Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAYFA CUMHURİYET 5 TEMMUZ 2004 PAZARTES
8
Istanbul
HABERLERÎN DEVAMI
TURKİYE
Edirne
B 28 Sinop B 25 Adana A 38
B 32 Samsun B 25
Kocaelı B 28 Trabzon B 24
Çanakkale B 30 Giresun B 24
Izmır A 35 Ankara A 29
Manısa A 36 Eskışehır A 29
Aydın A 40 Konya A 30
Denızlı A 37 Sıvas B 26
Zonguldak B 24 Antalya A 26 Kare
Mersin
Dıyarbakır
Şanlıı/rfa
Mardin
Siırt
Hakkân
Van
A
A
A
A
A
B
B
33
38
40
37
37
29
24
B 23
Doğu Karaaenız ıle
Doğu Anadolu'nun öo-
ğusu parçalı bulutlu. dı-
ğer yefler az bulutlu ve
açık geçecek. Hava sı-
caklığı; yurdun doğu
kesımlerınde bıraz aza-
lacak, öığer yerierde
önemlı bnr değışıklık ol-
mayacak. Rüzgân ku-
zey ve doğu yonlerden
hafrf ara sıra orta kuv-
vette esecek.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsınki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Pans
Bonn
Y
B
Y
Y
Y
Y
B
Y
1b
17
18
21
19
19
22
25
Münih Y 26 Zürih
Berlın
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Y
B
B
B
B
B
B
B
21
30
36
29
30
27
30
33
Y 26 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tiflis
Kahire
Y
B
B
B
B
Y
Y
A
16
35
20
34
27
28
25
38
A 39
Taşkent
Tahran
Aç.K Farçalı : Sıslı , Bulctiu ^ Çok Dulutlu ı Yağmurtu ı Gok gürurtulu
Yüzde36.3ü depresyonda
Işsizlik aile
ortamını
bozuyor
I Baştarafı 1. Sayfada
incelenmesi" konulu araştırma yaptı.
Cumhuriyet Üniversitesi Iktisadi ve tdari
Bilımler Dergisi'nde yayımlanan araştır-
ma sonuçlanna göre, işsizlik sürecinde ai-
lenin tutumuyla ilgili bır soruya, araştır-
maya katılanlann yüzde 46.2'si. bu dö-
nemde "aüesinin tutumunun olumsuz-
laştığı" yönünde yanıt verdi. Işsizlik sû-
recinde işsiz bireyin ailesine karşı tutu-
mundaki değişim incelendiğinde ise işsiz-
lerin yüzde 35.7 sinin bu süreçte ailesine
karşı olumsuz tavır takındığı belirlendi.
Araştırma sonucunda, işsizlerin çoğunun
aiJe ortamının bu süreçten sonra bozuldu-
ğu anlaşıldı.
Deneklerin yüzde 69.8'i işsizlikten sonra ai-
le ortamının bozuldugunu belirtti. Bu
oran, erkeklerde yüzde 71.8, kadınlarda
yüzde 65.5 olarak belirlendi. Deneklerin
yüzde 89.6'sının işsiz olması nedeniyle
İcızgınhk duyduğunun da saptandıgı araş-
tırmada, kadın işsizlerin yüzde 82.8'inin,
erkek işsizlerin yüzde 92.7'sinin. duru-
mundan dolayı kızgın olduğu anlaşıldı.
Araştırmaya katılanlann yüzde 53.8'inin
çevresinin rutumlannın işsizlik sürecin-
den sonra olumsuzlaştığı, bu oranın ka-
dınlarda yüzde 34.5, erkeklerde ise yüzde
62.9 olduğu belirlendi. işsizlik sürecinde
toplum baskısını duyumsadığını belirten-
lerin çoğunlukta olduğunun anlaşıldığı
araştırmada, işsiz erkeklerin yüzde
80.6'sının, işsiz kadınlann ise yüzde
56.9'unun toplum baskısını önemsediği
tespit edildi.
İ; bulma umutlan yok
Araştırma sonucunda, hem kadınlarda hem
de erkeklerde iş bulmayı ümit edenlerin
sayısının fazla olduğu, araştırmaya katı-
lan kadınlann yüzde 32.8'inin, erkeklerin
de yüzde 29.8'inin iş bulma umudu olma-
dığı ortaya çıktı. Erkeklerin yüzde 53.2'si.
kadınlann yüzde 50'si ise gelecekten
umutlu olduğunu kaydetti. İşsizlerin yüz-
de 86.3'ünün depresyonda olduğunun an-
iaşıldığı araştırmada, kadınlann yüzde
75.9'u, erkeklerin ise yüzde 91.1'i dep-
resyon yaşadıgını belirtti. Erkek işsizlerin
kadınlara, ilköğretim mezunu işsizlerin
yükseköğretim mezunlanna, asgari ücret-
le çalışmak isteyen işsizlerin istemeyenle-
re, konut sahibi olmayan işsizlerin olanla-
ra. yeterli ve dengeli beslenmeyen işsizle-
rin beslenenlere ve iş bulma umudu olma-
yan işsizlerin bulunanlara göre daha fazla
depresyonda olduğu da belirlendi.
Tasarılara 'kadrolasma' hükmü
Sürgünlerin
yolu açıldı
EMİNE KAPLA.N
ANKARA - AKP hükümeti, kadrolaşmada sınır
tanımıyor. Son olarak Kadının Statüsü ve
Sorunlan Genel Müdürlüğü'nü kadrolasma
hedefıne alan AKP, TBMM Plan ve Bütçe
Alt Komisyonu'nda Kadının Statüsü Genel
Müdürlüğü ile Aile ve Sosyal Araştırmalar
Genel Müdürlüğü "nün teşkilat yasa
tasanlanna "kadrolaşma" hükmü ekledi.
Buna göre iki kurumun personelinden
ataması yapılmayanlar diğer kurumlara
nakledilecek. AKP hükümeti, bu hükümle
partiye yakın personelin atamasını yaparken,
istemediklerini diğer kurumlara gönderecek.
Atanmış sayılacaklar
TBMM Plan ve Bütçe Alt Komisyonu'nda
eklenen hükümle, şu düzenleme getiriliyor:
# Kadm ve Sosyal Hizmetler Müsteşarlığı
kadrolannda yer alan memurlar ile fiilen bu
genel müdürlükte gorev yapmakta olan
diğer memurlardan kadro ve unvanlan
değişmeyenler, tasanyla ihdas edilen
kadrolara hiçbir işlem yapılmaksızın
atanmış sayıîacak.
# Kadro unvanı değişen veya kaldınlanlar ile
kadro ve unvanı değişmediği halde atanmış
sayılamayanlar, durumlaruıa uygun
kadrolara 6 ay içinde atamalan yapıhncaya
kadar genel müdürlükçe gereksinim duyulan
işlerde görevlendirilebilecek.
# Ataması yapılamayan personel, 6 aylık
sürenin bitiminden itibaren Devlet Personel
Başkanlığı'na bildirilecek. Bu personel
diğer kamu kurum ve kuruluşlanna
nakledilecek.
Eski SPD üyeleri ve öıgüt temsilcileri partinin solundaki bir oluşum için harekete geçtiler
Alman solu bölüııüyor
OSMAN ÇÜTSAY
FRANKFURT - Almanya
Başbakanı Gerhard Schrö-
der'ın tavızsiz izlediği ve "Bun-
lann alternatifî yok" dediği ne-
oliberal politıkalar, sonunda par-
tısi SPD'yi de bölünmenin eşiği-
ne getirdi. Berlin'de hafta sonun-
da yapılan bır toplantıda, çok sa-
yıda sendikacı, eski SPD üyesi ve
ATTAC başta olmak üzere birçok
sol örgüt temsilcileri, izlenen po-
litikalara Almanya çapında karşı
çıkacak ve SPD'nın solunda ola-
cak bir oluşum ıçin harekete geç-
me karan aldı. SPD'nin solunda-
ki bu oluşumun partileşme kara-
nnın sonbaharda alınacağı, ama
ana hedefinin Schröder'in poliri-
kalannın ıçerdığı sosyal devlete
yönelik saldınlan göğüslemek ve
çalışan sınıflann kazanımlannı
korumak olduğu vurgulandı.
Kuzey Almanya'da kurulan
"Seçim Alternatifi" ıle Güney
AJmanya'daki "Emek ve Sosyal
Adalet Girişimi" adlı sendikal
tabanla eski SPD üyelerinin taşı-
dığı ıki örgüt, Berlin'de "VVahlal-
ternarive Arbeit und soziale
Gerechtigkeit" (Seçim Altema-
rifi Emek ve Sosyal Adalet) baş-
lığı altında birleşme karan aldı.
En geç 2006'daki genel seçimler-
de "SPD'nin solunda bir alter-
natif olarak" seçmen karşısına
çıkacakJannı ilan eden yeni olu-
şumun sözcüleri, daha şimdiden
Almanya'nın 70 bölgesindeki
gruplann düzenli çalışmalannı
sürdürdüğünü kaydettiler.
Sendlkalar uzaklaşıyor
Son yıllarda 120 bine yakın üye
kaybettiği ileri sürülen SPD'den
sadece bu yılın ilk üç ayında 22
bine yakın üyenin aynldığını, üye
olanlann sayısının ise 4200'den
az olduğunu belirten SPD Genel
Sekreteri Klaus Uwe Benneter,
kan kaybını giderecek bır alaş ol-
madığını kabul etti.
Başbakan Schröder'in sendi-
kalara yönelik uyanlan ve bu ara-
da ülkenin en büyük sendikala-
nndan "Verdi" Başkanj Frank
Bsirske'yi "içeriksizlikle" suç-
Iaması, SPD ile sendikalar ara-
smdaki 140yılhkgelenekseliliş-
kilerin en soğuk döneminde oldu-
ğunu ortaya çıkardı.
Yeşiller Partisi üyesi de olan
Bsirske, geçen hafta Almanya'da-
ki Schröder politikalannın "ba-
şarısızlığının kanıtlandığını"
ileri sürmüştü. Bu arada ülkenin
bir başka büyük sendikası IG Me-
tall Başkanı Jürgen Peters'in,
sendikalann başka ortaklar ara-
ması gerektiğı yolundaki açıkla-
malan da SPD ile sendikalar ara-
sındaki bağlann kopmak üzere
olduğuna bir başka ışaret olarak
yorumlandı. Ancak SPD Genel
Başkanı Franz Müntefering,
yaptığı bir açıklamada, parti ile
sendikalar arasındaki tarihsel bir-
Iiğin henüz parçalanmadığını sa-
vundu. Sendikal tabandan art ar-
da gelen açıklamalar ise SPD'ye
yönelik düş kınklığının onanl-
maz boyutlarda olduğunu ortaya
çıkardı. Bu arada SPD seçmenJe-
ri üzerinde yapılan bazı kamuoyu
araştırmalan, bu kesimin yeni bir
sol partiye sempatiyle bakacağı-
nı gösterdi.
Oluşumun geleceğl yok
Öte yandan Schröder ve çevre-
sindeki SPD üstyönetimi. parti
ıçindeki sol parti arayışlannın
yaygınlaşmasına izin verileme-
yeceğini, çeşitlı açıklamalarla ka-
muoyuna duyurmayı sürdürüyor.
Almanya 'da SPD'nin solunda bir
parti gınşiminin sadece muhafa-
zakârlann işıne yarayacağını be-
lirten ve SPD'nin izlediği neoli-
beral polıtikanın alternatifi olma-
dığını ileri süren yönetim çevre-
leri, yeni sol oluşumun bir gele-
ceğı olmadığını da savunuyorlar.
Bülent Arınc.
Karar
gözden
geçirilmeli
Haber Merkezi - Mec-
lis Başkanı Bülent Annç,
AİHM'nin türban konu-
sunda verdiği karan yan-
lış bulduğunu ve bu kara-
nn hukukçular tarafından
ciddi biçimde ele alınma-
sında yarar gördüğünü
söyledi.
Hollanda'nın Lahey
kentinde gerçekleşririlen
"Avrupa Birliği (AB)
Parlamento Başkanlan
Konferansf'na katılan
Annç yurda döndü. Ata-
türk Havalimam'nda ga-
zetecilerin sorulannı ya-
nıtlayan Annç, AİH-
M'nin türban konusunda
verdiği kararla ilgili bir
soru üzerine, "Avrupa
tnsan Hakları Mahke-
mesi Sözleşmesi içinde
özgürlükler vardır ve bu
özgürlüklerin sınırı da
belirtilmişrir.AtHM ba-
zen bu sözleşmedeki hü-
kümlere uygun karar
alabiliyor, bazen de bu
sözleşmenin farklı ola-
rak yorumlanabildiğine
şahit olabiliyoruz" dedi.
Türbanı üniversitelerde
yasaklamış hiçbir Avrupa
Konseyi üyesi ülkenin ol-
madığını öne süren Annç,
"Fransa'da bir örnek
vardır, ancak bu örnek
diğer Avrupa ülkeleri
tarafından farklı şeldl-
de algılanmış ve eleşti-
rilmiştir" dedi.
Maliye Bakanı Unakıtan, türbanlı eşiyle birükte protokol sıralanndaki yerini aldı. (Fotoğraf: AA)
Kamusal alanda türban
Haber Merkezi - Cumhurbaş-
kam Ahmet Necdet Sezer'in tür-
ban konusundaki hassasiyetini
resmi davetlerde ortaya koyması-
na veAİHM'nin, türban yasağının
laikliğin gereği olduğu yönünde-
ki karanna rağmen AKP'liler tür-
banı kamusal alana sokmakta ıs-
rar ediyorlar. Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'ın dün eski Ma-
lezya Başbakanı Maharir Bin
Muhammed onuruna verdiği ye-
meğe türbanlı eşi ve kızı da katı-
lırken bir derneğin davetlisi olarak
Bursa'ya giden Maliye Bakam
Kemal Unakıtan da protokolde
türbanlı eşiyle yer aldı.
AKP hükümetinin iktidara gel-
mesinden sonra sık sık yaşanan
türban krizleri NATO zirvesine de
damgasını vurmuştu. Zirve sıra-
sında Dolmabahçe Sarayı'nda bir
yemek veren Cumhurbaşkanı Se-
zer, Başbakan'ı eşsiz davet etmiş,
Başbakan Erdoğan ise bütün li-
derlerin smokinle katıldığı yeme-
ğe takım elbise ve kravatla katıla-
rak adeta 'protesto' etmişti. Er-
doğan bir gün sonra ise Topkapı
Sarayı'nda düzenlediği davete ka-
tılan liderleri eşiyle birlikte ağır-
layarak türbanı kamusal alana ta-
şımıştı. Kısa bir süre sonraAİHM,
Leyla Şahin adlı öğrencinin açn-
ğı davada Türkiye'yi haklı bulmuş
ve türban konusuna son noktayı
koymuştu. Türban yasağırun laiİc-
liğln gereği olduğunu vurgulayan
AIHM, "rürbana müdahalenin
meşru" olduğunu vurgulamıştı.
Ancak ne Cumhurbaşkanı Se-
zer'in hassasiyeti ne deAHÎM'nin
bu karanAKP'liJeri türban ısrann-
dan vazgeçiremedi. Erdoğan dün,
NATO zirvesi sırasında Sezer'in
kendisini eşsiz davet ettiği Dol-
mabahçe Sarayı Hasbahçe'de eski
Melazya Başbakanı onuruna ver-
diği yemeğe türbanlı eşi Emine
Erdoğan'ın yanı sıra türbanlı kı-
zı Sümmeya'yı da getirdi.
Protokolde oturdu
Batı Trakya Türkleri Dayanış-
ma Derneği Bursa Şubesi'nin da-
vetlisi olarak Bursa'nın Osman-
gazi ilçesine bağlı Gündoğdu Kö-
yü'ndeki piknik alanında düzenle-
nen "6. Batı TrakyalıJar Panayı-
n"na katılan Maliye Bakanı Una-
kıtan da resmi protokole aynlan
yere türbanJı eşiyle birlikte otura-
rak türban inadını sürdürdü.
Incirlik'te 1 yılABD'yeyetmedi
Washingtonyönetiminin,Adana 'daki üssü, 'rotasyon' ve 'acil durumlarda
y
kullanabilmeyi sağlamak içinAnkara 'nın 'nabzınıyohladığı' bildirildi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - tncir-
lik'i Irak"ta askeri güçlenn "rotasyonu" ıçin
kullanan ABD, Türkiye'nin, verdiği bu iznin
kapsamını genişletmesini istiyor. Washington
yönetiminin, yeni Küresel Savunma Strateji-
si çerçevesinde gelecekteki operasyonlarda
da Incirlik'i "rotasyon" ve "acil durumlar-
da" kullanabilmeyi sağlamak içinAnkara'nın
"nabzını yokJadığı" öğrenildi. Dışişleri kay-
naklan, "Amerikahlar bunu dile getiriyor-
lar, ancak henüz resmi bir talep yok" açık-
lamasını yaparken, Incirlik Üssü'nde rotas-
yon amacıyla kullanılan geçici çadırlann, pre-
fabrike binalara dönüştürülmesi soru işaretle-
rine neden oldu.
AKP hükümeti, Bush'un ziyareri öncesin-
de 22 Hazıran'da "sessiz sedasız" çıkardığı
kararnameyle ABD'nin Incirlik'i Irak için
kullanımını 1 yıl daha uzattı. Irak'a yönelik
"lojistik destek. askeri personel, malzeme
ve teçhizat geçişlerine" hukuki dayanak
oluşruran bu kararname, prarikte ise încır-
lik'in ABD planlannda yeni bir rol üstlenme-
sinin önünü açıyor. ABD'ninYeni Küresel Sa-
vunma Stratejisi'nde en önemli konsepti, as-
keri güçlerin sayısı değil, "çabuk konuşlana-
bilir yetenekler" oluşturuyor. ABD, dünya
çapında kriz bölgelerine yakın, üslerden fark-
lı statüde yeni "ileri operasyon" ve "gûven-
lik işbirliği" alanlan tasarlıyor. Bu alanlarda,
rotasyona bağlı ya da çok az sayıda kalıcı
ABD askeri varlığı öngörülüyor. AJBD,Jürb-
ye ve bölgedeki diğer ülkelerin Sonsuz Özgür-
lük ve Irak'ın Özgürleştirilmesi operasyonla-
nnda "güçlerin rotasyonu" ve "acil durum-
lar" için sağladıklan desteği, bu yeni strate-
ji çerçevesinde sürdürmelerini bekiiyor.
Danıgmalar yapılıyor
ABD'li bir yetkili, yeni Küresel Savunma
Stratejisi çerçevesinde Pentagon'da çok çeşit-
li düşüncelerin ele alındığını, müttefiklerle
danışmalarda bulunulduğunu kaydederken,
henüz nihai bir karar alınmadığı için Türki-
ye'den de resmi bir talebin söz konusu olma-
dığını kaydetti. Dışişleri kaynaklan ise, AB-
D'nin Incirlik'i "rotasyon" bağlamında da-
ha kapsamlı bir şekilde kullanma düşüncele-
rinden haberdar olduklannı, ancak bu yönde
bir talebin henüz gelmediğini ifade etriler.
Böyle bir talebin gelmesi durumunda ise
anayasa açısından hukuki sorunlann çıkaca-
ğına işaret ediliyor. Anayasa uyannca, Türki-
ye'de yabancı askerlerin bulunması Meclis ka-
ran gerektiriyor. Hükümet ise ABD askerie-
rinin Irak'ta rotasyonu konusunda Bakanlar
Kurulu kararnamesini dayanak olarak göster-
mişti. Bu yapılırken, ABD askerlerinin Tür-
kiye'den yahiızca transit geçiş yaptıkJan öne
sürülmüştü. ABD ile Türkiye arasında, Ba-
kanlar Kurulu kararnamesine dayanarak ge-
çen yıl Aralık ayında yapılan anlaşmayla, yak-
laşık 60 bin Amerikan askerinin 4 ay süreyle
Incirlik üzerinden rotasyonu planlanmıştı. Bu
çerçevede ocak-nisan aylan arasında, yakla-
şık 10 bin ABD askerinin tncirlik üzerinden
rotasyonu gerçekleştirildi.
Rotasyonun tamamlanmasına karşuı, Incir-
lik'te kullanılan geçici çadırlann prefabrike
binalara dönüştürülmesi, ABD'nin, üssü ge-
leceğe dönük olarak da rotasyon amaçlı kul-
lanmak istediği şeldinde yorumlanıyor. 4
G U I V D E M ML'STAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
"Ya beni sev ya CHP'yi terk et!"
Olamaz... CHP'de olmamalı... Baykal'ın en çok
önem verdiği konu şu:
"Kavgalı partiye oy vermezler. CHP'de iç huzurv
sağlayacağız."
Doğru bir yaklaşım ama, hafta sonundaki kurultay
bu hedeften uzaklaşım!
CHR genel başkanlık yapısı anlamında DSP'leşi-
yor.
Muhaliflerin aralanndaki tek ortak yön ise şu:
Baykal'a karşı olmak!
Bu mantıkla parti içinde yeni umut filizlenmeleri
sağlanamaz. "Baykal'la olmuyor" diyenlerin, bu sap-
tamanın devamında somut biçimde "şununla olur"
diyebilmesi gerekiyor.
Bu gidişle kurultayiar "kurulu taylar"\n istenen yön-
de oy verdiği sığ bir zemine dönüşecek.
Hafta sonundaki çalkalanmanın ardından önümüz-
deki dönemi izlemeye devam edeceğiz.
Baykal'ın kapalı kapılar ardında konuştuğu saat-
lerde, Başbakan Erdoğan da Istanbul'da Birtik Vak-
fı'nda akla "ikilik" getiren ilginç bir konuşmayapıyor-
du. Erdoğan, imam hatip liselerine ilişkin YOK degi-
şikliğinin tartışıldığı günlerde meslek liselerinin yete-
rince ayağa kalkmadığmı söyledi. Erdoğan "YÖK Ya-
sası Köşk'ten döndükten sonra ikinci kez gönderile-
bilirdi" dedi ve devam etti:
"Bunun bedeli var. Biz hükümet olarak bu bedeli
ödemeye hazır değilız. Çûnkü daha önce ödenen 6e-
deller var. Bu meslek liselerinde okuyanlara da aynı
bedeli ödetmeyiz. Toplum buna hazır olduğu zaman
bu adım atılır."
Erdoğan, Türkiye'yi kucaklama hedefindeki bir
başbakandan çok, amacına ulaşmak için her şeyin
olgunlaşmasını bekleyen, gizli gündemi olan bir lider
havasında konuştu.
Anlatamadığımız da buydu!
AB tezgâhı!
Erdoğan'ın gündeminde doğal olarak Avrupa In-
san Haklan Mahkemesi'nin (AİHM) oybirliğiyle verdi-
ği türban karan da vardı. önümüzdeki günlerde AB'-
den müzakere tarihi almak için yeni bir Avrupa turu-
na çıkacak olan Erdoğan'ın türban karanna iliş-kin
görüşü şöyleydi:
"AİHM'nin tezgâhından ben de geçtim. AİH-
M'ye müracaat ettikten sonra 4yılgeçti, benim dos-
yam daha önlerine gelmemişti ama, Imralı'dakizatın
dosyası hemen önlerine geldi ve yürütmeyi durdur-
ma karan alındı."
Her şeyi birbirine katarak, toplumun hassas nok-
tası neresiyse oraya ne bulduysa batırarak konuşan
Erdoğan'ın AB'ye bakışı da bir kez daha netleşmiş
oldu:
AB'yi hedeflerime ulaşmak için yerine göre eldiven
yerine göre merdiven olarak kullanınm. Amacıma ters
bir karar alırlarsa da sırtımı dönmekte gecikmem...
Yıllar önce Erbakan hedeflerini anlattıktan sonra
şöyle demişti:
"Bu mutlaka olacak. Kanlı mı olacak kansız mı, bu-
na bütün Türkiye karar verecek!"
Erdoğan'ın "Şuaşamada bedelödemeyehazırde-
ğiliz. Toplum buna hazırolduğu gün..." diye başlayan
sözleri nedense bende Erbakan'ı çağnştırdı!
Erdoğan bunlan söyleyince imam-cemaat örneği
Birlik Vakfı'nın "Meseleler ve Çareler" toplantısında
söz alan öteki konuşmacılar, laikliği bir labirente ben-
zetmekten, eğitim deyince salt dini anlamaya kadar
her şeyi söylediler.
Son sözümüz medyaya... Cumhuriyet ve Vatan ha-
riç hiçbir gazete, Erdoğan'ın konuşmasını gerçek içe-
riğiyle vermedi. Bunun yerine işin kolayını seçti:
CHP'ye saldırmak!
CHP de malzeme verdikten sonra neden olmasın!
Geçen gün eski bir siyasiyle sohbet ederken konu
gazetelere geldi. "Onlarartık Ayvalık mürekkebi kul-
lanıyor" dedi, devam etti:
"Biliyorsunuz en iyi yağ Ayvalık'tan çıkaıi"
ankcumı < cumhuriyet.com.tr
SÖYLEŞİ ATTİÛİLHAN
'...Ortaklaşa
Umut: Avrasya!..'
• Baştarafı Arka Sayfada
lam temeller üzerinde
durmaktadır. Avrasya-
cılık, bu gerçeğin hesa-
ba katılması, gelişme-
nin bu yönde ilerleme-
si; ve bu temel üzerin-
de, toplumsal öncelikli
ekonomik modellere
ağırtık verilmesinde ıs-
rariıdır..." (Aralık, 2001)
Peki nedir Ruslan -git-
tikçe Türkleri de- böyle
birsonuca ulaştıran dür-
tü? Varsayımlar mı, yok-
sa yaşanmış, acısı çekil-
miş tatsız deneyimler
mi? Galiba ıkıncisü...
Ellerlceblmlzdedlr!..
(Rusya, aynen bizim
gibi. 'Deli Petro'dan
sonra 'Batılılaşmak de-
neyimini' yaşamıştır;
devlet olarak önce güç-
lenir görünmüş, coğraf-
ya olarak hayli büyümüş,
ama Osmanlı gibi, za-
manla aydını halkına 'ya-
bancılaşmış'.yani bır an-
lamda 'kültürsûzleşmiş',
sonunda batmıştır. 'Le-
nin (Sovyet) Parantezi',
aynı bizim 'Atatürk Pa-
rantezi' gibi, Ruslara ra-
hat bir soluk almak imkâ-
nını yaratıyordu.
Tanzimat sonrasında.
Osmanlı da benzer 'Ba-
tılılaşmayı denemiş, o
da Çarlık Rusyası gibi
batmıştır. 'Yabancılaş-
ma'yı yanı 'kültürsüz-
leşme' dolayısıyla, 'bö-
lünme' ve 'dağılma'
sendromu aynıydı. 'Sov-
yet Parantezi', onca ku-
suruna rağmen, Ruslara
nasıl kendi sosyal yapı ve
ruhsal bünyelerine uy-
gun, bir kamu bilincini
beslemiş ve büyütmüş-
se; 'Atatürk Parantezi'
de -bazı aşınlıklara rağ-
men- Türk toplumuna
hem kaybettiği 'kendine
güveni' kazandırmış,
hem de 'ulusal kimliğini'
pekiştirmek olanağını
vermişti. Halbuki Yelt-
sin'in 'taklit liberalliği',
nasıl Rusya yı -ecne-
bi'nin çıkanna- temelle-
rinden sarsmış, eğriyle
doğruyu birbirine kanş-
tırmışsa, Özal'ın 'taklit' li-
beralliği de Türkiye'yi te-
mellennden sarsıyor,
yanlışladoğrunun birbiri-
ne kanştırılmasına yol
açıyor; üstelik, kimin eli-
nin, kimin cebinde oldu-
ğu belirsiz, tek kesinlik
şu ki, 'encebi'nin eli,
çıkmamak niyetiyle, bi-
zim cebimizdedir...
Buradan bakılınca, ne
görülüyor? Avrasya'nın,
her iki ülke için 'ortakla-
şa umut' olduğu mu?..)