23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 5 TEMMUZ 2004 PAZARTE DİZt Siyasi parti liderleri, makamlannda ömür boyu kalabilmek için kimi zaman zorbalığa bile başvurdu 'Koltuk sevdası'bitmiyorM Ikemızdekı ılk sıyası par- "T T tı, 23Ocak 1913'te"Ba- I bıâli BaskınT ıle ıktıdara I el koyan Ittıhat Terakkı- I cılenn, aynı yılın sonba- ^ ^ hannda topladıklan kongrede dernek tuzuğu- ne Doğulu kurnazlığıyla "İtâhad ve Terakki Cemiyeti, bir fırka-i siyasi- dir" dıye madde ekleterek gerçek- leştırdıklen bır oldubıttıyle guya bır partı halıne donuşturduklen Ittıhad ve Terakki Cemiyeti'dır, bılındığı gıbı Ve çok ılgınçtır. o gunden son- ra 90 yılda kurulan sıyası partılenn sayısını ıse, rahmetlı Tank Zafer Tunaya Hoca'nın omru saptamaya yetmemıştır Gene çok ılgınçtır, neredeyse bu- tun bu partılenn kurucu veya has- belkader seçılmış başkanJan da. şa- yet olmemışler ya da partı kapan- mamışsa, başkanlıktan kendı ıstenç- lenyle bır daha aynlmamışlardır sankı 'AzLEOILEMEZ' MADDESI Oyle kı, Osmanlı Sosyalıst Fırka- sı'nın kurucusu İştirakçi Hibni. ha- zırladığı partı fuzuğune "Muessis-i evvel (flk kurucu) Huseyin Hilmi ar- kadaş, Fırka'nın lâvenazil \e daimi reisidir'' dıye bır madde koyarak, partının "aztedflemez" , yanı *gö- revden abnamaz" başkanı olduğunu daha baştan ruzuk hukmu halıne bı- le getırmıştır Bılındığı gıbı İsmet İnöniı de, cumhurbaşkanı seçıldıkten topu to- pu bır buçuk ay sonra, 26 Aralık 1938'de olağanustu toplanan CHP Kurultayı 'nca bu kez, sankı Iştırak- çı Hılmı'ye nazıre yapılırmışçası- na, guya Atarurk'un "Ebedi ŞeFlı- ğmde "Milli Şef" ılan edılerek CHP'nın "lâyenaaT, yanı azledıle- mez, gorevden alınamaz genel baş- kanı halıne getınlmıştır bır oldubıt- tııle Gene bır olağanustu kurultayda, 8 Mayıs 1972'de, 27 Mayıs Anayasa- sı'nın sağladığı demokratık haklarla bayrak açıp Inonu'nun ıstıfa etme- sını sağlayarak 14 Mayıs 1972'de yenne CHP genel başkanı olmayı başaran Bülent Ecevit de, anımsana- cağı gıbı partı ıçınde kuçuk bır mu- halefetle karşılaşınca hemen CHP'den aynlmış ve eşıyle kendısı- nın lâyenazıl genel başkanı olduğu yenı bır aıle partısı kurmuştur BAYKAL VE TUZÜK CHP'nın bugunku genel başkanı Deniz BavkaJ ıse tuzuğe, gene! baş- kanlığa aday olabılmek ıçın kurul- tayda venlecek dılekçeyı delegele- rın en az yuzde yırmısınm ımzala- ması gıbı demokrasıyle bağdaşması olanaksız maddeler koydurarak kendısını bır anlamda lâyenazıl ge- nel başkan ılan ettırmıştır Ittıhat Terakkı'den bu yana ulke- mızde kurulmuş bunca sıyası partı- nın neredeyse butun kurucu veya hasbelkader seçılmış başkanlannın, o koltukta omur boyu kalabilmek ıçın demokrasıyle bağdaşması ola- naksız zorbalıkJara bıle başvurma- lan, gerçekten bu ınsanlann salt kı- şılıklennden mı kaynaklanmakta- dır 9 Doğuştan buyurgan karakterh, zorba kışıler olduİdan ıçın mı kur- duklan sıyası partılenn başında he- men dıktator kesılmektedırler yanı 9 Yoksa. yuzyılı aşkın suredır "de- mokrasi" adına oluşturduğumuz bu duzen mı onlan boyle hızla zorba- laştınp buyurganlaştırmaktadır 9 İNGILTERE'DEN ITHAL Gene. ılk Osmanlı IVfechs-ı Me- busanı'nın açılışının uzennden ne- redeyse 130 yıl geçmesıne karşın, gerek parlamenter duzen, gerekse demokratık hayatın vazgeçılemez oğesı saydığunız sıyası partılerle ıl- gılı dılımızdekı butun kavramlarla adlann hâlâ Arapça veya Frenkçe oluşu, orneğın Mustafa Kemal'ın dıl çalışmalan sırasında uretılmış kamutay, saylav. kurultay gıbı soz- cuklerden bınnın bıle toplumun dıl bılıncınde knstalleşememesı, yanı bunca surede hıçbınnın Turk- çeleşememesı de mı bu çarpıklığın urunudur acaba, kım bıhr 9 Çunku. aydmlanmız, ılk kez 1867 yılında bır rastlantıyla karşılaştık- lan demokrası kavramını ve demokratık parlamenter duzenı, bılıncıne tam da varamadıklan ıçın olsa gerek, gorduğumuz kadanyla çarpıtarak ıthal etmışlerdır İngıl- tere'den zaten T ürkiye'de İttihat Terakki'den bu yana kurulmuş bunca siyasi partinin neredeyse tüm kurucu veya başkanlannın, o koltukta kalabilmek için zorbalıklara başvurmaları, gerçekten bu insanların Laisizm "çarpık demokrasimiz" ve soğuk savaş Demirtaş CEYHUN • salt kişiliklerinden mi kaynaklanıyor? Doğuştan buyurgan karakterli oldukları için mi partilerin başında diktatör kesiliyorlar? Yoksa, "demokrasi" adına oluşturduğumuz bu düzen mi onlan buyurganlaştırıyor? ngiliz tarihçi Joan Haslip, "Tüm ihtişamını gösteren Kraliyet donanması, gerek Sultan'la şehzadelerinin, gerekse öteki Osmanlıların üzerînde derin etkiler bırakmıştır. Abdülhamit saltanatı sırasında bile bu etkiden hâlâ kurtulamamış olduğu için, İngilizler, Sultan'dan bir şey isteyecekleri zaman önce donanmanın Osmanlı sulanna girmesini sağlar, sonra huzura çıkıp istedik- lerini elde ederlerdi" diye yazar alaylı bir dille. Paris sergisi1 Osmanh ayclıııumı cliiııyasnu değiştiren olay B ılındığı gıbı. "YeniOsmanhlar'' ad- iı gızh orgutun kurucusu Namık KemaL Ziya Paşa, Agâh Efendi ve AB Suavi gıbı unJu Tanzımat aydınJan, Istanbul 'da tutuk- lamalar başlayınca Mustafa FazılPaşa'nın çağ- nsı uzenne 1867 yılı Mayıs ayında gızlıce Pa- ns'e kaçmışlardır Şinasi ıse zaten Pans'tedır o gunlerde Ilgınçtır, ımparatorlIL Napohon da, Suveyş Kanah'nın yapımıyla ılgılı karşılaşılan bırta- kım sorunlan çozmek, gerekse Kanal uzenn- de ayncahklı yenı haklar elde edebılmek ama- cıyla tam o gunlerde Osmanlı Sultaru'nı Ulus- lararası Pans Sergısı 'nın açılışına davet etmış- tır Suveyş Kanalı da, ıkı buçuk yıl sonra 17 Kasım 1869'da buyuk torenlerle açılmışör. ABDULAZIZ PARISTE Sultan Abdulaziz. gerçı "Gâvnr topralda- nna basarsanı mübarekayaklanm kııienir,gü- nah işlerim" dıyerek once dırerunemış, çağ- nyı gen çevırmeye kalkışmamış da değıldır Ama, Ingılız tanhçı Joan Hasbp ın yazdığı- na gore, vezır vuzeranm "BeJki borç aJacak \eni bir banker buhıruz" umuduyla "Aman hünkânm, arasına Marmara kumu doJdu- rubnuş çift tabanh özel ayakkabılar \apünnz stzûı için, gûnaha ghTnezsiniz" dıye ısrar et- mesı uzenne, vanına " n'olur n'olmaz" de- yıp yeğenlen Şehzade Muratıle Şehzade Ab- dulhamit ı de alarak, sankı bu Tanzımat ay- dınlannı ızlıyormuş gıbı 30 Hazıran ] 867'de, gerçekten de bır Hınstıyan ulkesıne gezıye çık- tnış ılk Osmanlı sultanı sıfatıyla kalabalık bır heyetle ve tantanayla Pans"e gelmıştır Ancak, bu devnmcılenn aynı anda Pans'te olmalanm emnıyet muduru sakıncah buldu- ğundan, Mustafa Fazıl Paşa bu kez de acele Londra'yagondermıştıronlan Çunku, tanh- çılenn yazdığına gore Paşa. sarayda yenıden onemlı bır görev e gelebılmek ıçuı zaten nı- cedır boyle bır firsat kollamak- tadır Nıtekım Sultan'ı Marsıl- ya'da \apurda karşılamış \e Pans'tekı buyu- kelçılıkte duzenlenen torende de uzenne ken- dı resmını ışlettığı bırhalıyı pa- dışahın oturacağı koltuğun onune serdırterek gerçekten hem Pans'ten sonra Sultan'm heye- tıne katılmayı başarmıştır hem de yurda donulunce once "Divans Ahkâm-ı Ad- B\e" başkanlığına, ar- dından Malıye Nazırlığı'na getınlmıştır G enç Osmanlı aydınları imparatorluğun eski görkemli günlerine ancak İngiltere'deki gibi "çift meclisli bir krallık yönetimi" ile kavuşabileceğine inandıkları için, bu yönetimin Osmanlı Imparatorluğu'nda da bir an önce yaşama geçirilmesî îçin çalışırlar... CoRKEMLl KARSILAMA Ne var kı, tek kuruş olsun yenı borç alacak bır banker bulamamışlardır Fransa'da Bu nedenle vezır v^ızera, belkı orada borç alacak bır banker buluruz umuduyla, daha gezının ılk gunlennde. Fransa'nın Su\ eyş Ka- nalı'nda yenı ayncalıklar elde ederek Mısır "da ve Akdenız'de soz sahıbı olmasından çekuıen îngılızlenn yaptığı çağnyı kabul ermesı ıçın zorlamaya başlamışlardır Sultan'ı Bu kez de "Islam alddesine göre bir kadının hükfimdar olmasıru içüne sindiremhorum" dıyerek on- ce gonulsuz davranan Sultan Abdulaziz ıse, çaresız bo^n eğıp Kralıçe VTctoria'nın çağ- nsını kabul ederek. temmuz ayında Fransa'dan Ingıltere'ye geçmıştır gene tantanayla Ingılızler, gerçekten de daha Do\er Lıma- nı'nda Osmanlılar ıçın olağanustu gorkemlı torenJer duzenlemışler, Galler Prensı, Kralı- çe adına vapura çıkarak karşılamıştır Sultan'ı top atışlan arasında Londra'ya da, ılk kez bındıklen bır trenle ıkı saatte gorurulmuşler- dır A\am \e Lordlar Kamarasrnın toplantı- lannda ağırlanmışlardır Ve gorkemlı toren- lerle uğurlanmışlardır gezı sonunda da Ilgınçtır, gu\a Sultan'ın gazabından kor- kup A\Tupa'ya kaçan \e Pans Emnıyet Mu- durluğu'nce Sultan'la aynı anda Fransa da bu- lunmalan sakmcalı gorulduğunden Londra'ya surulen Namık Kemal, Zıya Paşa \e Alı Su- avı de, Sultan Abdulaziz'ı Ingıltere'de karşı- layanlar arasındadırlar Yanı, bu gorkemlı gostenlere onlar da ta- nık olmuşlardır daha ılk gunden ıtıbaren 'ÇlFT MECLİSLİ KRALLIK' Nıtekım. Ingılız tanhçı Joan Haslip de, "Bü- tün kudret \e ihtişamını göstermiş olan Kra- Kvet donanması, gerek Sultan'la şehzadeleri- nin, gerekse otekj Osmannlann ûzerinde de- rin etküer bırakmıştır. (...) Abdülhamit salta- natı sırasında bile bu etkiden hâlâ kurtulama- mış olduğu için, İngiliz sefirkri SuJtan'dan bir şe> isteyecekleri zaman once İngilizdonanma- sınınOsnıanh sulanna girmesini sağlarw son- ra huzuraçıkıp istediklerini kolayca eldeeder- Jerdi" dıye yazmaktadır alaylı bu- dılle Gerçı, şehzadelenn Saray'dakı eğıtım bıçı- mı ve duzevı goz onune getınhrse Ingılız ta- nhçınuı bu goruşune katılmamak da doğru- su olanaksızdır Ancak, gerek gezıye hukumet adına katı- lan, gerekse Londra'da surgun olan Osmanlı aydınlannı, butun bu gelışmelenn tek nede- nı saydıklan Ingıltere"dekı bu değışık yone- tım bıçunının, yanı "çift meclisli kraUık" du- zenının, çeük zırhlılardan ve hızlı trenlerden daha çok etkıledığınden de kesınlıkle kuşku duyulmasa gerektu" sanınz 'MEŞRÜTIYET 1 KAVRAMJ XIX yuzyıl Osmanlı tanhı uzmanlan da bu gerçeğı aynı şekılde değerlendırmektedırler Orneğın, Ahmed Bedevi Kuran "Jön Tûrk- lerin dönüşünden sonra Osmanlılar arasında Meşnıtivet lehine olan tartışmalar \avias >"a- \aş buyüdü" dıye yazmaktadır Prof NHazi Berkes de, "meşrutiyet" ka\xamının Osman- lı duşuncesıne gene de bu gezıden sonra gır- dığınden kuşkusunun olmadığını açık açık belırtmektedır Başta Mıthat Paşa olmak uzere, Namık Ke- mal, Zıya Paşa, *\Iı Suavı, Suleyman Paşa v b gıbı genç Osmanlı aydınlan imparatorluğun eskı gorkemlı gunlenne ancak îngıltere'dekı gıbı "çift mccBsIi bir kralhk>önetimi" ıle ka- vuşrurulabıleceğıne yurekten ınandıklan ıçın, bu vonetım bıçımmın Osmanlı Imparatorlu- ğu"nda da bır an once yaşama geçınlmesı amacıyla artık açık açık tahttan sultan ındı- np sultan çıkartmaya Londra gezısınden son- ra başlamışlardır Yarın: Osmanlı aydınının Fransız devrimiyle tanışması 'BİRİNCİ MEŞRUTİYET' Çarpık ithaledilen demokrasi S ultan Abdulaziz bır meclısle çahşmayı kabul etmedığı ıçın, Suleyman Paşa ıle Mıt- hat Paşa"nın onculuğunde Genç Osman- lılarca duzenlenen bu" darbeyle 30 Mayıs 1876 gecesı tahttan ındınlmış ve \enne "Kanun-n Esasi'yihemen haariatıp Mec- Is-iMebusann toplayacağına'' soz veren Şehzade Mu- rat sultan ılan edılmıştır Ne v ar kı. sultanın tahta çı- kar çıkmaz hastalanması v e hastalığının gıderek art- ması yuzunden, bu kez de 31 Ağustos 1876'da onu ındınp, gene aynı koşullan kabul eden, hatta kımı tanhçılere gore Mıthat Paşa'ya ımzalı bır belge bı- le veren Abdulhamıd'ı tahta oturrmuşlardu" KANUN-U ESASI Sultan Abdulhamıd de gerçekten saltanatının da- ha dorduncu ayında adamlaruıa acele hazırlattı- ğı Kanun-u Esası taslağını, tıpkı bugunku gı- bı AvTupalı buyuk dev letlenn temsılcılen- nın Osmanlı Imparatorluğu'nun durumu- nu goruşmek uzere duzenledıklen Ka- sımpaşa'dakı Bahnve bınasında toplana- cak Uluslararası Istanbul Kongresfnuı başlayacağı gun, 23 Aralık 1876'da onay- layıp, bır oldubıttıyle daha dort gun önce 19 Aralık 1876'da sadrazamlığa atadığı Mıthat Paşa'va okutarak guya yururluğe sokmuştur Yururluğe gu*en bu Kanun-u Esası ıse. ya- sama yetkısının hanedandan ve kutsal guçler- den aluıarak meclıse devn şoyle dursun, nere- deyse uyelennın tamamını behrleyen Sultan'a ıs- tedığı an meclıslen kaparma yetkısı de vererek dev letuı monarşık yapısını v e dını nıtelığmı daha da pekıştırmektedır aslında Osmanlı Meclıs-ı Mebu- sanı da, tıpkı Ingıltere'dekı "Lonflar" ve "Avam" kamaralan gıbı, "ayan mecfisi" v e "mebusan mec- Hsj" adıyla ıkı ayn mechsten oluşturulmuştur URCUNLER BA5LIYOR Avnca ılgınçtır, Sultan Abdulhamıd bunlarla da yetuımemış, kendısını tahta oturtan Genç Osman- lılar'ı da hemen tstanbul'dan uzaklaştırmıştır bu^r bu^er Orneğın, Zıya Paşa'yı. 6 Ocak 1877'de, guya odullendınyormuş gıbı Sunye vahhğıne atamıştır 5 Şubat 1877"de, goreve getınlelı daha bır buçuk ay bıle olmamışken Mıthat Paşa"yı sadrazamJıktan al- mış ve zorla gondermıştır yurtdışuıa Ertesı gun, 6 Şubat 1877'de de Namık Kemal'ı, guya bu" gızh toplantıda kendısuıın tahttan uıdınleceğıne daır şı- u- okuduğu suçlamasıyla yakalatıp, beş buçuk ay go- zaltında nıttuktan sonra Mıdıllı Adası'na surmuş- tur Mekteb-ı Harbıye oğrencılennı süahlan- dırarak Sultan Abdulazız'ı ve V Murad'ı / . tahttan ındınp yenne kendısuıın sultan ılan edılmesını sağlayan Asken Okul- lar Nazın Suleyman Paşa'yı da, ge- ne aynı gunlerde sankı patladı pat- layacak Osmanlı-Rus Savaşı na karşı onlem alıyormuş gıbı ya- parak muşırlığe yukseltıp, Bosna-Hersek Komutanlı- ğı'na atamıştır Ve,ıçınde tek bır Genç Osmanirnın bulunmadığı "Medfe-iMe- busan"ı 18 Mart 1877'de gorkemlı torenlerle aç- mıştr Nevarkı,24Nısan 1877'depatlayanOsmanh-Rus Savaşı'nda daha ılk gunden ardı arduıa kotu haber- lergelmeye başlayınca da, 28 Hazıran 1877'de, açı- lalı henuz uç ay on gun olmuşken, seçunlenn yenı- lenmesı buyruğuyla Meclıs'ı kaparmış. ancak beş buçuk ay sonra 13 Aralık 1877'de guya yeru mıllet- vekıllenyle tekrar açmıştır MECLIS-I MEBUSAN KAPANIYOR Cephelerden kotu haberler gelmeye devam et- mektedrr 10 Aralık'ta Plevne'de Gazı Osman Pa- şa'yı tutsak eden Rus ordusu 4 Ocak 1878'de Sof- ya'ya, 20 Ocak'ta Edırne'ye gınruş, 31 Ocak'ta da taÇatalca'yakadargelmıştır Istanbul sokaklanya- ralı askerlerden, asker kaçaklanndan, sakatlardan, dılencılerden, hn^ızlardan, yagmacılardan geçılme- mektedır Bu durumdan artık mılletvekıllen de Meclıs'te şı- kâyet etmeye başlavınca, gorkemlı torenlerle açtığı "Vfecfis-i \febusan"ı henuz bınncı yılını bıle dol- durmamışken, 13 Şubat 1878'de bu kez de temellı kapatmıştır Sultan Abdulhamıd Yanı, Ingıltere'den ıthal edilen, guya demokratık bu yenı duzenın omru, gorulduğu gıbı ancak on bır ay surmuş v e topu topu beş ay on gun açık kalabıl- mıştırmeclısler Osmanlı Meclıs-ı Mebusanı'nınye- nıden açılabılmesı ıçın de, 1908'e kadar tam otuz yıl beklenılmesı gerekmıştır
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear