25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 2 HAZİRAN 2004 ÇARŞAMBA 14 KULTUR kuitur(Scumhuriyet.com.tr Oğlu Filinta Önal, ölümünün 13. yılmda babası ünlü şair Ahmed Arif'i anlattı ıınoneeNtHATAKKAYA ANKARA - "33 KurşuıTda geçer "Filin- ta" sözcüğü... Kısa, beş kurşunlu, Fransız ya- pımı bir tüfektir aslında... Ama oğluna bu is- mi koymasının nedeni bu anlamı değil Ahmed Arif in. Çünkü Filinta'nın bir anlamı daha var: Yakışıklı, uzun, selvi boylu delikanlıla- ra denir. Bu nedenle bu ismi seçmiş Anf. 40 yaşında evlat sahibi olmuş. Hem de istediği gibi bir evlat: Yakışıklı, uzun, selvi boylu bir delikanh: Filinta Önal Önal bize Ahmed Arif'ın 13. ölüm yıldö- nümünde babasını anlattı. "Benikiyaşımday- ken dışandan prim ödeyerek emekli olmuş babam. Annem o zamanlar çahşıyormuş. Ölü- miine kadar birlikte olduğum için arkadaş gi- biydim babamla" diyor Önal. Babasının genç- lik yıllannda yazdığı şiirleri, "Yürdıım Benim ŞahdamanırT adlı kitabında topladı. Hey- keltraş olan Önal babasının Diyarbakır'daki büstünü yapmış. Niyeti aslında bir anıt hey- kel yapmakmış. 40 yaşındaki babasının şiir yazarkenki gençhaliyleama... Veşiirlerinde- kı bazı imgelere yer vermeyi arzulamış: Pran- gaya ya da bir yeşil soğana... "Ama heykel ma- Byetli bir iş" diyor Önal. "Bronzdan dökümii ik sadece bir büstünü yapabildim*". Çağdaşlan Ahmed Arif i anlatırken hep öfkeli yanına vurgu yaparlar. Önal ise bunu şöyle anlatıyor: "Doğrudur. Ötkenydi babam... Haksıztağa karşıtahammülü yoktu. Hanidostunadost,düş- manına düşman diye bir söz vardır ya... İşte bu sözün hakkını veren bir insandı. Karakte- ri serttL Peki bu nerden geliyor? Yaşadıklann- dan tabii... Genç birini şiiryazdı diye içeri aüp işkenceden geçirirseniz böyle bir sertlik olur tabii kL..Ama bir çocukruhuna da sahipti ba- bam. Vbksa bu saf şiirleri nasıl yazardı ki... Ai- yazardınu babama sorduğumda bana pek bir şey de- memişti." lesinden ve dostlanndan bu ruhunu asla esir- gemedi." ŞHrl zlhnlnde bltlren namus lgçlsl Pek not tutmayan bir ozanmış Ahmed Arif. Şiınni önce zihninde bıtırir. sonra kâğıda dö- kermış... "Tam anlamryla içime sinmeden hal- kımın karşısına çıkarmam şiirimi" dermiş hep. "Peki, azmı yazıyordu yoksa?" diye sor- .arakteri sertti. Peki bu nereden geliyor? Yaşadıklanndan tabii... Genç birini şiir yazdı diye içeri atıp işkenceden geçirirseniz böyle bir sertlik olur tabii ki... Ama bir çocuk ruhuna da sahipti babam. Yoksa bu saf şiirleri nasıl yazardı ki... Ailesinden ve dostlanndan bu ruhunu asla esirgemedi. dukÖnal'a: "Aslında sürekli kafasırun içinde yazıyor- du. Sürekli meşgul oiuyordu şiirie. Ama bun- lan kaleme kâğıda pek aktarmıyordu. Çün- kü 'Daha birmedi, önce bir aklımda bitsin, on- dan sonra yazanm' derdi. Bir de şunu düşü- nüyorum hep: Gençtiğuuie yazdığı bazı şür- ler arkadaşlannın evinden çıkıyor ve sonra onlann başı belaya giriyor. Sadece kendisi de- ğil sevdikleri de acı çekiyor bu yüzden. Acaba bununla ilgili bir şey mi bibniyorum. Ama bu- İklnci kttabı lle birlikte öldü Ikinci şiir kitabını yazamadı Ahmed Arif bu nedenle. Bir hafta daha yaşasaydı kaleme ala- cak ve hatta yeni şiirlenni bir kasete söyleye- cekti ilkinde olduğu gibi. Önal, aslında anne- si ile birlikte çok ısrar efmiş yazması için Ah- med Arif'e... Filinta Önal sözlerini şöyle sür- dürüyor: "Onu tanryanJar bitir,çoğu şinieri aklınday- cb. Bir hafta daha yaşasaydı Istanbul'a gide- cek, hem kasete söyleyecek, hem de şiirlerini yayuıevi kaleme alacaktı. Hatta bir ara yaz demiştik annemle birlikte. Onlar sonra kale- me alır, biz birgörelim demiştik. 'Haftaya ya- zanm oğlum' dedi. Ama olnıadL Kalp krizi- nden öldü. İkinci kitap onun kafasında gitti. Ben de kütüphanelerdeıu elimizde ülanlardan bulabildiğim kadarryla yeni kitapta topladım onlan. Ashnda bir vefa borcuydu..." Odabaşrnın emefll... Ahmed Arif'in ilk kitabına yazdığı yazıdan sonra, ikinci kitabın çıkmasında da yardım- lan olmuş şair Ydmaz Odabaşı'nın Önal, " Yayınevini bulmamda o bana yardımcı oldu. Emeği çok büyük. İkinci bir kitap hazuiamak istiyorum dedinı. 'Bana da göster, ben de ba- kayım' dedi. Bir edebiyatçı gözü ile bakması- nm çokyaran okhı" diye konuştu. Önal, Ah- med Arif'in şiirlerini yabancı dillere de ka- zandırmak için uğraşıyor. Yıkurun DağyeH ile Almanca çevirisi yapılacak Ahmed Arif şi- irlerinin. Ingilizce ve Fransızca çevirileri için de çalışmalar sürûyor. Çukurova Üniversitesi'nin 13. Bahar Şenliği'nde 'Oğlu Işık Öğütçü gözüyle Orhan Kemal' konulu bir söyleşi yapıldı Bereketli topraklar üzerinde... IŞIK ÖĞÜTÇÜ Çukurova Üniversitesi'nin 13. Ba- har Şenliği'nde 'Oğlu Işık Öğütçü gözüyle Orhan Kemal' temalı bir söyleşi için davet aldığımda çocuk- lar kadar sevınmiştim. Ceyhan, Ada- na, Çukurova sadece baba toprağı de- ğil, atalanmın toprağıydı. Oralarda gezmek, havayı solumak babamın 1930'lu yıllardaki yaşantısının gö- zümde canlanması demekti. Mayıs sıcağında Adana'ya vardı- ğımda babamın insanlan çevremdey- di. Siyah şalvarlanyla tarlada çapa yapanlar, etraftaki küçük insanlar, şe- hirde bıçkın bıçkın dolaşan çapkın delikanlılar, kendilerine Iaf atılan güzel genç kızlar, karsanbaç, bici- bici, şalgam suyu satanlar, pazar- lar, yöresel kıyafetlerle kadınlar ve daha bir alay küçük küçük insanlar. "Kargası bol bir güney kasabası- nın dışmda. akarken duruyormuşa benzeyen bir nehrin kenaruıda, ulu dutlara gömülü bir çiftök." Işte bu- rası babamın dünyaya geldiği Cey- han. Ceyhanlı hemşerim Osman Yantır'la gezdiğimiz Ceyhan so- kaklan, Ceyhan'la ilgili sohbet et- tiğimiz Ceyhan âşığı belediye baş- kanı Hüseyin Sözlü. kitap kampan- yası çerçevesınde Orhan Kemal ki- tap setini armagan ettiğım Ihsan Demirtaş llköğretim Okulu'nun öğ- retmenleri, mahalle muhtan ve o yörenin güzel insanlan bana sarı sıcaklan, sıtma ağaçlan, portakal, limon, turunç bahçelenyle bereket- li topraklar üzerinde olduğumu ha- tırlattı. Orhan Kemal'ln Adanası canlandı Adana'da Çukurova Üniversite- si'nin Türk Dili ve Edebiyatı bölü- mü öğretim üyeleri Bedri Aydoğan, Çetin Derdiyok ve Deniz Abik'in rehberliğinde dolaştığım Adana so- kaklan, Döşeme, Hurmalı. Kara- sofu mahalleleri, Kuruköprü. Eski tstasyon, Küçüksaat, Melekgirmez Çarşısı, 'Heye'li. 'TeknüTli, 'Hüs'lü, Essahlı, •MavrayıKes'libol Ada- nahyık'lı keyifli sohbetler. Bize ka- tılan Adanalı yazar ve gazeteci dost- lar \1. Demirel Babacanoğlu, Zafer Doruk, Mustafa Emre'yle 'Milli Mensucat Fabrikasf nda yaptığı- mız gezi sırasında sanki kâtip olan babam, dokuma işçisi Cemile anam, arkadaşları İh/as ve Izzet ustalar, kapıda Bekçi Murtaza, Köse Ha- san, PehBvan Ali, İflahsızın Yusuf, Güllü, Deveci Halil hepsi ve hepsı canlanıp önümden birer birer koşuş- turarak geçip işlerinin başına gitti- ler. Hele akşamüzeri gittiğimiz iş- çi meyhanesi. babamın da gittiği Giritli'nin meyhanesini gözümün önüne getirdi. Şenliğin ilk günü genç, dinamik rektör Yalçın Kekeç. yardımcılan Şinasi Akdemir ve Cengiz Dündar'la şenlik yürüyüşünde yaptığımız ne- şeli sohbet; sevgili Mümtaz Ho- ca'yla andığımız 1974 Orhan Kemal Roman Armağanı'nı 'Yenişehir'de Bir Öğle Vakti' ile kazanan Sevgi Orhan Kemal (ortada),FıkretOtyam (soWa)vç Ahmed AriTle (sağda) Ankara'da. Soysal anılan canlandırdı. Söyleşi- de öğrencilerin, konuklann ilgisi Çukurova Üniversitesi'nin yerleşi- mi, güzel organizasyonu ve çalışkan yöneticileri beni tekrar öğrenci ol- maya bile özendirdi. Adana'dan ayrılırken bereketli topraklan, tüm insanlan ve bu ülke- yi bana sevdiren Orhan Kemal'i ana- rakmınldanıyordum: "Çukurova'da bahar harikadır! Gok masmavi, kır- mızı topraklar yemyeşildir! Degdi- ği yeri köz gibi yakan güneş tam te- pededir... Çukurova'nın bereketli toprağına dört kilo çiğit at, seksen \â- lo küüü pamuk versin-." KADIN VVOMEN Sumru Ağıryürüyen •Yasemin Göksu »Yeninur Ada Herkes Z Hazlran Çarşamba: stancul Buyujcşehır Belechyes Şehıı Tıyatrolan Ben Anadolo 3 »»»<"»" Perşembe Mek Produksıycn SevglH Kanm 4 Haılran Curna A:.-ara Sanat Tıyatıosu Memleketlmden loıan Mıuıınnıhn 5 Haziran Cumaıtesi Aakaıa Saaat Tıyatosa Memleketimden İnsan Mannınıhın *r 8B :y] & Behza: Uygm Tv/anaeu Güldüıea Şâpbe g Hazban Salı Ken: Oyunculâr. lnlıluııoıtu Ttkzbafi 9 Hazitan Çar^amba Semaveı Kampanya Mem Da ZSn 10 Haziran Petşembe Dostlaı Tıyatrosa Fay BatU 11 Haziran Cuma Sunay AKir. Kıhat Strcaı SATI S:nek Shrrl Stnek Dedln de Aknma GeML U Hazlran Cnmartad Tıyatıo I stanbul Pembe Pniantalar 14 H*r*"»" Paıaıtcai Aitaü Eıkekh tp«rf»n» Tafamak 15 Haziran Salı Yüaız Kenter Pıojesı Oscar *c Pembeli Melefti 16 Haziran Çarfamrn Yılcü2 Kenteı ?rc]es: O«car *e Pembeli Melefti 17 Haziran Per^embe Lever.t Kma&Oya Başar Tıya^csu Taşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz 18 Haziran Cuma Ah ~c.:3ZX::: Tıya^csu ödfiaç taşamlat Cumhuriyet AysaOıganızıasyor. www aysaoıg com Teı (0212! 29! 5: 96 Rtımglı Risan Oifa /i. 454 15 56 ,1246 25 90 7', 263 39 28 TivatroStâdvosu Mı/ltr l bir tör sevda yöneten: Ahmet levendoğlu bir buyona çığıt DERYA AUBORA - MEHMETALİ KAPTANLAR Jf'tSVkM HASTANES) Cumhurlyel 2-3-4-5- Hınran 2100 tfrle lait Sahnesj Oerrtoys C»d Haziran - 21.30 Babylon (Biletler: Biletix ve Babylon gişelerinde) P P R ISVICREHASTANESI Cumhuriyet SATILIK Cumhuriyet Çanta Beldesi'nde kaba inşaatı bitmiş ev. Tel: 0212-240 13 27/ 0543 - 672 80 73 BAKIRKÖY1. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 2003 10 Tereke Davacı: Türk Eğıtun Vakfı Vekılı: Av. Muktedır Ilhan vs. Mırasçılan: 1- ,AJııneî N'üzhet Boray 2- Orhan Polat Bolatoğlu Müteveffa: Beşaret Necat Polatoğlu Taraflan yazılı bulunan ışbu tereke tespitı davasın- da Istanbul ili, Beyoğlu ilçesı, Cihangir Mah. nüfusu- na kayıtlı olduğu bildırilen Mehmet Hakkı ve Şadı- ye'den olma 1330 d.lu ve 9.5.1997 tarihinde vefat eden Beşaret Necat Polatoğlu'nun tüm araştınnalara rağmen mirasçılan bulunmamış mahkememızce ven- len 13 02.2004 tarıh 2003 10 tereke, 2004 2 tereke sayıh karar ile tereke dosyasından el çekılmış, mevcut tereke eşyalan Av. Yasemin Tahan'a yedıemin olarak teslim edilmış olup \e tereke mevcudu olan Bakırköy Emlak Bankası Şubesı'nde bulunan paraiann faızlen ile birlikte mansup mirasçı olan Türk Eğitim Vakfı"na verilmesine, resmi hesabın kapatılmasına karar venl- miş olup, ışbu karann mirasçılara teblığ yenne kaim olmak üzere ilan olunur Basın: 25107 GOLGESİ TURGAY FtŞEKÇt İki Şairin Hayatı Şairlerin hayatları da şiirleri kadar ilginçtir ge- nellikle. Kimi zaman şiirlerine bakarak hayatla- rını, kimi de hayatlanna bakarak şiirlerini anla- yabiliriz. Bu yüzden şairlerin yaşamlannı anlatan kitap- lar da şiirleri kadar ilgi çekicidir. Dünya Kitapla- rı yaşamöyküsj dizisinden yayımlanan iki kitap, yirminci yüzyıln iki büyük şairi, Mayakovski ile Aragon'un ÇOK sayıda fotoğraf ve desenle be- zenmiş yaşamarıyla buluşturuyor okurları. Ben Kimimi adlı Mayakovski kitabını Sait Maden hazırl;innış. Kitaba adını veren 'Ben Ki- mirn?'baş\ıkhpölüm, Mayakovski'nin kendi ka- leminden çıkmiŞ bir yaşamöyküsü. Sait Maden bubölümeeklediği 'Yıldökümü', 'LiliBrik'e Mek~ tuplar' ve şiirterden seçmelerle kitabı zengınleş- tirmiş. Yirminci yüzyilm başlarında şiirdeki yenilik ha- reketleriyle ülkesindeki yeryüzünün ilk sosyalist devrimini kişiliğinde birleştiren Mayakovski, bir yandan devrimin simgesi bir şair olma görevini üstlenmişken, öte yandan da türlü bireysel acı- lar yaşar. Yaşadığı tarihsel dönemin önemi yanında, ya- şamındaki trajik boyut da, onun şair kişiliğini ve şiirlerini besler. Devrim alanlannda, stadyumlar- da, salonlarda haykırarak okuduğu şiirler, dün- ya şiirinde yeni bir çığır açarken, iç dünyasının fırtınalan da dinmek bilmez. Mayakovski'ye iliş- kin bir yaşamöyküsü kitabı da, Ataol Behramoğ- lu'nun derlemesiyle Alkım Yayınevı'nce yayım- landı: Mayakovski. Şairin yaşamı ve yapıtlarına daha politik bir bakışla eğilen bu kitap da şiirle- rinden örnekler ve fotoğraflar içeriyor. Bahadır Gülmez'in hazırtadığı Aragon yaşa- möyküsü Hayatım Bir TıyatrolRoman Gibi adı- nı taşıyor. 1897'de doğan Aragon, 1982'deki ölümüne dek, kendi yaşamını ülkesinin tarihiyle bütünleş- tirebilmesiyleyüzyıhn benzersiz yazın kişiliklerin- den biri oldu. 1920'lerde Dadacılık ve Gerçeküstücülük akım- lanndan geçtikten sonra, 1930'larda sosyalist dü- şünceleri benimseyen Aragon, aynı dönemde ta- nıştjğı Elsa Triolet'ye de büyük bir aşkla bağ- landı. Nazılerin yükselişine karşı mücadele, İkinci Dünya Savaşı ve ülkesinin işgal edilmesiyle baş- layan direniş hareketi, savaş sonrasında ilerici bir kültür için yaptığı çalışmalar boyunca Ara- gon'un şiirlerinde yurt ve insanlık sevgisiyle El- sa sevgisi birbirine kanşır, birbiri içinde erir. Ülkemizde ilk kez Orhan Veli'nin çevirdiği "Elsa'nın Gözlen" şiiriyle ünlenen, sonraları Sa- it Maden'in 'Elsa'ya Şiirler' ve Gertrude Duru- soy ile Ahmet Necdet ın 'Mutlu Aşk Yoktur' çeviri kitaplanyla en sevilen yabancı şairierden biri olan Aragon'un çağının dertleriyle harman- lanmış yaşamöyküsü okurlar için elbette ilginç olacaktır. Aragon'un yaşamöyküsünü okuyanlar, bir şa- irin yaşamı yanında, yirminci yüzyılın siyasal ta- rihi ve edebiyat akımlarını da tanımış olacaklar. Aragon'un eşi Elsa ile Mayakovski'nin pek çok şiirini adadığı sevgilisi Lili Brik'in kız kardeş ol- maları da bu iki büyük şairi birleştiren bir başka unsur. Yaşamöykülerine bakıldığında bu şairle- rin sanki yeryüzünü altüst etmek için dünyaya geldikleri de düşünülebilir. Şairlik belki biraz da budur! tfisekci(n superonline.com Orhan Kemal Ödiil Töreni bugün • Kültür Senisi - 'Mor' adlı yapıtıyla '2004 Orhan Kemal Roman Armağanı'na değer görülen înci Aral'a ödülü, Orhan Kemal'in ölümünün 34. yıldönümü olan bugün saat 10.30'da Orhan Kemal Kütüphanesi'nde verilecek. Orhan Kemal Kültür Merkezi'nin düzenlediği törende, ünlü yazar da anılacak ve sanatı uzerine konuşmalar yapılacak. Metin Balay, Ayten Şan, Işık Öğütçü, Adnan Özyalçıner, Gülsüm Cengiz, Tahsin Yücel, Semih Balcıoğlu, Tanju Anapa törene katılacak ve söz alacak olan isimler. (0 212 292 92 45) R Ü L T Ü R İ Ç İ Z İ K K A M I L M A S A R A C I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear