23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 TEMMUZ 2004 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA JlfJvt_/Il UIVIJ. ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13 Ayru kişinin farklı bankalardaki hesaplanna 50 milyar liralık sınır ayn ayn uygulanacak Mevduata sınırlı güvenceİSTANBUL/ANKARA (Cum- huriyer) -Banka mevduatlanna uy- gulanan sınırsız güvence uygula- ması, bugünden itibaren 50 mılyar lırayla sınırlandınlıyor. Yeni uygu- lamada bir kişi adına aynı banka- nın farklı şubelerinde açılmış ta- sarruf mevduatının anapara ve fa- \z toplamı 50 nuJyar lirayı aşıyor- sa, sadece 50 milyar liralık kısım mev duat sigortası kapsamında de- ğerlendınlecek. Farklı bankalarda açılan hesap- lar için de 50 milyar liralık sınır, ayn ayn değerlendirilecek. Yeni sisteme ılışkın bir örnek şöyle: Söz gelimi 200 milyar lirası bu- lunan bır tasarruf sahibi, bunu tek bir bankada tasarruf mevduatı ola- rak değerlendirirse, bunun sadece 50 milyan garantı kapsamında bu- lunacak. Ancak söz konusu parayı 50"şer milyar liralık dilimler ha- linde dört ayn bankaya tasarruf mevduatı olarak yatınrsa, dört he- sabı da garanti kapsamın- da olacak. AB ortalama- sında güvence sı- nın 20 bin Euro olarak uygulanı- yor. Uzmanlar, yeni uygulama- nın son beş yılda el koyma, bırleşme ve diğer nedenlerle sa- yısı 30"a yakın azalan bankalann bulunduğu Türk bankacılık siste- minde; kâr oranı yüksek, özkay- naklan güçlü ve mali yapısı sağ- lam bankalan daha güvenilir hale getireceğine dikkat çekiyorlar. Yeni sisteme geçişle birlikte kü- çük bankalardan büyük bankalara ve özel bankalardan kamu banka- lanna bir miktar mevduat hareket- liliği gözlenebileceğini belirten uzmanlar, dönemsel mevduat kay- malan olabilece- ğini, ortalama mevduat bü- yükJüğünün azalabileceğini belirtiyorlar. 50 milyar lira ile sımrlanacak olan garanti, tasarruf mevduatı hesabı sa- vısının yaklaşık >*üzde 99'unu, ban- kacılık sektöründeki tasarruf mevduaü top- lamının da yüzde 64'ünii kapsıyor. 50 milyar lira üzeri mevduata sahip mudi sayısının ise yüzde 1 olduğu dikkate ahndığın- da, tasarruf mevduatlannın yüzde 36'sı 5 Temmuz'dan sonra güven- ce kapsamı dışında kalacak. 11 Haziran 2004 itibanyla sınırsız ga- ranti kapsamında bulunan 104.2 katrilyon liralık mevduatın yüzde 64"ü olan 66.7 katrilyon lirası ye- ni sistemde de güvence kapsamın- da yer ahrken. yüzde 36'lık kısmı olan 37.5 katrilyon liralık kısmın- da ise devlet güvencesi uygulan- mayacak.Garanti Bankası Genel Müdürii Ergun Özen, "özel sektör bankalanndan toplu para çekme olayı olup olmavacağı" sorusuna karşılık, "Güven, kamıuıun teke- finde olan bir şey değiL Türkiye'de özel sektör bankacılığı da son dere- cesağükh bir yapıya kavuşmuştur" dedi. özen, kamu bankalanna para transferinin çok sınırlı olduğunu düşündüğünü kaydederek, para hareketinin bir krize neden olma- yacağını vurguladı. Dışbank Yö- netim Kurulu Başkanı Tayfiın Ba- yazrt, "mevduat garantisininsınır- landınlmasını son derece olumlu karşüadığını"" ifade etti. Şirketlerin küçüldüğü teknoloji merkezinde eski günlere dönüşün yollan aranıyor Silikoıı Vadfci uyarayor mu? BAŞAKSEZEN 3 yıl önce büyük bir bunalımın yaşandığı ve on binlerce mühendıs ve yazılımcınııı işüıi kaybethği tek- nolojinin merkezi olarak kabul edi- len Silikon Vadısı'nde tekrar eskı günlere dönüşün yollan aranıyor. Yaşanan bazı olumlu gelışmeler de eski günlere dönüşün belirtisi ola- rak algılanıyor. Ancak 3 yılda 202 bin kişinin işini kaybettiği bölgede yatınmlann ucuz ülkelere kaydı- nlması nedeniyle geri dönüşün bi- raz zor olacağı belirtiliyor. The New York Times gazetesi- nin haberine göre, Google'ın başa- nlan ve büyük oranlarda olmasa da artmaya başlayan bilgisayar sa- tışlan Silikon Vadisi çalışanlan için "eski Ki günlere dönüşün gös- tergesi" ve "iiç vıflık bunahmın so- DU" olarak göriilüyor. Ancak gös- tergeler pek de olumlu değil. Şu anda çalışan sayısınm 1 mil- yon 170 bin olduğu Silikon Vadi- si'nde, Kaliforniya Iş Geliştırme Departmanı "nın verilenne göre is- tihdamın en fazla olduğu 2001 'den 2003'ün ikincı çeyreğine kadar 202 bin kişı ışini kaybettı. Aynca, Palo Alto'da yeralan Ka- liforniya Ekonomısı Çalışma Mer- kezi Direktörü Stephen Levy'nin Yaûnmlann ucuz bölgelere kayması, Silikon Vadisi'nin eski paıiak gün- lerine dönmesinin önündeki en büyük engel olarak gosterüiyor. verdiği bılgilere göre de 2000'den beri kaybedilen her 15 kişilik istıh- dam için sadece bır yeni ıstıhdam yaratılabildi ve istihdamda tam bır iyileşme için en az 10 yıl gerekli. Bölgedeki boş ofislerin oramnın da şu anda yüzde 17.6 crvannda ol- duğu belirtiliyor. lyi dönemlerde bu oran yüzde 4 iken 2003 'ün or- talannda yüzde 18'ekadarçıkmış. Sadece 2003'te bölgede 560 startup fırmanın kapandığını belir- ten Vestel Şirketler Grubu Ar-Ge Koordinatörü îhsanAlkun da "Bu- nun ana nedeni yaünmcüann fir- malara yaürunlannı çok kontroOü ve kısıtiı olarak yapmalan" dedi. "Silikon Vadisi arük ölümün eşj- ğinde değfl" diyen Hewlett-Pac- kard Kurumsal lletişim Direktörü MikeMoefler ise şöyle konuşuyor: "Insanlar arbk şokta değiL Ancak Silikon Vadisi geri geldi mi? Bu bir- kaç vüdır şekerkomasmda olan bir insanın başını kaldınp gözlerini açabildiği için sağlığına kavuştuğu- nun söylenmesi gibi bir şey." vestel de kuçuldü Silikon Vadisi'ndeyeralan Türk fırmalan genelde küçük ölçekli fır- malar. Bölgede Ar-Ge'si bulunan en büyük şirketlerden biri Vestel. 1998'de Silikon Vadısi'nde kuru- lan Vestel USA, teknik yöneticiler ve pazar analiz uzmanlanndan olu- şan bır ekıple faaliyet gösteriyor. Vestel USA"nın toplam 13 kişi- lik kadro ile göreve başladığjnı be- lirten thsan Alkım, "En kaJabalık döneminde toplam çalışan sayıa 25'in üzerineçıkü. Üzerinde çabşt- lan konular. genelde intemet bazh erişim ürünleri idi. Bu ürünlere rağbetin birden minimuma indigi 2000-2001 itibanyla biz de firma- mızı tekrar organizeettik. TV üre- tküerinin de yer akhğı San Diego şehrine taşındık. Buna paralel ola- rak kadromu/ da küçültüidü" dı- ye konuştu. KAMU HARCAMALARINA CÖZALTI ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - IMF, kamu harcamalannı mercek altına ahyor. Kamu Mali Yönetim ve Konrrol Yasası'nuı2005'ten itibaren uygulanmaya başlanacak olması nedeniyle, IMF ve Dünya Bankası kamu harcamalannı gözden geçirme çahşmasına başladı. Kamu Mali Yönetim ve Konrrol Yasası'nın 1 Ocak itibanyla yürürlüğe girmesi nedeniyle, IMF ve Dünya Bankası uzmanlan, şu andaki harcamalann düzeyi ve sistemdeki aksaklıklann ortaya konulmasına dönük rapor hazırlayacak. Yatırımlara çözüm aranacak Bu çerçevede ekonomi yönetimi ile görüşmelerde bulunan uzmanlar, hazırlayacaklan raporda çözüm önerilerine de yer verecekler. Çahşmada, Dünya Bankası uzmanlannın altyapı konusunda Türkiye'nin mevcut durumunun saptanmasmın yanında, son yıllarda gayri safi milli hasıla ıçınde yatınm harcamalannın payının gerilemesine paralel neler yapılabileceğine yönelik çözüm önerilerini de ortaya koyacağı belirtiliyor. IMF ve Dünya Bankası uzmanlannın hükümete de sunacağı belırtilen çalışmanın, bütçe görüşmeleri öncesinde tamamlanması bekleniyor. ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Büyüleyici Büyüme MAYOBKA TATİİİ v ^ ) TT & TİM İLETİŞJM HİZMETLERİ A.Ş. Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü'nden alınan 02.06.2004 tarih ve B.07.1 796-3330 sayılı izinle düzenlenen piyangoya 79.203 iştirakçi katılmıştır. 1 MPİ.0.13.00.02/ Temmuz 2004 tarihinde yapılan çekilişte ikramiye kazanan asil/yedek talihlilerin listesi aşağıda belirtilmiştir. ÇJFT KİŞİLİK Sıre Kura No. Adı, Soyadt 07.06.2004 TARİHÜ ASH. TALİHÜ 1 3056 Cumali YıHırım YEDEK TAÜHÜLER 1 2013 Recep Gürtef 2 1221 EmelGül 08.06.2004 TARİHÜ ASİL TALİHÜ 1 6131 Eray BrĞınç YEDEK TAÜHÜLER 1 721 Yeliz Kara 2 5120 Evren Can 09.06.2004 TARİHÜ ASH. TAÜHÜ 1 810 Ibrahim Sûrmegozlüer YEDEK TAÜHÜLER 1 10299 Salih Şimşek 2 5752 Canan Cefapkulu 10.06.2004 TARİHÜ ASİL TALİHÜ 1 938 Abdullah Keskın YEDEK TALİHÜLER 1 5489 Erkan Gündoğdu 2 3773 Ömer Kulcu 11.06.2004 TARİHÜ ASİL TAÜHÜ 1 4808 Hûseyin Kundakçı YEDEK TAÜHÜLER 1 5574 Beytullah Kartal 2 2993 Erdem Uğuf 12.06.2004 TARİHU ASİL TAÜHÜ 1 4118 Güzın Bılge Biner YEDEK TALİHÜLER 1 2615 TûlayGünder 2 1888 FuatKeleş 13.06.2004 TARİHÜ ASİL TAÜHÜ 1 2437 Eoe Öcal YEDEK TAÜHÜLER 1 4035 HaSceAceî 2 3001 Tanef Yılmaz 14.06JJ004 TARİHÜ ASİL TAÜHÜ 1 2864 Bora Arifoğlu YEDEK TAÜHÜLER 1 2060 Gülız Öztürk 2 1642 Hasan Erkan Azızli ^ - MALLORCA Şehlr ADANA ORDU İSTANBUL AHTALYA TRABZON İZMİR AOANA İSTANBUL SİİRT ANKARA BURSA ÇORUM MUĞLA KONYA ANTALYA İSTANBUL EDİRNE ANTALYA HATAY IZMİR ESKİŞEHİR ANKARA KASTAMONU OSMANİYE SEYAHATİ TALİHLİLERİ Sıra Kura No. Adı, Soyadı 15.06.2004 TARİHLİ ASİL TAÜHLİ 1 1288 Kaya Horasanlı -.-* - . .. Şehir İSTANBUL YEDEK TALİHLİLER 1 2773 Tezel Yapıci 2 3325 Cenk Tokja Cıggın 16.06.2004 TARİHU ASİL TAUHLI 1 3215 OzlemGürkan UŞAK İSTANBUL İSTANBUL YEDEK TAÜHÜLER 1 2516 Ergın Kupan 2 4456 Can Işıkay 17.06.2004 TARİHÜ ASİL TAÜHÜ 1 2773 Beigın Sürgtt YEDEK TALİHÜ 1 2770 Kudret Akkaya 2 2634 Yusuf ZiyaYûce 18.06.2004 TARİHÜ ASİL TAÜHLİ 1 3254 ıbrahfm ASkan YEDEK TAÜHLİ 1 2096 Ozkan Tekın 2 3798 Pınar Oymaçınar 19.06.2004 TARİHÜ ASİL TAÜHÜ 1 3246 Kasım Emre Turk YEDEK TAÜHÜ t 3363 SertJal Bozdoğan 2 1239 Nacı PeMukan 20.06.2004 TARİHLİ ASİL TAÜHLİ 1 868 Mustafa Altın YEDEK TAÜHÜ 1 2288 Murat Yiğrt 2 3020 Zinnur Avcı 21.06.2004 TARİHÜ ASİL TAÜHÜ ANKARA GAZİANTEP IZMİR HATAY İSTANBUL İZMİR KARAMAN ANTALYA ANKARA ANKARA ÇORUM MANİSA MERSİN IZMİR 1 842 Mehmel Ragıp Kutay İZMİR YEDEK TAÜHÜ 1 2641 Okan Talaslıoğlu 2 1196 Yusuf Bozer ÇANAKKALE KIRIKKALE îkramiye kazanan asii taBhfflerin 20 Temmuz 2004 tarihine kadar, yedek îaMterin ise 4 Ağustos 2004 tarihjre kadar örect Marteting Center Eğıtim Mah. Kasap ismaıl Sok. Sadıkoğlu-4 İş Merkea No.15 Kadıköy 34722 fstanbul adresine veya (0-216) 541 90 70 no.Tu telefondan Ero) Afcsungur'a başvurmalan gerekmekteds-. Seyahaî 22-29 Ağustos 2004 tarihjemde yapılacaMır. Asü ve yedek t a M e r e aynca taahhûüü posta yolu Ü8 bttdirim yapıfctcaktır. Kampanya dahSnde hecfiye kontör'dakika kazanan taMlerin hediyeteri hatjarma yüMenmişfir. Ülke ekonomisinin yılın ilk üç ayın- da yüzde 12.4 oranında büyüdüğü açıklandı. Buna göre, ekonomi, 20O4'ün Ocak-Mart döneminde, 2003'ün aynı dönemine göre, sabrt fiyatlarîa yanı enflasyondan anndınl- mış ve ortalama olarak yüzde 12.4 oranında daha fazla değerde mal ve hizmet üretmiş bulunuyor. Tek başına alındığında, böylesine yüksek bir büyüme hızı yakalanma- sı hiç kuşkusuz bir başandır ve olumludur. Ancak, hükümet sözcü- lerinin yaptığı gibi, büyüme oranını, büyüleyici bulmanın da bir anlamı yoktur. Hükümetin tüm iç ve dış etmen- leri, bu arada IMF'nin koşullannı ve isteklerini dikkate alarak yaptığı he- saba programa göre ekonomi 2004'te yalnızca yüzde 5 büyüye- cekti. Yılın ilk çeyreğinde, yıllık bü- yüme hedefinin neredeyse 2.5 katı gibi bir sonuç alınmıştır. Böyle olun- ca da ekonomi yönetiminin, büyü- menin ne ölçüde sürdürülebilir oldu- ğu ve ekonomiyi ısrtarak enflasyo- nun yeniden tırmanışına neden olup olmayacağı konulannda, yılın kalan kısmında çok daha duyariı davran- ması gerekecektir. Sektörlere göre durumuna bakıl- dtğında, büyümenin göz kamaştıran büyüsü iyice bozuluyor. Ortalama- nın, yani yüzde 12.4'ün üzerinde bü- yüyen yalnızca iki alt sektör var; bun- lar, yüzde 33.8 oranında büyüyen it- halat vergisi ile yüzde 16.3 oranında büyüyen ticaret sektörleridir. Yük- sek oranda büyümeyi sağlayan dı- şalımın canlıhğı ve onun ateşlediği ti- carettir. Canlılık, esas olarak dış borçlanma ve artan dışsatımın sağ- ladığı ucuz dövize dayanmaktadır. Borçlanma ve döviz kolaylığı, kolay- ca, elyakan kaynaklara dönüşebi- lir. Bu nedenle de yüksek oranda bü- yümenin sürdürülmesinin sorunlar yaratabileceği göz önünde tutulma- lıdır. Büyüme yönünden çok büyük güçlükler içinde kıvranan sektörlerin başındatanm gelmektedir. Bu yıl ül- ke tanmı, son beş yılın en kötü dö- nemini yaşamaktadır. Geçen yılın ilk çeyreğinde yüzde ıkı oranında büyü- yen tanm sektörü bu yıl, eksi yüzde 7.5 büyüme oranıyla, uygun deyi- miyle iyice goçmüştür. Bu arada, ta- nm sektörünün asîını oluşturan çift- çilik ve hayvancılık alt sektörlerinde durum çok daha ürkütücüdür; yüz- de 9 gibi rekor bir küçülme yaşan- maktadır. Büyüme açısından yıllardır ayağa kalkamayan iki sektör daha var; bunlar, inşaat ve mali kuruluşlar- dır. Bunlardan birincisi, yani inşaat, diğer sektörierden satın aldığı yapım girdileriyle ekonominin canlılık ve iş bulma kaynaklanndan biridir, aynca konut gereksinimi açısından gele- cekte sorunlar doğurabileçek bir eğilim sergilemektedir. Büyüyeme- yen ikinci önemli alt sektör bankacı- lık ve diğer finansman kuruluşlandır. Mali kuruluşlar, ekonominin sağlığı ve eğitimli işgücünün iş bulması açı- lannclan yaşamsal önemdedir. Bu üç alt sektörün çok önemli bir ortak özelliği vardır tanm başta ol- mak üzere, bu alt sektörler, üretim- de işgücünün yanı insan öğesinin önde geldiği; çok önemli olduğu sektörterdir. Tanm, toplam çalışanla- nn yüzde 35; inşaat yüzde 5 mali ku- ruluşlar da yüzde 3 gibi bir bolümü- nün gelir kapılandır. Bu sektörlerin büyümemesi demek, emek gelirie- rinin yeterince artmaması; göreli ola- rak yani diğer sektörlerin çalışanla- nnın gelirieri artarken bu sektörierde çalışanlann yoksullaşması demek- tir. Bu olgu, DİE-Devlet Istatistik Ens- titüsü'nün, toplam ûretimin katkı yapanlararasındapaylaşımı sayı- lanndan izlenebilir. Uç aylık değil yıl- lık verilere göre, üretim içindeki iş- gücü payı, 2002'de 26.3'tü, 2003'te de yüzde 26.1 olmuştur. Buna kar- şılık, kâr, faiz ve menkul değer kar- şılığı olan sermaye gelirlerinın top- lam içindeki payı yüzde 50 dolayın- dadır. Bir başka deyişle, 2003'te is- tihdam edilen 21.1 milyon çalışan o yıl yaratılan 360 katrilyon liralık top- lam gelirin yalnızca 94 katrilyon gibi bir bölümünü alabilmiş; buna karşı- lık sermaye kesiminin kazancı nere- deyse bunun iki katı 180 katrilyon olmuştur. Sonuç olarak, yılın ilk üç ayının ekonomik büyüme verileri, sermaye kesimi için gerçekten büyüleyicidir. Hükümetin 2003'ten başlayarak uy- guladığı vergi ve harcama politika- lan da bu gidişi besliyor; birilerinin serveti büyürken ücretli ve maaşlıla- nn geliri, göreli olarak azalıyor. Bü- yüleyici büyüme, geniş kitleleri yok- sullaştınyor. Yıtan İlk Çeyreğinde Ekonominin Büyümesi (2000-2004) 2000 2001 2002 2003 Tanrn Sanavi İnşaat Tıcarel Ulaştırma-haberleşme Mali Kuruluşlar Konut Sahıplıği Serbest Meslek ve Hızmetler Devlet Hızınetleri Kâr Ajnacı Olmayan Kunıluşlar Ithalat V'ergısı GSVIH GSMH 04 2.8 -2.5 10.1 5.7 0.8 -1 0 4.0 2 2 0.7 32.5 5.6 4.2 5.8 0.8 -4.8 -2.4 -2.6 -5.3 2.2 -0.5 2.3 1.7 -10.1 -1.0 -3.3 -1.0 28 -2.4 3.1 1.2 -7.4 2.0 1.8 1.8 0.3 -0.4 1.8 0.2 20 88 -138 106 13 1 -8 1 1.4 7.6 0.0 -1.4 19.0 8.1 74 2004 - 7 .5 10.3 2.9 16.3 4.3 06 1 9 86 1 4 0.9 33.8 10 1 124 Kavnak DİE DÜNYA EKONOMÎStNE BAKIŞ / ERGtN YILDIZOĞLU LONDRA Irak, "demokratik", "bağımsız" bir yönetime kavuştuğuna göre, artık dikkatimizi ABD başkanlık seçimlerine çevirebiliriz. Seçmen ve Bush Bush yönetimi, 11 Eylül'ün ya- rattığı konjonktürden faydalana- rak radikal bir programı uygula- maya koydu. Bu uygulamalar, içe- ride vatandaşlık haklannı, dinle devlet arasındakı ayrımı giderek aşındınr, devletin denetim ve ce- zalandırma araçlannı güçlendirir, dolayısıyla demokrasiyı zayıflatır- ken, uluslararası ilişkilerde, "önle- yici vuruş", "rejim değişikliği" prensipleri, Kissinger'in deyimiy- le adeta bir "devrim" yarattı. Bilan- ço: İki savaş, işgal, ABD-Avrupa ilişkilerinde derin bır çatlak, kronik terörist saldırı korkusu, işkence skandalları, Irak'ta gittıkçe sayıla- rı artan cesetler. Biri, geçen hafta başında New York Times/CBS'ın, diğeri de perşembe Wall Street Jour- nal/NBC nin yayımladığı kamu- oyu yoklamalan, seçmenin tüm bu gelişmelerin etkisiyle, giderek Bush'a güvenini yitirmeye başla- dığını gösteriyor. New York Ti- mes/CBS anketindeki sorulara verilen cevaplara göre halkın yüz- de 51'i Bush'un performansını onaylamıyor, yüzde 55'i Bush po- Irtikalannın terorizm tehdidini da- ha da arttırdığını düşünüyor. Bir CNN/Gallup anketi de seçmenin yüzde 60'ının Irak'taki devir-tesii- min bir siyasi iflas olduğuna inan- dığını; yüzde 80'inin yönetimin, Irak konusunda, ya yalan söyledi- ğine ya da bir şeyi gizlediğine inandığını gösteriyor (The Guardi- an, 30/06). Wall Street Jour- nal/NBC anketine göre halkın yüzde 6O'ı Irak savaşının Ortado- ğu'da terorizmi güçlendirdiğine, yüzde 72'si işkencenin "her ko- şulda" yanlış olduğuna inanıyor. Anket sonuçlarında, Bush'un "Ekonomi iyiye gidiyor" savını ka- bul edenlerin oranı yüzde 35'te ka- lırken, geri kalanın yüzde 65'i Ker- ry'nin "Orta sınıf eziliyor" savını benimsiyor (Wall Street Journal 02/07). 'Reculer pour mieux sauter 1 Obeerver'ın eski editörü Wîll Bush ve Thermidor Hutton, ABD tarihinde ikinci kez seçilmeyi becermiş bütün baş- kanlann, kampanyanın bu aşama- sında, çoktan anketlerde liderlik- lerini kanıtlamış, seçilmeyi garan- tilemiş olduklarına dikkat çekti (Observer, 27/06). Halbuki, bir CBS anketine göre Bush hâlâ yüz- de 49'a yüzde 41 ile Kerry'nin ge- risinden geliyor (New York Ti- mes, 29/06). Bu yüzden, birçok muhafazakâr yorumcu, giderek Bush'un seçimleri kaybetme ola- sıhğı üzerine yazmaya başladı. Ör- neğin, muhafazakârlann önemli yorumculanndan Peggy Noonen, Bush'un seçimlerde göstereceği performansla ilgili olarak endişe- lenmeye başladığını belirtikten sonra çok heyecanlı bir 2-3 yılın arkasından, Amerikan halkının yo- rulduğunu, belki de artık istikrar ve normalleşme istedığinı yazıyor. Noonen, Kerry'nin, Amerikan hal- kının aklını, ş mallik" va- adiyle çel- mesinden korkuyor (Wall Street Journal, 01/07). Hak- sız da değil. Çünkü. Bush yöne- timi, Fransız Devrimi'nde Thermi- dor ayında gerçekleştiği için, adı- nı bu aydan alan bir durumu yaşa- ma tehlikesiyle karşı karşıya: Her "devrimci/radikal" atılım enerjisi- ni yitirmeye başlayınca, arkasın- daki sınıf ve tabakalar, bir karşı tepkiyle veya restorasyonla karşı- laşmamak için, durmak, kazanım- larını konsolide etmek isterler; ge- rektiğinde yeni bir atılım başlata- bilmek için... Fransızların dediği gibi "Reculerpour mıeux sauter" (Daha iyi atlamak için gerilemek). Ama bu arada, radikal atılımı baş- latarak statükonun taşlarını yerin- den oynatanlann da "istikrar tan- nsına" kurban edilmeleri gereke- cektir, kamuoyunu tatmin etmek için. Daha Irak savaşı başlamadan, ABD dış politika çevrelerinin Brze- zinski, Baker, Eagelbrguer gibi (AP) önemli isimleri, giderek Council on Foreıgn Relations, Institute For In- temational and Strategic Studies, Brooking Insitute gibi "think- tank"\er\r\ önde gelen yazarları, Mearsheimer, Michael Mann gi- bi saygın uluslararası ilişkiler te- orisyonlerı, Bush'un dış politikası- nı, Israil-ABD ilişkiierini gittikçe keskınleşen bir tonla eleştirmeye başlamışlardı. Bu yıl yoğunlaşan eleştirilerın sertliğinden, "bihleri- nin" artık kesinlikle değişiklik, hat- ta "neo-conlann" başını istediği belli oldu. 11/9 soruşturmasından az önce yayımlanan O'Neil'in, Clarke'ın kitaplan, soruşturma sı- rasında yayımlanan Woodward'in kitabı, sonra Clinton'un bıyogra- fisi, bir üst düzey CIA görevlisinin, daha yayımlanmadan ortalığı sarsmaya başlayan Imperial Hubris başlıklı kitabı. nihayet Fu- kuyama'nın, muhafazakâr "arma- danın" amiral gemisi The National In- terest'ın, ge- çen hafta, 2004yazsayı- sında "neo- con'perspek- tifi ve bundan kaynaklanan politikalan di- dik didik ede- rek "içeriden" eleştiren, gerçek- likten tümüyle kopmakla suçlayan denemesi, "radikal" atılıma son vermek isteyenlerin elinin nerele- re kadar ulaştığını gösterdi. Gösteri toplumu Ama uzmanların eleştiri ve ki- taplanndan öte, "gösteri toplu- munun" özeliklerine uygun oldu- ğu için çok daha büyük etki yarat- maya başlamış olan bir gelişme söz konusu. Modern kapitalist toplumlarda yaşam, kendini muazzam bir imaj- lar birikimi olarak sunar; artık bü- tünsel bir "gösteri" haline gelmiş- tir. Insanlar arası ilişkiler, bu imaj- ların dolayımına bağımlı hale gel- mişlerdir. Bu toplumda halka, ser- maye ve devlet tarafından üretilen imajlann, ezici medya söyleminin dışında kendi gerçeklerini konu- şabileceklen bağımsız bir alan kal- maz. (Guy Debord, 1967) Gerek egemenlik, gerekse mu- halefet, genel olarak siyasi müca- dele, artık bu "gösten toplumun" imajlardünyasında, söylemlerden, sloganlardan, savlardan daha çok imajlara yüklenmiş mesajlarla sür- dürülüyor. Bu alanı kontrol eden, iktidan kontrol ediyor. Bu alanda egemen söylemin istikrarını bo- zan, buraya nüfuz eden muhale- fet, siyasi egemenliğin istikrannı bozuyor. Bush yönetimi, işte bu alanda da giderek inisiyatifl elden kaçır- maya başladı. Orneğin Bush, se- çim kampanyasına başlarken 11 Eylül'ün imajlarını kullanmak iste- di, ancak toplumun sert bir tepki- siyle karşılaştı. Pentagon, savaşta ölen asker- lerin tabutlannın resimlerini, daha sonra da işkence resimlerini bas- tırmaya çalıştı, ama "birileri" bu resimleri "göstentopulumun"are- nasına çıkarttılar. Bu arada, Mel Gibson'un Tutku" filmi ABD-ls- rail ilişkisini, tam da gösteri toplu- muna uygun bir biçimde sorgula- dı. Nihayet Michael Moore'un "Fahrenhert 11/9" filmi, Bush yö- netiminin konuşulmasını hiç iste- mediği konulan, 11 Eylül'ün he- men sonrasında Bush'un yaptık- larına, Irak savaşından nemala- nanlara, arkasındaki sınıf iiişkileri- ne, Bush ailesinin Suudilerle bağ- lanna ılişkin imajlaria "gösteri top- lumuna" soktu. Film, vizyona gir- diğinden bu yana ordu garnizon kasabalarında bile kapalı gişe oy- nadı, 6 milyondan fazla insan ta- rafından izlendi. Tüm bu eleştiriler, kamuoyu yoklamalannın sonuçlan, Bush'un seçimleri kaybetme olasılığını güçlendiriyor. Toplumsal dinami- ğin "mantığı" açısından da Bush'un kaybetme olasılığı yük- sek. Çünkü Bush, deyim yerindey- se, hem "devrimin" hem de "Thermidor"un başkanı olmak gibi neredeyse olanaksız bir şeyi amaçlıyor. Birleşmiş Milletler, NA- TO toplantısı, Büyük Ortadoğu Projesi, Gauntanamo tutsaklan gi- bi alanlarda geri adım atarak, kon- solidasyon çabalarına başladı ama ilahlara kurban (Feith, Che- ney ve Rumsfeld'i vb...) vermeye yanaşmryor. Işi gerçekten çok zor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear