deniz kenannda yal- nızlığını büyütüyordu. Geçen vapurlara doğru bir şiir okuyordu gözleri ha- fıf nemli. Sizin şiınnizi okuyordu elbette. Yoksa siz de o vapurda mıydınız? önce güverteden ona el sallamış, sonra da bir şiir yazıp denize mi atmıştınız yoksa? O adam yıllarca hep o şiirı okudu biliyor musunuz? "Soğuk kadınlardı usulca geçtiler, koyu biryalnızlı- ğın kenanndan adımlan ürkekti, değişiktiler kan mı sı- zıyordu dudaklanndan, başka biryalnızlığa gittiler..." Attilâ Ilhan öldü dediler. Ama herkes bilir şairler öl- mez. Şiirleriyle ışık olurlar gökyüzünde. Sonra yıldızlı bir gecede bir yıldız yukarıdan göz kırpar bize. Birisi ansızın bir şiir fısıldar kulağımıza. Ölümün yakışıklısı olur mu hiç? Olmaz. Ama böyle dingin bir ölüm ancak böyle yakışıklı adamlara yaraşır belki de. birgulkopuz ' yahoo.com YÖKBaşkanı,'yasalzemini olmayan' hırumun mifcakerelerdeyeralmasına tepkigösterdi Teziç'ten TÜBITAK uyarısı I Baştarafı 1. Sayfada sitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Baykal ve YÖK iiyeleri Hacette- pe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tunçalp Özgen ile Prof. Dr. Fik- ret Şenses tarama ekibinde yer aldı. Toplantının ardından açıkla- ma yapan Prof. Teziç, toplantıda, tarama sürecınde görev alacak ekibi belirlediklerini söyledi. Erdoğan Teziç, "Ancak bura- da hassas bir koou var. Toplan- tıda TÜBİTAK temsilcileri de vardı. Biliyorsunuz TÜBİ- TAK'ın yasal durumu hayli za- fiyet göstereo bir durum arz ediyor. Müzakere sürecine baş- Janırken Türkive'nin önemli bir bilim merkezinin yasal sta- tüsünün olmaması, mahkeme kararlarıyla üyelerinin orada- ki konumu büyük bir sıkıntı yaratıyor" dedi. TÜBlTAK'ın bu yasal zemininin oluşturulma- masının getireceği rahatsızlığı kendi aralannda değeriendirdik- lerini söyleyen Teziç, şunlan kay- detti:"Once Anayasa Mahke- mesi'nin kanunun yürürlüğü- nü durdurma, ondan sonra bu- raya yapılan atamaların İdare Mahkemeleri tarafından iptal edilmesi artık orada oturanla- rın hukuki varüğının olmadı- ğının açık bir ifadesi oldu. So- run çözülürken, burada yer alan akademisyenlerin de ken- di sorumlulukJannı değerlen- dirmelerinde isabet var. Türk bilim ve araştırma ekibi Briik- sel'de kendini hukuki sakatlık- la temsil etmemeli. Bu bir dev- let sorunu. Celeceğe yönelik za- fiyetle biz oralarda temsil edil- meden ve bize bu yönde soru- lacak sorulara cevap vereme- mekten rahatsızlık duyanz." Teziç, TÜBlTAK'la ortak bir çalışmanm gündeme gelmesi du- rumunda kendilerinin çekilip çe- idlmeyeceğinin sorulması üzeri- ne, "Ğelişmeler ne gösterecek görürüz" dedi. Hükümetin, ÖSYM bütçesini YÖK'ten ayırmasına da tepki gösteren Teziç, kurumun 35 yıl- dır görevlerini aksatmadan yeri- ne getirdiğini söyledi. Teziç. ye- ni uygulamanın çeşitli sorunlan beraberinde getirebileceğine dik- kat çekti. Teziç, "Korkumuz, bir süre sonra bu idari yapının üni- versitelerden alınarak sınavla- rın politik karar merkezleri ta- rafından düzenlenmesine ka- dar gidecek bir kapıyı açma tehlikesidir. Bu endişeler tüm arkadaşlarım tarafından dile getirildi" diye konuştu. ÖSYM Başkanı Prof Dr. Ünal Yanma- ğan'ın bu konuda sıkıntısını dile getiren ifadeleri bulunduğunu be- lirten Teziç, Cumhuriyet'in ko- nuyla ilgili manşetine atıf yaptı. Teziç, "Arkadaşımız çok veciz ama düşündürücü bir ifadeyle sıkıntısını dile getirdi. 'Dükkâ- nı kapatır gideriz" dedi. Bu ha- kikaten çok vahim bir tablonun ifadesidir. Onun için siyasi ik- tidardaki sorumlulara da bu- radan seslenmek istiyorum: Bu sisteme dokunmayın. Tiirki- ye'nin geleceğidir bu. Bunlar, bir devlet kurumu olarak dü- zenJeniyor" dedi. MEB'in meslek liselerinden genel liselere geçişi kolaylaştıran düzenlemesinin de "büyük sı- kıntılaryaratacağını" dile geti- ren Teziç, "Katsayılan aşmanın üstü örtülü bir yolu olarak bu- nun denenmek istendiği konu- sunda yine hiçbirimizin benim- semeyeceği bir yeni sorun pa- ketiyle karşı karşıya kalmış olacağız" dedi. Teziç, bu konu- nun MEB'in değil, YÖK'ün gö- rev alanına girdiğini yineledi. 'USULSÜZLUK' ÎDDÎASI Prof. Aşkın tutuklandı YUSUF ZİYA CANSEVER VAN - AKP hükümefınin hedefinde yer alan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın dün ifa- de vermek için gittiği mahkeme tarafın- dan tutuklanarak cezaevine gönderildi. Üniversitenin, Tıp Fakültesi Araştır- ma Hastanesi'ne 25 milyon dolarlık tıb- bi cihaz alımındaki ihalede "usulsüz- lük" yapıldıgı iddiasıyla açılan davada ifade vermek için dün adliyeye giden Aşkın, tutuklanma istemiyle 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sevk edildi. Bura- da ifadesine başvurulan Prof. Aşkın tu- ruklanarak cezaevine gönderildi. AKP hükümetinin uygulamalanna yö- nelik eleştirileriyle gündeme gelen Prof. Aşkın'ın Van'daki evi geçen temmuz ayında polis tarafından basılarak arama yapılmıştı. Aramanın tarihi eser amaçlı yapıldıgı ancak tarihi eserlerin Van Mü- zesi'ne kayıtlı çıkması üzerine, bu kez tıbbi cihaz alımına ilişkin arama yapıl- dıgı açıklanmıştı. YÖK, polis baskınını "dehşet verici" olarak nitelemiş, uygulamanın hukuk devletiyle bağdaşmadığını açıklamış- tı.Rektör Aşkın'ın tutuklanmasına iliş- kin gelişmeler, Van Cumhuriyet Başsav- cısı Sezgin Kanmaz, 5 Nisan'da Prof. Dr. Yücel Aşkın, yardımcısı Ayşe Yük- sel ile iki rektörlük çalışanı hakkında "çıkar amaçlı suç örgütü oluşrurnıak, tehdit ve baskı ile ihaleye fesat karış- tırmak" iddiasıyla soruşturma açılma- sı istemesiyle başlamıştı. DlSK'in Bolu toplantısı bugün yapılıcak oturumların ardından sona erecek. (FotoğrafAA) Solun beyinfırtınası Yurt Haberier Senisi - Türkiye Devrimci Işçi Sendi- kalan Konfederasyonu Ge- nel Başkanı Süleyman Çele- bi, "solun güçlendirilmesi konusunda büyük bir heye- can gördüğünü" belirterek "Türkiye' nin umudunu ye- şertmek istiyoruz" dedi. DÎSK tarafından, dünyada ve Türkiye'deki son gelişme- leri, solun genel durumunu tartışmak için düzenlenen toplantı dün Bolu'da başladı. Basına kapalı olarak yapılan toplantıya, akademisyenler, eski siyasetçiler, sanatçılar\ e köşe yazarlan katıldı. Oturum arasında toplantı hakkında basın mensuplanna bir açık- lama yapan DİSK Genel Baş- kanı Çelebi, "Binlerce insa- nın buradan bir ışık doğma- sı beklentisini ben DİSK'e çekilen mesajlardan algılı- yorum. " dedi. Çelebi, çalış- malan üç ana başlık altında topladıklarını ifade ederek. şunlan söyledi:"Uygulana- cak ekonomik politikalar ne olmalı. alternatifpolitikalar ne olmalı, bunlar üzerinde duruyoruz. Solun dış politi- kadaki hedefi nasıl olmalı, bu kargaşa, bu kafa kanşık- lığını ortadan kaldırıcı bir yöntemin geliştirilmesini öngörüyorlar. Cçüncüsü, solun güçlendirilmesi konu- sunda büyük bir heyecan görüyorum herkeste. Bu çok yararlı hepimiz açısın- dan, Türkive'nin geleceği açısından." Türkiye'nin geleceğini tar- tıştıklannı ifade eden Çelebi, "Türkiye'nin umudunu ye- şertmek istiyoruz. Umudu kırılan halkımızın unıutla- nnın sönmemesi için yeni- den bir ışık yakıldığını söy- leyebilirim. Bolu toplantı- sında bir beyin fırtınası ya- pıyoruz" diye konuştu. Cinayet sırasında yaşı 18'den küçük olan F.T. 11 yıl 8 ay hapis cezasına çarptınldı Güldünya'nın katiline müebbet hapis Istanbul Haber Servisi - Evlilik dışı iliş- kiden hamile kalarak bir çocuk dünyaya ge- tirdiği gerekçesiyle GüldünyaTören'i öldü- ren 2 kardeşi, müebbet ve 11 yıl 8 ay hapis cezalarına çarptınldı. Duruşmada, olay günü yaşı 18'den küçük olan kardeş cinayeti üze- rine almaya çalışırken, üye hâkim Ahmet Ve- dat Güneş, tahrik bulundugu iddiasıyla ka- rara muhalefet şerhi koydu. Önce silahlı saldınya uğrayan, ardından da tedavi gördüğü hastanede 25 Şubat 2004 ta- rihinde öldürülen Güldünya Tören'le ilgili davanın görülmesine Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edıldı. Duruşmaya tutuklu kardeşler Irfan Tören ile F.T. katıl- dı. Hakkında yakalama emri bulunan Meh- met Tören ise henüz bulunamadığı için du- nışmada hazır edilemedi. Oturumda son sö- zü sorulan sanık Irfan Tören, cinayetle ilgi- sinin bulunmadığını söyledi. Tören, "Bir kardeşim ölmüştür, ikimiz de cezaevinde- yiz.Ailem dışanda mağdur."dedi. Olay gü- nü yaşı 18'den küçük olan F.T. de. "Ağabe- yinin olayla ilgisi olmadığınr" savıınarak. "Kardeşimi ben öldürdüm. Ağabeyimin tahliyesini istiyorum" diye konuştu. Dava- yı karara bağlayan Mahkeme Heyeti, sanık Mehmet Tören hakkındaki dava dosyasını ayırdı. Sanık 2 kardeşi önce ağırlaştınlmış müebbet hapis cezasına çarptıran mahkeme, Irfan Tören'in cezasını duruşmalardaki iyi halinı göz önüne alarak müebbet hapse çevir- di. Mahkeme, F.T.'nin cezasını da olay tari- hinde 18 yaşından küçük olması nedeniyle önce 14 yıla, ardından da mahkemedeki iyi hali nedeniyle 11 yıl 8 aya indirdi. Muhalefet şerhi Oyçokluğu ile alınan karara üye hâkimAh- met Vedat Güneş tahrik bulundugu iddiasıyla muhalefet şerhi koydu. Duruşmanın ardin- dan adliye önünde açıklama yapan samkla- nn avukatı Mehmet Talat Seyhan uygulan- masını sa\aınduklan "ağır tahrik" ile ilgili temyize gideceklerini söyledi. Oğuz Şeren 'iyitirdik Istanbul Haber Servisi - Gazetemizin eski yazıişleri müdürlerinden, Türkiye Gaze- teciler Cemiyeti (TCG) üyesi, Basın Şeref Kartı sahibi gaze- teci Oğuz Şeren (77) dün îs- tanbul'da yaşamını yitirdi. Ofuz Şeren'in cenazesi yann Teş\ikiye Camii'nde kıhnacak öğle namazının ardından Zin- cirlikuyu Mezarlığı'nda topra- ğa verilecek. Milli kaleci, spor yazan Turgay Şeren'in ağabeyi olan Oğuz Şeren, 1928 yılında İs- tanbul'da doğdu. Şeren gazete- ciliğe 1952'de Istanbul Eksp- res'te başladı. Cumhuriyet ga- zetesi Dış Haberier Servi- si'nde çalıştı ve yazıişleri mü- dürlüğü yaptı. AP ajansında da çalışan Şeren, Tercüman ve Günaydın'da sayfa sekreterli- ği yaptı. Ulusal Basın Ajan- sı'nın sahipliğini yaptı. Ozankan öldü Gazetemiz eski çahşanla- nndan gazeteci-yazar Cenab Ozankan (81), dün Istan- bul'da yaşamını yitirdi. Ozankan'ın cenazesi, bugün Şişli Camii'nde öğleyin kıh- nacak namazdan sonra Zin- cirlikuyu Mezarlığı'nda top- rağa verilecek. KAMHl;YE SUİKAST GÎRİŞİMİ İki sanığa ömür boyu Istanbul Haber Servisi - Işadamı Jak Kamhi'ye su- ikast girişimi davası karara bağlandı. SanıklarYaşarPo- lat ile KamilAşkın müebbet hapis cezasına çarptınldı. Istanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma- ya tutuklu yargılanan sanık- lar Yaşar Polat ile Kamil Aş- kın katıldı. Duruşmada son sözü soru- lan Polat ve Aşkın suçlama- lan kabul etmedi. Davayı ka- rara bağlayan mahkeme he- yeti, Aşkın ve Polat'ı, 1993 yılında Beylerbeyi'nde işa- damı Jak Kamhi'ye düzenle- nen suikastı organize etmek- ten suçlu buldu. Jak Kam- hi'nin yara almadığı suikast ginşiminin organizatörü ol- duğu iddiasıyla 10 yıl sonra yakalanan samk Yaşar Po- lat'a "anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşeb- büs etmek" suçundan mü- ebbet ağır hapis cezası verdi. Sanıklardan Kamil Aşkın da aynı suçtan müebbet hapis cezasına çarptınldı. Suikastla ilgili olarak Can Özbilen. Osman Erdemir ve Ali Rıza Bayramçavuş da daha önce ömür boyu hapis cezasına çarptınlmıştı. G Ü N P E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. $*yf ada Hareketi'nin aktf elemanı... BM'ye transfer olan Kemal Derviş'in ekibinden. Damla Hanın 1 s o n o'a r ak AB sürecine ılişkın yazdığı yazıyla <?ne çıkarıldı. Yazısı ikinci, üçüncü baskı yaptı TaP" k '' ^ ^ ^ Genel Başkanı Deniz Baykal'İa ters d^şen bölümleri olduğu için... Ya- zının özünde AB' nin 3 Ekim'de verdiği kararın önemi vurgulaniV or . b u kararla Türkiye'nin aday ülke konumundan- müzakerelere başlamış ülke konumuna yükseldiği belirtiliyor. Damla Hanım'm görüşlerine elbet saygımız var. Ancak işin özü sadece görüş açıklamakla sınırfı değil... Bize gelen duyumlara göre Damla Hanım, 3 Ekim'i destekleyen bir bildiri hazırlayıp altına da bir dizi CHP milîetvekilinin imzasını koymak üze- re yoklama yapti- İstediği sonuca ulaşamadı. Damla Hanım'm CHP içinde olağanüstü bir gü- ce sahipmiş gibi one çıkarılmasının temel nede- ni şu: Baykal'ın dile getirdıği CHP politikalarının par- ti içinde kabul görmediğini ortaya koymak. Deva- mında CHP'ye yeni bir liderlik biçmek! Bugünkü çok satışlı medyaya ve AKP'nin dışa- rıdaki destekçilerine göre CHP'nin çok büyük suçları ve hatalad var. Tki temel suç şu: 1 - 1 Mart tezkeresine hayır denmesini sağla- mak. 2- AB süreciniO olumlu yönlerini desteklerken, Türkiye açısından olumsuz yönlerini de net bir ifa- de ile dile getirmek. 1 Mart 2003'tekı tezkere Meclis'ten geçseydi ne olurdu sorusu sık sık soruluyor. Gerçekleşmemiş durum üzerine yorum yapmak zor ama, bizim dü- şüncemiz şu: Türkiye'nin durumu daha kötü olurdu. ABD, Iran ve Suriye hedeflerini daha ileri götürür, bizi daha çok kullanma yoluna giderdi. ABD bu anlamda CHP'yi hâlâ affetmiyor! CHP, AB'nin 3 Ekim'de yayımladığı müzakere çerçeve belgesinın Türkiye'yi ikinci sınıf üyeliğe götürdüğünü, utangaç ve sinik davranmadan açık açık ilan etti. Bu da medyanın ilan ertiği bayrama AKP'nin katılmasını ve bayramın yaygınlaşması- nı engelledi! • • • ABD ile iki eşit-egemen devlet ilişkisi isteyen, AB ile de tam üyelik dışındaki yutturmacalara ha- yır diyen CHP, bu tutumuyla AKP- medya daya- nışmasına zarar veriyor! Büyük bir suç! AKP'yi desteklemenin yöntemlerinden biri de şu: AKP politikalanna karşı çıkan kesimlerin üzeri- ne gitmek. Bu anlamda CHP, AKP'nin politikalarını destek- lerse iyi, desteklemezse kötü... Toplumun CHP'den beklentısinin büyük olma- sı, CHP'ye yönelik eleştirileri yoğunlaştırıyor. An-, cak medyanın dönüştürmek istediği CHP, AKP yardımcılığından başka bir şey değil. CHP'nin 19-20 Kasım'da kongresi var. Bu kez olağan! Baykal yönetiminin bu tür dış yüklenme-* lere hazırlıklı olması gerekiyor. Baykal; büyük dü- şünür, toplumla kucaklaşan bir çevre düzenleme- si yapabilirse... Medya saldırılarının etkisi bir damlayı geçmez! Yapamazsa? Damlaya damlaya... ankcum / cumhuriyet.com.tr Dur ihtarına uymayınca vuruldu • İSTANBUL (AA) - Kadıköy Moda'da bir oto- mobilden hırsızlık yapan kişi araçtan aldığı montla kaçmaya başladı. 6. Cumhurbaşkanı Fahri Koru- rürk'ün eşi Emel Korutürk'ün bu bınanın yakınında yer alan evinin önünde bulunan koruma polisı. ka- çan kişiye "dur" ihtannda bulundu. Kimliği belir- lenemeyen kişı kaçarken polisin bir el ateş etmesiy- le başından yaralanarak olay yerinde yaşamını yi- tirdi Savcılık olaya ilişkin soruşturma başlattı. Yiğitgüden beraat etti • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Enerji sant- rallannın ışletme hakkının özel sektöre devn sıra- sında yapılan ihalelerde usulsüzlük yapıldığı iddi- asıyla açılan dava karara bağlandı. Aralannda eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşan Yur- dakul Yiğitgüden ve eski TEDAŞ Genel Müdürü Ramazan Coşkun'un da bulundugu 5 kışı beraat etti. Öğpenci affı teklifi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP Balı- kesir Milletvekili Ali Aydınlıoğlu, 1980-1981 eği- tim ve öğretim yılmdan itıbaren ünıversitelerden ilişkileri kesilen öğrencilere sınav hakkı tanınması ile disiplın cezalannın kaldınlmasma dair yasa teklifi verdi. Milletvekili Aydınlıoğlu, TBMM Başkanlığı'na sunduğu, y-ükseköğrenünle ilgili yasa teklifinde, çeşitli nedenlerle üniversitelerden ilişıği kesilen yaklaşık 80 bin öğrencinin mağduri- yetinin giderilmesı gerektiğini belirtti Hava sıcaklıkları düşecek • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Meteorolo- ji, hava sıcaklığınuı bugünden başlamak üzere, baş- ta Marmara, Batı Karadeniz, Iç Ege ve İç Anado- lu'nun kuzeybatısı olmak üzere tüm yurtta hissedi- Ur derecede azalarak mevsim normalleri altına dü- şeceğini duyurdu. Yapılan açıklamaya göre, yurdun kuzey kesimlerinde görülen sağanak yağışlar, hafta sonunda yurdun bü\-ük bölümünde devam edecek. VEFATVETEŞEKKÜR Öğretmen örgütünün (TÖS ve TÖBDER) kuruculanndan ve MYK üyesi öğretmen FEVZİ ÇİMEN 08.10.2005 tarihinde vefat etmiştir. Amansız hastahğı süresince destegini ve ilgisini esırgemeyen doktorlanna ve sağlık ekibine, cenazesıne katılarak ve telefonla arayarak acımızı paylaşan dost ve akrabalanmıza. Çağdaş Eğitim Vakfı'na teşekkür ederiz. AİLESİ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear