Catalog

Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VÂKFI adma İLHAN SELÇUK Genel Ya\ın Yönetmenı: İbrahim Yıldız # Yazıışlen Müdürü: Satim Alpaslan # Sorumlu Müdür Mehmet Sucu # Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara Iitıhbarat Cengiz V ıldırım • Ekonomı Öz- lem ^ üzak 0 Kultur Egemen BerKöz 0 Spor \bdülkadir \ ücelman # Makaleler Sami Ka- raören 0 Duzeltme Abdullah Yazıcı 0 Bıl- gı-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen Meh- met Faraç 0 A\rupa Temsılcısı Güra\ Öz YayınKundu ÜhanSelçuk(Baş- \nkaraTemsılcıy Mustafa Balbav AtatuıkBuhanNo 125,Kat4, Müessese Muduru kan).EmreKongar(Danışman). Bakanlıklar Tel 4195020 Ctıatl. Faks 419502" 7 •tzmırTemsıkısı Erol Erkut • Orhan Erinç, Hiknıçt Çetin- SerdarKızık.H Zı\aBK 135: S 2 3Tel 44] 1220 Faks 441S"45 Bıl<»ı Ulem ka> a, Şükran Soner, ibrahim •AdanaTembücbi'Çetin \iğenoğiu.lııonuCd 119S \o 1 1 Tel K , m Yıldız, Orhan Bursalı, Musta- 363 12 11. Faks %3 12 15 Antah a Temsılcısi \hmet Onıçoğtu IS -°™ lsan • fa Balbay, Hakan Kara. Cumhumet Cad 80 5 Tel 0242 24ttOQ5' Fax 243U509 Bılgı t>lem Sa- tış Fazilet Kuza • (jenel Mudur Nura; Özbek • ReUamGeiKİMudur^rd \lse> Sanoğlu. \iTabbaMme Udağ • Rezer.as>onveTeknıl. Melek BanıtçugüTel 0212 35433 98 e-maı! reklam a tak\ ım com tr \ avıınla«ln: "l enı Gun Haher \jdn»ı BaMine'ı a-.irw.iliK \ S Turkocagıtad ! ><41 Caialoğlu'4V4 Uıanbul Pk 246- Sırkecı W 5 U Tel m 212 M2 ıöıı-> ı^ıhaıı Faks ıu2l2rl-t^M5 B»skı: Mert.e^GazeleDerpBasım'lavıiKilıkSan \e lıc V} Bârtar», Buhan No 125 Bejitai; - U Dağıom: Mericez Dagınm Pa^arlama San \e Iıc 6ŞLB\T2004 lmsak 5 35 Guneş-7 04 Ögle 1225 lkındı 15 0" \kşam P 34 Yatsı 18.56 Üstü maske, alU çıplak • Haber Merkezi - Barselona'daki moda haftasının ilgınç bir konuğu vardı. Portekizli moda tasanmcısı Nuno Gama, yarattığı sonbahar kış koleksiyonunu tanıtmak için kullandığı mankenlerin yüzlerine bir maske iliştirerek defilesini sundu. Defilernn bu bölümünün sonbahar ve kışı hatırlatan tek özellığı ise yerdekı yapraklar ve maskelerdeki pastel renklerdi. (Fotoğraf: AP) Bırakın çocugunuz eleştirsin... I SFVAS (AA) - Uzmanlar, çocuklann sözlenni tartışmanın ve anne babalannı eleştırmelenne izin verilmesınin, kendılennı ifade etmelenni sağlayarak özgüvenlennin artmasma yardımcı olacağına dıkkat çekiyor. Bilim adamlan, çocuklanna büyük insanlar gibı davranan ve onlann söz ve davTanışlanna önem veren ailelerin çocuklannın kışilik gelişımıne katkıda bulunacağını söylüyor. Uzmanlara göre çocuklara 'sen küçüksün' demeden sözlenni tartışmak onlann özgüvenlerinı geliştırmede önemlı. Gündüz saatlerinde yayımlanan tanıtım filmleri hem firmaya, hem televizyon kanalma kazandınyor reklambombarchmanıGündüz kuşağında yer alan ve sağlık, çocuk yetiştirme, yemek gibi konulann bulunduğu programlar reklam pastasından büyük gelir elde ediyor. En büyük dilim TGRT'de yayınlanan Kadının Sesi adlı programın oldu. Program 1895 reklam aldı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Televızyon kanallan, gündüz kuşağında geniş yer ayırdığı kadınlara yönelik programlardan milyonlarca dolarhk reklam gelin elde ediyor. Temizlik malzemeleri, küçük ev aletleri, kozmetik, banka, dayanıklı tüketim mallan ve gıda gıbi sektörlerden çeşitlı markalar, pazarlamada en büyük hedef kitleyı oluşturan kadınlara en kısa yoldan ulaşmak ıçın bu programlannı tercih ediyor. Televızyonlann gündüz saatlerinde geniş yer ayırdığı kadınlara yönelik programlar yaymlandıklan kanallara büyük gelır sağlıyor. Medya Takip Merkezı (MTM), aralık ayında kadınlara yönelik programlann ıletişim ve pazarlamadaki etkısıne yönelik bir araştırma yaptı. 5 kanal üzennde yapılan araştırmaya göre, TGRT'de yayınlanan *Kadının Sesi" en çok reklam alan program oldu. Program, aldığı 1895 reklamla TGRT'ye yaklaşık 8 milyon 700 bin dolar kazandırdı. Kanal D'de yayınlanan "Sabah Sabah Seda Sayan" 996 reklamla 4 milyon 256 bın dolarbk gelır elde ederken Kanal 7'deki "Evlere Şenfik" 900 reklamla 5 milyon 250 bın dolarlık reklam aldı. atv"de yayınlanan "Esra Ceyhan'la A'dan Z'ye" 869 reklam ıle 2 milyon 258 bın dolar, Show TV'de yayınlanan "Sabah Yıldızlarr da 828 reklamla kanalma 3 milyon 444 bın dolar reklam gelin sağladı. Uardanel Ton birinci Bu programlarda, kadınlann sorunlanna rehberlik yapıhrken aynı zamanda eğlendirmek de amaçlanıyor Hedef kıtlelenne ulaşmanm en uygun yolu olarak kadınlann en çok izlediği programlan tercih eden reklam verenler arasında Dardanel Ton, Turkcell, Sabah gazetesı, Megacep. Ülker gıbi firmalar öne çıkıyor. Kadınlara yönelik programlara en çok reklam veren fırma. 326 reklamla Dardanel Ton oldu Turkcell 2 ve Sabah gazetesı 3 sırada yer alırken Megacep 4, Ülker de 5. sıraya yerleşti. Fırmalann sağladıklan reklam değerlennın de ıncelendiğı araştırmaya göre, Turkcell kanala sağladığı yaklaşık 973 bın dolarlık gelinyle binnci oldu. orun ıstedığı bir goz... Barselona'da 'Mass Culture' adlı sergiyi gezen zryaretçi şaşkın. Onlarca cansız manken bacağı arasında gezinen ziyaretçi iinlü ressam Salvador Dali'nin 4 Şubat'taki 100. doğum yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen sergide objektiflere böyle yakalandı. 400 sanatçının yaprtının sergilendiği sergi 23 Mayıs'a dek sürecek ve Dali'nin sanat yaşamına genel bir bakış olanağı sunacak. (Fotoğraf: REUTERS) Hanedanlıgın sağlık sorunlan Sultanlar da şişman çıktı ANKARA (AA) - Osmanlı hanedanının başta gut ve verem olmak üzere, yüksek tansıyon ve kalp ıle şişmanlıktan kaynaklanan bazı hastalıklarla yaşadığı bıldınldı. Güven Hastanesı'nden Prof. Dr. tzzettin Banş, Osmanlı hanedanının sağlık sorunlannı "Osmanlı Padişahlannın Yaşamlanndan Kesitier, Hastaüklan ve Ölüm SebeplerT adlı kıtapta topladı. Prof. Dr. Banş'ın araştırmalanna göre, Osmanlı tmparatorluğu'nun kurucusu Osman Gazi, Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman, 2. Bey^zıt ve 4. Mehmet gut hastasıydı. 3. Seİinı döneminde Osmanlı Sarayı'nda hızla yaygınlaşan verem hastalığı, 2. Mehmet, Abdülmecit, Abdülhamit, 2. Mahmut ve son padışah \ahdettin"ın yanı sıra sara>ın bırçok kadınını esir almıştı. Kıtabında padişahlann kaynaklara geçen rahatsızlıklannı yorumlayarak ölüm sebepleri hakkında tahmınlerde bulunan Prof. Dr. Banş, Osmanlı împaratorluğu'nun kurucusu Osman Bey'in kronıkleşmış gut hastalığının komplıkasyonu olan kalp-damar veya böbrek hastalığından olmuş olabıleceğini kaydettı. Gut hastalığına yakalanan ve aşın kılo alan Fatih Sultan Mehmet'ın akut kann ağnsı nedenıyle venlen fazla mıktarda afyondan bağırsaklan tıkanarak ölmüş olabileceğını belırten Banş, 2. Beyazıt'ın da gut hastalığına bağlı kalp, damar hastahklanndan hayatını kaybetmiş olabileceğını ıfade etti. Prof Dr Banş'ın araştırmalanna göre, Yavuz Sultan Selim kan çıbanı nedeniyle kan zehırlenmesınden vefat ederken, gut hastalığı, yaşlılık \e erken bunamadan mustanp olan Kanuni Sultan Süleyman da kalp ve damar hastahklanndan ölmüştü. SÖYLE$I ATTİLÂ İLHAN \.. Ayvaz Kasap / Aynı Hesap!./ Sevdiğiniz Tuborg Gold lezzeti şimdi "çek-aç" kapaklı şişelerde. Biranızı kolay açın, keyifle için diye... TUBORG. HAYATI DOLU DOLU YAŞA (...neyi tartışıyorduk? Batı ülkelerini 'Düvel-i Muazzama'ya dönüştüren 'Serbest Teşebbüs', yanı 'Açık Kapı Politikası'; aşağı yukan yarım yüz- yıldır, ülkemizde uygulanıyor, buna rağmen, gırt- lağımıza kadar borç içindeyiz, aksayan bir şey van Zihninizde kıvrılan soru işaretini, kestirebilmek mümkün: Dünyanın son iki yüzyılında -Osman- lı'nın Düvel-i Muazzama' dediği-, Batılı büyük güçler, o aşamaya bu yoldan, -yani 'açık ka- pı' siyaseti, 'liberal ekonomi', yani 'serbest te- şebbüs' yoluyla- ulaşıyor da; biz niye ulaşa- mıyoruz, böyle 'tekleyip' durmamız neden? Işin orasına 'rüfâiler' mi kanşır?. Yok canım, şimdi sıra geldi, onu konuşmaya!.. Sıra gelmesı- ne geldi de, önce, işin içindeki biryetkilinin, nasıl bir 'çıkmaza' girdiğimizi belirten sözlerine kulak vereîim; Holding basınının, geçtiğimiz yılın ihra- cat artışını, bir şenlik havasıyla verdiği malum; oysa aynı basın, istanbul Ticaret Odası Ocak ayı toplantısında. Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım'ın, şu dediklerini yayımladı: "...son günlerde değişik ağızlardan günde- me getirilen ihracat rakamları tartışmasını de- ğerlendiren Yıldırım, 'ihracatın yüzde 75'inin Euro Bölgesi'ne yapıldığı halde, hesaplama- lann Dolar üzerinden gerçekleştirildiğini' kay- detti. Ihracattaki artışın yüzde 35 olarak açık- landığını, ancak bu artış oranının Euro'ya gö- re yüzde 12, Türk Lirası'na göre ise yüzde 10 olduğunu' bildiren Yıldırım, '2002 yılında 60 [ katrilyon liralık ihracat yapılmış, 2003te ise 66- 67 katrilyon lira; artış ne kadar, yaklaşık yüz- de 10. Ihracatta kayıp var!.. Toz pembe tablo- lar! Biz de bu tablolardan pay almak istemez miyiz? 'İhracat patladı' diyorlar; patlayan çat- layan bir şeyyok ortada; ben bu rakamlara inan- mıyorum' dedi...") Neden böyle oldu?.. Peki, neden böyle oldu; evet Batılı 'Sistem' dün- ya egemenliğine 'liberal ekonomi' ile ulaş- mıştı; onu bu mertebeye getiren de, ülkelerin ulu- sal burjuvazisi, peki bizdeki Burjuvazi neden bu- nu başaramıyor? İki sebepten: 1/ Batı'lı ülkelerin Burjuvazisi, sahici Burjuvazi idi; Merkantilizm sonrasında, Soyluluğa (Za- degân) karşı alın teri ile savaşarak; ideolojisi et- rafına, işçileri ve köylüleri -yani öteki 'zahmetkeş- leri'- toplayıp, 'devrim'e gitmiş, duruma egemen olmuştur. Halbuki Devlet-i Aliyye'de, Çaıiık Rus- ya'sında, -öteki benzer toplumlarda-, bu durum oluşmuyor; Burjuvazi, daha başlarken 'komp- rador', yani 'ecnebi sermaye'nin hizmetkârı, ulusal serveti, onun için soyar; onun soyma- sına aracılık eder; Ulusal Devrim 'komprador' Burjuvazi'yi tasfiye edince; bu defa 'kamu asa- lağı' diyebileceğimiz bir 'ulusal burjuva' türü belirir ki, sahici 'serbest teşebbüs' ile ilgisi fi- lan yoktur; bu, 'ulusal bürokrasi'nin -ki duru- ma egemendir- atbğı kemiği kemirir; bunun için de rüşvet, irtikâp vb. yolları kullanır. 'Özelleştirme' operasyonu, -yine bınbir fırıl- dak ve dümenle-, halkın malı olan 'kamu işletme- /er/'ni (KİT'ler), o 'komprador' burjuvalara intikal ettiriyor; onlardan da kimlere, elbette 'ecnebi'yel Ülkemizdeki türden önce 'kamu asalağı', sonra 'ecnebi aracısı' bir Burjuvazi'nin; Batı ülkelerin- deki sahici Burjuvazılergibi, 'Ulusal Ekonomi'yi yükseltmesi ve yüceltmesi, söz konusu olamaz; o sadece 'ecnebi'ye hizmet ederek, ya kendi- sini yüceltir, ya ulusal serveti 'hortumlar'; ya da her ikisini birden yapar. 2/ Ikinci ve önemli fark, Batı'daki Burjuvazi ge- lişmesinin; Sömürgecılik'in (Colonialisme) en saltanatlı dönemine denk gelmesinde görülür; başka bir deyişle Batı ülkelerinde Burjuvazi ik- tidar olduğu zaman, Sömürge Imparatorluk- ları en parlak dönemlerini yaşıyordu; yani Soy- lular'ın yerine gelen yeni egemen sınıf, Burju- vazi -hatta onun yardımcısı işçiler-; uzak coğ- rafyalardaki mazlum ülkeleri sömürerek, ulu- sal ekonomilerini, -bu arada kendilerini- güç- lendirdiler; bunun bedelini, Afrika'da zenciler, Amerika'da Kızılderililer, Asya'da sarıderililer ödedi. Oysa, 'Küreselleşme' ve 'Özelleştirme' dö- neminin 'ulusal' tüccar ve sanayicısi, böyle bir imkândan mahrum; tam tersine o Sömürgecilik (Colonialisme) dönemi'nin 'komprador' Burju- vazisi yerine geçiyor; yaptığı kötü işi gözden ka- çırmak için de, dünya ekonomisinin artık 'evren- selleştiği' yalanını bulmuş! Doğru, 'evrenselleş- mesine' evrenselleşiyor ya, kimin çıkarına? El- bette, 'ecneb/'nin çıkanna, 'u/usa/'ın zararına! Yazıklar olsun!.. 3/ Şu halde, on yıldır uygulayıp durduğumuz; bu yetmezmiş gibi, ayrıca uluslararası liberal ör- gütlerce denetlendiğimiz, 'Açık Kapı Siyaseti' (Serbest Teşebbüs) ne yazık ki Türk Ekonomisi'ni düze çıkaramamış; aksine, pekâlâ geliştiği ve yük- seldiği sağlıklı düzlükten, ıçinde bulunduğu çuku- ra indirmiştir. Çünkü eskiden üretime ve üreti- ciye yaslanan, ekonomik bir Kamu Teşebbü- sü Anlayışı egemendi; oysa şimdi daha çok al gülüm ver gülüm, aracılık ve hortumculuk, ge- çer akçe; bu da ülkenin tüccarını ve sanayi- cisini, sahici ve 'ulusal' bir 'toplumsal sınıf ol- maktan çıkanyor; 'ecnebisermaye'nin 'elulağı', 'sömürgedeki aracı' durumuna indirgiyor; yani birçok bakımdan, Kurtuluş Savaşı'ndan önceki du- rumumuza! O zaman soru şu: Biz o savaşı niye yapmış- tık? Yeniden Düvel-i Muazzama'nın 'kulu' ol- mak için mi? e-mail:tilahan " isnet.net.tr http://www.bilgiyayinevi.com.tr/ailhan Faks:0-212/26019 88