Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
28 TgMMUZ 2004 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
17
S
m3
E
«0
Ae kural.
n&fren:
Atfana
hızlı tren!
Bekfrorac posta: 0enizson1vcumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- THVde de tehlike
çanlan çalıyormuş...
"Istikbal seriattadır!"
MantıkAyşe Meral: "Her
icraatını
hızlandhnlmış tren
mantığı ile yürüten
A K P hükümeti,
AnKara-lstanbul trenini
raydan çıkardığı gibi,
laik cumhuriyet' de
temel rotasından
saptırıp, ABD ve AB'nin
çizdiği rotada ülkeyi
söm ürgeleştirmeye
doğpru hızla
götürmektedir. AKP
hükümeti, hızlandınlmış
trendir. Ülkenin
sömürgeleşmesi, kader
ve takdiri ilahi değildir
ama AKP'nin üstlendiği
bir iştir."
Makyaj
_ Göksel Kaya:
7 "AKP'nin
hızlandınlmış treni,
lOOyaşındakibir
kadını makyajla 18'lik
taze diye yutturma
çabasına benzedi. Ama
oyunun sonu acı bitti."
Nükleer
Recep Tayyip, şimdi de
"hızlandınlmış nükleer
santral" kararı veriyor.
Anlaşılan hızını alamadı
ve birkaç vagonu değil
bütün katarı gözden
_ çıkarttı. Allah'ın izni
« f f ) ile ulusal faciaya
y^ gidiyoruz!
nkara'da sanayici bir müvekkilinin Gümrük
Birliği'nden doğan zararlarının tazminı için
Lüksemburg'daki Avaıpa llk Derece Mahke-
mesi'ne yaptığı başvuru kabul edilip sözlü
yargılama aşamasına gelen avukat Selim Sarıibrahi-
moğlu, "AB'de serbest dolaşım"ın kazanılmış bir hak
olduğunu anlatıyor:
"1984'te Türkiye'den turist vizesı ve pasaportuna
düşülen 'çalışamayacağı, yerfeşemeyeceğT şeıtıiyle
Ingiltere'ye giden Abdülnasr Savaş isimli bir Türk va-
tandaşının AB'nin uygulamak istediğı vıze engeli ne-
deniyle Lüksemburg'da bulunan Adalet Divanı'nda ka-
zandığı bir dava var. Savaş ailesi hakkında Ingiltere'de
yerieştiklerı ve çalıştıkları gerekçesiyle sınır dışı edilme
kararı verılmiştir. Savaş ailesi konuyu Adalet Divanı'na
taşımış; Divan, Savaş ailesi lehine karar vermiştir.
Adalet Divanı kararına dayanak mevzuat ise temeli-
ni AB'nin kuruluşundaki 1957 tarihli Roma Anlaşma-
sı'ndan almakta ve 1963 tarihli Ankara Anlaşması ile
Vizesiz AB
1970 tarihli Katma Protokol'den Ortaklık Konseyi ka-
rarlarına kadar uzanmaktadır. Roma Anlaşması'yla
AB'nin amacı malların ve işgücünün serbest dolaşımı,
eşit muamele prensiplerinde işleyen bir pazar oluştur-
maktır. Serbest dolaşım amacının gerçekleşmesi için
1970'de, Brüksel'de yürürlüğe konan Katma Proto-
kol'e zaman sınırlaması eklenmiştır. Buna göre, daha
önce bahsedilen 'Serbest Dolaşım Hakkı' 1976'dan
başlayarak üç safhada 1986'ya kadar gerçekleştiril-
miştir. Ama bırincı ve ikinci safhada Türkiye'nin üçün-
cü ülke statüsü ortadan kaldırılmamış ve vize engelle-
meleri nedeniyle serbest dolaşımın önüne ket vurul-
muştur. AB aynca Katma Protokol'ün 41. maddesine
de 'Akit taraflar, aralarında, yerleşme hakkı ve hizmet-
lerin serbest edimine yeni kısıtlamaJar koymaktan sa-
kınırlar' hükmü getirmiştir.
Divan da bu nedenle Savaş kararında Katma Proto-
kol'ün 41. maddesi ve diğer anlaşmalar uyarınca ser-
best dolaşım ilkesinin bağlayıcı olduğu ve hiçbir ülke
tarafından da bu hakkın kötüleştirilemeyeceği sonucu-
na varmıştır. Buna göre Türk işgücü için bir kazanılmış
hak mevcuttur ve üye ülkelerin kendı iç düzenlemesi
gibi görünen vize uygulaması AB mevzuatına aykjrıdır.
Tüm bu tesprtlerimiz sonucu birçok sanayi ve tica-
ret odasına vizesiz serbest dolaşım hakkı için AB ku-
rumları nezdinde başvuru önerisi götürdük ve bu öne-
rimız sadece Ankara Ticaret Odası tarafından kabul
edildi. Bu çerçevede ATO üyeleri adına "Vizesiz Avru-
pa' çalışmalarına başladık. Oysa bugün 'Avrupa Birli-
ği'ne şartlı evet' söz konusu olmaktadır. 'Şartlı evet'in
içerıği Türkiye tarafından kazanılmış haklann ertelen-
mesi ve ötelenmesidir. Ancak hükümetçe AB'ye 'şart-
lı evet' kabul edilse bile Türk hizmet sektörünün kaza-
nılmış hakkı bundan etkilenmeyecektir."
SESSÎZSEDASIZ(!) Büyük medyadaki pişmanlık duyguları
41 yıllık Cumhuriyet okuru, Bandır-
ma'dan Aslan Çeker diyor ki: "Tren ka-
zasında yaşanan acılann alaya alırcası-
na 'Her şey Allah'tan' diye değeriendi-
rilmesi büyük gazete Hürriyet'in ba-
şındaki Ertuğrul Özkök'ü rahatsız
etmiş anlaşılan...
1950'lerin Demokrat Parti ile Za-
fer gazetesı, 1960'lann Adalet Parti-
si ile Son Havadis gazetesi ve 2000'le-
rin AKP ile Vakit ve Yeni Şafak gazete-
len ilişkilerini anlamak mümkün. Siya-
sal gücün borazanlığı. Ama içınde, ger-
çekten Türkiye Cumhuriyeti'nın temel
değerterine inanan kadroların bulundu-
ğu medyanın şakşakçılığını, nedenleri-
ni bilmekle birîikte, anlamakta zorianı-
yoruz. Amaçlanna ulaşabilme adına,
cumhuriyeti sahiplenen her kesimle
kavgalı bu iktidara arka çıkanlar, kad-
rolaşmaya seslenni çıkarmayanlar, şım-
di özeleştıri yapma gereği duyuyorlar.
Bunlardan biri de Ertuğrul özkök.
Belli görevlere gelenlerin kadrolannı
oluştunnalannı savunan özkök, bunun,
'sadece arkadaşlık, dava arkadaşlığı,
aynı cami cemaatine mensup olmak gi-
bi subjektif yakınlıklara bağlı olması-
nın sakıncalarına inandım şimdi bu
kazaya bakınca. Keşke bu düşünce-
lerimi daha önce yazsaydım diye ha-
yıflanıyorum' diyor. Günaydın! Görmez-
den geldiğiniz bir başka gerçek de şu:
O kafa cumhuriyet ve demokrasinin
mezar kazıcılığını da yapıyor. Günün bi-
rinde bu konudaki pişmanlık duygula-
nnızı bileyazamayacaksınız!"
Yüksek Yerilim Hatta
Ahlaksızlık diz boyu . Bu toplum
benı haya kınklığına uğratıyor!
erdincutku. • yahoo.com
ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKİNCÎ
Yaşasm Modalılar...
Vaktiyle Istanbul'un semtle-
ri arasında "gjdilen"lerin ayn
bir yeri vardı... Eyüp, Beykoz.
Adalargibi...
Buralara sadece "gjdffirdi"
ve sadece gidilmiş olmak bile
kenti doyasıya yaşamaya bedel-
dı..
Aynı semtlerden biri de Mo-
da'ydı... Artık sadece eski fo-
toğraflarda kalan "kadınlar pla-
jı" bir yana, bugün bile orayı
hâlâ gidilen kılan "Moda don-
durması"na kavuşmak ne kadar
da keyifli bir avncahktı...
Şımdilerde Moda'ya bir de
•*tarihi iskdesinde" balık yemek
ıçingıdihyor... Heleyanındabe-
yaz şaraba ve sakin bir sohbete
de zaman ayırabılirseniz, sizin
için Moda "dönülmek istenme-
yerTbıle olabiliyor...
Tetih Projesi'...
Işte bu semtin üstüne, geçen
yıl bir "kâbus" çöktü...
İstanbul Büyükşehir Beledi-
yesı'mn, "Fetfıin550. YıMönü-
miT nedeniyle ilan ettiğı "550
projeden" biri de Moda'nın
~kenıiçi otoyol işgaliyle fethini"
hedetlemişti.
îstanbul'un özgün değerleri-
ni ve yaşam dengelerini "hızb
dınlar. uzmanlar, dernekler ve
Mimarlar Odası, semt sakini
mimar ve plancılann da katılı-
mıyla şimdi herkesi mutlu kı-
lan "zaferierine" tam bir daya-
nışma içinde kavuştular.
Moda yolunu ve köprüsünü,
önce Koruma Kurulu 3 Eylül
2003 tarih ve 6629 sayılı kara-
nyla durdurdu. Kurulun 10
Mart 2004 tarihli karannda
tt
al-
ternatif" olarakgösterdiği *tü-
nefle geçiş" de aslında tartışma-
lı olsa bile ilk yasal engel sağ-
lanmıştı...
Ardından yüksek yargı da
projenın "hukuka ve bilime ay-
kın" olduğunu saptayarak 2
Ekim 2003 tarihli idare mahke-
mesi karanyla tüm işlemleri ip-
tal etti.
Şimdi de tstanbul'un yeni
Büyükşehir Belediye Başkanı
Kadir Topbaş bu yolun "yanhş-
lığmı" açıkça ilan ediyor; "ya-
pümayacak" sözüyle "mimar-
iığuu" da kanıtlamış oluyor...
Böylece "Fethin 550. yıIT
projelerinin sayısı da maalesef
549'a düşmüş oluyor...
Şölenleıie kutlamalı
Aralarında üniversite hocala-
nnın da bulunduklan uzmanlar-
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak" turk.net
Bn d^ariıhk olmasavdı, "semt sakini*" de olamavacaklardL-
otonubil ulaşımı" aşkına yıllar-
dır gczden çıkartan anlayışın bu
kez letih ruhu" taşıyan proje-
si M.ıda'yı gidilen değil, içın-
den "durmadan geçüen" bir ka-
rayol: semtine dönüştürecekti...
Prcjenin resimleri Yoğurtçu
Parkı nın önüne asıldığında, ak-
lı saşnda herkesi bir korku sar-
dı Sczde Kadıköy-Fenerbahçe
ulaşınını rahatlatma adına
panlınan "transit yol" Moda
sahilni yok etmekie kalmaya-
cak. rarkın ve derenin üzerin-
den ct kocaman bir "asma köp-
ri* ie karşıya bağlanacaktı...
Semıhalkıa\akta
Be;dıyenin, üstelik adını da
"Müıir Nurettin Selçuk Köp-
risü'koyarak istanbul sevdalı-
sıbir^estecınin kemiklerini bi-
U sızatacak aymazlıkla "inşa-
ama" başladığı projeye Moda-
lıar Lyan ettiler.
Toflantılar gösterilere dönüş-
tv. tcolu imzalı dılekçeler ör-
n de aracı oldu; ay-
la 10 Temmuz 2004 günü Mo-
da'da toplantı yapan Başkan
Topbaş, yol ve köprü projesi-
nin, semti ezmesinin yam sıra
"trafiğideçözniCTeceğini'' söy-
ledi. Topbaş, işte bunu durduran
Modalılan tüm istanbul adına
kutlamalı...
Hem de bunu, belki de Moda
burnundaki kıyı parkında dü-
zenlenecek büyük bir şölenle
yapmalı, semtlerine sahip çı-
kanlarla sabaha kadar eğlenme-
li...
Çünkü artık Istanbul'un böy-
lesi heyecanlara, bayramlara,
kutlamalara ihtiyacı var. Kent-
lerini ve kendilerini "birfikte"
sevip koruyanlann, hani o dur-
madan merak edilen "gerçekls-
tanbullu" olduklanru kutsamak
kadar "umudanmızıbileyecek''
başka ne olabilir ki?
Evet... Modalılara, tüm tstan-
bullular teşekkür etmeli. Semt-
lerinin hâlâ "gidflen" yerolarak
kalmasını da sağladıklan için...
oekinci r' cumhuriyetcom.tr
H A n ö l SEMIH POROY
1 r*^ *^
semihporoyCn yahoo.com
BULUT BEBEK MRAYÇÎFTÇİ bulutbebek'i hotmail.com
HAYAT EPÎK TİYATROSL MLSTAFA BtwL\
KRIZ YUZUNDEN
BO5ANMALAR r
^r
^'^^TÖAVALI EKONOMIK
I I 1 1 i I I I I i 1 i ; ı i ı ı ı ı ı ı ı ı ı
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 28 Temmuz tcutcmumtaz-arikan.com
KAMU OYU YOKLAMAS/
1984 'TB BUGÜU, ÜNLÜ At&* şrrgMAa
6ALLUP(GetUP') , 82-
Ûucesi\/D£ G£gÇ£t
WS777VT£ OF PUBLIC OP/AI/oM*(AlPÖ) ADU
ICUIZUUJŞLA, ÇeŞİTt-İ fCONULAR. VE SO/Si/M-
LAR ÜZBRjhlOe HAUUN PÜfÜA/CBS/A//,£g/U-
y?l'M ÖĞfZ£NER.eK YAY/kJ oR.GAKJLAG.INA
VBRMSYİ DBUeDi. &AŞARIU OLUUCA,
MALAR) GEMişt-erri. GEsjeaJfajE' p
SOSyAL VE EKOUOUİK £OU(jLAe.
YOĞUNLAÇAU AgAÇT/eMALA£.,AgD 'De lOO'ü
AŞKIN GAZETEOE YAVIMIANDI. KBMDİ Ap/y.
LA DA AAI/LAU EhlSTİTÜ, GİDEEBK ELLİ
ÜUİBPE ETKİNLİIC. GâSTEIZAAEyE &AŞI/İYAUIZ-
TIR...
PANO
DENİZ KAVUKÇUOĞLU
Hayatı Hızlandırmak
Pamukova'da raydan çıkıp 37 cana mal olan hız-
landınlmış trenin sağa sola devrilmiş vagonları ben-
de nedense başka tren kazalarını değil de bir süre
önce çöken, çökerken de onlarca insanın canını
alan Konya'daki Zümrüt Apartmanı'nın moloz yığı-
nınadönüşmüşgörüntülerini çağrıştırmıştı. Dünya-
nın birçok yerinde tren kazaları oluyordu ama bizim-
kinin farklı bir yanı vardı ve bu yanıyla öbür tren ka-
zalanndan aynlıyordu, Zümrüt Apartmanı'nın çökü-
şünün de başka apartman çöküşlerinden farklı bir
yanı olduğu gibi.
Karayollarının asfaltları, beton yüzeyleri başka ül-
kelerde de eskiyor, bozuluyordu. Ama bizim yolla-
rımızın delik deşik görüntüleri, çukurları, tepecikle-
ri çok farklıydı o başka ülkelerin yollannda da olu-
şan deliklerden, çukurlardan, tepeciklerden. Trafik
kazalarında dünyada ilk sıralarda yer almamızın bir
nedeni de başka yerlerdekinden farklı olan yolları-
mızdaki o delikler, çukurlar, tepeciklerdi. O delikli,
çukurlu, tepecikli yollarda kamyon, otobüs, otomo-
bil kullanan sürücülerimiz de farklıydı bizim. Sürü-
cülerimizın farklılığı, yollarımızın farklılığıyla üst üs-
te gelınce karayollarımız kan ve dehşet denızine
dönüşüyordu.
• • •
Biz, ne yazık ki yaşadığımız çağı geç yakalamış
insaniardık. Ama daha hâlâ birçok eksiğimiz, gedi-
ğimiz vardt. Bunlan görüyor, bir an önce tamamla-
mak, kapatmak istıyorduk. Hayatımızı hızlandırmak
kaygımız da bundan kaynaklanıyordu. Fakat hep
yanlış yerden başlıyorduk hayatımızı hızlandırmaya.
ömeğin, köylülükten kurtulmayı köylüleri kentlere
taşımak sanmış, kentlerimizi köyleştırirken köylerı-
mizi de yaşanan çağdan büsbütün koparmıştık. Oy-
sa ışin doğrusu köyleri kentleştırerek, köylülerin ya-
şam düzeylerini yükselterek göçü önlemek, kentle-
rı de kendi doğal gelişmeleri içinde sanayi ve hiz-
met ağırlıklı çağdaş biryapıya kavuşturmaktı. Bu se-
çenek uzun ve çok çaba isteyen bir yol olduğundan
hiç oralı olmamış, yapılan önerılere hiç kulak asma-
mıştık.
Hızlandınlmış çarpık kentleşme yapı sektörünü
de hızla çarpıtmıştı. Dolayısıyla 1999'dakı 7.4'lük
Kocaelı depreminde yıkılan binlerce yapının altından
18 bin ölü çıkarmamız bir rastlantı değildi. Uzman-
lar aynı şiddette bir depremin 40 yılda 10 kat büyü-
yen Istanbul'da on binlerce yapının yıkımı ve yüz
binlerce insanın ölümüyle sonuçlanacağını söylü-
yorlardı. Konya'daki Zümrüt Apartmanı ise hızlan-
dırılmış yapılaşmada bir yapının çökmek için ille de
bir deprem beklemesine gerek olmadığının bir ka-
nıtıydı yalnızca.
• • •
Hızlandınlmış hayatımızda, hayatımızın hızına
ayak uyduramayacağını düşünerek son 50 yılda de-
mıryollanmız için kılımızı hiç kıpırdatmamıştık. Kam-
yonlar, otobüsler, otomobiller için yol açıp üzerleri-
ne asfalt, beton döküyor, bunu da uygarlık sanıyor-
duk. Bu sanı bizı son 30 yıl içinde karayolu taşıma-
cılığında kamyon ve otobüs sayımızla Avrupa'da ilk
sıraya oturtmuştu. Avrupa'da bir trenin bir seferde
taşıdığı yolcuyu ve yükü biz 40 otobüs ve 60 kam-
yonlataşıyorduko delikli, çukurlu, tepecikli karayol-
larımızda, arkamızda hurdalar ve ölüler bırakarak.
Akıldışı bir yöntem olduğu kesindi, ama bizim far-
kımız bıraz da bu akıldışılığımızdan geliyordu.
Baktık ki böyle olmayacak, trenlerimızi de hızlan-
dıralım dedik. Kafamızaşimendiferci şapkası takıp,
elimize de ışıklı işaret tabelası alıp hızlandırdık ilk tre-
ni. Sonuç 37 ölü ve 83 yaralı oldu. Suç makiniste
yüklendi: 80 km. yerine 118 km. ile girmişti viraja!
• • •
Hayatı hızlandırmak adına her alanda ölü veriyor,
sapır sapır dökülüyorduk. Her şey o kadar akıldışı
ve akıldışı olduğu kadar da acımasızdı ki... Yapıla-
rımız kafamıza çöküyor, kamyonlanmız, otobüsle-
rimiz, otomobillerimiz tarafından öldürülüyorduk..
Şimdi de sıra tren ölümlerine gelmişti. Şaşılacak bir
durum yoktu aslında, ama yine de şaşınyordu in-
san akıldışılığın bu derecesine.
(e-posta: dkavukcuogluc superonline.com)
(Faks:0212-72384 97)
BULMACA SEDAT YAŞAYAJS'
1 2 3 4
SOLDANSAĞA:
1/ Halk dilın-
de ayrana ve-
rilen ad. 2/
Serbest mes-
lek adamlan-
ru içinde top-
layan resmi
birlik... Halk
edebiyatına
özgü. sekizlı
hece ölçüsüy-
le yazılan bir 9
şiir türü. 3/
Verim. 4/Mevlevi ta-
rikatında çile doldur-
muş olan dervişlere
verilenad...Birrenk.
5/ Ekvator bölgele- 4
rinde yetişen bir
meyve ağacı... Üstü
kapalı olarak anlat-
ma. 6/ Savaş... Hatay 8
yöresine özgü, buğ- 9
day ve etle yapılan bir yemek. II Şarkı. türkü.
Mikroskop camı... Eski Mısır'da güneş tannsı. 8/
ABD"nin bir eyaleti. 9/ Ehemmiyet... Çok gol yi-
yen kaleciler ve takımlar için kullanılan sözcük.
YUKAREDAN AŞAĞIYA:
1/Yeniçeri bölük komutanlanna verilen ad. 2/Kadast-
ro haritalannda parseller topluluğu... Cnlü bir Roma
imparatoru. 3/ Dört tekerlekli ve üstü açık bir at ara-
bası... Bir nota. 4/ Matemarikte. en az bir değişken
içeren ve bu değişkenlerin ancak belirli değerleri için
gerçeklenen eşitlik. 5/Kahramanmaraş yöresine öz-
gü, nişasta ve pekmezle yapılan bir tatlı... Gümüşün
simgesi. 6/ "Ey benim dev —'sinde cüceler emziren
acayip memleketim" (B.R. Eyuboğlu)... Malezya
halkına özgü bir tür delilik. II Gözleri görmeyen...
Uğraş... Japon lirik dramı. ^Anadolu'nun güneyde-
kı en uç noktası olan burun. 9/Boru sesi... Uzun bo-
yunlu ve kulpsuz küçük rakı sürahisi.
Pasomu ve öğrenci kimliğimi kaybettim.
Hükümsüzdür.
SERPtL ERDİR