22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
&AYFA CUMHURİYET 6 ŞUBAT 2004 CUMA 8 HABERLERIN DEVAMI TURKIYE Isstanbul Edirne Hocaelı Ç-anakkale Irmır Manısa /ydın D«nızlı S S S S B B B B 13 16 11 15 18 15 19 14 2onguldak Y 10 Antalya Sınop Samsun Trabzon Gıresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Y Y Y Y S S S K 10 10 12 10 9 10 9 4 B 19 Kars Adana Mersın Dıyarbakır Şanlıurfa Mardın Siirt Hakkâri Van B B PB PB PB PB S S 16 16 8 11 7 7 0 2 K -7 5 Berlın Yurdun Kuzey ve doğu ke- sımlen parçalı çok bulutlu, Batı Karadenız kıyılan Or- ta ve Doğu Karadenız, Iç Anadolu'nun kuzeydoğusu Helşmkl le Doğu Anadolu'nun ku- Stockholm K 5 Madrıd zeyı yağışlı dığer yerier sz bulutlu geçecek Marmara DIŞ MERKEZLER Oslo Londra Y 11 Moskova PB K -7 Bıtdapeşte PB 13 Aşkabat Y B 17 Astana PB -6 ıle yurdun ıç kesımlennde Amsterdam yef yer sıs gorulecek. Hava Brü ksel sıcaklığı yurdun batı ve ıç p ğ kesımlenndebırazartacak II dığer yeriefde onemnlı bır Bonn değışıklık olmayacak Y 13 Vıyana 11 13 Belgrad Sofya B 15 Taşkent Y B 12 Bakû PB Y 14 Roma PB 12 Bışkek B Y 14 Tıflis K -3 Münih Y "B" 14 Atina B 20 Kahıre B 18 13 Zürıh B 13 Şam B 14 Parçalı bulutlu Sısı t Çok bulutlu ı Yağmunu jKanı Gok gurultuiu G U N C E L CÜ1NEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada riyormuş. Çağrı mektubunu ve içereceği koşulları bek- lemenin zirveye egemen olduğunu; Rauf Denk- taş, toplantıdan sonra -kendisinden istenildiği biçimde- "Görüşmeler başlayacaksa hangi esaslar üzerinden başlayacağını Annan'dan ala- cağız ve ona göre tekrar bir değerlendirme ya- pacağız. Bekleme safhasındayız" diye doğrula- dı. Bu hükümet, istihbarat yoksulu bir hükü- met. Hükümeti uyaracak, aydınlatacak olan ku- rum Dışişleri. Annan'ın mektubu postaya ver- mek üzere olduğu açıklanmadan önce hüküme- te duyurulmuş olsaydı, zirvedeki görüşmelerin rengi ve biçimi değişirdi. Çözüme en büyük engelin Rauf Denktaş ol- duğunu öne süren görüşlerin artık beş paralık değeri yok. Zira, Kıbrıs sorununda RTE ve Gül, inisiyatifi ele aldıklarını zirvedeki konuşmalarıy- la bir kez daha kanıtladılar. Yeni politikanın so- rumlusu artık hükümet! Zirvede anlaşıldı ki RTE, Rum tarafının genel sekreterin ön koşullarını reddetmesi olasılığına bel bağlayarak Annan'a referandum güvence- si verdi. KKTC heyeti bu görüşe karşı çıktı. Hesapla- rın bu olasılığa göre yapılmasındaki yanhşlığı, Rum tarafının Annan'ın önkoşullarını havada kapacağı açık bir dille RTE'ye anlatıldı. Referan- dum tam bir teslimiyetçilik idi. KKTC'den gelen uyarılara hesapsız kitapsız bir yanıt verdi RTE: "Varsın reddetsinler. Mese- le onların uzlaşmaz olduğunu göstermek!" Peki sonra? Ya tersi bir tavır gösterirse Rum- lar, ön koşulları kabul ederlerse... O zaman? RTE'ye göre, "o zaman masaya otururuz." Ankara geleceği göremeyen bu basit mantı- ğın tutsağı. • • • RTE, Davos'ta Annan'a koşullu bir güvence verdi, ama ne güvence: "Rumlar kabul ederse biz de ön koşullarınızı kabul ederiz" dedi. Bu söylem "biradım önde olma" politikası gereği. "Biradım önde olmak" Rum kurnazlığını ha- rekete geçirdi. Kararsız, hatta ön koşullara kar- şıymış gibi bir davranış sergilediler. Ankara'nın ve Ankara'dan ayrı bir politika izlememeye özen gösteren KKTC'nin önkoşulları bir adım önde olma gayreti içinde kabul edeceğini hesapladı- lar. Tabii bu arada -BM ve AB kulislerinde- ken- di koşullarını hazırlama fırsatını da yakalıyorlar. Annan çağnsından habersiz zirvede "ya Rum- lar da ön koşulları kabul ederse" sorusu günde- me geldiğinde RTE gayet sakin, ver kurtulun ilk perdesini açtı: "Masaya oturacağımızı" söyledi. Zirveden bir saat sonra TRT 1'de görüşme- lerde "milli siyasetimizin" olmazsa olmazlarını sıraladı; "Kıbns'taikidil, iki ayn etnik kökene da- yalı, iki ayn egemen kesimin vartığından, (An- nan'a ters düşerek) bu iki kesimliliğin kuvvetlen- dirilmesinden, bu gerçekleşmezse arzu edilen sonuca gelinemeyeceğinden" söz etti. Garan- törlük zaten kabul edilmiş. Harita sorunu ise çözümleniverirmiş. ötesi "detay!" Kıbrıs dünyası dert küpü. RTE verdim gitti di- yecek noktada; rahat! • • • Nisan başlannakadargörüşmelerde Rumlar- la -RTE'nin sıraladığı- temel ilkelerde anlaşma nasıl sağlanacak? Ohooo, RTE'ye göre bun- dan kolay ne var! Şaka sanmayın, RTE'ye ege- men formül şu: Amerika, teslimiyetçi anlayışı- na kurban RTE'yi kıracak değil ya. önce görüş- melerde Rum ve Yunan tarafına Türkiye lehine bastıracak, olmazsa BM Genel Sekreteri'ne, plana istediklerimizi yazdırtacak(mış) ve... böy- yük zafer! Bizi yönetenlere akıl fikir ihsan eyle Yarabbi! • • • Zirve, dün toplanacağı söylenen Rum Milli Meclisi'nin kararını beklemeyi, Annan'dan Ra- uf Denktaş'ın -yeni koşullar içermesi olası- mektubu aldıktan sonra yanıt vermesini uygun görerek dağıldığı saatlerde, Annan'ın 10 Şu- bat'ta sadece iki toplumu değil, Türkiye, ingil- tere ve Yunanistan temsilcilerini de New York'a çağırdığını BM sözcüsü açıkladı. Mektupta var veya yok, varlığından söz edi- len cümle doğrusu Annan'ı yansıtıyor: Temsil- cilerin 10 Şubat'ta NY'ye gelmelerini, ön koşul- larını kabul ettikleri anlamında yorumluyor. Kendin ettin, kendin buldun hükümet; el kol bağlı, buyur NY'ye! 'Laikliğin temeli egemenlik'• Baştarafı 1. Sayfada linde ulusal egemenlik yatar. La- ik sistemde, egemenlik ulusun- dur; dünya işleri dünyevi kural- larla düzenlenir; din ve devlet iş- leri birbirinden rümüyle ayrıl- mıştır; din, vicdanlardaki kutsal ve özel yerinde korunur: devle- tin siyasal, sosyal, hukuksal, ekonomik hiçbir alanı din kural- lanyla düzenlenemez. • Demokrasiler laikliği ko- runıah: Dinin vicdanlardaki özel yerinde korunması bağla- mında laikhk, inanç ve ibadet özgürlüğünün güvencesidir. La- ıkliğın olmadığı yerde özgürlük- lerden söz edilemez. Laiklik ay- nı zamanda demokrasinin de te- melidir. Laikliğin içeriği zede- lenirse demokrasıden de söz et- mek olanaksızlaşır. Bu nedenle demokrasiler, sürekliliklerini sağlamak adına laikliği her tür- lü baskı ve anlam çarpıtmasına karşı korumak zorundadırlar. • Laiklik temel nitelik: Cumhuriyet'in kurulmasından sonra yönetimde, eğitimde, top- lumsal yaşamda ve hukuk siste- minde aşamaaşama gerçekleşti- rilen laiklik, 1937 yılında ana- yasaya girmiş, 1961 ve 1982 anayasalannda da devletin de- ğiştirilemez temel nitelikleri ara- sında sayılmıştır. Laiklik ilkesi- nin benımsenmesi, özgür düşün- cenin ve demokrasinin gelışme- sine, akh, düşüncesi ve vicdanı özgür kuşaklann yetiştirilmesi- ne olanak sağlamıştır. • tnançların siyasal amaçla kullanılması sakıncalı: Bırey- lerin hiçbir baskı ve yönlendır- me altında kalmadan inançlan- nı yaşamalannı, farklı inançlara saygı duymalanru ve toplumsal yaşamın uyum içerisinde sürdü- rülmesini olanaklı kılan laiklik, demokrasinin "farklılıklann bir arada yaşaması" anlayışına da katkıda bulunmaktadır. Laik bir rejimde herkesin inanç ve ibadet özgürlüğü korunur. An- cak, bireylerin inançlannın siya- sal amaçla kullanılması kabul edilemez. Bunun, din ve vicdan özgürlüğü, toplumsal banş ve demokratik rejim için büyük sa- kıncalar doğuracağı unutulma- malıdır. • Cumhuriyet sonsuza dek yaşatılacak: Anayasal düzeni- mizin temelini oluşturan laikli- ğin korunması ve dinin siyasal amaçlarla kullanılmasının ön- lenmesi konusunda her birey ve kurum, üzerine düşeni yapmayı sürdürmelidir. Ulusumuz, Ata- türk ilke ve devrimlerinden, çağ- daşlaşma ereğinden asla ödün vermeyecek, Cumhunyeti tüm kurum ve kurallanyla sonsuza kadar yaşatacaktır. Arınç: Herkes İnanç özgürlüğüne sahlp TBMM Başkanı Biilent Arınç mesajında, laık düzende herkesin dinı inanç ve düşünce özgürlüğüne sahip olduğunu söyledi. Annç'ın mesajında, "Laiklik, vatandaşların vic- dan. dini inanç ve kanaat öz- gürlüklerini her türlü baskı- dan uzak kuUanabUmelerinin güvencesi ve hukuksal çerçeve içinde inanç ve ibadet özgürlü- ğünün temelidir. 1924 Anaya- sası ile anayasa hukukumuza giren laiklik ilkesi ile tüm inançlar teminat altına alın- mıştır. Laik düzende herkes, dini inanç ve düşünce özgürlü- ğüne sahiptir" şeklindeki laik- lik vurgusu dikkat çekti. Annç mesajını. "Bu nedenle laiklik, Türkiye Cumhuriyeti'nin vaz- geçilmez ilkeleri arasındadır" diye tamamladı. Erdoğan: Din ve İbadet özgürlüğünün Ifadesl Başbakan Recep Tayyip Er- doğan da mesajında temel hak ve hürriyetlerin laiklik ilkesiyle garanti altuıa alındığı çağdaş de- mokrasiyi daha da güçlendirme- ye çahştıklannı bildirdi. Erdo- ğan, mesajında şunlan kaydetti: "Türkiye, laiklik ilkesi ile çağ- daş dünyanın önemli bir unsu- ru olduğunu tescil etmiş ve modern yönetim sistemine tam olarak geçmiştir. Öte yan- dan, din, vicdan ve ibadet öz- gürlüğünün ifadesi olan laik- lik ilkesi, toplumsal huzuru- muzun ve Mustafa Kemal Ata- türk'ün bize gösterdiği, ülke- mizi muasır medeniyetler se- viyesinin üstüne çıkarma ide- ali içinde farklı inançların hoşgörüyle bir arada yaşama- sının teminatıdır." CHP: Laiklik karsıtları devletten besleniyor CHP Grup Başkanvekilı Ali Topuz, laikliğin anayasaya giri- şinin 67. yıldönümünde, devlet- teki kilit kadrolara yerleştirilip devletten güç alan laiklik karşıt- lannın görevden alınmasını is- tedi. Topuz, Meclis'te düzenledi- ği basın toplantısında, laiklik il- kesinin tartışılır hale getirilmek istendiğıni, anayasanın değişti- rilmesi önenlemez ilkelerini çü- rütmeye, gözden düşürmeye dö- nük eylemlenn Türkiye'yi bü- yük badirelere sürükleyebılece- ğini söyledi. Ümmetçi olduğunu söyleyen Milli Eğitim Bakanlığı Müste- şan ile Başbakanlık Müsteşan ve Başbakan'ın özel danışmanı Yalçın Akdoğan'ın "devleti Müslümanlaştırmaya" dönük görüşlenne dikkat çeken Topuz, "Bu tür düşünceleri taşıyan insanlar devletin yönetim ka- demelerinden bir an önce uzaklaştırılmahdır. İlk defa AKP döneminde böyle düşü- nenler devletin kilit noktaları- na taşınmıştır" dedi. "Muratlarına eremeyecek- lerdir, bizi telaşlandıran bu de- ğildir" dıyen Topuz, "Bizi te- laşlandıran laiklik karşıtlan- nın devlet gücüyle örgütlen- mesidir" görüşünü düe getirdi. Yılmaz Roma'da 6 lobi yaptı' LEYLA TAVŞA1SOĞLI ROMA-"Şurada çok güzel bir lokanta var. Helede bir tiramisu ya- pıyor. Parmaklarınızı yersiniz. Ya da havaya uçarsınız. Zaten tirami- su İtalyancada uçur- mak aniamına geliyor." Bunlan bizim rehber Öz- ge Ersu söylüyor, Roma sokaklanndan geçerken... Sonra bıyık altından gü- lerek ekliyor: "Lezzetli, ya da değil. Nasılsa 24 saat sonra gi- deceği yer Roma kana- lizasyonu değil mi?" Gülüşüyoruz. Dünden beri üstümde olan ger- ginliği hemen hemen atı- yorum. Nasıl gergin ol- mam ki? Tam bir konfe- ransın orta yerindeyken genel yayın yönetmeni- niz sizi ararsa ve "Yann sabah Roma'ya gidi- yorsun" derse ne yapar- smız? Daha pazar yazımı yazmamışım. Ustelik konferansın haberini de sıcağı sıcağına yetiştir- meklazım... Genel yayın yönetme- nine, boynumuz kıldan ince, demediğim gibi "Gitmiyorum" çıkışı bi- le yaptun. Ama nafile... Üstelik alay konusu bile oldum, "Hadi.eanım.is- temem yan cebime" di- verek.. Roma'da tarih olduğu korunmak için çalışılıyor. Turistler de halk da bunun için çaba harcıyor. BAŞSAĞLIĞI Vakfımızın değerü kurucu üyesî ve 1991-1998 yılları yönetim kurulu üyemiz, belgesel sinemamızın usta yönetmeni, SUHAARIN yitirmenin derin üzüntüsü içîndeyiz. Kederli ailesine ve dostlarına başsağlığı dîliyoruz. TÜRSAK VAKFI YÖNETİM KURULU Benim neyime gerek Ülkerspor'un basket ma- çı, diye söylene söylene yola çıkıyorum. Ama doğrusu değiyor. Hele maç sırasmda yanımdaki Ahmet Korulsan bir ara- lık kulağıma eğilip "Ya- hu. Şu Mesut Yılmaz'a bak. Adam acaba ne za- man heyecanlamp canlı olduğunun a\ırdına va- racak" dediğinde çok eğleniyorum. Doğrusu Mesut Yılmaz'ın salona girdiğini görmemişim. Bir de bakıyorum bizim ön sıraya oturanlann ara- sındaYılmaz'ın ta kendi- si. Sıranın başında sutın- da sıyah paltosuyla maçı seyreden ise bizim Roma Büyükelçisi Necati Ut- kan. Aralannda Dışişleri Bakanlığı AB tlişkilerin- den Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Volkan Bozkır da var. Allah Allah! Bu âdemler burada ne yapıyorlar da rüzgânn bir tanesi bunla- n basket maçına savuru- verdi? Bizim gruptakiler- den birisi tahmin yapıyor: "Mesut Yılmaz lobicilik faaliyetlerine merak sardı ya. Sık sık Avru- pa'da. özellikle de Al- manya'da toplantılara katılıyor. Herhalde o toplantılardan birisine geldiler. Büyük olasılık- la da Dick Cheney'nin burada düzenlediği top- lantıya katıldılar. O ara- da da Ülker'in maçını kaçırmak istemediler." Yeme içme alemi ve kültürel gezi Eh, herhalde öyledir... Maçın bitiminden he- men sonra meçhul bir is- tikamete doğru birlikte salondan çıkıyorlar. Biz degecenin l l'indenson- ra yemek yiyeceğimiz lo- kantaya. Yemek, deyince burada yazmadan geç- mek istemiyorum. Ül- kerspor maçı için geldi- ğimiz Roma'da ev sahıp- lerimiz bizi neredeyse her dakika damardan doyura- caklar. Öylesine bir yeme ıçme çılgınlığına kapıl- mışız ki kendimizi kaldır- makta zorluk çekiyoruz. Neyse ki bu yeme içme âlemlerinin arasında kül- türel gezintiler yapıyo- ruz. Örneğin Vatikan'a, ömeğin Kutsal Melekler Kalesi'ne gidiyoruz. Ora- da Batı Hıristiyan Kilise- si'nin başı Papa'lann na- sıl "nefs-i nefislerine iş- kenceyle beyaz mermer sarayda oturup" met- resleri ve ensest ilişkıler içinde olduklan aile efra- dıyla yaşadıklannı öğre- niyoruz. Bu ensest ilişkiler ko- nusunda, kayıtlı rehberi- miz Signora Sigi'yı sı- kıştırmak istememize, ünlü Alessandro Bor- gia'nın, kızı Lucretia ve oğlu Cesare"yle olan top- lum vicdanına aykın bağ- larını sormamıza rağmen gayet politik yanıtlar ah- yoruz. Buraya kayıtlı ol- mayan, ama asıl rehberi- miz Özge Ersu'yla da arada bir kıkırdaşıyoruz. Özge espriler patlatıyor. Bu kez kıkırdamalar kah- kahalara dönüşüyor. Tarihl esere saygı Vatikan'ı gezerken son durağımız Sistin Manas- tın oluyor. Bu manastınn duvar resimlerinin pek çoğunu unutulmaz sanat- çı ve bilim insanı Le- qnardodaV r ınci yapmış. Öbür sanatçılar arasında Rafaello, Petrugio gibi büyük isimler de var. Her gün çok sayıda turistin gezdiğı manastır inanıl- maz biçimde dış etkilere karşı korunuyor. İçeride yüksek sesle konuşmak, flaşlı fotoğraf çekmek ya- sak. Bu kurallan bozanla- n. yine turistlerin kendi- leri uyanyor. Bır de bi- zim kültür mirasımızı ko- ruma ya da korumama anlayışımızı düşünüyo- rum. BM eğitim ve kültür örgütü UNESCO'nun kültür varlıklannın bütün insanhğın mırası olduğu yolundaki karanna karşm Sistin Manastın'ndan 500 küsur yıl daha eski olan bizim Aya Sorya, ya da Aya Inni'ye nasıl cina- yet işlediğimiz kafama dankediyor. Ayaîrini'de bırakın yavaş sesle ko- nuşmayı, ünlü orkestrala- ra konser verdiriyor. kon- serlerin ardında da bir gü- zel kokteyller düzenliyo- ruz. Bu mu kültür mirası- nı korumak 0 Bu eski kül- tür varlıkları günün birin- de rezonanstan çöktüğü zaman acaba bunun hesa- bını kim \erecek? Motorlu araç yasak Birde otobüsler... Hiç- bır otobüs ve motorlu araç Roma'nın belli ta- rihi bölgelerıne sokul- muyor. Hele turist oto- büsleri bir noktaya kadar girebiliyor. Ondan sonra da bizim ülkede "efen- dimiz" muamelesi etti- ğimiz turistler, konulan kurallara saygı göstere- rek gidecekleri yere ka- dar yürüyorlar. Ne ba- caklannın incilen dökü- lüyor ne de ayaklanna maydanozun dıkenleri batıyor. Bizim Roma'da oldu- ğumuz günlerden 28 O- cak günü de bazı odakla- nn şiddetli muhalefetine karşın tek-çift plaka uy- gulamasına geçiliyor. Dansı bizim başımıza! GUNDEM MUSTAFA BALBAY B Baştarafı 1. Sayfada ların çoğunluğu AKP, soldan aday olmuşlann da hemen tümü CHP listesinden seçime girmek için genel merkezlerde kulis yapıyor. Adaylann çoğunluğu yerel yönetimler konu- sunda eğitim ve bilgi sahibi değil. Seçilirse kol- tukta öğrenecek! AKP yöneticileri partilerinden başvuranların sayısının yüksek olduğunu görünce hem onlan tanımak hem de kendilerine en uygununu seç- mek için genel merkezde "sözlü sınav" yapma kararı aldılar. 7 bin 600 aday adayının bir bölü- mü, 12 genel başkan yardımcısının komisyon başkanı olduğu sınavlarla testten geçti. Vatan gazetesinden Faruk Mangırcı, sınava girip çıkanlara yöneltilen soruları toplamış. Ha- ber önceki gün yayımlandı. Sorulardan bazıları şunlar: - Yatsı namazı kaç rekâttır? - 2B nedir? - Aday gösterilmezsen AKP'ye hizmet etme- ye devam edecek misin? - Şaır Nefi'den bir dize okur musun? - Başörtüsü sorununu nasıl çözebiliriz? - Ankara Savaşı nerede, kimler arasında oldu? Tımur Türk müdür, Arap mıdır? - Herhangi bir cemaate yakınlık duyuyor mu- sun? Tarikatlar hakkında ne düşünüyorsun? - Seçım bölgende arkamda diyebileceğin kişi var mı? Bu ve benzeri sorular uzayıp gidiyor. Haberi kesip ayırmıştım. Dün Yeni Şafak'taki medya si- cil amirlerinden Kur-çat Bey'in sayfasında ha- berin eleştirisini okudum. Arkadaşımız haberi be- ğenmemiş. Masabaşı yapıldığını iddia ediyor. Soruların tümünü sıraladıktan sonra "Bir aday adayı bu sorulaha karşılaşırsa 'Size de, şair Ne- fi'ye de, Timur'a da' diyerek mülakatın yapıldığı mekânı hızla terk etmemesi mümkün değil" di- yor. Bu derın analizi okuduktan sonra Mangırcı'yı aradım. Haberin ayrıntılarını anlattı. Kimi aday adayları aynen sıcıl amirimizin buyurdukları gibi, "Bizi aptal yerine mi koyuyorlar?.. Çocuk gibi davranıyorlar..." diye diye genel merkezden ay- rılmış... Yerelden genel sonuçlar Her neyse. konumuz belediye başkanlarının yerel yönetim bilincinin düzeyi. AKP iktidarının hükümet etme biçimi dikkate alındığında bu par- tiden aday olacak bir kişinin asıl şu sorulara sağ- lam yanıtlar vermesi gerekiyor: - Bölgende bizim iktidanmızın uzantısı olabi- lecek misin? - AKP kadrosundan devlet katlarına atamak is- tediğimiz, ancak kararnamesi Köşk'ten dönen ki- şilere kadro açabilecek misin? - Tarikatların ağırlığını sürdürmek için neler ya- pacaksın? - AKP kadrolarının belirleyeceği öğrencilere burs vermek için gerekli hazırlığı yaptın mı? - Ankara'da dile getirmemizin sakıncalı olaca- ğı kimi kritik konulan gündeme getirerek "Bakın, yerel yönetimler böyle istiyor. Ankara daha fazla direnmemeli" dememizi sağlayabilecek misin? Işin kara mizahı bir yana, Konya-Selçuklu ola- yı yerel seçimlerde göreve getireceğimiz kişile- rin ne kadar önemli ışlevleri olabileceğini bir kez daha gözümüzün içine soktu. Enkazın tozundan dumanından bir şey göremeyen siyasetçilerimız bu olayı ne ölçüde dikkate alacaklar bilemeyiz. Konya'nın bir başka öğrettiği de şu: Türkiye'de inşaat kalıtesinden hukuka saygı- ya kadar temel kavramlar yerleşmeden yöneti- min yeretieşmesi, Selçuklu ve benzen felaketle- ri daha da arttırabilir! AKP'nin bu süreçtekı başlıca kaygısı ise şu: Yerel seçimlerden genel sonuçlar çıkarmak. Sandıktan hedeflediği oyu alarak "Ey Ankara, iş- te halk benim her şeyimi onaylıyor. İlk 1.5 yılda yapamadıklarımı bundan sonra yapacağım" de- mek! AKP bu yola girerse... Çıkamaz... ankcum ı ktv.ttnet.net.tr Tasarı Meclis'te tartışmaya açıldı Fmnsa'da öğretmenkr türbanyasağıistiyor Dış Haberler Servisi - Fransa'da dınsel sım- gelerin okullarda yasak- lanmasını öngören yasa tasansı mecliste tartış- maya açılırken Fransız öğretmenlerin dörtte üçünün tasanya destek verdiği ortaya çıktı. Le Monde'un dünkü haberine göre CSA araştırma kuruluşunun 22-24 Ocak tarihleri arasında Fransa'da 504 lise öğretmeniyle ger- çekleştirdiği anket, öğ- retmenlerin yüzde 76'sı gibi ezici bir çoğunlu- ğunun yasanın çıkma- sından yana olduğunu gösterdi. Dinsel simgelere anlaşılır tanım şart Özellikle genç ve ka- dın öğretmenler yasayı savnnurken yasaya iliş- kin genel kanı dinsel simgelerin tanımında daha anlaşılır ifadeler kullanılması gerektiği yönünde. Öğretmenle- nn yüzde 72'si yasa ta- sarısma siyasal simge- lerin yasaklanmasının da eklenmesi gerektiği- ni düşünüyor. Önemli bir sorun Anket sonuçlanna göre öğretmenlerin yüzde 93'ü okulda la- iklik unsurunu "önemli" bulurken yüzde 78'ı okullarda türbanı "önemli bir sorun" olarak tanımlı- yor. Yüzde 62'lik bir kesim tarikatlann etki- lerinin okullarda daha sık görülmeye başlan- dığı görüşünü taşıyor. Buna rağmen öğret- menlerin çoğu türban- lı kızlann okullardan dışlanmasına karşı ol- duklan yönünde görüş bildiriyorlar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear