23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 5 TEMMUZ 2004 PAZARTES HABERLER Erdoğan'ın 'imam hatip kışkırtması'na sert tepki gösteren CHP, 'halkı anarşiye teşvik ettiğini' söyledi Tehlikeli mesajveriyor'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, "imam hatiptaşlartmasına"siyasi partıler ve sivil toplum örgütlerinden sert tepki geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı CevdetSeM şimdiye kadar hiçbir baş- bakaniB parlamentoda ve kamuoyun- da destek bulamadığı yanlışı gerçek- leştirmek için halkı anarşiye teşvik et- medığıne dikkat çekerken, DYP Genel Başkanı MehmetAğar, Erdoğan'ı mil- letten özür dılemeye çagırdı. Erdoğan"ın Birlik Vakfi tarafindan önceki gün düzenlenen bır toplanhda imam hatip liseleriyle ilgili düzenleme- lerin Cumhurbaşkanlığı'nca vetosu- nun ardından yeniden TBMM günde- mine alınmasıyla ilgili eleştirilere, "Be- deüni ödemeye hazır değüiz, toplum bazır olduğunda biz bu adıım atanz" diye yanıt venrken, velileri de konuya • Dünyanın hiçbir yerinde bir başbakanın bu türden tehlikeli bir yol gösterme girişimine rastlanmadığmı söyleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Selvi, "Hiçbir başbakan demokratik yollarla parlamentoda ve kamuoyunda destek bulamadığı yanlışı gerçekleştirmek için halkı anarşiye teşvik etmemiştir, etmez" dedi. yeterince sahip çıkmamakla suçlama- sına toplum kesimlerinden tepki yağ- dı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Cev- det Selvi, Başbakan'ın açıklamalannın son derece "tehfikefi" mesajlar içerdi- ğine dikkat çekerek, kendi yanlışına, yurttaşı "suçlayarak'' ortak etmek is- tediğini vurguladı. Dünyanın hiçbir yerinde bir başba- kanın bu türden tehlikeli bir yol gös- terme girişiminerastlanmadığmıkay- deden Selvi, "Hiçbirbaşbakan demok- ratik yoDarla parlamentoda ve kamu- oyunda destek bulamadığı yanüşı ger- çekleştirmek için halkı anarşiye teşvik etmemiştir, etmez. Bu, ülkede gerçek- leştirmekistedikleri rejimin açık mesa- jıdır" diye konuştu. Devlet adamına yakışmıyor Erdoğan'ın, bu sözleriyle asıl iste- diklen rejimi nasıl gerçekleştirecek- lerinı de ortaya koyduğunu belirten Selvi şunlan söyledi: "Busözter.han- gi yohara başvurabüeceklerini ortaya koyan bir mcsajdır. Kafalarının arka- sındaki hesaplan ortaya koyuyorlar. Devletyöneteceklereyakışmayan,dev- let\çsj\asetadamlannayakışma\'anbir vaklaşım. Kendi hedeflerine ulaşrrıak için, amaçlannı gerçeldeştirmek için herşeyi. ama herşeyi mübah gören an- layışın sonuçlandır bu sözter. 'Ben he- defime ulaşmak için papaz kıyafeti de giyenm, imam kıyafeti de giyerim, her renge girerim' anlayışınm.taİayyeyön- teminin ve sakıncah sorumsuzluğunun göstergesknr.Ama hedeflerineulaşma- lanna laik. çağdaş, demokratik Türki- veYeinananlarmüsaadeetmeyecektiıf CHP Grup Başkanvekili KemalAna- doJ da, "EğerBaşbakan, 'Arkamda ge- rekli desteği bulamadım, yeteri kadar sokaklara dökülmediniz, toplumsal hu- zuru sarsacak evlemlerde bulunmadı- nız' diye tabanuu sokaklara dökülme- ye teş\ik ediyorsa, bu ne başbakanuk, ne de devlet adamhğı sonımluluğuyla bağdaşır''dedı. CHPlı AtiDaKart. Er- doğan'ın, çarpık ve provokatifdemok- rasi anlayışını ortaya koyduğunu vur- guladı. CHP'lı Mustafa Gazakı. Er- doğan'ın bir başbakan olarak üslubu- na dikkat etmesi gerektiğini belirtti. Özür dHemeye çağırdı Başbakan Erdoğan'ın yetiştiği çiz- ginin 30 yıldır 'İmam hatip ve türban gyaseti" yapüğmı kaydeden DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, "Başbakan, şimdi çözemeyeceğini itirafederek mfl- leti kandırdığı için millete ktzacağma, özür düesuı" dedi. Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaatin Dinçer, demokrasi dı- şı yollan çözüm yolu olarakgörmenin yanlış olduğunu vurguladı. ÜNİVERSÎTE AFFI AKP'den türban savunması AJVKARA (ANKA) - AKP, üniversite öğrencileri için çıkarmak istedığı affa karşı CHP'den "tiirban" gerekçesiyle gelecek eleştirilere karşı. "Üniversiteierden ilişik kesme karariannda türban ibaresi olan bir tek öğrenci bile yok. Türbandan aûlan olmadığı için afTedilecek öğrenci de yok" şeklınde savunma yapacak. AKP'de üniversite öğrencileri için çıkanlacak af konusunda ilk teknik hazırlıklarla birlikte, affa gerekçe olacak tezler de geliştirilmeye başlandı. AKP'nin tasarladığı düzenlemeden 60 bin öğrencinin yararlanması hedeflenirken, bu 60 bin toplam sayısı içinde özellikle "türbanh" olduklan için ahlan öğrencilerin "ilişik kesme kararlanndaki yazılı gerekçeler" tek tek ıncelendi. AKP liler, bu incelemeier sonucu özellikle "türban" nedeniyle CHP'nin muhalefetine karşı bir savunma formülü geliştirdi. Başbakan Tayyip Erdoğan'a da iletilen savunma şöyle: "Hukukta aal olan yaan belgelerdir ve çıkaracağumz bir afta bizim için esas olan ilişik kesme kararianndaki ifadelerdir. Şu anda ilişik kesme karariannda türban ibaresi bulunan bir tek öğrenci yoktur. Türbanlı olduklan nedeniyle okula ahnmayan öğrencilerin zaten çoğunıuı iKşiği devamsıziık nedeniyle disiplinsizlik cezasıyla kesilmiş. Bunun dışmda ilişik kesme karariannda asla türban gerekçesi vok. Dolayısıyia türbandan atılan yok ki affedikn olsun." AKP'de, CHP'nin tepki gösterebileceği bazı atılma karariannda "laiküğe aylanhk" ve "devrim kanunlanna muhalefet" gerekçelerinin bulunduğuna dikkat çekildi. istanbuVdaşeriatçı eğitim verilen Kuran kursundaH 151 kızçocuğu ailelerine teslim ediîdi Okullann kapanmasıyla bbükte irticai çevreler yasadışı Kuran kurslan açmaya başladı. Kurtköy'de 151 kız çocuğuna yasadışı eğitim verildiği belirlendi. Irtica kursuna baskın• Istanbul Kurtköy'de jandarma baskını sonucu ortaya çıkanlan izinsiz ve yetkisiz Kuran kursunun Nakşibendi Ismailağa cemaatine mensup kişilerce açıldığı saptandı. Jandarma sorumlulan savcılığa sevk etti. ANKARA (Cumhumet Bürosu) - Ilk ve orta dereceli okullann tatıle gir- mesinin ardından irticai çevrelerin yaz aylannda özellikle küçük kız çocukla- nna yönelik yasadışı Kuran kursu aç- maya başladıklan tespit ediJdi. Jandar- manın Istanbul Kurtköy'deyapnğı ope- rasyon sonucunda Nakşibendi Isma- ilağa cemaatinin bu yöndeki bir faali- yeti ortaya çıkanldı. Operasyon sonu- cunda yasadışı Kuran kursu kapatılır- ken küçük yaştaki 151 kız çocuğu ai- lelerine teslim edildi. Yaz aylannın başlamasıyla çalışma- lannı yoğunlaştıran jandarma, izinsiz İSMAİLACA CEMAATİNİN ÖRCÜTLENMESİ Nakşi Şeyhı Mehmet Zahid Kotku'nun ölümünün ardından cemaatten aynlan Mahmut Lstaosmanoğhı tarafindan kurulan cemaat ilk önce Fatih tsmailağa Camıı çevresinde örgütlendi. Şeyhin memleketi olması nedeniyle cemaat öncelikle Karadeniz, ardından diğer bölgelerde yaygınlaştı. îslama yaklaşımda çok katı bir yol izleyen cemaat mensuplan "sakal, sank, çarşaf ve cûbbe" gibi kıyafetleri müritliğin en önemli şartı olarak kabul ediyor. Cemaat öncülerinin hoparlörle ezan okunmasına ve üniversite eğitimine karşı çıktıklan biliniyor. Cemaatin kız Kuran kurslannda eğitim gören Ayfer Ekinci ve Adeviyye Aykm'ın cemaatle ilgili 1997 yılında basına yansıyan şu demeçlen dikkat çekmişti: "Kıziara bu kurslarda hapis hayab yaşabhyor. Kıdar yatih kurslarda bûükte yaüyor ve aralaruıda bedensd iüşki oluyor. Çoğunluğu gecekondudan gelen çocuklar bu kurslarda tarikata girmeye zotianıyor. Aksaklıklan dik getirenİer Mahmut Hoca tarafindan cezalanduıhp akıl hastanesine voflanıyor." Kuran kursu açıldığı bılgisıni alması- nın ardından tstanbul'un Pendık ilçe- sinin Kurtköy beldesinde adli makam- larla eşgüdümlü olarak operasyon baş- lattı. Operasyon sonucu îsmailağa ce- maati yandaşlannın 3 katlı bir bınayı ya- sadışı kuran kursu halıne getirdiklen sap- tandı. Giriş katı dersane, mutfak ve ye- mekhane olarak kullanılan binalann diğer katlannın da yatakhane olarak kullanıldığı belirlendi. Belgelerl ekslk Kurstaki yetkililerin ilk ifadelerin- de, eğitici olarak çalışan 9 kişinin ge- rekli belgelerden yoksun olduğu ve ye- terli formasyonlannın da bulunmadığı anlaşıldı. Bu egıticilerin, Nakşibendi tarikatı Ismailağa cemaatinin eğilimle- ri doğrultusunda eğitim verdikleri dile getinldi. Tamamı 18 yaşın altında olan 151 kız çocuğunun yasadışı kursta ya- tılı olarak kaldıklan, bunun karşılığın- da aılelerinden gıdermasrafi olarak ay- lık 30-70 mılyon lira alındığı ve üç öğün de yemek verildiği kaydedildi. Tutuksuz yargılanacaklar Yasadışı kuran kursunun 23 Hazi- ran'da başladığı \e yaz sezonu boyun- ca devam ettirilmesinin planlandığı da tespit edildi. Soruşturmamn sonu- cunda izinsiz dini eğitim verilen kü- çük yaştaki 151 kız çocuğu ailelerine teslim edildi. Kursu yasadışı olarak açan iki, eğitici belgesi olmadan kurs veren 9 kişi hakkında yasal işlem ya- pılarak savcılığa sevk edildi. Kurs bi- nası mühürlenirken, savcılığa sevk edilenler tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Erdin. Öğrenci aff ı siyasi içerikli Eğitim Servisi - Geniş kapsamlı affın kabul edilemez olduğunu söyleyen Üni- versite Öğretim Cyeleri Derneğı Başka- nı Prof. Dr Kadir Erdin, "Öğrenci affi öğrenimin kaütesini düşürdüğü gibi öğ- rencilerin beklenoleri doğrultusunda ahş- kannğa dönme noktasmdadır" dedi. Yüksekögretimde her öğrencinin yük- seköğretimini tamamlayabilmesi için her türlü olanak ve esnekliğin sağlandığını belirten Prof. Erdin, şöyle devam etti: "Bütün bunlara rağmen yükseköğre- nimi afla tamanılarmak yükseköğreti- min özüyle bağdaşmaz. Aynca yükse- köğretim affi icersine 1990'hyıuarda nıas- ter ve doktora yapmak üzere gönderilen öğrencilerin dedahil edilmesi olava fark- h bir boyut kazandmnaktadır. 'Tepki gösterln' Master ve doktora yapmak için \airt- dışma gönderilen bu öğrendler, birer aka- demisyen adayıdır. Bir akademisyenin akademisyenlik güzergabmda,afiayer ol- mamalıdır. Bu öğrencilerin haksıznğa uğ- ratılarak göre\lerine son verildiği kktia edünorsa bunun yolu yargKÜr. Ama si- yasi iktidann geniş kapsamlı öğrenci af- findan anlaşıidığı kadanyia tamamen si- yasiiçerikli veyandaşlannm dışbndığı nok- tasmdan hareketle yaklaşdan öğrenci af- fina karşı sonımlu ve yetküileri, YÖK'ü, üniversite öğretim üyelerini ve ülkenin geleceğinden kuşku duyan herkesi bu olumsuz geüşmelere tepki göstermeye da^ct ediyoruz." IR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@cumhuriyet.com.tr 19Aralık2001 tarihindeTürkiye'nin çeşitli cezaevlerinde jandarma ope- rasyonlan yapıldı. Bu operasyonadö- nemin başbakanı Büierrt Ecevit, "Ha- yata Dönüş" operasyonu adını ver- mişti. 20 cezaevine yönelik jandarma müdahalesi sırasında, aralannda ba- zı askerlerin de bulunduğu 30'dan fazla insan yaşamınıyitirdi. Bunlardan birisi de Umraniye Ce2a- evi'nde tutuklu Alp Ata Akçayöz'dü. AJp Ata Akçayöz'ün ailesi, onun ölüm oruçlanna ve içeride yapılan eylemle- re katılmadığını, eylemcilerden ayn durmak için kapı önüne geldiği ve bu sırada atılan kurşunlarla yaşamın/ yi- tirdiğıni belirtti. Alp Ata, yeni evlen- mişti ve Berfin isimli bir de kızı vardı. Annesi emekli öğretmen Günay Akçayöz, kapı kapı dolaşıp yitirdiği oğlunun rastgele ateş eden jandar- ma tarafindan öldürüldüğünü anlat- tı. Bütün bunlar, birgerçeğin dile ge- tirilmesinden çok, acılı bir annenin çaresiz feryadı olarak kabul edildi. • • • Akçayöz ailesi, olayın peşini bırak- Gazetecilerin Ozeleştiri Yapması... madı, Istanbul 6.ldare Mahkeme- si'nde Adalet Bakanlığı aleyhine taz- minat davası açtı. Dava sonuçlandı ve Adalet Bakanlığı'nı toplam 55 mil- yar liralık bir tazminata mahkûm et- ti. Mahkemenin karanndaşunlarbe- lirtiliyor: "Maddi olayın açığa kavuş- maması tşığındaAlp Ata Akçayöz 'ün terör örgütlehyle ilgisi ve cezaevi operasyonuna katılarak gûvenlik güç- lerine silahla mukavemet ettiği konu- sunda somutbirtespitolmadığından, ölümünün anayasa veyasalarda be- lirtilen meşruiyet sınıriarı çerçeve- sinde meydana gelmediği sonucu- na vanlmıştır." Yukandaki cümteter artk bir yargı ka- ran. Bu yargı karan 19 Aralık operas- yonunda bir cezaevinde "silahla mu- kavemet etmeyen " bir kişinin, devle- tin güçleri tarafindan öldürüldüğüne hükmediyor, Alp Ata Akçayöz'ün ba- bası emekli bir savcıydı, bu nedenle en azından ailenin yüregindeki acıyı dindirmek amacıyla böyle bir davayı açacak gücü gösterebilmişti. Yalnızca Alp Ata'nın böyle öldürül- düğünü, diğerlerinin "silahla mu/ca- vemetecterffen"öldürüldüklerini kim- se söyleyemez. Bunun böyle olduğu- nu anlamak için yargıç ya da uzman olmaya bile gerek yok. 0 olayların yüzlerce tanığı yaşıyor ve gördükle- rini anlatıyor. Içeriye atılan yanıcı gaz- larfa yüzü yanmış kadınlan hep bir- likte TV ekranlanndan izlemedik mi! Onlann bir kısmını ben cezaevinden çıktıktan sonra gazeteye geldiklerin- de de gördüm. ••• Aslında buraya kadar bildiklerimiz, merak eden herkesin kolayca öğre- neceği şeyler. Ben, birgazeteci ola- rak operasyonun yapıldığı günlerde- ki gazeteleri ve TV yayınlannı hatırlı- yorum. "Içeriden ateş eden terörist- ler" öldürmüşlerdi içerdekileri. Bir kısmını da yakmışlardı. Operasyonu yapan jandarma yetküileri ve bakan- lık bu açıklamalan yapmıştı. Gazete- ciler de hiçbir araştırma ihtiyacı his- setmeden ve bu açıklamalardan azı- cık şüphe duymadan bunlan gerçek gibi yansıtmışlardı. Yalnızca bu olay sırasında değil, buna benzer birçok "acı" olayda ben- zer örnekleri yaşadık. Gazeteciler, "devlet" açıklamalannı, üzerine bi- raz da kendileri katarak gerçekmiş gi- bi aktardılar. Aradan zaman geçti, "asıl gerçekler" ortaya çıktı ve "dev- let" açıklamalannın ve yapılan yayın- lann yalan olduğu belgelendi. Şimdi- ye kadar bu konuda hiçbir ozeleştiri yapHİmadı. özeleştjri yapılmadığı, oku- yucuya ve izleyiciye hesap verilme- diği için, benzer "yanlışlar" heptek- rar edildi. Bütün bu olaylarda bir ikilem yaşa- nıyor: Bir yanda şiddet yanlışı örgüt- ler, biryanda "devlet". Gazetecilerden, nasıl olur da "teröristlerie mücadele eden" devleti zaafa uğratacak haber verebilir, denerek gerçekleri araştır- maması istenebiliyor. Bu ikilem, gaze- teciyi gerçeklerden uzaklaşünyor. Yap- tığı haberierin çarpık olmasını ken- dince "meşru" hale getiriyor. Ölüm oruçlarını başından beri des- teklemedim. ölümün bireylem biçi- mi olmasını hiçbir zaman solculukla bağdaştırmadım. Bu düşüncelerimi köşemde yazdığım gibi, bu eylemin içindekilere, başındakilere her sefe- rinde açıkça ifade ettim. Şiddet eylemlerine karşı olmak, ölüm orucunu onaylamamak bir si- yasi tutumdur. Ancak, vahşi bir "dev- let" operasyonuyla onlarca insanın ölümüne neden olmak ise bir ger- çektir. Bu gerçeği olduğu gibi yansıt- mak, biz gazetecilerin görevidir. Ne yazık ki, kritik zamanlarda bu görev doğru bir şekilde yerine getirileme- di. "Hayata Dönüş operasyonu "nda da aynı hatalar aşırı şekilde tekrar edildi. Ciddi birozeleştiri yapmanın zama- nı gelmedi mi? 2000'IJ YDLLARDA ERDAL ATABEK Kitaplar... "Yaralı birsevince sığınmak ise, bende utanma duygusu doğuruyordu. Düşünmeyle kihenmenin at başı yarıştığı bir çarkın içindeydim çünkü. Ya- samanın kaçmakya da öldürmekdiye ikiyola açıl- dığı bir kavşaktaydım. İki yöne de ancak utancın adtmlanyla gidiliyordu. Bir üçüncü yol 'akmaya, esmeye ve köklenmeye' sığınmaktı; yani 'suya, rüzgâravetoprağa'. 'Doğanınkatınayücelmek' de denebilir buna. Çünkü, ulaşabilen için, ırmağaya da çiçeğe; kuşa ya da böceğe sığınmak, yücel- mektir. 'Doğanınkatınayücelmek' de denebilirbu- na. Sanıldığının tam tersine, bilinç doğadan uzak- laşmanın değil, doğaya dönüşün basamaklandır. Bilgi, doğanın insandakiyansımasıdır." Nihat Beh- rambirşair. "M//as"biranı-roman. Nihat Behram, "Mirasım, babamın bir acı kuyusu olan yaşamı ve aydınlıkkuyusu olanyüreğidir" diyor. Babasının ya- şamıyla cumhuriyetin tarihini özdeşleştiren bir fel- sefe, birşiir, birroman. Yaşamından süzülmüş, ya- şananlardan damıtılmış, her satırına yazann yüre- ğıni koyduğu bir yapıt "Miras". Kenan Işık da bir şair. Yaşamı tiyatro ile özdeş- leşmiş, çok yöniü bir sanatçı. "Geçip Gitti Kirpiklerimin Arasından" adıyla sun- duğu kitabında Kenan Işık, "N'olurölAnne" baş- lıklı bölümde şunlan yazmış: "Istanbul Devlet fiyatrosu'nda oynanan 'Le- enane'nin Güzellik Kraliçesi' adlı oyunu tam da o sırada gördüm. Ihandalı bir ana-kız hikâyesi. Yaşamının yegâne amacı yemek içmek olan yaşlı ana'nın, bu motor fonksiyonunu tatmin et- mek ve hayatta kalmak adına kız'ının hayatı üze- rinde kurduğu baskıyı ve bu baskının Irlandalıla- nn zihinlerinde yarattığı travmayı anlatıyor oyun. Kemikleşmiş bir sevgi-nefret ilişkisi. Yaşam alanınızı ne denli daraltırsa daraltsın, bir anneye başkaldırmak, ona karşı çıkmak ne denli zor, hatta olanaksızsa, birulusun kendi geçmişin- den, aidiyetinden kopması da o denli zor. Irlandalı genç yazar Martin McDonald, bütün Irlandalılargibinefret ettiğiama birtürtü kopama- dığı Ingiltere 'yi bencil, obur bir anneyerine koyu- yor ve her ne pahasına olursa olsun onunla bir- likte yaşamaktan vazgeçemiyor. ...Sumru Yavrucuk'un emsalsiz bir duyarlılıkla oynadığı Leenane'nin Güzellik Kraliçesi Maureen"ın, 'öl, n'olur öl ana' demesiyle ölmüyoranası. Canı- na tak ettiği bir an, kafasını şömine demiri ile par- çaladığında da ölmüyor. O tahammül edilmez ana, onu toprağa gömen kızı Maureen'in kimliğinde devam ediyor yaşa- maya. Geçmişimizden, aidiyetimizden kurtulup özgür olmak, birey olmak, bir anne'nin kafasına indiri- len birkaç şömine demiri darbesi ile mümkün ola- bilse keşke, ama olmuyor." Kenan Işık, olaylan, insanlan, anılarda yaşayan- lan, farkında olunmadan geçip giden yaşamı yü- reğiyle duyumsuyor, bilinciyle yorumluyor, ortaya da yeni denemeler çıkıyor. "Yorgun ve Yara/ı", birroman. Gülseren Engin'in yeni romanı. öyküler, tiyatro oyunlan, çocuk kita- bı ve şimdi de bir roman. Tıp doktoru olan mes- lektaşım Gülseren Engin bu romanında Osmanlı Imparatorluğu'nun çöküş döneminde yaşanan olaylann içinde geçen tutkulu bir aşkı anlatıyor. Bulgaristan'da Rusçuk'ta başlayan bir kaçış, 1908 yılında Bulgarçetecilerinin yerierinden yurtlanndan ettiği insanların çektikleri... "Çeteciler... Bulgar çeteciler geliyor... Soluk soluğaydı. Bir an kapıda duraladıktan sonra hızla karşı duvarda duran çiftelerin yanına koştu. Hacı Şerif, minderdeki köşesinde Kur'an okuyordu. Ûzerinde ev entansi, başında takkesi, hafif kamburu çıkmış sırtında yeleği vardı. Oğlu- nun selamsız sabahsız içeri girişi, üstelik başın- dan akan kan, onu şaşırtmamış gibiydi. ...Onun sakinliğine karşın karısı Zeliha Hatun, birden ye- rinden fırlayıp oğluna koştu. Tülbenti başından aşağı kaymış, kınalı beyaz saçlan ortaya çıkmıştı. Duvarda asılı tüfeği kapan ve namluya fişek sü- ren oğlunun koluna yapışmış, sarsıyor, soru yağ- muruna tutuyordu." Gülseren Engin'in yaprtı, tarihin içinde yaşanan insan yazgısını, acılan, sevgileri, mutluluklan, mut- suzluklan anlatıyor. İki kitap adı daha: "Iris 'eAğıt". Eşi John Bayfey'in Alzheimer has- talığına yakalanan Iris Murdoch ile ile ilgili sevgi dolu, acı dolu ortak yaşam değerlendirmesi. "Umudun Kaynağı". Şempanzeler ile çalışan, on- lar için çırpınan bir yüreğin, Jane Goodal'ın öy- küsü. Phillip Berman ile. Kitaplarla tanıdığımız çok geniş bir dünya Bu dün- yayı yaşamayanlann küçücük, daracık kutucukla- n. Nebüyükçelişki... e-mail:erdalatak'' superonline.com faks:0212 513 DtHAP'lılapm ÖcaJan eylemi • ANKARA /lSX4NBUL(Cumhuriyet)- DE- HAP Gençlik Kollan üyesi bir grup, Kızılay'da Abdullah Ocalan lehine gösteri yaptı. Yüksel Cad- desi'nde toplanan grup, "Halkın iradesi tecritle sı- nırlandınlamaz" yazılı pankart ve çeşitli sloganla- nn yer aldığı dövizler taşıdılar. Istanbul'da ise Ak- saray'daki Ozgür Toplum Partisi Istanbul 11 Baş- kanlığı'nın önünde toplanan yaklaşık 40 kişilik grup tarafindan, Öcalan'ın salıverilmesi talepleri- nin yer aldığı basm açıkJaması yapılmak istendi. Bu sırada gruptakilerden bazılarının slogan atması ve ellerinde molotofkokteyli olduğunun görülmesi üzerine polis gruba biber gazı ile müdahale etti. Bazı götericiler polise molotofkokteyli atarak ara sokaklara kaçarken polis 14 kişiyi gözaltına aldı. Öb Çayeli için ihateye çrictı • ANKARA (Cumhuriyet) - Özelleştirme îdaresi Başkanlığı (ÖİB), Türkiye'nin en büyük bakır üreticisi konumunda bulunan Çayeli Balor Işlet- meleri'nde bulunan yüzde 45'lik hissesinin satışı için ihaleye çıktı. Blok satış yöntemiyle satılacak yüzde 45'lik hissenin ihalesinde son teklif tarihi 23 Temmuz 2004 olarak belirlendi. Yüzde 55'i Kanadalı şirket Lnmet Mining'e ait olan şirketin yüzde 45'mi alanlar. ortaklık sözleşmesi gereği kararlarda söz sahibi olabilecek. Şirketin ortaklık sözleşmesinde kritik kararlar için yüzde 60'lık bir oran gerekiyor. Geçen yıl 41.5 milyon dolar ihra- cat, 4.5 milyon dolar da iç satış gerçekleştiren şir- ketin net kân, 11 trilyon lira oldu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear