Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
&AYFA CUMHURİYET 6 ŞUBAT 2004 CUMA
8 HABERLERIN DEVAMI
TURKIYE
Isstanbul
Edirne
Hocaelı
Ç-anakkale
Irmır
Manısa
/ydın
D«nızlı
S
S
S
S
B
B
B
B
13
16
11
15
18
15
19
14
2onguldak Y 10 Antalya
Sınop
Samsun
Trabzon
Gıresun
Ankara
Eskişehir
Konya
Sıvas
Y
Y
Y
Y
S
S
S
K
10
10
12
10
9
10
9
4
B 19 Kars
Adana
Mersın
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardın
Siirt
Hakkâri
Van
B
B
PB
PB
PB
PB
S
S
16
16
8
11
7
7
0
2
K -7
5 Berlın
Yurdun Kuzey ve doğu ke-
sımlen parçalı çok bulutlu,
Batı Karadenız kıyılan Or-
ta ve Doğu Karadenız, Iç
Anadolu'nun kuzeydoğusu Helşmkl
le Doğu Anadolu'nun ku- Stockholm K 5 Madrıd
zeyı yağışlı dığer yerier sz
bulutlu geçecek Marmara
DIŞ MERKEZLER
Oslo
Londra
Y 11 Moskova PB
K -7 Bıtdapeşte PB 13 Aşkabat Y
B 17 Astana PB -6
ıle yurdun ıç kesımlennde Amsterdam
yef yer sıs gorulecek. Hava Brü ksel
sıcaklığı yurdun batı ve ıç p ğ
kesımlenndebırazartacak II
dığer yeriefde onemnlı bır Bonn
değışıklık olmayacak
Y 13 Vıyana
11
13
Belgrad
Sofya
B 15 Taşkent Y
B 12 Bakû PB
Y 14 Roma
PB 12 Bışkek B
Y 14 Tıflis K -3
Münih
Y
"B"
14 Atina B 20 Kahıre B 18
13 Zürıh B 13 Şam B 14
Parçalı bulutlu Sısı t Çok bulutlu ı Yağmunu jKanı Gok gurultuiu
G U N C E L CÜ1NEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
riyormuş.
Çağrı mektubunu ve içereceği koşulları bek-
lemenin zirveye egemen olduğunu; Rauf Denk-
taş, toplantıdan sonra -kendisinden istenildiği
biçimde- "Görüşmeler başlayacaksa hangi
esaslar üzerinden başlayacağını Annan'dan ala-
cağız ve ona göre tekrar bir değerlendirme ya-
pacağız. Bekleme safhasındayız" diye doğrula-
dı. Bu hükümet, istihbarat yoksulu bir hükü-
met. Hükümeti uyaracak, aydınlatacak olan ku-
rum Dışişleri. Annan'ın mektubu postaya ver-
mek üzere olduğu açıklanmadan önce hüküme-
te duyurulmuş olsaydı, zirvedeki görüşmelerin
rengi ve biçimi değişirdi.
Çözüme en büyük engelin Rauf Denktaş ol-
duğunu öne süren görüşlerin artık beş paralık
değeri yok. Zira, Kıbrıs sorununda RTE ve Gül,
inisiyatifi ele aldıklarını zirvedeki konuşmalarıy-
la bir kez daha kanıtladılar. Yeni politikanın so-
rumlusu artık hükümet!
Zirvede anlaşıldı ki RTE, Rum tarafının genel
sekreterin ön koşullarını reddetmesi olasılığına
bel bağlayarak Annan'a referandum güvence-
si verdi.
KKTC heyeti bu görüşe karşı çıktı. Hesapla-
rın bu olasılığa göre yapılmasındaki yanhşlığı,
Rum tarafının Annan'ın önkoşullarını havada
kapacağı açık bir dille RTE'ye anlatıldı. Referan-
dum tam bir teslimiyetçilik idi.
KKTC'den gelen uyarılara hesapsız kitapsız
bir yanıt verdi RTE: "Varsın reddetsinler. Mese-
le onların uzlaşmaz olduğunu göstermek!"
Peki sonra? Ya tersi bir tavır gösterirse Rum-
lar, ön koşulları kabul ederlerse... O zaman?
RTE'ye göre, "o zaman masaya otururuz."
Ankara geleceği göremeyen bu basit mantı-
ğın tutsağı.
• • •
RTE, Davos'ta Annan'a koşullu bir güvence
verdi, ama ne güvence: "Rumlar kabul ederse
biz de ön koşullarınızı kabul ederiz" dedi. Bu
söylem "biradım önde olma" politikası gereği.
"Biradım önde olmak" Rum kurnazlığını ha-
rekete geçirdi. Kararsız, hatta ön koşullara kar-
şıymış gibi bir davranış sergilediler. Ankara'nın
ve Ankara'dan ayrı bir politika izlememeye özen
gösteren KKTC'nin önkoşulları bir adım önde
olma gayreti içinde kabul edeceğini hesapladı-
lar.
Tabii bu arada -BM ve AB kulislerinde- ken-
di koşullarını hazırlama fırsatını da yakalıyorlar.
Annan çağnsından habersiz zirvede "ya Rum-
lar da ön koşulları kabul ederse" sorusu günde-
me geldiğinde RTE gayet sakin, ver kurtulun ilk
perdesini açtı: "Masaya oturacağımızı" söyledi.
Zirveden bir saat sonra TRT 1'de görüşme-
lerde "milli siyasetimizin" olmazsa olmazlarını
sıraladı; "Kıbns'taikidil, iki ayn etnik kökene da-
yalı, iki ayn egemen kesimin vartığından, (An-
nan'a ters düşerek) bu iki kesimliliğin kuvvetlen-
dirilmesinden, bu gerçekleşmezse arzu edilen
sonuca gelinemeyeceğinden" söz etti. Garan-
törlük zaten kabul edilmiş. Harita sorunu ise
çözümleniverirmiş. ötesi "detay!"
Kıbrıs dünyası dert küpü. RTE verdim gitti di-
yecek noktada; rahat!
• • •
Nisan başlannakadargörüşmelerde Rumlar-
la -RTE'nin sıraladığı- temel ilkelerde anlaşma
nasıl sağlanacak? Ohooo, RTE'ye göre bun-
dan kolay ne var! Şaka sanmayın, RTE'ye ege-
men formül şu: Amerika, teslimiyetçi anlayışı-
na kurban RTE'yi kıracak değil ya. önce görüş-
melerde Rum ve Yunan tarafına Türkiye lehine
bastıracak, olmazsa BM Genel Sekreteri'ne,
plana istediklerimizi yazdırtacak(mış) ve... böy-
yük zafer!
Bizi yönetenlere akıl fikir ihsan eyle Yarabbi!
• • •
Zirve, dün toplanacağı söylenen Rum Milli
Meclisi'nin kararını beklemeyi, Annan'dan Ra-
uf Denktaş'ın -yeni koşullar içermesi olası-
mektubu aldıktan sonra yanıt vermesini uygun
görerek dağıldığı saatlerde, Annan'ın 10 Şu-
bat'ta sadece iki toplumu değil, Türkiye, ingil-
tere ve Yunanistan temsilcilerini de New York'a
çağırdığını BM sözcüsü açıkladı.
Mektupta var veya yok, varlığından söz edi-
len cümle doğrusu Annan'ı yansıtıyor: Temsil-
cilerin 10 Şubat'ta NY'ye gelmelerini, ön koşul-
larını kabul ettikleri anlamında yorumluyor.
Kendin ettin, kendin buldun hükümet; el kol
bağlı, buyur NY'ye!
'Laikliğin temeli egemenlik'• Baştarafı 1. Sayfada
linde ulusal egemenlik yatar. La-
ik sistemde, egemenlik ulusun-
dur; dünya işleri dünyevi kural-
larla düzenlenir; din ve devlet iş-
leri birbirinden rümüyle ayrıl-
mıştır; din, vicdanlardaki kutsal
ve özel yerinde korunur: devle-
tin siyasal, sosyal, hukuksal,
ekonomik hiçbir alanı din kural-
lanyla düzenlenemez.
• Demokrasiler laikliği ko-
runıah: Dinin vicdanlardaki
özel yerinde korunması bağla-
mında laikhk, inanç ve ibadet
özgürlüğünün güvencesidir. La-
ıkliğın olmadığı yerde özgürlük-
lerden söz edilemez. Laiklik ay-
nı zamanda demokrasinin de te-
melidir. Laikliğin içeriği zede-
lenirse demokrasıden de söz et-
mek olanaksızlaşır. Bu nedenle
demokrasiler, sürekliliklerini
sağlamak adına laikliği her tür-
lü baskı ve anlam çarpıtmasına
karşı korumak zorundadırlar.
• Laiklik temel nitelik:
Cumhuriyet'in kurulmasından
sonra yönetimde, eğitimde, top-
lumsal yaşamda ve hukuk siste-
minde aşamaaşama gerçekleşti-
rilen laiklik, 1937 yılında ana-
yasaya girmiş, 1961 ve 1982
anayasalannda da devletin de-
ğiştirilemez temel nitelikleri ara-
sında sayılmıştır. Laiklik ilkesi-
nin benımsenmesi, özgür düşün-
cenin ve demokrasinin gelışme-
sine, akh, düşüncesi ve vicdanı
özgür kuşaklann yetiştirilmesi-
ne olanak sağlamıştır.
• tnançların siyasal amaçla
kullanılması sakıncalı: Bırey-
lerin hiçbir baskı ve yönlendır-
me altında kalmadan inançlan-
nı yaşamalannı, farklı inançlara
saygı duymalanru ve toplumsal
yaşamın uyum içerisinde sürdü-
rülmesini olanaklı kılan laiklik,
demokrasinin "farklılıklann
bir arada yaşaması" anlayışına
da katkıda bulunmaktadır. Laik
bir rejimde herkesin inanç ve
ibadet özgürlüğü korunur. An-
cak, bireylerin inançlannın siya-
sal amaçla kullanılması kabul
edilemez. Bunun, din ve vicdan
özgürlüğü, toplumsal banş ve
demokratik rejim için büyük sa-
kıncalar doğuracağı unutulma-
malıdır.
• Cumhuriyet sonsuza dek
yaşatılacak: Anayasal düzeni-
mizin temelini oluşturan laikli-
ğin korunması ve dinin siyasal
amaçlarla kullanılmasının ön-
lenmesi konusunda her birey ve
kurum, üzerine düşeni yapmayı
sürdürmelidir. Ulusumuz, Ata-
türk ilke ve devrimlerinden, çağ-
daşlaşma ereğinden asla ödün
vermeyecek, Cumhunyeti tüm
kurum ve kurallanyla sonsuza
kadar yaşatacaktır.
Arınç: Herkes İnanç
özgürlüğüne sahlp
TBMM Başkanı Biilent
Arınç mesajında, laık düzende
herkesin dinı inanç ve düşünce
özgürlüğüne sahip olduğunu
söyledi. Annç'ın mesajında,
"Laiklik, vatandaşların vic-
dan. dini inanç ve kanaat öz-
gürlüklerini her türlü baskı-
dan uzak kuUanabUmelerinin
güvencesi ve hukuksal çerçeve
içinde inanç ve ibadet özgürlü-
ğünün temelidir. 1924 Anaya-
sası ile anayasa hukukumuza
giren laiklik ilkesi ile tüm
inançlar teminat altına alın-
mıştır. Laik düzende herkes,
dini inanç ve düşünce özgürlü-
ğüne sahiptir" şeklindeki laik-
lik vurgusu dikkat çekti. Annç
mesajını. "Bu nedenle laiklik,
Türkiye Cumhuriyeti'nin vaz-
geçilmez ilkeleri arasındadır"
diye tamamladı.
Erdoğan: Din ve İbadet
özgürlüğünün Ifadesl
Başbakan Recep Tayyip Er-
doğan da mesajında temel hak
ve hürriyetlerin laiklik ilkesiyle
garanti altuıa alındığı çağdaş de-
mokrasiyi daha da güçlendirme-
ye çahştıklannı bildirdi. Erdo-
ğan, mesajında şunlan kaydetti:
"Türkiye, laiklik ilkesi ile çağ-
daş dünyanın önemli bir unsu-
ru olduğunu tescil etmiş ve
modern yönetim sistemine
tam olarak geçmiştir. Öte yan-
dan, din, vicdan ve ibadet öz-
gürlüğünün ifadesi olan laik-
lik ilkesi, toplumsal huzuru-
muzun ve Mustafa Kemal Ata-
türk'ün bize gösterdiği, ülke-
mizi muasır medeniyetler se-
viyesinin üstüne çıkarma ide-
ali içinde farklı inançların
hoşgörüyle bir arada yaşama-
sının teminatıdır."
CHP: Laiklik karsıtları
devletten besleniyor
CHP Grup Başkanvekilı Ali
Topuz, laikliğin anayasaya giri-
şinin 67. yıldönümünde, devlet-
teki kilit kadrolara yerleştirilip
devletten güç alan laiklik karşıt-
lannın görevden alınmasını is-
tedi. Topuz, Meclis'te düzenledi-
ği basın toplantısında, laiklik il-
kesinin tartışılır hale getirilmek
istendiğıni, anayasanın değişti-
rilmesi önenlemez ilkelerini çü-
rütmeye, gözden düşürmeye dö-
nük eylemlenn Türkiye'yi bü-
yük badirelere sürükleyebılece-
ğini söyledi.
Ümmetçi olduğunu söyleyen
Milli Eğitim Bakanlığı Müste-
şan ile Başbakanlık Müsteşan
ve Başbakan'ın özel danışmanı
Yalçın Akdoğan'ın "devleti
Müslümanlaştırmaya" dönük
görüşlenne dikkat çeken Topuz,
"Bu tür düşünceleri taşıyan
insanlar devletin yönetim ka-
demelerinden bir an önce
uzaklaştırılmahdır. İlk defa
AKP döneminde böyle düşü-
nenler devletin kilit noktaları-
na taşınmıştır" dedi.
"Muratlarına eremeyecek-
lerdir, bizi telaşlandıran bu de-
ğildir" dıyen Topuz, "Bizi te-
laşlandıran laiklik karşıtlan-
nın devlet gücüyle örgütlen-
mesidir" görüşünü düe getirdi.
Yılmaz Roma'da
6
lobi yaptı'
LEYLA
TAVŞA1SOĞLI
ROMA-"Şurada çok
güzel bir lokanta var.
Helede bir tiramisu ya-
pıyor. Parmaklarınızı
yersiniz. Ya da havaya
uçarsınız. Zaten tirami-
su İtalyancada uçur-
mak aniamına geliyor."
Bunlan bizim rehber Öz-
ge Ersu söylüyor, Roma
sokaklanndan geçerken...
Sonra bıyık altından gü-
lerek ekliyor:
"Lezzetli, ya da değil.
Nasılsa 24 saat sonra gi-
deceği yer Roma kana-
lizasyonu değil mi?"
Gülüşüyoruz. Dünden
beri üstümde olan ger-
ginliği hemen hemen atı-
yorum. Nasıl gergin ol-
mam ki? Tam bir konfe-
ransın orta yerindeyken
genel yayın yönetmeni-
niz sizi ararsa ve "Yann
sabah Roma'ya gidi-
yorsun" derse ne yapar-
smız? Daha pazar yazımı
yazmamışım. Ustelik
konferansın haberini de
sıcağı sıcağına yetiştir-
meklazım...
Genel yayın yönetme-
nine, boynumuz kıldan
ince, demediğim gibi
"Gitmiyorum" çıkışı bi-
le yaptun. Ama nafile...
Üstelik alay konusu bile
oldum, "Hadi.eanım.is-
temem yan cebime" di-
verek..
Roma'da tarih olduğu korunmak için çalışılıyor. Turistler de halk da bunun için çaba harcıyor.
BAŞSAĞLIĞI
Vakfımızın değerü kurucu üyesî ve
1991-1998 yılları yönetim kurulu üyemiz,
belgesel sinemamızın usta yönetmeni,
SUHAARIN
yitirmenin derin üzüntüsü içîndeyiz.
Kederli ailesine ve dostlarına
başsağlığı dîliyoruz.
TÜRSAK VAKFI YÖNETİM KURULU
Benim neyime gerek
Ülkerspor'un basket ma-
çı, diye söylene söylene
yola çıkıyorum. Ama
doğrusu değiyor. Hele
maç sırasmda yanımdaki
Ahmet Korulsan bir ara-
lık kulağıma eğilip "Ya-
hu. Şu Mesut Yılmaz'a
bak. Adam acaba ne za-
man heyecanlamp canlı
olduğunun a\ırdına va-
racak" dediğinde çok
eğleniyorum. Doğrusu
Mesut Yılmaz'ın salona
girdiğini görmemişim.
Bir de bakıyorum bizim
ön sıraya oturanlann ara-
sındaYılmaz'ın ta kendi-
si. Sıranın başında sutın-
da sıyah paltosuyla maçı
seyreden ise bizim Roma
Büyükelçisi Necati Ut-
kan. Aralannda Dışişleri
Bakanlığı AB tlişkilerin-
den Sorumlu Müsteşar
Yardımcısı Büyükelçi
Volkan Bozkır da var.
Allah Allah! Bu âdemler
burada ne yapıyorlar da
rüzgânn bir tanesi bunla-
n basket maçına savuru-
verdi? Bizim gruptakiler-
den birisi tahmin yapıyor:
"Mesut Yılmaz lobicilik
faaliyetlerine merak
sardı ya. Sık sık Avru-
pa'da. özellikle de Al-
manya'da toplantılara
katılıyor. Herhalde o
toplantılardan birisine
geldiler. Büyük olasılık-
la da Dick Cheney'nin
burada düzenlediği top-
lantıya katıldılar. O ara-
da da Ülker'in maçını
kaçırmak istemediler."
Yeme içme alemi
ve kültürel gezi
Eh, herhalde öyledir...
Maçın bitiminden he-
men sonra meçhul bir is-
tikamete doğru birlikte
salondan çıkıyorlar. Biz
degecenin l l'indenson-
ra yemek yiyeceğimiz lo-
kantaya. Yemek, deyince
burada yazmadan geç-
mek istemiyorum. Ül-
kerspor maçı için geldi-
ğimiz Roma'da ev sahıp-
lerimiz bizi neredeyse her
dakika damardan doyura-
caklar. Öylesine bir yeme
ıçme çılgınlığına kapıl-
mışız ki kendimizi kaldır-
makta zorluk çekiyoruz.
Neyse ki bu yeme içme
âlemlerinin arasında kül-
türel gezintiler yapıyo-
ruz. Örneğin Vatikan'a,
ömeğin Kutsal Melekler
Kalesi'ne gidiyoruz. Ora-
da Batı Hıristiyan Kilise-
si'nin başı Papa'lann na-
sıl "nefs-i nefislerine iş-
kenceyle beyaz mermer
sarayda oturup" met-
resleri ve ensest ilişkıler
içinde olduklan aile efra-
dıyla yaşadıklannı öğre-
niyoruz.
Bu ensest ilişkiler ko-
nusunda, kayıtlı rehberi-
miz Signora Sigi'yı sı-
kıştırmak istememize,
ünlü Alessandro Bor-
gia'nın, kızı Lucretia ve
oğlu Cesare"yle olan top-
lum vicdanına aykın bağ-
larını sormamıza rağmen
gayet politik yanıtlar ah-
yoruz. Buraya kayıtlı ol-
mayan, ama asıl rehberi-
miz Özge Ersu'yla da
arada bir kıkırdaşıyoruz.
Özge espriler patlatıyor.
Bu kez kıkırdamalar kah-
kahalara dönüşüyor.
Tarihl esere saygı
Vatikan'ı gezerken son
durağımız Sistin Manas-
tın oluyor. Bu manastınn
duvar resimlerinin pek
çoğunu unutulmaz sanat-
çı ve bilim insanı Le-
qnardodaV
r
ınci yapmış.
Öbür sanatçılar arasında
Rafaello, Petrugio gibi
büyük isimler de var. Her
gün çok sayıda turistin
gezdiğı manastır inanıl-
maz biçimde dış etkilere
karşı korunuyor. İçeride
yüksek sesle konuşmak,
flaşlı fotoğraf çekmek ya-
sak. Bu kurallan bozanla-
n. yine turistlerin kendi-
leri uyanyor. Bır de bi-
zim kültür mirasımızı ko-
ruma ya da korumama
anlayışımızı düşünüyo-
rum. BM eğitim ve kültür
örgütü UNESCO'nun
kültür varlıklannın bütün
insanhğın mırası olduğu
yolundaki karanna karşm
Sistin Manastın'ndan
500 küsur yıl daha eski
olan bizim Aya Sorya, ya
da Aya Inni'ye nasıl cina-
yet işlediğimiz kafama
dankediyor. Ayaîrini'de
bırakın yavaş sesle ko-
nuşmayı, ünlü orkestrala-
ra konser verdiriyor. kon-
serlerin ardında da bir gü-
zel kokteyller düzenliyo-
ruz. Bu mu kültür mirası-
nı korumak
0
Bu eski kül-
tür varlıkları günün birin-
de rezonanstan çöktüğü
zaman acaba bunun hesa-
bını kim \erecek?
Motorlu araç yasak
Birde otobüsler... Hiç-
bır otobüs ve motorlu
araç Roma'nın belli ta-
rihi bölgelerıne sokul-
muyor. Hele turist oto-
büsleri bir noktaya kadar
girebiliyor. Ondan sonra
da bizim ülkede "efen-
dimiz" muamelesi etti-
ğimiz turistler, konulan
kurallara saygı göstere-
rek gidecekleri yere ka-
dar yürüyorlar. Ne ba-
caklannın incilen dökü-
lüyor ne de ayaklanna
maydanozun dıkenleri
batıyor.
Bizim Roma'da oldu-
ğumuz günlerden 28 O-
cak günü de bazı odakla-
nn şiddetli muhalefetine
karşın tek-çift plaka uy-
gulamasına geçiliyor.
Dansı bizim başımıza!
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
B Baştarafı 1. Sayfada
ların çoğunluğu AKP, soldan aday olmuşlann da
hemen tümü CHP listesinden seçime girmek için
genel merkezlerde kulis yapıyor.
Adaylann çoğunluğu yerel yönetimler konu-
sunda eğitim ve bilgi sahibi değil. Seçilirse kol-
tukta öğrenecek!
AKP yöneticileri partilerinden başvuranların
sayısının yüksek olduğunu görünce hem onlan
tanımak hem de kendilerine en uygununu seç-
mek için genel merkezde "sözlü sınav" yapma
kararı aldılar. 7 bin 600 aday adayının bir bölü-
mü, 12 genel başkan yardımcısının komisyon
başkanı olduğu sınavlarla testten geçti.
Vatan gazetesinden Faruk Mangırcı, sınava
girip çıkanlara yöneltilen soruları toplamış. Ha-
ber önceki gün yayımlandı. Sorulardan bazıları
şunlar:
- Yatsı namazı kaç rekâttır?
- 2B nedir?
- Aday gösterilmezsen AKP'ye hizmet etme-
ye devam edecek misin?
- Şaır Nefi'den bir dize okur musun?
- Başörtüsü sorununu nasıl çözebiliriz?
- Ankara Savaşı nerede, kimler arasında oldu?
Tımur Türk müdür, Arap mıdır?
- Herhangi bir cemaate yakınlık duyuyor mu-
sun? Tarikatlar hakkında ne düşünüyorsun?
- Seçım bölgende arkamda diyebileceğin kişi
var mı?
Bu ve benzeri sorular uzayıp gidiyor. Haberi
kesip ayırmıştım. Dün Yeni Şafak'taki medya si-
cil amirlerinden Kur-çat Bey'in sayfasında ha-
berin eleştirisini okudum. Arkadaşımız haberi be-
ğenmemiş. Masabaşı yapıldığını iddia ediyor.
Soruların tümünü sıraladıktan sonra "Bir aday
adayı bu sorulaha karşılaşırsa 'Size de, şair Ne-
fi'ye de, Timur'a da' diyerek mülakatın yapıldığı
mekânı hızla terk etmemesi mümkün değil" di-
yor.
Bu derın analizi okuduktan sonra Mangırcı'yı
aradım. Haberin ayrıntılarını anlattı. Kimi aday
adayları aynen sıcıl amirimizin buyurdukları gibi,
"Bizi aptal yerine mi koyuyorlar?.. Çocuk gibi
davranıyorlar..." diye diye genel merkezden ay-
rılmış...
Yerelden genel sonuçlar
Her neyse. konumuz belediye başkanlarının
yerel yönetim bilincinin düzeyi. AKP iktidarının
hükümet etme biçimi dikkate alındığında bu par-
tiden aday olacak bir kişinin asıl şu sorulara sağ-
lam yanıtlar vermesi gerekiyor:
- Bölgende bizim iktidanmızın uzantısı olabi-
lecek misin?
- AKP kadrosundan devlet katlarına atamak is-
tediğimiz, ancak kararnamesi Köşk'ten dönen ki-
şilere kadro açabilecek misin?
- Tarikatların ağırlığını sürdürmek için neler ya-
pacaksın?
- AKP kadrolarının belirleyeceği öğrencilere
burs vermek için gerekli hazırlığı yaptın mı?
- Ankara'da dile getirmemizin sakıncalı olaca-
ğı kimi kritik konulan gündeme getirerek "Bakın,
yerel yönetimler böyle istiyor. Ankara daha fazla
direnmemeli" dememizi sağlayabilecek misin?
Işin kara mizahı bir yana, Konya-Selçuklu ola-
yı yerel seçimlerde göreve getireceğimiz kişile-
rin ne kadar önemli ışlevleri olabileceğini bir kez
daha gözümüzün içine soktu. Enkazın tozundan
dumanından bir şey göremeyen siyasetçilerimız
bu olayı ne ölçüde dikkate alacaklar bilemeyiz.
Konya'nın bir başka öğrettiği de şu:
Türkiye'de inşaat kalıtesinden hukuka saygı-
ya kadar temel kavramlar yerleşmeden yöneti-
min yeretieşmesi, Selçuklu ve benzen felaketle-
ri daha da arttırabilir!
AKP'nin bu süreçtekı başlıca kaygısı ise şu:
Yerel seçimlerden genel sonuçlar çıkarmak.
Sandıktan hedeflediği oyu alarak "Ey Ankara, iş-
te halk benim her şeyimi onaylıyor. İlk 1.5 yılda
yapamadıklarımı bundan sonra yapacağım" de-
mek!
AKP bu yola girerse...
Çıkamaz...
ankcum ı ktv.ttnet.net.tr
Tasarı Meclis'te tartışmaya açıldı
Fmnsa'da öğretmenkr
türbanyasağıistiyor
Dış Haberler Servisi
- Fransa'da dınsel sım-
gelerin okullarda yasak-
lanmasını öngören yasa
tasansı mecliste tartış-
maya açılırken Fransız
öğretmenlerin dörtte
üçünün tasanya destek
verdiği ortaya çıktı.
Le Monde'un dünkü
haberine göre CSA
araştırma kuruluşunun
22-24 Ocak tarihleri
arasında Fransa'da 504
lise öğretmeniyle ger-
çekleştirdiği anket, öğ-
retmenlerin yüzde 76'sı
gibi ezici bir çoğunlu-
ğunun yasanın çıkma-
sından yana olduğunu
gösterdi.
Dinsel simgelere
anlaşılır tanım şart
Özellikle genç ve ka-
dın öğretmenler yasayı
savnnurken yasaya iliş-
kin genel kanı dinsel
simgelerin tanımında
daha anlaşılır ifadeler
kullanılması gerektiği
yönünde. Öğretmenle-
nn yüzde 72'si yasa ta-
sarısma siyasal simge-
lerin yasaklanmasının
da eklenmesi gerektiği-
ni düşünüyor.
Önemli bir sorun
Anket sonuçlanna
göre öğretmenlerin
yüzde 93'ü okulda la-
iklik unsurunu
"önemli" bulurken
yüzde 78'ı okullarda
türbanı "önemli bir
sorun" olarak tanımlı-
yor. Yüzde 62'lik bir
kesim tarikatlann etki-
lerinin okullarda daha
sık görülmeye başlan-
dığı görüşünü taşıyor.
Buna rağmen öğret-
menlerin çoğu türban-
lı kızlann okullardan
dışlanmasına karşı ol-
duklan yönünde görüş
bildiriyorlar.