25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyef SPOR gASKETBOL Efes'in Kaptanı Ömer, 4 sezondur hep Ülker'le final oynadıklarını ve sıkıldıklarını söylüyor Basketbola rekabet gelsin Efes Pilsen'le küçük takımlarda başlayan serüveni 12 yıldır devam eden ömer Onan, geçen sezon ortasında Asvel'den teklif almasına karşın kabul etmedi. Onan, "Istediğim süreyi alamasam da kaptan olarak bırakıp gitmek bana yakışmazdı. O yüzden değerlendir- medim" diyor. ESRA PEKER S on yıllann klasiği Efes Pilsen- Ülker finali. Şampiyon yine bu iki takımdan biri olacak. Şüphesiz iki ekibin karşılaşması da bas- ketbolseverlere en çok zevk veren mü- cadele. İki ekipten Efes 1995-1996 se- zonundan berifinaloynuyor ve son iki yıl- dır lig şampiyonluğunu elınden bırakmı- yor. Lacivert-Beyazlılar'da 12 yıldır for- ma giyen kaptan Ömer Onan, üst üste üçünçü kez kupayı almak ıstediklerini belirtiyor. Ancak kaptan rekabetin alt se- viyelerde olmasından da şikayetçi. - Artık son birkaç yıldır klasik ol- du. Efes-Ülker finali. Siz memnun mu- sunuz bundan? 4 sezondur hep aynı şey oluyor. Ül- ker'le final oynuyoruz. Aslında bu bizim çok da hoşumuza giden bir şey değil. Ligde rekabet ortamının daha yüksek ol- ması gerek. En az 4-5 takım şampiyon- luğa oynadığı zaman, bence daha kali- teli vezevkli mücadeleler olacak. Bu du- rumda finali beklenen sonuç olarak nite- lendirebiliriz. Herzaman Cumhurbaşkan- lığı ve Türkiye Kupası'nda, play-offlarda yaşanan durum. Çok iyi mücadeleler ola- cağını düşünüyorum. Her iki takım Euro- league seviyesinde ve güçlü ekıpler. - Seyirciye en çok zevk veren mücadeleler Efes-Ülker maçlarında oluyor. Diğer takımlarla kıyasladığı- nızda bu dengesizliği neye bağlryor- sunuz? Efes ile Ülker'in yaptığı yatırımlar- la diğer takımlar arasında çok büyük fark var. Bu da yabancı ve Türk oyun- culann kalrtesine yansıyor. Sonuçta bel- ki Beşiktaş, Ülker ile yarı finali oynuyor. Ama maçlannı farklı kazanıyor. Karşılaş- ma sonuçlanna bakılırsa, bir dengesız- lik olduğu görülüyor. Bence sponsorlar ve müesseseler daha çok sahip çıkar- larsa, heyecan artacaktır. - ŞÖyle de bir çelişki var. Böyle mücadeleye karşın salonlar boş. Evet. Üç Büyüklerin önemli taraf- tar desteği var. Pınar Karşıyaka'nın da öyle bir taraftarı var ki mükemmel des- tekliyorlar takımlannı. Ve rakip olarak si- zi çok zorluyorlar. Öyle bir atmosfer ya- ratıyorlar ki takımlan bizimle aynı düzeyde olmasa bile, o destekle üst seviyeye çı- kıyorlar. Böyle ekiplere daha iyı kadro ku- rulduğu zaman şampiyon olmamalarına neden yok. Çünkü Üç Büyükler ve Pı- nar Karşıyaka gibi takımların seyircileri hazır. - Sizin taraftarınız oyuncu ola- rak tatmin ediyor mu? Açıkçası tatmin etmiyor. Çünkü ku- lüp takımlan olmadığımızvelstanbul'da olduğumuz için seyircimiz yok. Tabii ki basketbolseverlerAvrupa maçlannı sey- retmeye geliyorlar. Ama örneğin Fener- bahçe veya Pınar Karşıyaka'ya karşı bi- zi desteklemeye gelenlerin sayısı çok az. Efes-Ülker serilerine ise basketbolu seven, gerçek taraftarlar geliyor. - Şampiyonluğa kim yakın? Hedeflenmiz de her zaman şampi- yonluk var. Ama bu yıl Cumhurbaşkan- YETERLİ SÜRE ALAMIYORUM / stediğim dakikayı alamıyorum. Çünkü iki tane yabancı forvet var yerime oynayan. Bu da bende moral bozukluğuna neden oluyor. Ben oynamaya alışkınım. Kendinizi biliyorsunuz ve neler yapabileceğinizi biliyorlar. Ama dakika alamadığınız zaman bunların hiçbirini gerçekleştiremiyorsunuz. Bu sadece benı değil pek çok oyuncuyu etkiliyor. Sonuçta dört tane yabancı sistemi olduğu sürece oyuncu yetişmesi çok zor. Ülker ve Efes, Avrupa'da mücadele ediyor diye dört yabancı oluyor. Ama diğer takımlarda çok büyük dezavantaj bunlar. Şu anda Türkiye'deki en büyük rahatsızlık, yetişen bütün oyuncular görev adamı. Bir şeyler verebilecek oyuncu yetişmiyor. Çünkü hep dört yabancı topların yüzde 80'ini kullanıyor, skoru yükleniyor. Bence bunun çözüimesi gerek. lığı ve Türkiye Kupası'nı kaybettik. Tabii ki lig şampiyonluğu çok daha büyük bir hedef. Ve biz bir kupa daha kaybetmek istemiyoruz. Bunun için çok iyi hazırlan- dık. Çok iyi takımtz. Geçen yıl 3-1 öne geç- tik. Herkes bitti, formalite maçına çıkıyor- lar demişti. Ama müthiş seri oldu. Yani önceden ne olacağını bilmek çok zor. 1 - 0 başlanz, 4-0'da bıtebılir. Ya da 3-3 olup son maçada kalabılır. Herzamanki oyu- numuzu oynarsak mutlu sona ulaşınz. Spor hastalığına tutulan Prof. Dr. Uslu, bilinçlenme ve eğitimin şart olduğunu belirtti Sporcu sağlığındasınıfta kalırız Prof. Dr. Uslu, spor hekimliğinin üstadı. (Veysel Balkaya) VEYSEL BALKAYA S por hastası olan Burhan Uslu, spordakı hastalan için muayeneha- nesine kilit vuracak kadar gözü ka- ra bir spor hekimi. Ülkemizde "spor hekimliği" kavramınının yerleşmesine öncülük yapan Us- lu, kendini sporculara ve kulüplere adamış. Spor hekimliği, spora bağlı olarak ortaya çıkan ya- ralanmalar ve onların engellenmesi, teşhisi ve tedavisi ile ilgilenen tıp dalı. Sporun geçmiş çok eskilere dayansa da spor hekimliğinin gelişme- si ancak 20. yüzyılın başlarına rastlıyor. Uslu da yaklaşık 20 yıldır bu alanda çalışmalar yapıyor. Sakatlıklann kimi zaman anlıkyaşananlardan do- layı ancak büyük bir çoğunlukla da bilinçsizlik- ten ve eğitimsizlikten kaynaklandığını söylüyor Prof.Dr. Burhan Uslu. "Sporcu sağlığı konu- sunda sınıfta kalınz" diyen Uslu ile konuştuk. - Sporcularımız sağlık konusunda ne kadar bilinçli? Sporcularımızın sağlığına dikkat ettiğini söyleyemeyiz. Ama bunu söylerken de sade- ce bir kaç profesyonel kulübü değil, tüm ülke genelini düşünmek gerek. Bugün birinci lig ta- kımlarına bile baktığımızda çoğunda sporcu sağlığına yönelik yeterli girişim, çaba ve harca- ma yok. Sporcu sakatlandığı zaman "Ben onu tanıdık bir doktora götürürüm, tedaviettiririm" deniliyor. Aslında koruyucu hekimlikle başlıyor iş. Öncelikle sporcunun sakatlanmaması için ça- lışılmalı. Bunun için de koruyucu hekimliğe önem verilmeli. Ve bütçe ayırılmalı. Idarecilerin, takımda çalışanların ve sporculann eğitilerek hazırlanması gerek. O zaman sporcu sağlığına dikkat ediliyor diyebiliriz. Ülke genelinde çok ek- siğimiz olduğu için, bu konuda sınıfta kalırız. - Bütçenin önemi nedir? Sporcularla konuşuyoruz. "Niye sakatlan- dın, sakatlandığın zaman bilir misin, öncesin- de veya sonrasında neyapmangerekir..."gi- bi sorular soruyoruz. Sakatlığının nedenlerini bilmeyenler var. Kulüplerin bile bu konuda ye- tersız olduğunu görüyoruz. Beslenmesi yeterli mi, kendine nasıl bakmalı, ne kadar uyuması ge- rekiyor, hangi tür kaloriyle beslenmeli, yeterli ısın- ma yapmadığında hangi adaleleri sakatlanır, hangi tür ayakkabı giymeli... Bunların hepsi ya- pılan eğitimle birlikte bütçeyi de gerektiriyor. Olanakları olan kulüpler bu konuda daha çok çaba sarfedebiliyor. - Ne tür yaklaşımlar nedeniyle kaybe- diyoruz? Bu konuda eğitim şart. Sakatlanırsa, dok- tora götürürüm geçer denildiği sürece bu iş ol- maz. Türkıye'de her kulüpte bir masör var. Ama bunlar nasıl yetişiyor. Bu da ayn bir sorun. 15 günlük kurslarla masör olunuyor. Ve herşey temsil ediliyor, her şeyi bildiği zannediliyor. Sadece tesisle olmaz - Ülkemizde bu konuda dört dörtlük bir kulüp var mı? Tesis olması o kulübün yeterliliği anlamı- na gelmiyor. Tesisin yanında, idareciler ve di- ğer meslek gruplarının yeterli olması başarıyı önemli ölçüde etkiliyor. Örneğin üç büyüklerin dışında Kocaeli, Gençlerbiriiği, Ankaraspor'un yeterli tesisleri ve ciddi anlamda çalışma yapan idareceleri var. - Bugüne kadar hangi kulüplerde gö- rev yaptınız? Resmi anlaşmalı olarak Galatasaray, Efes, Ülkerve Ulusal Basketbol Takımı ile çalıştım. Gay- riresmi olarak Türkiye'nin hemen hemen bütün futbol, basketbol, voleybol, binicilik, yüzme gi- bi kulüplerinde görev yaptım. - Sağlığa dikkat etme açısından fut- bolcu ile basketbolcu arasında fark var mı? Hayır. Ama her sporcuyu neye dikkat et- mesi konusunda eğiteceksiniz. Ondan sonra ken- di sporunave koruyucu hekimlik konusuna dik- kat etmek gerekir. Kramponlar, basketbol ayak- kabıları, raketler, giysiler... Bunlar değişenşey- ler. Ve eğitim sırasında anlatılması garekiyor. - Türk oyuncularla yabancı oyuncula- n karşılaştınrsak... Eğitilmiş sporcular arasında fark olmuyor. Galatasaraylı olduğum için biliyorum. Bugün Bülent Korkmaz tam bir profesyonel. Sade- ce kulübün antrenörünün veya idarecisinin ya- pacağı programı değil de kendisi için ne gerek- liyse onları da ekleyen bir sporcu. Durhan Uslu, Hacettepe Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra Eskişehir Anadolu Üniversitesi Ortopedi Bölümü kurucuları arasında yeraldı. Uslu, diz ve ayak bileği artroskopileri ile spor hekimliğinde deneyimleri yüksek olan bir ortopedi profesörü. 1984-1985 yıllan arasında Ingiltere'de Cambridge ve Leeds de artroskopi konusunda çalışmalarda bulundu. Yaptığı bilimsel ve deneysel çalışmalar sonrası 1984 yılında TÜBİTAK teşvik ödülüne layık görüldü. 1989 yılından sonra Istanbul'a gelen Dr. Uslu çalışmalarına serbest hekim olarak devam etti. s.apaydin® superonline.com Akılda Kalanlar Bir sezon daha final maçla- rıyla sona ermek üzere. 2003- 2004 sezonun başlaması ile bir- likte herkes Efes Pilsen-Ülkers- porfinali ile maçların sonuçlana- cağından geçmişteki yıllarda ol- duğu gibi emindi. Ve bu düşün- cede kimse yanılmadı. Bu da ül- kemizı Avrupa Ligi'nde tem- sil eden iki takımımızın deneyım ve kadrolanndakı derinlikten iyi kul- lanmalarıyla gerçekleşti. Sezona Cumhurbaşkanlığı Kupası'nı kazanarak başlayan ve Nisan ayında da Türkiye Kupası'nı kazanan Ülkerspor, sezonu kupa alamayan ve ümıdini şampiyon- luk kupasına odaklayan Efes Pıl- sen ile karşılaşıyor. Ülkerspor'da Ibrahim Kutluay'ın yan final ma- çında parmağının kınlması sonu- cu oynayamayacak olması ve Haluk Yıldınm'ın rahatsızlığı do- layısıyla kadroda yer alamaması Efes Pilsen'e avantaj sağlıyor. Efes Pilsen'in diğer avantajı ise se- riye 1 -0 önde başlaması. Bu du- rum da şampiyonluk ibresıni Efes Pilsen lehine döndürüyor. Bu sezon geçen yıllara gö- re Tuborg, Beşiktaş ve Karşıya- ka takımları sezon içinde Ülkers- por ve Efes Pilsen'e kafa tutan ta- kımlar oldular. Özellikle Istanbul takımlan dışında iki Izmir takımı verdikleri mücadele ile büyük iş- ler başardılar. Bütçelerının kısıtlı olmasına karşın geldikleri nokta, Izmir basketbolu için oldukça tat- minkâr oldu. Özellikle Tuborg takımı Gü- ney Kupası'nda kazandığı şampiyonluk ile Izmir'e yıllardan sonra kupa armağan ederek bü- yük başarı sağladı. Sezon içinde verdiği mücadele de Tuborg ta- kımının gelişimini gösteriyor ve ileriki yıllar için de umut vaade- diyor. Yapısal vetesis olarak yap- tıkları ilerlemeler de önümüzde- ki yıllarda zirve sinyalleri veriyor. Diğer Izmir takımı olan Karşıya- ka ise uzun yıllar sonra yarı final oynayarak seyircisine zevkli an- lar yaşatmayı başardı. Yıllardır mücadeleden uzak olan iki Izmir takımı play-off çeyrek finallerin- de de karşılaşarak Izmir'de bas- ketbol heyacanının tekrar yaşan- masını sağladılar. Yarı finallerde Efes Pilsen'e karşı verdikleri mü- cadele ile alkışı fazlasıyla haket- tiler. Bu iki güzide takımın başa- rıları Izmir basketbolunu tekrar zirveye çıkartmak için büyük atı- lım başlatacaktır. Önümüzdeki sezonda büşük işler başarmak için özerkliğe kavuşan basket- bolumuzla emin adımlarla ilerle- yeceklerdir. Bilgili etkiledi Beşiktaş ve Darüşşafaka ta- kımlarının verdikleri mücadele ve seyrettirdiklerı basketbol da ina- nılmazdı. Beşiktaş sezon içinde müthiş atılım yaptı ve ligi üçün- cü bitirirek sezona lige damgası- nıvurdu. Play-off zamanınadenk gelen Beşiktaş Başkanı Serdar Bilgili nin istifa kararından belli ki basketbolcular da kötü etki- lenmişlerdi. Hatta konsantrasyon eksiklikleri Darüşşafaka'ya karşı oynadıklan ilk maçtagörünüyor- du. Ancak seri 2-1 olduğundaıki karşılaşmada verdikleri varolma savaşı ve mücadeleleri övgüye değerdi. Serinin normal sonucu da zaten Beşiktaş'ın Daruşşafa- ka'yı elemesiydi. Siyah-Beyazlı- lar, bunu da oyuncuların kalitele- ri ile başardılar. Ülker serisinde durumu 2-1 'e getirip rakip saha- da verdikleri üçüncü maçta, di- rençlerinin Ülker'ce değil Faruk Beşok'un yaptığı akıl almaz ha- ta sonucunda kırılması elenme- lerine neden oldu ve final vizesi- ni alamadılar. Ancak bu yılki ba- şarılan özellikle Fenerbahçe ve Galatasaray takımlarına örnek olacaktır. Önümüzdeki sezon da 3 büyüklerdiye adlandınlan takım- lanmız özerklik yasasının çıkma- sıyla birlikte elde edecekleri spon- sorluk anlaşmaları ile daha iyi kadrolar ve hatta şampiyon ola- bilecek kadrolar kurabilecekler- dir. Uç büyüklerin iddalı olduğu bir lig her zaman basketbolumuzun daha yukarılara çıkmasını sağ- layacaktır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear