14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
28 TgMMUZ 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 S m3 E «0 Ae kural. n&fren: Atfana hızlı tren! Bekfrorac posta: 0enizson1vcumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - THVde de tehlike çanlan çalıyormuş... "Istikbal seriattadır!" MantıkAyşe Meral: "Her icraatını hızlandhnlmış tren mantığı ile yürüten A K P hükümeti, AnKara-lstanbul trenini raydan çıkardığı gibi, laik cumhuriyet' de temel rotasından saptırıp, ABD ve AB'nin çizdiği rotada ülkeyi söm ürgeleştirmeye doğpru hızla götürmektedir. AKP hükümeti, hızlandınlmış trendir. Ülkenin sömürgeleşmesi, kader ve takdiri ilahi değildir ama AKP'nin üstlendiği bir iştir." Makyaj _ Göksel Kaya: 7 "AKP'nin hızlandınlmış treni, lOOyaşındakibir kadını makyajla 18'lik taze diye yutturma çabasına benzedi. Ama oyunun sonu acı bitti." Nükleer Recep Tayyip, şimdi de "hızlandınlmış nükleer santral" kararı veriyor. Anlaşılan hızını alamadı ve birkaç vagonu değil bütün katarı gözden _ çıkarttı. Allah'ın izni « f f ) ile ulusal faciaya y^ gidiyoruz! nkara'da sanayici bir müvekkilinin Gümrük Birliği'nden doğan zararlarının tazminı için Lüksemburg'daki Avaıpa llk Derece Mahke- mesi'ne yaptığı başvuru kabul edilip sözlü yargılama aşamasına gelen avukat Selim Sarıibrahi- moğlu, "AB'de serbest dolaşım"ın kazanılmış bir hak olduğunu anlatıyor: "1984'te Türkiye'den turist vizesı ve pasaportuna düşülen 'çalışamayacağı, yerfeşemeyeceğT şeıtıiyle Ingiltere'ye giden Abdülnasr Savaş isimli bir Türk va- tandaşının AB'nin uygulamak istediğı vıze engeli ne- deniyle Lüksemburg'da bulunan Adalet Divanı'nda ka- zandığı bir dava var. Savaş ailesi hakkında Ingiltere'de yerieştiklerı ve çalıştıkları gerekçesiyle sınır dışı edilme kararı verılmiştir. Savaş ailesi konuyu Adalet Divanı'na taşımış; Divan, Savaş ailesi lehine karar vermiştir. Adalet Divanı kararına dayanak mevzuat ise temeli- ni AB'nin kuruluşundaki 1957 tarihli Roma Anlaşma- sı'ndan almakta ve 1963 tarihli Ankara Anlaşması ile Vizesiz AB 1970 tarihli Katma Protokol'den Ortaklık Konseyi ka- rarlarına kadar uzanmaktadır. Roma Anlaşması'yla AB'nin amacı malların ve işgücünün serbest dolaşımı, eşit muamele prensiplerinde işleyen bir pazar oluştur- maktır. Serbest dolaşım amacının gerçekleşmesi için 1970'de, Brüksel'de yürürlüğe konan Katma Proto- kol'e zaman sınırlaması eklenmiştır. Buna göre, daha önce bahsedilen 'Serbest Dolaşım Hakkı' 1976'dan başlayarak üç safhada 1986'ya kadar gerçekleştiril- miştir. Ama bırincı ve ikinci safhada Türkiye'nin üçün- cü ülke statüsü ortadan kaldırılmamış ve vize engelle- meleri nedeniyle serbest dolaşımın önüne ket vurul- muştur. AB aynca Katma Protokol'ün 41. maddesine de 'Akit taraflar, aralarında, yerleşme hakkı ve hizmet- lerin serbest edimine yeni kısıtlamaJar koymaktan sa- kınırlar' hükmü getirmiştir. Divan da bu nedenle Savaş kararında Katma Proto- kol'ün 41. maddesi ve diğer anlaşmalar uyarınca ser- best dolaşım ilkesinin bağlayıcı olduğu ve hiçbir ülke tarafından da bu hakkın kötüleştirilemeyeceği sonucu- na varmıştır. Buna göre Türk işgücü için bir kazanılmış hak mevcuttur ve üye ülkelerin kendı iç düzenlemesi gibi görünen vize uygulaması AB mevzuatına aykjrıdır. Tüm bu tesprtlerimiz sonucu birçok sanayi ve tica- ret odasına vizesiz serbest dolaşım hakkı için AB ku- rumları nezdinde başvuru önerisi götürdük ve bu öne- rimız sadece Ankara Ticaret Odası tarafından kabul edildi. Bu çerçevede ATO üyeleri adına "Vizesiz Avru- pa' çalışmalarına başladık. Oysa bugün 'Avrupa Birli- ği'ne şartlı evet' söz konusu olmaktadır. 'Şartlı evet'in içerıği Türkiye tarafından kazanılmış haklann ertelen- mesi ve ötelenmesidir. Ancak hükümetçe AB'ye 'şart- lı evet' kabul edilse bile Türk hizmet sektörünün kaza- nılmış hakkı bundan etkilenmeyecektir." SESSÎZSEDASIZ(!) Büyük medyadaki pişmanlık duyguları 41 yıllık Cumhuriyet okuru, Bandır- ma'dan Aslan Çeker diyor ki: "Tren ka- zasında yaşanan acılann alaya alırcası- na 'Her şey Allah'tan' diye değeriendi- rilmesi büyük gazete Hürriyet'in ba- şındaki Ertuğrul Özkök'ü rahatsız etmiş anlaşılan... 1950'lerin Demokrat Parti ile Za- fer gazetesı, 1960'lann Adalet Parti- si ile Son Havadis gazetesi ve 2000'le- rin AKP ile Vakit ve Yeni Şafak gazete- len ilişkilerini anlamak mümkün. Siya- sal gücün borazanlığı. Ama içınde, ger- çekten Türkiye Cumhuriyeti'nın temel değerterine inanan kadroların bulundu- ğu medyanın şakşakçılığını, nedenleri- ni bilmekle birîikte, anlamakta zorianı- yoruz. Amaçlanna ulaşabilme adına, cumhuriyeti sahiplenen her kesimle kavgalı bu iktidara arka çıkanlar, kad- rolaşmaya seslenni çıkarmayanlar, şım- di özeleştıri yapma gereği duyuyorlar. Bunlardan biri de Ertuğrul özkök. Belli görevlere gelenlerin kadrolannı oluştunnalannı savunan özkök, bunun, 'sadece arkadaşlık, dava arkadaşlığı, aynı cami cemaatine mensup olmak gi- bi subjektif yakınlıklara bağlı olması- nın sakıncalarına inandım şimdi bu kazaya bakınca. Keşke bu düşünce- lerimi daha önce yazsaydım diye ha- yıflanıyorum' diyor. Günaydın! Görmez- den geldiğiniz bir başka gerçek de şu: O kafa cumhuriyet ve demokrasinin mezar kazıcılığını da yapıyor. Günün bi- rinde bu konudaki pişmanlık duygula- nnızı bileyazamayacaksınız!" Yüksek Yerilim Hatta Ahlaksızlık diz boyu . Bu toplum benı haya kınklığına uğratıyor! erdincutku. • yahoo.com ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCÎ Yaşasm Modalılar... Vaktiyle Istanbul'un semtle- ri arasında "gjdilen"lerin ayn bir yeri vardı... Eyüp, Beykoz. Adalargibi... Buralara sadece "gjdffirdi" ve sadece gidilmiş olmak bile kenti doyasıya yaşamaya bedel- dı.. Aynı semtlerden biri de Mo- da'ydı... Artık sadece eski fo- toğraflarda kalan "kadınlar pla- jı" bir yana, bugün bile orayı hâlâ gidilen kılan "Moda don- durması"na kavuşmak ne kadar da keyifli bir avncahktı... Şımdilerde Moda'ya bir de •*tarihi iskdesinde" balık yemek ıçingıdihyor... Heleyanındabe- yaz şaraba ve sakin bir sohbete de zaman ayırabılirseniz, sizin için Moda "dönülmek istenme- yerTbıle olabiliyor... Tetih Projesi'... Işte bu semtin üstüne, geçen yıl bir "kâbus" çöktü... İstanbul Büyükşehir Beledi- yesı'mn, "Fetfıin550. YıMönü- miT nedeniyle ilan ettiğı "550 projeden" biri de Moda'nın ~kenıiçi otoyol işgaliyle fethini" hedetlemişti. îstanbul'un özgün değerleri- ni ve yaşam dengelerini "hızb dınlar. uzmanlar, dernekler ve Mimarlar Odası, semt sakini mimar ve plancılann da katılı- mıyla şimdi herkesi mutlu kı- lan "zaferierine" tam bir daya- nışma içinde kavuştular. Moda yolunu ve köprüsünü, önce Koruma Kurulu 3 Eylül 2003 tarih ve 6629 sayılı kara- nyla durdurdu. Kurulun 10 Mart 2004 tarihli karannda tt al- ternatif" olarakgösterdiği *tü- nefle geçiş" de aslında tartışma- lı olsa bile ilk yasal engel sağ- lanmıştı... Ardından yüksek yargı da projenın "hukuka ve bilime ay- kın" olduğunu saptayarak 2 Ekim 2003 tarihli idare mahke- mesi karanyla tüm işlemleri ip- tal etti. Şimdi de tstanbul'un yeni Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş bu yolun "yanhş- lığmı" açıkça ilan ediyor; "ya- pümayacak" sözüyle "mimar- iığuu" da kanıtlamış oluyor... Böylece "Fethin 550. yıIT projelerinin sayısı da maalesef 549'a düşmüş oluyor... Şölenleıie kutlamalı Aralarında üniversite hocala- nnın da bulunduklan uzmanlar- KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak" turk.net Bn d^ariıhk olmasavdı, "semt sakini*" de olamavacaklardL- otonubil ulaşımı" aşkına yıllar- dır gczden çıkartan anlayışın bu kez letih ruhu" taşıyan proje- si M.ıda'yı gidilen değil, içın- den "durmadan geçüen" bir ka- rayol: semtine dönüştürecekti... Prcjenin resimleri Yoğurtçu Parkı nın önüne asıldığında, ak- lı saşnda herkesi bir korku sar- dı Sczde Kadıköy-Fenerbahçe ulaşınını rahatlatma adına panlınan "transit yol" Moda sahilni yok etmekie kalmaya- cak. rarkın ve derenin üzerin- den ct kocaman bir "asma köp- ri* ie karşıya bağlanacaktı... Semıhalkıa\akta Be;dıyenin, üstelik adını da "Müıir Nurettin Selçuk Köp- risü'koyarak istanbul sevdalı- sıbir^estecınin kemiklerini bi- U sızatacak aymazlıkla "inşa- ama" başladığı projeye Moda- lıar Lyan ettiler. Toflantılar gösterilere dönüş- tv. tcolu imzalı dılekçeler ör- n de aracı oldu; ay- la 10 Temmuz 2004 günü Mo- da'da toplantı yapan Başkan Topbaş, yol ve köprü projesi- nin, semti ezmesinin yam sıra "trafiğideçözniCTeceğini'' söy- ledi. Topbaş, işte bunu durduran Modalılan tüm istanbul adına kutlamalı... Hem de bunu, belki de Moda burnundaki kıyı parkında dü- zenlenecek büyük bir şölenle yapmalı, semtlerine sahip çı- kanlarla sabaha kadar eğlenme- li... Çünkü artık Istanbul'un böy- lesi heyecanlara, bayramlara, kutlamalara ihtiyacı var. Kent- lerini ve kendilerini "birfikte" sevip koruyanlann, hani o dur- madan merak edilen "gerçekls- tanbullu" olduklanru kutsamak kadar "umudanmızıbileyecek'' başka ne olabilir ki? Evet... Modalılara, tüm tstan- bullular teşekkür etmeli. Semt- lerinin hâlâ "gidflen" yerolarak kalmasını da sağladıklan için... oekinci r' cumhuriyetcom.tr H A n ö l SEMIH POROY 1 r*^ *^ semihporoyCn yahoo.com BULUT BEBEK MRAYÇÎFTÇİ bulutbebek'i hotmail.com HAYAT EPÎK TİYATROSL MLSTAFA BtwL\ KRIZ YUZUNDEN BO5ANMALAR r ^r ^'^^TÖAVALI EKONOMIK I I 1 1 i I I I I i 1 i ; ı i ı ı ı ı ı ı ı ı ı TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 28 Temmuz tcutcmumtaz-arikan.com KAMU OYU YOKLAMAS/ 1984 'TB BUGÜU, ÜNLÜ At&* şrrgMAa 6ALLUP(GetUP') , 82- Ûucesi\/D£ G£gÇ£t WS777VT£ OF PUBLIC OP/AI/oM*(AlPÖ) ADU ICUIZUUJŞLA, ÇeŞİTt-İ fCONULAR. VE SO/Si/M- LAR ÜZBRjhlOe HAUUN PÜfÜA/CBS/A//,£g/U- y?l'M ÖĞfZ£NER.eK YAY/kJ oR.GAKJLAG.INA VBRMSYİ DBUeDi. &AŞARIU OLUUCA, MALAR) GEMişt-erri. GEsjeaJfajE' p SOSyAL VE EKOUOUİK £OU(jLAe. YOĞUNLAÇAU AgAÇT/eMALA£.,AgD 'De lOO'ü AŞKIN GAZETEOE YAVIMIANDI. KBMDİ Ap/y. LA DA AAI/LAU EhlSTİTÜ, GİDEEBK ELLİ ÜUİBPE ETKİNLİIC. GâSTEIZAAEyE &AŞI/İYAUIZ- TIR... PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Hayatı Hızlandırmak Pamukova'da raydan çıkıp 37 cana mal olan hız- landınlmış trenin sağa sola devrilmiş vagonları ben- de nedense başka tren kazalarını değil de bir süre önce çöken, çökerken de onlarca insanın canını alan Konya'daki Zümrüt Apartmanı'nın moloz yığı- nınadönüşmüşgörüntülerini çağrıştırmıştı. Dünya- nın birçok yerinde tren kazaları oluyordu ama bizim- kinin farklı bir yanı vardı ve bu yanıyla öbür tren ka- zalanndan aynlıyordu, Zümrüt Apartmanı'nın çökü- şünün de başka apartman çöküşlerinden farklı bir yanı olduğu gibi. Karayollarının asfaltları, beton yüzeyleri başka ül- kelerde de eskiyor, bozuluyordu. Ama bizim yolla- rımızın delik deşik görüntüleri, çukurları, tepecikle- ri çok farklıydı o başka ülkelerin yollannda da olu- şan deliklerden, çukurlardan, tepeciklerden. Trafik kazalarında dünyada ilk sıralarda yer almamızın bir nedeni de başka yerlerdekinden farklı olan yolları- mızdaki o delikler, çukurlar, tepeciklerdi. O delikli, çukurlu, tepecikli yollarda kamyon, otobüs, otomo- bil kullanan sürücülerimiz de farklıydı bizim. Sürü- cülerimizın farklılığı, yollarımızın farklılığıyla üst üs- te gelınce karayollarımız kan ve dehşet denızine dönüşüyordu. • • • Biz, ne yazık ki yaşadığımız çağı geç yakalamış insaniardık. Ama daha hâlâ birçok eksiğimiz, gedi- ğimiz vardt. Bunlan görüyor, bir an önce tamamla- mak, kapatmak istıyorduk. Hayatımızı hızlandırmak kaygımız da bundan kaynaklanıyordu. Fakat hep yanlış yerden başlıyorduk hayatımızı hızlandırmaya. ömeğin, köylülükten kurtulmayı köylüleri kentlere taşımak sanmış, kentlerimizi köyleştırirken köylerı- mizi de yaşanan çağdan büsbütün koparmıştık. Oy- sa ışin doğrusu köyleri kentleştırerek, köylülerin ya- şam düzeylerini yükselterek göçü önlemek, kentle- rı de kendi doğal gelişmeleri içinde sanayi ve hiz- met ağırlıklı çağdaş biryapıya kavuşturmaktı. Bu se- çenek uzun ve çok çaba isteyen bir yol olduğundan hiç oralı olmamış, yapılan önerılere hiç kulak asma- mıştık. Hızlandınlmış çarpık kentleşme yapı sektörünü de hızla çarpıtmıştı. Dolayısıyla 1999'dakı 7.4'lük Kocaelı depreminde yıkılan binlerce yapının altından 18 bin ölü çıkarmamız bir rastlantı değildi. Uzman- lar aynı şiddette bir depremin 40 yılda 10 kat büyü- yen Istanbul'da on binlerce yapının yıkımı ve yüz binlerce insanın ölümüyle sonuçlanacağını söylü- yorlardı. Konya'daki Zümrüt Apartmanı ise hızlan- dırılmış yapılaşmada bir yapının çökmek için ille de bir deprem beklemesine gerek olmadığının bir ka- nıtıydı yalnızca. • • • Hızlandınlmış hayatımızda, hayatımızın hızına ayak uyduramayacağını düşünerek son 50 yılda de- mıryollanmız için kılımızı hiç kıpırdatmamıştık. Kam- yonlar, otobüsler, otomobiller için yol açıp üzerleri- ne asfalt, beton döküyor, bunu da uygarlık sanıyor- duk. Bu sanı bizı son 30 yıl içinde karayolu taşıma- cılığında kamyon ve otobüs sayımızla Avrupa'da ilk sıraya oturtmuştu. Avrupa'da bir trenin bir seferde taşıdığı yolcuyu ve yükü biz 40 otobüs ve 60 kam- yonlataşıyorduko delikli, çukurlu, tepecikli karayol- larımızda, arkamızda hurdalar ve ölüler bırakarak. Akıldışı bir yöntem olduğu kesindi, ama bizim far- kımız bıraz da bu akıldışılığımızdan geliyordu. Baktık ki böyle olmayacak, trenlerimızi de hızlan- dıralım dedik. Kafamızaşimendiferci şapkası takıp, elimize de ışıklı işaret tabelası alıp hızlandırdık ilk tre- ni. Sonuç 37 ölü ve 83 yaralı oldu. Suç makiniste yüklendi: 80 km. yerine 118 km. ile girmişti viraja! • • • Hayatı hızlandırmak adına her alanda ölü veriyor, sapır sapır dökülüyorduk. Her şey o kadar akıldışı ve akıldışı olduğu kadar da acımasızdı ki... Yapıla- rımız kafamıza çöküyor, kamyonlanmız, otobüsle- rimiz, otomobillerimiz tarafından öldürülüyorduk.. Şimdi de sıra tren ölümlerine gelmişti. Şaşılacak bir durum yoktu aslında, ama yine de şaşınyordu in- san akıldışılığın bu derecesine. (e-posta: dkavukcuogluc superonline.com) (Faks:0212-72384 97) BULMACA SEDAT YAŞAYAJS' 1 2 3 4 SOLDANSAĞA: 1/ Halk dilın- de ayrana ve- rilen ad. 2/ Serbest mes- lek adamlan- ru içinde top- layan resmi birlik... Halk edebiyatına özgü. sekizlı hece ölçüsüy- le yazılan bir 9 şiir türü. 3/ Verim. 4/Mevlevi ta- rikatında çile doldur- muş olan dervişlere verilenad...Birrenk. 5/ Ekvator bölgele- 4 rinde yetişen bir meyve ağacı... Üstü kapalı olarak anlat- ma. 6/ Savaş... Hatay 8 yöresine özgü, buğ- 9 day ve etle yapılan bir yemek. II Şarkı. türkü. Mikroskop camı... Eski Mısır'da güneş tannsı. 8/ ABD"nin bir eyaleti. 9/ Ehemmiyet... Çok gol yi- yen kaleciler ve takımlar için kullanılan sözcük. YUKAREDAN AŞAĞIYA: 1/Yeniçeri bölük komutanlanna verilen ad. 2/Kadast- ro haritalannda parseller topluluğu... Cnlü bir Roma imparatoru. 3/ Dört tekerlekli ve üstü açık bir at ara- bası... Bir nota. 4/ Matemarikte. en az bir değişken içeren ve bu değişkenlerin ancak belirli değerleri için gerçeklenen eşitlik. 5/Kahramanmaraş yöresine öz- gü, nişasta ve pekmezle yapılan bir tatlı... Gümüşün simgesi. 6/ "Ey benim dev —'sinde cüceler emziren acayip memleketim" (B.R. Eyuboğlu)... Malezya halkına özgü bir tür delilik. II Gözleri görmeyen... Uğraş... Japon lirik dramı. ^Anadolu'nun güneyde- kı en uç noktası olan burun. 9/Boru sesi... Uzun bo- yunlu ve kulpsuz küçük rakı sürahisi. Pasomu ve öğrenci kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür. SERPtL ERDİR
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear